TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA ADLI MESNEVİSİNİN YUSUF SURESİYLE MUKAYESESİ
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE
ZÜLEYHA ADLI MESNEVİSİNİN YUSUF
SURESİYLE MUKAYESESİ
BÜŞRA DİNÇ
ÖZET
Doğu edebiyatında anlatının sınırlarının en geniş olduğu ve şairlerin
bu sayede çok sayıda kurgusal metin oluşturabildikleri türlerden
biri olan mesneviler, yüzyıllar boyunca çeşitli şairler tarafından kaleme
alınmış ve neticesinde birçok hikâye ortaya çıkmıştır.
Bunlardan biri de Yusuf ile Züleyha mesnevisidir. Bu mesnevinin
önemli kaynaklarından biri kutsal metinlerdir. Kur’an-ı Kerim’deki Yusuf
suresi bunlardandır. Bu sebeple kendisinin dayanaklarından biri
olan bu kutsal metinle mesnevi arasında birtakım benzerlik ve farklı-
lıkların tespiti mümkündür.
Bu çalışmada metinlerin karşılaştırılması suretiyle bahsedilen husus
açıklanmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Mesnevi, Yusuf suresi, Yusuf ile Züleyha
Mesnevisi.
Büşra DİNÇ, Yeditepe Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.
BÜŞRA DİNÇ
212
ABSTRACT
The mathnawi was one of the genres that had no limitation to write
and therefore the poets had created many fictions in Eastern literature.
This genre had been used by the eastern poets during the cenuries and
some stories had came to the forefront, like Joseph and Zuleika. Sacred
texts were the important sources of this mathnawi. The Sura of Joseph
in Koran was one of them. Thus many differences and similarities can
be found between the Sura of Joseph and the mathnawi of Joseph and
Zuleika that first one is a sacred text and the other one is a fiction. In
this study we will try to explain this subject by comparing the mentioned
mathnawi and sura.
Key words: Mathnawi, The Sura of Joseph, The Mathnawi of Joseph
and Zuleika.
چكیده
مثنوی یوسف و زلیخا یکی از کهن ترین قصاید دینی است که منبع آن بر
کتابهای مقدس استوار است. داستان در قرآن کریم باعنوان " احسن القصص" قید
شده است. حکایت یوسف و زلیخا قرنها یکی از مفاهیم و مضامین اساسی ادبیات
شرق بوده است. شاعران، مثنوی یوسف و زلیخایی خود را که در اساسش، همان
داستان قرار گرفته است را به سبک خود آراسته و آثار فراهم کرده اند.
"تاشلی جالی یحیی" از چهره های مشهور شعر عثمانی در قرن شانزدهم یکی
از این شاعران است. مثنوی او براساس تحقیقی که "محمد چاوش اوغلو" انجام
داده ، 5180 بیت دارد. مثنوی با بیت:
"الهی چشم مرا بینا کن و آن را روزن یوسف مریم گردان"
شروع می شود و با بیت-
" برای این که خدا شاهد عیبم نباشد، سخن را با دعا ختم می کنم"
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
213
به پایان می رسد.
در این مقاله ابتدا خالصه ای از مثنوی یوسف و زلیخای " تاشلی جالی یحیی
"داده می شود و سپس از قراین و افتراقاتی که میان این مثنوی و آیات قرآنی وجود
دارد سخن به میان می آید. در پایان به ویژگیهای این شاعر که موقعیتی خاص به
وی بخشیده، اشاره خواهد شد.
GİRİŞ
Yusuf ile Züleyha mesnevisi, en eski dini kıssalardandır ve kayna-
ğını kutsal kitaplardan almıştır. Kur’an-ı Kerim’de “ahsenü’l-kıssa” olarak
bilinmektedir. Yusuf ile Züleyha’nın hikâyesi yüzyıllar boyunca
doğu edebiyatının önemli konularından biri olmuştur. Şairler temelinde
aynı hikâyenin yattığı bu mesneviyi kendi üsluplarıyla işlemiş
ve kendi yapıtlarını oluşturmuşlardır. Bu şairlerden biri de 16. yy. Osmanlı
şiirinin önemli isimlerinden biri olan Taşlıcalı Yahya’dır.
Taşlıcalı Yahya’nın Yusuf ile Züleyha mesnevisi Mehmet Çavu-
şoğlu’nun tespitlerine göre 5180 beyittir. Mesnevi,
“İlâhî ‘ayn-ı ‘ışkum rûşen eyle
Murâdum Yûsufına revzen eyle” beytiyle başlamakta;
“Ehâlî olmaya ‘aybına nâzır
Du‘â ile sözi hatm ide âhir” beytiyle sona ermektedir.
Bu çalışmada, öncelikle Taşlıcalı Yahya’nın bahsi geçen mesnevisinin
özeti verilecek, ardından ayetlerin ve beyitlerin kar şılaştırılmasıyla
mesnevi ile sure arasındaki benzerlikler ve farklılıklar ortaya konulmaya
çalışılacak, son olarak da mesnevinin şairini özgün kılan niteliklerine
değinilecektir.
1. Taşlıcalı Yahya’nın Yusuf İle Züleyha Adlı Mesnevisinin Özeti
BÜŞRA DİNÇ
214
Hz. İshak’ın oğlu Hz. Yakub, halasının kızıyla evlenir ve on iki çocuk
sahibi olur. Onun on ikinci çocuğu Yusuf’tur. Yusuf, Yakub’un di-
ğer çocuklarına nazaran çok daha güzel ve iyi karakter sahibi biridir.
Bu sebeple Yakub’un ona olan muhabbeti diğer kardeşlerine oranla
daha fazladır.
Yusuf henüz küçükken annesi ölür, bunun üzerine bir süre için amcası
Îs tarafından büyütülür, daha sonra da bu görevi babası Yakub
devralır.
Yakub’un çok büyük bir sevgiyle bağlı olduğu Yusuf, bir gün rüyasında
ay, güneş ve on bir yıldızın kendisine secde ettiğini görür. Ardından
rüyasını babası Yakub’a anlatır. Yakub, oğluna bunun ilahi bir
mesaj olduğunu ve kendisinin ileride peygamber olacağını bildirir.
Ayrıca ondan bu rüyayı çok kıskanç olan kardeşlerine anlatmamasını
ister. Fakat küçük Yusuf, rüyasını kardeşlerine anlatır. Kardeşleri onu
kıskanır ve şeytanın da telkinleriyle Yusuf’u öldürmeye karar verirler.
Bunun için Yusuf’a evden dışarı çıkmaları için babasından izin istemesini
söylerler, Yusuf bu isteği babasına iletir. Hz. Yakub, istemeyerek
de olsa Yusuf’a izin verir. Baba oğul Kenan’daki bir ağacın altında vedalaşırlar.
Dışarı çıkınca kardeşleri Yusuf’u bir kuyunun başına götü-
rür ve onu kuyunun içine atıverirler. Fakat kuyuda melekler ona yardım
eder.
Kardeşleri eve döndüklerinde babaları Yakub’un Yusuf’u sorması
üzerine ona yalan söyleyerek Yusuf’un bir kurt tarafından parçalandı-
ğını söylerler. Ayrıca babalarına bir koyunun kanını sürdükleri Yusuf’un
gömleğini getirirler. Yakub onlara inanmaz, kurtların yanına gider,
onlarla konuşur ve hiçbir kurdun Yusuf’a zarar vermediğini öğrenir.
Fakat oğlunu arama yoluna gitmez, çünkü Allah ondan sabretmesini
ister. Yusuf’un hasretiyle yanan Yakub’un gözleri zamanla görmez
olur.
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
215
Kardeşleri günler sonra Yusuf’u atmış oldukları kuyunun başına giderler,
bir kervanın Yusuf’u bulup kuyudan çıkardığını görürler. Bunun
üzerine kervanın yanına gidip Yusuf’un kendilerinin kölesi oldu-
ğunu söyleyip onu tacire satarlar. Kervan ilerledikçe insanlar Yusuf’un
mucizelerini görürler ve gittikçe ona olan saygıları artar. İsmi Malik
olan bu tacir, Yusuf’u bir saraya götürür.
Bu açıklamalardan sonra mesnevide Züleyha’nın hikâyesine geçilir:
Züleyha, Mağrib ülkesindeki bir sultanın kızıdır. Bir gün rüyasında
bir genç görür ve ona âşık olur. Rüyasında gördüğü bu kişi Yusuf’tur.
Züleyha aşkından deli divane olur, kendinden geçer. Fakat bu sırada
Züleyha’nın güzelliğini duyan Mısır azizi, Mağrib sultanından kızını
ister, Züleyha onunla evlenir ve Mısır sarayına yerleşir. Bu sıralarda
Malik, kölesi olan Yusuf’u satmaya karar verir ve onu Mısır azizinin
sarayına götürür. Züleyha, onu görünce Yusuf’un yıllar önce rüyasında
gördüğü ve âşık olduğu genç olduğunu anlar, onunla ilgilenmeye
başlar. Bir süre sonra Yusuf, Züleyha’nın kendisine karşı özel
duygular beslediğinin farkına varır. Züleyha, dadısının da telkinleriyle
Yusuf’a onu elde edebilmek için birçok kez hile kurar; bu hileler
onların beklentilerinin tam tersine Yusuf’u ondan uzaklaştırır. Yusuf
bu sırada peygamberlik görevini de yerine getirerek insanları doğru
yola davet eder. Bu öğütleriyle Yusuf yücelikleri temsil ederken Zü-
leyha süfli ve dünyevi olanları temsil eder. Züleyha, Yusuf’a karşı her
yakınlaşmasında geri çevrilir. Bir gün ona bir tuzak kurarak Yusuf’u
kendi kurduğu bir eve kapatır. Ona sarıldığı sırada Yusuf’un gömleği
arkadan yırtılır. Züleyha, suçu üzerinden atmak için Mısır azizine yalan
söyleyerek Yusuf’un kendisine saldırdığı yalanını uydurur. Bu sı-
rada annesinin kucağındaki küçük bir çocuk dile gelerek Yusuf’un suç-
suz olduğunu, azizin bunu anlaması için gömleğin hangi taraftan yırtıldığına
bakmasının yeterli olacağını söyler. Aziz gömleği kontrol
eder, Yusuf’un haklı olduğuna inanır. Bu olay tüm Mısır’da yayılır, kadınlar
Züleyha’yı konuşmaya başlarlar. O da bunun üzerine bir meclis
tertip ederek kadınları buraya çağırır. Kadınlar oturup meyve yerken
BÜŞRA DİNÇ
216
bir ara Yusuf’u çağırır. Yusuf odaya girer girmez kadınlar onun güzelliği
karşısında ellerindeki bıçaklarla meyve yerine ellerini keserler.
Bu olayın ardından Züleyha, Yusuf’u hapse attırmakla tehdit eder,
o da zina gibi kötü bir yola düşeceğine hapse girmeyi tercih ettiğini
söyleyerek Allah’a yakarır. Bu arada Züleyha kocasına Yusuf’un kendisini
tüm Mısır’da rezil ettiğini söyler, Mısır azizi de onun bu sözlerine
kanarak Yusuf’u zindana attırır. On iki yaşından itibaren rüya yorumlama
yeteneği kendisine verilmiş olan Hz. Yusuf, zindandayken
azizin iki kulunun rüyasını yorumlar. Daha sonra da Mısır reyyanının
hiçbir kâhinin yorumlamadığı rüyasını anlamlandırır. Onun rüyasının
önce yedi yıl berekete, ardından da yedi yıl kıtlığa işaret ettiğini söyler.
Reyyan Yusuf’un yorumunu beğenir, onu Züleyha’nın da suçunu itiraf
etmesi üzerine hapisten çıkarır ve devlet göreviyle taltif eder. Yaptıkları
neticesinde iyice gözden düşen Mısır azizi vefat ettikten sonra,
Mısır’ın yeni azizi Yusuf olur.
Bu arada sarayda bir başına kalan Züleyha, Nil’in kenarına bir kulübe
yaptırarak orada yaşamaya başlar. Yusuf’un hasretinden ağlaya
ağlaya gözleri kör olur. Bir gün putların kendisine hiçbir şekilde yardım
etmediğini anlayınca hak yola döner ve iman eder. Züleyha, iman
etmesinin üzerinden birkaç zaman sonra alayıyla birlikte Nil’in kenarından
geçmekte olan Yusuf’u görür. Züleyha, Yusuf’un yanına giderek
ondan kendisinin gençleşmesi ve güzelleşmesi için Allah’a yalvarmasını
ister. Yusuf dua eder ve Züleyha muradına erer, sonra asıl muradının
Yusuf’un kendisi olduğunu söyler. Tam bu sırada gökten bir
melek gelerek Yusuf’a Züleyha ile kendisinin Allah katında nikâhlandıklarını
söyler. Bunun üzerine Yusuf’un Züleyha’ya karşı gönlüne bir
muhabbet düşer, sonra da Yusuf’la Züleyha evlenirler.
Yusuf ile Züleyha arasında tüm bunlar yaşanırken Mısır’da büyük
bir kıtlık hüküm sürmektedir. Yusuf, bolluk döneminde aldığı tedbirler
sayesinde Mısır halkını hiçbir şeye muhtaç etmez, hatta başka ülkelerden
gelen insanlar aç kalmamak için Yusuf’tan aman dilerler. Bu in-
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
217
sanların arasında Yakub ve oğulları da vardır. Yakub’un buğday almaları
için Mısır’a göndermiş olduğu oğulları, Yusuf’un huzuruna çıkarlar.
Yusuf onları tanır ve onlara kendilerinden pek fazla hoşlanmadı-
ğını söyler. Bu sebeple içlerinden birini rehin alarak bir dahaki seferde
küçük kardeşlerini Mısır’a getirmelerini ister. Bunun üzerine kardeş-
lerin biri Mısır’da kalır, diğerleri de verdikleri payın tekrardan içine
konulmuş olduğu çuval dolusu buğdayla Kenan iline geri dönerler.
