NESİMİ'NİN HAYATI VE FARSÇA DİvANı

Azerbaycan Türk Edebiyatı'nın mümtaz şahsiyetlerinden biri Seyyid
İmadüddin Nesimi'dir.Nesimi, şüphesiz Nizami ve Fuzuli dönemi arasıoda
Azerbaycan Türk Edebiyatıının en büyük şairi sayıldıgı söylenebilir. Nesimi'nin
derecesi , Azerbaycan Türk Edebiyatı tarihinde, özellikle Azerbaycan Türkçesiyle
tam bir divan meydana getiren ilk kişi olması ve bu yolla bu alanda yeni biT
* açması yönünden çok yüksektir.
Elbette Nesimi'den önce de Hasan O~u gibi bir takım §dilinde bir çok şiir söyemişlerdi. Ancak onların eserlerinden bir kaç örnekten başka
elde bir şey yoktur.
Tarihçilerin ve tezkirecilerin bazı yazılarında Nesimi'nin Türkçe,Farsp ve
Arapça dilleriyle tam üç divan düzenlediği ve her üç divanın kendi devrinde çok
tanındıgı anlatılır.Fakat şimdilik elimizde onun Türkçe ve Farsça divam
kalmıştır.Arapça divanmdan bir haberimiz yoktur.Hem Azerbaycan Türkçesiyle
yazdığı divanında ve hem de Faısça divanında göze çarpan bilgilerden, Arapça şiir
söylemekte de Nesimi'nin büyük bir mahareti olduğu söylenebilir.
Nesimi'nin eserleri, o dönemin lirik şiirinin en iyi örneklerinden biri:
sayllır.Onun eserlerinin bütün özelliği, sanki insan şahsiyetinin derin övgüsü ve beşer hürriyetinin müfrit aşkından kaynaklanan coşku dolu ve heyecan verici biT
ruhtur. NesiIni'nin eserlerinde, kendine özgü beşer ferdinin övgü ve yüceltilmesi
eızsizdir. Hurufi tarikatına mensup şairl~rin müşahhas alametlerinden biri olan bu
övgü halık ile mahluk arasındaki sınırı tamamen ortadan k:4IIdıraeak ve enethak
iddiasıyla sonuçlanacak: derecede birifrata varrr.
I.) i .ı"..;.. .i~J j UJ~
ı"r.' i ~ll..f~ .) ı..:. j
"Eger sen ilahi bir varlıksan, sakın kendi varlığının dışında Allah'ı arama...
Hayatı hakkında ve özellikle Nesimi'nin çocukluk dönemii hakkında
elimizdeki bilgiler çok azdır.Oogumu, menşei, dogum ve ölüm yılı konusunda
tezkirecilerin aralarında büyük bir ihtilaf vardır. Mesela Latifi, Nesimi'oin dogum yeri
olarak Bagdat yakınlarındaki Nesimi Dahiyesi olduğunu zanneder.OnIarın dehli, bu
1 Nesimi'nin Farsça divanımn eski harflerle Hamid Mebmedzade tarafından tenkit1i neşri
"Nesimi Divam , Bakü 1972,384 s," adıyla yapılmıştır. Bu divanın başında "Divan-ı
Farisi-yi Nesimi' adlı Farsça bir inceleme (s.5-20) bulunmaktadır. Bu Farsça
incelemenin sadece başlıgım degiştirerek Türkçe'ye tercüme ettim. Bu tercüıneyi baştan
sona kadar gözden geçirmek lutfunda bulunan Y. Doç. Dr Mehmet Atalay Bey'e burada
şükranlanmı sunarım ..
