HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ

HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ
NAZİRE ERBAY
- HAYRİYE DURKAYA
ÖZ
Hâb-ı Hayâl, Ayıntablı Hüsnü’ye aittir. Eser, otuz bir sayfadan
oluşmaktadır. Eser, Atatürk Üniversitesi Kütüphanesi, Seyfettin Özege
bölümünde tespit edilmiştir. Hâb-ı Hayâl, mesnevi nazım
şeklindedir ve 481 beyitten oluşur. 19. yüzyılda yaşayan Ayıntablı
(Antepli) Hüsnü hacim yönünden kısa bir mesnevi kaleme almış olmasına
rağmen, eseri zengin muhtevalı bir anlatıma sahiptir. Hâb-ı
Hayâl, bir şairin uykuya teslim olmasıyla beraber gördüğü rüyaları
anlatır. Tarihî birtakım gerçeklere yer veren mesnevi, Ayıntablı
Hüsnü’nün şairlerle ilgili düşüncelerini aktarması dolayısıyla önemlidir.

Bu çalışmada, Hâb-ı Hayâl hakkında değerlendirmeler yapılmış,
metin çeviri yazı ile verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Hâb-ı Hayâl, Ayıntablı Hüsnü, mesnevi
ABSTRACT
Hâb-ı Hayâl is a work by Ayıntablı Hüsnü. The work consists of
thirty one pages. It was found in Ataturk University Library, Seyfettin
Ozege section. Hâb-ı Hayâl is in mesnevi verse form and consists
of 481 couplets. Although Ayıntablı (Antepli) Hüsnü, who lived in
19th century, wrote rather a short mesnevi, it has a narration with

 Yrd. Doç. Dr. Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve
Edebiyatı Bölümü. erbayn@hotmail.com
 Arş. Gör. Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı
Bölümü. h.durkaya@atauni.edu.tr
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
318
quite a rich content. Hâb-ı Hayâl tells dreams of a poet who falls
asleep. Mesnevi which includes some historical facts, is important as
it narrates Ayıntablı Hüsnü’s ideas about poets.
In this study, evaluations on Hâb-ı Hayâl have been made and text
has been presented with translation.
Keywords: Hâb-ı Hayâl, Ayıntablı Hüsnü, mesnevi
چکیده
خواب و خیال اثر آینتپلی حوسنی می باشد. این اثر متشکل از 31 صفحه می باشد. این اثر
در بخش سیف الدین اوزگه کتابخانه دانشگاه آتاتورک تثبیت شده است. خواب خیال به شکل
مثنوی منظوم بوده و متشکل از 481 بیت می باشد. آینتپلی)آنتپلی( حوسنی که در قرن 19
زندگی می کرد با وجود اینکه از لحاظ حجمی مثنوی کوتاهی را نگاشته است اما این اثر وی
بسیار غنی و پربار می باشد.
خواب خیال تسلیم شدن شاعر به خواب بوده و از از رویاهای وی بحث می کند. این مثنوی
که از حقایق تاریخ سخن می گوید، افکار آینتپلی حوسنی را نیز در باره شعرا در بر میگیرد و از
این نقطه نظر حائز اهمیت می باشد. در این پژوهش در مورد اثر خواب و خیال بحث و بررسی
انجام گرفته و ترجمه متنی آن ارائه شده است.
کلید واژه ها: خواب و خیال، آینتپلی حوسنی، مثنوی
Ayıntablı Hüsnü’nün Hâb-ı Hayâl adlı eseri ile ilgili bu çalışma,
Atatürk Üniversitesi Seyfeddin Özege Kütüphanesi’nde 0111529-4558
no ile kayıtlı bulunan ve İstanbul Mekteb-i Sanayi Matbaası’nda
(1291/1874) basılmış olan 31 sayfalık metin dikkate yapılmıştır.
Hakkında yeterli ayrıntılar bulunmayan Ayıntablı Hüsnü’nün
kaynaklardan elde edilen bilgilere göre 19. yüzyılda yaşadığı bilinmektedir.1

1Ayıntablı Hüsnü hakkında bu çalışma yapılırken: İbrahim Yakar, Antepli Şairler
Üzerine Bir Değerlendirme (1), Gaziantep Tarih ve Kültür Dergisi, Eylül-Ekim
2007, s.58-64; İbnü’l Emin Mahmud İnal, Son Asır Türk Şairleri (haz. M. Kayahan
Özgül) Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları Ankara 2000; Bursalı Mehmet
Tahir, Osmanlı Müellifleri, Bizim Büro Yayınları Ankara 2000; Haluk İpekten,
Mustafa İsen, Recep Toparlı, Naci Okçu, Turgut Karabey, Tezkirelere Göre İsimler
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
319
Ayıntablı Hüsnü’nün, Hab-ı Hayal adlı eseri içinde yer alan tarih
düşürmelerle beraber 481 beyitten oluşmaktadır. Eser, mesnevi nazım
şeklinin biçim özelliklerini gösterir ve remel bahrinden ‘fâilâtün,
fâilâtün, fâilün’ aruz kalıbı ile yazılmıştır. Hab-ı Hayal, hacimce küçük
olmasına rağmen bahsettiği konular itibariyle kendi içinde bir zenginlik
arz eder.
Ayıntablı Hüsnü eserinde, henüz esas metne geçmeden yazdıkları
hakkında ön bilgi vererek anlatımına başlar. Hüsnü, eserinde anlattıklarının
rivayet olmayıp birebir gerçek olduğunu ifade ettiği manzum
şöyleyişlerle ilk mısralarını oluşturur.
Tiyatro hikâyetine benzemez
Bu şâᶜir sözidür degildir mesel
Ayıntablı Hüsnü, kısa bir girişle başlattığı eserinin ilk iki beytine
geleneksel olarak besmele ve salvele ile başladıktan sonra, buradaki
anlatımı uzatmadan asıl anlatmak istediği konulara doğrudan giriş
yapar. Hüsnü, ilk olarak on dokuz beyit halinde İslâm devletinin içine
girdiği karışıklıklardan sonra Emevilerin adaletsizliği hakkında
beyitler oluşturur ve Yezid’in günahının çokluğundan, devletlerinin
sonlarının gelişinden, İslâm devletlerinin adaletle yönetilmesinden
on dokuz beyitle bahseder.
İtdi tasallutun Emevî ibtidâ
Azaldı ol fırkada ᶜadl âşinâ
Cümlesi yek cürm hayâl olsa ger
Cürmi Yezîdiñ yine andan eşerr
Böyle hahâ üzre teşekkül iden

Sözlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları 1988, Şemseddin Sami, Kâmusu’lAlam,
Kaşgar Neşriyat Ankara 1996, Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmânî (haz. Nuri
Akbayar) Kültür Bakanlığı Tarih Vakfı Yurt Yayınları İstanbul 1996; Filiz Kılıç,
İ.Hakkı Soyak, Aysun Sungurhan, Mustafa Durmuş, Şair tezkireleri, Grafiker Yayınları,
Ankara 2011 gibi kaynaklar gözden geçirilmiştir.
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
320
Devletiñ olmaz idi nesli şen
Eyledi ᶜAbbâsî-i ᶜalî tebâr
ᶜAhd-ı Reşîde kadar ᶜadl âşikâr
ᶜÂkili Harûn idi ensâbınıñ
Kadrin arar her işiñ erbabının
Ayıntablı Hüsnü, “Silsile-i Celîle-i ᶜOsmânîyeniñ Memdûḥıyet-i
Beḳâ-yı Salṭanatla Tefḫîm Buyurulduḳları Ḫiṣâl-i Kerîmeyi Beyân” ile
verdiği başlıkta Anadolu’daki Moğol istilasından ve bundan sonra
Osmanlı’nın ihtişamlı bir şekilde nasıl var olduğunu on ikibeyitle
anlatır.
Saf-şiken-i leşker-i gûl-i Mogol
Mülkiñi pâk itdi tavâ’ifden ol
Fâtih-i dervâze-i feth-i kebîr
Maᶜnâ-yı fermûde-i niᶜme’l-emîr
Şehm-i ġazâ sehm-i kaviyyü’l-cinân
Hey’et-i zî-şevket-i ᶜOsmâniyân
Her biri bin ṣavlet ile aldı nâm
Seyf ile dünyâya virüb intizâm
Cümlesiniñ maḳṣadı aᶜlâ-yı dîn
ᶜAdl ile esvediñi tâbiᶜîn
Hüsnü, bu anlatımının hemen ardından “Şehenşâh-ı Cihân
ᶜAbdülazîz Ḫân Ḫażretleriniñ ᶜÂmmeye Ḥilye-i Memdûḥatıyla Metbûᶜiyetini
İcâb İden Terraḳiyyât-ı Ḥâżıra” ile Sultan Abdülaziz’in
Osmanlı Devleti için yaptığı hizmetlerden -sanayi, ilim, fen ve askeri
vd. hizmetleri- özen, dikkat ve övgü ile yirmi iki beyitle bahseder.
Zât-ı Hidiv-i halef-i dîv-bend
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
321
Avrupa meşhûrı nice ercümend
Geldi idüb devletine iᶜtimâd
Her biri biñ şevḳ ile ᶜarż u dâd
Gördi bu iḳlîmiñ iᶜânâtını
Avrupa atırdı ticârâtını
Zırhlılar icâd idüb ejder gibi
Her biri baḥr üzre yürür bir gemi
Sınf-ı nizâmiyye çıkub fevc fevc
Saldı o deryâ daHi ber üzre mevc
Berk-i semâ-zâdını teslîm ider
Bu götürüb her yere taKsîm ider
Tayy-ı mesâfetle o bürhân-ı ferd
Olmada sarsar gibi kişver-neverd
Ayıntablı Hüsnü daha sonra eserinin sebeb-i tertib kısmına geçer.
“Sebeb-i Tertîb-i Naẓm u Me’âl ü Tesmiye-i Ḫˇâb-ı Ḫayâl” başlığı altında
yirmi beş beyit oluşturan Hüsnü, burada da Abdülaziz’in devlete
yaptığı hizmetleri övgü ile anlatmaya devam eder.
İtdi zamânında fünûn intişâr
Kalmadı tahsilde eşkâl-i kâr
Oldı sühûlet-res-i ᶜakd-i zebân
Türkçe gibi söylenür her lisân
Şair bu bölümde özellikle Abdülaziz’in cömertliğini de ifade etmekten
geri durmaz.
Kimsenin asârını redd eylemez
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
322
Bâb-ı ᶜinâyâtını sedd eylemez
Kimi idüb nesr ile ibrâz eser
Câ’izesin leffen alub neşr der
Hüsnü, eserini yazma fikri aklına aniden geldiğini ve bu fikirle
heyecanlandığı bu başlık altında belirtirken, eserini tertip sebebini de
açıklığa kavuşturur.
