OSMANLI DEVLETİ’NDE YABANCI DİL EĞİTİMİ

Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
ÖZET
Osmanlı Devleti’nin altı yüzyıllık tarihi boyunca
önem verdiği konulardan birisi de eğitim olmuştur.
Çünkü Osmanlı yöneticileri ve aydınları, eğitimin bir
milletin ilerlemesinin teminatı olduğunu bilmekteydiler.
Bunun sonucu devletin kuruluşundan itibaren eğitim
kurumlarının ülke geneline yaygınlaştırılması için gayret
gösterdiler. Böylelikle medreselerde verilen eğitimin yanı
sıra eğitim dili de önemli bir konu olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Osmanlı Devleti’nin yükselme ve zirve
dönemlerinde öğretilen Arapçaya ilave olarak duraklama
ve gerileme döneminde, Avrupa’nın üstünlüğünün
kabulü ile Batı dillerinden birisini de öğrenme zarureti
ortaya çıktı. Bu amaçla modern anlamda açılan okullarda
Fransızca başta olmak üzere, bazı Batı dilleri öğretilmeye
başlandı.
Anahtar Kelimeler: Osmanlı, Eğitim, Yabancı Dil
Eğitimi, Lisan Mektebi.
FOREIGN LANGUAGE EDUCATION IN THE
OTTOMAN EMPIRE
ABSTRACT
One of the issues that Ottoman Empire attach
importance during it’s six centuries history is education.
Ottoman administrators and intellectuals put emphasis
on education because they were aware of the fact that
education was essential to assure nations progress. With

 Yrd. Doç. Dr., Giresun Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü,
selimhilmi@hotmail.com.
1784 Selim Hilmi ÖZKAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
this aim, they worked to expand educational institutions
across the country. Thus, as well as the education in
madrasa, the language of education emerged as an other
important issue.
In addition to Arabic, which was taught in the
peak period of the Ottoman Empire, in the period of
stagnation and regression, with the acception of Western
superiority the necessity for acquiring one of the western
languages emerged. For this purpose, in newly opened
modern schools, Western languages, especially French,
started to be taught.
Key Words: Ottoman, Education, Foreign
Language Education, Language School.
Giriş
Osmanlı eğitim sistemi içerisinde yabancı dil eğitiminin
yerini anlayabilmek için, Osmanlı eğitim müfredatını ve medreselerde
okutulan dersleri incelemek gerekmektedir. Osmanlılarda ilk medrese
1330 tarihinde, Orhan Bey zamanında Ġznik‟te açıldı. Bursa‟nın fethi
ile birlikte Bursa‟da da yeni bir medrese açıldı. Bundan sonra devletin
sınırlarına katılan yeni yerlerde medreseler açılmaya devam etti. Fatih
dönemi, medrese ve eğitim sisteminde yeni bir dönemin baĢlangıcı
oldu. Çünkü Fatih‟in açmıĢ olduğu Sahn-ı Seman medreseleri hem
derece hem de eğitim sistemi bakımından diğerlerinden farklıydı.
Fatih döneminde açılan bu medreselere ilave olarak Kanuni Sultan
Süleyman döneminde, Süleymaniye adı ile açılan medreselerde, “tıp”,
“riyaziye” ve “darü‟l-hadis” gibi yeni ihtisas bölümleri(fakülte)
oluĢturuldu1
.
Osmanlı Devleti‟nin, ilk dönemlerinde medreselerin eğitim
süreleri konusunda net bilgiler yoksa da “Sahn-ı Seman”
medresesinde eğitim alabilmek için buraya gelmeden önce beĢ yıl
eğitim almak kanun haline gelmiĢti2
. Bunun dıĢında, alt düzeyde bir
medreseye de kayıt olmak isteyen bir öğrenci muhakkak, okuma
yazma baĢta olmak üzere, ilmihal gibi bir takım temel dinî bilgilere
sahip olmak zorundaydı. Çünkü Osmanlı Devleti‟nde medreseler

1
Ġsmail Hakkı UzunçarĢılı, Osmanlı Devleti‟nin İlmiye Teşkilatı, TTKY,
Ankara, 1998, s. 2, 3, 35.
2 Cahid Baltacı, XV-XVII. Asırlarda Osmanlı Medreseleri, Ġrfan Matbaası,
Ġstanbul, 1976, s. 36.
Osmanlı Devleti’nde Yabancı Dil Eğitimi 1785
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
ilköğretimden sonra gidilen orta ve yüksek öğrenim veren kurumlar
niteliğindeydi.
Bu çalıĢmamızda, Osmanlı medreselerinin eğitim dili ile
birlikte medreselerde verilen yabancı dil eğitimi ve Osmanlı
Devleti‟nin Arapça eğitimine bakıĢ acısı hakkında bilgi verilecektir.
Bunun yanı sıra, modern anlamda yeni okulların açılması sonrası,
Arapça ile birlikte batı dillerinden birini öğrenme ihtiyacı üzerinde de
durulacaktır. Son olarak, Osmanlı Devleti‟nin yabancı dil eğitimindeki
baĢarısı ve devletin son dönemlerinde devlet kademelerinde istihdam
edilen memurların yabancı dil bilgileri hakkında da bilgi verilecektir.
1. Osmanlı Devleti’nde Eğitim Dili ve Yabancı Dil
Meselesi
Osmanlı Devleti, Selçuklu ve diğer Ġslam devletlerinden
almıĢ olduğu eğitim mirası ve geleneğini geliĢtirerek devam ettirdi. Bu
açıdan kuruluĢ döneminde Selçuklu geleneklerine bağlı kalınarak daha
çok, naklî bilimlerin yanında matematik, astronomi gibi bazı temel
aklî bilimler de okutuldu3
. Bu dönemde okutulan kitaplar Arapça
olduğu için medreselerde Arapça ağırlıklı eğitim yapılıyordu. Fakat
ders anlatımlarında Türkçe tercih edilmekteydi. Klasik Osmanlı
dönemi için medreselerden mezun olanların büyük bir çoğunluğunun,
ana dillerinin yanı sıra Arapça ve Farsça gibi ikinci ve üçüncü bir dil
bildiklerini söyleyebiliriz4
.
Fatih tarafından açılan Sahn-ı Seman medreselerinde
okutulan kitaplar, daha çok tefsir, usul-ı fıkıh ve kelam gibi Arap lisanı
üzerine yazılmıĢ eserlerden oluĢmaktadır. Osmanlı medreselerinde
okutulan dersler ve derslerin dili hakkında bir açıklamalı bilgi vermek
gerekirse, ilk medresede mantıktan “Şemsiye Şerhini” okuyan bir
öğrenci daha yukarı derecedeki medreselerde yine mantıktan “Metâli
Şerhini” okurdu. Yine aynı Ģekilde kelamdan “Tecrid Haşiyesini”
okuyan bir öğrenci, daha yukarı medreselerde yine kelamdan
“Tavali” ve “Mevakıf Şerhlerini” okumak zorundaydı. Bu Ģekilde
basitten daha zora ve tafsilatlı bir Ģekilde sistem devam ederdi.
Okutulan bu dersler daha çok Arapça olup Türkçe açıklama ile dersler
anlatılırdı. Yani eğitim sisteminde bir silsile takip ettiği gibi ders
anlatımında kullanılan eserler, Arapça eserlerden meydana
gelmekteydi. Bunun bir örneğini XVI. asrın önemli âlimlerinden olan