* Atatürk üniversitesi Ögretim Üyesi
67
iddiayı isbat için çok zayıftır ve ellerinde Nesimi'nin mahlasından başka bir şey
yoktur.l-Ialbuki Nesimi, önceleri Haşimi ve Seyyid mahlasını da almıştı.Rıza Kulıhan
Hidayet, Riyazü'l-arifin adlı eserinde Nesimi'nin Şiraz'da dogdugunu
yazar.Azerbaycan Türk Edebiyatı tarihinde Nesimi'nin dogum yeri olarak Şemahı
yazılıdır ve bu yüzden Nesimi-i Şirvani diye adlandınlmıştır.Nesimi'ninTürkçe
divanındaki dil özellikleri de bu iddiayı isbat için dogru bir örnek olabilir ve
Nesimi'nin oldukça uzun bir süre Bakü'de yaşadıgı hususunda şüpheye yer yoktur.
u........1,h)A) ı:" i i~ ı:,,~ ',?I
',?4- is .)1 A.:ı 4--:ı .,!- '-:> ou...>.
"Ey Nesimi mademki Allah: "Benim arzım geniştir. "demiş.O halde, Bakü
şehrini terketÇünkü burası senin yerin degildir."
Nesimi'nin dogum tarihi de ge~çek olarak belirtilmemiştir ve miladi 1369 yılı
tahmini olarak kabul edilmiştir.Oıüm yılı olarak 1404-1427 yılları arası
yazllmıştır.Nesimi hakkında rivayet edilen ve dillerde dolaşan şeyler, fedakarlık,
cesaret, mertlik ve daha sonra onun Ha1ep şehrinde feci bir şekilde öldürülmesi ve o
şehirde gömülmesi ve mezarının irfan ehlinin ziyaret yeri olmasıdır.Nesimi'nin hayatı,
14. yüzyılın kargaşa yılları ve tarihi olaylar zincirine tesadüf eder.Emir Timur'un ard
arda hücumları ve onun yerine geçenlerin saldınlarıyla dogu bölgesi dalgalı ve tufanlı
bir denize dönüşmüştü.Bu büyük sel, kendi güzergahında buldugu herşeyin kökünü
kazıyordu ve bu hücumların sonucunda eski sınırlar ortadan kalkıyordu.Küçük
müstakil devletler birbiri ardından sonra yıkılıyor ve büyük bir imparatorlugun temeli
atılıyordu.Bu saldırıların, kan dökücülerin ve başı bozuklugun agır yükü her zamanki
gibi çiftçiler ve köylüler tabakasının omuzu üzerinde idi.O devirde degersiz olan şey
, insanın canıydl.Başka bir takım musibetler de vardı ve ruhani esaret zinciri, onların
tümünü tamamlıyordu.Dini ve mezhebi ihtilaflar büyük ölçüde kötüye
kullanılıyordu.Müslümanlarınelinden beytü'l-mukaddesi (Kudüs) kurtannak adıyla
Vatikan papasnın s!1ncagl altında düzenlenen haçlı savaşlarından henüz fazla bir
zaman geçmemişti.Islam padişahlan ve hükümdarları da kafirlerle gaza ve cihad
perdesi altında her zaman fırsat buluyorlar ve gayr-i müslim memleketlerine hücum ve
saldınyla meşgul oluyorlardl.Mezhebi çekişmeler de çeşitli islami fırkalar arasında
sert bir şekilde devam etti.Tarihin bu özel şartları da nev-perestlik düşünceleri ve
insan sevgisi emelleri islam memleketlerinde bu cümleden olarak Azerbaycan'da
sofiyane tarikatlar arasında ve hepsinden daha çok hurufi tarikatında propoganda
ediliyordu.Başka bir yol yoktu.Orta çagda her türlü toplumsal ve felsefi düşünce
ister istemez kendine mezhebi bir yön buluyordu ve hayatın gerçekleri insan
toplumunun ve bilgisinin tamamında dinin nüfuz sahibi oldugu şartlarda bu sebep
kaçınılmazdır.
