EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ VE HİDÂYETÜ’L-MÜTEALLİMÎN
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ VE
HİDÂYETÜ’L-MÜTEALLİMÎN
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
ÖZET
Ehaveyn-i Buharî, ünlü hekim ve filozof Ebubekir Muhammed b.
Zekeriyyâ-yi Razî’nin öğrencisi Ebu’l-Kâsım Tahir b. Muhammed-i
Mekaniî-yi Razî’nin öğrencisidir. Dolayısıyla Ehaveyn-i Buharî, Razî
ekolünün önde gelen tıp bilim adamları arasında yer almaktadır.
Doğduğu şehirde başlamış olduğu tıp öğrenimini aynı yerde sürdürmüş,
öğrenimini bitirdikten sonra yine doğduğu şehirde doktorluk
görevine başlamış, eserindeki kayıtlardan da anlaşıldığı gibi hayatının
tamamını yöre halkının tedavileriyle uğraşarak geçirmiştir.
Hidâyetü’l-Müteallimîn, yazıldığı günden itibaren tıp öğrencileri için
önemli bir ders kitabı olmasının yanı sıra, hastalık adları ve tanımları,
değişik hastalıkların ilaçları konularında ilgililere önemli katkılar sağ-
lamıştır. Büyük ihtimalle Yeni Farsça yazılmış ilk tıp konulu metindir.
Eldeki en eski nüshası 478/1085 tarihlidir.
Hidâyetü’l-Müteallimîn adlı eserinde otuz yıllık doktorluk tecrübelerini
kullanarak elde ettiği önemli sonuçları aktarmıştır.
Prof. Dr. Nimet YILDIRIM, Atatürk üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Fars
Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi. Email: yildirim2002@hotmail.com.
Web: nimetyildirim.comt.tr; nyildirim.wordpress.com.
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
122
ABSTRACT
Aḵawaynī Boḵārī, author of Hedāyat al-motaallemīn fi’l-tebb, his only
extant book and sole source of information about him. He names
Abu’l-Qāsem Ṭāher b. Moḥammad b. Ebrāhīm Maqāneī Rāzī, a student
of Moḥammad b. Zakarīyā Rāzī, as his own teacher. This puts his work
into the second half of the 4th/10th century and thus makes it the earliest
medical compendium in New Persian and indeed an important
example of early New Persian prose.
Although this work, which was based on Rāzi’s principles of medicine,
appeared before the more famous Qānun of Ebn Sinā (Avicenna),
the Hedāyat did not become obsolete in subsequent centuries.
Hedāyat Al-Motaʿallemın Fı’l-Ṭebb, the complete title of the oldest
extant treatise on medicine written in Persia.
چكیده
ابو بکر ربیع بن احمد األخوینی از اهل بخارا و از اطبای قرن چهارم هجری است. وی
شاگرد ابوالقاسم مقانعی از شاگردان ابوبکر محمد بن زکریای رازی است. طب ابو بکر
اخوینی بالطبع تابع طب ابو بکر محمد بن زکریای رازی است که استاد استاد او بوده.
کتاب هدایه المتعلمین فی الطب تصنیف ابوبکر اخوینی بخاری یگانه کتاب طبی
فارسی متعلق بقرن چهارم هجری و قدیمترین کتاب طبی است که بفارسی تألیف شده و
بدست ما رسیده است. این کتاب در اواسط نیمه ی دوم قرن چهارم تألیف شد و در شمار
کتب متوسط طب است.
این کتاب ارزشمند جزو معدود کتابهای بجا مانده از آثار قلمی دانشمندان ایرانی
است که به فارسی دری منثور نوشته شده است. اخوینى در هدایه از تجربههای بیش از
سی سالة خود یاد کرده است. این کتاب نزد استادان و مدرسان علم پزشکى از توجه
خاصى برخوردار بوده است اخوینى بارها در این کتاب به نوع بیماری ها و نام بیماران
تحت درمان خود اشاره مىکند.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
123
III/IX, IV/X. ve V/XI. yüzyıllarda İslâm coğrafyasının değişik bölgeleri,
bunlar arasında özellikle İran; bilim, felsefe, sanat ve bilginin
önemli merkezlerinden biriydi.
Bu bölgede Müslüman halkların ortak dili olan Arapçanın yanı sıra
Farsça da, Arapların İran’ı ele geçirmelerinin üzerinden geçen yaklaşık
iki yüzyılın ardından yeniden şekillendi, her geçen gün artan bir yo-
ğunlukta Arapça kelimeleri de bünyesine alarak daha da zenginleşip
yaygınlaşarak hem din dili ve hem de gittikçe zenginleşen bir bilim ve
edebiyat dili haline geldi.
O çağların hızla gelişme gösteren bilim dallarından biri de tıp idi. O
dönemlerde diğer dallarda kaleme alınmış eserler gibi tıp konulu yapıtların
da bir kısmı henüz kütüphane raflarında kalmış olmasına kar-
şın günümüze erişmeği başarmıştır.
1
İran coğrafyasında tıp bilimi köklü bir geçmişe ve derin bir birikime
sahiptir.2 Eldeki kaynaklar ve tarihsel verilerin ortaya koyduğu kada-
1 Honer, Ali Muhammed, “Teemmulî Der Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb”,
Âyîne-yi Pejûhiş, Tahran 1375 hş., sayı: 45, s. 58.
2 Başta Tıp bilimleri olmak üzere bilimler tarihi açısından Eski İran’da
Cündişapûr önemli bir merkezdi. Cündişapûr Sasanî hükümdarı I. Şapûr (eg.
241-271) tarafından kuruldu ve kısa sürede bir bilim merkezi kimliği kazandı.
Burada Şapûr’un emriyle önemli birtakım kitaplar daha ilk zamanlarında
Pehlevî Dili’ne çevrildi. Değişik bölgelerden önemli eserler bu şehirdeki kü-
tüphanelere toplandı. Cündişapûr o dönemlerde Yunan tıp biliminin de merkezlerinden
biri konumunu kazandı. II. Şapûr döneminde (eg. 310-379) hü-
kümdarın tedavisi için saraya getirilen Yunanlı hekim Theodoros, Şapûr tarafından
Cündişapûr’a yerleştirildi. Bu şehirde hekimliği, tedavi yöntemleri ve
bilgisiyle ün kazandı (Safâ, Târîh-i Ulûm-i Aklî Der Temeddun-i İslâmî, Tahran
1368 hş., s. 21).
Cündişapûr, asıl ününü bu şehirde kurulmuş olan tıp okulu ve hastaneyle
kazandı, tıp merkeziyle diğer bilimsel ve kültürel kurumlarıyla yüzyıllarca
doğunun bilim merkezlerinden biri olma özelliğini korudu. Enuşirvân (eg.
531-579) döneminde de önemini her geçen gün artırmış, gelişimini ve geniş-
lemesini de hızlandırarak sürdürmüştür. İbn Kıftî’nin bu şehrin kuruluşuyla
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
124
rıyla İslâm öncesi dönemlerde İran da diğer ülkeler gibi Yunan tıp bilimlerinin
etkisinde kalmıştır. Nitekim İslâm öncesi dönemlerde Pers
İmparatorları Ahâmenişler, hükümdar saraylarında Yunanlı doktorlar
bulundurmuşlar, çoğu zaman özel doktorları Yunanlı olmuştur. Örne-
ğin; I. Daryuş’un (eg. MÖ. 522-486) özel saray doktoru Yunanlıydı.
Ahâmenişlerden sonra Sasanî hükümdarları da dinsel yasaklamalara
rağmen saraylarında Yunanlı Süryani doktorlar bulundurmuşlardır.
Büyük Sasanî hükümdarlarından I. Erdeşir (eg. 224-241), II. Şapur (eg.
310-379), II. Erdeşîr (eg. 379-383) ve diğer bazı İran hükümdarları da
saraylarında Yunanlı doktorlar görevlendirmişlerdi. Bu doktorlardan
bir kısmı Eski İran’ın en büyük bilim ocağı Cündişapur Üniversitesi
Tıp Merkezinde hoca ve hekim olarak görev yapıyorlardı. 3
İslâm sonrası ilk dönemlerden başlayarak daha sonraları Abbasîler
döneminde ünlü hekimlerin kitapları; özellikle Bokrat (ö. MÖ. 460),
Calinus (ö. 200) ve diğer ünlü hekimlerin tıp konulu çalışmaları Arap-
çaya çevrildi. Abbasî halifeleri de özel doktorlarını Hıristiyan ve Nasturî
Süryaniler arasından seçiyorlardı. 4
İslâm sonrası çağlarda özellikle Abbasîler döneminde 320/932 yılından
itibaren Tıp bilimi özellikle Bağdat ve Müslüman halkların yaşadıkları
diğer coğrafyalarda altın günlerini yaşamaya başladı. O dö-
nemlerde yaşamış İranlı çok sayıda hekim ve eserlerinin adları İbn
Nedîm’in, el-Fihrist, İbn Kıftî’nin, Târîhu’l-hukemâ, İbn Ebi Useybia’nın,
Uyunu’l-enbâ Fî Tabakâti’l-etibbâ, Katip Çelebî’nin, Keşfüzzunûn… gibi
eserlerde görülmektedir. Öte yandan Müslümanlar ve bu arada İranlı-
lar arasında da çok değerli çevirmenlerin diğer dillerden çevirdikleri
tıp konulu eserler yanında tıp bilim dalında çok değerli araştırmalar
ilgili aktardıklarına bakılırsa, Daha I. Şapûr döneminde bile bu şehirde o çağ-
ların ünlü hekimleri görev yapmıştır (Muhammedî, Muhammed, Ferheng-i
Îrânî Pîş Ez İslâm, Tahran 1372 hş., s. 231-232).
3 Honer, Ali Muhammed, Teemmulî Der Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb,
Âyîne-yi Pejûhiş, Tahran 1375 hş., sayı: 45, s. 58.
4 A.g.e., s. 58-59.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
125
yapan ve önemli eserler yazan derin bilgi ve deneyim sahibi hekimler,
bilginler ortaya çıktı. Bunlardan biri, halife el-Mütevekkil döneminde
yaşamış İslâm dünyasının en büyük hekimi Muhammed b. Zekeriyyayi
Razî’nin hocası Ali b. Rabben et-Taberî (ö. 247/861) Firdevsü’l-hikme
adlı önemli eserini 235/849 yılında kaleme almıştır.
5
Bazı kaynaklarda Rey’in ünlü bilgesi Zekeriyya-yi Razî’nin, deği-
şik konularda çok sayıda eser kaleme almış olduğu, bazı kaynaklarda
237 kitap yazdığı aktarılır. Razî’nin en önemli eseri eksiksiz ve kapsamlı
bir tıp kaynağı olan el-Hâvî’dir. Ardından İslâm coğrafyasının en
önemli ve en büyük tıp bilgini kabul edilen İbn Sina gelmektedir. Çok
sayıda önemli yapıtı bulunan İbn Sina’nın eserlerinden sadece iki tanesi
Farsçadır. Kanûn adlı eseri yüzyıllar boyu alanında en önemli kitap
olarak kabul edilegelmiş, 1473 yılında Latinceye çevrilmiş, 1650 yı-
lına kadar da birçok Avrupa ülkesinde tıp okullarında ders kitabı olarak
okutulmuştur. 6
Farsça bilinen en eski tıp konulu kitap Ebû Mansûr Muvaffak b.
Ali el-Herevî’nin, el-Ebniye an Hakâyıki’l-edviye/Ravdatu’l-üns ve Menfaatu’n-nefs’in
günümüze kadar gelen iki nüshası bilinmektedir. Bunlardan
biri 447/1055 tarihlidir. Ünlü şair ve sözlük yazarı Esedî-yi Tusî
tarafından yazılan bu nüsha 1859 yılında yayınlanmıştır.
Muvaffakuddîn Ebû Mansûr-i Herevî ile Ebubekr Ehaveyn-i Buharî
IV./X-XI. yüzyıllarda yaşamış iki ünlü bilge hekim olarak İran
coğrafyası tıp tarihinde önemli bir yere sahiptirler. Yaklaşık zamanlarda
yaşamış bu iki büyük tıp bilgini, İran’ın Araplar tarafından işgal
edilmesinin ardından geçen birkaç yüzyıl sonra bu alandaki sessizliği
kırarak tıp ve eczacılık alanlarında son derece önemli eserler yazmış-
lardır.
7
5 Honer, Ali Muhammed, Teemmulî Der Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb,
Âyîne-yi Pejûhiş, Tahran 1375 hş., sayı: 45, s. 59.
6
A.g.e., s. 59.
7 Hudadûst, Kâzım vdğr., “Goftarî Der Bâre-yi Zindegî ve Âsâr-i Ebû Bekr
Ahaveynî-yi Buharî”, Journal of Medical Ethics and History of Medicine, (Tahran
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
126
Ebubekir Ehaveyn-i Buharî
Ehaveyn-i Buharî’nin tam adı kaynaklarda; Rebî b. Ahmed-i Ehaveyn-i
Buharî olarak geçer. Künyesi “Ebû Hekîm”, “Ebû Bekir” olarak
bilinir. “Ahmed oğlu” olarak da bilinen, Maveraünnehir bölgesi
tıp bilginlerinden Ehaveyn-i Buharî’nin doğum ve ölüm tarihleri ile
hayatı ve öğrenim durumu hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır.