3
Selim Hilmi Özkan, “XV ve XVI. Asırlarda Osmanlı Toplumunda Ġlmî
Zihniyetin Kaynakları”, SDÜ, Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, S. 4,
Isparta, 1999, s. 88.
4
Ġsmail Hakkı UzunçarĢılı, age., s. 33; Ramazan ġeĢen, “Osmanlı Ġlmi,
Osmanlılar‟ın Ġlimlere YaklaĢımı”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih
Dergisi, S. 37, Ġstanbul, 2002, s. 330, 331.
1786 Selim Hilmi ÖZKAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
TaĢköprülü-zâde‟de görebiliriz. TaĢköprülü-zâde Arapça lügat
ezberledikten sonra “Maksud”, “„Izzi”, “Merah”, “Avamil”,
“Kafiye” gibi temel Arapça gramer derslerini ve daha sonra,
“İsagoci”, “Hüsam”, “Şemsiye Şerhi” ve “Miftah”, “Mevakıf” gibi
birçok Arabî dersler almıĢtır5
. Buna benzer, Türk tarihinde yetiĢmiĢ
önemli Ģahsiyetlerin eğitim hayatı hakkında birçok bilgi verebiliriz6
.
Osmanlı Devleti, Ġslam dinine duymuĢ olduğu saygının bir
ifadesi olarak Arapçaya karĢı aĢırı bir ilgi göstermiĢtir. Bu saygının
ve ilginin bir gereği Arapça, medreselerde en baĢta okutulan
dillerdendir. Hatta Yavuz Sultan Selim‟in Arapçayı devletin resmi dili
bile yapmayı düĢündüğü söylenir7
. Osmanlı aydın ve idarecileri
Arapça öğretimi ve eğitimine önem verdikleri gibi kendileri de çok iyi
Arapça ve Farsça bilmekteydiler. Bunun en önemli kanıtı, Arap
edebiyatı ve Ģiiri alanında çok iyi bilgiye sahip olmaları ve
kendilerinin bu alanda eserleri olmalarıdır. Bunun yanı sıra ilk dönem
Osmanlı mahkemelerinde kadılar tarafından tutulan defterlerin bir
kısmı Arapça olarak kayda geçirilmiĢtir. Osmanlı yöneticileri Arap
coğrafyasına atayacakları kadı, müftü gibi idarecileri de iyi Arapça
bilenlerden seçmiĢlerdir8
.
Osmanlı medreselerinde Farsçanın okutulmaya baĢlaması
NevĢehirli Damat Ġbrahim PaĢa‟dan sonradır. Bu döneme kadar Farsça
eğitimi konusunda çok fazla bir giriĢim olmamakla birlikte, bu
tarihten önce Farsça eğitimine de iyi bakılmamıĢtır. Bununla birlikte
Osmanlı medreselerinde Farsça “Mesnevi”, “Gülistan” ve “Bostan”
gibi eserlerin okutulduğunu görmekteyiz. Yalnızca mesnevi okumak
için “darülmesneviler” de açılmıĢtır. Bilhassa divan edebiyatı
Ģairlerinin Farsça ağırlıklı Ģiirler yazması Farsçanın da Osmanlı
medreseleri ve aydınları arasında yaygın bir yabancı dil olduğunu
göstermektedir9
.
Osmanlı idarecileri, Arapça ve Farsçaya karĢı bu derece ilgi
duymalarına karĢın devletin resmî ve bilim dilinin Türkçe olması
gerektiği bilincindeydiler. Çünkü onlara göre “Dil bir topraktır, diğer
ilimler ise onun ürünleridir.” Bu sebepten, Osmanlı idarecileri
Arapçayı devletin resmi dili yapmak yerine, dine duyulan sevgi ve

5
Ġsmail Hakkı UzunçarĢılı, age., s. 39.
6 Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, Fakülte Kitabevi, Isparta,
2007, s. 115.
7 Leyla El-Sabbağ, “Osmanlı Ġdaresinin Ġlk Devrinde Arap Ülkelerindeki Fikir
Hayatının Yeniden Değerlendirilmesine Doğru”, Türk Dünyası Araştırmaları, (Çevr.
Tahsin Ö. Taha), S. 44, Ekim, 1986, s. 50, 51.
8 Leyla El-Sabbağ, agm, s. 51.
9 Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi, Ġstanbul, 1977, s. 155.
Osmanlı Devleti’nde Yabancı Dil Eğitimi 1787
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
saygının, dini değerleri öğrenmenin bir aracı olarak medreselerde
öğrenilmesi ve öğretilmesi taraftarı olmuĢlardır.
2. Osmanlıda Batı Dillerini Öğrenme Geleneği ve
Gereği
Osmanlı Devleti, 1606‟ya kadar Avrupa karĢısında siyasî,
1699‟a kadar da mutlak askeri üstünlüğünü devam ettirdi. Fakat 1699
Karlofça AnlaĢmasının imzalanmasından sonra Osmanlı Devleti, Batı
karĢısındaki üstünlüğünü yavaĢ yavaĢ Avrupa‟nın üstünlüğüne
bırakmaya baĢladı. Avrupa‟nın bu üstünlüğü ile birlikte Osmanlı
Devleti, Avrupa‟yı tanımak ve yakından görmek için oraya elçiler
göndermek zorunda kaldı10. Bu durum, Osmanlı devlet adamları ve
aydınları arasında kendileri dıĢında da bir dünya ve güç olduğunun
algılanmasına zemin hazırladı11. Bu döneme kadar baĢka devlet
nezdinde temsil edilmeyi küçüklük olarak kabul eden Osmanlı
Devleti, kendine gelen elçileri de Osmanlı Devleti‟ne duyulan bir
saygı sembolü olarak kabul ediyordu. Bu sebeple Osmanlı Devleti,
diplomasi açısından düzenli bir hariciye sistemi kurmak istememiĢtir.
Fakat Karlofça sonrası, Avrupa devletleri arasında diplomasinin öne
çıkmasından dolayı, Osmanlı devlet adamları da, devletlerarası
iliĢkilerde diplomasiye büyük önem vermeye baĢladılar12. Bunların
yanı sıra Karlofça görüĢmelerinde, Reisülküttap Râmi Mehmet
Efendinin baĢarılı olması ve uluslar arası iliĢkilerde diplomasinin ön
plana çıkmasıyla seyfıyye13 yerine hacegan14 ve kalemiyenin15 yani
sivil personelin sayısı ve tesiri giderek arttı. Bunlardan, Damad
Ġbrahim PaĢa (1718-30), Ragıb PaĢa (1757-63), Halil Hamid PaĢa
(1782-85) gibi bürokrasiye önem veren sadrazamlar zamanında
kadrolarda sivilleĢme iyice hızlandı. Mesela 1703-1774 arasında altı
reîsülküttâbın sadaret mevkiine yükseldiği; 1697-1774 tarihleri
arasındaki 27 reîsülküttâbdan 16‟sının haceganlıktan yükseldiği ve
11'inin ise daha sonra eyalet paĢası olduğu görülmektedir. Bu