Ben dahı teheyyüç idüb efkârımı
Yokladım endâze vü mikdârımı
Gelmedi hîç katıra başka me’âl
İtdi hücûm üstüme Hâb-ı Hayâl
Ayıntablı Hüsnü, burada anlattıklarının doğruluğunu ispatlamak
gayesi ile eserinin uyku ya da hayal olmadığını kısa bir mesel oldu-
ğunu söyler.
Hâb degil bir şeb-i firûzdur
Rûzi hayâl-i suhan efrûzdur
Hâb degil kıssa-ı pür intibâh
Aç gözini itme hayâl iştibâh
Hüsnü, eserinin bu kısmında mesnevisini hiçbir şekilde kimseden
çalmadığını da özelliklesöyler.
Aldım anı tabᶜ-ı safa-yâbdan
Çalmadım ol kiseyi dolabdan
Bu bölümden sonra eserinin çatısını oluşturan ve bir şairin hal ve
tavırlarını anlatan bölümüne başlayan Hüsnü, bölüm için “Taᶜrîf-i
Eṭvâr-ı Şâᶜir-i Şehr-i Tişᶜâr” başlığını ilk önce kullanır.
Var idi bir şâᶜir-i mecbûr-zen
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
323
Medh-i zenân ile olub hâme-zen
Hüsnü’nün bu bölümde bahsettiği şair aslında ilk başlarda özgün
söyleyişleri olan biri olarak tasvir edilir.
Ân zenân idi anıñ andıgı
Bikr-i meżâmin idi kullandıġı
Şiᶜri suvergâh-ı nigârân idi
Şîvesi hem-şîve-i nisvân idi
Ayıntablı Hüsnü, bundan sonra bahsettiği şairin özentiye dayalı
tavır ve davranışlarındaneleştiriye kayan bir tavırla bahsetmeye başalar.
Bahsedilen şair eserde Batı hayranı, kendi kültürel değerlerini
giyimi, tavrı ve hayatı ile yansıtmayan ‘züppe’ tipinin adeta bir örne-
ğidir.
Nazma şürûᶜ itse yapardı müdâm
Cemᶜ-i mü’ennesle mücanis kelâm
Söz ebesi şâᶜir idi ol kişi
Kendisi erkek idi sözi dişi
Kısaca caket biçmi Londra
Şık şık öter potin ile kundura
Ortada mirâne gezüb şıklanur
Seyre çıkan dilbere âşıklanur
Nagmeler eyler idi düm tek gibi
Paytonı ardında tekerlek gibi
Ayıntablı Hüsnü, bu bölümden sonra “Ḫˇâb-ı Dîden-i Şâᶜir” başlığı
ile bahsettiği şairin gözünden şairlerin toplandığı bir işret meclisi ve
buradaki kadınlardan bahsetmeye başlar. Bu bölüm, özellikle işret
meclisine giren şairin izlenimleri, rüya ve uyku halleri üzerinden
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
324
şekillenir. Bölümün ilerleyen kısımlarda değişik başlıklarla bu meclisteki
kadınların durumları onlarla yapılan samimi sohbetler üzerine
anlatımlarla devam eder. Bu başlıklardan bazıları, “Der Medḥ-i Sâḳi”,
“Şâᶜir-i Na’imiñ Ruyet-i Sâḳî ile Telaḳḳi Eyledigi Aḥvâl-i ᶜAcîbe”,
Şâᶜirin Ruyâda Bir Duḫter-i Ḥûrşîd Peykere Mülâḳatı” dır.
Ugradı bir bezm-i safâ-pervere
Gelmişdi heb şuᶜâra bir yere
Zevk-i civân ile o bezm-i eᶜazz
Teşneye reyyân idi bî-duht-i rez
Avrupa kârı idi mînâları
Nakş-ı hattı rûy-ı muġân peyker
İtdi o hâb içre teşahhus-ı hayâl
Basdı o kâbûsu gelüb başka âl
Bir de o hâl üzre görüb duhteri
Ṭogdı felekde iki saᶜd ahteri
İşret meclisindeki uyku ve rüya hallerine dair anlatımından sonra,
bu yaşananların gelip geçici, faydasız işler olduğunu ifade eden şair,
bu bölümü “Ḥâl-i Dünyâ ve Mübtelâsında Bulunan ᶜAdem-i Vefâ”
başlığı altında verir.
Geldi tahâdet demi dünyâ budur
Muhtelimin gördigi rü’yâ budur
Şîvesi mühlik elemi cân şikâr
Ḥüsnüne aldanma firengisi var
Nihayet Ayıntablı Hüsnü, eserinde bahsettiği şairin işret meclisinde
bulunduktan sonra yaşadığı pişmanlığı anlatmaya başlar ve
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
325
“Neş’eniñ Ġaybubetiyle ᶜÂlem-i Şehvetde Gördigi Nedâmet ve Ḳasveti”
başlığı ile öğüt veren bir tavır takınır.
Neş’e temâm eyledi nushın hemân
Oldı nihân-hâne-i cân içre cân
Dilde fakatkaldı hevâ ah ile
Tende kesel mihnet-i cân-gâh ile
Nefse ol zâtıña şehvet virir
Evveli zillet ṣonı hacâlet virir
Her kim olur nefes itâᶜatle kûl
Muhteşem olsa yine ᶜâdidir ol
Eserin bir bölümünde sakinin bile şairi ikaz ettiğine dair anlatım
oluşturulur.
Şâᶜiri mahcûb-ı hitâb eyledi
Remz-i nezâketle ᶜitâb eyledi
Ayıntablı Hüsnü, bu bölümden sonra, öğüt veren üslubunu daha
etkili ve detaylı olarak devam ettirir ve işret meclislerinin kötülüğü,
buradaki kadınların durumları hakkında uzun anlatımlar yapar.
Düşme beg oglında ᶜineb bintine
Neş’e virir şey degil ol sentine
Evde iç aḫşamcılığın var ise
Kisve-i zahriyye kafadâr ise
Ayıntablı Hüsnü, işret meclislerini ve kadınlara dair görüşlerini
anlattığı bölümlerden sonra “Naẓm ile Hicv vü Şuḳḳânıñ Veḫâmet-i
Su’-i Te’sîri” başlığı ile artık şiir ve şaire dair görüşlerini anlatmaya
başlar.
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
326
Şâᶜiriñ âyînesi eşᶜârıdır
Sırrı şuhûd-âver-i mişvârıdır
Şiᶜri makâmâtına burhân olur
Şâᶜiri beytinde arayan bulur
Hicvsiz ol hâl ile mahzûl olur
Kendi ezâsıyla cezâsın bulur
Hüsnü ayrıca “Nâ-ehl ü Lî’emi Medḥ ü Tavṣîf Ye’s ü Nedâmeti
Tazᶜîf Eyledigi” başlığı altında ehil olmayanların yazdığı şiirleri ve
onların şairliklerini eleştirir.
Beyte her hüccâcı karîn eyleme
Göñlüni mekrinden emîn eyleme
Sanma hatabım dili taᶜmîr ider
İtse de turmaz yine tahkîr ider
Hüsnü, eserinin sonuna doğru nasihat üslubunu artırır. “Feyż-i
Tevekkül ve Taṣfiye-i Ḳalb” başlığı bu bölümlerden biridir.
Gezme ͨimâretde harâbâtî ol
Geç ͨarzı cisimden öz zâtı ol
Aç gönül âyînesin işrâki sil
Sonra beher gördigiñi neş’e bil
Ayıntablı Hüsnü geleneğin devamı olarak eserinin sonuna doğru,
“Münâcât-ı li Cenâb-ı Ḳadiye’l Ḥâcât” başlığı ile dua bölümüne geçer.
Magfiret ister sebeb âvareyim
Ana sebeb müznib-i bîçâreyim
Vir gözimin yaşına feyz-i revân
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
327
Olsun o feyzile ter ü tâze cân
Ayıntablı Hüsnü, eserinin sonunda Hakkı Beg Efendi ve Şeyh
Remzi Efendi’nin eseri için yazdıkları takrizleri metnine alır. Hüsnü
bundan sonra, eserini tarih düşürerek bitirir.
Eser hakkında yapılan yorumlara ilaveten Ayıntablı Hüsnü’nün
Hab-ı Hayal adlı eserinin dil özellikleri hususunda söylenmesi gereken
ilk şey, eserin 19. yüzyılda yazılmasına rağmen, oldukça ağır bir
anlatımının olduğudur. Hüsnü eserinde kısa bölümler içinde Arapça,
Farsça kelimeleri sıkça kullanarak hacmi küçük ama anlatımı külfetli
bir metin oluşturur.
İn ne kinâyât ne Hâb-ı Hayâl
Nutk-ı sarîhest sahîhü’l-me’âl
Ayrıca Ayıntablı Hüsnü, eserinde örneklendirmelere, temsillere
yer verirken, Türkçede kullanılan deyimlerden sık sık faydalanır.
Fiᶜl-i mahl-ı ᶜakl-ı safâ hîżine
Bu lahana turşusı perhîzine
Mısraları sarmadı mâ gû ile
Bezleri yokdı o tarakda bile
Mihr ile barışmadı yıldızları
Mâh ile rûşen idi gündüzleri
Kolla zimâm elde iken fırsatı
Depme ayâgında Turan devleti
Girme o kahbe gidinin koynuna
Asma ciger yer kedinin boynuna
Bu genel değerlendirmelerden sonra, Ayıntablı Hüsnü’nün kısa
fakat ele aldığı mevzular itibariyle kendi içinde bir zenginlik arz eden
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
328
eseri, Hab-ı Hayal adlı eserinin 19. yüzyılın siyasi, sosyal ve edebi
anlamda bir değerlendirme imkânı sağlaması bakımından dikkate
değer olduğu söylenebilir. Eser, geleneksel olarak klasik şiirde var
olan uzun hacimli mesnevilerin adeta bir minyatürü olarak değerlendirilebilir.
Hüsnü, kısa mesnevisinde Osmanlı ve ondan önceki geç-
miş tarihi kısaca değerlendirdikten sonra özellikle Abdülaziz döneminden
övgü ile bahsetmesi dikkat çekicidir. Eser hakkında son söylenmesi
gereken en önemli husus, Ayıntablı Hüsnü’nün şair ve şiir
hakkında yaptığı değerlendirmelerdir. Şair, metinde de görüleceği
gibi, bu bölümde adeta poetik bir bakış sergiler. Bu bağlamda şair,
şiirin sıradan bir sanat, şairin de sıradan bir şahıs olmadığını eserinde
verdiği değişik misallerle özellikle vurgular. Buradan da aslında şairin
eserini yazma maksadının da “şair ve şiir üzerine düşüncelerini
yansıtmaktır” denirse yanlış yapılmış olunmaz.