Nesimi de o günler nev-perver düşünürlerin bir çogu gibi beşerin
kurtuluşunu her türlü dini ve mezhebi ihtilafların giderilmesinde
görüyordu.İnsanoglununyüceltilmesiyle, işkence, zulüm ve öldürmenin önüne
geçilmesini istiyordu.Allah yolunda kafir kanı dökenlere her bir ferdin kendi
aleminde ilahi bir varlık oldugunu ve onun kanını Allah'ın nzasını kazanmak için
dökmenin uygun olmadıgını söylüyordu.
~~~..J~..Jo~..J~
~LA. L. o,,",:-"!- o.) 0,J.ıS ..ı...u ',?I
68
i J d:! ~.".1 ~~ u....,;.j J"",,,I A
~L:.~ J y,J.1 ." J.1 ~i ~JJ
"Mescid, meyhane, Kabe ve puthane birdiLEy yanlış yapmış! Bizim sokagın
yolunda ev birdir. Her ne kadar, şaŞI göz yanlışlıkla biri iki görse de, gönül, dilber
ve sevgilinin bir oldugu açıktır."
Müslümanların Allah dedikleri ve hıristiyanlarınbaba, anne ve ruhu'l-kudüs
dedikleri ve musevilerin Musa vasıtasıyla tanıdıkları şey, hurufilerin inancına göre bu
cümleden olarak Nesimi'ye göre sanki hep Adem'in kendisidir ve Adem'in
çocuklarındanher biri Allah'ın mazharıdır , saygı ve tazime layıktır.
"Adem'in yüıünün ateşi ,yüzsüz ve riyasızdır.O yeşil ağaçtan Musa'ya "Ben
Allah'ım "diyordu."
Eger bir kişi, bizden başka kişi vardır veya daha açık bir ifadeyle bizden
başka bir yaratıcı vardır derse hatalı yola girmiştir.
~rl..A~d(s~
ıJ;.1~ ~~ Ü-=I ~.,a. :,1
"Bizden başka bir kişi vardır dersin.Sen bu sözden vazgeç."
Evvel ve ahir, başlangıç ve sonda ortada yoktur. Yarının vadesine gönül
ba@amakgerekmez.
:",J~ ~.ı...1 j,J..,ı-01 .,..;.. Lı,.,... j b~,,~ jÖa.1 ,J J."I c"s)~
"Bu gün "Kün 'ün kar ve nun harfinden dışan çıkmadın.Git, yarın
dü§üncesiııdenvazgeç.•
Ve eğer bir kul Nesimi'den kıblen hangi semttedir diye sorarsa, Nesimi ona şu
şekilde cevap verir:
4.E""'~ ,J..} :,,1 V-- jS c"s~l..& ~i ~L
r).1..;S ,J..} :"i 1...ı-:4 ri •.ı~ .::..ı~
"Salan benden o yüıden başka kıbleyi soran abit, blımiş ol ki eger o yüzden
başka kıblen varsa puta tapmışımdır.·
Sonra müslüman, hıristiyan ve yahudilerin ve başkalarının bir kıbleye
yönelmeleri gerekir ve bir mabuda yönelmiş olmaları gerekiLO kıble ve mabud da
insandır.
O halde, buradan başka bir sonuç da çıkar ve o bazılarının, hurufilerin bu
arada İmadüddin Nesimi'nin ene'l-hak dediklerin de, kendilerinin ilahi varlık
olduklarına şahitlik ettiklerini tasavvur etmelerinden ibarettiLBununla beraber bu
69
makamı kendine veya Fazlullah Naimi'ye mahsus bilmez ve genelolarak her insan
ferdini bu yücelige layık telakki eder.
Nesimi'nin eserlerinde hurufi ögretileriyle ve tanışıncaya ve özellilde
Fazlullah Naimi'yle görüşüneeye kadar araştırma ve hayretle bir süre geçirdigi ve
sadece Naimi'nin ögretilerinin onu bu hayret denizinden kurtardıgı açıkça görülür.
"Nesimi, fazlın keremiyle yakine ulaşınca nasıl üzülür.Çünki herkes başka bir
mekandadır."