10 Ġsmail Hakkı UzunçarĢılı, age., C. IV/I, s. 1; Oral Sander, Anka‟nın
Yükselişi ve Düşüşü, Ġmge Kitabevi, Ankara, 1987, s. 82.
11 Viorel Panaite, The Ottoman Law of War and Peace The Ottoman Empire
and Tribute Payers, Colombia Universty Press, New York, 2000, s. 134.
12 Gül Akyılmaz, Osmanlı Diplomasi Tarihi ve Teşkilâtı, Konya, 2000, s. 57;
Ali Ġbrahim SavaĢ, “Genel Hatlarıyla Osmanlı Diplomasisi”, Türkler-Osmanlı, C. I,
Ġstanbul, 2001, s. 643.
13 Asker kesimine verilen isimdir. Bu kol sadrazamdan en alt rütbedeki
kapıkulu ve tımarlı sipahiye kadar uzanan görevlilerden oluĢur.
14 Eskiden yüzbaĢı rütbesi karĢılığında sivil rütbe.
15 Osmanlı‟da, divanda niĢancı ve defterdar tarafından temsil edilen, idarî ve
malî bürokrasinin baĢındaki kimselere verilen isimdir.
1788 Selim Hilmi ÖZKAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
dönemde merkezî idareye bağlı olan diplomasi mesleği de bundan
payını aldı. Bu süreç ise hızlanarak devam etti16
.
Karlofça barıĢının hemen akabinde baĢlayan Lâle Devri‟nde,
Devlet Batı‟ya açılmıĢ; Paris, Viyana, VarĢova ve Rusya‟ya yollanan
elçiler yalnızca diplomatik görüĢmelerde değil; Batı diplomasisi,
kültürü, sanatı, sanayi-î, tarımıyla birlikte Batı‟nın askeri ve teknolojik
gücü hakkında da bilgi edinmeye ve bunları birer rapor halinde
sunmaya baĢlamıĢlardır. Bu dönemde yaĢanan değiĢimlerden birisi de
“yabancı dil” öğrenimi konusunda oldu. Çünkü bu döneme kadar
Batıyı küçük gören Osmanlı aydınları ve yöneticileri, Batı dillerinden
birisini de öğrenmeyi küçüklük olarak telakkî etmiĢlerdi. Bundan
dolayı da Batı dillerinden birisini öğrenmeyi hiçbir zaman
düĢünmemiĢlerdir. Devlet, dıĢ politikada ihtiyaç duyduğu yabancı dil
bilen personel ihtiyacını daha çok, yerli halk arasında Fenerli Rumlar
dediğimiz Batı ile yakın münasebetleri olan kiĢiler aracılığı ile
gidermiĢtir. Fakat zaman zaman bu tercümanların sadakatlerinden
emin olamamıĢtır. Devletin eğitim kurumlarında, Batı dillerinden
birisi de yabancı dil olarak okutulmadığı için bu tercümanlara mecbur
kalınıyordu. Bu durum, 1821‟de açılmıĢ olan Babıâli Tercüme
Odasına kadar sürdü. Babıâli Tercüme Odasının açılma nedeni ise
1821‟de patlak veren Yunan Ġsyanı sırasında Osmanlı memuru olarak
hizmet veren tercümanların ihanete varan davranıĢ ve tutumlarıdır.
Çünkü Osmanlı, bu tarihe kadar Avrupa‟daki olaylar ve iliĢkilerden
haberdar olma konusunda hâlâ Divan-ı Hümayun tercümanlarından
yardım almaktaydı. Bu isyan sonrası mecburiyetten kurulan Babıâli
Tercüme Odası, Osmanlı Devleti‟nde ilk defa sistemli Ģekilde yabancı
dil öğreten kurum olarak nitelendirilebilir17
.
Tercüme odasının açılmasının yanı sıra, XVIII. yüzyıl ve
XIX. yüzyıllarda açılan okullarda Arapça ve Farsçaya ilave olarak,
Batı dillerinden birinin de Osmanlı eğitim sistemine girdiğini
görmekteyiz. Mesela 1793 yılında açılan Mühendishane-i Berr-i
Hümayun okulunda, Arapçanın yanında Fransızca da okutulmaya
baĢlanmıĢtır. Fransızca 3. ve 4. sınıflardan itibaren okutulan dersler
arasındadır. Bilhassa XIX. yüzyılda baĢlayan eğitimde modernleĢme
hareketlerinde bu durumun kendini gösterdiğini söyleyebiliriz. Bu
dönemde açılan yeni eğitim ve öğretim kurumlarının müfredatlarına

16 Gül Akyılmaz, age., s. 46; Metin Heper, “Osmanlı‟da Devlet Geleneği”,
Türkiye Günlüğü, S. 73, Ankara, 2003, s. 125.
17 Sezai Balcı, Osmanlı Devleti‟nde Tercümanlık ve Babıâli Tercüme Odası,
Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Ankara
2007, s. 92vd.
Osmanlı Devleti’nde Yabancı Dil Eğitimi 1789
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
baktığımız zaman, Arapça ve Farsça yerini korumakla beraber, Batı
dillerinden birisine de yer verilmiĢtir. Mesela 1838 tarihinde açılan
rüĢdiyeler ile bunun dengi olan mekteb-i maarif-i adliye okulunun
programında, Arapça sarf ve nahiv ilmi ile Farsça ve Tuhfe-i Vehbi
derslerinin olduğu gözükmektedir. 1839 yılında açılan Mekteb-i
Maarif-i Adliye‟ye ilave olarak, Fransızca gramer dersi de kondu.
Yani Osmanlı Devleti gerek klasik dönemde gerekse modernleĢme
döneminde Türkçenin dıĢında ikinci ve üçüncü bir yabancı dil
öğrenme geleneğini sürekli devam ettirmiĢtir. Netice itibari ile modern
okulların açılmaya baĢlaması ile Arapça ve Farsçanın dıĢında
Fransızca da müfredata dâhil edilmiĢ oldu18
.
Orta öğrenimin ikinci kademesi niteliğindeki rüĢdiyelerin bir
üst eğitim kurumu olan idadilerin Osmanlı sınırlarında yaygınlaĢmaya
baĢlaması 1882 ile 1892 yıllarını kapsamaktadır. Bu yaygınlaĢma ile
beraber; Sultan II. Abdülhamit‟in saltanatının sonlarına doğru ülke
genelinde rüĢdiye sayısı 619, idadi sayısı 109‟a, buralarda okuyan
öğrenci sayısı 60 bine19 ulaĢmıĢ durumdaydı. 1898-1899 yıllarına ait
RüĢdiye ve idadi ders programı içerisinde ilk sene 1 saat Arapça dersi
verilmektedir. Ġkinci sene Arapça ders saati ikiye çıkarılmakta,
Arapçaya ilave olarak bir saat de Farsça dersi verilmektedir. Üçüncü
ve dördüncü sene Arapçaya ilave olarak 3 saat Fransızca dersi dikkat
çekmektedir. Fransızca ders saati 5, 6 ve 7. sınıflarda artırılmaktadır.
Farsça dersi ise 5, 6 ve 7. sınıflarda verilmemektedir20
.
RüĢdiye okullarında Fransızcanın zorunlu dersler arasına
alınması Abdülhamit döneminde altı kez, ikinci meĢrutiyet döneminde
üç kez sadrazamlık yapan Mehmet Sait PaĢa‟nın(1838-1914)
giriĢimleri ile olmuĢtur. Bu ders müfredatı ile Osmanlı Devleti‟nin
yabancı dil eğitiminde ne derece baĢarılı olduğunu bilemiyoruz. Fakat
II. Abdülhamit döneminde Ġzmir RüĢdiyesinde okuyan Halit Ziya
UĢaklıgil, anılarında RüĢdiye mektebini bitirenlerin Arapça, Farsça
konuĢup okuyamadıklarını ifade ederek RüĢdiye öğrencilerinin
baĢarısızlıklarından bahseder21. Ġdadi seviyesinde eğitim veren
Sultaniler ise Fransızca ve Türkçe eğitim veren kurumlar
niteliğindedir. Yabancı dil öğretimi için uygulanan denemelerin
baĢarısızlığı üzerine özellikle Ġstanbul‟da hem iyi düzeyde yabancı dil
öğretecek hem de devletin sivil kadro ihtiyacını karĢılayacak bir okul
açılması için çalıĢmalar yapıldı. Bu çalıĢmalar sonrası, Fatih