Ḫˇâb-ı Ḫayâl
*Efendim maᶜârif-pesendim beyim*
*Saña bir sözüm var beni diñle gel*
*Budur nüsḫa-ı ḫˇâb u naẓm-ı ḫayâl*
*Dil ü ṭabᶜa virmez kelâl ü kesel*
*Tiyatro ḥikâyâtına beñzemez *
*Bu şâᶜir sözidür degildir mesel*
*Şu târîḫ-i cevher misâle inan*
*Bu Ḫˇâb-ı Ḫayâli alındı güzel*
Sene:1291
1b
2
Ḫˇâb-ı Ḫayâl
1 Besmele-i ᶜaşḳ gelüb ḫâṭıra
Ḥamd ola çıḳdı bu suḫan ẓâhire
2 Ṣalvele elbet müteᶜâkib gelür
Elini aṣḥâbını ᶜâlem bilür
3 Şevket-i İslâm ile bi’l-iḳtiżâ
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
329
Bulsa gerek devr-i felek intihâ
4 Bir iki üç nesl ile devr-i ḳamer
Encümen-i salṭanata virdi fer
5 İtdi tasalluṭun Emevî ibtidâ
Azaldı ol fırḳada ᶜadl âşinâ
6 Evvel ü âḫir idilen maᶜṣiyyet
Ekseri merdûddur maġfiret
7 Cümlesi yek cürm ḫayâl olsa ger
Cürmi Yezîdiñ yine andan eşerr
8 Buġż idecek ḥażretiñ evlâdına
Kimse anıñ yitmedi imdâdına
9 Aldı çerâgâhını ᶜAbbâsiyân
Ḳalmadı Mervâna Ḥammâr otlıdan
2a
3
10 Böyle ḫaṭâ üzre teşekkül iden
Devletiñ olmaz idi nesli şen
11 Eyledi ᶜAbbâsî-i ᶜalî tebâr
ᶜAhd-ı Reşîde kadar ᶜadl âşikâr
12 ᶜÂḳili Ḥarûn idi ensâbınıñ
Ḳadrin arar her işiñ erbâbınıñ
13 Ol gidicek gitdi bile ıṭṭırâd
Mes’ele-i muḥdes ile iᶜtiḳâd
14 Mes’ele Ḥarûnı idüb şerm-sâr
Eyledi Mûsâ’ya ḳadr-i iᶜtiẕâr
15 Ḥaddi tecâvüz idecek ẓulm şekk
Eyledi ᶜAbbâsîde yolcı felek
16 Hâlik olub âḫir-i esmâları
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
330
Bitdi Hulâgu ile daᶜvâları
17 İşte budur mülke tezelzül viren
Şevket-i İslâm’a tenezzül viren
18 Başḳa ᶜavârıż ṭoḳunur ẕimmete
Daḫl idemez maḥmiye-i devlete
19 Başḳa eẕânıñ bulunur çâresi
Ye’se düşer bunlarıñ âvâresi
Silsile-i Celîle-i ᶜOsmânîyeniñ Memdûḥıyet-i Beḳâ-yı
Salṭanatla Tefḫîm Buyurulduḳları Ḫiṣâl-i Kerîmeyi Beyân
20 Gitdi dü ᶜilletle iki dûdmân
Sâlis ile oldı muᶜazzez cihân
21 Cemᶜ-i celîlü’l-neseb-i baḫtiyâr
Cem-i cemîlü’l-ḥaseb-i Cem vaḳâr
22 Aṣl-ı sebât-âver-i feyż iᶜtilâ
Ferᶜî nümâ-baḫş-ı ᶜalâ fi’s-semâ
23 Aṣl-ı şen nesl nigû şenşene
Silsile bir silsile ba ᶜanᶜane
24 Ṣaf-şiken-i leşker-i ġûl-i Moġol
Mülkiñi pâk itdi ṭavâ’ifden ol
25 Fâtiḥ-i dervâze-i fetḥ-i kebîr
Maᶜnâ-yı fermûde-i niᶜme’l-emîr
2b
4
26 Şehm-i ġazâ sehm-i ḳaviyyü’l-cinân
Hey’et-i ẕî-şevket-i ᶜOsmâniyân
27 Her biri biñ ṣavlet ile aldı nâm
Seyf ile dünyâya virüb intiẓâm
28 Cümlesi erbâb-ı dil ü muᶜteḳid
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
331
Her biri yek diger ile mütteḥid
29 Yoḳ hele bu zümre-i pâkîzeden
Dâᶜiye-i nefse ᶜudûl eyleyen
30 Cümlesiniñ maḳṣadı aᶜlâ-yı dîn
ᶜAdl ile esvediñi tâbiᶜîn
31 Tâ be-ḳıyâm işte bu nesl-i hümâm
Câlis-i taḫt-ı ḳadem-i iḥtişâm
Şehenşâh-ı Cihân ᶜAbdülazîz Ḫân Ḫażretleriniñ ᶜÂmmeye Ḥilye-i
Memdûḥatıyla Metbûᶜiyetini İcâb İden Terraḳiyyât-ı Ḥâżıra
32 Müstenid-i salṭanat-ı ᶜAbdülazîz
Merciᶜ olub âḫire ol bî-sitîz
33 Şâh-ı şehâmet-ver-i İrâniyân
Ehl-i Buḫâra-yı kerâmet-nişân
34 Ẕât-ı ḫidiv-i ḫalef-i dîv-bend
Avrupa meşhûrı nice ercümend
35 Geldi idüb devletine iᶜtimâd
Her biri biñ şevḳ ile ᶜarż u dâd
36 Mülki münâgâh-ı ḳamû devletiñ
Menşe’idir maᶜrifet ü ṣanᶜatıñ
37 Mıṣr-ı Buḫâraya viren ᶜizz ü şân
Bizdedir ol mefḫar-ı İslâmiyân
38 Faḫr ise İrân’a me’âl-i zemîn
Bunda da var şâᶜir-i sihr-âferîn
39 Gördi bu iḳlîmiñ iᶜânâtını
Avrupa artırdı ticârâtını
40 Sâde bir örnekli faṭurası var
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
332
Bir çiçek ile yine gelmez bahâr
41 Kesbi nümâyişle ḳurı şâyiᶜa
Bundadır ammâ cihet-i câmiᶜa
3a
5
42 Ḫalḳına maḥṣûli bu mülkiñ yeter
Fażlası çoḳ devleti isnâ ider
43 Niyyet-i ḫayr üzre ise şehr-i yâr
Mülki olur böyle semâḫat-nisâr
44 ᶜAzm-i ᶜazîzi bezedüb ᶜaṣrını
Ḥazm temeyyüzi gözedüb naṣrını
45 Eyledi der-pîş eser-i himmetin
Ḳuvve-i ḥarbiye ehemmiyetin
46 Cûşa gelüb himmet-i şâhânesi
Ḳulzümi ḥavż eyledi tersânesi
47 Zırhlılar icâd idüb ejder gibi
Her biri baḥr üzre yürür bir gemi
48 Ṣınf-ı niẓâmiyye çıḳub fevc fevc
Ṣaldı o deryâ daḫi ber üzre mevc
49 Fer bulub ol ḳuvve ile ḫuşk u ter
Oldı berâber beher-i baḥr u berr
50 Ṭuruḳ u meᶜâbir yapılub bî-ḳuṣûr
Eyledi vapur ber üzre mürûr
51 Şimdi yeriñ saṭḥıda şimşeklenür
Bir ḳader amma ki tekerleklenür
52 Berḳ-i semâ-zâdını teslîm ider
Bu götürüb her yere taḳsîm ider
53 Ṭayy-ı mesâfetle o bürhân-ı ferd
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
333
Olmada ṣarṣar gibi kişver-neverd
Sebeb-i Tertîb-i Naẓm u Me’âl ü Tesmiye-i Ḫˇâb-ı Ḫayâl
54 Virdi o sulṭân-ı muᶜâfsîr
ᶜAṣrına mensûb olan asâra fer
55 İtdi zamânında fünûn intişâr
Ḳalmadı taḥṣilde eşkâl-i kâr
56 Oldı sühûlet-res-i ᶜaḳd-i zebân
Türkçe gibi söylenür her lisân
57 Ẕevḳ-i maᶜârifle gelüb şevḳ-i bâl
Ḳalmadı efsürde dimâġ-ı ḫayâl
58 Bâr-gehi maḥmiye-i dâr-ı feyż
Ḫâk rehi meltem-i asâr-ı feyż
3b
6
59 Kimseniñ asârını redd eylemez
Bâb-ı ᶜinâyâtını sedd eylemez
60 Kimi idüb nesr ile ibrâz eser
Câ’izesin leffen alub neşr der
61 Naẓmı naẓargâha sürüb kimi yâ
Sürmeyi ṣatub ḳazanur kimyâ
62 Devr ideli çarḫ-ı suḫan miḥveri
Gelmedi bir böyle büyük müşteri
63 Ehl-i ḳalem defᶜ-i kelâl eyledi
Her biri biñ nükte ḫayâl eyledi
64 Açdı ḥalef sâlifiñ iġlâḳını
Türkçe beyân eyledi mıṣdâḳînı
65 Ben daḫi teheyyüç idüb efkârımı
Yoḳladım endâze vü miḳdârımı
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
334
66 Gelmedi hîç ḫaṭıra başḳa me’âl
İtdi hücûm üstüme Ḫˇâb-ı Ḫayâl
67 Feyż-i ḫayâl eyledi ḫˇâb üzre cûş
Eyledim âb üstüne ṭarḥ-ı nuḳûş
68 Ḫˇâb degil bir şeb-i firûzdur
Rûzi ḫayâl-i suḫan efrûzdur
69 Ḫˇâb degil ḳıṣṣa-ı pür intibâh
Aç göziñi itme ḫayâl iştibâh
70 Ṣanma ḫayâl ᶜaṣra muvafıḳ ḫaber
Ḫˇâbı daḫi nâ’imî inḳâż ider
71 Ḫˇâb-ı Ḫayâl eyleme taᶜbîre baḳ
Bir de şu maᶜnâdaki te’sîre baḳ
72 Ṣûret-i ẓâhirde suḫan yâvesi
Baġ-ı diliñ diḳḳati nev yâvesi
73 Bu suḫanıñ ṭarḥ-ı nev icâdıdır
Maṣrafı çoḳ göñlümüñ irâdıdır
74 Çıḳdı bu ṣûret dil-i bî-günehden
Aḫẕ-ı misâl eyledim âyineden
75 Ṭarḥ-ı ẓuhûrât ṣabîḥayladır
Şerḥ-i sünûḥât ḳarîḥayladır
76 Aldım anı ṭabᶜ-ı ṣafa-yâbdan
Çalmadım ol kiseyi dolabdan
77 Râst-ı ḫayâl ile buhmiyân-ı dil
Sâ’ile keçkûl ü ṭaġarcıḳ degil
4a
7
78 İn ne kinâyât ne Ḫˇâb-ı Ḫayâl
Nuṭḳ-ı ṣarîḥest ṣaḥîḥü’l-me’âl
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
335
Taᶜrîf-i Eṭvâr-ı Şâᶜir-i Şehr-i Tişᶜâr
79 Var idi bir şâᶜir-i mecbûr-zen
Medḥ-i zenân ile olub ḫâme-zen
80 Renk-i bihîn üzre ḫayâl eyledi