Şaşkınlık ve avarelik denizinden kurtulması şairin mutluluk sebebi olmuştu ve
bu hali Nesimi hakiki sahanat zanneder.Bu saltanat tacını Fazlullah'ın ayagı
topragından elde ettigi için övünüyor.
(,Si ~~ JJ ,-.',1"1'. ~j
~i ı.>Jl+=-..>-'"" ı.>L...:.ILi....)S
"Ey Nesimi, bu aleınde bu saltanatdan daıı~ iyi nedir? Çünkü onun faziletli
ayağının topragmdan başına tae koydun. "
Kendine tapmışlık karanlığında yorulanların hidayet mumu derecesi hakka
tapma tarikinin kurtuluş pervancsi menzilesinde olur.
J.:.ı--J J.a. j ..:;.ı~ .~IJ">;> J ~1 ~I..uı
"Hakk'ın fazlıyla Nesimi gibi Hakk'a ulaşan kişiye hidayet mumu ve kurtuıuş
pervanesi geldi. "
Sözün kısası Nesimi Allah sevgisini, insan sevgisi bilmiş ve olağanüstü
beşeri yaratanınmakaffiınayükseltmiş ve onun yerine koymuştur. Ona göre Aııahı
mutlak ruh ve beşeri can ve cisimden mürekkep bilenler iki görme yolunun yoleusu
ve görme bozukluguna duçar olmuşlardı.
J~i (,?I LAJ JJf""""J J.=...ı-b
W~ J tJJ ..:.-..1 ~L. J .:.4 ....s:
"Ey şaşı! iki görme adetinden kurtuL. Çünkü, ruh ve beden tek bir hakikat
ve mahiyettir. "
Ve bu tek hakikat ve mahiyete meleğin secde etmesi gerekiLZira makam
yüceligine sahip olan beşerdir.
~~ JJ~lS ~J.a.~ j iJ
J1J ~....s: ~L.~ ~~ iJ dL
"Nesimi'ye Allahın fazlıyla gönlünün isteği yerine gelince, beşere saygı
gösterdiğimiçin melege secde et emretdim"
70
/
/
Allah'ın cemalinin tecelliyatımn mazharını da aynı beşerin yüzünde bilmek
gerekir.
-r" .u.ı iJ4 .:"4,,... t.J .JJ
.~ • L...ı .. L:.AS' ... L...ı ..".. . ..,..... u •. 4J"'.J .J •.
"Nesimi, güzellerin yüzünde Allahın cemalini görür. Gel! Onun söZünden
ilahi sımn açıklamasını dinle. "
Bu ıevillerin tamamımo dini hükümlerin hilafma oldu~u ve özellikle
Nesimi'nin Kuran'ı da batınilerin üslubuyla tefsir etti~ii açıktır.Bundan dolayı
Kuranda yerin ve zamanın yaratılışıtar ve dun'un "kün" telaffuzuyla Allah tarafmdım
inmiştir.Ohalde her şeyden önce baıf1eryaıatı1mıŞ1Jr.Ve bu yüzden Arapça harflerin
rakamları olan 32 rakam ve harflere ÖZel bir hürmet gerektigine inanırlar. Ve banrfı
şairlerin eserlerinde ve bu cümleden Nesimi'nio eserlerinde tar ve mm ıslılahmai ve
32 rakamınave yüzdeki yedi hadaradefaJan:a rastlıyoruz. Ve bu şairferin tevil tamm
gözden uzak tutmamak gerekir. Bunların l3maml zahiri ~riatçırann selikasmm oru
sofular ve mutaassıpzahitIer hilafma idi. Ve ister istemez onların öfke ve gazabını
çekiyordu. Di~er sebep, NesiIDİ'oin daimi seyahat ve dol~ması aslında bil
hakimler içio tehlike sayılıyordu. Sadece iman ve noksanlık kabul etmeyen itıalllf
kendi yüce düşünceleri ve sonsuz aştıyta beın-ciııslerinin hürriyet ve mutluıuauna
fedakarhk dolu iki kaynak Nesimi'mn gayret ve çaJışmasl idi. O kendi yaptığındaD:
habersiz olmamalda beraber korlmıuyorduve bir adım geri atmıyotdu.Hatta daima.
bugÜD kendi canını kendi düşüncesi yolUDda feda etmek ve ha yolla Maımır'UID"
mutluluguoa ulaşma anusunda idi.