Yusuf’un kardeşleri bir dahaki gelişlerinde küçük kardeşlerini de Mı-
sır’a getirirler. Yusuf’un huzuruna çıktıkları vakit küçük kardeş Yusuf’u
tanır. Yusuf da ona yüzünü gösterir; fakat ona diğer ağabeylerine
bu konudan bahsetmemesini tembihler. Yusuf, bir oyunla küçük kardeşini
kendisine köle yaparak onun Mısır’da kalmasını sağlar ve diğer
kardeşleri Kenan’a geri dönerler.
Bu sırada Yakub’a vuslatın biteceğine dair Allah tarafından haber
verilir. Yakub, Mısır’da kalan oğluna zarar gelmemesi için Mısır sultanına
bir mektup yazar. Yusuf, babasının mektubunu okuduktan sonra
tekrar Mısır’a gelmiş olan kardeşlerine yüzünü göstererek kendini tanıtır.
Daha sonra kardeşlerini bağışlar, on iki kardeş bir araya gelerek
ağlaşırlar. Yusuf gömleğini Yakub’a gönderir, Mısır’a gitmekte olan
Yakub peygamber bu gömleği gözlerine sürer ve gözleri açılır. Birbirlerinin
hasretiyle yanıp tutuşmuş olan baba oğul Mısır’da birbirlerine
kavuşurlar.
Bu kavuşmanın ardından geçirdiği mutlu günlerden sonra Yusuf
vefat eder. Onun vefatına tüm Mısır halkı çok üzülür. Züleyha da bir
gün mezarlıkta Hz. Yusuf’un mezarının başındayken vahdet ışığıyla
aydınlanarak bu dünyadan göç eder.
2. İşlediği Konu Bakımından Benzer Ayet Ve Beyitlerin Tespiti
Ve Mukayesesi
Hz. Yusuf’un Rüyasında Peygamber Olacağını Görmesi
BÜŞRA DİNÇ
218
* Yusuf babasına: "Babacığım! "Rüyamda on bir yıldız, güneş ve
ayın bana secde ettiklerini gördüm" demişti. (Yusuf Suresi, 4. Ayet)
* Bu gice on bir encüm mihr ile mâh
Sücûd itdi bana seyrümde nâgâh
İşitdüm cümle ervâh-ı enâmı
Çağırdı es-salâtu ve’s-selâmı (624./625. Beyitler)
Hz. Yakub’un Rüyasını Kardeşlerine Anlatmaması Yönünde Oğlu
Hz. Yusuf’a Telkinleri
* Babası şunları söyledi: "Oğulcuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma,
yoksa sana tuzak kurarlar; zira şeytan insanın apaçık düşmanıdır". (Yusuf
Suresi, 5.Ayet)
* Olursın cümle ‘illiyyîne serdâr
Düşünden kılma ihvânı haberdâr
Gazab ehlidür anlar kaldurur baş
Bu râzı eyleme ihvânuna fâş
Vücûdun varlığın ma‘dum iderler
Seni cân gibi nâ-ma‘lûm iderler (632./633./634. Beyitler)
Kardeşlerinin Yusuf’un Gördüğü Rüyadan Haberdar Olmalarının
Ardından Onu Öldürmeye Karar Vermeleri
* Kardeşleri: "Biz birbirimize bağlı bir topluluk olduğumuz halde, babamız,
Yusuf'u öldürün veya onu ıssız bir yere bırakıverin ki babanız size kalsın;
ondan sonra da iyi kimseler olursunuz" dediler. (Yusuf Suresi, 8./9.
Ayetler)
* Nihânî Yûsuf’un almağa cânın
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
219
Müheyyâ kıldılar mihnet sinânın
Kimi eydürdi ölmek gerekdür
Meseldür bu ki yâ tekdür yâ pekdür
Kimi eydürdi budur ana çare
Irak yirde atarum bir diyâra (643.- 645. Beyitler)
Kardeşlerinin Yusuf’u Dışarı Çıkarmak İçin Hz. Yakub’la Konuş-
maları
* Bunun üzerine "Ey babamız! Yusuf'un iyiliğini istediğimiz halde, onu
niçin bize emniyet etmiyorsun? Yarın onu bizimle beraber gönder de gezsin
oynasın, biz onu herhalde koruruz" dediler. (Yusuf Suresi, 11./12.Ayetler)
* Varup Ya‘kûba itdiler niyâzı
Dediler ey nebîler ser-firâzı
Bahar oldı şitâ eyyâmı geçdi
Nikâbını çemen mahbûbı açdı
Açıldı her şükûfe şâd u handân
Dehân-ı gülde jale oldu dendân (647.- 649. Beyitler)
Hz. Yakub’un Bu İstek Karşısında Kaygılarını Dile Getirmesi
* Babaları, "Onu götürmeniz beni üzüyor; siz farkına varmadan onu kurdun
yemesinden korkarım" dedi. (Yusuf Suresi, 13.Ayet)
* Gelüp evlâdı çok ibrâm idicek
Tereddüd eyledi pîr-i mübârek
BÜŞRA DİNÇ
220
Didi cânumdur ol ser-çeşme-i nûr
Viremem benden ayrılmağa destûr
Gezerken şâyed ol serv-i kabâ-pûş
Amansuz yırtıcı kurda ola tuş
Bu idi kurdı andugına hikmet
Düşin görmişdi ol kân-ı basiret (666.-674. Beyitler)
Kardeşlerinin Hz. Yusuf’u Kuyuya Atmayı Planlamaları ve Bunu
Gerçekleştirmeleri
* Yusuf'u götürüp bir kuyunun derinliklerine bırakmayı kararlaştırdılar.
Biz ona, kardeşlerinin bu işlerini kendileri farkına varmadan haber vereceksin,
diye vahyettik. (Yusuf Suresi, 15.Ayet)
* Didiler ulı yolda bir kuyı var
Dil-i zâlim gibi târik ü hem târ
Atalum çâh içine nazikâne
Ola kim tuş ola bir kârbâna
Kuyıya atdılar kat’ oldı ümmîd
Sanasın gitdi tahte’l-arza hurşîd
İnilderdi inerken yâr-ı mezkûr
Ser-â-ser nâle oldı çâh-ı menkûr (805./850.Beyitler)
Kardeşlerinin Ağlayarak Hz. Yakub’un Yanına Dönmeleri ve Ona
Söyledikleri Yalan
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
221
*Akşamüstü ağlayarak babalarına geldiklerinde: "Ey babamız! İnan olsun
biz yarış yapıyorduk; Yusuf'u eşyamızın yanına bırakmıştık; bir kurt onu
yedi. Her ne kadar doğru söylüyorsak da sen bize inanmazsın" dediler. Üzerine
başka bir kan bulaşmış olarak Yusuf'un gömleğini de getirmişlerdi. Babaları:
"Sizi nefsiniz bir is yapmaya sürükledi; artık bana güzelce sabır gerekir.
Anlattıklarınıza ancak Allah'tan yardım istenir" dedi. (Yusuf Suresi,
16.-18.Ayetler)
* Atasınun öninde etdiler âh
Didiler Yûsufı kurd aldı nâ-gâh
Oyuna taldı biz gafil bulunduk
Ziyâde mest ü lâ-yakil bulınduk
Tolındı dideden çünkim o meh-rû
Yidi cism-i latifin gürk-ibed-hû
Irakdan olmaduk dermâna kâdir
Birimüz anda bulınmadı hâzır
Kodılar önine pîrâhenini
Göke irgürdiler âh u enini
Kamîsi cümleten âlûde-i hûn
Sehâb olmış şafakdan sanki gülgûn
Demür pîrâheni âl eylediler
Biri birini idlâl eylediler (925.-931. Beyitler)
BÜŞRA DİNÇ
222
Bir Tacirin Hz. Yusuf’u Kuyudan Çıkarması ve Onu Beraberinde
Götürmesi
* Bir kervan geldi, sucularını gönderdiler; sucu kovasını kuyuya saldı,
"Müjde! İşte bir oğlan" dedi. Yusuf'u alıp onu ticari bir mal olarak sakladılar.
Oysa Allah yaptıklarını bilir. (Yusuf Suresi,19.Ayet)
* Takıldı Malikün yanına Yûsuf
Yöneldi râh-ı hicranına Yûsuf
Refîk itdi vücudun kârbâna
Tarîk-i gurbete oldı revâne (1257./1258. Beyitler)
Tacirin Hz. Yusuf’u Satması
* Onu yanlarında alıkoymak istemedikleri için ucuz bir fiyata, birkaç dirheme
sattılar. (Yusuf Suresi, 20.Ayet)
* O mâla niçe yük mâl oldı ilhâk
Satıldı kul diyü sultân-ı âfâk (2438.Beyit)
Züleyha’nın Hz. Yusuf’a Yakınlaşması Karşısında Hz. Yusuf’un
Ona Yüz Vermemesi
* Evinde bulunduğu kadın onu kendine çağırdı, kapıları sıkı sıkı kapadı ve
"gelsene" dedi. Yusuf: "Günah işlemekten Allah'a sığınırım, doğrusu senin
kocan benim efendimdir; bana iyi baktı. Haksızlık yapanlar şüphesiz başarıya
ulaşamazlar." dedi. And olsun ki kadın Yusuf'a karşı istekli idi; Rabbin'den
bir işaret görmeseydi Yusuf da onu isteyecekti. İşte ondan kötülüğü ve fenalığı
böylece engelledik. Doğrusu o bizim çok samimi kullarımızdandır. (Yusuf Suresi,
23./24.Ayet)
* Ta’accüb eyledi Yûsuf bu hâle
Bu mekr ü âle bu rengî hayâle
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
223
Yüzini göke dikdi mâh-ı Ken’an
Münâcât itmeğe Mevlâya ol ân
Görür kim oldı maksûdı hilâfı
Okudı neccinâ mimmâ nehâfı (3625.-3630. Beyitler)
Hz. Yusuf’un Gömleğinin Yırtılması
* İkisi de kapıya koştu, kadın arkadan Yusuf'un gömleğini yırttı; kapının
önünde kocasına rastladılar. Kadın kocasına "Ailene fenalık etmek isteyen bir
kimsenin cezası ya hapis ya da can yakıcı bir azap olmalıdır" dedi. (Yusuf
Suresi, 25.Ayet)
* Elinden kurtulup ol nûr-ı dîde
Gül-i ter gibi dâmânı derîde
Kilitlenmiş kapular oldı mekşûf
Vücûdı vâvın itdi taşra ma‘tûf (3822./3823. Beyitler)
Hz. Yusuf’un Masumiyetinin Anlaşılması
* Yusuf: "Beni kendine o çağırdı" dedi. Kadın tarafından bir şahit, "Eğer
gömleği önden yırtılmışsa kadın doğru söylemiş, erkek yalancılardandır; şayet
gömleği arkadan yırtılmışsa kadın yalan söylemiştir, erkek doğrulardandır"
diye şahitlik etti. (Yusuf Suresi, 26./27.Ayetler)
* Azizün gûşına irdi bu ifsâd
Çagırdı Yusûfun katline cellâd
Elinde tıfl-ı ma’sûm ile nâgâh
Oraya geldi bir zen hikmetu’llah
Hudâ dil virdi ol ma ‘sûm-ı pâke
BÜŞRA DİNÇ
224
Mu ‘in oldı garîb-i derdnâke
Anun ardında çâk-i dâmeni var
Dehân olup ider sıdkına güftâr
Eger öninde olsa çâk-i dâmân
Yanunda Yusuf olur ehl-i ‘isyân (3857./3865. Beyitler)
Şehirdeki Kadınların Züleyha Hakkında Konuşmaları
*Şehirde birtakım kadınlar: "Vezirin karısı kölesinin olmak istiyormuş;
sevgisi bağrını yakmış; doğrusu onun besbelli sapıtmış olduğunu
görüyoruz." dediler. (Yusuf Suresi, 30. Ayet)
*Zenân-ı Mısr içinde oldı meşhur
Ser-â-ser mâcerâ-yı hâli mezkûr
Didiler hamlık eyler Zelîhâ
Ne hoş bed-nâmlık eyler Zelîhâ
Biz olsak ol habîb ile musâhib
Olurdı dâyimâ ol bize tâlib
Girerdük gönline îmânı gibi
Mahabbet eyler idi cânı gibi (3907.-3915. Beyitler)
Zeliha’nın Hakkında Dedikodu Çıkaran Kadınları Hz. Yusuf’u Görmeleri
İçin Bir Meclis Çağırması
*Kadınların kendisini yermesini işitince onları davet etti; koltuklar hazırladı;
geldiklerinde her birine birer bıçak verdi. Yusuf'a: "Yanlarına çık" dedi.
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
225
Kadınlar Yusuf'u görünce şaşıp ellerini kestiler ve "Allah’ı tenzih ederiz ama
bu insan değil ancak çok güzel bir melektir" dediler. (Yusuf Suresi, 31.Ayet)
*Mesâvî olduğın bildi Zelîhâ
Zenân-ı Mısr’ı çağırdı hemânâ
Müheyyâ eyledi bezm-i neşâtı
Çekildi anda ‘işretler simâtı
Kabûl itdi güzeller iltimâsın
Çağırdı anda yâr-ı bî-vefâsın
Gül-i handânın âl ile getürdi
‘Aceb rengîn hayâl ile getürdi
Şaşup her birisi tutdı dilini
Kodı nârencini kesdi elini
Eli her birinin kana boyandı
Kızardı pençe-i mercâna döndi (3918.-3957. Beyitler)
Hz. Yusuf’un Zindana Atılması
*- Yusuf: "Rabbim! Hapis benim için, bunların istediklerini yapmaktan
daha iyidir. Eğer tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan onlara meyleder ve bilmeyenlerden
olurum." dedi. (Yusuf Suresi, 33.Ayet)
-Sonra, kadının ailesi delilleri Yusuf'un lehinde gördüğü halde, onu bir
süre için hapsetmeyi uygun buldu. (Yusuf Suresi, 35.Ayet)
*İşitdi çünki Yusuf bu ‘itâbı
Hudâdan canibe oldı hitâbı
BÜŞRA DİNÇ
226
Didi yâ Rabbi yegdür bend ü zindân
Bu derd ü gussadan her rûz u her ân
Başından Yûsufun tâcı alındı
Vakârı mihri toprağa salındı
Takıldı seyl-i eşki gibi zencîr
Emîri kıldılar ta ‘zîr ü teşhir (4022.- 4055. Beyitler)
Hz. Yusuf’un Azizin Zindanda Bulunan İki Kulunun Rüyalarını
Yorumlaması
*-Hapse, onunla beraber, iki genç daha girdi. Biri, "Rüyamda şaraplık
uzum sıktığımı gördüm" dedi; diğeri "Başımın üzerinde, kuşların yediği bir
ekmek taşıdığımı gördüm" dedi. "Bize bunu yorumla; senin iyi bir kimse olduğunu
görüyoruz” Yusuf: "Rabbimin bana öğrettiği bilgi ile daha yiyeceğiniz
yemek gelmeden size onu yorumlarım. Doğrusu ben, Allah'a inanmayan
ve ahireti inkâr eden, bir milletin dinini birikmişimdir. (Yusuf Suresi,
36./37.Ayet)
-Ey mahpus arkadaşlarım! Biriniz efendinize şarap sunacak, diğeri aşılacak
ve kuşlar başından yiyecektir. Sorduğunuz iş işte böylece kesinleşmiştir.