Basṭ-ı ḫanâ-rîz-i maḳâl eyledi
81 Ân zenân idi anıñ andıġı
Bikr-i meżâmin idi ḳullandıġı
82 Şiᶜri ṣuvergâh-ı nigârân idi
Şîvesi hem-şîve-i nisvân idi
83 Girmedi maḥbûb ise hîç ḫˇâbına
Leyl idi efsânesi aḥbâbına
84 Ḫân geçinüb virdi sefâhatle şân
Ḫanıma baḫş eyler idi ḫânmân
85 Ḳâᶜide-i naḥvi çoḳ az buldı
ᶜİllet-i te’nîse varub terledi
86 Tâ idicek mes’ele-i kuḥlî ḥall
Eyledi tenvîr dü çeşm-i emel
87 Hinde rücûᶜın gözedüb mużmerin
Dikmiş idi hâye iki gözlerin
88 Naẓma şürûᶜ itse yapardı müdâm
Cemᶜ-i mü’ennesle mücnis-i kelâm
89 Söz ebesi şâᶜir idi ol kişi
Kendisi erkek idi sözi dişi
90 Gâh geçüb semt-i Kâġıdḫâneden
Bestede meşḳ eyledi cengâneden
91 İtdi ḳıṣıḳ sesle hevâya heves
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
336
Mızlar idi yolda misâl-i mekes
92 Ḳıṣaca caket biçmi Londra
Şıḳ şıḳ öter potin ile ḳundura
93 Ortada mirâne gezüb şıḳlanur
Seyre çıḳan dilbere ᶜâşıḳlanur
94 Naġmeler eyler idi düm tek gibi
Payṭonı ardında tekerlek gibi
4b
8
95 Çıḳdı o sevdâ ile tenhâlara
Ṣaldı sesi velvele ṣaḥrâlara
96 Ḳanḳı maḳâm oldıġını seçmedi
Geçdigi tarlayı öküz geçmedi
97 Ṭaġa baḳub eyledi Şîrini yâd
Acı acı baġırub ol nâ-murâd
98 Ḳafesini Ferhâd idüb endîşesi
Kendi seyyidi başının tîşesi
99 Naġmesi Mecnûnı daḫi ḳıldı şâd
Şiᶜrine Leylâyı idüb müstezâd
Ḫˇâb-ı Dîden-i Şâᶜir
100 Ṣu getürüb Göztepe’den Gökṣuya
Pek yüzilüb vardı derin uyḳuya
101 Eyledi sîrâb-ı ṣafâ uyḳuyu
Gördi menâmında daḫi Gökṣuyu
102 Uġradı bir bezm-i ṣafâ-pervere
Gelmişdi heb şuᶜâra bir yere
103 Sözleri heb ḥüsn-i berâᶜat-ı ḫaṭ
Yoḳdı o dîbâde şikâf-ı ġalaṭ
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
337
104 Mıṣraları ṣarmadı mâ gû ile
Bezleri yoḳdı o ṭaraḳda bile
105 Mihr ile barışmadı yıldızları
Mâh ile rûşen idi gündüzleri
106 Her biri nisvân ile düşmân idi
Mihrleri anlara nisyân idi
107 Ẕevḳ-i civân ile o bezm-i eᶜazz
Teşneye reyyân idi bî-duḫt-i rez
108 Naḳlları naḫl-i cinân ulûsı
Yârma degil düz idi şeftâlisi
109 Bezme ġıda baḫş idi çâm fısṭıḳı
Yetmedi çatlaḳ dîv şâm fıstıḳı
110 Avrupa kârı idi mînâları
Naḳş-ı ḫaṭṭı rûy-ı muġân peyker
5a
9
111 Mey degil amma ne şey içdikleri
Neyle ḥüseynî idi geçdikleri
112 Hay degil hevâydı heb naᶜralar
Sâḳîsi ferzend-i hümâyûn naẓar
Der Medḥ-i Sâḳi
113 Ḫaṭṭ idi yaḳût lebi üzre tel
Kûh bilür üzre belürsizdi bel
114 Ḫaṭṭ degil ol giydi libâsın ẕeḳan
Nûr-ı sefîd üzre siyeh pîrhen
115 Beñde ḳapıldı o sevâd evre
Aldı Ḥabeş mülkini İngiltere
116 Gûş bilür yine düşüb mûy-ı çîn
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
338
Çınladı tâ gûş-ı ḫaṭṭ-ârâ-yı Çin
117 Her ḳaşı bir tıġ-ı cilâ-sâz idi
Her gözi bir şûḫ-ı tîr-endâz idi
118 Ġamzesi ġammaz idi her râzına
Söyler idi ᶜâşıḳ-ı ser-bâzına
119 Ġamze degil söz bilür ᶜOsmânlıdır
Sözleri maᶜḳûl ise de cânlıdır
120 Ġamze degil bir deli ḳanlı güzel
Alnı da bir başḳa canlı güzel
121 Nûr ile maṣnûᶜ dü çeşme yaḳîn
Burnu iki göz ile bir dûrbîn
122 Vehme uyub yoḳ yere bir nükte-ver
Aġzına var dirse ġalaṭ ḥiss ider
123 Ferd-i muḫayyeldi fekk-i ṣoḥbeti
Cemᶜ-i mükesserdi diliñ lükneti
124 Dişlerini şâᶜir-i pervîn eser
Düşde görüb naẓmla taᶜbîr ider
125 Gelse eger perveriş-i feyż-i gül
Ḫandeye eyler idi taṣvîr-i gül
126 Ṣaçlar idi ẓulmet-i küfre yaḳîn
Gerden-i kâfur-ı żiyâ-âferîn
127 Ġabġab-ı sürḫ üzre ḫaṭṭ-ı nev ẓuhûr
Vaḳt-ı ġurûb ebre üfûl itdi ḫûr
5b
10
128 Ḫâl-i siyeh anda ᶜArab dilberi
Türkçesi yoḳ sînesi bir berberî
129 Ḳâmeti bir serv idi amma yürür
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
339
Cûşiş-i reftâra aḳan ṣu ṭurur
130 Ḳolları hem-reng-i cilâ-yı beden
Bitmiş iki şâḫ idi billûrdan
131 Bezme o âteşle idince naẓar
Ḳulle-i çarḫa fener aṣdı ḳamer
Şâᶜir-i Na’imiñ Rü’yet-i Sâḳî ile Telaḳḳi Eyledigi
Aḥvâl-i ᶜAcîbe
132 Râ’î ise bükdi belin râ gibi
Yatdı o bezme yayılub bâ gibi
133 İster idi maḥrem-i esrâr ola
Kendi de ol bezm ile hem-kâr ola
134 Eyledi ol bezme ḫafiyyen güẕer
Meclise ḫırsız gibi girdi keder
135 Sâḳîye diḳḳatle nigâh eyledi
Ṣavt-ı bülend ile bir âh eyledi
136 Bir güneh itdi ki degil âh yek
Resmî ẓuhûr eyledi pençâh yek
137 Âh degildir o belâ-yı siyâh
Çıḳdı caḥîm üstüne ḥacm-i günâh
138 Âh degildir o ḫ ͜ˇâr-ı baḳar
Müdhiş idi ᶜicl-i selefden beter
139 Gâv-ı zemîne yaḳışur bir ṣadâ
Ürkdi o sesden daḫi sevr-i semâ
140 Ser be-hevâ yükselüb ejder gibi
Ṭutdı semâvâtı sesi yer gibi
141 Perde-şiken ṣayḥa-figen bî-uṣûl
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
340
Ḥażret-i ᶜaşḳı da gücendirdi ol
142 Ḫancer-i dil çıḳdı o ḫançerlenüb
Ḥiddet-i caᶜlîyesi enkerlenüb
143 Şaḫṣ-ı ḥużûr ile bozub arayı
Neş’e yedi yerde yedi yâreyi
6a-11
Şâᶜiriñ Rü’yâda Bir Duḫter-i Ḫûrşîd Peykere Mülâḳatı
144 İtdi o ḫˇâb içre teşaḫḫuṣ-ı ḫayâl
Baṣdı o kâbûsu gelüb başḳa âl
145 Bir de o ḥâl üzre görüb duḫteri
Ṭoġdı felekde iki saᶜd aḫteri
146 Ḳaddine mecbûr idi nevresteler
Zülfüne baġlandı iki besteler
147 Gördi degil rû-yı gülfikiri düz
Virmedi âyînesi hiç âye yüz
148 Berḳ-ı felekden yüzinüñ ġâzesi
Bâl-i mülkden eli yalpanması
149 Vesme dü ebrûda ḫaṭṭ-ı besmele
Bunda çatallandı biraz mes’ele
150 Baḳışı ḳahrı yüzi mihri idi
Dânişi dehri sözi şehri idi
151 Az ḳızarırdı femi pistânınıñ
Çiğce idi meyvesi bustânınıñ
152 Parladı zer ḥalḳa-i bend kemer
Hâlede ġayretle ṣaḳladı ḳamer
153 Nâfesi medḥinde dürre atıldı
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
341
Esb-i ḳalem düşdi yere çatıldı
154 Başda ḫotozla o siyeh ḳurdele
Herkese püskilli belâdır hele
155 Çünki ḳadem bûsuna ḥâ’il idi
Ḳundurası altını heb yeridi
156 Şâᶜir ise buldı ġam tâzesin
Çekdi bir âhıñ iki ḫamyâzesin
157 Ortada bir tîze döner ḳan iken
Mücrimi bir ḥayfıña zindân iken
158 Ol mehi görmez olub aᶜma gibi
Döndi o mihr üstüne ḥırbâ gibi
159 Gök gibi gürlerdi olub sîne-zen
Aḳmada bârân-ı belâ dîdeden
160 Ṭökdi o serd-i âh ile ḳaṭre ṣu
Eşk degil meclise yaġdı ṭolu
161 Yaş ṭoḳunub defter-i aᶜmâline
Uymadı dökdikleri icmâline
6b-12
Şâᶜiriñ Her Câ-yı Ṣûretde Ḥâli Sâḳîniñ Sebeb-i İnfiᶜâli Olub
Mu’âḫeẕe Olındıġı Mebḥas
162 Sâḳîyi pürçîn idüb âh-ı keder
Dûd ile islendi o sütlaş-ı ter
163 Eşk ise bir yüzden idüb bî-ḥużûr
Bozdı gülüñ revnaḳını âb-ı şûr
164 Gözyaşımı yâ o ecel şerbeti
Hâẕim-i leẕẕât u ḥayât âfeti
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
342