18 Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, Kültür Koleji Yayınları, Ġstanbul 1993,
s. 130.
19 RüĢdiye 40 bin, idadi 20 bin civarında.
20 Bayram Kodaman, Abdülhamit Devri Eğitim Sistemi, Ötüken Yayınları,
Ġstanbul, 1980, s. 152, 167; Yahya Akyüz, age., s. 202.
21 Halit Ziya UĢaklıgil, Kırk Yıl, Ġnkılâp Kitabevi, Ġstanbul, 1989, s. 84.
1790 Selim Hilmi ÖZKAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
döneminden itibaren Osmanlı Devleti‟nin ihtiyaç duyduğu kaliteli
devlet adamlarını yetiĢtiren “Enderun Mektebi” niteliğinde,
“Galatasaray Sultanisi” adıyla bir okul 1868‟de eğitime baĢladı.
Galatasaray Sultanisinde modern anlamda Fransızca eğitimi
yapılmaktaydı. Fransız hocaların da görev aldığı bu okul, verdiği
yabancı dil eğitiminin kalitesiyle kısa zamanda kendisini Avrupa‟ya
da kabul ettirdi. Bu okuldan mezun olanlar mükemmel derecede
Fransızca bilmekteydi. Sonraki yıllarda okul programına seçmeli
olarak Arapça, Farsça, Ermenice, Latince, Rumca, Bulgarca,
Ġngilizce, Ġtalyanca, Almanca dersleri kondu. 1 Eylül 1868‟de açılan
Galatasaray Sultanisi Türkiye‟de yabancı dil öğretimi açısından bir
dönüm noktası oldu. Bu lisenin diğer bir özelliği ise orta öğretim
düzeyinde yabancı dille öğretim yapan ilk devlet okulu olmasıdır. Bu
okulda Müslüman ve Gayrimüslim öğrenciler beraber eğitim
görmüĢlerdir22
.
Tablo 1: Rüşdiye ve İdadilerde Haftalık Yabancı Dil Dersleri
Dersin Adı
Sınıflar
1 2 3 4 5 6 7
Arapça 1 2 2 2 2 1 1
Farsça - 1 2 1 - - -
Fransızca - - 3 3 4 4 5
Elsine23 2 2 2 1
Toplam 1 3 7 7 6 5 6
Sivil okulların yanında askerî okullarda, Batı dillerinden
birisi 1840 yılında müfredata kondu. Fakat askeri okullarda öğretilen
Fransızca ile Fransızca lisanı öğrenilemediği gerekçesiyle 1855
senesinde Paris‟te “Mekteb-i Osmanî” adı ile bir okul açıldı ve tıbbiye
ile harbiyeden ve diğer bir takım askerî okullardan gönderilen
öğrencilere lise tahsili verildikten sonra Fransız askeri okullarına
gönderilerek yabancı dillerini geliĢtirmeleri için giriĢimlerde
bulunuldu. Fakat bu okuldan istenilen baĢarı elde edilemeyince 1875
yılında askeri rüĢdiye okulları açıldı24
.

22 Özcan Demirel, Yabancı Dil Öğretimi, Pegem Yayıncılık, Ġstanbul, 2003, s.
7; Cahid Baltacı, “Eğitim sistemi”, Osmanlı Dünyayı Nasıl Yönetti, Ġz Yayıncılık,
Ġstanbul, 2003, s. 268.
23 Elsine dersleri: gereğinde okutulan Rumca, Ermenice ve Bulgarcadır.
24 Osman Ergin, age., s. 427, 454.
Osmanlı Devleti’nde Yabancı Dil Eğitimi 1791
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
Yukarıda izahını yaptığımız Osmanlı mekteplerinde
okuyanların yabancı dil bilgisi hakkında çok teferruatlı bir bilgi elde
edebilmek için bu okullarda okuyanların tek tek sicil dosyalarını ve
hayat hikâyelerini bilmek gerekmektedir. ġimdilik bunu inceleme
imkânımız olmadığı gibi, bu sınırlı çalıĢmada bunu ifade etmek
oldukça güçtür. Fakat burada 1879-1909 yılları arasında sicil dosyaları
tutulan ve bizim incelemiĢ olduğumuz memurlardan bazıları hakkında
Ģu bilgileri verebiliriz.
Eğitim görmüĢ tüm Osmanlı yönetici ve aydınların temel
formasyonu Arapça ve Farsça olmuĢtur. Kültürlü bir Osmanlı efendisi
için yabancı dil bilmek Ģart olmakla birlikte geçerli diller Arapça ve
Farsçadır25. Arapça ve Farsça dıĢında Batı dillerinden en çok
kullanılan dil Fransızcadır. Tanzimat sonrası Osmanlı memurları
içerisinde 2-3 dil bilenlerin sayısı çok büyük bir grubu
oluĢturmaktadır. Bu durum hem Anadolu hem de Rumeli eyaletleri
için geçerlidir26
. Mesela Osmanlı okullarında eğitim gördükten sonra
bir devlet kademesinde görev yapan Merzifonlu 45 memurdan 11
tanesi bir yabancı dil, 5 memur ikinci bir yabancı dil, 11 memur
arasında 7 tanesi Batı dillerinden Fransızcayı bilmektedir. Yine bir
memur Ġtalyanca, bir memur da Ġngilizce bilmektedir(Bkz. Tablo 2).
Denizli‟nin Buldan ilçesinde doğan ve Osmanlı devlet teĢkilatında
görev yapan 14 memurdan 7 tanesi Arapça okuyup yazmakta veya
konuĢabilmektedir. Bunlardan iki tanesi Fransızcaya aĢina, iki tanesi
de Fransızca eğitimi; memurlardan iki tanesi de Farsçaya aĢina ve
Farsça eğitimi almıĢtır. Yani Buldanlı 14 memur arasında yedi tanesi
Türkçe dıĢında bir yabancı dil bilmektedir27. ĠncelemiĢ olduğumuz
diğer bir Ģehir Gaziantep‟tir. Gaziantepli 80 adet memurdan 36 tanesi
Türkçe dıĢında bir yabancı dil; Bu memurlardan 20 tanesi Arapça, 14
tanesi Fransızca bilmektedir. Bunun dıĢında Farsça 11, Ġngilizce 6,
Rusça 3, Rumca ise 2 kiĢi tarafından bilinmektedir. Ġtalyanca, Kürtçe,
Ermenice, Almanca, Gürcüce ve Bulgarca da memurlar tarafından
bilinen diller arasındadır (Bkz. Tablo 3)28. ĠncelemiĢ olduğumuz diğer