Kendisiyle ilgili bilgiler önemli ölçüde Hidâyetü’l-Müteallimîn adlı eserindeki
ayrıntılarla sınırlıdır. Zamanımıza gelen bu tek eserinden anlaşıldığına
göre Ehaveyn-i Buharî daha çok tıp ve felsefe ile meşgul
olmuştur. Tıp öğrenimini bitirdikten sonraki dönem hayatı boyunca
doktorluk yapmış ve yaşadığı çağın önemli tıp bilimcileri arasında yer
almıştır. Kendisiyle ilgili bilgilere yer veren eserlerde “Ehaveyn”,
“Ahavî”, “Ehaveynî”, “Aharîn” şekillerinde dört ayrı aidiyetinden
söz edilir. Hem adındaki Buharî nisbesi ve hem de eserinin değişik bö-
lümlerinde kullandığı Buhara lehçesinden dolayı Buharalı olduğunda
şüphe yoktur. Buhara8 ahalisinden olan Ehaveyn-i Buharî, ünlü hekim
ve filozof Ebubekir Muhammed b. Zekeriyyâ-yi Razî’nin öğrencisi
Ebu’l-KâsımTahir b. Muhammed-i Mekaniî-yi Razî’nin öğrencisidir.
2012), sy: 1, s. 2; Ensarî, Nuş Aferîn, “Berhî Ez Menabi-i Pizişkî ve Darûşinasî”,
İttilaresânî ve Kitâbdârî, Tahran 1369 hş., sy: 16, s. 78-79.
8 Horasan eyaletinin önemli edebiyat ve bilim merkezlerinden Buhara,
özellikle Samanîler döneminde son derece önem ve değer kazanmıştır. Orta
Asya'nın en eski yerleşim bölgelerinden olan ve günümüzde Özbekistan sı-
nırları içinde bulunan, tarih boyunca bölgenin önemli kültür ve ticaret merkezlerinden
biri olan Buhara MÖ 500 yılında Pers imparatorluğuna bağlanmıştır.
Bundan bir süre sonra Büyük İskender tarafından ele geçirilmiş, daha
sonra İskender’in İran’da kurdurduğu Selevkiler Devleti’nin ve Kuşan imparatorluklarının
egemenlikleri altına girmiştir. IX. yüzyılın ilk çeyreğinden
sonra X. yüzyıl sonuna kadar Buhara Samanîlerin başkenti olmuş (819-1005);
Samanîlerin yıkılışından sonra Karahanlıların yönetimi altına girmiştir (999-
1141). Samanîler döneminde son derece bayındır ve gelişmiş bir şehir olan
Buhara, aynı zamanda bağımsız İran emirliğinin başkenti, o çağlarda İslâm
dünyasının bilim ve edebiyat merkezlerinden biridir.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
127
Bunu kendisi de eserinde belirtmektedir. Bu bakımdan İslâm dünyasında
Râzî’nin başlattığı natüralist akımı IV./X. yüzyılın ikinci yarı-
sında temsil eden bilginlerden birinin de Ehaveynî olduğu söylenebilir.
9 Dolayısıyla Ehaveyn-i Buharî, Razî ekolünün önde gelen tıp bilim
adamları arasında yer almaktadır. Eserinin bazı yerlerinde Zekeriyyâ-
yi Razî’den “üstad” ve “üstadımız” gibi ifadelerle söz etmesinden dolayı
bazı araştırmacılar onun doğrudan Razî’inin öğrenci olduğu kanı-
sına varmışlardır. Ancak bu zamansal açıdan da mümkün değildir.
10
Doğduğu şehirde başlamış olduğu tıp öğrenimini aynı yerde sürdürmüş,
öğrenimini bitirdikten sonra yine doğduğu şehirde doktorluk
görevine başlamış, eserindeki kayıtlardan da anlaşıldığı gibi hayatının
tamamını yöre halkının tedavileriyle uğraşarak geçirmiştir. Ehaveyn-i
Buharî’nin Buhara dışında herhangi bir şehre gidip gitmediği ya da
diğer şehirlerdeki tıp bilim adamlarıyla görüşüp görüşmediği konusunda
kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. 11
9 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, s. 303; Storey, C. Persian Literature,
II/2, s. 199; Lazard, Jilbert, La Langue Des Plus Anciens Monuments De La
Prose Persane, Paris 1963, s. 48-50; Ammarî, Meryem, “Ahaveynî-yi Buharî”,
DMBİ, VII, 286; Takîzâde, Seyyid Huseyn, “Teveccuh-i İrâniyân Der Gozeşte
Be Tıbb ve Etebbâ”, Yâdgâr, sy. 46-47 (Tahran 1327 hş.), s. 22; Kerametî, Yunus,
“Berresî-yi Menâbî-i Hidâyetü’l-Müteallimîn fi’t-Tıbb, Makâlât ve Berresîhâ,
Tahran 1380 hş., sy: 69, s. 179; Rızâyî-yi Bağbidî, Hasan, “Çahar Vaje-yi Dahîli
Soğdî Der Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb”, Nâme-yi Ferhengistân, Tahran
1375 hş.; sy: 7, s. 61-64; Dânişpejûh, Muhammed, “Târîh-i Şınâht-i Destgâh-i
Gerdiş-i Hûn ve Bîmârî-yi Ân”, Mecelle-yi Târîh-i İlm, sy: 4, Tahran 1384 hş., s.
111; Yazıcı, Tahsin, “Ehaveyn-i Buharî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi,
X, 497; Matini, Jalal, “Hedāyat Al-Motaʿallemın Fı’l-Ṭebb”, Encyclopædia
Iranica, www.iranicaonline.org.
10 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, s. 7-8; Safâ Zebihullâh, Tarîh-i
Edebiyyât Der Îrân, I, 621; Ammarî, Meryem, “Ahaveyn-i Buharî”, DMBİ, VII,
268; Reşnevzâde, Babek, “Ahaveyn-i Buharî”, Danişnâme-yi Edeb-i Farsî, I, 67.
11 Hudadûst, Kâzım vdğr., “Goftarî Der Bâre-yi Zindegî ve Âsâr-i Ebû Bekr
Ahaveynî-yi Buharî”, Journal of Medical Ethics and History of Medicine, sayı:
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
128
Ruhsal ve bedensel yavaşlama ya da depresyon ağırlıklı melankoli
hastalarını tedavi etmesi gerekçesiyle “delilerin doktoru” olarak da tanınan,
tıp bilimleri dalında üstün yetenekli kişilikler arasında yer alan
Ehaveyn-i Buharî, Bokrat (ö. MÖ. 460), Calinus (ö. 200), İbn Sarabiyun
(ö. 857), Sabit b. Kurra (ö. 901, Huneyn b. İshak (ö. 910), Zekeriyyâ-yi
Razî (ö. 925) ve daha başka ünlü hekimlerin deneyimlerinden
de yararlanarak tıp dalında önemli bilgilere erişmiştir. Hidâyetü’l-Mü-
teallimîn adlı eserinde otuz yıllık doktorluk tecrübelerini kullanarak
elde ettiği önemli sonuçları aktarmıştır. Nizamî-yi Aruzî’nin Çahar
Makâle’sinde12 hakkında fazla bilgi bulunmadığı için olsa gerek kendisinden
“Eceveynî” diye de söz edilmiştir.
13
Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb
Ehaveyn-i Buharî’nin günümüze gelen tek yapıtı hem Yeni Farsçanın
dil özellikleri ve hem de tıp dalındaki önemi açısından yazıldığı
çağın en önemli metinlerinden biri olan Hidâyetü’l-Müteallimîn fi’t-tıb
adlı eseridir. Ehaveyn-i Buharî, Yeni Farsça en eski metinlerden biri
olan bu eserini, oğlu için kaleme almıştır. Ehaveyn-i Buharî, Karabadîn
ve Kitâb-i Nabz adlarındaki diğer iki önemli kitabından da bu eserinde
söz eder. Ancak yazarın bu iki eseri günümüze kadar gelememiştir.
V/3 (Tahran 2012), sy:1, s. 2; Matini, Jalal, “Hedāyat Al-Motaʿallemin Fi’lTebb”,
Encyclopædia Iranica, http://www.iranicaonline.org.
12 Nizamî-yi Aruzî, Çahar Makâle (yay. Muhammed-i Kazvinî), 1372 hş.,
110.
13 Ammarî, Meryem, “Ahaveynî-yi Buharî”, DMBİ, VII, 286; Reşnevzâde,
Babek, “Ahaveyn-i Buharî”, Danişnâme-yi Edeb-i Fârsî, I, 68; Metinî; Celâl,
“Hidâyetü’l-Müteallimîn, Kadîmîterîn Kitâb-i Tıbbî-yi Fârsî”; Mecelle-yi Dâniş-
kede-yi Edebiyyât ve Ulûm-i İnsânî-yi Dânişgâh-i Meşhed, sayı: 1 (Tahran 1344 hş.,
s. 49-50; Matini, Jalal, Encyclopædia Iranica, “Aḵawaynī Boḵārī” XII, 112; Lazard,
Jilbert, “Metn-i Pizişkî Ez Karn-i Çaharom-i Hicrî (çev. Leyla Askerî)”,
Rûdekî ve Asr-i O, 1958; Halidpûr Sirûs, Pâyegozâr-i Nemûdâr-i Teb Der
Cihân-i Pizişkî, Ahaveyn-i Buharî”, Mecelle-yi İrânşinâsî, 1377 hş./ X/3, s. 589-
90.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
129
Samanî dönemi nesir özelliklerini göstermesi, çok sayıda tıp terimi ve
özel kavram içermesi açısından da oldukça önemli olan eser, Celâl-i
Metinî tarafından Oxford Bodleian nüshası esas alınıp diğer en önemli
nüshaları olan İstanbul Fatih Kütüphanesi nüshasıyla Tahran Melik
Kütüphanesi nüshalarının karşılaştırılmalı değerlendirmeleriyle yayınlanmıştır
(Meşhed 1344 hş.). 14
Adından da anlaşılacağı gibi Hidâyetü’l-Müteallimîn tıp dalında öğ-
renim görenler için hazırlanmış orta düzeyde bir eserdir. Bu yüzden
yazar çok derinlikli ve geniş bilgiler verdiği iddiasında değildir. En
azından aynı dalda yazılmış daha geniş kapsamlı Arapça tıp kitaplarıyla
rekabet edecek bir metin değildir. Aynı zamanda bu eser herhangi
bir tıp kitabının özeti ya da daha dar kapsamlı bir şekli de değildir.
Çünkü yazar daha önceleri aynı dalda eser vermiş yazarların gö-
rüşlerini tekrarlamamış, özgün tespitlerini kaleme almıştır.
15
Celal Metinî, bu önemli metinle IV./X. yüzyılda kaleme alınmış
Farsça mensur metinler üzerinde araştırma yaparken tanıştıktan
sonra, Farsça dil özellikleri, dilbilgisi kuralları, kullanılan kelimeler ve
tamlamalar ile tıp teknik terimlerinin birçoğunun özgünlüğü; aynı zamanda
ilk Farsça mensur eserlerden biri olduğu tesbitinin ardından
eser üzerindeki çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.
Ancak bu dönemlerde kaleme alınmış eser sayısının oldukça az olması
gerekçesiyle daha sağlıklı sonuçlara ulaşabilmek için söz konusu
dönemlerde yazılmış, başta İran ve değişik ülkelerin kütüphanelerinde
bulunan; IV./X. yüzyılda yazılmış, farklı konuları ele alan önemli
yapıtların da incelenmesi gerektiğini düşünmüş, bunlar arasında, İngiltere’de
Cambridge Üniversitesi kütüphanesinde bulunan ve
14 Efşâr, Îrec, Omidsalâr, Mahmûd, Muttalabî-yi Kaşanî, Nâdir, Hidâyetü’lMüteallimîn
Fi’t-Tıbb, Tahran 1389 hş., s. 8; Ammarî, Meryem, “Ahaveynî-yi
Buharî”, DMBİ, VII, 286; “Ahaveyn-i Buharî”, Danişnâme-yi Edeb-i Fârsî, I, 68;
Matini, Jalal, Encyclopædia Iranica, “Aḵawaynī Boḵārī” XII, 112.
15 Lazard, Jilbert, “Metn-i Pizişkî Ez karn-i Çaharom-i Hicrî (çev. Leyla Askerî)”,
Rûdekî ve Asr-i O, 1958.