İkisinden, kurtulacağını sandığı kimseye Yusuf: "Efendinin yanında beni an"
dedi. Ama şeytan efendisine onu hatırlatmayı unutturdu ve Yusuf bu yüzden
daha birkaç yıl hapiste kaldı. (Yusuf Suresi, 41./42. Ayet)
*İki sultan kulı var idi mahbûs
Meh-i Ken‘an olmuşlardı me’nûs
İkisi düş görüp takrir itdi
İşitdi düşlerin ta ‘bîr itdi
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
227
Birünün düşi âsâr-ı selâmet
Birinün bâ’is-i kahr u melâmet
Benüm ahvâlümi i’lâm eyle
Beni kurtarmağa ikdâm eyle
O serdâr-ı şeh olan merd-i bî-hûş
Cenâb-ı Yusûfı itdi ferâmûş (4252.-4259.Beyitler)
Mısır Reyyanının Rüyasının Hz. Yusuf Tarafından Yorumlanması
*Hükümdar: "Ben, yedi semiz ineği yedi zayıf ineğin yediğini; yedi yeşil
başak ve bir o kadar da kurumuş başak görüyorum. Ey ileri gelenler! Eğer
rüya yormasını biliyorsanız rüyamı söyleyiniz." dedi. Etrafındakiler: "Birtakım
karışık rüyalar; biz böyle rüyaların yorumunu bilmeyiz" dediler. Hapisteki
iki kişiden kurtulmuş olanı, nice zaman sonra Yusuf'u hatırladı ve: "Ben
size bunu yorumlayacağım, hele beni gönderin" dedi. Hapishaneye varıp: "Ey
doğru sözlü Yusuf! Rüyada görülen yedi semiz ineği yedi zayıf ineğin yemesi;
yedi yeşil başak ve bir o kadar kuru başak nedir? Bize yorumla, ben de insanlara
ulaştırayım da bilsinler" dedi. Yusuf: "Devamlı yedi sene ekin ekip, biç-
tiğiniz ekinin yediğinizden artanını başağında bırakın. “Sonra bunun ardından
yedi kurak yıl gelir, bütün biriktirdiğinizi yer, yalnız az bir miktar saklarsınız.
Sonra, halkın yağmur göreceği bir yıl gelir, o zaman sıkıp sağarlar
dedi. (Yusuf Suresi, 43.-49.Ayetler)
*Ol esnâlarda bir düş gördi Reyyân
İrişdi gönline havf ü hirâsân
Uyurken ‘âlem-i ma ‘nâda ol şâh
Yedi gâv-ı semîni gördi nâgâh
BÜŞRA DİNÇ
228
Ol arada yedi baş gâv-ı lâgar
Şitâb ile gelüp kaldurdılar ser
…
Bu iklîmin hubûbât-ı galâli
Celîlü’l-kadr ola lûlû misâli
Bunun râyın eger eylerse Reyyân
Olur, işkâl müşkil cümle âsân (4279.-4304.Ayetler)
Mısır Reyyanının Hz. Yusuf’un Rüya Yorumunu Beğenmesi
*Hükümdar: "Onu bana getirin" dedi. Yusuf'a elçi gelince, "Efendine
dön, kadınlar niçin ellerini kesmişlerdi bir sor; doğrusu Rabbim onların hilesini
bilir" dedi. Hükümdar kadınlara: "Yusuf'un olmak istediğiniz zaman durumunuz
neydi?" dedi. Kadınlar: "Haşa! Onun bir fenalığını görmedik" dediler.
Vezirin karısı: "Şimdi gerçek ortaya çıktı; onun olmak isteyen bendim;
doğrusu Yusuf doğrulardandır" dedi. Yusuf, "Maksadım, vezire, gıyabında
ihanet etmediğimi, hainlerin tuzaklarını Allah’ın başarıya erdirmediğini bilmesini
sağlamaktı" dedi. Ben nefsimi temize çıkarmam; çünkü nefs, Rabbimin
merhameti olmadıkça, kötülüğü emreder. Doğrusu Rabbim bağışlayandır,
merhamet edendir. Hükümdar: "Onu bana getirin, yanıma alayım" dedi.
Onunla konuşunca: "Bugün senin yanımızda önemli bir yerin ve güvenilir
bir durumun vardır." dedi. Yusuf: Beni memleketin hazinelerine memur et,
çünkü ben korumasını ve yönetmesini bilirim" dedi. Yusuf'u böylece o memlekete
yerleştirdik; istediği yerlerde oturabilirdi. Rahmetimizi tıpkı bu misalde
olduğu gibi istediğimize veririz; iyi davrananların ecrini zayi etmeyiz.(Yusuf
Suresi, 50.- 56.Ayetler)
*Tefahhuş itdi hâl-i mücmelini
O ‘avretler ki kesmişdi elini
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
229
Getürdi cümle istifsâr kıldı
Kemâl-i sıdkını fehm itdi bildi
Hatâ ve cürmine pinhân u peydâ
Mukırr u mu ‘terîf oldı Zelîhâ
…
O dem Yûsuf ‘azîz-i ‘âlem oldı
Sevindi güldi ‘âlem hurrem oldı
Celâl ü şevketi şâhâne oldı
Sadâ-yı ‘adl ü dâdı dehre toldı (4306.-4354.Beyitler)
Yaşanan Kıtlık Nedeniyle Hz. Yakub’un Oğullarının Yardım Almak
Üzere Mısır’a Gitmeleri
*Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler. Kendisini tanımadıkları halde
o onları tanıdı. Onların yüklerini hazırlatınca şöyle dedi: "Baba bir kardeşinizi
bana getirin. Sizlere ölçüyü bol tuttuğumu ve benim misafir konuklayanların
en iyisi olduğumu görmüyor musunuz? “Eğer onu bana getirmezseniz
bundan böyle benden bir ölçek bile alamazsınız ve bana artık yaklaşmayın da.
Kardeşleri: "Babasını ikna etmeye çalışacağız ve herhalde bunu yaparız" dediler.
(Yusuf Suresi, 58./61. Ayetler)
*Görürler himmet-i pîr oldı ‘âlî
Yola ‘azm itdi Ya ‘kûbun ‘ayâli
Varup mahrûsa-i Mısra bu cumhûr
Alurlar cümle ‘arz-ı hâle destur
Nikâb ile turur dîvânda Yûsuf
Gelüp öninde itdiler tevakkuf
BÜŞRA DİNÇ
230
Tefekkür eyledi ahvâli Yûsuf
İşitdi sözlerin itdi tevakkuf
Babasıyle kalan ferzend-i mâhir
Karındaşı idi ana ata bir
Atuldıgında çâha ol gül-i ter
Bile gelmiş degüldi ol birâder
Didi siz gelmedünüzse fesâda
Birinüz rehn olup tursun burada (4637./4670. Beyitler)
Hz. Yusuf’un Kardeşlerinin Buğday Karşılığında Verdiği Ücreti
Onlara İade Etmesi
*Yusuf adamlarına: "Karşılık olarak getirdiklerini de yüklerine koyun.
Belki ailelerine varınca, onu anlarlar da bir daha dönerler" dedi. (Yusuf Suresi,
62. Ayet)
*Bahâ-yı galleyi bir ehl-i ‘irfân
Çuvalın birisinde kıldı pinhân
Galâle gark idüp Ken ‘ân zemini
Du‘â-gûy eylediler her hazini (4675./4676. Beyitler)
Kardeşlerinin Mısır’a Tekrar Gitmeleri Gerektiğini Hz. Yakub’a
Söylemeleri ve Mısır’a Dönüşleri
*-Babalarına döndüklerinde, "Ey babamız! Bize yiyecek yasak edildi, kardeşimizi
bizimle beraber gönder de yiyecek alalım. Onu elbette koruruz" dediler.
(Yusuf Suresi, 63.Ayet)
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
231
-Yüklerini açınca karşılık olarak götürdükleri mallarının kendilerine iade
edilmiş olduğunu gördüler. "Ey babamız! Daha ne isteriz; işte mallarımız da
bize iade edilmiş; ailemize onunla yine yiyecek getirir, kardeşimizi de korur ve
bir deve yükü de artırmış oluruz; esasen bu az bir şeydir" dediler. (Yusuf
Suresi, 65.Ayet)
*Atâ vü lutf-ı sultânı didiler
‘İtibını dai hep söylediler
Boşalurken çuvaldan zâd-ı ihvân
Çıka geldi bulındı mâl-ı pinhân
Eger kim Mısra varmayan birâder
Bu def‘a varur ise def’ olur şer
Gider bizden yaramaz i‘tikâdı
Bize vâfir virür varınca zâdı (4678.- 4684. Beyitler)
Hz. Yusuf’un Kardeşlerinin İkinci Sefer Mısır’a Gitmeleri
*Yusuf'un yanına girdiklerinde, kardeşini bağrına bastı ve: "Ben senin
kardeşinim, onların yaptıklarına artık üzülme" dedi. (Yusuf Suresi, 69.
Ayet)
*Bu on kardeş uyup bir karbânâ
Diyâr-ı Mısra dek oldı revâne
İrişdi Yûsufa bunlar ke-mâ-kân
Du ‘âlar itdiler bî-hadd ü pâyân
Ana bir kardaşı kim sonra geldi
BÜŞRA DİNÇ
232
Anı Yûsuf çeküp yanına aldı 4685.- 4687. Beyitler)
Hz. Yusuf’un Küçük Kardeşinin Mısır’da Kalmasını Sağlaması
*Yusuf onların yüklerini yükletirken, bir su kabını kardeşinin yüküne koydurdu.
Sonra bir münadi şöyle bağırdı: "Ey kervancılar, siz hırsızsınız!" Geri
dönerek, "Ne kaybettiniz?" dediler. Hükümdarın su kabını kaybettik, onu getirene
bir deve yükü mükâfat verilecek, buna ben kefil oluyorum dediler. Allah'a
yemin ederiz ki memleketi ifsat etmeğe gelmediğimizi ve hırsız da olmadığımızı
biliyorsunuz" dediler. Yalancı iseniz, hırsızlığın cezası nedir? Dediler.
Cezası, kimin yükünde bulunursa, ceza olarak ona el konulur; biz zalimleri
böyle cezalandırırız; dediler. Yusuf kardeşinin yükünden önce onlarınkini
aramaya başladı; sonra kardeşinin yükünden su kabını çıkardı. İşte biz Yusuf'a
böyle bir plan kullanmasını vahyettik. Çünkü hükümdarın kanunlarına
göre kardeşini alıkoyamazdı, meğerki Allah dileye. Dilediğimizi derecelerle
yükseltiriz. Her ilim sahibinden üstün bir bilen bulunur." Çalmışsa, daha
önce kardeşi de çalmıştı dediler. Yusuf bunu içinde sakladı, onlara açmadı.
İçinden, "Durumunuz pek kötüdür; anlattığınızı Allah daha iyi bilir" dedi.
Kardeşleri: "Ey Vezir! Onun yaşlanmış, kocamış bir babası vardır. Bizden birini
onun yerine al. Doğrusu biz senin iyi davrananlardan olduğunu görüyoruz"
dediler. Maazallah! Biz, malımızı kimde bulmuşsak ancak onu alıkoruz,
yoksa haksızlık etmiş oluruz dedi. Ümitsizliğe düşünce, konuşmak üzere bir
kenara çekildiler. Büyükleri şöyle dedi: "Babanızın Allah'a karşı sizden bir söz
aldığını, daha önce Yusuf meselesinde de ileri gittiğinizi bilmiyor musunuz?