25 Sezai Balcı, “Osmanlı Devletinde ModernleĢme GiriĢimlerine Bir Örnek:
Lisan Mektebi”, Tarih Araştırmaları Dergisi, C. XXVII, S. 44, Ankara, 2008, s. 81.
26 Ġlber Ortaylı, Batılılaşma Yolunda, Merkez Kitaplar, Ġstanbul, 2007, s. 73.
27 Kemal DaĢcıoğlu, “Sicil-i Ahval Defterlerine Göre Buldanlı Memurlar”,
Buldan Sempozyumu, 23-24 Kasım, 2006, s. 566.
28 BOA, DH.SAİD.d., 3/600; 66/25; 39/43; 27/381/; 36/173; 24/424; 35/345;
191/32; 178/15; 164/189; 184/142; 193/147; 195/25; 182/33; 151/443; 147/455;
101/487; 151/273; 112/261; 139/403; 168/351; 90/315; 115/107; 178/300; 184/195;
131/107; 121/425; 117/353; 75/473; 51/405; 113/175; 135/377; 164/87; 184/168;
169/379; 108/33; 61/359; 127/481; 130/471; 91/421; 67/307; 24/442; 10/577; 46/47;
42/141; 106/87; 138/157; 2/874; 118/95; 4/102; 25/161; 8/751; 36/477; 8/753, 831;
147/173; 10/845; 3/246; 34/209; 30/295; 196/107; 151/233; 181/361; 114/347;
1792 Selim Hilmi ÖZKAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
bir memur grubu ise Amasyalı memurlar ile Amasya‟da görev yapan
memurlardır. Bunlar arasından 49 adet memur içerisinden 12‟si
Türkçe dıĢında baĢka bir yabancı dil; Bu memurlardan 7‟si Fransızca,
52i Arapça, 3‟ü de Farsça bilmektedir29. Akdeniz bölgesinden bir
örnek vermek gerekirse, Silifke doğumlu 30 memurdan 4 tanesi
Arapça, Farsça, Ermenice ve Rumca bilmektedir30. 1879-1909
tarihleri arasında görev yapan Balıkesir doğumlu 109 memur
arasından 60 tanesi en az bir yabancı dil bilmektedir. Bu duruma göre
Balıkesirli memurların yarısından fazlasının mesleklerini icra edecek
derecede en az bir dil bildiği anlaĢılmaktadır. Bu, o dönem için yüksek
sayılabilecek bir orandır. Hatta bazıları birden çok dil bilmektedir.
Bunların içinde Arapça, Farsça, Fransızca ve Ermeniceye aĢina olan
Abraham Eskiciyan dört lisanla en fazla dil bilen memurdur. Onu üç
dil bilen Yusuf Ġzzeddin Bey, Mustafa Server Bey, Mehmet Vehbi
Efendi izlemektedir. Toplam on bir kiĢiyle iki dil bilenler de tüm
memurların yaklaĢık onda birine denktir. Bunlar içerisinde, bilinme
oranı en çok olan Arapça, ardından Farsça, Fransızca, Rumca ve
Ermenicedir. Ġncelediğimiz diğer memurlarda da olduğu gibi Rumca
ve Ermenice, daha çok gayrimüslimler tarafından kullanılmaktadır31
.
Osmanlı döneminde görev yapmıĢ Erzincan doğumlu 175 memur
içerisinden dil bilenlerin durumu Ģu Ģekildedir. Bunlardan 9‟u Arapça,
8‟i Fransızca, 3‟ü Farsça, 1‟i Rumca, 63‟ü Arapça ve Farsça, 2‟si
Farsça ve Fransızca, 2‟si Arapça ve Fransızca, 1‟i Arapça ve
Ermenice, 1‟i Fransızca ve Ġngilizce, 1‟i Fransızca, Almanca ve
Rusça, 1‟i Farsça, Fransızca ve Rumca, 1‟i Arapça, Farsça ve
Fransızca, 1 kiĢi de Arapça, Farsça, Fransızca ve Ermenice konuĢup
yazabilmektedir. Yani 175 memur içerisinden 94‟ü en az bir yabancı
dil bilmektedir32
. Sonuç olarak Amasya, Merzifon, Silifke,
Buldan(Denizli), Erzincan, Gaziantep, Balıkesir gibi ülkenin çeĢitli
yerlerinde doğmuĢ ve görev yapmıĢ olan memurlardan incelemiĢ
olduğumuz 502 memurun 224‟ü yani yaklaĢık 3/1‟i, kendini ifade
edebilecek derecede en az bir yabancı dil bilgisine sahiptir. Ġki ve üç
yabancı dil bilenlerin sayısı da oldukça önemli bir orandır.

124/303; 95/7; 156/95; 82/177; 191/17, 27; 100/315; 59/275; 22/163; 138/217;
55/185; 1/12; 145/173; 10/871; 11/261; 24/149.
29BOA, DH. SADĠ.d., 69/123; 107/401; 165/301; 153/153; 152/121; 119/69;
62/251; 153/109; 93/373; 183/223; 141/103; 118/11.
30 Sezai Balcı, “Osmanlı Devleti‟nin Son Döneminde Silifkeli Memurlar”,
Mersin Sempozyumu, 19-22 Kasım 2008, C. I, Mersin 2009, s. 2155.
31 Serap Sunay, II. Abdülhamit Döneminde Balıkesirli Mülki Görevliler
Hakkında Bir İnceleme, BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, AKU, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Afyonkarahisar, 2007, s. 54.
32 Engin Adak, Sicilli-i Ahvâl Kayıtlarına Göre Erzincanlı Memurlar, Celal
Bayar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, s.
Manisa, 2008, 133.
Osmanlı Devleti’nde Yabancı Dil Eğitimi 1793
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
Tablo 2: Merzifonlu 45 Memurdan Yabancı Dil Bilenlerin Sayısı
ve Bildikleri Yabancı Diller
Memurun Adı
Arapça
Farsça
Ermenice
İtalyanca
Fransızca
İngilizce
1. Mehmet ġevki
Efendi33 X X
2. Kigork Divanyan
Efendi34 X X
3. Ali Rıza Efendi35 X X
4. Ġbrahim ġazi Efendi36 X X X(A) X
5. Setrak Efendi37 X X
6. Abdülkadir Efendi38 X
7. Ali Rıza Efendi39 X
8. H. Ahmet Hamdi
Efendi40 X(A)
9. Mehmed Said41 X
10. Ömer Rasim Efendi42 X
11. Hayik Ferid Efendi43 X
TOPLAM 4 3 2 1 7 1
A: Aşina