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
130
Edward Granville Browne tarafından16 kapsamlı bir makaleyle bilim
dünyasına tanıtılan Kur’ân’ın ikinci yarısının tefsiri konulu eser de yer
almaktadır. 17
Tam da o günlerde bu döneme ait eserler konusunda yapılan araş-
tırmalar kapsamında Tahran Üniversitesi öğretim üyelerinden Mucteba-yi
Minovî IV./X. yüzyıla ait hem tıp açısından ve hem de edebi
ağırlığı ve değeri açısından oldukça önemli bir metni, Hidâyetü’l-Müteallimîn’i
gün yüzüne çıkardı, daha sonra da Hidâyetü’l-Müteallimîn’in
İngiltere’de Oxford Bodleian kütüphanesindeki 478/1085 tarihli bu
nüshasını bir makaleyle bilim dünyasına tanıttı.18 Celâl Metinî bu makalenin
yayınlanmasının ardından, Muhammed b. Zekeriyya-yi
Razi’nin öğrencisi olan bir hekim tarafından Deri Dilinde tıp konulu
kaleme alınmış, IV./X. yüzyıla ait oldukça önemli bu metnin mutlaka
incelenmesi gerektiğini düşünerek işe başladı. O günlerde Tahran
Milli Kütüphanesinde sadece bu eserin İstanbul Fatih kütüphanesinde
bulunan yazma nüshasının fotoğraf baskısı bulunmaktaydı. Metinî bu
nüsha üzerinde başlattığı çalışmalarıyla eserin önemli özelliklerini örnekleriyle
notlar alarak değerlendirmeğe başladı. Daha sonra eser üzerinde
yoğun çalışmalar ve derin araştırmalar yaptı. Bütün imkanlarını
kullandı; günümüze kadar gelmeği başarmış Yeni Farsça en eski metin
ve Farsça en değerli mensur yapıtlar arasında olma özelliği taşıyan bu
kitabı yayınlamak için gece gündüz çalıştı.
19
Meşhed Üniversitesi Yayınevi tarafından desteklenerek kendisine
Oxford Bodleian Üniversitesi ile İstanbul Fatih kütüphanesindeki
16 Browne, Edward Granville, A Catalogue of The Persian Manuscripts in The
Library of The University of Cambridge, 1896, s. 13-37.
17 Metinî, Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (yay. Celâl Metinî),
Meşhed 1344 hş./1966, s. yek.
18 Metinî; Celâl, “Hidâyetü’l-Müteallimîn, Kadîmîterîn Kitâb-i Tıbbî-yi
Fârsî”; Mecelle-yi Dânişkede-yi Edebiyyât ve Ulûm-i İnsânî-yi Dânişgâh-i Meşhed,
sy: 1 (Tahran 1344 hş., s. 49.
19 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (Metinî), s. yek-do.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
131
yazma nüshaların sağlanmasıyla Metinî, bu iki nüsha üzerinde çalış-
maları ve karşılaştırmalı değerlendirmeleriyle 478/1085 tarihli Bodleian
yazmasını esas almış, ikinci yazma olarak 520/1126 tarihli Fatih
nüshasını özenle inceledikten sonra Fatih kütüphanesi nüshası farklı-
lıklarını da ayrıntılı olarak dipnotlarda vermiştir. Metinî ayrıca Bodleian
nüshasına VII./XIII. yüzyıl sonları ve VIII./XIV. yüzyıl başlarında
ünlü bir hekim tarafından yapılan bir kısmı nüsha farklılıklarına ve bir
kısmı da kitabın değişik konularında ayrıntılara yapılmış ekler, düzeltiler
ve açıklamalara da yine eserin dipnotlarında tek tek yer vermiştir.
Bodleian nüshasındaki birtakım açıklamalar da söz konusu hekim tarafından
değil, Şehzade Ferhad Mirza tarafından eklenmiştir. 20
Bu iki nüsha üzerinde değerlendirmelerini yaparken Metinî o zamana
kadar bilinmeyen üçüncü önemli bir nüshanın da Tahran Melik
Kütüphanesi’nde bulunduğunu tespit edip üç nüshayı karşılaştırmalı
çalışmalarıyla değerlendirmiş, Yeni Farsça yazılmış ve günümüze kadar
gelmiş ikinci ya da üçüncü metin olması gerekçesiyle özgün dili ve
yazım kurallarıyla olduğu gibi yayınlamıştır.
Metinî’ye, Hidâyetü’l-Müteallimîn’i nüsha tesbitleri aşamasından yayınlanmasına
kadar dönemin büyük bilim ve edebiyat insanları Bedi-
üzzamân-i Furuzânfer (ö. 1349 hş./1970), Muctebâ-yi Minovî (ö.
1355/1977), Zebîhullâh-i Safâ (ö. 1378 hş./1999), İrec-i Efşâr (ö.
1389/2011) ve Ğulamhuseyn-i Yusufî (ö. 1369 hş./1991) her konuda
yoğun destek vermişlerdir. Metinî, bu bilim adamlarından gördüğü
yardımın büyüklüğünü ve kendilerine duyduğu şükranı esere yazdığı
giriş bölümünde dile getirir. 21
Ehaveyn-i Buharî’nin Hidâyetü’l-Müteallimîn dışında bir eseri olup
olmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Bu eseri de kaynaklarda birkaç
farklı isimde kayıtlıdır. Eldeki kaynakların çoğunda “Kitâb-i Hidâye”
adıyla anılmaktadır.
20 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (Metinî), s. do-se.
21 A.g.e., s. penc.
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
132
Hidâyetü’l-Müteallimîn, yazıldığı günden itibaren hem tıp öğrencileri
için önemli bir ders kitabı olarak, hem de hastalık adları ve tanımları,
değişik hastalıkların ilaçları konularında ilgililere önemli katkılar
sağlamıştır. Büyük ihtimalle Yeni Farsça yazılmış ilk tıp konulu metindir.
Eldeki en eski nüshası 478/1085 tarihlidir. Bu metinden daha eski
tarihli bir tek Farsça mensur kitap günümüze kadar gelmiştir. Bütün
bunlardan IV./X. yüzyıla ait Farsça mensur metinlerin son derece az
olduğu anlaşılmaktadır. Her ikisi de büyük tefsir ve tarih bilimci Muhammed
b. Cerîr-i Taberî (ö. 310/923) tarafından Arapça yazılan
Câmiu’l-beyân an Tevîli’l-Kur’ân/Tefsîr-i Taberî ile Târîhu’r-rusul ve’lmulûk/Tarih-i
Taberî adlı eserlerin çevirisi, coğrafya konulu Hudûdu’l-
âlem (372/982) ile Muhammed b. Eyyub-i Taberî’nin (485/1092) astronomi
konulu iki eseri ve Hidâyetü’l-Müteallimîn dışında o döneme ait
mensur Farsça eserin var olduğunu bilmiyoruz. IV./X. yüzyıldan itibaren
yeni birtakım eserler kaleme alınmıştır. Bunlar arasında; İbn
Sina’nın (ö. 428/1037) iki risalesi, Mustemlî-yi Buharî’nin (ö. 434/1042)
tasavvuf konulu Şerh-i Taarruf adlı önemi eseriyle Birunî’nin (ö.
440/1048) et-Tefhîm adlı eseri bu dönemlerde yazılmıştır. Keşfü’z-zunun’a
göre Samanîler döneminde Zafernâme-yi Bozorgmihr adlı bir
önemli eser daha Farsça’ya çevrilmiştir. Bunlara birlikte Mukaddime-yi
Şahnâme-yi Ebû Mansurî de sayılacak olursa o çağlarda kaleme alınmış
ve günümüze gelebilmiş sekiz mensur eserden söz edilebilir. 22
Hidâyetü’l-Müteallimîn’in yazılış tarihi konusunda ne eserin kendisinde
ne de bu eserden söz eden kaynaklarda bir bilgi verilmemektedir.
İranlı edebiyat otoritelerinden Muctebâ-yi Minovî, Ehaveyn-i Buharî’nin
hocalarının ölüm tarihlerinden ve o dönemle ilgili birtakım
gelişmeler sürecinden hareketle yaklaşık bir tarih belirlemiş ve yazarın
373/983 yıllarında vefat ettiğini, dolayısıyla eserinin de bu tarihten
önce yazılmış olduğunu söylemektedir. Ancak eserin IV./X yüzyılda
yazıldığı ve ilk Farsça mensur eserlerden biri olduğu konusunda bir
22 Minovî, Muctebâ, “Hidâyetü’l-Müteallimîn Der Tıbb”, Yağmâ, sy: 34, s.
497-98.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
133
tartışma yoktur. Araştırmacıların ortak görüşüne göre, Hidâyetü’l-Mü-
teallimîn’in kaleme alınışından yüz yıl sonra yazılmış nüshası elimizdedir.
23
Yazıldığı çağda bilimsel ve edebî konularda kaleme alınan Farsça
eserlerin, hükümdarlar ve emirlerin teşvikleriyle, onlar adına yazılmasına
karşın Hidâyetü’l-Müteallimîn’i yazar bizzat oğlu için kaleme almış
tır. Ehaveyn-i Buharî, eserinin giriş bölümünde bu konuda şunları söyler:
“Şimdi sen benim oğlumsun, benden tıp konusunda kolay bir kitap yazmamı,
benden sana hatıra kalmasını, insanlara da yararlı olmasını istedin.” 24
Hidâyetü’l-Müteallimîn, Razî ekolünün takipçilerinden bir tıp bilim
adamının kaleminden çıkmasından ötürü aynı zamanda bu büyük
doktorun tıp konusundaki geleneğini sürdüren bir eserdir. Yazarın
kendisi de eserinden kolay ve tıp bilimiyle ilgilenenlerin başlangıç aşaması
için anlaşılabilir bir eser olduğunu söyler.25 Eser, İbn Sina’nın Kanun’undan
sonra da önemini yitirmemiş, sonraki yüzyıllarda önemini
korumuş ve ders kitabı olarak tıp öğretimi ve eğitiminde kullanılmış-
tır. Nitekim; Nizamî-yi Aruzî, VI./XII. yüzyıl ortalarında kaleme aldığı
ünlü eseri Çahâr Makâle’de; Hidâyetü’l-Müteallimîn’i orta düzeyde bir
tıp kitabı olarak, Sabit b. Kurra’nın, Zahîre; Muhammed Zekeriyyâ-yi
Razî’nin, et-Tıbbu’l-Mansurî; Seyyid İsmail-i Curcanî’nin, Ağrâz adlı
eserleriyle birlikte anmakta, her doktorun üzerlerinde yoğunlaşarak
bu eserleri iyi bir hocadan okuması gerektiğini belirtmektedir. 26
VII./XIII. yüzyılın ikinci yarısında Ebû Talib Abdullah b. Ebû Zeyd
Tabib, yaşadığı çağda tıp konusunda yazılmış birçok kitabı okuyup
incelemeler yaptıktan sonra Hidâyetü’l-Müteallimîn hakkında şu sözleri
23 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), s. 9; Efşâr, Îrec vdğr.,
Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb, s. 19.
24 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî)s. 9, 14; Efşâr, Îrec
vdğr., Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb, s. 8.
25 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), s. 14.
26 Nizamî-yi Aruzî, Çahâr Makâle, s. 109-110; Biesterfeldt, H. H., “Aḵawaynī
Boḵārī”, Encyclopædia Iranica, http://www.iranicaonline.org.
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
134
söylemektedir: “Benim birçok hastalığın tedavisinde sık sık başvurduğum
kitap Hidâyetü’l-Müteallimîn’di. Eserde verilen ilaç terkiplerinden benim uyguladıklarımın
tamamı olumlu sonuçlar verdi.”
27
Söz konusu tıp eserlerinin yazarlarıyla doktorların bu eseri çok
önemsemelerinin gerekçesi de yine eserin kendisinde aranmalıdır.
Eserin ayrıntılı olarak incelenmesiyle şu sonuçlar elde edilir: Ehaveyni
Buharî, kendi ifadesiyle otuz yıl süren doktorluğu döneminde tıp alanındaki
bilinen buluşları ve tedavi yöntemlerinin dışında kendisi birtakım
yenilikler ortaya koymuştur. Eserinde geniş ve derin görüş sahibi
bir hekim olarak alanındaki eski uzmanların görüşlerini ve deneyimlerini
gözden geçirmiş, doğruları yanlışlardan ayırarak eseri
Hidâyetü’l-Müteallimîn’de bazı istisnalar hariç sadece kendi tecrübeleri
ve kendi uygulamalarını aktarmıştır. Bu konuda oğluna hitaben şu
sözleri söyler: “Ben senin için bu kitapta sadece kendi denediklerimi aktardım.
Başkalarından aktardığım konularda da kimden aktardığımı söyledim ki
sen yanlışlara düşmeyesin”.28 Eserinin bir başka bölümünde de şunları
söyler: “Ben birçok hastalık için kendi düşüncem ve deneyimlerimle çok sayıda
ilaç yaptım. Bu kitapta bileşiklerini ve formüllerini verdiğim ilaçların
tamamı bana aittir. Deneyip de başarılı bulmadığım hiçbir ilacın formülünü
de vermedim.” Yaşadığı çağda bağımsız bir bilim adamı olarak kendi
çalışmaları sonucu eriştiği önemli sonuçlar ve öncekilerin deneyimleriyle
yetinmemiş; değişik hasta, hastalık, ilaç ve onların özellikleriyle
ilgili birikimlerinin yanısıra uzun ve aralıksız sürdürdüğü doktorluk
mesleğindeki gözlem ve deneyimlerinden edindiği kazanımları da bu
eserinde aktarmıştır. 29
Ehaveyn-i Buharî, hem uzun tıp araştırmaları süresince ve hem de
eserini kaleme alırken büyük hocası Zekeriyyâ-yi Razî’nin etkisinde
kalmıştır. Melankoli hastalarıyla ilgili de; birçok türüyle uğraştığını,
27 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), s. 10-11; Muhammed-i
Kazvinî, Yâddâşthâ-yi Kazvinî, (yay. İrec-i Efşâr), IX, 95-98.