.J""""""..:.J.,ı-ı. l.ıaj ~tıF~
'!)-:''!)J..,.....~J~~..ıI~
"Ey Nesimi Allah'dan Mansur'un devletiDi iste.
"'*
öldüriilse ıDır
olmazsa bir dar a~ında öldürülsün ."
Nesimi lehçesinin açıklıgını öyle bir dereceye u1aştmyor ve ene'l'-1Iak sıımıra
kadar açıkça söylüyor ki Hallac-ı Mansun da geçiyor.Onun sözüne göıe eter'
Mansur hayatta olsaydı onun kusurundan geçmez ve onun kadine fetva verirdi.
~.J~ J~ 1.JL.Cl-LA..;.ıJIl.:.1
J.J"1 .J iJ rA ,,~ La ü~ rA
"E~r bizim ene'l-haldarımlZ1 mest Mansur işitse, hem bizim katlimize, bem
de dar ağacınaasılmamızafetva verirdi. M
Bazı kaynaklarda Nesimi'nin Şah Handan adlı ve lakablı bir kardeşi oIdu~
açıkça ve işin sonunda kardeşinin karışıklık ve tehlikeye duçar olaca~ı ve sırlan
söylememeye , ort~ yerde herkese koymamaya ve özel sofrayı umurnun önüne
yaymamayı ona tavsiye ettigi yazıhdır.Nesimi'nin ona cevabda açıkça hakikatleri
göstermekten çekinmiyecegini ve ona açıklamaktan başka bir çaresi olmadıgm
söylüyor:
71
Derya-ı muhit cuşa geldi
Kevn ile mekan huruşa geldi
Sırr-ı ezel oldu aşikara
Aşık nice eylesün müdara
Daha sonra Nesimi bekledigi şeyin izine ulaştı. Gece ve gündüz gezmekte ve
kendi meramını yaymakta olan bu kararsız aşıkın yolu Haleb'e düştü ve orada da
hüniyet tutkunları kendi etrafında toplandılar. Nesimi'nin şiirlerinin kendi yaşadıgı
zamanda çok yayılmış oldugunda ve bazen meclislerde okunmuş oldugunda bir şüphe yoktur. Kendi gazellerinden birinde bu konuya işaret vardır.
r"-..> ',?~ -:ıL ~..>-" ~-..>,,~ .,)4-
~1.11~~..s~-..>.1
"Nesimi'nin şiirinin okundugu meclisde ruh bagışlayan kokusundan her nefes
can buJur."
Meclislerden birinde de bir genç güzel sesiyle NesimiInin şiirini
okuyordu.Sözde o gazelin matla'ı şu idi
1.)-" ',?,,-..> ı.:. J.:ıl...:ı ',?~ J.oıo.
I..ı.:.. ',?,,-..> ~.1""" .1~..s
"Benim ytlzümü görmesi için Hakk'ı gören bir nazar gerek. Kendini gören
göz Huda"run yüztlnü nasıl görür."
Biçare genci bu şiirin başında ayakta hesaba çekerler, yazarım ondan
sorarlar.Genç kendini o şiirin yazarı olarak tanıttı ve onun katledilme fetvasını
çIkarrnalarıyla birlikte onun yazarımn adını ifşa etmekten sakındı' Bu haber Nesimi'ye
ulaşır. Hemen kendisi idam yerine varır, kendini tanıtarak, günahsız genci
katledilmeben kul1anr ve kendi ölümü karşılamaya koşar.