Artık babam bana izin verene veya Allah hakkımda hüküm verene kadar ki O,
hükmedenlerin en iyisidir bu yerden ayrılmayacağım. Siz dönün, babanıza
gidin ve deyin ki: "Ey Babamız! Senin oğlun hırsızlık yaptı, bu bildiğimizden
başka bir şey görmedik; görülmeyeni de bilmeyiz; bulunduğumuz kasabanın
halkına ve beraberinde olduğumuz kervana da sorabilirsin; biz şüphesiz doğru
söylüyoruz." (Yusuf Suresi, 70.-82.Ayetler)
*İdüp ihvânınun emrinde hîle
Visâle hilesi oldı vesîle
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
233
Uğurlayınca sâ‘ını galâlün
Komışlardı içine bir çuvalun
Gümiş bir tas idi ol sâ‘ı ra‘nâ
Bahâ vü kıymeti a‘lâdan a‘lâ
Biri feryâd u efgân itdi ol hîn
Uğurlandı didi ol sâ‘ı sîmîn
Ana bir kardaşını şer’ ile ol
Çeküp yanına aldı eyledi kul (4718.-4727.Beyitler)
Hz. Yusuf’un Kardeşini Mısır’da Alıkoymasının Hz. Yakub’a Bildirilmesi
*Onlara sırt çevirdi, "Vah, Yusuf'a yazık oldu!" dedi ve üzüntüden gözlerine
ak düştü. Artık acısını içinde saklıyordu. Allah'a yemin ederiz ki, Yusuf'u
anıp durman seni bitkin düşürecek veya helak olacaksın dediler. (Yusuf
Suresi, 84./85.Ayet)
*Yıkıldı derd ile âh itdi Ya‘kûb
Gören sandı ki öldi gitdi Ya‘kûb
Şitâ ile nitekim sahn-ı gülşen
Bozuldı benzi bu bârid haberden (4764./4765. Beyitler)
Kardeşlerinin Üçüncü Defa Mısır’a Gitmeleri ve Hz. Yusuf’un Kendisini
Onlara İfşa Etmesi
BÜŞRA DİNÇ
234
*Ey Oğullarım! Gidin, Yusuf'u ve kardeşini arayın. Allah’ın rahmetinden
ümidinizi kesmeyin; doğrusu kâfirlerden başkası Allah’ın rahmetinden ümidini
kesmez. Kardeşleri vezirin yanına vardıklarında: "Ey Vezir! Biz ve çoluk
çocuğumuz darlığa uğradık; pek değersiz bir malla geldik; ölçeği bize tam yap
ve sadaka ver; Allah sadaka verenleri şüphesiz mükâfatlandırır" dediler. Siz,
Yusuf ve kardeşine bilmeden neler yaptığınızın farkında mısınız? Dedi. Yoksa
sen Yusuf musun? Dediler. "Ben Yusuf'um, bu da kardeşim. Allah bize iyilikte
bulundu; doğrusu kim kötülükten sakınır ve sabrederse bilsin ki Allah
iyi davrananların ecrini katiyen zayi etmez" dedi. (Yusuf Suresi, 87.-
90.Ayetler)
*İdüp evlâdına mektûbı teslîm
Didi eylen ‘Aziz-i Mısra ta‘zîm
Ümîdim bu ki havf ide Hudâdan
Ola kim kurtula oğlum belâdan
…
Açılur bâd-ı âhından nikâbı
Götürür araddan ebr-i hicâbı
Yüzin görüp gelürler anda vecde
İder on bir karındaş ana secde
Düşi gerçekliğini itdi isbât
Meh-i Ken‘ana geldi haylî hâlât
Vücûdı gizlü gencin kıldı zâhir
Der-âguş itdi ihvânını bir bir
Bir araya gelüp on iki kardaş
Zemîne gözlerinden dökdiler yaş (4799.-4829. Beyitler)
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
235
Hz. Yusuf’un Gömleğini Babasına Göndermesi ve Hz. Yakub’un
Gözlerinin Açılması
*Yusuf: "Bugün azarlanacak değilsiniz, Allah sizi bağışlar. O, merhametlilerin
merhametlisidir. Bu gömleğimi götürün, babamın yüzüne sürün, görmeğe
başlar; bütün çoluk çocuğunuzla bana gelin," dedi. Kervan memleketlerine
dönmek üzere ayrıldığında, babaları: "Doğrusu ben Yusuf'un kokusunu
duyuyorum; ne olur bana bunak demeyin" dedi. Çevresindekiler: "Allah'a yemin
ederiz ki sen, hala eski şaşkınlığındasın" dediler. Müjdeci gelip, gömleği
Yakub'un yüzüne bırakınca, hemen gözleri açıldı. Bunun üzerine Yakub "Ben
size, Allah katından sizin bilmediğinizi biliyorum dememiş miydim?" dedi.
(Yusuf Suresi, 92.-96.Ayetler)
*Çıkardı gönlegini Mâh-ı Ken‘an
Birine virdi ihvânınun ol ân
Didi sa‘y eylen itmen hergiz ihmâl
Resûle bu kamîsi eylen irsâl
Bununla gözleri yaşunı silsin
Biraz târîk-i hicrânı tagılsun
Dönüp pirâheni murg-ı sefîde
Gelüp Ya ‘kûba oldı nûr-ı dîde
Gözine sürdi çün bu yâsemîni
Saba-veş açdı çeşmi nergisini (4851./4864. Beyitler)
Hz. Yakub’un Mısır’a Gelmesi, Hz. Yusuf’la Buluşmaları
BÜŞRA DİNÇ
236
*Yusuf'un yanına geldiklerinde, o, anasını babasını bağrına bastı, "Allah’ın
dileğince, güven içinde Mısır’da yerleşin" dedi. Ana babasını tahtın
üzerine oturttu, hepsi onun önünde (Allah'a secde edip) eğildiler. O zaman
Yusuf: "Babacığım! İşte bu, vaktiyle gördüğüm rüyanın çıkışıdır; Rabbim
onu gerçekleştirdi. Şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra,
beni hapisten çıkaran, sizi çölden getiren Rabbim bana pek çok iyilikte bulundu.
Doğrusu Rabbim dilediğine lütufkârdır, O şüphesiz bilendir, Hakim'dir"
dedi. (Yusuf Suresi, 99./100.Ayetler)
*Çıkup Beytü’l- Hazenden Pîr-i Ken‘an
Murâdı oldı ‘azm-i kûy-ı cânân
Dem-i vuslatda sankim nûr-ı Rahmân
Yire indi atından Pîr-i Ken‘an
Kemâl-i ‘izzetinden şefkatinden
Hemân Yûsuf dahi indi atından
Biri birine sarmaşdı görüşdi
Belâ-yı fürkat ahvâlin soruşdı
İki cânibden akdı eşk-i şâdî
Gönülden yundı çıkdı gam sevâdı (4872.-4912. Beyitler)
3.Mesneviyi Kur’an-I Kerim’den Ayıran Ve Özgün Kılan Yanları
Yusuf ile Züleyha birçok noktada kendisine kaynaklık teşkil eden
Yusuf suresinden etkilenmiştir; fakat buna mukabil Taşlıcalı Yahya
kendi özgünlüğünü de oluşturabilmiştir. Şair bunu, üslubunun yanı
sıra kutsal kitaptan farklı şekilde anlattığı olaylarla da başarmıştır. Bu-
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
237
nun dışında olay örgüsünü daha sağlam kurabilmek ve olayların neden
ile sonuçlarını anlatabilmek için anlatıya kutsal kitapta bulunmayan
birtakım hikâyeler eklemiştir.
Mesnevide bu özgünlüğü ve farklılaşmayı sağlayan belli başlı özellikler
şu şekilde sıralanabilir:
Yusuf ile Züleyha mesnevisi Hz. Yusuf ile Züleyha’nın aşkına odaklamışken
sure Hz. Yusuf’un akledenlere ibret olacak hikâyesini, peygamberliğini
ve edebini anlatmak üzerine kurulmuştur.
Yusuf ile Züleyha mesnevisinde Hz. Yakub, Hz. Yusuf’un bir kurt
tarafından öldürüldüğü haberini alması üzerine kurtlarla konuşur.
Kurtlar ona kendilerinin hiçbir şekilde Hz. Yusuf’a zarar vermediklerini
söylerler. Bu husus, Yusuf suresinde yer almamaktadır.
Mesnevide Züleyha’nın Mağrib ülkesinin padişahının kızı oldu-
ğundan, Hz. Yusuf’a rüyasında görerek aşık olduğundan ve daha
sonra Mısır aziziyle evlendiğinden bahsedilir. Bu anlatım, Kur’an-ı Kerim’de
yer almaz.
Yusuf suresinde Züleyha Hz. Yusuf’u ilk kez sarayda görür. Fakat
mesnevide Züleyha daha evlenmeden Hz. Yusuf’u rüyasında görerek
ona aşık olmuştur. Mesnevide Züleyha’nın Hz. Yusuf’a rüyasında aşık
olması kanaatimce bu yüce ve adeta bir tutkuya dönüşmüş olan aşkın
temellendirmesini yapmış olmak içindir. Bunun yanı sıra elbette burada
rüya motifi de önemli bir faktördür.
Yusuf suresinde, Hz. Yusuf’un Mısır azizinin saraya intikalinden
sonra Züleyha’dan söz edilmeye başlanmış; Yusuf’un yaptığı yorum
neticesinde hapisten çıkmasıyla da Züleyha surenin konusu olmaktan
çıkmıştır. Fakat mesnevi daha ziyade Yusuf ile Züleyha’nın aşkına
odaklanmış olduğundan Hz. Yusuf saraya gitmeden önce ve hapisten
çıktıktan sonra da Züleyha’dan bahsedilmiştir. Buna göre Züleyha,
Hz. Yusuf hapisten çıktıktan sonra suçunu itiraf etmesinin ardından
tekrar Yusuf’un derdiyle yanmış, Nil kenarına bir kulübe yaparak
BÜŞRA DİNÇ
238
orada yaşamaya başlamıştır. İman ettikten sonra da Hz. Yusuf’u tekrar
görmüş ve onunla evlenmiştir. Ölünceye kadar da onunla yaşamıştır.
Mesnevide Züleyha Hz. Yusuf’a yakınlaştıktan sonra gömleğinin
yırtılması neticesinde suçlandığı vakit onun suçsuz olduğunu masum
bir bebek dile gelerek söyler. Mesnevi bu noktada Kur’an-ı Kerim’den
ayrılmaktadır, çünkü Kur’an’da Züleyha’nın bir akrabasının verdiği
öğütler neticesinde Hz. Yusuf’un masum olduğu anlaşılır.
Yusuf suresinde Züleyha’nın, Kur’an’daki ifade şekliyle Mısır azizinin
karısının, iman edip etmediği konusunda açık bir bilgi yoktur;
fakat mesnevide Züleyha putlardan vazgeçerek iman eder, neticesinde
de Hz. Yusuf’la evlenir. Kanaatimce bu noktada Züleyha, Hz. Yusuf
ile evleneceğinden şair tarafından onun iman etmesi daha uygun gö-
rülmüştür. Çünkü Züleyha’nın iman etmesinin hemen ardından Hz.
Yusuf ona görünmüş ve kendisine gökte ikisinin nikâhının zaten kıyılmış
olduğu haberi gelmiştir.
Yusuf ile Züleyha mesnevisi baba ile oğulun birbirlerine kavuşmalarının
ardından hemen sona ermez. Mesnevide Hz. Yakub’un, Yusuf’un
ve Züleyha’nın da ölmüş oldukları bilgisine yer verilir. Yusuf
suresinde Hz. Yusuf’un hikâyesi, Hz. Yakub ile oğlu Hz. Yusuf’un birbirlerine
kavuşmalarıyla sona ermektedir. Kanaatimce bu, bir edebi
tür olan mesnevinin bütünlüklü bir yapı teşkil etmesi, giriş, gelişme ve
sonuç kısımlarının belirgin kılınması maksadıyla yapılmıştır. Yusuf
Suresi’nin asıl amacının insanların Hz. Yusuf’un yaşadıklarından ders
çıkarması oluşu surenin bu şekilde nüzul edilmesinde etkili olmuş olabilir.
4. Değerlendirme
Çalışmaya konu olan ve 16.yy.da kaleme alınan Yusuf ile Züleyha
mesnevisi menşe’ini kutsal kitaplardan, özellikle de Tevrat ve Kur’an-
ı Kerim’den almıştır. Çalışmada da belirtilmeye çalışıldığı üzere mesnevi
şairi temel kaynaklarından biri olan Kur’an-ı Kerim’den çokça ilham
almıştır. Çünkü herkesin haberdar olduğu asıl metnin kaynağı
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
239
bizzat kutsal kitapların kendileridir. Fakat bu etkilenmelerin yanı sıra
şairin elbette ki farklılaştığı ve kendini özgün kıldığı kısımlar da bulunmaktadır.
Mesnevinin tüm bu özelliklerini bir arada değerlendirdiğimizde şu
sonuç ortaya çıkmaktadır: Taşlıcalı Yahya, doğu edebiyatında yüzyıllar
boyunca yinelenerek tekrar tekrar yazılmış olan Yusuf ve Zü-
leyha’nın hikâyesine 16.yy’dan farklı bir bakış açısı, edebi üslup ve yorum
kazandırmıştır.
KAYNAKÇA
Ahmetoğlu, Abdullah (2001): Kur'an-ı Kerim Konkordans Çalışması
ve Beş Türkçe Paralel Meal
Çavuşoğlu, Mehmet (1979): Yusûf ile Zelîhâ Tenkidli Basım, İstanbul:
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 192 s.
Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirme ve Yeni tertip: Rauf Pehlivan)
(2005): Ayet Ayet Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Meali, İstanbul: Motif
Yayınları, 859 s.
Ertaylan, İsmail Hakkı (1960): Yusuf ile Züleyha, İstanbul: İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları,
Kanar, Mehmet (2011): Yusuf ile Züleyha, İstanbul: Say Yayınları,80 s.
Kanar, Mehmet (2011): Osmanlı Türkçesi Sözlüğü, İstanbul: Say Ya
ZÜLEYHA ADLI MESNEVİSİNİN YUSUF
SURESİYLE MUKAYESESİ
BÜŞRA DİNÇ
ÖZET
Doğu edebiyatında anlatının sınırlarının en geniş olduğu ve şairlerin
bu sayede çok sayıda kurgusal metin oluşturabildikleri türlerden
biri olan mesneviler, yüzyıllar boyunca çeşitli şairler tarafından kaleme
alınmış ve neticesinde birçok hikâye ortaya çıkmıştır.
Bunlardan biri de Yusuf ile Züleyha mesnevisidir. Bu mesnevinin
önemli kaynaklarından biri kutsal metinlerdir. Kur’an-ı Kerim’deki Yusuf
suresi bunlardandır. Bu sebeple kendisinin dayanaklarından biri
olan bu kutsal metinle mesnevi arasında birtakım benzerlik ve farklı-
lıkların tespiti mümkündür.
Bu çalışmada metinlerin karşılaştırılması suretiyle bahsedilen husus
açıklanmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Mesnevi, Yusuf suresi, Yusuf ile Züleyha
Mesnevisi.
Büşra DİNÇ, Yeditepe Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.
BÜŞRA DİNÇ
212
ABSTRACT
The mathnawi was one of the genres that had no limitation to write
and therefore the poets had created many fictions in Eastern literature.