28 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), s. 587.
29 A.g.e., s. 12.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
135
otuz yıl boyunca özgün yöntemleriyle onların tedavisine zaman ayırdığını
söyler. Ehaveyn-i Buharî, yine kendi ifadeleriyle tedavisinde ba-
şarılı olamadığı hastalıkları belirtmekten çekinmemiştir. Öte yandan
tedavi ettiği bazı hastaların ve kendisine yardımcı olan doktorların adlarını
yer yer vermektedir. İlaçların az ya da çok kullanılmaları konusunda
da ayrıntılara yer veren Buharî önemli ve etkili ilaçların isimleri
ve etkinliklerini ayrıntılı olarak aktarmaktadır. 30
Ehaveyn-i Buharî’nin tıp anlayışı doğal olarak hocasının hocası Zekeriyya-yi
Razî’nin ekolüdür. İbn Sina tıp ekolününün dünyada henüz
yaygınlaşmadığı çağlarda Razi ekolü yaygın olduğu bilinmektedir.
Hatta ibn Sina’dan sonralarda bile birçok yerde ünlü tıp bilim adımları
ve hekimler Razi kriterlerini alanlarında etkin ölçütler olarak kullanırlar,
uygulamalarında ve eserlerinde onu örnek alırlar, İbn Sina’nın gö-
rüşleriyle Razî’nin görüşleri arasında bir karşıtlık ya da uyuşmazlık
söz konusu olduğunda Razî’nin görüşlerini dikkate alırlardı. 31
Hem yapısal ve hem de içerik açısından alabildiğine özgün bir eser
olan Hidâyetü’l-Müteallimîn, Derî Farsçasıyla yazılmış en eski tıp konulu
eserdir. Bu yeni Farsça metinden daha eski tarihli olan sadece iki
eser vardır. Bunların biri Muvaffak-i Herevî’nin, el-Ebniye An
Hakâyıki’l-Edviye adlı 447/1069 tarihli eseridir. Bir diğer eser de Mustemlî-yi
Buharî’nin, Et-Taarruf li Mezheb-i ehli’t-tasavvuf adlı eserinin
şerhidir (473/1095).
Eserin Dili:
Hidâyetü’l-Müteallimîn’in dili aynı ya da yakın çağlarda kaleme alı-
nan bir kısmı bu makalede anılan eserlere oranla hem özet ve hem de
sadedir. Bunun temel gerekçesi yazarın birinci bölümünde aktardığı
30 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), 12-13; Hudadûst,
Kâzım vdğr., “Goftarî Der Bâre-yi Zindegî ve Âsâr-i Ebû Bekr Ahaveynî-yi
Buharî”, s. 3.
31 Minovî, Muctebâ, “Hidâyetü’l-Müteallimîn Der Tıbb”, Yağmâ, sy: 34, s.
502.
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
136
gibi kitabını oğlunun öğrenimi amacıyla yazmış olması, bu yüzden de
daha yararlı olması amacıyla özet ve sade bir dil kullanmış olmaya
özen göstermiş olmasıdır. Eserin değişik yerlerinde kısa ve öz bilgilere
yer verdiğini kendisi söyler.32
Bazı bölümlerde ise yazarın dili tıp öğrenimine yeni başlayanların
anlayabileceği kadar sade ve özdür.33 Öte yandan yazarın yaşadığı
çağların nesir tarzı gerçekte yeni oluşum dönemindeki Farsçanın daha
sonraki dönemlere oranla sade olması bu eserin dilinde etkili olmuş-
tur. Yazarın seçkin bilimsel bir Farsça kullanma yetisi de bu esere özgün
nitelik kazandırmıştır. Kullandığı nesir dili bazen şiir dilinden ayrılamayacak
kadar sanatlı, ince ve akıcı; özellikle bölüm girişlerinde
daha belirginleşmektedir.34 Yazarın yaşadığı dönemin genel tarzı olan
sadelik ve öz bilgi verme, onun seçkin söz sanatıyla da birleşince bu
eser özgün bir tarz kazanmıştır. Eserin özellikle bölüm girişlerinde
kullandığı dil zaman zaman şiirsel bir akış kazanmakta ve şiir tadı vermektedir.
35
Eserde yazarın kullandığı bilimsel bazı kelimeler, kavramlar ve
tamlamalar bu hekim tarafından ilk olarak kullanılmıştır. Eserin ve yazarının
bir diğer önemli ve tarihsel değerlilik açısından dikkat çekici
özelliği de; Ebû Reyhan-i Birunî ya da Ebû Ali Sinâ’nın ilk olarak kullandıkları
varsayılan bazı Farsça tıp teknik terimleri ve kavramlarının,
onların eserlerinden önce kaleme alınmış olan Hidaye’de yaygın olarak
kullanılmış olduğudur. Bu bağlamda bu eserde Farsça terim ve kavramların
yoğunluğu nedeniyle üzerinde yapılacak ayrıntılı çalışmaların
genel Farsça kadar Farsça tıp terimlerinin zenginleştirilmesi açısından
da yararlı olacağı kanısındayız. Elbette ki bu eserde kullanılan ve
günümüzde çoğu Latince olan çok sayıda tıp terimi, ve tıpla ilgili öz-
32 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), s. 35, 38, 39, 41, 140.
33 A.g.e., s. 159,197.
34 Efşâr, Îrec vdğr., Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb, s. 9.
35 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), s. 53, 73.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
137
gün kavramlar Arapçadan ve bir kısmı da Yunancadan Farsçaya geç-
miş kelimelerdir. Yazarın bu konudaki tarzı söz konusu terimlerin
Farsça olanlarını ya da kendisinin ilk kez kullanmaya başladığı Farsça
terimleri ya Farsça-Arapça veya Farsça-Latince olarak birlikte kullanmış
olmasıdır. 36
Genel olarak değerlendirildiğinde Hidâyetü’l-Müteallimîn’in yazım
tarzı ve imla özellikleri IV./X. yüzyıl mensur eserleriyle hemen hemen
benzerdir. Ancak aynı çağlarda yazılmış diğer metinlerden en önemli
farklarından biri, bu eserin bilimsel bir metin olması nedeniyle kelimelerin
sadece bilimsel birtakım anlamlar karşılığında kullanılmış, herhangi
bir sanatsal ya da edebi özelliğin göz önünde bulundurulmamış
olmasıdır. Yazar bu konuya son derece özen göstermiş, eserini IV./X.
yüzyıl bilimsel metinlerinin ortak özelliği olan son derece kısa, sade ve
bilimsel eserlere özgü bir dilde kaleme almıştır.37 Ehaveyn, anlatı-
mında yer yer eş anlamlı kelimeler kullanmış, bazı yerlerde hastalık,
ilaç veya bir organın adını aynı anlamlı Farsça ve Arapça sözcükle,
bazı bölümlerde Yunancayı da ekleyerek üç dilde vermiştir. 38
Kelimelerin çoğullarını kullandığında yaşadığı yüzyılın yaygın tarzına
uyarak, örneğin çoğul kelime kullanma konusunda bazen Arapça
çoğullar kuralıyla, bazen Farsça çoğul ekleriyle çoğul yapmıştır.39
Eserde yine çağın yazım özelliklerini gösteren genel tarz önemli öl-
çüde görülür.40 Belirli, belirsiz isimler, edatlar, bağlaçlar, zamirler, ön
ekler, orta ekler, sonekler, kelime türetme ekleri, sıfatlar, sayılar, fiil
zamanları… ve diğer klasik Farsça dil kuralları aynı çağın diğer Farsça
metinleriyle yakın benzerlikler göstermektedir. 41
36 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (Metinî), s. şanzdeh;
37 A.g.e., s. şanzdeh
38 A.g.e., s. 457, 528.
39 A.g.e., s. 189, 374, 626.
40 A.g.e., s. 13, 19.
41 A.g.e., s. hifdeh-çihil u çahar.
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
138
Hidâyetü’l-Müteallimîn’de birçok konu başlığı ve bölüm adlarında
Arapça kelimeler yoğun görülür. Eserin metninde yine yoğun olarak
Arapça kelimeler, tamlamalar, kavramlar ve Arapça ifadeler yer alır.
Tıp terimleri, hastalık ve ilaç adlarının önemli bir kısmı yine öncelikli
Arapça olarak verilmiş bazen Farsçaları da yazılmıştır. Eser boyunca
yer yer Kur’ân ayetleri, bazen tam ayet, bazen ayetlerden iktibaslar şeklinde,
bazen de Arapça cümle ve tamlamalar orijinal metinleriyle, yer
yer Arapça önemli kaynaklardan alıntılanan pasajlar hem Arapça aslı
ve hem de Farsça çevirisiyle birlikte verilmiştir.42
Kaynakları:
Ehaveyn-i Buharî, eserinin değişik yerlerinde gerekli gördüğü durumlarda
yararlandığı kaynakların adını anarak, bir kısmına göndermelerde
bulunmakta, bazı bölümlerde örneğin ilaçlar kısmında başka
doktor ve tıp uzmanlarının görüşlerini aktarmasının yanı sıra onların
görüşlerini neden kabul ettiğini ya da reddettiğini gerekçeleriyle ortaya
koyar. Bu tarzıyla ve bu bölümlerde kullandığı dille Razî’nin, elHavî
eserindeki dile ve tarza çok yaklaşmaktadır. 43
İbn Sarabiyyûn’un el-Konnaşu’s-sağîr adlı önemli tıp konulu eseri,
Razî’nin eserlerinden sonra Ehaveyn-i Buharî’nin en önemli kaynaklarından
biridir. 44
Özellikleri:
Eser her şeyden öte; bundan bin yıl önce Farsçanın bu kapsamda,
derin dil özellikleriyle bir tıp kitabının yazılmasına ne denli uygun ve
elverişli olduğunu göstermesi açısından da dikkate değerdir.
42 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (Metinî), s. çihil u çahar- çihil u
penc.
43 Efşâr, Îrec vdğr. Hidâyetü’l-Müteallimîn fi’t-tıb, s. 8.
44 Kerametî, Yunus, “Berresî-yi Menâbî-i Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’ttıbb”,
Makâlât ve Berresîhâ, Tahran 1380 hş., sy: 69, s. 178.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
139
Bunun yanı sıra başka açılardan da: örneğin Tıp tarihi, yazım tarzı
özellikleri, Farsça tıp bilimleri teknik terimleri, özgün yazım tarzı, kuralları
ve bazı kelime ve kavramların özgün okunuşları gibi konularda
da alabildiğine önemlidir. 45
Bu eser birçok açıdan çok önemli bir metindir:
1. Hidâyetü’l-Müteallimîn İslâm öncesi ve İslâm sonrası çağlardan
günümüze gelen tıpla ilgili en eski Farsça metindir.
2. İslâm sonrası dönemde Arapçadan da çok sayıda kelime alarak
farklı özelliklerle yeniden oluşan Farsî-yi Derî: Yeni
Farsça ile kaleme alınmış ilk eserlerden biridir.
3. Farsça dil kuralları, yazım tarzı, dilbilim ve edebiyat açısından
çok önemli incelikler içermektedir.
4. Tıp bilimi ve bilimsel açıdan klasik tıp kapsamında oldukça
değerli içeriği kitaba iki kat daha değer kazandırmaktadır.
5. Çok sayıda ilaç, klasik dönem tıp bilimlerine ait kelime, kavram,
terim ve bileşiğe yer vermektedir.
6. Klasik tıp alanında ün yapmış önemli kişiliklerin biyografileri
hakkında bilgiler içerir.
Ehaveyn-i Buharî’nin, Hidâyetü’l-Müteallimîn’i yazdığı dönemlerde
tıp dalındaki tercüme hareketleri artık iyice azalmış belli ölçülerde tamamlanmış
ve Yunan tıp bilgileri o dönem tıp bilimlerinde artık yerleşmiş
ve önemli çevrelerce kabul görmüş bulunuyordu. Bütün bunlar
o çağların tıpla ilgili metinlerinde, özellikle de Razî’nin eserlerinde gö-
rülmektedir. Bu yüzden olsa gerek son birkaç onlu yılda, özellikle
Celâl Metinî’nin, Hidâyetü’l-Müteallimîn’i yayınlamasından sonra klasik
tıp bilimleri alanında araştırma yapan bilim adamları ve Fars dili
ve edebiyatı araştırmacıları eskisinden daha çok bu eser üzerinde yo-
ğunlaşmaktadırlar. 46
45 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (Metinî), s. yek-do.
46 Hudadûst, Kâzım vdğr., “Goftarî Der Bâre-yi Zindegî ve Âsâr-i Ebû Bekr
Ahaveynî-yi Buharî”, Journal of Medical Ethics and History of Medicine, s. 3.