Nesimi'nin feci şekilde katli hakkında çeşitli rivayetler yazılıdır. Mesela bir
rivayete göre, Nesimi'nin Ictifrü ve katline fetva veren şer'i kadı şöyle demiş:
"Bu öyle bir kafirdir ki onun pis kanından bir damla bir kimsenin
uzuv]anndan birine slÇrasa o uzvun kesilmesi vacibdir." . Tesadüfen, Nesimi'nin katli esnasında o kadı da hazır bulunur. Idam
sırasında Nesimi'nin kanından bir damla onun parmagına sıçrar. Orada bulunanlar,
ona işaret edince, inkar etti ve şöyle dedi:
"Ben o konuyu misal olsun diye söylemiştim."
Nesimi bu dinsiz kadımn karşısında açıkça şöyle dedi:
Zahidin yek barmagın kessen döner Hakkıtan geçer
Gör bu miskin aşıkı ser-pa soyarlar ağlamaz.
Ayrıca rivayet ederler ki şer'i kadının fetvasına uygun olarak Nesimi'nin
derisini soymaya başlar baŞıamaz , dökülen kan sonucunda Nesimi 'nin yüzü
saranr.Muhalifler , yüzünü kınarlar. ve bunu korkaklık alameti bilirler. Nesimi onlara
cevap olarak şöyle der:
"Ben sevgi gögünün güneşinin kendisiyim. Aşk matla'ından dogmuşdum.
Şimdi güneşin batına zamanıdır. Güneş batına vaktinde saranr. Bundan dolayı bu hale
geldim ."
72
o anda şu rubaiyi irticalen okur:
J"..1 Jj-" ~-'"" ~i ~.ı.:.l
J"..1 J.)-'-" .>--- ('J to'1
~<.!~.:ıl jl~ JJ~~ ~J"';"
J"..1 JJj ~J .:ı.ı..:."",.,.. ..:.ı.i"" JJ
"Eeel, insanın müvekkili oldugu zaman, seher vaktinin havası gibi ~uk
olur. Kendisinden daha yürekli, cesur bir şeyolmayan güneş, batarken oııım yüZü
saranr.."
Nesimi'nin çok feci ölümü, beşerin hürriyet yolunda yigitlik , fedakarlık ve
canıyla oynamanın en parlak numunelerinden biridir. Milletlerin bir kaç yıllık tarihi
onun benzerlerini çok az gösterir.
Nesimi, devrinin edebi iyi adederinin en layık mUdavimlerinden biriydi.
Nesimi'nin gazeli Attar'ın ıasavvufı şiirinden, Nizamj'nin nazmmdan ve MevIaııa'QIn
vecdinden renk ve koku almış ve özel bir hissesi vardır. Şiir sanıantmda Nizami'nin
makamı, Nesimi'oin ideali olmuş veo yüksek dereceye ulaşmak aızusunu t.aşmıqtır.
"Nesimi'nin gözü, senin gamınla inci saçmadıkça gözyaşı nazmmm inf:İSİ
Nizami'ye ulaşınazdı. "
Nesimi, Hafız-ı Şirazi'nin küçük ~daş Hafız'ı idi. Hace'nin ömrtlnüJt
sonlamıdanyirmi yılını idrnk etmişti. Nesimi'oin Farsça divanmda Şemseddin ve
Hafız'madına defalarca rastlıyoruz. Sanki Nesimi gazellerinden bazılannda Hafız'a
ilgi duyuuıştuT.
~IJ J"ı C::.,J w)l&J.. ~~ ~IJ ..ı.J..L..
~jl ~j ..::..ı.U ~l.,:. .:ı1~.Jiı..il... "=.SI -ıı
"Onun hattı yani yüzündeki ayva ıüyleri mefegin kucagına çoc:uklar gibi
levha koydu, şimdi ey Hafız-) Kuran, sen bu yedi ayetii ezberle."