33 BOA, DH.SAİD.d., 72/63.
34 BOA, DH.SAİD.d., 162/101.
35 BOA, DH.SAİD.d., 10/347.
36 BOA, DH.SAİD.d., 113/445.
37 BOA, DH.SAİD.d., 183/74.
38 BOA, DH.SAİD.d., 86/421.
39 BOA, DH.SAİD.d., 64/167.
40 BOA, DH.SAİD.d., 141/67.
41 BOA, DH.SAİD.d., 162/105.
42 BOA, DH.SAİD.d., 151/387.
43 BOA, DH.SAİD.d., 162/493.
1794 Selim Hilmi ÖZKAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
Tablo 3: Gaziantepli Memurların Bildiği Yabancı Diller ve
Dağılımı
Gaziantepli Memurlar Tarafından Bilinen Yabancı Diller
Fransızca
Ġngilizce
Arapça
Farsça
Kürtçe
Ġtalyanca
Ermenice
Rusça
Almanca
Rumca
Gürcüce
Bulgarca
14 6 20 11 1 1 1 3 1 2 1 1
3. Lisan Mektebi’nin Açılması ve Yabancı Dil Eğitimi
XVIII. yüzyılın ortalarından itibaren açılmaya baĢlayan
okullara konan Fransızca dersi ile 1821 sonrası Bab-ı Âli Tercüme
Odasında verilen yabancı dil eğitiminin yetersiz kalması ve yabancı
dil bilen personele olan ihtiyacın da artmaya baĢlaması üzerine,
yabancı dil bilen personel yetiĢtirmek amacı ile sadece lisan öğretimi
ağırlıklı eğitim yapan Lisan Mektebi‟nin açılması gündeme geldi.
Osmanlı Devleti, klasik dönemde medreselerde Arapça ağırlıklı
dersler vererek medreselerin eğitim dilini Arapça haline getirmiĢti.
BatılılaĢma hareketlerinin baĢlamasıyla da Batı dillerinden birini
eğitim müfredatına koymuĢtu. Böylece hem Arapça hem de Batı
dillerinden birisi, özellikle Fransızca, Osmanlı mekteplerinde
okutulmaya baĢlandı. Fakat bu diller okutulsa da istenilen baĢarı elde
edilmemiĢ olmalı ki, Maarif-i Umumiye Nazırı Kemal Efendi, 3 Mart
1866 tarihli tezkeresinde rüĢdiye mekteplerinde Arapça ve Farsçanın
okutulduğunu, Fransızca öğrenmek isteyen bazı öğrencilerin Galata ve
Beyoğlu‟nda bulunan yabancı okullara gittiklerinden bahsederek,
Lisan Mektebi‟nin açılmasının zaruretini dile getirdi. Böylece okulun
açılması için ilk adımlar atılmıĢ oldu. Maarif-i Umumiye Nazırı
Kemal Efendi‟nin bu tezkeresine 26 Mart 1866‟da verilen onayla
Lisan Mektebi, 20 kadar öğrenci ile birlikte eğitim hayatına Fransızca
ile baĢladı44. 24 Haziran 1867‟de Maarif ve Maliye nezaretlerine
yazılan bir yazıda okulun ikinci yılında mektebe 15 öğrenci daha
alınacağından bahsedilerek okulun 25 bin kuruĢ olan tahsisatı da 40
bin kuruĢa çıkarıldı. Yine aynı tarihte yapılan bir düzenleme ile okula
devam eden ve devamsızlık yapmayan öğrencilere istedikleri
birimlerde memur olmaları usulü de getirildi45. Bu uygulamayla

44 BOA, İrade Dâhiliye, 38078.
45 BOA, A.MKT. MHM, 385/70.
Osmanlı Devleti’nde Yabancı Dil Eğitimi 1795
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
öğrencilerin verimliliklerinin arttırılacağı düĢünülmüĢtür. Bu amaçla
öğrencilere “varaka-i müĢevvike” olmak üzere birer kıt‟a rü‟ûs-ı
hümâyûn verilmesi de kararlaĢtırılmıĢ ve 29 Haziran 1867‟de 12
öğrenciye rü‟ûs verilmiĢtir46
.
Lisan Mektebi ilk baĢlarda sadece Fransızca öğretimi için
açılmıĢsa da Osmanlı bürokrasisinin pratik ihtiyaçları için okula
Rumca, Bulgarca ve Ermenice gibi yeni dersler ilave edilmiĢtir. 1869
yılında okulun öğrenci sayısı 662ya ulaĢtı. Fakat tüm bunlara rağmen
lisan okulu kısa bir süre sonra kapandı. Lisan Mektebi, 1879 tarihinde
Fransızcanın yanında Arapçanın da okutulması kaydı ile ikinci defa
açıldı. Okulun eğitim süresi de 4 yıl olarak belirlendi. Arapça ve
Fransızcanın yanı sıra Rumca, Slavca, Ermenice, Ġngilizce, Almanca
ve Rusça da programa dâhil edildi. Bu dillerden Arapça ve Fransızca
yanında her öğrencinin Rumca ve Ermeniceyi de öğrenmeleri mecbur
tutulmuĢ, diğer dillerin öğreniminin ise öğrencilerin isteğine bağlı
olması kararlaĢtırılmıĢtır. Lisan mektebi ikinci açılıĢından sonra da
bilinmeyen bir nedenle tekrar kapandı. Daha önceleri iki defa açılıp
kapanan Lisan Mektebi, 1883 tarihinde yeniden, üçüncü defa açıldı.
Mektebin bu defa açılmasındaki amaç, Bab-ı Âli Tercüme Odası‟nda
bulunan mütercimlerin azalması, evrakların birikmesi, Fransızca bilen
personelin azalması gibi nedenlere bağlanmaktadır. Üçüncü defa
açılan Lisan mektebine öncelikle Bab-ı Âli Tercüme Odası ve
Mektûbî-i Hariciye Odası‟nda bulunan ve yaĢları 25‟i geçmeyen
memurların alınmaları düĢünülmüĢtür47
.
Lisan mektebinin üçüncü kez açılması ile dil öğrenimine
biraz daha özen gösterilerek bütün genç memurların burada derse
girmeleri sağlandı ve dil öğrenmeleri için dairelerince teĢvikler
yapıldı. Böylece Lisan Mektebi‟ne gösterilen özen kısa sürede sonuç
vermiĢ ve okulun birinci sınıfına 160 öğrenci kaydını yaptırmıĢtır.
Okula gösterilen bu rağbet sonucu birinci sınıflar, 12 Ocak 1885
tarihinde iki Ģubeye bölünmüĢtür. Lisan Mektebi eğitim ve öğretime
devam ederken bazı öğrencilerin okula devam etmedikleri anlaĢılmıĢ
ve bunların memuriyet yaptıkları ilgili dairelere uyarılarda
bulunulmuĢtur48. Yapılan bu uyarıların etkisi olsa gerektir ki okulun
öğrenci sayısı 1303 Devlet Sâlnâmesi‟ne göre 550‟ye çıkmıĢtır49
.