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
140
Hidâyetü’l-Müteallimîn “Üç Bölüm”de toplam “yüz seksen iki
bab”dan oluşur. Birinci bölüm: elli bir bab. İkinci bölüm: yüz otuz bab.
Üçüncü bölüm: on dokuz bab.
Eserde en çok yer verilen konular şöyle sıralanabilir:
1. Sinir sistemi
2. Kaslar
3. Kalp ve damarlar
4. Kan dolaşımı
5. Spor
6. Sinirsel ve psikolojik hastalıklar
7. Göz hastalıkları
8. Sindirim sistemi ve karaciğer hastalıkları
9. Böbrek hastalıkları
10. Kadın hastalıkları
11. Yaralanmalar
12. Ameliyatlar
13. Nabız.
Ehaveyn-i Buharî, sinir ve ruh hastalıklarının muayenesi ve tedavisinde
deneyimli bir uzman olduğu ve daha önce de belirtildiği gibi
“delilerin doktoru” nitelenmesiyle anıldığı için eserde özellikle sinir ve
ruh konuları ve bunlarla ilgili hastalıkların tedavi yöntemleriyle ilgili
ayrıntılar daha fazla yer almaktadır. Örneğin sayıklama hastalığı konusundaki
önemli ayrıntıları, günümüz tıbbında menenjit hastalığının
belirtileriyle çok yakınlık göstermektedir. Bunun yanında yazarın ya-
şadığı dönemlerde göz hastalıkları önemsenen ve dikkat çeken boyutta
olmasına rağmen Ehaveyn-i Buharî bu hastalıklarla ilgili bölümleri
kısa ve özet olarak ele almış ve göz ameliyatlarına yer vermemiştir.
Yine eserde yüz sayfadan fazla bir bölüm sindirim ve sindirim yolu
hastalıkları, karaciğer ve ilgili hastalıklara ayrılmış, karaciğer ve sarılık
hastalıkları ayrıntılı olarak mercek altına alınmıştır. Bütün bunlar da
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
141
yazarın bu dallardaki derin uzmanlığı bilgi ve tecrübe birikimini göstermektedir.
47
Eser cerrahi konuları çok özet olarak anlatılmakta, ancak yaralar ve
yaralanmalar konusunda ayrıntılı ve önemli bilgiler vermektedir.
Özellikle cilt hastalıkları ve cilt yaraları ile bunların ilaçları ve tedavi
yöntemleri konusunda değerli bilgiler verilir.
Nabız konusundan da söz edilen bu son bölümdeki bilgilerden de,
Ehaveyn-i Buharî’nin nabız konusunda da bir eseri olduğu anlaşılmaktadır.
Hidâyetü’l-Müteallimîn’in nüshaları
1. Oxford Bodleian Kütüphanesi48 nüshası
478/1085 tarihli bu nüsha, Celâl-i Metinî’nin yayınladığı çalışmada
esas aldığı yazmadır. Yazım tarihi açısından 447/1055 tarihli el-Ebniye
an Hakâyıki’l-edviye’den sonra kaleme alınmış ikinci kitaptır. Bu eser,
Kaçar dönemi siyaset adamlarından Şahzade Abbas Mirza’nın oğlu
şair, edebiyatçı ve siyasetçi Ferhad Mirza’nın (ö. 1305 hk./1888) kütüphanesindeki
kitapları arasında bulunmuştur. 661 sayfa olan bu nüsha
onun emriyle onarılmış, bazı bölümlerine birtakım eklemeler ve
açıklamalar yapılmıştır. “İki yüz bölüm”den oluşan bu nüsha,
VII./XIII. yüzyıl sonları ve VIII./XIV. yüzyıl başlarında Ebû Talib Abdullah
b. Muhammed tarafından başka bir nüshayla karşılaştırılıp yeniden
yazılmıştır. 49
47 Hudadûst, Kâzım vdğr., “Goftarî Der Bâre-yi Zindegî ve Âsâr-i Ebû Bekr
Ahaveynî-yi Buharî”, Journal of Medical Ethics and History of Medicine, (Tahran
2012), sy: 1, s. 5.
48 Bodleian Library University of Oxford.
49 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), s. çihil u pencpencâhu
heşt; Minovî, Muctebâ, “Hidâyetü’l-Müteallimîn Der Tıbb”, Yağmâ,
sy: 34, s. 499.
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
142
2. İstanbul Fatih kütüphanesi nüshası
Paul Horn tarafından, İstanbul’da bulunan Farsça yazmalar konulu
bir çalışmada sözü edilen ve daha sonra da Alman Oryantalizm Birliği
yayın organı ZDMG’de50 de tanıtılan Fatih kütüphanesi nüshası51
eserin en önemli yazmalarından biridir. “İki yüz bölüm”dür. 52
Tahran Melik Kütüphanesi Nüshası
Bu nüsha önceki iki nüshadan daha kısa, özet ancak “iki yüz yedi
bölüm”den oluşmaktadır.
Eserin Baskıları:
Hidâyetü’l-Müteallimîn, şimdiye dek üç kez basılmıştır:
1. Ehaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (yay. Celâl Metinî),
Meşhed 1344 hş./1966.
2. Ehaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (yay. Îrec-i EfşârMahmûd-i
Umidsalâr), Tahran 1386 hş./2008
3. Ehaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (yay. Celâl Metinî),
Meşhed 1371 hş./1993
KAYNAKÇA
Ammarî, Meryem, “Ehaveynî-yi Buharî”, DMBİ, VII, 286.
50 Zeitschriften der Deutschen Morgenländischen Gesellschaft, Leipzig 1900,
sayı: 54.
51 Bu çok değerli ve nefis yazmanın bir kopyası, kendisi de değerli bir hekim,
aynı zamanda şair ve araştırmacı saygıdeğer bilim adamlarımızdan üniversitemiz
Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Kadıoğlu tarafından
bana verilmiş ve eser üzerinde çalışma yapmam istenmişti. Doğrusu birçok
açıdan alabildiğine önemli bir metin üzerinde çalışmak beni çok heyecanlandırdı.
Bilim ve edebiyat sevdalısı bu değerli büyüğümüze sonsuz şükranlarımı
sunuyorum.
52 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), s. şest.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
143
Biesterfeldt, H. H., “Aḵawaynī Boḵārī”, Encyclopædia Iranica, www.iranicaonline.org.
Browne, Edward Granville, A Catalogue of The Persian Manuscripts ir The Library
of The University of Cambridge, 1896.
Dânişpejûh, Muhammed, Târîh-i Şınâht-i Destgâh-i Gerdiş-i Hûn ve Bîmârî-
yi Ân”, Mecelle-yi Târîh-i İlm, sy: 4, Tahran 1384 hş.
Efşâr, Îrec, Omidsalâr, Mahmûd, Muttalabî-yi Kaşanî, Nâdir, Hidâyetü’l-Mü-
teallimîn Fi’t-Tıbb, Tahran 1389 hş.
Ehaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb (yay. Celâl Metinî), Meşhed
1344 hş./1966.
Encyclopædia Iranica, www.iranicaonline.org
Ensarî, Nuş Aferîn, “Berhî Ez Menabi-i Pizişkî ve Darûşinasî”, İttilaresânî ve
Kitâbdârî, Tahran 1369 hş.
Halidpûr Sirûs, Pâyegozâr-i Nemûdâr-i Teb Der Cihân-i Pizişkî, Ehaveyn-i
Buharî”, Mecelle-yi İrânşinâsî, Tahran 1377 hş./ X/3.
Honer, Ali Muhammed, Teemmulî Der Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb,
Âyîne-yi Pejûhiş, Tahran 1375 hş., sy: 45.
Hudadûst, Kâzım vdğr., “Goftarî Der Bâre-yi Zindegî ve Âsâr-i Ebû Bekr
Ahaveynî-yi Buharî”, Journal of Medical Ethics and History of Medicine,
(Tahran 2012), sy: 1.
Kerametî, Yunus, “Berresî-yi Menâbî-i Hidâyetü’l-Müteallimîn fi’t-Tıbb,
Makâlât ve Berresîhâ, Tahran 1380 hş.
Lazard, Gilbert, “Do Risale-yi Pizişkî Ez Sede-yi Çaharom-i Hicrî Be Zeban-i
Farsî”, Nâme-yi Bahâristân, Tahran 1368 hş.
Lazard, Jilbert, “Metn-i Pizişkî Ez karn-i Çaharom-i Hicrî (çev. Leyla Askerî)”,
Rûdekî ve Asr-i O, 1958.
Lazard, Jilbert, La Langue Des Plus Anciens Monuments De La Prose Persa-ne,
Paris 1963.
Matini, Jalal, “Hedāyat Al-Motaʿallemın Fı’l-Ṭebb”, Encyclopædia Iranica,
www.iranicaonline.org;
Matini, Jalal, Encyclopædia Iranica, “Aḵawaynī Boḵārī” XII, 112.
Mecelle-yi Dânişkede-yi Edebiyyât ve Ulûm-i İnsânî-yi Dânişgâh-i Meşhed, sy: 1
(Tahran 1344 hş.)
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
144
Minovî, Muctebâ, “Hidâyetü’l-Müteallimîn Der Tıbb”, Yağmâ, sy: 34.
Muhammedî, Muhammed, Ferheng-i Îrânî Pîş Ez İslâm, Tahran 1372 hş.
Nizamî-yi Aruzî, Çahar Makâle (yay. Muhammed-i Kazvinî), 1372 hş.
Reşnevzâde, Bâbek, “Ehaveyn-i Buharî”, Danişnâme-yi Edeb-i Fârsî, I, 68.
Rızâyî-yi Bağbidî, Hasan, “Çahar Vaje-yi Dahîl-i Soğdî Der Hidâyetü’l-Müteallimîn
Fi’t-Tıbb”, Nâme-yi Ferhengistân, Tahran 1375 hş., sy: 7.
Safâ, Zebihullâh, Tarîh-i Edebiyyât Der Îrân, tahran 1368 hş.
Safâ, Zebihullâh, Târîh-i Ulûm-i Aklî Der Temeddun-i İslâmî, Tahran 1368 hş.
Takîzâde, Seyyid Huseyn, “Teveccuh-i İrâniyân Der Gozeşte Be Tıbb ve
Etebbâ”, Yâdgâr, sy. 46-47 (Tahran 1327 hş.).
Zeitschriften der Deutschen Morgenländischen Gesellschaft, Leipzig 1900, sy: 54.
HİDÂYETÜ’L-MÜTEALLİMÎN
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
ÖZET
Ehaveyn-i Buharî, ünlü hekim ve filozof Ebubekir Muhammed b.
Zekeriyyâ-yi Razî’nin öğrencisi Ebu’l-Kâsım Tahir b. Muhammed-i
Mekaniî-yi Razî’nin öğrencisidir. Dolayısıyla Ehaveyn-i Buharî, Razî
ekolünün önde gelen tıp bilim adamları arasında yer almaktadır.
Doğduğu şehirde başlamış olduğu tıp öğrenimini aynı yerde sürdürmüş,
öğrenimini bitirdikten sonra yine doğduğu şehirde doktorluk
görevine başlamış, eserindeki kayıtlardan da anlaşıldığı gibi hayatının
tamamını yöre halkının tedavileriyle uğraşarak geçirmiştir.
Hidâyetü’l-Müteallimîn, yazıldığı günden itibaren tıp öğrencileri için
önemli bir ders kitabı olmasının yanı sıra, hastalık adları ve tanımları,
değişik hastalıkların ilaçları konularında ilgililere önemli katkılar sağ-
lamıştır. Büyük ihtimalle Yeni Farsça yazılmış ilk tıp konulu metindir.
Eldeki en eski nüshası 478/1085 tarihlidir.
Hidâyetü’l-Müteallimîn adlı eserinde otuz yıllık doktorluk tecrübelerini
kullanarak elde ettiği önemli sonuçları aktarmıştır.
Prof. Dr. Nimet YILDIRIM, Atatürk üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Fars
Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi. Email: yildirim2002@hotmail.com.
Web: nimetyildirim.comt.tr; nyildirim.wordpress.com.
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
122
ABSTRACT
Aḵawaynī Boḵārī, author of Hedāyat al-motaallemīn fi’l-tebb, his only
extant book and sole source of information about him. He names
Abu’l-Qāsem Ṭāher b. Moḥammad b. Ebrāhīm Maqāneī Rāzī, a student
of Moḥammad b. Zakarīyā Rāzī, as his own teacher. This puts his work
into the second half of the 4th/10th century and thus makes it the earliest
medical compendium in New Persian and indeed an important
example of early New Persian prose.
Although this work, which was based on Rāzi’s principles of medicine,
appeared before the more famous Qānun of Ebn Sinā (Avicenna),
the Hedāyat did not become obsolete in subsequent centuries.
Hedāyat Al-Motaʿallemın Fı’l-Ṭebb, the complete title of the oldest
extant treatise on medicine written in Persia.
چكیده
ابو بکر ربیع بن احمد األخوینی از اهل بخارا و از اطبای قرن چهارم هجری است. وی
شاگرد ابوالقاسم مقانعی از شاگردان ابوبکر محمد بن زکریای رازی است. طب ابو بکر
اخوینی بالطبع تابع طب ابو بکر محمد بن زکریای رازی است که استاد استاد او بوده.