VeyiJ J""lA.~ üL.;..:. .:r.:-.JI ~I.$""J jl..:.-..
ws J""lA. J~ ~.J i <.!""J JJ 4-:ı
"Dogu güneşinin nişanı Şemseddin'in yüzünde olduguna göre , gel;
Şemseddin'inyüzünde dogu güneşine secde et. "
Vegazelde:
73
..)".;- 01~ j JJ("SI J,...A.;
..)".;- 04- ("S'I r ",j ("S~ ..i.:!1 ..)4 J-",
"Ey gönül, aynııkdan dolayı gam çekme, Hakk'ın fazlına dayan; ey can, gam
çekme sevgilinin vuslatı gelir, ondan dolayı sevinçli olursun."
Hafız'ın meşhur gazeline
..)".;-~ 0~..I.:!1.;4 "j,'-,(.( ~~
..)".;- 0t.:...J.S ("Sj",..) J~ 0 1j.a.1 ~~
"Kaybolmuş Y~suf, tekrar Ken'an'a gelir, gam çekme. Bir gün hüzünler evi
gülbahçesi olur, gam çekme.·
naziredir. Nesimi'nin şiiri, sadelikde ve akıcılıkda bazen harikulade olur ve
sadeıi~ dolayısiyle incelikden ve san'atkarlıkdan da nasibsiz degildir.
J~ J-oi rı":' ("S"'~I r~J 0~ oL.
J~ J-oi ri ,,:. ("S''''..) JS.:a r J.;$ 0~
"Yani ayı görünce senin kaşın hatınma geldi. Güle bakınca da senin yüzün
hatınınageldi."
Veya:
"Dün gece gÖZÜm onun hayaliyle dedi ki: Bırak beni! Cevap verdi: Ceyhun
ırmatını gemisiz nasıl geçeyim. "
Ve bunun gibi
rlJ-o JjL... III JJ r~~ 0"';'.ıS k jl
0",~ ~1 ,,:-,4$ jS 0"';' 01 ~4 ~1 -=.ı",.,i
"Eğer cigerden kan akıdırsam, gönül daima onu gıda yapar. Kebabdan dışarı
Çıkan o kan ateşin azıtı olur.·
Nazik hayal, makbul mübalaga ve güzel teşbihler, Nesimi'nin şiirlererinin
yayılmasında etkili olmuştur. Şairin beşeri emelleri ve hürriyet düşüncesi parlak
şiirlerin kalıbında muhteşem bir güç kazanmıştı. Bu şiirler ne yalnız Türk, Fars ve
Arap halklan arasında, ne de Gürcistan ve Ermenistan gibi komşu ülkelerde
yayılmaldakalmayarak Nesimi'nin şiirlerinden bir kısmı Gürcü ve Ermeni alfabesiyle
şiir severler tarafından da yazılmış olup şimdi de eldedir.
Nesimi'nin şiirinin tesiri kendi çagdaşlan ve kendinden sonra gelenlerde de
görülür. Habibi , Fuzuli , Hatayi ve Kavsi vesayirenin eserlerinde Nesimi şiirinin
tesiri açıkca görülebilir, ÖZellikle Nesimi'nin tesirleri, onun fedakarlıgı, geniş ilham
kaynagı dini sembolleri ve vefası Azerbaycan folklöründe bulunur.
Nesimi'nin gazelleri, dünyevi sevgi ve şefkat doludur. Onun lirik şiirleri
hakiki bir aşkdan mayalanır.Şair , yeni ayı görünce sevgilisinin kaşını hatırlar, güle
74
bakınca onun yüzü hatınna gelir. Kadir gecesinden dolayı bir ayet tefsir ettikleri
vakit, onun saçının sevdasının kıssası hatırından geçer. Zahitler, ebedi cennet
bahçesini vasfetmege başlayınca Nesimi, sevgilisinin bulundugu yerdeki mamur
bahçeyi düşünür.