This genre had been used by the eastern poets during the cenuries and
some stories had came to the forefront, like Joseph and Zuleika. Sacred
texts were the important sources of this mathnawi. The Sura of Joseph
in Koran was one of them. Thus many differences and similarities can
be found between the Sura of Joseph and the mathnawi of Joseph and
Zuleika that first one is a sacred text and the other one is a fiction. In
this study we will try to explain this subject by comparing the mentioned
mathnawi and sura.
Key words: Mathnawi, The Sura of Joseph, The Mathnawi of Joseph
and Zuleika.
چكیده
مثنوی یوسف و زلیخا یکی از کهن ترین قصاید دینی است که منبع آن بر
کتابهای مقدس استوار است. داستان در قرآن کریم باعنوان " احسن القصص" قید
شده است. حکایت یوسف و زلیخا قرنها یکی از مفاهیم و مضامین اساسی ادبیات
شرق بوده است. شاعران، مثنوی یوسف و زلیخایی خود را که در اساسش، همان
داستان قرار گرفته است را به سبک خود آراسته و آثار فراهم کرده اند.
"تاشلی جالی یحیی" از چهره های مشهور شعر عثمانی در قرن شانزدهم یکی
از این شاعران است. مثنوی او براساس تحقیقی که "محمد چاوش اوغلو" انجام
داده ، 5180 بیت دارد. مثنوی با بیت:
"الهی چشم مرا بینا کن و آن را روزن یوسف مریم گردان"
شروع می شود و با بیت-
" برای این که خدا شاهد عیبم نباشد، سخن را با دعا ختم می کنم"
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
213
به پایان می رسد.
در این مقاله ابتدا خالصه ای از مثنوی یوسف و زلیخای " تاشلی جالی یحیی
"داده می شود و سپس از قراین و افتراقاتی که میان این مثنوی و آیات قرآنی وجود
دارد سخن به میان می آید. در پایان به ویژگیهای این شاعر که موقعیتی خاص به
وی بخشیده، اشاره خواهد شد.
GİRİŞ
Yusuf ile Züleyha mesnevisi, en eski dini kıssalardandır ve kayna-
ğını kutsal kitaplardan almıştır. Kur’an-ı Kerim’de “ahsenü’l-kıssa” olarak
bilinmektedir. Yusuf ile Züleyha’nın hikâyesi yüzyıllar boyunca
doğu edebiyatının önemli konularından biri olmuştur. Şairler temelinde
aynı hikâyenin yattığı bu mesneviyi kendi üsluplarıyla işlemiş
ve kendi yapıtlarını oluşturmuşlardır. Bu şairlerden biri de 16. yy. Osmanlı
şiirinin önemli isimlerinden biri olan Taşlıcalı Yahya’dır.
Taşlıcalı Yahya’nın Yusuf ile Züleyha mesnevisi Mehmet Çavu-
şoğlu’nun tespitlerine göre 5180 beyittir. Mesnevi,
“İlâhî ‘ayn-ı ‘ışkum rûşen eyle
Murâdum Yûsufına revzen eyle” beytiyle başlamakta;
“Ehâlî olmaya ‘aybına nâzır
Du‘â ile sözi hatm ide âhir” beytiyle sona ermektedir.
Bu çalışmada, öncelikle Taşlıcalı Yahya’nın bahsi geçen mesnevisinin
özeti verilecek, ardından ayetlerin ve beyitlerin kar şılaştırılmasıyla
mesnevi ile sure arasındaki benzerlikler ve farklılıklar ortaya konulmaya
çalışılacak, son olarak da mesnevinin şairini özgün kılan niteliklerine
değinilecektir.
1. Taşlıcalı Yahya’nın Yusuf İle Züleyha Adlı Mesnevisinin Özeti
BÜŞRA DİNÇ
214
Hz. İshak’ın oğlu Hz. Yakub, halasının kızıyla evlenir ve on iki çocuk
sahibi olur. Onun on ikinci çocuğu Yusuf’tur. Yusuf, Yakub’un di-
ğer çocuklarına nazaran çok daha güzel ve iyi karakter sahibi biridir.
Bu sebeple Yakub’un ona olan muhabbeti diğer kardeşlerine oranla
daha fazladır.
Yusuf henüz küçükken annesi ölür, bunun üzerine bir süre için amcası
Îs tarafından büyütülür, daha sonra da bu görevi babası Yakub
devralır.
Yakub’un çok büyük bir sevgiyle bağlı olduğu Yusuf, bir gün rüyasında
ay, güneş ve on bir yıldızın kendisine secde ettiğini görür. Ardından
rüyasını babası Yakub’a anlatır. Yakub, oğluna bunun ilahi bir
mesaj olduğunu ve kendisinin ileride peygamber olacağını bildirir.
Ayrıca ondan bu rüyayı çok kıskanç olan kardeşlerine anlatmamasını
ister. Fakat küçük Yusuf, rüyasını kardeşlerine anlatır. Kardeşleri onu
kıskanır ve şeytanın da telkinleriyle Yusuf’u öldürmeye karar verirler.
Bunun için Yusuf’a evden dışarı çıkmaları için babasından izin istemesini
söylerler, Yusuf bu isteği babasına iletir. Hz. Yakub, istemeyerek
de olsa Yusuf’a izin verir. Baba oğul Kenan’daki bir ağacın altında vedalaşırlar.
Dışarı çıkınca kardeşleri Yusuf’u bir kuyunun başına götü-
rür ve onu kuyunun içine atıverirler. Fakat kuyuda melekler ona yardım
eder.
Kardeşleri eve döndüklerinde babaları Yakub’un Yusuf’u sorması
üzerine ona yalan söyleyerek Yusuf’un bir kurt tarafından parçalandı-
ğını söylerler. Ayrıca babalarına bir koyunun kanını sürdükleri Yusuf’un
gömleğini getirirler. Yakub onlara inanmaz, kurtların yanına gider,
onlarla konuşur ve hiçbir kurdun Yusuf’a zarar vermediğini öğrenir.
Fakat oğlunu arama yoluna gitmez, çünkü Allah ondan sabretmesini
ister. Yusuf’un hasretiyle yanan Yakub’un gözleri zamanla görmez
olur.
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
215
Kardeşleri günler sonra Yusuf’u atmış oldukları kuyunun başına giderler,
bir kervanın Yusuf’u bulup kuyudan çıkardığını görürler. Bunun
üzerine kervanın yanına gidip Yusuf’un kendilerinin kölesi oldu-
ğunu söyleyip onu tacire satarlar. Kervan ilerledikçe insanlar Yusuf’un
mucizelerini görürler ve gittikçe ona olan saygıları artar. İsmi Malik
olan bu tacir, Yusuf’u bir saraya götürür.
Bu açıklamalardan sonra mesnevide Züleyha’nın hikâyesine geçilir:
Züleyha, Mağrib ülkesindeki bir sultanın kızıdır. Bir gün rüyasında
bir genç görür ve ona âşık olur. Rüyasında gördüğü bu kişi Yusuf’tur.
Züleyha aşkından deli divane olur, kendinden geçer. Fakat bu sırada
Züleyha’nın güzelliğini duyan Mısır azizi, Mağrib sultanından kızını
ister, Züleyha onunla evlenir ve Mısır sarayına yerleşir. Bu sıralarda
Malik, kölesi olan Yusuf’u satmaya karar verir ve onu Mısır azizinin
sarayına götürür. Züleyha, onu görünce Yusuf’un yıllar önce rüyasında
gördüğü ve âşık olduğu genç olduğunu anlar, onunla ilgilenmeye
başlar. Bir süre sonra Yusuf, Züleyha’nın kendisine karşı özel
duygular beslediğinin farkına varır. Züleyha, dadısının da telkinleriyle
Yusuf’a onu elde edebilmek için birçok kez hile kurar; bu hileler
onların beklentilerinin tam tersine Yusuf’u ondan uzaklaştırır. Yusuf
bu sırada peygamberlik görevini de yerine getirerek insanları doğru
yola davet eder. Bu öğütleriyle Yusuf yücelikleri temsil ederken Zü-
leyha süfli ve dünyevi olanları temsil eder. Züleyha, Yusuf’a karşı her
yakınlaşmasında geri çevrilir. Bir gün ona bir tuzak kurarak Yusuf’u
kendi kurduğu bir eve kapatır. Ona sarıldığı sırada Yusuf’un gömleği
arkadan yırtılır. Züleyha, suçu üzerinden atmak için Mısır azizine yalan
söyleyerek Yusuf’un kendisine saldırdığı yalanını uydurur. Bu sı-
rada annesinin kucağındaki küçük bir çocuk dile gelerek Yusuf’un suç-
suz olduğunu, azizin bunu anlaması için gömleğin hangi taraftan yırtıldığına
bakmasının yeterli olacağını söyler. Aziz gömleği kontrol
eder, Yusuf’un haklı olduğuna inanır. Bu olay tüm Mısır’da yayılır, kadınlar
Züleyha’yı konuşmaya başlarlar. O da bunun üzerine bir meclis
tertip ederek kadınları buraya çağırır. Kadınlar oturup meyve yerken
BÜŞRA DİNÇ
216
bir ara Yusuf’u çağırır. Yusuf odaya girer girmez kadınlar onun güzelliği
karşısında ellerindeki bıçaklarla meyve yerine ellerini keserler.
Bu olayın ardından Züleyha, Yusuf’u hapse attırmakla tehdit eder,
o da zina gibi kötü bir yola düşeceğine hapse girmeyi tercih ettiğini
söyleyerek Allah’a yakarır. Bu arada Züleyha kocasına Yusuf’un kendisini
tüm Mısır’da rezil ettiğini söyler, Mısır azizi de onun bu sözlerine
kanarak Yusuf’u zindana attırır. On iki yaşından itibaren rüya yorumlama
yeteneği kendisine verilmiş olan Hz. Yusuf, zindandayken
azizin iki kulunun rüyasını yorumlar. Daha sonra da Mısır reyyanının
hiçbir kâhinin yorumlamadığı rüyasını anlamlandırır. Onun rüyasının
önce yedi yıl berekete, ardından da yedi yıl kıtlığa işaret ettiğini söyler.
Reyyan Yusuf’un yorumunu beğenir, onu Züleyha’nın da suçunu itiraf
etmesi üzerine hapisten çıkarır ve devlet göreviyle taltif eder. Yaptıkları
neticesinde iyice gözden düşen Mısır azizi vefat ettikten sonra,
Mısır’ın yeni azizi Yusuf olur.
Bu arada sarayda bir başına kalan Züleyha, Nil’in kenarına bir kulübe
yaptırarak orada yaşamaya başlar. Yusuf’un hasretinden ağlaya
ağlaya gözleri kör olur. Bir gün putların kendisine hiçbir şekilde yardım
etmediğini anlayınca hak yola döner ve iman eder. Züleyha, iman
etmesinin üzerinden birkaç zaman sonra alayıyla birlikte Nil’in kenarından
geçmekte olan Yusuf’u görür. Züleyha, Yusuf’un yanına giderek
ondan kendisinin gençleşmesi ve güzelleşmesi için Allah’a yalvarmasını
ister. Yusuf dua eder ve Züleyha muradına erer, sonra asıl muradının
Yusuf’un kendisi olduğunu söyler. Tam bu sırada gökten bir
melek gelerek Yusuf’a Züleyha ile kendisinin Allah katında nikâhlandıklarını
söyler. Bunun üzerine Yusuf’un Züleyha’ya karşı gönlüne bir
muhabbet düşer, sonra da Yusuf’la Züleyha evlenirler.
Yusuf ile Züleyha arasında tüm bunlar yaşanırken Mısır’da büyük
bir kıtlık hüküm sürmektedir. Yusuf, bolluk döneminde aldığı tedbirler
sayesinde Mısır halkını hiçbir şeye muhtaç etmez, hatta başka ülkelerden
gelen insanlar aç kalmamak için Yusuf’tan aman dilerler. Bu in-
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
217
sanların arasında Yakub ve oğulları da vardır. Yakub’un buğday almaları
için Mısır’a göndermiş olduğu oğulları, Yusuf’un huzuruna çıkarlar.
Yusuf onları tanır ve onlara kendilerinden pek fazla hoşlanmadı-
ğını söyler. Bu sebeple içlerinden birini rehin alarak bir dahaki seferde
küçük kardeşlerini Mısır’a getirmelerini ister. Bunun üzerine kardeş-
lerin biri Mısır’da kalır, diğerleri de verdikleri payın tekrardan içine
konulmuş olduğu çuval dolusu buğdayla Kenan iline geri dönerler.
Yusuf’un kardeşleri bir dahaki gelişlerinde küçük kardeşlerini de Mı-
sır’a getirirler. Yusuf’un huzuruna çıktıkları vakit küçük kardeş Yusuf’u
tanır. Yusuf da ona yüzünü gösterir; fakat ona diğer ağabeylerine
bu konudan bahsetmemesini tembihler. Yusuf, bir oyunla küçük kardeşini
kendisine köle yaparak onun Mısır’da kalmasını sağlar ve diğer
kardeşleri Kenan’a geri dönerler.
Bu sırada Yakub’a vuslatın biteceğine dair Allah tarafından haber
verilir. Yakub, Mısır’da kalan oğluna zarar gelmemesi için Mısır sultanına
bir mektup yazar. Yusuf, babasının mektubunu okuduktan sonra
tekrar Mısır’a gelmiş olan kardeşlerine yüzünü göstererek kendini tanıtır.
Daha sonra kardeşlerini bağışlar, on iki kardeş bir araya gelerek
ağlaşırlar. Yusuf gömleğini Yakub’a gönderir, Mısır’a gitmekte olan
Yakub peygamber bu gömleği gözlerine sürer ve gözleri açılır. Birbirlerinin
hasretiyle yanıp tutuşmuş olan baba oğul Mısır’da birbirlerine
kavuşurlar.
Bu kavuşmanın ardından geçirdiği mutlu günlerden sonra Yusuf
vefat eder. Onun vefatına tüm Mısır halkı çok üzülür. Züleyha da bir
gün mezarlıkta Hz. Yusuf’un mezarının başındayken vahdet ışığıyla
aydınlanarak bu dünyadan göç eder.