کتاب هدایه المتعلمین فی الطب تصنیف ابوبکر اخوینی بخاری یگانه کتاب طبی
فارسی متعلق بقرن چهارم هجری و قدیمترین کتاب طبی است که بفارسی تألیف شده و
بدست ما رسیده است. این کتاب در اواسط نیمه ی دوم قرن چهارم تألیف شد و در شمار
کتب متوسط طب است.
این کتاب ارزشمند جزو معدود کتابهای بجا مانده از آثار قلمی دانشمندان ایرانی
است که به فارسی دری منثور نوشته شده است. اخوینى در هدایه از تجربههای بیش از
سی سالة خود یاد کرده است. این کتاب نزد استادان و مدرسان علم پزشکى از توجه
خاصى برخوردار بوده است اخوینى بارها در این کتاب به نوع بیماری ها و نام بیماران
تحت درمان خود اشاره مىکند.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
123
III/IX, IV/X. ve V/XI. yüzyıllarda İslâm coğrafyasının değişik bölgeleri,
bunlar arasında özellikle İran; bilim, felsefe, sanat ve bilginin
önemli merkezlerinden biriydi.
Bu bölgede Müslüman halkların ortak dili olan Arapçanın yanı sıra
Farsça da, Arapların İran’ı ele geçirmelerinin üzerinden geçen yaklaşık
iki yüzyılın ardından yeniden şekillendi, her geçen gün artan bir yo-
ğunlukta Arapça kelimeleri de bünyesine alarak daha da zenginleşip
yaygınlaşarak hem din dili ve hem de gittikçe zenginleşen bir bilim ve
edebiyat dili haline geldi.
O çağların hızla gelişme gösteren bilim dallarından biri de tıp idi. O
dönemlerde diğer dallarda kaleme alınmış eserler gibi tıp konulu yapıtların
da bir kısmı henüz kütüphane raflarında kalmış olmasına kar-
şın günümüze erişmeği başarmıştır.
1
İran coğrafyasında tıp bilimi köklü bir geçmişe ve derin bir birikime
sahiptir.2 Eldeki kaynaklar ve tarihsel verilerin ortaya koyduğu kada-
1 Honer, Ali Muhammed, “Teemmulî Der Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb”,
Âyîne-yi Pejûhiş, Tahran 1375 hş., sayı: 45, s. 58.
2 Başta Tıp bilimleri olmak üzere bilimler tarihi açısından Eski İran’da
Cündişapûr önemli bir merkezdi. Cündişapûr Sasanî hükümdarı I. Şapûr (eg.
241-271) tarafından kuruldu ve kısa sürede bir bilim merkezi kimliği kazandı.
Burada Şapûr’un emriyle önemli birtakım kitaplar daha ilk zamanlarında
Pehlevî Dili’ne çevrildi. Değişik bölgelerden önemli eserler bu şehirdeki kü-
tüphanelere toplandı. Cündişapûr o dönemlerde Yunan tıp biliminin de merkezlerinden
biri konumunu kazandı. II. Şapûr döneminde (eg. 310-379) hü-
kümdarın tedavisi için saraya getirilen Yunanlı hekim Theodoros, Şapûr tarafından
Cündişapûr’a yerleştirildi. Bu şehirde hekimliği, tedavi yöntemleri ve
bilgisiyle ün kazandı (Safâ, Târîh-i Ulûm-i Aklî Der Temeddun-i İslâmî, Tahran
1368 hş., s. 21).
Cündişapûr, asıl ününü bu şehirde kurulmuş olan tıp okulu ve hastaneyle
kazandı, tıp merkeziyle diğer bilimsel ve kültürel kurumlarıyla yüzyıllarca
doğunun bilim merkezlerinden biri olma özelliğini korudu. Enuşirvân (eg.
531-579) döneminde de önemini her geçen gün artırmış, gelişimini ve geniş-
lemesini de hızlandırarak sürdürmüştür. İbn Kıftî’nin bu şehrin kuruluşuyla
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
124
rıyla İslâm öncesi dönemlerde İran da diğer ülkeler gibi Yunan tıp bilimlerinin
etkisinde kalmıştır. Nitekim İslâm öncesi dönemlerde Pers
İmparatorları Ahâmenişler, hükümdar saraylarında Yunanlı doktorlar
bulundurmuşlar, çoğu zaman özel doktorları Yunanlı olmuştur. Örne-
ğin; I. Daryuş’un (eg. MÖ. 522-486) özel saray doktoru Yunanlıydı.
Ahâmenişlerden sonra Sasanî hükümdarları da dinsel yasaklamalara
rağmen saraylarında Yunanlı Süryani doktorlar bulundurmuşlardır.
Büyük Sasanî hükümdarlarından I. Erdeşir (eg. 224-241), II. Şapur (eg.
310-379), II. Erdeşîr (eg. 379-383) ve diğer bazı İran hükümdarları da
saraylarında Yunanlı doktorlar görevlendirmişlerdi. Bu doktorlardan
bir kısmı Eski İran’ın en büyük bilim ocağı Cündişapur Üniversitesi
Tıp Merkezinde hoca ve hekim olarak görev yapıyorlardı. 3
İslâm sonrası ilk dönemlerden başlayarak daha sonraları Abbasîler
döneminde ünlü hekimlerin kitapları; özellikle Bokrat (ö. MÖ. 460),
Calinus (ö. 200) ve diğer ünlü hekimlerin tıp konulu çalışmaları Arap-
çaya çevrildi. Abbasî halifeleri de özel doktorlarını Hıristiyan ve Nasturî
Süryaniler arasından seçiyorlardı. 4
İslâm sonrası çağlarda özellikle Abbasîler döneminde 320/932 yılından
itibaren Tıp bilimi özellikle Bağdat ve Müslüman halkların yaşadıkları
diğer coğrafyalarda altın günlerini yaşamaya başladı. O dö-
nemlerde yaşamış İranlı çok sayıda hekim ve eserlerinin adları İbn
Nedîm’in, el-Fihrist, İbn Kıftî’nin, Târîhu’l-hukemâ, İbn Ebi Useybia’nın,
Uyunu’l-enbâ Fî Tabakâti’l-etibbâ, Katip Çelebî’nin, Keşfüzzunûn… gibi
eserlerde görülmektedir. Öte yandan Müslümanlar ve bu arada İranlı-
lar arasında da çok değerli çevirmenlerin diğer dillerden çevirdikleri
tıp konulu eserler yanında tıp bilim dalında çok değerli araştırmalar
ilgili aktardıklarına bakılırsa, Daha I. Şapûr döneminde bile bu şehirde o çağ-
ların ünlü hekimleri görev yapmıştır (Muhammedî, Muhammed, Ferheng-i
Îrânî Pîş Ez İslâm, Tahran 1372 hş., s. 231-232).
3 Honer, Ali Muhammed, Teemmulî Der Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb,
Âyîne-yi Pejûhiş, Tahran 1375 hş., sayı: 45, s. 58.
4 A.g.e., s. 58-59.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
125
yapan ve önemli eserler yazan derin bilgi ve deneyim sahibi hekimler,
bilginler ortaya çıktı. Bunlardan biri, halife el-Mütevekkil döneminde
yaşamış İslâm dünyasının en büyük hekimi Muhammed b. Zekeriyyayi
Razî’nin hocası Ali b. Rabben et-Taberî (ö. 247/861) Firdevsü’l-hikme
adlı önemli eserini 235/849 yılında kaleme almıştır.
5
Bazı kaynaklarda Rey’in ünlü bilgesi Zekeriyya-yi Razî’nin, deği-
şik konularda çok sayıda eser kaleme almış olduğu, bazı kaynaklarda
237 kitap yazdığı aktarılır. Razî’nin en önemli eseri eksiksiz ve kapsamlı
bir tıp kaynağı olan el-Hâvî’dir. Ardından İslâm coğrafyasının en
önemli ve en büyük tıp bilgini kabul edilen İbn Sina gelmektedir. Çok
sayıda önemli yapıtı bulunan İbn Sina’nın eserlerinden sadece iki tanesi
Farsçadır. Kanûn adlı eseri yüzyıllar boyu alanında en önemli kitap
olarak kabul edilegelmiş, 1473 yılında Latinceye çevrilmiş, 1650 yı-
lına kadar da birçok Avrupa ülkesinde tıp okullarında ders kitabı olarak
okutulmuştur. 6
Farsça bilinen en eski tıp konulu kitap Ebû Mansûr Muvaffak b.
Ali el-Herevî’nin, el-Ebniye an Hakâyıki’l-edviye/Ravdatu’l-üns ve Menfaatu’n-nefs’in
günümüze kadar gelen iki nüshası bilinmektedir. Bunlardan
biri 447/1055 tarihlidir. Ünlü şair ve sözlük yazarı Esedî-yi Tusî
tarafından yazılan bu nüsha 1859 yılında yayınlanmıştır.
Muvaffakuddîn Ebû Mansûr-i Herevî ile Ebubekr Ehaveyn-i Buharî
IV./X-XI. yüzyıllarda yaşamış iki ünlü bilge hekim olarak İran
coğrafyası tıp tarihinde önemli bir yere sahiptirler. Yaklaşık zamanlarda
yaşamış bu iki büyük tıp bilgini, İran’ın Araplar tarafından işgal
edilmesinin ardından geçen birkaç yüzyıl sonra bu alandaki sessizliği
kırarak tıp ve eczacılık alanlarında son derece önemli eserler yazmış-
lardır.
7
5 Honer, Ali Muhammed, Teemmulî Der Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb,
Âyîne-yi Pejûhiş, Tahran 1375 hş., sayı: 45, s. 59.
6
A.g.e., s. 59.
7 Hudadûst, Kâzım vdğr., “Goftarî Der Bâre-yi Zindegî ve Âsâr-i Ebû Bekr
Ahaveynî-yi Buharî”, Journal of Medical Ethics and History of Medicine, (Tahran
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
126
Ebubekir Ehaveyn-i Buharî
Ehaveyn-i Buharî’nin tam adı kaynaklarda; Rebî b. Ahmed-i Ehaveyn-i
Buharî olarak geçer. Künyesi “Ebû Hekîm”, “Ebû Bekir” olarak
bilinir. “Ahmed oğlu” olarak da bilinen, Maveraünnehir bölgesi
tıp bilginlerinden Ehaveyn-i Buharî’nin doğum ve ölüm tarihleri ile
hayatı ve öğrenim durumu hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır.
Kendisiyle ilgili bilgiler önemli ölçüde Hidâyetü’l-Müteallimîn adlı eserindeki
ayrıntılarla sınırlıdır. Zamanımıza gelen bu tek eserinden anlaşıldığına
göre Ehaveyn-i Buharî daha çok tıp ve felsefe ile meşgul
olmuştur. Tıp öğrenimini bitirdikten sonraki dönem hayatı boyunca
doktorluk yapmış ve yaşadığı çağın önemli tıp bilimcileri arasında yer
almıştır. Kendisiyle ilgili bilgilere yer veren eserlerde “Ehaveyn”,
“Ahavî”, “Ehaveynî”, “Aharîn” şekillerinde dört ayrı aidiyetinden
söz edilir. Hem adındaki Buharî nisbesi ve hem de eserinin değişik bö-
lümlerinde kullandığı Buhara lehçesinden dolayı Buharalı olduğunda
şüphe yoktur. Buhara8 ahalisinden olan Ehaveyn-i Buharî, ünlü hekim
ve filozof Ebubekir Muhammed b. Zekeriyyâ-yi Razî’nin öğrencisi
Ebu’l-KâsımTahir b. Muhammed-i Mekaniî-yi Razî’nin öğrencisidir.
2012), sy: 1, s. 2; Ensarî, Nuş Aferîn, “Berhî Ez Menabi-i Pizişkî ve Darûşinasî”,
İttilaresânî ve Kitâbdârî, Tahran 1369 hş., sy: 16, s. 78-79.
8 Horasan eyaletinin önemli edebiyat ve bilim merkezlerinden Buhara,
özellikle Samanîler döneminde son derece önem ve değer kazanmıştır. Orta
Asya'nın en eski yerleşim bölgelerinden olan ve günümüzde Özbekistan sı-
nırları içinde bulunan, tarih boyunca bölgenin önemli kültür ve ticaret merkezlerinden
biri olan Buhara MÖ 500 yılında Pers imparatorluğuna bağlanmıştır.
Bundan bir süre sonra Büyük İskender tarafından ele geçirilmiş, daha
sonra İskender’in İran’da kurdurduğu Selevkiler Devleti’nin ve Kuşan imparatorluklarının
egemenlikleri altına girmiştir. IX. yüzyılın ilk çeyreğinden
sonra X. yüzyıl sonuna kadar Buhara Samanîlerin başkenti olmuş (819-1005);
Samanîlerin yıkılışından sonra Karahanlıların yönetimi altına girmiştir (999-
1141). Samanîler döneminde son derece bayındır ve gelişmiş bir şehir olan
Buhara, aynı zamanda bağımsız İran emirliğinin başkenti, o çağlarda İslâm
dünyasının bilim ve edebiyat merkezlerinden biridir.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
127
Bunu kendisi de eserinde belirtmektedir. Bu bakımdan İslâm dünyasında
Râzî’nin başlattığı natüralist akımı IV./X. yüzyılın ikinci yarı-
sında temsil eden bilginlerden birinin de Ehaveynî olduğu söylenebilir.