165 Meclis olub vâḳıᶜadan munḳabıż
Oldı ṭulûᶜât-ı ṣafâ münḳariż
166 De’be maᶜnâ yer idi vażᶜ-ı bedi
Terk-i te’eddüble günâh eyledi
167 Zemzemesi raᶜd-ı ᶜalâ’im eser
Mülhimesi virdi zevâlin ḫaber
168 Ḳalmadı meclisde şekîbe mecâl
İtdiler aḥvâlini andan sû’al
169 Şöyle ki ey ẕevḳ-ı dile bî-ḫaber
Virdi kesel neş’eye bu derd-i ser
170 Hiç şuᶜûr eylemedik netdigiñ
ᶜÂḳil ider mi ᶜacaba itdigiñ
171 Bir lüleden iki ḥavż mı ṭolar
Ṣulasa pür çeşmeyi ancaḳ ṣular
172 Rüstem iken ḳuvve-i tedbîr ile
İki nişân almadı bir tîr ile
173 Kâfil olursa buñalub ġayrete
İki ḳapuya bir uşaḳ ḫidmete
174 Giç bitişüb her işe tîz uṣanur
Ḫâneniñ ikisi de şensiz ḳalur
175 Sâḳîyi dilgîr ider âhıñ seniñ
Duḫteredir meyl-i nigâhıñ seniñ
176 Gözleriñ iki görür aḥvel gibi
Sözleriñ ezrâb ile derbel gibi
177 İşte şu mehpeykere bî-ḫâl ḫaṭ
Mihri bedel eylemevażᶜı ġalaṭ
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
343
178 Añladıḳ efkârıñı ey şaḫṣ-ı ḫâm
Her dü mülâḳât ile ẕevḳıñ temâm
7a
3
179 Böyle midir söyle nedir maḳṣadıñ
Çünki ikileşdi seniñ merṣadıñ
Ḫˇâb Rengîn-i Şâᶜir-i Siḥr-Âferîn
180 Şâᶜire geldi o zamân intibâh
Ḳuvve-i nuṭḳıyesin itdi penâh
181 Nuṭḳ-ı selîsindeki reng-i suḫan
İşledi âb üstüne naḳş-ı peren
182 Feyż-i ḫayâl üzre olan fikreti
Bir ḳıl ile baġladı bîñ ṣoḥbeti
Ṭabᶜı Bulub Luṭf-ı Ḫıṭâb Üzre Tâb Virdi Sözi Saᶜlebe Ḫˇâb İçre Ḫˇâb
183 Böyle suḫan siḥr-i ḥelâl olmalı
Aġlamalı ḫalḳ aña yanmalı
184 Resm-i temennâyı edâ eyledi
Ṣoñra bu vechile nidâ eyledi
185 Ey ḫalef-i bezm-i kibâr selef
Her biri biñ neş’e ile mu’telif
186 Fıḳraları ḥüsn-i edâ meksebi
Nekreleri ṭıfl-ı ḥayâ mektebi
187 Ey ki iden muṭrib ḫoş-gûları
Rûḥa ġıda-baḫş-ı ḥayât-âveri
188 Olsa da hengâma ḳarâr üzre ger
Virmede evvelki ṣadâdan ḫayr
189 Ey ki iden sâḳî-yi meh-rûları
Bezme żiyâ-baḫş-ı ṣafâ-küsteri
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
344
190 Ṣoḥbeti aġyâra şiḳâḳ üzredir
Meclise evvelki vifâḳ üzredir
191 Böyle gerek devr-i dem-i encümen
Böyle gerek ṭavr-ı Cem-i encümen
192 Hem ḳura bezm-i ṭarab-dâveri
Hem ṣora ᶜazm-i ᶜacem kemteri
7b-14
Şâᶜiriñ Neş’e-i Kâmil ile Murâfaḳat-ı Ezeliyyesi
193 Neş’e idi tâ ezelî hem-demim
Yevm-i vilâdetde daḫi tev’emim
194 Ṣoñra idüb cevf-i meşâme güẕer
Ḥükmi ḳuvâ-yı bedene virdi fer
195 Maġz-ı neşâṭ ile olub pür ḫayâl
Ben aña lafẓ idem o maᶜnâ me’âl
196 Ben aña fanus o mişkât idi
Seyretme serâ o mir’at idi
197 Ben aña ᶜâşıḳdım o maᶜşûḳ idi
Ben aña nâṭıḳdım o manṭûḳ idi
198 Nâleme meftûn idi bî-güft-gû
Girye demâdem idi bî-arzû
199 Girye ki pestâne olub sille-zen
Ẕâ’iḳa-i ẕevḳe ṣıġındı lebin
200 Neş’e berâᶜatle kemâl âşinâ
Ben ise bir mâh-ı nev kim żiyâ
201 Aġlar idim bilmez idim nidigim
ᶜAşḳ u hevâ eyle ṭolu nidigim
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
345
Ḥâl-i Ṣabâvet ve Bülûġa Muḳârenetde Neş’eniñ Cilve-i İntiḳâli
202 İtdi ṣabâ üzre terennüm ṣabâ
Neş’e-nümûd oldı eski ṣadâ
203 Döndi hevâ neş’e-i pür-zûrda
Başḳa nevâ añladı ṭanbûrda
204 Tâzeler ile olaraḳ ney süvâr
Oldı hevâ neş’ede ahû şikâr
205 Neş’e-i berâverde-i zâd ṣıġar
Oldı büluġa ṣıla-ı mâ-ḥażar
206 Geldi ṣafâ nevbeti fevvâreye
Virdi ṣu neyzen yine baş-pâreye
207 Ṭuydı sesin muṭrib-i şûr-efgeniñ
Ġılẓet ile çıḳdı demi neyzeniñ
8a
15
208 Gitdi ḥuẓûẓât-ı ḥaḳîḳat ṭırâz
Geldi dem-i ṣoḥbet ẕevḳ-ı mecâz
Neş’eniñ Şâᶜire İfâ-yı Neṣâyiḥ-i Mü’essire Eyledigi Mebḥas
209 Leẕẕet-i pîşîn gelüb ḫâṭıra
Neş’e vedâᶜ itdi dem-i ḥâżıra
210 Andıraraḳ dâhiye-i kesreti
Söyledi vaḥdetde olan ṣoḥbeti
211 Var idi bir ᶜişret-i ḳuds-âşinâ
Neyle degil meyle diñledi ṣafâ
212 Ḥâl ise manṣûr idi berdârsız
Bâl ise mesrûr idi aġyârsız
213 Âb-ı feraḥ reşḥa-i ᶜirfân idi
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
346
Anda ḳadeḥ maġz-ı sırrı cân idi
214 Ḫalvete muᶜtâd idi ol encümen
Orṭada yek renk idi sırr u ᶜalen
215 Baġteten açıldı büyük bir sefer
Ricᶜate bu ᶜâlem olub reh-güẕer
216 Oldı fenâ merṣad seviyy-i ebed
ᶜAhde vefâ üzre virildi sened
217 Devr-i ḳurûn eyleyerek her dü yek
Geldi birer ferce bulub çift tek
218 İtdi temennâ-yı sükûn intiḳâl
Hiç diyen olmadı ṭur burda ḳal
219 Tehlikeli mevḳiᶜe geldikde biz
Ḫˇâba düşüb oldı füzûn emnimiz
Ḥâl-i Dünyâ ve Mübtelâsında Bulunan ᶜAdem-i Vefâ
220 Geldi ṭahâdet demi dünyâ budur
Muḫtelimiñ gördigi rü’yâ budur
221 İşte budur yârına aġyâr olan
İşte budur hem-kârına ġaddâr olan
222 Şîvesi mühlik elemi cân şikâr
Ḥüsnüne aldanma firengisi var
8b
16
223 Düşmene dost düşmen olur yârına
Uymadı bir kimseniñ efkârına
224 Vaᶜdi ḥulûl eylemeden fevt olur
Ṣoñraki iḥsânı daḫi mevt olur
225 Dehr ṭoḳûz ḳubbeli ḥammâmdır
Müşterîsi vâlih ü sersâmdır
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
347
226 Maḫzeni pür çirk-i ġam ârzû
Ṣuyı sirişk-i elem ü âb-rû
227 Ṭuhrı şükûk üzre çü sû’r ḥumâr
Ekserisi pâk girüp pis çıkar
228 Dehr ki bir bezm-i nedâmet maḳar
Tefriḳası ġâ’ile cemᶜî keder
229 Hey’et-i mecmûᶜâsı hep tîre-dil
Her biri yek digerine münfaᶜil
230 Ekseri küb gibi ṭolar mey ile
Serleri meydâna çıḳar ḳay ile
231 Lîk tehi ḳalmadı hîç ḫamları
Ṣavdı Felâṭûn gibi çoḳ Volteri
232 Çengisi çengâne ṭabîᶜatlıdır
Çehresi çirkin sesi firḳatlidir
233 Anda nedîmân nedâmet ḳarîn
Şerzime-i ᶜâd gibi nâdimîn
234 Bezmiñ ᶜuluvvü’l himemi dehri dûn
Sâḳîsi serkeş ḳadeḥi vaj-gûn
235 Lâne-i zenbûrda dest-i emel
Nîş çeker düzde ẕevḳ-i ᶜasel
236 ᶜÂriyeti bu güher-i ᶜâfîyet
Ṣâḥibiniñ rengi yoḳ ister gözet
237 Bir ṭutub idbâr ile iḳbâlini
Üstteki mâl itme fenâ mâlını
238 Eyle ḥazer rehzen çâlâkden
Geç bu güẕergâh-ı ḫaṭar-nâkden
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
348
239 Añladıñ ᶜâlemiñ arâmını
Öñce düşün ḫeybetiñ encâmını
240 Peñçe yapış ᶜârif isen pendiñe
Kendine gel kendine gel keñdiñe
9a
17
241 Ḳalmadı evvelki muvâlâtımız
Baᶜis-i ḥicr oldı mülaḳâtımız
Neş’eniñ Ġaybubetiyle ᶜÂlem-i Şehvetde Gördigi Nedâmet ve Ḳasveti
242 Neş’e temâm eyledi nuṣḥın hemân
Oldı nihân-ḫâne-i cân içre cân
243 Dilde faḳaṭ ḳaldı hevâ âh ile
Tende kesel miḥnet-i cân-gâh ile
244 Behre-i perhiz degil nûş-ı cân
Naᶜre-i perḫîz ise ise dergûş-ı cân
245 Çekmedi dil-i ᶜaşḳ-ı mecâzıdan el
Ser bi-gerân ẕevḳ dü pâder ü ḥal
246 Ḳaldı o ceser üzre göñül nikbeti
Ḳorḳuluġı ḥırṣa virüb cür’eti
247 Nefs rükûn itdi dem ü ᶜişrete
ᶜAḳlı zebûn itdi ġam u ḳasvete