2. İşlediği Konu Bakımından Benzer Ayet Ve Beyitlerin Tespiti
Ve Mukayesesi
Hz. Yusuf’un Rüyasında Peygamber Olacağını Görmesi
BÜŞRA DİNÇ
218
* Yusuf babasına: "Babacığım! "Rüyamda on bir yıldız, güneş ve
ayın bana secde ettiklerini gördüm" demişti. (Yusuf Suresi, 4. Ayet)
* Bu gice on bir encüm mihr ile mâh
Sücûd itdi bana seyrümde nâgâh
İşitdüm cümle ervâh-ı enâmı
Çağırdı es-salâtu ve’s-selâmı (624./625. Beyitler)
Hz. Yakub’un Rüyasını Kardeşlerine Anlatmaması Yönünde Oğlu
Hz. Yusuf’a Telkinleri
* Babası şunları söyledi: "Oğulcuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma,
yoksa sana tuzak kurarlar; zira şeytan insanın apaçık düşmanıdır". (Yusuf
Suresi, 5.Ayet)
* Olursın cümle ‘illiyyîne serdâr
Düşünden kılma ihvânı haberdâr
Gazab ehlidür anlar kaldurur baş
Bu râzı eyleme ihvânuna fâş
Vücûdun varlığın ma‘dum iderler
Seni cân gibi nâ-ma‘lûm iderler (632./633./634. Beyitler)
Kardeşlerinin Yusuf’un Gördüğü Rüyadan Haberdar Olmalarının
Ardından Onu Öldürmeye Karar Vermeleri
* Kardeşleri: "Biz birbirimize bağlı bir topluluk olduğumuz halde, babamız,
Yusuf'u öldürün veya onu ıssız bir yere bırakıverin ki babanız size kalsın;
ondan sonra da iyi kimseler olursunuz" dediler. (Yusuf Suresi, 8./9.
Ayetler)
* Nihânî Yûsuf’un almağa cânın
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
219
Müheyyâ kıldılar mihnet sinânın
Kimi eydürdi ölmek gerekdür
Meseldür bu ki yâ tekdür yâ pekdür
Kimi eydürdi budur ana çare
Irak yirde atarum bir diyâra (643.- 645. Beyitler)
Kardeşlerinin Yusuf’u Dışarı Çıkarmak İçin Hz. Yakub’la Konuş-
maları
* Bunun üzerine "Ey babamız! Yusuf'un iyiliğini istediğimiz halde, onu
niçin bize emniyet etmiyorsun? Yarın onu bizimle beraber gönder de gezsin
oynasın, biz onu herhalde koruruz" dediler. (Yusuf Suresi, 11./12.Ayetler)
* Varup Ya‘kûba itdiler niyâzı
Dediler ey nebîler ser-firâzı
Bahar oldı şitâ eyyâmı geçdi
Nikâbını çemen mahbûbı açdı
Açıldı her şükûfe şâd u handân
Dehân-ı gülde jale oldu dendân (647.- 649. Beyitler)
Hz. Yakub’un Bu İstek Karşısında Kaygılarını Dile Getirmesi
* Babaları, "Onu götürmeniz beni üzüyor; siz farkına varmadan onu kurdun
yemesinden korkarım" dedi. (Yusuf Suresi, 13.Ayet)
* Gelüp evlâdı çok ibrâm idicek
Tereddüd eyledi pîr-i mübârek
BÜŞRA DİNÇ
220
Didi cânumdur ol ser-çeşme-i nûr
Viremem benden ayrılmağa destûr
Gezerken şâyed ol serv-i kabâ-pûş
Amansuz yırtıcı kurda ola tuş
Bu idi kurdı andugına hikmet
Düşin görmişdi ol kân-ı basiret (666.-674. Beyitler)
Kardeşlerinin Hz. Yusuf’u Kuyuya Atmayı Planlamaları ve Bunu
Gerçekleştirmeleri
* Yusuf'u götürüp bir kuyunun derinliklerine bırakmayı kararlaştırdılar.
Biz ona, kardeşlerinin bu işlerini kendileri farkına varmadan haber vereceksin,
diye vahyettik. (Yusuf Suresi, 15.Ayet)
* Didiler ulı yolda bir kuyı var
Dil-i zâlim gibi târik ü hem târ
Atalum çâh içine nazikâne
Ola kim tuş ola bir kârbâna
Kuyıya atdılar kat’ oldı ümmîd
Sanasın gitdi tahte’l-arza hurşîd
İnilderdi inerken yâr-ı mezkûr
Ser-â-ser nâle oldı çâh-ı menkûr (805./850.Beyitler)
Kardeşlerinin Ağlayarak Hz. Yakub’un Yanına Dönmeleri ve Ona
Söyledikleri Yalan
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
221
*Akşamüstü ağlayarak babalarına geldiklerinde: "Ey babamız! İnan olsun
biz yarış yapıyorduk; Yusuf'u eşyamızın yanına bırakmıştık; bir kurt onu
yedi. Her ne kadar doğru söylüyorsak da sen bize inanmazsın" dediler. Üzerine
başka bir kan bulaşmış olarak Yusuf'un gömleğini de getirmişlerdi. Babaları:
"Sizi nefsiniz bir is yapmaya sürükledi; artık bana güzelce sabır gerekir.
Anlattıklarınıza ancak Allah'tan yardım istenir" dedi. (Yusuf Suresi,
16.-18.Ayetler)
* Atasınun öninde etdiler âh
Didiler Yûsufı kurd aldı nâ-gâh
Oyuna taldı biz gafil bulunduk
Ziyâde mest ü lâ-yakil bulınduk
Tolındı dideden çünkim o meh-rû
Yidi cism-i latifin gürk-ibed-hû
Irakdan olmaduk dermâna kâdir
Birimüz anda bulınmadı hâzır
Kodılar önine pîrâhenini
Göke irgürdiler âh u enini
Kamîsi cümleten âlûde-i hûn
Sehâb olmış şafakdan sanki gülgûn
Demür pîrâheni âl eylediler
Biri birini idlâl eylediler (925.-931. Beyitler)
BÜŞRA DİNÇ
222
Bir Tacirin Hz. Yusuf’u Kuyudan Çıkarması ve Onu Beraberinde
Götürmesi
* Bir kervan geldi, sucularını gönderdiler; sucu kovasını kuyuya saldı,
"Müjde! İşte bir oğlan" dedi. Yusuf'u alıp onu ticari bir mal olarak sakladılar.
Oysa Allah yaptıklarını bilir. (Yusuf Suresi,19.Ayet)
* Takıldı Malikün yanına Yûsuf
Yöneldi râh-ı hicranına Yûsuf
Refîk itdi vücudun kârbâna
Tarîk-i gurbete oldı revâne (1257./1258. Beyitler)
Tacirin Hz. Yusuf’u Satması
* Onu yanlarında alıkoymak istemedikleri için ucuz bir fiyata, birkaç dirheme
sattılar. (Yusuf Suresi, 20.Ayet)
* O mâla niçe yük mâl oldı ilhâk
Satıldı kul diyü sultân-ı âfâk (2438.Beyit)
Züleyha’nın Hz. Yusuf’a Yakınlaşması Karşısında Hz. Yusuf’un
Ona Yüz Vermemesi
* Evinde bulunduğu kadın onu kendine çağırdı, kapıları sıkı sıkı kapadı ve
"gelsene" dedi. Yusuf: "Günah işlemekten Allah'a sığınırım, doğrusu senin
kocan benim efendimdir; bana iyi baktı. Haksızlık yapanlar şüphesiz başarıya
ulaşamazlar." dedi. And olsun ki kadın Yusuf'a karşı istekli idi; Rabbin'den
bir işaret görmeseydi Yusuf da onu isteyecekti. İşte ondan kötülüğü ve fenalığı
böylece engelledik. Doğrusu o bizim çok samimi kullarımızdandır. (Yusuf Suresi,
23./24.Ayet)
* Ta’accüb eyledi Yûsuf bu hâle
Bu mekr ü âle bu rengî hayâle
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
223
Yüzini göke dikdi mâh-ı Ken’an
Münâcât itmeğe Mevlâya ol ân
Görür kim oldı maksûdı hilâfı
Okudı neccinâ mimmâ nehâfı (3625.-3630. Beyitler)
Hz. Yusuf’un Gömleğinin Yırtılması
* İkisi de kapıya koştu, kadın arkadan Yusuf'un gömleğini yırttı; kapının
önünde kocasına rastladılar. Kadın kocasına "Ailene fenalık etmek isteyen bir
kimsenin cezası ya hapis ya da can yakıcı bir azap olmalıdır" dedi. (Yusuf
Suresi, 25.Ayet)
* Elinden kurtulup ol nûr-ı dîde
Gül-i ter gibi dâmânı derîde
Kilitlenmiş kapular oldı mekşûf
Vücûdı vâvın itdi taşra ma‘tûf (3822./3823. Beyitler)
Hz. Yusuf’un Masumiyetinin Anlaşılması
* Yusuf: "Beni kendine o çağırdı" dedi. Kadın tarafından bir şahit, "Eğer
gömleği önden yırtılmışsa kadın doğru söylemiş, erkek yalancılardandır; şayet
gömleği arkadan yırtılmışsa kadın yalan söylemiştir, erkek doğrulardandır"
diye şahitlik etti. (Yusuf Suresi, 26./27.Ayetler)
* Azizün gûşına irdi bu ifsâd
Çagırdı Yusûfun katline cellâd
Elinde tıfl-ı ma’sûm ile nâgâh
Oraya geldi bir zen hikmetu’llah
Hudâ dil virdi ol ma ‘sûm-ı pâke
BÜŞRA DİNÇ
224
Mu ‘in oldı garîb-i derdnâke
Anun ardında çâk-i dâmeni var
Dehân olup ider sıdkına güftâr
Eger öninde olsa çâk-i dâmân
Yanunda Yusuf olur ehl-i ‘isyân (3857./3865. Beyitler)
Şehirdeki Kadınların Züleyha Hakkında Konuşmaları
*Şehirde birtakım kadınlar: "Vezirin karısı kölesinin olmak istiyormuş;
sevgisi bağrını yakmış; doğrusu onun besbelli sapıtmış olduğunu
görüyoruz." dediler. (Yusuf Suresi, 30. Ayet)
*Zenân-ı Mısr içinde oldı meşhur
Ser-â-ser mâcerâ-yı hâli mezkûr
Didiler hamlık eyler Zelîhâ
Ne hoş bed-nâmlık eyler Zelîhâ
Biz olsak ol habîb ile musâhib
Olurdı dâyimâ ol bize tâlib
Girerdük gönline îmânı gibi
Mahabbet eyler idi cânı gibi (3907.-3915. Beyitler)
Zeliha’nın Hakkında Dedikodu Çıkaran Kadınları Hz. Yusuf’u Görmeleri
İçin Bir Meclis Çağırması
*Kadınların kendisini yermesini işitince onları davet etti; koltuklar hazırladı;
geldiklerinde her birine birer bıçak verdi. Yusuf'a: "Yanlarına çık" dedi.
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
225
Kadınlar Yusuf'u görünce şaşıp ellerini kestiler ve "Allah’ı tenzih ederiz ama
bu insan değil ancak çok güzel bir melektir" dediler. (Yusuf Suresi, 31.Ayet)
*Mesâvî olduğın bildi Zelîhâ
Zenân-ı Mısr’ı çağırdı hemânâ
Müheyyâ eyledi bezm-i neşâtı
Çekildi anda ‘işretler simâtı
Kabûl itdi güzeller iltimâsın
Çağırdı anda yâr-ı bî-vefâsın
Gül-i handânın âl ile getürdi
‘Aceb rengîn hayâl ile getürdi
Şaşup her birisi tutdı dilini
Kodı nârencini kesdi elini
Eli her birinin kana boyandı
Kızardı pençe-i mercâna döndi (3918.-3957. Beyitler)
Hz. Yusuf’un Zindana Atılması
*- Yusuf: "Rabbim! Hapis benim için, bunların istediklerini yapmaktan
daha iyidir. Eğer tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan onlara meyleder ve bilmeyenlerden
olurum." dedi. (Yusuf Suresi, 33.Ayet)
-Sonra, kadının ailesi delilleri Yusuf'un lehinde gördüğü halde, onu bir
süre için hapsetmeyi uygun buldu. (Yusuf Suresi, 35.Ayet)
*İşitdi çünki Yusuf bu ‘itâbı
Hudâdan canibe oldı hitâbı
BÜŞRA DİNÇ
226
Didi yâ Rabbi yegdür bend ü zindân
Bu derd ü gussadan her rûz u her ân
Başından Yûsufun tâcı alındı
Vakârı mihri toprağa salındı
Takıldı seyl-i eşki gibi zencîr
Emîri kıldılar ta ‘zîr ü teşhir (4022.- 4055. Beyitler)
Hz. Yusuf’un Azizin Zindanda Bulunan İki Kulunun Rüyalarını
Yorumlaması
*-Hapse, onunla beraber, iki genç daha girdi. Biri, "Rüyamda şaraplık
uzum sıktığımı gördüm" dedi; diğeri "Başımın üzerinde, kuşların yediği bir
ekmek taşıdığımı gördüm" dedi. "Bize bunu yorumla; senin iyi bir kimse olduğunu
görüyoruz” Yusuf: "Rabbimin bana öğrettiği bilgi ile daha yiyeceğiniz
yemek gelmeden size onu yorumlarım. Doğrusu ben, Allah'a inanmayan
ve ahireti inkâr eden, bir milletin dinini birikmişimdir. (Yusuf Suresi,
36./37.Ayet)
-Ey mahpus arkadaşlarım! Biriniz efendinize şarap sunacak, diğeri aşılacak
ve kuşlar başından yiyecektir. Sorduğunuz iş işte böylece kesinleşmiştir.