9 Dolayısıyla Ehaveyn-i Buharî, Razî ekolünün önde gelen tıp bilim
adamları arasında yer almaktadır. Eserinin bazı yerlerinde Zekeriyyâ-
yi Razî’den “üstad” ve “üstadımız” gibi ifadelerle söz etmesinden dolayı
bazı araştırmacılar onun doğrudan Razî’inin öğrenci olduğu kanı-
sına varmışlardır. Ancak bu zamansal açıdan da mümkün değildir.
10
Doğduğu şehirde başlamış olduğu tıp öğrenimini aynı yerde sürdürmüş,
öğrenimini bitirdikten sonra yine doğduğu şehirde doktorluk
görevine başlamış, eserindeki kayıtlardan da anlaşıldığı gibi hayatının
tamamını yöre halkının tedavileriyle uğraşarak geçirmiştir. Ehaveyn-i
Buharî’nin Buhara dışında herhangi bir şehre gidip gitmediği ya da
diğer şehirlerdeki tıp bilim adamlarıyla görüşüp görüşmediği konusunda
kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. 11
9 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, s. 303; Storey, C. Persian Literature,
II/2, s. 199; Lazard, Jilbert, La Langue Des Plus Anciens Monuments De La
Prose Persane, Paris 1963, s. 48-50; Ammarî, Meryem, “Ahaveynî-yi Buharî”,
DMBİ, VII, 286; Takîzâde, Seyyid Huseyn, “Teveccuh-i İrâniyân Der Gozeşte
Be Tıbb ve Etebbâ”, Yâdgâr, sy. 46-47 (Tahran 1327 hş.), s. 22; Kerametî, Yunus,
“Berresî-yi Menâbî-i Hidâyetü’l-Müteallimîn fi’t-Tıbb, Makâlât ve Berresîhâ,
Tahran 1380 hş., sy: 69, s. 179; Rızâyî-yi Bağbidî, Hasan, “Çahar Vaje-yi Dahîli
Soğdî Der Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb”, Nâme-yi Ferhengistân, Tahran
1375 hş.; sy: 7, s. 61-64; Dânişpejûh, Muhammed, “Târîh-i Şınâht-i Destgâh-i
Gerdiş-i Hûn ve Bîmârî-yi Ân”, Mecelle-yi Târîh-i İlm, sy: 4, Tahran 1384 hş., s.
111; Yazıcı, Tahsin, “Ehaveyn-i Buharî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi,
X, 497; Matini, Jalal, “Hedāyat Al-Motaʿallemın Fı’l-Ṭebb”, Encyclopædia
Iranica, www.iranicaonline.org.
10 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, s. 7-8; Safâ Zebihullâh, Tarîh-i
Edebiyyât Der Îrân, I, 621; Ammarî, Meryem, “Ahaveyn-i Buharî”, DMBİ, VII,
268; Reşnevzâde, Babek, “Ahaveyn-i Buharî”, Danişnâme-yi Edeb-i Farsî, I, 67.
11 Hudadûst, Kâzım vdğr., “Goftarî Der Bâre-yi Zindegî ve Âsâr-i Ebû Bekr
Ahaveynî-yi Buharî”, Journal of Medical Ethics and History of Medicine, sayı:
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
128
Ruhsal ve bedensel yavaşlama ya da depresyon ağırlıklı melankoli
hastalarını tedavi etmesi gerekçesiyle “delilerin doktoru” olarak da tanınan,
tıp bilimleri dalında üstün yetenekli kişilikler arasında yer alan
Ehaveyn-i Buharî, Bokrat (ö. MÖ. 460), Calinus (ö. 200), İbn Sarabiyun
(ö. 857), Sabit b. Kurra (ö. 901, Huneyn b. İshak (ö. 910), Zekeriyyâ-yi
Razî (ö. 925) ve daha başka ünlü hekimlerin deneyimlerinden
de yararlanarak tıp dalında önemli bilgilere erişmiştir. Hidâyetü’l-Mü-
teallimîn adlı eserinde otuz yıllık doktorluk tecrübelerini kullanarak
elde ettiği önemli sonuçları aktarmıştır. Nizamî-yi Aruzî’nin Çahar
Makâle’sinde12 hakkında fazla bilgi bulunmadığı için olsa gerek kendisinden
“Eceveynî” diye de söz edilmiştir.
13
Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb
Ehaveyn-i Buharî’nin günümüze gelen tek yapıtı hem Yeni Farsçanın
dil özellikleri ve hem de tıp dalındaki önemi açısından yazıldığı
çağın en önemli metinlerinden biri olan Hidâyetü’l-Müteallimîn fi’t-tıb
adlı eseridir. Ehaveyn-i Buharî, Yeni Farsça en eski metinlerden biri
olan bu eserini, oğlu için kaleme almıştır. Ehaveyn-i Buharî, Karabadîn
ve Kitâb-i Nabz adlarındaki diğer iki önemli kitabından da bu eserinde
söz eder. Ancak yazarın bu iki eseri günümüze kadar gelememiştir.
V/3 (Tahran 2012), sy:1, s. 2; Matini, Jalal, “Hedāyat Al-Motaʿallemin Fi’lTebb”,
Encyclopædia Iranica, http://www.iranicaonline.org.
12 Nizamî-yi Aruzî, Çahar Makâle (yay. Muhammed-i Kazvinî), 1372 hş.,
110.
13 Ammarî, Meryem, “Ahaveynî-yi Buharî”, DMBİ, VII, 286; Reşnevzâde,
Babek, “Ahaveyn-i Buharî”, Danişnâme-yi Edeb-i Fârsî, I, 68; Metinî; Celâl,
“Hidâyetü’l-Müteallimîn, Kadîmîterîn Kitâb-i Tıbbî-yi Fârsî”; Mecelle-yi Dâniş-
kede-yi Edebiyyât ve Ulûm-i İnsânî-yi Dânişgâh-i Meşhed, sayı: 1 (Tahran 1344 hş.,
s. 49-50; Matini, Jalal, Encyclopædia Iranica, “Aḵawaynī Boḵārī” XII, 112; Lazard,
Jilbert, “Metn-i Pizişkî Ez Karn-i Çaharom-i Hicrî (çev. Leyla Askerî)”,
Rûdekî ve Asr-i O, 1958; Halidpûr Sirûs, Pâyegozâr-i Nemûdâr-i Teb Der
Cihân-i Pizişkî, Ahaveyn-i Buharî”, Mecelle-yi İrânşinâsî, 1377 hş./ X/3, s. 589-
90.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
129
Samanî dönemi nesir özelliklerini göstermesi, çok sayıda tıp terimi ve
özel kavram içermesi açısından da oldukça önemli olan eser, Celâl-i
Metinî tarafından Oxford Bodleian nüshası esas alınıp diğer en önemli
nüshaları olan İstanbul Fatih Kütüphanesi nüshasıyla Tahran Melik
Kütüphanesi nüshalarının karşılaştırılmalı değerlendirmeleriyle yayınlanmıştır
(Meşhed 1344 hş.). 14
Adından da anlaşılacağı gibi Hidâyetü’l-Müteallimîn tıp dalında öğ-
renim görenler için hazırlanmış orta düzeyde bir eserdir. Bu yüzden
yazar çok derinlikli ve geniş bilgiler verdiği iddiasında değildir. En
azından aynı dalda yazılmış daha geniş kapsamlı Arapça tıp kitaplarıyla
rekabet edecek bir metin değildir. Aynı zamanda bu eser herhangi
bir tıp kitabının özeti ya da daha dar kapsamlı bir şekli de değildir.
Çünkü yazar daha önceleri aynı dalda eser vermiş yazarların gö-
rüşlerini tekrarlamamış, özgün tespitlerini kaleme almıştır.
15
Celal Metinî, bu önemli metinle IV./X. yüzyılda kaleme alınmış
Farsça mensur metinler üzerinde araştırma yaparken tanıştıktan
sonra, Farsça dil özellikleri, dilbilgisi kuralları, kullanılan kelimeler ve
tamlamalar ile tıp teknik terimlerinin birçoğunun özgünlüğü; aynı zamanda
ilk Farsça mensur eserlerden biri olduğu tesbitinin ardından
eser üzerindeki çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.
Ancak bu dönemlerde kaleme alınmış eser sayısının oldukça az olması
gerekçesiyle daha sağlıklı sonuçlara ulaşabilmek için söz konusu
dönemlerde yazılmış, başta İran ve değişik ülkelerin kütüphanelerinde
bulunan; IV./X. yüzyılda yazılmış, farklı konuları ele alan önemli
yapıtların da incelenmesi gerektiğini düşünmüş, bunlar arasında, İngiltere’de
Cambridge Üniversitesi kütüphanesinde bulunan ve
14 Efşâr, Îrec, Omidsalâr, Mahmûd, Muttalabî-yi Kaşanî, Nâdir, Hidâyetü’lMüteallimîn
Fi’t-Tıbb, Tahran 1389 hş., s. 8; Ammarî, Meryem, “Ahaveynî-yi
Buharî”, DMBİ, VII, 286; “Ahaveyn-i Buharî”, Danişnâme-yi Edeb-i Fârsî, I, 68;
Matini, Jalal, Encyclopædia Iranica, “Aḵawaynī Boḵārī” XII, 112.
15 Lazard, Jilbert, “Metn-i Pizişkî Ez karn-i Çaharom-i Hicrî (çev. Leyla Askerî)”,
Rûdekî ve Asr-i O, 1958.
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
130
Edward Granville Browne tarafından16 kapsamlı bir makaleyle bilim
dünyasına tanıtılan Kur’ân’ın ikinci yarısının tefsiri konulu eser de yer
almaktadır. 17
Tam da o günlerde bu döneme ait eserler konusunda yapılan araş-
tırmalar kapsamında Tahran Üniversitesi öğretim üyelerinden Mucteba-yi
Minovî IV./X. yüzyıla ait hem tıp açısından ve hem de edebi
ağırlığı ve değeri açısından oldukça önemli bir metni, Hidâyetü’l-Müteallimîn’i
gün yüzüne çıkardı, daha sonra da Hidâyetü’l-Müteallimîn’in
İngiltere’de Oxford Bodleian kütüphanesindeki 478/1085 tarihli bu
nüshasını bir makaleyle bilim dünyasına tanıttı.18 Celâl Metinî bu makalenin
yayınlanmasının ardından, Muhammed b. Zekeriyya-yi
Razi’nin öğrencisi olan bir hekim tarafından Deri Dilinde tıp konulu
kaleme alınmış, IV./X. yüzyıla ait oldukça önemli bu metnin mutlaka
incelenmesi gerektiğini düşünerek işe başladı. O günlerde Tahran
Milli Kütüphanesinde sadece bu eserin İstanbul Fatih kütüphanesinde
bulunan yazma nüshasının fotoğraf baskısı bulunmaktaydı. Metinî bu
nüsha üzerinde başlattığı çalışmalarıyla eserin önemli özelliklerini örnekleriyle
notlar alarak değerlendirmeğe başladı. Daha sonra eser üzerinde
yoğun çalışmalar ve derin araştırmalar yaptı. Bütün imkanlarını
kullandı; günümüze kadar gelmeği başarmış Yeni Farsça en eski metin
ve Farsça en değerli mensur yapıtlar arasında olma özelliği taşıyan bu
kitabı yayınlamak için gece gündüz çalıştı.
19
Meşhed Üniversitesi Yayınevi tarafından desteklenerek kendisine
Oxford Bodleian Üniversitesi ile İstanbul Fatih kütüphanesindeki
16 Browne, Edward Granville, A Catalogue of The Persian Manuscripts in The
Library of The University of Cambridge, 1896, s. 13-37.
17 Metinî, Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (yay. Celâl Metinî),
Meşhed 1344 hş./1966, s. yek.
18 Metinî; Celâl, “Hidâyetü’l-Müteallimîn, Kadîmîterîn Kitâb-i Tıbbî-yi
Fârsî”; Mecelle-yi Dânişkede-yi Edebiyyât ve Ulûm-i İnsânî-yi Dânişgâh-i Meşhed,
sy: 1 (Tahran 1344 hş., s. 49.
19 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (Metinî), s. yek-do.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
131
yazma nüshaların sağlanmasıyla Metinî, bu iki nüsha üzerinde çalış-
maları ve karşılaştırmalı değerlendirmeleriyle 478/1085 tarihli Bodleian
yazmasını esas almış, ikinci yazma olarak 520/1126 tarihli Fatih
nüshasını özenle inceledikten sonra Fatih kütüphanesi nüshası farklı-
lıklarını da ayrıntılı olarak dipnotlarda vermiştir. Metinî ayrıca Bodleian
nüshasına VII./XIII. yüzyıl sonları ve VIII./XIV. yüzyıl başlarında
ünlü bir hekim tarafından yapılan bir kısmı nüsha farklılıklarına ve bir
kısmı da kitabın değişik konularında ayrıntılara yapılmış ekler, düzeltiler
ve açıklamalara da yine eserin dipnotlarında tek tek yer vermiştir.