• .... .ı..:..:.c. OLL:i • i . 1.ı...l.L • ..ro '-r". J I.J •
J~ ..ı..ı.i ri ("S.J..r:'1 ,-:-,l~ .~,.,s
•Abidierin her biri, kıbleyle ilgili bir nükte söylüyorlar. Senin kaşının
mihıabımnköşesi benim hatırıma geliyor.·
Nesimitnin görüşüne göre güzeııerin aşkı , insanın ruhi yücelmesine vesiledir.
Aşkı ve hem-cinslili~in sevgisini gizlemek ikiyüzlü ve halkı aldatan zahitlerin
işidir. Nesimi'nin samimiyeti ve dilinin açıklıgı, onun hrik şiirlerinde de beyitlerin
arasından kendini gösterir. Nesimi, cennet, firdevs ve huriyi veresiye va'd kabul
eder. Yarin kavuşma nakdini onlara tercih eder ve kıyamet gününü, cennet ve
cehennemi , arifane bir mizaMa anar :
~-'~ iJ JY"" -' U".tJ;A -'
4 JJ..,,~.)J. ~.)J .:.ı-,~I d:.t.:.ı
"Ben bu gtın gönlümü birine rehin verdigim için, cennet, fırdevs ve buriyi
veresiye sattım. if
Sovyetler birliğinde Nemmi'nin Farsça divanının iki mutteber yazma
nüsbasındanbiri Leningrad'da Şarkiyat Enstitüsü'nde, digeri Tiflis'de Gürcistan
Yazma Eserler Enstitüsü'nde bulunmaktadır. Bu nüshaların her birinin iyi ve güzel
tarafları vardır. onların hiç biri tam değildir. lık ve son yaprakları düştügünden.
dolayı Leningrad nüstıasının istimalı tarihi belli degildir. Onun yazı ve kagımndan
yazdış tarihi miladi 16. yüzyıldan öm;e oldugu anlaşılıyor. Amma ikinci nüsha ,
onun baş tarafı eksik o)makla birlikte, sonu tanıdır. Onun yazdış tarihi vardır. Hu
ntlsbayı Derviş Mubammed bin Meddah Kanber Ali i , 878 senesi şaban ayımn 7
sindetamamlamıştır.
Nesimi'nin Farsça divanı, bicri 1260 ve 1298 yıllarında İstanbul'da
basılmıştır. Miladi 1926 yılında Selman Mümtaz, Farsça divanın bir kısmmıdüzensiz
olarak TÜJkçe divanla birlikte Bakü'de bastımuş ve terci'-i bendierden birini
gazellerin arasında göstermiştir. Bu elyazma ve matbu nüshalardan hiç biri tam ve
noksansız değildir. Onlardan hiç birinde gaullerin ve terci'-i bendierin bir kısmı
gözümÜZe çarpmadı. Sadece cönlderden birinde terci'in beyitlerine rastladık ve ilk
defa kendi yerinde basıırdık. Bu divan adıgeçen iki yazma nüsba, matbu nüshalar,
bir kaç mecmua, cönk ve lezkire karşıl~tırılmasıyla düzenlendi. Hatırlatmak gerekir
ki işte Nesimi'nin ilk Farsça mükemmel divanı muhterem okuyuculara takdim
ediliyor. Gazel ve Nesimi'ye ait bir kaç beyit yazma ve matbu nüshalarda göze
çaıpdı. Şüpheli oldugundan dolayı bunlar kitabın sonuna eklenerek basıldı. Bu
divanın toplanmasıve hazırlanmasınıdaakademinin degerli bilgini Hamid Araslı, hiç
bir şekilde maddi ve manevi yardımı esirgemediler. Bana bu fırsatı verdiginden dolayı
kendisine defalarca derin minnet ve şükranlarını arz ederim.
75

Konular