İkisinden, kurtulacağını sandığı kimseye Yusuf: "Efendinin yanında beni an"
dedi. Ama şeytan efendisine onu hatırlatmayı unutturdu ve Yusuf bu yüzden
daha birkaç yıl hapiste kaldı. (Yusuf Suresi, 41./42. Ayet)
*İki sultan kulı var idi mahbûs
Meh-i Ken‘an olmuşlardı me’nûs
İkisi düş görüp takrir itdi
İşitdi düşlerin ta ‘bîr itdi
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
227
Birünün düşi âsâr-ı selâmet
Birinün bâ’is-i kahr u melâmet
Benüm ahvâlümi i’lâm eyle
Beni kurtarmağa ikdâm eyle
O serdâr-ı şeh olan merd-i bî-hûş
Cenâb-ı Yusûfı itdi ferâmûş (4252.-4259.Beyitler)
Mısır Reyyanının Rüyasının Hz. Yusuf Tarafından Yorumlanması
*Hükümdar: "Ben, yedi semiz ineği yedi zayıf ineğin yediğini; yedi yeşil
başak ve bir o kadar da kurumuş başak görüyorum. Ey ileri gelenler! Eğer
rüya yormasını biliyorsanız rüyamı söyleyiniz." dedi. Etrafındakiler: "Birtakım
karışık rüyalar; biz böyle rüyaların yorumunu bilmeyiz" dediler. Hapisteki
iki kişiden kurtulmuş olanı, nice zaman sonra Yusuf'u hatırladı ve: "Ben
size bunu yorumlayacağım, hele beni gönderin" dedi. Hapishaneye varıp: "Ey
doğru sözlü Yusuf! Rüyada görülen yedi semiz ineği yedi zayıf ineğin yemesi;
yedi yeşil başak ve bir o kadar kuru başak nedir? Bize yorumla, ben de insanlara
ulaştırayım da bilsinler" dedi. Yusuf: "Devamlı yedi sene ekin ekip, biç-
tiğiniz ekinin yediğinizden artanını başağında bırakın. “Sonra bunun ardından
yedi kurak yıl gelir, bütün biriktirdiğinizi yer, yalnız az bir miktar saklarsınız.
Sonra, halkın yağmur göreceği bir yıl gelir, o zaman sıkıp sağarlar
dedi. (Yusuf Suresi, 43.-49.Ayetler)
*Ol esnâlarda bir düş gördi Reyyân
İrişdi gönline havf ü hirâsân
Uyurken ‘âlem-i ma ‘nâda ol şâh
Yedi gâv-ı semîni gördi nâgâh
BÜŞRA DİNÇ
228
Ol arada yedi baş gâv-ı lâgar
Şitâb ile gelüp kaldurdılar ser
…
Bu iklîmin hubûbât-ı galâli
Celîlü’l-kadr ola lûlû misâli
Bunun râyın eger eylerse Reyyân
Olur, işkâl müşkil cümle âsân (4279.-4304.Ayetler)
Mısır Reyyanının Hz. Yusuf’un Rüya Yorumunu Beğenmesi
*Hükümdar: "Onu bana getirin" dedi. Yusuf'a elçi gelince, "Efendine
dön, kadınlar niçin ellerini kesmişlerdi bir sor; doğrusu Rabbim onların hilesini
bilir" dedi. Hükümdar kadınlara: "Yusuf'un olmak istediğiniz zaman durumunuz
neydi?" dedi. Kadınlar: "Haşa! Onun bir fenalığını görmedik" dediler.
Vezirin karısı: "Şimdi gerçek ortaya çıktı; onun olmak isteyen bendim;
doğrusu Yusuf doğrulardandır" dedi. Yusuf, "Maksadım, vezire, gıyabında
ihanet etmediğimi, hainlerin tuzaklarını Allah’ın başarıya erdirmediğini bilmesini
sağlamaktı" dedi. Ben nefsimi temize çıkarmam; çünkü nefs, Rabbimin
merhameti olmadıkça, kötülüğü emreder. Doğrusu Rabbim bağışlayandır,
merhamet edendir. Hükümdar: "Onu bana getirin, yanıma alayım" dedi.
Onunla konuşunca: "Bugün senin yanımızda önemli bir yerin ve güvenilir
bir durumun vardır." dedi. Yusuf: Beni memleketin hazinelerine memur et,
çünkü ben korumasını ve yönetmesini bilirim" dedi. Yusuf'u böylece o memlekete
yerleştirdik; istediği yerlerde oturabilirdi. Rahmetimizi tıpkı bu misalde
olduğu gibi istediğimize veririz; iyi davrananların ecrini zayi etmeyiz.(Yusuf
Suresi, 50.- 56.Ayetler)
*Tefahhuş itdi hâl-i mücmelini
O ‘avretler ki kesmişdi elini
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
229
Getürdi cümle istifsâr kıldı
Kemâl-i sıdkını fehm itdi bildi
Hatâ ve cürmine pinhân u peydâ
Mukırr u mu ‘terîf oldı Zelîhâ
…
O dem Yûsuf ‘azîz-i ‘âlem oldı
Sevindi güldi ‘âlem hurrem oldı
Celâl ü şevketi şâhâne oldı
Sadâ-yı ‘adl ü dâdı dehre toldı (4306.-4354.Beyitler)
Yaşanan Kıtlık Nedeniyle Hz. Yakub’un Oğullarının Yardım Almak
Üzere Mısır’a Gitmeleri
*Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler. Kendisini tanımadıkları halde
o onları tanıdı. Onların yüklerini hazırlatınca şöyle dedi: "Baba bir kardeşinizi
bana getirin. Sizlere ölçüyü bol tuttuğumu ve benim misafir konuklayanların
en iyisi olduğumu görmüyor musunuz? “Eğer onu bana getirmezseniz
bundan böyle benden bir ölçek bile alamazsınız ve bana artık yaklaşmayın da.
Kardeşleri: "Babasını ikna etmeye çalışacağız ve herhalde bunu yaparız" dediler.
(Yusuf Suresi, 58./61. Ayetler)
*Görürler himmet-i pîr oldı ‘âlî
Yola ‘azm itdi Ya ‘kûbun ‘ayâli
Varup mahrûsa-i Mısra bu cumhûr
Alurlar cümle ‘arz-ı hâle destur
Nikâb ile turur dîvânda Yûsuf
Gelüp öninde itdiler tevakkuf
BÜŞRA DİNÇ
230
Tefekkür eyledi ahvâli Yûsuf
İşitdi sözlerin itdi tevakkuf
Babasıyle kalan ferzend-i mâhir
Karındaşı idi ana ata bir
Atuldıgında çâha ol gül-i ter
Bile gelmiş degüldi ol birâder
Didi siz gelmedünüzse fesâda
Birinüz rehn olup tursun burada (4637./4670. Beyitler)
Hz. Yusuf’un Kardeşlerinin Buğday Karşılığında Verdiği Ücreti
Onlara İade Etmesi
*Yusuf adamlarına: "Karşılık olarak getirdiklerini de yüklerine koyun.
Belki ailelerine varınca, onu anlarlar da bir daha dönerler" dedi. (Yusuf Suresi,
62. Ayet)
*Bahâ-yı galleyi bir ehl-i ‘irfân
Çuvalın birisinde kıldı pinhân
Galâle gark idüp Ken ‘ân zemini
Du‘â-gûy eylediler her hazini (4675./4676. Beyitler)
Kardeşlerinin Mısır’a Tekrar Gitmeleri Gerektiğini Hz. Yakub’a
Söylemeleri ve Mısır’a Dönüşleri
*-Babalarına döndüklerinde, "Ey babamız! Bize yiyecek yasak edildi, kardeşimizi
bizimle beraber gönder de yiyecek alalım. Onu elbette koruruz" dediler.
(Yusuf Suresi, 63.Ayet)
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
231
-Yüklerini açınca karşılık olarak götürdükleri mallarının kendilerine iade
edilmiş olduğunu gördüler. "Ey babamız! Daha ne isteriz; işte mallarımız da
bize iade edilmiş; ailemize onunla yine yiyecek getirir, kardeşimizi de korur ve
bir deve yükü de artırmış oluruz; esasen bu az bir şeydir" dediler. (Yusuf
Suresi, 65.Ayet)
*Atâ vü lutf-ı sultânı didiler
‘İtibını dai hep söylediler
Boşalurken çuvaldan zâd-ı ihvân
Çıka geldi bulındı mâl-ı pinhân
Eger kim Mısra varmayan birâder
Bu def‘a varur ise def’ olur şer
Gider bizden yaramaz i‘tikâdı
Bize vâfir virür varınca zâdı (4678.- 4684. Beyitler)
Hz. Yusuf’un Kardeşlerinin İkinci Sefer Mısır’a Gitmeleri
*Yusuf'un yanına girdiklerinde, kardeşini bağrına bastı ve: "Ben senin
kardeşinim, onların yaptıklarına artık üzülme" dedi. (Yusuf Suresi, 69.
Ayet)
*Bu on kardeş uyup bir karbânâ
Diyâr-ı Mısra dek oldı revâne
İrişdi Yûsufa bunlar ke-mâ-kân
Du ‘âlar itdiler bî-hadd ü pâyân
Ana bir kardaşı kim sonra geldi
BÜŞRA DİNÇ
232
Anı Yûsuf çeküp yanına aldı 4685.- 4687. Beyitler)
Hz. Yusuf’un Küçük Kardeşinin Mısır’da Kalmasını Sağlaması
*Yusuf onların yüklerini yükletirken, bir su kabını kardeşinin yüküne koydurdu.
Sonra bir münadi şöyle bağırdı: "Ey kervancılar, siz hırsızsınız!" Geri
dönerek, "Ne kaybettiniz?" dediler. Hükümdarın su kabını kaybettik, onu getirene
bir deve yükü mükâfat verilecek, buna ben kefil oluyorum dediler. Allah'a
yemin ederiz ki memleketi ifsat etmeğe gelmediğimizi ve hırsız da olmadığımızı
biliyorsunuz" dediler. Yalancı iseniz, hırsızlığın cezası nedir? Dediler.
Cezası, kimin yükünde bulunursa, ceza olarak ona el konulur; biz zalimleri
böyle cezalandırırız; dediler. Yusuf kardeşinin yükünden önce onlarınkini
aramaya başladı; sonra kardeşinin yükünden su kabını çıkardı. İşte biz Yusuf'a
böyle bir plan kullanmasını vahyettik. Çünkü hükümdarın kanunlarına
göre kardeşini alıkoyamazdı, meğerki Allah dileye. Dilediğimizi derecelerle
yükseltiriz. Her ilim sahibinden üstün bir bilen bulunur." Çalmışsa, daha
önce kardeşi de çalmıştı dediler. Yusuf bunu içinde sakladı, onlara açmadı.
İçinden, "Durumunuz pek kötüdür; anlattığınızı Allah daha iyi bilir" dedi.
Kardeşleri: "Ey Vezir! Onun yaşlanmış, kocamış bir babası vardır. Bizden birini
onun yerine al. Doğrusu biz senin iyi davrananlardan olduğunu görüyoruz"
dediler. Maazallah! Biz, malımızı kimde bulmuşsak ancak onu alıkoruz,
yoksa haksızlık etmiş oluruz dedi. Ümitsizliğe düşünce, konuşmak üzere bir
kenara çekildiler. Büyükleri şöyle dedi: "Babanızın Allah'a karşı sizden bir söz
aldığını, daha önce Yusuf meselesinde de ileri gittiğinizi bilmiyor musunuz?
Artık babam bana izin verene veya Allah hakkımda hüküm verene kadar ki O,
hükmedenlerin en iyisidir bu yerden ayrılmayacağım. Siz dönün, babanıza
gidin ve deyin ki: "Ey Babamız! Senin oğlun hırsızlık yaptı, bu bildiğimizden
başka bir şey görmedik; görülmeyeni de bilmeyiz; bulunduğumuz kasabanın
halkına ve beraberinde olduğumuz kervana da sorabilirsin; biz şüphesiz doğru
söylüyoruz." (Yusuf Suresi, 70.-82.Ayetler)
*İdüp ihvânınun emrinde hîle
Visâle hilesi oldı vesîle
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
233
Uğurlayınca sâ‘ını galâlün
Komışlardı içine bir çuvalun
Gümiş bir tas idi ol sâ‘ı ra‘nâ
Bahâ vü kıymeti a‘lâdan a‘lâ
Biri feryâd u efgân itdi ol hîn
Uğurlandı didi ol sâ‘ı sîmîn
Ana bir kardaşını şer’ ile ol
Çeküp yanına aldı eyledi kul (4718.-4727.Beyitler)
Hz. Yusuf’un Kardeşini Mısır’da Alıkoymasının Hz. Yakub’a Bildirilmesi
*Onlara sırt çevirdi, "Vah, Yusuf'a yazık oldu!" dedi ve üzüntüden gözlerine
ak düştü. Artık acısını içinde saklıyordu. Allah'a yemin ederiz ki, Yusuf'u
anıp durman seni bitkin düşürecek veya helak olacaksın dediler. (Yusuf
Suresi, 84./85.Ayet)
*Yıkıldı derd ile âh itdi Ya‘kûb
Gören sandı ki öldi gitdi Ya‘kûb
Şitâ ile nitekim sahn-ı gülşen
Bozuldı benzi bu bârid haberden (4764./4765. Beyitler)
Kardeşlerinin Üçüncü Defa Mısır’a Gitmeleri ve Hz. Yusuf’un Kendisini
Onlara İfşa Etmesi
BÜŞRA DİNÇ
234
*Ey Oğullarım! Gidin, Yusuf'u ve kardeşini arayın. Allah’ın rahmetinden
ümidinizi kesmeyin; doğrusu kâfirlerden başkası Allah’ın rahmetinden ümidini
kesmez. Kardeşleri vezirin yanına vardıklarında: "Ey Vezir! Biz ve çoluk
çocuğumuz darlığa uğradık; pek değersiz bir malla geldik; ölçeği bize tam yap
ve sadaka ver; Allah sadaka verenleri şüphesiz mükâfatlandırır" dediler. Siz,
Yusuf ve kardeşine bilmeden neler yaptığınızın farkında mısınız? Dedi. Yoksa
sen Yusuf musun? Dediler. "Ben Yusuf'um, bu da kardeşim. Allah bize iyilikte
bulundu; doğrusu kim kötülükten sakınır ve sabrederse bilsin ki Allah
iyi davrananların ecrini katiyen zayi etmez" dedi. (Yusuf Suresi, 87.-
90.Ayetler)
*İdüp evlâdına mektûbı teslîm
Didi eylen ‘Aziz-i Mısra ta‘zîm
Ümîdim bu ki havf ide Hudâdan
Ola kim kurtula oğlum belâdan
…
Açılur bâd-ı âhından nikâbı
Götürür araddan ebr-i hicâbı
Yüzin görüp gelürler anda vecde
İder on bir karındaş ana secde
Düşi gerçekliğini itdi isbât
Meh-i Ken‘ana geldi haylî hâlât
Vücûdı gizlü gencin kıldı zâhir
Der-âguş itdi ihvânını bir bir
Bir araya gelüp on iki kardaş
Zemîne gözlerinden dökdiler yaş (4799.-4829. Beyitler)
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
235
Hz. Yusuf’un Gömleğini Babasına Göndermesi ve Hz. Yakub’un
Gözlerinin Açılması
*Yusuf: "Bugün azarlanacak değilsiniz, Allah sizi bağışlar. O, merhametlilerin
merhametlisidir. Bu gömleğimi götürün, babamın yüzüne sürün, görmeğe
başlar; bütün çoluk çocuğunuzla bana gelin," dedi. Kervan memleketlerine
dönmek üzere ayrıldığında, babaları: "Doğrusu ben Yusuf'un kokusunu
duyuyorum; ne olur bana bunak demeyin" dedi. Çevresindekiler: "Allah'a yemin
ederiz ki sen, hala eski şaşkınlığındasın" dediler. Müjdeci gelip, gömleği
Yakub'un yüzüne bırakınca, hemen gözleri açıldı. Bunun üzerine Yakub "Ben
size, Allah katından sizin bilmediğinizi biliyorum dememiş miydim?" dedi.