46 BOA, A.MKT. MHM, 385/60.
47 Sezai Balcı, “Osmanlı Devletinde ModernleĢme GiriĢimlerine Bir Örnek:
Lisan Mektebi”, Tarih Araştırmaları Dergisi, C. XXVII, S. 44, Ankara, 2008, s. 86-
89.
48 BOA, BEO, 64/4755.
49 Sâlnâme-i Devlet-i Aliyye-i Osmaniye (1303), Mahmud Bey Matbaası,
Ġstanbul, 1303, s. 322.
1796 Selim Hilmi ÖZKAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
Lisan Mektebi‟nde Fransızca gramer ve tercümeleri;
konuĢma ve yazma baĢta olmak üzere tarih, coğrafya, edebiyat, kamu
yönetimi, uluslar arası anlaĢmalar, devletler hukuku, ekonomi gibi
geniĢ bir perspektifi kapsayan dersler okutuldu. Okulun, 1892 sonunda
yapılan sınavlarında Maarif Nezareti tarafından görevlendirilen Sırrı
Bey, özellikle son sınıf öğrencilerinin çok iyi Fransızca öğrenmiĢ
olduklarını belirtmiĢ ve bu öğrenciler içinde Fatih Polis Komiseri olan
Osman Efendi‟nin adını vermiĢtir. Yine aynı belgede Sırrı Bey okulun
ders programına Arapça ve Farsçanın eklenmesinden duyulan
memnuniyeti de dile getirerek okula yakın bir zamanda Almanca,
Rusça ve Ġngilizce sınıflarının da açılacağını belirtmiĢtir50
.
Tablo 4: Lisan Mektebinde Okutulan Dersler
Sınıflar Okutulan Dersler
Birinci Sınıf
Tahrir, Mebâdî-i Ta„lîm-i Lisân, Tasrîf-ü Ef„âl,
TeĢkil-i Ezmine Cetveli, Cem‟in TeĢekkülü,
Mükâlemât
Ġkinci Sınıf:
Larus‟un (Larousse) Muhtasar Ta‟lim-i Lisanı,
Mükâleme (Me‟badî), Mekâtib-i Müsta‟mele,
Ezber, Suret-i Ġbtidâiyede Dikte, Ma‟lûmât-ı
Tarihiyye ve Coğrafiyye
Üçüncü Sınıf:
Nahv (Prefix, Sorfix, Elfâz-ı MüĢtereke), Fransız
Lisanına Mahsus Ġfade, Tashih-i Mükâleme,
Ezber, Terkib-i Ġbare (Mekâtib ve Hikâyât ve
ilh.), Asâr-ı Müntehibe (Mekâtib, Tarih,
Edebiyat, Usul-i Ġdare), Mükâlemât ve Mekâtib-i
Müsta‟mele‟nin Fransızca‟dan Türkçe‟ye
Tercümesi

50 BOA, Yıldız Tahrirat-ı Ecnebiye ve Mabeyn Mütercimliği, 26/9, Sezai
Balcı, agm., s. 93.
Osmanlı Devleti’nde Yabancı Dil Eğitimi 1797
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
Dördüncü
Sınıf:
Tahlil-i Nahvi, Elfâz-ı Müterâdife, Nahv
(Ġstisnâ‟at), Üslûb ve Terkib-i Ġbare, Üslûb ve
Mecâzât ve Ġsti‟ârât Kavanini, Asâr-ı Müntehibe,
Ta‟lim-i Mekâtib, Muhâberât, Usul-i Ġdareye
Dair Raporlar, Asâr-ı Müntehibe, Raporlar,
Arzuhaller, Tarih, Ġlm-i Servet, Usul-i Ġdare,
Hukuk-ı Düvel, Mu‟âhedât, Evrak-ı Siyasiyye,
Fesâhata Dair Asâr, Usul-i Ġdareye Mahsus
Nümûne-i Muhâberât, Aynı Mevaddın
Fransızcası‟ndan Türkçe‟ye ve Türkçe‟den
Fransızca‟ya Tercümesi
BeĢinci Sınıf:
Belâgatın Müntehâ-yı Tahsili, Usul-i Müzâkerât
ve Muhâkemât Tahsili, Kavâid-i Belâgatın
Fransız Lisanına Tatbiki, Terkib-i Ġbare, Redd-i
Cevab ve Hitâb Tecrübeleri, Mesâil-i Ġlmiyeye
ve Fenniyeye Dair Nutuklar, Dördüncü Sınıf
Derslerinin Ġkmâli, Aynı Mevaddın
Fransızcası‟ndan Türkçe‟ye ve Türkçe‟den
Fransızcaya Tercümesi51
Birkaç defa açılıp kapatılan Lisan Mektebi, 18 Ağustos 1892
tarihinde Hariciye Nazırı Mehmet Sait PaĢa ve Sadrazam Cevat
PaĢaların istenilen baĢarı sağlanamadığı yönündeki gerekçeli
tezkereleri ile tamamen kapatıldı. Lisan mektebinin kapatılmasından
sonra yerine Mekteb-i Ali-i Diplomasi adıyla baĢka bir okulun
açılmasına karar verilmiĢti. Fakat Lisan Mektebi yerine açılması
düĢünülen Mekteb-i Ali-i Diplomasi‟nin BeĢiktaĢ‟ta açılması için
hazırlıklar yapılmıĢsa da daha sonra bu teĢebbüsten de
vazgeçilmiĢtir52
.
Sonuç
Osmanlı Devleti‟nin kuruluĢtan itibaren önem vermiĢ olduğu
konulardan birisi de eğitim olmuĢtur. Bu açıdan eğitimin Ģekli ve
kalitesi ile birlikte eğitim dili de önemli bir konu olarak karĢımıza
çıkmaktadır.
Osmanlı medreselerinde, Türkçe ders anlatımının yanı sıra
Arapça ağırlıklı olarak eğitim verilmiĢtir. Osmanlı eğitim sisteminin,
bu Ģekilde Osmanlı Devleti‟nin sonlarına kadar devam ettiğini