248 Sırlayub âyîneyi jeng-i zelil
Eyledi maᶜakûs-ı ġây-ı emel
249 Neş’e-i dîrini dil-i bî-ḳârar
Ḥüsn-i civânân u nisâdan arar
250 Sâḳîye ol dem ki nigâh eyledim
Ṣanma abes bir uzun âh eyledim
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
349
251 Düşdi ẕaḳın çâhına ṭıfl-ı nigâh
Ḳaᶜrına med itdi resen dest âh
252 Duḫte naẓar bâzar gün oldı çeşm
Ṣanma ᶜabes eşk-i nümûn oldı çeşm
253 Âteş-i ruḫsâr ile yandı naẓar
Çeşm o ḥarîḳ üzre dönüb ṣu seper
254 Ḫˇâh-ı pûser ḫˇâh-ı zen şîve-kâr
Her biriniñ bîñ ġam cângâhı vâr
255 Ḥüsn-i mecâz üzre degil ḥâṣılı
Ehl-i diliñ ṣoḥbeti ẕevḳ-i dili
256 Meẕheb-i ḫûbânıñ olub sâliki
Olmadı ᶜaşḳ-ı ḥanefi mâliki
257 Tâ ki hevâdâr bütân oldı dil
Ḳanḳı zemânda ṣafâ buldı dil
258 Ol esîr-i ġam hicrân olur
Vuṣlat ᶜaḳîbetde peşîmân olur
9b
18
259 Nefse ol ẕâtıña şehvet virir
Evveli ẕillet ṣonı ḫacâlet virir
260 Her kim olur nefes iṭâᶜatle ḳûl
Muḥteşem olsa yine ᶜâdidir ol
Şâᶜiriñ Sâḳîden İstimdâd ile Deḫâlet Eyledigi
261 Ey sened-i bezm-i kirâmı ledün
Ber men-i miskîn tû yek naẓrekün
262 Eyle ki bâyeste’i mesnet benem
Eyle ki şâyeste-i himmet benem
263 Bir ḳadeḥ mey virüb elden hemân
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
350
Sâḳî ayâġ üzre emân el-emân
264 Teşne dilim neş’eye ḳandır beni
Ol keremi it ki utandır beni
265 Bir kerem it neş’ye dâ’ir ola
Ẕevḳi ḥużûr ehline żâhir ola
266 Żarf o raḥîḳ ile bulub ẕevḳ-i tâm
Üstine ser-pûş ola miskü’l-ḫitâm
267 Neş’e-i dîrîn ile bul erreyi
Vuṣlata ir gör dil-i bî-çâreyi
Sâḳîniñ İnṣâf ve İᶜtirâż ile Şâᶜiri Îḳâż Eyledigi
268 Neş’elenüb sâḳî-i sîmîn-beden
ᶜArż-ı günâh ile münâcâtdan
269 Raḥma gelüp şâᶜir-i şermendeye
ᶜÂşıḳ-ı dîrîne-i efkendeye
270 Nîm tebessümle idüb nîm nigâh
Eyledi yek laḥżada dervişi şâh
271 Şâᶜiri maḥcûb-ı ḫiṭâb eyledi
Remz-i nezâketle ᶜitâb eyledi
272 Ey emeli ḫayr-ı saᶜâdet ḫaber
Vey ᶜameli şerr-i şeḳâvet eser
273 Rûḥ ile dir terbiyyet ᶜaḳlıñız
Şaḫṣ ile dir meşġalet naḳliñiz
274 Fiᶜl-i maḫl-ı ᶜaḳl-ı ṣafâ ḫîżiñe
Bu lahana ṭurşusı perhîziñe
275 ᶜÂḳl-ı ṣafâ üzre bozuḳ ẕâ’iḳa
Zehr ḳarışmış ᶜasel-i fâ’iḳa
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
351
10a
19
276 Baḳ ne güzel nażm-ı ᶜibâratıñız
Meclisi mest itdi ifâdâtıñız
277 Sendeki var ẕevḳ-i ṣafâ-ḫayr-ı cân
Bizedir ṣoḥbet-i duḫt vü civân
278 Neş’e-i maᶜḳûl gerek âdeme
Ẕevḳ-i kesel baḥş-ı beden yek-deme
279 Ẕevḳ-i beden neş’e-i kâmil degil
Maṣrafa îrâdi muḳâbil degil
280 Cisme temâs itse eger bir server
Ġâ’ib olur muḥżır-ı dilden ḥużûr
Müdmin-i Ḫamrıñ Mażarrât-ı ᶜAdîde ile İżâᶜa-i ᶜÖmr-i ᶜAzîz
Eylemek Muḫâṭarasını Müşᶜir Taḥẕîr
281 Düşme beg oġlında ᶜineb bintine
Neş’e virir şey degil ol sentine
282 Girme o ḳaḥbe gidinin ḳoynuna
Aṣma ciger yer kedinin boynuna
283 Virse de ḥüsniyle veleh ḳızları
Pâre ᶜaleyhinde o (leh) ḳızları
284 Şîveli düzgünce ise mey-fürûş
Lireden ol bozulur naḳd-ı hûş
285 Serḫoş idüb ṣıḳça ṭayyâr biresin
Ṣoñra ḥesâbıñ çıḳarır şîresin
286 Vârıñı evvelce alub ġayb ider
Sevḳ idüb ol ẕevḳe seni ᶜayb ider
287 Meygedeci râḳısını ṣatacaḳ
Serḫoş ise bir yer arar yatacaḳ
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
352
288 Eyleyecek yu iki emr-i intiḳâż
Devr-i teselsülle ḳalur iᶜtirâż
289 Arada bir iki şîşe ḳırılır
Pâresin anuñ daḫi serḫoş virir
290 Böyle sever meygedeci dostını
Pâre tükendikde ṣoyub üstüni
291 Sel gibi pür keder âşüfte ser
Aġlayaraḳ köpriden imrâr ider
292 Şerᶜ-i Ḫüdâ ġayretini celb ider
Ḥadde bedel meygedeci ḍarb ider
10b
20
293 Evde iç aḫşamcılığıñ var ise
Ḳisve-i żahriyye ḳafadâr ise
294 Az içüb ehliñ ile çoḳ râḥat
Anı da terk itmek içün niyyet it
295 Her ne ḳadar sevse seni hem-seriñ
Neş’esi maᶜrûfı bozar münkeriñ
296 Ẕevḳ ile eylerse saña imtisâl
Ḥilye-i nâmûsa gelür ibtiẕâl
297 Olsa selâmlıḳda müdâm ᶜişretiñ
Zümre-i aḥbâb ile ünsiyyetiñ
298 Ẕât u şuᶜûruñdan olub bî-ḫaber
ᶜÂrıż olur âreye reng-i diger
299 Gündüz olur heb aġalar naḳşıñı
Gice ḫalâyıḳ götürür naᶜşıñı
300 Neş’esi yoḳ acısı çoḳ bir ṣudur
Serḫoş serḫoş iden işte budur
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
353
301 Aġzınıñ ol ḳaçırub dâdını
Ṣoñra da serḫoş çıḳarır adını
302 Düşmeden evvel düşün encâmını
Ṭutma sebeb kimseniñ ibrâmını
303 Nefs saña şarab içün emr eyleyen
Dâmeniñ âlûde-i ḫamr eyleyen
304 Ḫamrda var ise gören bir ṣafâ
Ḫaste olub zehrden almış şifâ
305 Żulmeti farḳ eyleyen nûrdan
Neş’e bulur şîre-i engûrden
306 Serḫoş olan ser ḫam meyḫâneden
Farḳ idemez ḫâneyi vîrâneden
307 ᶜÂḳil ise müdmin-i bî-çâre ger
Gözyaşını meyle berâber içer
308 Meyden olur münselib ârâm-ı dil
Neş’esi maḥsûlünüñ ᶜöşri degil
309 Zûr neşâṭınca o maḫmûr ider
Şîre cebânet getürüb mevâr ider
11a
21
310 Ṭut ki evḳât içre ider ol ṣafâ
Bir iki sâ ͨat seni ġamdan rehâ
311 Derd-i seri ṣoñra gelür ol demiñ
ͨAvdeti de başlıca ġamdır ġamıñ
312 Gerçi seri ẕevḳ demi mest ider
Müdrike-i ͨaḳlı ġamı pest ider
313 Ġâlib olur olsa dil-i efrûz cem
ͨAḳl-ı ġıyâbında gulân ẕevḳe ġam
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
354
314 El süren ayâġına maḳhûridir
Eñ ilerü düşmeni mecbûridir
315 Her deminiñ bîñ ġamı var muṭlaḳa
Yâ ki żuhûr itmiş ise bir ḫaṭâ
316 Mürtekib ͨöẕri firâvân olur
Geldigine bezme peşîmân olur
317 Gice virir şarabı muvâlâta fer
Ṣubḥ olıcaḳ ṣorma o demden ḫaber
318 Anda geçer vaḳt-i nemâz u du ͨâ
Zevḳini idrâk idene e’ṣ-ṣelâ
Teᶜ ͨaddüd-i Nisvân ile Nefse Ġınâ Gelmeyüb Ḥâżırasıyla
Ḥüsn-i İḫtilâṭ İtmeniñ Meziyyeti
319 Her zen-i mekkâreye olma esîr
Etme beher tîre vü târîke tîr
320 Gerçi olur ekserisi ͨişve-zen
Lîk ider şâyi ͨâsı merdi-zen
321 Ṭut ki cevâz üstüne bir şâh-nâz
Virdi saña vuṣlat içün imtiyâz
322 Nefse temevülle gelüb iştihâ
Eylemez ol leẕẕet ile iktifâ
323 Olsa da her ḥüsn ile ger cilve-ger
Yine ider ġayra teᶜalluḳ naẓar
324 Ḥüsn ile ra ͨnâ görünür ibtidâ
Ḫânede ḳaldıḳça ḳalur ͨâdetâ
325 Ṣâf beyâż olsa eger her yeri
Eyler emel bir de güzel esmeri
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
355
326 Aña da nâ’il olucaḳ mâ-ḥaṣal
Başḳa kesim üzre arar bir güzel
327 ͨÂrıż olur cismiñe żaᶜf-ı ḳuvvâ
Öldürür âḫir seni ᶜırḳu’n-nisâ
11b
22
328 Ṭaşradan itseñ daḫi meyli zinâ
Laḥẓa görüşmekle ṭoġar bîñ belâ
329 Nâ’il olam dirseñ eger râḥata
Ḫâne nişîniñle çalış ülfete
330 Ḳolla zimâm elde iken fırṣatı
Depme ayâġıñda ṭuran devleti
331 Ḫâneñi dil-gîr-i hevâ eyleme