(Yusuf Suresi, 92.-96.Ayetler)
*Çıkardı gönlegini Mâh-ı Ken‘an
Birine virdi ihvânınun ol ân
Didi sa‘y eylen itmen hergiz ihmâl
Resûle bu kamîsi eylen irsâl
Bununla gözleri yaşunı silsin
Biraz târîk-i hicrânı tagılsun
Dönüp pirâheni murg-ı sefîde
Gelüp Ya ‘kûba oldı nûr-ı dîde
Gözine sürdi çün bu yâsemîni
Saba-veş açdı çeşmi nergisini (4851./4864. Beyitler)
Hz. Yakub’un Mısır’a Gelmesi, Hz. Yusuf’la Buluşmaları
BÜŞRA DİNÇ
236
*Yusuf'un yanına geldiklerinde, o, anasını babasını bağrına bastı, "Allah’ın
dileğince, güven içinde Mısır’da yerleşin" dedi. Ana babasını tahtın
üzerine oturttu, hepsi onun önünde (Allah'a secde edip) eğildiler. O zaman
Yusuf: "Babacığım! İşte bu, vaktiyle gördüğüm rüyanın çıkışıdır; Rabbim
onu gerçekleştirdi. Şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra,
beni hapisten çıkaran, sizi çölden getiren Rabbim bana pek çok iyilikte bulundu.
Doğrusu Rabbim dilediğine lütufkârdır, O şüphesiz bilendir, Hakim'dir"
dedi. (Yusuf Suresi, 99./100.Ayetler)
*Çıkup Beytü’l- Hazenden Pîr-i Ken‘an
Murâdı oldı ‘azm-i kûy-ı cânân
Dem-i vuslatda sankim nûr-ı Rahmân
Yire indi atından Pîr-i Ken‘an
Kemâl-i ‘izzetinden şefkatinden
Hemân Yûsuf dahi indi atından
Biri birine sarmaşdı görüşdi
Belâ-yı fürkat ahvâlin soruşdı
İki cânibden akdı eşk-i şâdî
Gönülden yundı çıkdı gam sevâdı (4872.-4912. Beyitler)
3.Mesneviyi Kur’an-I Kerim’den Ayıran Ve Özgün Kılan Yanları
Yusuf ile Züleyha birçok noktada kendisine kaynaklık teşkil eden
Yusuf suresinden etkilenmiştir; fakat buna mukabil Taşlıcalı Yahya
kendi özgünlüğünü de oluşturabilmiştir. Şair bunu, üslubunun yanı
sıra kutsal kitaptan farklı şekilde anlattığı olaylarla da başarmıştır. Bu-
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
237
nun dışında olay örgüsünü daha sağlam kurabilmek ve olayların neden
ile sonuçlarını anlatabilmek için anlatıya kutsal kitapta bulunmayan
birtakım hikâyeler eklemiştir.
Mesnevide bu özgünlüğü ve farklılaşmayı sağlayan belli başlı özellikler
şu şekilde sıralanabilir:
Yusuf ile Züleyha mesnevisi Hz. Yusuf ile Züleyha’nın aşkına odaklamışken
sure Hz. Yusuf’un akledenlere ibret olacak hikâyesini, peygamberliğini
ve edebini anlatmak üzerine kurulmuştur.
Yusuf ile Züleyha mesnevisinde Hz. Yakub, Hz. Yusuf’un bir kurt
tarafından öldürüldüğü haberini alması üzerine kurtlarla konuşur.
Kurtlar ona kendilerinin hiçbir şekilde Hz. Yusuf’a zarar vermediklerini
söylerler. Bu husus, Yusuf suresinde yer almamaktadır.
Mesnevide Züleyha’nın Mağrib ülkesinin padişahının kızı oldu-
ğundan, Hz. Yusuf’a rüyasında görerek aşık olduğundan ve daha
sonra Mısır aziziyle evlendiğinden bahsedilir. Bu anlatım, Kur’an-ı Kerim’de
yer almaz.
Yusuf suresinde Züleyha Hz. Yusuf’u ilk kez sarayda görür. Fakat
mesnevide Züleyha daha evlenmeden Hz. Yusuf’u rüyasında görerek
ona aşık olmuştur. Mesnevide Züleyha’nın Hz. Yusuf’a rüyasında aşık
olması kanaatimce bu yüce ve adeta bir tutkuya dönüşmüş olan aşkın
temellendirmesini yapmış olmak içindir. Bunun yanı sıra elbette burada
rüya motifi de önemli bir faktördür.
Yusuf suresinde, Hz. Yusuf’un Mısır azizinin saraya intikalinden
sonra Züleyha’dan söz edilmeye başlanmış; Yusuf’un yaptığı yorum
neticesinde hapisten çıkmasıyla da Züleyha surenin konusu olmaktan
çıkmıştır. Fakat mesnevi daha ziyade Yusuf ile Züleyha’nın aşkına
odaklanmış olduğundan Hz. Yusuf saraya gitmeden önce ve hapisten
çıktıktan sonra da Züleyha’dan bahsedilmiştir. Buna göre Züleyha,
Hz. Yusuf hapisten çıktıktan sonra suçunu itiraf etmesinin ardından
tekrar Yusuf’un derdiyle yanmış, Nil kenarına bir kulübe yaparak
BÜŞRA DİNÇ
238
orada yaşamaya başlamıştır. İman ettikten sonra da Hz. Yusuf’u tekrar
görmüş ve onunla evlenmiştir. Ölünceye kadar da onunla yaşamıştır.
Mesnevide Züleyha Hz. Yusuf’a yakınlaştıktan sonra gömleğinin
yırtılması neticesinde suçlandığı vakit onun suçsuz olduğunu masum
bir bebek dile gelerek söyler. Mesnevi bu noktada Kur’an-ı Kerim’den
ayrılmaktadır, çünkü Kur’an’da Züleyha’nın bir akrabasının verdiği
öğütler neticesinde Hz. Yusuf’un masum olduğu anlaşılır.
Yusuf suresinde Züleyha’nın, Kur’an’daki ifade şekliyle Mısır azizinin
karısının, iman edip etmediği konusunda açık bir bilgi yoktur;
fakat mesnevide Züleyha putlardan vazgeçerek iman eder, neticesinde
de Hz. Yusuf’la evlenir. Kanaatimce bu noktada Züleyha, Hz. Yusuf
ile evleneceğinden şair tarafından onun iman etmesi daha uygun gö-
rülmüştür. Çünkü Züleyha’nın iman etmesinin hemen ardından Hz.
Yusuf ona görünmüş ve kendisine gökte ikisinin nikâhının zaten kıyılmış
olduğu haberi gelmiştir.
Yusuf ile Züleyha mesnevisi baba ile oğulun birbirlerine kavuşmalarının
ardından hemen sona ermez. Mesnevide Hz. Yakub’un, Yusuf’un
ve Züleyha’nın da ölmüş oldukları bilgisine yer verilir. Yusuf
suresinde Hz. Yusuf’un hikâyesi, Hz. Yakub ile oğlu Hz. Yusuf’un birbirlerine
kavuşmalarıyla sona ermektedir. Kanaatimce bu, bir edebi
tür olan mesnevinin bütünlüklü bir yapı teşkil etmesi, giriş, gelişme ve
sonuç kısımlarının belirgin kılınması maksadıyla yapılmıştır. Yusuf
Suresi’nin asıl amacının insanların Hz. Yusuf’un yaşadıklarından ders
çıkarması oluşu surenin bu şekilde nüzul edilmesinde etkili olmuş olabilir.
4. Değerlendirme
Çalışmaya konu olan ve 16.yy.da kaleme alınan Yusuf ile Züleyha
mesnevisi menşe’ini kutsal kitaplardan, özellikle de Tevrat ve Kur’an-
ı Kerim’den almıştır. Çalışmada da belirtilmeye çalışıldığı üzere mesnevi
şairi temel kaynaklarından biri olan Kur’an-ı Kerim’den çokça ilham
almıştır. Çünkü herkesin haberdar olduğu asıl metnin kaynağı
TAŞLICALI YAHYA’NIN YUSUF İLE ZÜLEYHA MESNEVİSİ
239
bizzat kutsal kitapların kendileridir. Fakat bu etkilenmelerin yanı sıra
şairin elbette ki farklılaştığı ve kendini özgün kıldığı kısımlar da bulunmaktadır.
Mesnevinin tüm bu özelliklerini bir arada değerlendirdiğimizde şu
sonuç ortaya çıkmaktadır: Taşlıcalı Yahya, doğu edebiyatında yüzyıllar
boyunca yinelenerek tekrar tekrar yazılmış olan Yusuf ve Zü-
leyha’nın hikâyesine 16.yy’dan farklı bir bakış açısı, edebi üslup ve yorum
kazandırmıştır.
KAYNAKÇA
Ahmetoğlu, Abdullah (2001): Kur'an-ı Kerim Konkordans Çalışması
ve Beş Türkçe Paralel Meal
Çavuşoğlu, Mehmet (1979): Yusûf ile Zelîhâ Tenkidli Basım, İstanbul:
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 192 s.
Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirme ve Yeni tertip: Rauf Pehlivan)
(2005): Ayet Ayet Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Meali, İstanbul: Motif
Yayınları, 859 s.
Ertaylan, İsmail Hakkı (1960): Yusuf ile Züleyha, İstanbul: İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları,
Kanar, Mehmet (2011): Yusuf ile Züleyha, İstanbul: Say Yayınları,80 s.
Kanar, Mehmet (2011): Osmanlı Türkçesi Sözlüğü, İstanbul: Say Ya
Konular
- PARS DERGİSİ
- ŞU’ARÂ HOCASI MÂDER-ZÂD BİR ŞÂİR: ZÂTÎ
- KLÂSİK TÜRK EDEBİYATINDA ŞEM’Ü PERVÂNELER VE LÂMİ’Î ÇELEBÎ’NİN ŞEM’Ü PERVÂNE MESNEVİSİ
- FARS EDEBİYATINDA METAFİZİK YOLCULUKLAR
- شاعران فارسی سرای وفارسینويس ارزرومی
- تعلیم وتربیت ازمنظر سعدی
- توازن موسیقايی غزلهای سعدی
- YAŞAR KEMAL’İN İNCE MEMED ROMANI İLE SADIK ÇUBEK’İN TENGSİR ADLI ROMANININ KARŞILAŞTIRMASI
- YAVUZ SULTAN SELİM’İN DÎVÂNINDA OLMAYAN FARSÇA ŞİİRLERİ
- KÜÇÜKASYA’DA İSLAMİYET (DER İSLAM IN KLEIN ASIEN)
- ERKEN DÖNEM FARSÇA MESNEVİLERDE BEZM - IYRD.
- RÛDEKÎ-Yİ SEMERKANDÎ (Ö. 329/940)
- NAZÎRÎZÂDE EMÎN’İN ŞEYHÜLİSLÂM FEYZULLAH EFENDİ’YE FARSÇA METHİYELERİ
- HAYRETÎ DİVANINDA GEÇEN “GAM” KELİMELERİNİN TASARIMLARI
- BÂBÂ TÂHİR-İ HEMEDÂNÎ DİVANININ MEHDÎ-İ HAMÎDÎ NÜSHASINDA GEÇEN DOBEYTÎLERİ VE TÜRKÇE TERCÜMESİ
- EŞREFOĞLU RÛMÎ’NİN GAZELLERİNDE NASİHAT VE NEFİS MUHASEBESİ
- HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ
- شاعران فارسیسرای و فارسینويس ارزرومی*
- مسئلة »مضمون« در شعر کودکان و نوجوانان
- مأخذ اصلی تمثیل خورندگان پیلبچهدرمثنوی
- وگرايی درهنر ايران
- NEF’Î’NİN TUHFETU’L-UŞŞÂK ADLI FARSÇA KASİDESİ
- ERKEN DÖNEM FARSÇA MESNEVİLERDE BEZM - IIYRD.
- DAKİKÎ-Yİ TUSÎ (Ö. 366/976)
- ÂRİF ÇELEBİ’NİN FARSÇA KASİDESİ VE TÜRKÇE ÇEVİRİSİ
- SÂİB-İ TEBRİZÎ’NİN ŞİİRLERİNDE GEÇEN “HÂB-I BAHÂR” TAMLAMASI ÜZERİNE
- ROMEN DİLİNDE KULLANILAN FARSÇA KELİMELER
- سینمای ایران
- آداب حرب مغول درتاریخ جهانگشای جوینی
- بررسی تطبیقی ضرب المثل های ترکی سنقر با ضرب المثل های زبان فارسی