51 Sâlnâme-i Nezaret-i Hariciye 1301, (Yay. Haz. Ahmet Nezih Galitekin),
ĠĢaret Yayınları, Ġstanbul, 2003, s. 460.
52 Sezai Balcı, agm, s. 94.
1798 Selim Hilmi ÖZKAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
görmekteyiz. Fakat Karlofça AnlaĢması sonrası, Batı ile olan
iliĢkilerdeki yoğunlaĢmadan dolayı, Batı dillerinden birisini bilen
personele olan ihtiyaç da her geçen gün biraz daha arttı. Bunun için
Osmanlı Devleti, yabancı dil eğitimine daha fazla önem vermeye
baĢladı. Bu önemin bir sonucu, XVIII. ve XIX. yüzyılda açılan yeni
eğitim kurumlarında Arapça ve Farsçanın yanı sıra Fransızca baĢta
olmak üzere bazı Batı dillerinde de eğitim verilmeye baĢlanmıĢtır.
Bilhassa 1866 yılında açılan lisan mektebi bu konuda önemli bir
adımdır.
Osmanlı Devleti‟nin kuruluĢtan, modern anlamda okulların
açıldığı döneme kadar yabancı dil eğitimi konusundaki gayreti ve
baĢarısı için, medreselerde okutulan derslere bakmak yeterlidir.
Modern anlamda yeni okulların açılması sonrası için ise, bu
dönemdeki okullarda okutulan yabancı dil dersleri ile birlikte, II.
Abdülhamit döneminden itibaren devlet kademelerinde istihdam
edilen memurların sicil kayıtları bize yeterli bilgiyi vermektedir.
KAYNAKÇA
Arşiv Belgeleri ve Kaynak Eserler
BOA, A.MKT. MHM., 385/60, 70.
BOA, BEO., 64/4755.
BOA, DH.SAİD.d., 1/12; 2/874; 3/246, 600; 4/102; 8/751, 753, 831;
10/347, 577, 845, 871; 11/261; 22/163; 24/149, 424, 442;
25/161; 27/381; 30/295; 34/209; 35/345; 36/173, 477; 39/43;
42/141; 46/47; 51/405; 55/185; 59/275;61/359; 62/251;
64/167; 66/25; 67/307; 69/123; 72/63; 75/473; 82/177;
86/421; 90/315; 91/421; 93/373; 95/7; 100/315; 101/487;
106/87; 107/401; 108/33; 112/261; 113/445, 175; 114/347;
115/107; 117/353; 118/11, 95; 119/69;121/425; 124/303;
127/481; 130/471;131/107; 135/377; 138/217, 157; 139/403;
141/67, 103; 145/173; 147/173, 455; 151/273, 233, 387, 443;
152/121; 153/109, 153; 156/95; 162/101, 105, 493; 164/87,
189; 165/301; 168/351; 169/379; 178/15, 300; 181/361;
182/33; 183/74, 223; 184/142, 168, 195; 191/17, 27, 32;
193/147; 195/25; 196/107.
BOA, İrade Dâhiliye, 38078.
BOA, Yıldız Tahrirat-ı Ecnebiye ve Mabeyn Mütercimliği, 26/9.
Sâlnâme-i Nezaret-i Hariciye 1301, (Yay. Haz. Ahmet Nezih
Galitekin), ĠĢaret Yayınları, Ġstanbul, 2003, s. 460.
Osmanlı Devleti’nde Yabancı Dil Eğitimi 1799
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
Sâlnâme-i Devlet-i Aliyye-i Osmaniye (1303), Mahmud Bey Matbaası,
Ġstanbul, 1303.
Maarif Sâlnâmesi, 1318.
Telif Eser ve Makaleler
ADAK, Engin; Sicilli-i Ahvâl Kayıtlarına Göre Erzincanlı Memurlar,
Celal Bayar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, s. Manisa, 2008,
AKYILMAZ, Gül; Osmanlı Diplomasi Tarihi ve Teşkilâtı, Konya,
2000.
AKYÜZ, Yahya; Türk Eğitim Tarihi, Kültür Koleji Yayınları,
Ġstanbul, 1993.
BALCI, Sezai; “Osmanlı Devletinde ModernleĢme GiriĢimlerine Bir
Örnek: Lisan Mektebi”, Tarih Araştırmaları Dergisi, C.
XXVII, s. 44, s. 77-98.
BALCI, Sezai; “Osmanlı Devleti‟nin Son Döneminde Silifkeli
Memurlar”, Mersin Sempozyumu, 19-22 Kasım 2008, C. I,
Mersin 2009, s. 2149-2159.
BALCI, Sezai; Osmanlı Devleti‟nde Tercümanlık ve Babıâli Tercüme
Odası, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
YayınlanmamıĢ Doktora Tezi, Ankara, 2007.
BALTACI, Cahid; XV-XVII. Asırlarda Osmanlı Medreseleri, İrfan
Matbaası, Ġstanbul, 1976.
BALTACI, Cahid; “Eğitim Sistemi”, Osmanlı Dünyayı Nasıl Yönetti,
Ġz Yayıncılık, Ġstanbul, 2003, s. 243-284.
DAġCIOĞLU, Kemal; “Sicil-i Ahval Defterlerine Göre Buldanlı
Memurlar”, Buldan Sempozyumu, 23-24 Kasım, 2006, s.
560-570.
DEMĠREL, Özcan; Yabancı Dil Öğretimi, Pegem Yayıncılık,
Ġstanbul, 2003.
EL-SABBAĞ, Leyla; “Osmanlı Ġdaresinin Ġlk Devrinde Arap
Ülkelerindeki Fikir Hayatının Yeniden Değerlendirilmesine
Doğru”, Türk Dünyası Araştırmaları, (Çevr. Tahsin Ö.
Taha), S. 44, Ekim, 1986, s. 47-71.
ERGĠN, Osman Nuri; Türk Maarif Tarihi, Ġstanbul, 1977.
HEPER, Metin; “Osmanlı‟da Devlet Geleneği”, Türkiye Günlüğü, S.
73, Ankara, 2003.
1800 Selim Hilmi ÖZKAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 5/3 Summer 2010
KODAMAN, Bayram; Abdülhamit Devri Eğitim Sistemi, Ötüken
Yayınları, Ġstanbul, 1983.
ORTAYLI, Ġlber; Batılılaşma Yolunda, Merkez Kitaplar, Ġstanbul,
2007.
ÖZKAN, Selim Hilmi; “XV ve XVI. Asırlarda Osmanlı Toplumunda
Ġlmî Zihniyetin Kaynakları”, SDÜ, Fen-Edebiyat Fakültesi
Sosyal Bilimler Dergisi, S. 4, Isparta, 1999, s. 87-98.
PANAĠTE, Viorel; The Ottoman Law of War and Peace The Ottoman
Empire and Tribute Payers, Colombia Universty Press, New
York, 2000.
SANDER, Oral; Anka‟nın Yükselişi ve Düşüşü, Ġmge Kitabevi,
Ankara, 1987.
SAVAġ, Ali Ġbrahim; “Genel Hatlarıyla Osmanlı Diplomasisi”,
Türkler-Osmanlı, C. I, Ġstanbul, 2001.
ġEġEN, Ramazan; “Osmanlı Ġlmi, Osmanlılar‟ın Ġlimlere YaklaĢımı”,
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, S.
37, Ġstanbul, 2002.
UġAKLIGĠL, Halit Ziya; Kırk Yıl, Ġnkılâp Kitabevi, Ġstanbul, 1989.
UZUNÇARġILI, Ġsmail Hakkı; Osmanlı Devleti‟nin İlmiye Teşkilatı,
TTKY, Ankara, 1998.
UZUNÇARġILI, Ġsmail Hakkı; Osmanlı Tarihi, C. IV/I, TTKY,
Ankara, 1991.
ÜNAL, Mehmet Ali; Osmanlı Müesseseleri Tarihi, Fakülte Kitabevi,
Isparta, 2007.

Konular