Râḥtıñı nefse fedâ eyleme
332 Ṣâḥib iseñ ḫûyı güzel ͨavrete
Ġâlib olur merḥametiñ şehvete
333 Baḳdırır insânı tîz elden güzel
Ḫulḳı güzel kendi güzelden güzel
334 Ḥüsn-i ṭabîᶜat gibi yoḳ dil-rübâ
Sevgisi ṣardıḳça ṣarar dâ’imâ
335 Ḫûysuz ise itdigiñi tîz bulur
Yâ sürünür yâ kör olur yâ ölür
Seyr-i Civânân ile Göñül Münbasiṭ ve Mübtehic ve Sû’-i İḫtilâṭı
ͨᶜAyb Ve Nedâmeti Müntiç Olduġı
336 Ülfet-i ḫûbân ider eşvâḳı şen
Anda da var dâhiye-i sû’-i ẓân
337 Aşḳ virir ͨâşıḳa seyr-i cemâl
İtmese ger şehvete ẕevḳ-i intiḳâl
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
356
338 Naẓra ṣafadır dil-i ferzâneye
Bu yaḳışur meşreb-i rindâneye
339 Yoḳ gibidir şimdi o ẕevḳ-âşinâ
Varsa da ez ẕimmet-i ḥıfẓ-ı ḥayâ
340 Çoḳ bulunur rind-i süḫan-sâz-ı ͨaşḳ
Lafzen-i ṣıdḳ-ı dehen-i bâz-ı ͨaşḳ
341 Görse bir âyîne maḥbûb eger
ͨÂşıḳ-ı dîdâr idügin baḥs ider
342 Ḥıfẓ u ṣiyânetden açar ṣoḥbeti
Ülfete yatdıḳça bozar niyyeti
343 Ṣanma hele fâ ͨil olursa muṣır
Mużmeri fiᶜiliyle ḳalur müstetir
344 Muttaṣıl ise açılub hem-seri
Ġâib iken bâriz olur mużmeri
12a-23
Naẓar-ı Pâkiñ Manẓûri Dâ’imâ ͨİzz û ͨAlâve Zîver-i Âdâb ile
Müzeyyen ve Maḥalli Olub Terbiyyetiñ Ḥüsn-i Te’sîri
345 Pâk-i naẓar ehlini pâk eyleyen
ͨIrżını vâreste-i bâk eyleyen
346 Ẕevḳiñ ise seyr-i cemâl-i ͨâlemi
Ehlini bul zevḳiniñ ol hemdemi
347 Sîm beden ġonce-dehen ehl-i fen
ͨÂşıḳa müştâḳ ola ma ͨşûḳ iken
348 Ṣoḥbeti ser-i sinḫa cân ola
Neş’e ḫayâlâtına ḥayrân ola
349 Cebhe virüb çeşm-i dile mehce fer
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
357
Lehce-i naḳlinden ala behce fer
350 Sende cilâ baḫş-ı nigâh ol aña
Ḳâbil ise ḳıl naẓarıñ kimiyâ
351 Aç gözini ͨaynın ᶜirfân ile
Seyr-i sümüvv-âverîḳân ile
352 Naẓarañ olub muris-i ͨilm ü edeb
Vâsıṭa-i raḥmet ecdâd ü eb
353 Nisbetiñ olsun añâ ẕevḳ-i ḥelâl
Neş’ede şevḳ-i bülend me’âl
354 Genç ise ol pîr süḫandan ola
Genç ise ol baḫşı firâvân ola
355 Mevhibet-ârâ-yı ledün âşinâ
Ehl-i dil bî-dil ü selmân edâ
356 Ṣadrı sünûḥân-ı ṣafâ müşᶜiri
Şiᶜri ecl-i sened eşᶜarı
357 ᶜ İlm ile iᶜzâz ide ᶜirfânını
Safsaṭadan pâk ide burhânını
358 Ẕevḳi ḫayâl ile ẓuhûr eylesün
Ṣoḥbeti rûḥ ile ḥużûr eylesün
359 Çünki süḫan-ı kûdek nâzendedir
Pür ḫayâl-i dil-i zâyendedir
360 Terbiyyeti ṭoġmadan ol gerek
Nefḫ-i füyüżânı mükemmel gerek
12b
24
361 Fikr-i niyâmuz-ı edeb keç olur
Sâye-i aᶜvec yine aᶜvec olur
362 Olsa da ᶜaḳl üzre muḫayyel kelâm
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
358
Mûnis-i lafẓ olmaz ᶜıyânen merâm
363 İtmez ise ᶜilme inâbet-i suḫan
Ḥükm-i ḳarîḥayla degil mü’temin
364 ᶜİlmi şiᶜâr itmese şâᶜir eger
Küfr ile iġrâḳı naṣıl farḳ ider
365 Şiᶜri teḳaddüm ider ᶜilm ü edeb
Farż ile te’ḫîr olunur müsteḥab
366 Terbiye-i fikr ile seyr-i ḫayâl
ᶜAḳlı geçüb rûḥa ider intiḳal
367 Ṭabᶜ-ı tefennün ile vüsᶜatlenür
Ḳuvvesi gitdikçe bedâhatlenür
368 Ṭabᶜ-ı reşîd olsa da hemçün Lebîd
Yine olur terbiyeden müstefîd
369 Himmet-i te’sîr sehîl-i naẓar
Laᶜl ider aḥcârı siyeh ḥâki zer
370 Ḥâṣılı her sengde var bir güher
Fûyası miḳdârı televvün ider
Naẓm ile Hicv vü Şuḳḳânıñ Veḫâmet-i Sû’-i Te’sîri
371 Ḥicv ü şuḳḳâdan getür ünsiyyeti
Şâᶜir olur zinde ḳalur ṣoḥbeti
372 Aṣl-ı ḫalef şâᶜire mażmûndır
Nisbeti evlâddan efzûndır
373 Bu degil ıġrâḳ u ḫayâl-i muḥâl
Belki bu daᶜvâya vuḳûᶜ-ı misâl
374 Baḳsaña bir ân degil muḥteḳir
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
359
Ḫavârî-i ferzend ile mecd peder
375 Sev’et-i ferᶜ aṣlı ẕelûl eylemez
Töhmet-i Zeyd ᶜAmrı melûl eylemez
376 Lîk suḫan-ı şaḫṣ mükellef degil
Cevher-i cism üzre mü’ellef degil
377 Nîk ü bed andan ne ki eyler ẓuhûr
Ḳâ’iline ᶜâi’d olur bi’ż-żarûr
378 Reng-i suḫan şâiᶜrin efrâz ider
Ṣıbġat-ı aṣliyyesin ibrâz ider
13a
25
379 Şâᶜiriñ âyînesi eşᶜârıdır
Sırrı şuhûd-âver-i mişvârıdır
380 Şiᶜri maḳâmâtına burhân olur
Şâᶜiri beytinde arayan bulur
381 Nuṭḳ-ı beşer-i maᶜden her ḫayr ü şer
Ṣarfı ḳolay ḥıfẓu ṣaḥâbet hüner
382 Sehl ise de şaḳḳ-ı şifâh eylemek
Ṭâḳat-ı ḫam-yâresi düşvâr pek
383 Ḳalb-i nişân-gâh-ı suḫan tîrdir
Ḳavs-i dehen-i dîl aña zihgîrdir
384 Zaḫmı dem-âlûd degil tîriniñ
Demrine yoḳ ḥâceti te’sîriniñ
385 Nâvek-i peykân çıḳa ger yâreden
Sûzişi çıḳmaz dil-i bî-çâreden
386 Her ne ḳadar itse de vaḳt intiḳâl
Çıḳmaz içerden eser-i infiᶜâl
387 Ẕâlim olur keşmekeş-i kînede
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
360
Kînesi peyveste ḳalur sînede
388 Ḥâṣıl-ı hicv eylemeden el-ḥaẕer
Ġayżı degil ḳâbil ᶜavf u güzer
389 Münteşir olduḳça büyür yâresi
Yaġlı ḳara gibi ḳarâr ḳârası
390 Şâᶜire virmez şeref-i sermedi
Ḫaṣmına ᶜazv itdigi ᶜayb u bedii
391 Yoġısa anda ne revâ iftirâ
Vâr ise yetmez mi añâ ol belâ
392 Hicvsiz ol ḥâl ile maḫẕûl olur
Kendi eẕâsıyla cezâsın bulur
393 Her nice nâ-ḫoşsa da ol vażᶜ-ı kec
Ḳalma ḫoş imdi ile ḫoş gör de geç
394 Her demi naṣr üzre bulur bî-sipâh
Muḳtedir iken iden ᶜafv-ı günâh
Nâ-ehl ü Lî’emi Medḥ ü Tavṣîf Ye’s ü Nedâmeti Tażᶜîf Eyledigi
395 Medḥ ise nâ-ehlini taḳbiḥdir
Hicvi ḳadr-i cehlini teşriḥdir
396 Şiᶜr ile yoḳdır ḫarıñ ünsiyyeti
Var mı cevviñ cevhere bir nisbeti
13b
26
397 Nükte-şinâs olsa bile ehl-i câh
ᶜİllet arar olmayıcaḳ ḫayr ḫ ̌âh
398 Şaḫṣ-ı le’îm olsa da naẓma âşinâ
Ṭabᶜ-ı selîm eylemez ᶜarż-ı menâ
399 Çünki degil nîyyetî inṣâf ile
ᶜArşa çıḳarsañ daḫi evṣâf ile
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
361
400 Ehline bu cehl ḳadar ᶜayb ider
Beyti bilüb de şerefin ġayb ider
401 Beyte her ḥüccâcı ḳarîn eyleme
Göñlüñi mekrinden emîn eyleme
402 Ṣanma ḥaṭabım dili taᶜmîr ider
İtse de ṭurmaz yine taḥḳîr ider
403 Resm-i ᶜaṭâ yek dü hezâr ᶜaksi var
Şâᶜiriñ iḳbâli ḳadar naḥsı var
404 Nâkese teklîf-i ᶜaṭâyı girân
Yâreden almaḳ gibidir üstüˇḫân
405 Rûḥı sûᶜâl eyleme her mürdeden
Umma ramaḳ cism-i dem efsürdeden
406 Varsa da az şâᶜir-i fîrûz-eser
Muḳbile maḳrûn ola medḥi ḳader
407 Ṣanma faḳaṭ câ’izeden dûr olur
Ekseri memdûḥına menfûr olur
408 Virmez o medḥ üzre niṣâb-ı ârzû
Dir yapub itme sevâb-ı ârzû
409 Bermeki ẓan eyleme her Caᶜferi
Saᶜd-ı ḳıyâs itme beher aḫteri
410 Virme de asârıñı ḫor görmesün
Muḥdes iken muṣḥafa el sürmesün
411 Virse saña aldıġı âhı virür
Varsa bir ehvence günâhı virür
412 Sıḳlet-i esbâbı götür aradan
Yâre virir merhem ider yâreden
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
362
413 Tâ-be-maḥal saᶜy ü muḥâl-i ârzû
Nîce ider ᶜarż-ı cemâl-i ârzû
414 Ṣanma ummasa da seḥâb içredir
Çehre-i maḳṣûd niḳâb içredir
415 Ẓulmetiñ ol mâhe ḳırân eylemiş
Nûrını imḥâḳ u niḥân eylemiş
14a-27
Felek ile Muḳbilândan Şikâyet ᶜAbes ve Bunlar Daḫi Ṭabᶜân
ᶜAcz ile Maᶜyûb Oldıġı
417 Gâh felekden gehi kibârdan
Şekve nedir geç bu keç efkârdan
418 Eyleyecek vaḳt-i nüfûẕı güẕer
Muḳbil olan senden olur derbeder
419 Raḫtını al münzecir baḫt olur
Ol daḫi rencûr-ı ġam saḫt olur
420 Rızḳ ḫayâliyle ṣuᶜûbet çeker
Ehl-i tenaᶜumfuḳarâdan beter
421 Açma müdârâya der-i iḥtiyâç
Sîr-i gümân eyledigiñ senden aç
Feyż-i Tevekkül ve Taṣfiye-i Ḳalb
422 Ehl-i ḫilâfa ne bu taḳyîd-i ser
Ḥaḳ seni îmân ile te’mîn ider
423 Eyle ve etâküm eyle iġtidâ
Ḳandırır ise seni min külli mâ
424 Sûr ilerü meskenin a ᶜrafdan
Siper-i maḳâm it velimen ḫâfdan
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
363
425 Gezme ͨimâretde ḫarâbâtî ol
Geç ͨarzı cisimden öz ẕâtı ol
426 Ey ͨaceb ol ẓulmet-i nefs u ḫayâl
Eyleye nûr-ı ḳademe ittiṣâl
427 Gir ḥarem-i ḳudse ḥicâbâtı geç
Min ḳari ͨal-bâb-ı velec velec
428 Merci ͨiñ îḳân ele gör ͨâlemi
Sürse de Ḥaḳ yine sever âdemi
429 Aç göñül âyînesin işrâki sil
Ṣoñra beher gördigiñi neş’e bil
Neş’eye Mülâkât ile Keşf-i Ḥakâyıḳve Mu ͨârefe-i Ẕât
430 Neş’eyi sâḳî idicek der meyân
Gitdi mecâz oldı ḥaḳîḳat ͨayân
14b
28
431 Şâi ͨre ḫ ̌âb oldı ṣafâ baḫş-ı ser
Maᶜniyi maᶜnâda görür muᶜteber
432 Neş’e peyâmı gelicek kûşene
Geldi teyaḳḳuż dil-i pür hûşına
433 Bezme cilâ virdi ṣafâ-yı ḳadeḥ
Ġulġul-ı mînâ vü ṣadâ-yı ḳadeḥ
434 Çıḳmadı meyḫˇore vü hûş-yârdan
Çıḳdı ṣafâ sırrı ḳadeḥ-kârdan
435 Perde-i ḫ ˇâba ṭoḳınub çâr-gâh
Nâ’ime sâz itdi hezâr intibâh
436 Evce çıḳub olmışıken ḫâksâr
Mihre ᶜurûç eyledi ol zerre-vâr
437 Ḳülzüm-i taḥḳîka aḳub buldı yol
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
364
Cûy idi ᶜummâna ġarîḳ oldı ol
438 Ḳalmadı nâsûtde hîç ẕevḳ-i ḳâl
Eyledi lâhûte ḫayâl intiḳâl
439 Ṣavtta ṣamt üzre ḳarâr eyledi
ᶜAḳl gelüb nefs firâr eyledi
440 Keyf-i ġam-alûd şühûd oldı kim
Kim daḫi nâbûd-ı ṣafâ-yı etemm
441 Eyledi ḫûrşîd teᶜârüf-i ṭulûᶜ
Zerresi aṣl oldı füruġı fürûᶜ
442 Ḳalmadı taᶜbîr-i menâm ᶜayn ile
Ṣoḥbeti ser eyledi mâbeyn ile
443 Çıḳdı muṭâbıḳ görilen vâḳıᶜa
Rûz-ı mülâḳât ü şeb-i nâfiᶜa
444 Ḳalḳdı ayâġ üstine ṣaḥv üzre ḥâl
Ṭayy-ı bisât eyledi Ḫˇab-ı Ḫayâl
Münâcât-ı li Cenâb-ı Ḳaḍiye’l Ḥâcât
445 Ey iden icâd-ı sürûr u miḥen
Ḫalḳ eyle bîñ neş’eyi bir neş’eden
446 Zerreyi ḫûrşîd idüb itdiñ ᶜıyân
Mihri daḫî zerrede ḳıldıñ nihân
447 Âdemi ḳıldıñ bir avuç ḫâkden
Nefḫ-i ḥayât ile esîr-i beden
448 Ṣoñra ḥayât üzre atub ẕimmeti
ᶜAḳılla her nefse virüb şehveti
15a 449 Birde irâdet ṣoḳulub araya
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
365
29 Fülke seni urdı hevâ ḳaraya
450 Eylediñ ey Rabb-i cemâl ü celâl
Herkesi bir ḥâl ile meşġûf-ı bâl
451 Kimini ᶜiṣmetle ḥarîm âşinâ
Kimini şehvetle ẕemîm ibtilâ
452 Şehvete maḥṣûr idüb eyyâmını
Baᶜżısınıñ ḫayr idüb encâmını
453 Ḫˇab-ı saᶜâdetle görüb ḳutlı fâl
Ṭoġdı ṣafâ ile ṣabâḥ-ı ḫayâl
454 Ḳaldı faḳaṭ bütün efsürde dil
İtdi taḥaccür-imuḫ taṣvîr-i gil
455 Şâm-ı nuḥûsetde girân-i ḫˇâbda
Kâm-ı yubûsetde ḫayâl-i âbda
456 Nefs-i hevâdan ṭoyub uṣanma
Geçdi nehâr uyḳudan uyanmadı
457 Şeyṭanet-i nefs ile itdi ġurûr
Oldı hevâ içre ḳoy bî-ḥużûr
458 Ḫâk-i meẕelletde ḳalub bî-nümâ
Toḫm-ı heves olmadı ḥâṣıl nemâ
459 Maġfiret ister sebeb âvareyim
Aña sebeb müznib-i bî-çâreyim
460 Re’y-i vaḫîm ᶜahde vefâ münᶜadim
ᶜAḳl-ı saḳîm emr-i Ḫüdâ festeḳîm
461 Ey keremi meymene-i ḫaṣ üᶜâmm
Vey ḳademi meysere-i feyż-i tâm
462 Ḫˇâb-ı kesâletden uyandır beni
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
366
Eski ḫayâlimden utandır beni
463 Ḳıl siḥri ehemmi te’sîrde
Maḥż-ı iṣâbet virüb ol tîrde
464 Vir gözimüñ yaşına feyż-i revân
Olsun o feyżile ter ü tâze cân
Ḳudemâ-yı Şuᶜarâ-yı Benâmdan Ḥaḳḳı Beg Efendiniñ Lüṭfen
İhdâ Buyurduḳları Taḳriż ile Tezyîn-i Ḫâtime-i Asâr Ḳılındı
15b
30
465 Şâᶜir-i şîrîn zebân Ḥüsni Efendi kim anıñ
Ṭabᶜıdır meşşâṭa-i ruḫsâr-ı ebkâr-ı süḫan
466 Mesnevi ṭarzında inşâd itdigi manẓûmeyi
Ḥırz-ı cân itse sezâ her şaᶜir-i dânâ-yı fen
467 Eyleyüb ᶜaṭf-ı naẓar her beytine Ḥaḳḳı
anın
Eyledim taḳrîżine sürᶜat-i bi fażl ẕü’lminen
Şuᶜarâ-yı İrân ve Rûmıñ Fâżıl-ı Maᶜârif-Mendi Reşâdetlü Şeyḫ
Remzi Efendiniñ Taḳrîż-i Belîġidir
468 Merḥabâ ey ḥüsnî-i ferrûḫ-ı ruḫ u ferḫunde
fâl
Âferîn ey ṭûtî-i ḫoş leḥçe-i şîrîn maḳâl
469 Ḥikmet-i Loḳmân u Câlınûs u Eflâṭunı sen
Cemᶜ idüb evrâḳa ḳoymışsın adın Ḫˇab-ı
Ḫayâl
470 Ey zihî dîvân-ı dâniş kim Arisṭo-yı ḥakîm
ᶜİlm-i ḥâlinden gerek kesb eylesün fażl u
kemâl
471 Cevher-i gencine maᶜnî ki naḳḳâd-ı cihân
HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ 
367
Naḳd-i câna sûd u sevdâsından eyler infiᶜâl
472 Ḳulle-i ḳâf-ı meᶜâni kim kemâl-i evcine
Yetmezer çil sâl pervâz itse simurġ-ı kemâl
473 Baḥr-ı taḥḳîḳ-i meᶜâni kim kemâl-i ḳaᶜrına
Yetmez er ġavṣ eylese ṣad sâl-ı ġavvâṣ-ı
ḫayâl
16a
31
474 Żâhiri çün ḫâne-i zenbûr-ı manżûr u ḥaḳîr
Bâṭını dârü’ş-şifâdır şerbeti şehd-i zülâl
475 Şâhid-i maᶜnâsı yüzden açsa ger bend-i
niḳâb
Reşkden eyler ᶜuṭârid mâh-ı ruḫsârın helâl
476 Tûtiyâ-yı çeşm-i ebnâ-yı vaṭandır ger disem
ᶜAyıntâba tâb-ı ᶜayn oldı degil farż-ı muḥâl
477 Pârsâ-yı dehr imişsin ve ᶜârifi rûşen-i żamîr
Daᶜvâ-yı ḥikmet saña şâhım ḥelâl olsun
ḥelâl
478 Ṭabᶜıñ itmiş gülistânda bülbül-i şeydâyı
mât
Nâṭıḳañ şekkeristânda ṭûṭî-i gûyâ-yı lâl
479 Çarḫda tâ cilve eyler âfitâb u mâhtâb
Ḫâṭırıñ âyînesine yetmesün gerd-i melâl
480 Yazdı Remzi ṭabᶜına gevher-feşân târîḥ kim
Zîver oldı kâr-gâh-ı kevne bu Ḫˇab-ı Ḫayâl
Mûma-İleyhiñ Diger Târiḫidir
481 Târîḫ-i ḫˇastîm be Ḫˇab-ı Ḫayâl-i dil
Ender cevâb-ı güft ki ( ḫˇab-ı ḫayâl-i mâ)
16b ᶜAyıntablı Ḥüsni Efendiniñ leṭâ’if-i ġarîbe-i
 YRD. DOÇ. DR. NAZİRE ERBAY-ARŞ. GÖR. HAYRİYE DURKAYA
368
32 şiᶜriyeyi
Câmiᶜ ve netîce-i meâli tezkiye-i aḫlâḳa
medâr-ı nâfiᶜ
olub bu kere tanẓîm ve Ḫˇab-ı Ḫayâl nâmıyla

tevsîm eyledigi iş bu manẓûme Maᶜârif
Neẓâret-i
celîlesinden iᶜṭâ buyurulan ruḫṣat
üzerine ṭabᶜ olundı her bir kitâb
ṣatılan maḥallerde furûḫt
olunmaḳdadır.
Ṭabᶜ u neşri nâẓımına maḫṣûṣdur
Mekteb-i Ṣanayiᶜde ṭabᶜ olunmuşdır
fiyâtı
 شاعران فارسی سرای و فارسی نویس ارزرومی
369
شاعران فارسیسرای

Konular