Bodleian nüshasındaki birtakım açıklamalar da söz konusu hekim tarafından
değil, Şehzade Ferhad Mirza tarafından eklenmiştir. 20
Bu iki nüsha üzerinde değerlendirmelerini yaparken Metinî o zamana
kadar bilinmeyen üçüncü önemli bir nüshanın da Tahran Melik
Kütüphanesi’nde bulunduğunu tespit edip üç nüshayı karşılaştırmalı
çalışmalarıyla değerlendirmiş, Yeni Farsça yazılmış ve günümüze kadar
gelmiş ikinci ya da üçüncü metin olması gerekçesiyle özgün dili ve
yazım kurallarıyla olduğu gibi yayınlamıştır.
Metinî’ye, Hidâyetü’l-Müteallimîn’i nüsha tesbitleri aşamasından yayınlanmasına
kadar dönemin büyük bilim ve edebiyat insanları Bedi-
üzzamân-i Furuzânfer (ö. 1349 hş./1970), Muctebâ-yi Minovî (ö.
1355/1977), Zebîhullâh-i Safâ (ö. 1378 hş./1999), İrec-i Efşâr (ö.
1389/2011) ve Ğulamhuseyn-i Yusufî (ö. 1369 hş./1991) her konuda
yoğun destek vermişlerdir. Metinî, bu bilim adamlarından gördüğü
yardımın büyüklüğünü ve kendilerine duyduğu şükranı esere yazdığı
giriş bölümünde dile getirir. 21
Ehaveyn-i Buharî’nin Hidâyetü’l-Müteallimîn dışında bir eseri olup
olmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Bu eseri de kaynaklarda birkaç
farklı isimde kayıtlıdır. Eldeki kaynakların çoğunda “Kitâb-i Hidâye”
adıyla anılmaktadır.
20 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (Metinî), s. do-se.
21 A.g.e., s. penc.
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
132
Hidâyetü’l-Müteallimîn, yazıldığı günden itibaren hem tıp öğrencileri
için önemli bir ders kitabı olarak, hem de hastalık adları ve tanımları,
değişik hastalıkların ilaçları konularında ilgililere önemli katkılar
sağlamıştır. Büyük ihtimalle Yeni Farsça yazılmış ilk tıp konulu metindir.
Eldeki en eski nüshası 478/1085 tarihlidir. Bu metinden daha eski
tarihli bir tek Farsça mensur kitap günümüze kadar gelmiştir. Bütün
bunlardan IV./X. yüzyıla ait Farsça mensur metinlerin son derece az
olduğu anlaşılmaktadır. Her ikisi de büyük tefsir ve tarih bilimci Muhammed
b. Cerîr-i Taberî (ö. 310/923) tarafından Arapça yazılan
Câmiu’l-beyân an Tevîli’l-Kur’ân/Tefsîr-i Taberî ile Târîhu’r-rusul ve’lmulûk/Tarih-i
Taberî adlı eserlerin çevirisi, coğrafya konulu Hudûdu’l-
âlem (372/982) ile Muhammed b. Eyyub-i Taberî’nin (485/1092) astronomi
konulu iki eseri ve Hidâyetü’l-Müteallimîn dışında o döneme ait
mensur Farsça eserin var olduğunu bilmiyoruz. IV./X. yüzyıldan itibaren
yeni birtakım eserler kaleme alınmıştır. Bunlar arasında; İbn
Sina’nın (ö. 428/1037) iki risalesi, Mustemlî-yi Buharî’nin (ö. 434/1042)
tasavvuf konulu Şerh-i Taarruf adlı önemi eseriyle Birunî’nin (ö.
440/1048) et-Tefhîm adlı eseri bu dönemlerde yazılmıştır. Keşfü’z-zunun’a
göre Samanîler döneminde Zafernâme-yi Bozorgmihr adlı bir
önemli eser daha Farsça’ya çevrilmiştir. Bunlara birlikte Mukaddime-yi
Şahnâme-yi Ebû Mansurî de sayılacak olursa o çağlarda kaleme alınmış
ve günümüze gelebilmiş sekiz mensur eserden söz edilebilir. 22
Hidâyetü’l-Müteallimîn’in yazılış tarihi konusunda ne eserin kendisinde
ne de bu eserden söz eden kaynaklarda bir bilgi verilmemektedir.
İranlı edebiyat otoritelerinden Muctebâ-yi Minovî, Ehaveyn-i Buharî’nin
hocalarının ölüm tarihlerinden ve o dönemle ilgili birtakım
gelişmeler sürecinden hareketle yaklaşık bir tarih belirlemiş ve yazarın
373/983 yıllarında vefat ettiğini, dolayısıyla eserinin de bu tarihten
önce yazılmış olduğunu söylemektedir. Ancak eserin IV./X yüzyılda
yazıldığı ve ilk Farsça mensur eserlerden biri olduğu konusunda bir
22 Minovî, Muctebâ, “Hidâyetü’l-Müteallimîn Der Tıbb”, Yağmâ, sy: 34, s.
497-98.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
133
tartışma yoktur. Araştırmacıların ortak görüşüne göre, Hidâyetü’l-Mü-
teallimîn’in kaleme alınışından yüz yıl sonra yazılmış nüshası elimizdedir.
23
Yazıldığı çağda bilimsel ve edebî konularda kaleme alınan Farsça
eserlerin, hükümdarlar ve emirlerin teşvikleriyle, onlar adına yazılmasına
karşın Hidâyetü’l-Müteallimîn’i yazar bizzat oğlu için kaleme almış
tır. Ehaveyn-i Buharî, eserinin giriş bölümünde bu konuda şunları söyler:
“Şimdi sen benim oğlumsun, benden tıp konusunda kolay bir kitap yazmamı,
benden sana hatıra kalmasını, insanlara da yararlı olmasını istedin.” 24
Hidâyetü’l-Müteallimîn, Razî ekolünün takipçilerinden bir tıp bilim
adamının kaleminden çıkmasından ötürü aynı zamanda bu büyük
doktorun tıp konusundaki geleneğini sürdüren bir eserdir. Yazarın
kendisi de eserinden kolay ve tıp bilimiyle ilgilenenlerin başlangıç aşaması
için anlaşılabilir bir eser olduğunu söyler.25 Eser, İbn Sina’nın Kanun’undan
sonra da önemini yitirmemiş, sonraki yüzyıllarda önemini
korumuş ve ders kitabı olarak tıp öğretimi ve eğitiminde kullanılmış-
tır. Nitekim; Nizamî-yi Aruzî, VI./XII. yüzyıl ortalarında kaleme aldığı
ünlü eseri Çahâr Makâle’de; Hidâyetü’l-Müteallimîn’i orta düzeyde bir
tıp kitabı olarak, Sabit b. Kurra’nın, Zahîre; Muhammed Zekeriyyâ-yi
Razî’nin, et-Tıbbu’l-Mansurî; Seyyid İsmail-i Curcanî’nin, Ağrâz adlı
eserleriyle birlikte anmakta, her doktorun üzerlerinde yoğunlaşarak
bu eserleri iyi bir hocadan okuması gerektiğini belirtmektedir. 26
VII./XIII. yüzyılın ikinci yarısında Ebû Talib Abdullah b. Ebû Zeyd
Tabib, yaşadığı çağda tıp konusunda yazılmış birçok kitabı okuyup
incelemeler yaptıktan sonra Hidâyetü’l-Müteallimîn hakkında şu sözleri
23 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), s. 9; Efşâr, Îrec vdğr.,
Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb, s. 19.
24 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî)s. 9, 14; Efşâr, Îrec
vdğr., Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb, s. 8.
25 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), s. 14.
26 Nizamî-yi Aruzî, Çahâr Makâle, s. 109-110; Biesterfeldt, H. H., “Aḵawaynī
Boḵārī”, Encyclopædia Iranica, http://www.iranicaonline.org.
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
134
söylemektedir: “Benim birçok hastalığın tedavisinde sık sık başvurduğum
kitap Hidâyetü’l-Müteallimîn’di. Eserde verilen ilaç terkiplerinden benim uyguladıklarımın
tamamı olumlu sonuçlar verdi.”
27
Söz konusu tıp eserlerinin yazarlarıyla doktorların bu eseri çok
önemsemelerinin gerekçesi de yine eserin kendisinde aranmalıdır.
Eserin ayrıntılı olarak incelenmesiyle şu sonuçlar elde edilir: Ehaveyni
Buharî, kendi ifadesiyle otuz yıl süren doktorluğu döneminde tıp alanındaki
bilinen buluşları ve tedavi yöntemlerinin dışında kendisi birtakım
yenilikler ortaya koymuştur. Eserinde geniş ve derin görüş sahibi
bir hekim olarak alanındaki eski uzmanların görüşlerini ve deneyimlerini
gözden geçirmiş, doğruları yanlışlardan ayırarak eseri
Hidâyetü’l-Müteallimîn’de bazı istisnalar hariç sadece kendi tecrübeleri
ve kendi uygulamalarını aktarmıştır. Bu konuda oğluna hitaben şu
sözleri söyler: “Ben senin için bu kitapta sadece kendi denediklerimi aktardım.
Başkalarından aktardığım konularda da kimden aktardığımı söyledim ki
sen yanlışlara düşmeyesin”.28 Eserinin bir başka bölümünde de şunları
söyler: “Ben birçok hastalık için kendi düşüncem ve deneyimlerimle çok sayıda
ilaç yaptım. Bu kitapta bileşiklerini ve formüllerini verdiğim ilaçların
tamamı bana aittir. Deneyip de başarılı bulmadığım hiçbir ilacın formülünü
de vermedim.” Yaşadığı çağda bağımsız bir bilim adamı olarak kendi
çalışmaları sonucu eriştiği önemli sonuçlar ve öncekilerin deneyimleriyle
yetinmemiş; değişik hasta, hastalık, ilaç ve onların özellikleriyle
ilgili birikimlerinin yanısıra uzun ve aralıksız sürdürdüğü doktorluk
mesleğindeki gözlem ve deneyimlerinden edindiği kazanımları da bu
eserinde aktarmıştır. 29
Ehaveyn-i Buharî, hem uzun tıp araştırmaları süresince ve hem de
eserini kaleme alırken büyük hocası Zekeriyyâ-yi Razî’nin etkisinde
kalmıştır. Melankoli hastalarıyla ilgili de; birçok türüyle uğraştığını,
27 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), s. 10-11; Muhammed-i
Kazvinî, Yâddâşthâ-yi Kazvinî, (yay. İrec-i Efşâr), IX, 95-98.
28 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), s. 587.
29 A.g.e., s. 12.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
135
otuz yıl boyunca özgün yöntemleriyle onların tedavisine zaman ayırdığını
söyler. Ehaveyn-i Buharî, yine kendi ifadeleriyle tedavisinde ba-
şarılı olamadığı hastalıkları belirtmekten çekinmemiştir. Öte yandan
tedavi ettiği bazı hastaların ve kendisine yardımcı olan doktorların adlarını
yer yer vermektedir. İlaçların az ya da çok kullanılmaları konusunda
da ayrıntılara yer veren Buharî önemli ve etkili ilaçların isimleri
ve etkinliklerini ayrıntılı olarak aktarmaktadır. 30
Ehaveyn-i Buharî’nin tıp anlayışı doğal olarak hocasının hocası Zekeriyya-yi
Razî’nin ekolüdür. İbn Sina tıp ekolününün dünyada henüz
yaygınlaşmadığı çağlarda Razi ekolü yaygın olduğu bilinmektedir.
Hatta ibn Sina’dan sonralarda bile birçok yerde ünlü tıp bilim adımları
ve hekimler Razi kriterlerini alanlarında etkin ölçütler olarak kullanırlar,
uygulamalarında ve eserlerinde onu örnek alırlar, İbn Sina’nın gö-
rüşleriyle Razî’nin görüşleri arasında bir karşıtlık ya da uyuşmazlık
söz konusu olduğunda Razî’nin görüşlerini dikkate alırlardı. 31
Hem yapısal ve hem de içerik açısından alabildiğine özgün bir eser
olan Hidâyetü’l-Müteallimîn, Derî Farsçasıyla yazılmış en eski tıp konulu
eserdir. Bu yeni Farsça metinden daha eski tarihli olan sadece iki
eser vardır. Bunların biri Muvaffak-i Herevî’nin, el-Ebniye An
Hakâyıki’l-Edviye adlı 447/1069 tarihli eseridir. Bir diğer eser de Mustemlî-yi
Buharî’nin, Et-Taarruf li Mezheb-i ehli’t-tasavvuf adlı eserinin
şerhidir (473/1095).
Eserin Dili:
Hidâyetü’l-Müteallimîn’in dili aynı ya da yakın çağlarda kaleme alı-
nan bir kısmı bu makalede anılan eserlere oranla hem özet ve hem de
sadedir. Bunun temel gerekçesi yazarın birinci bölümünde aktardığı
30 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), 12-13; Hudadûst,
Kâzım vdğr., “Goftarî Der Bâre-yi Zindegî ve Âsâr-i Ebû Bekr Ahaveynî-yi
Buharî”, s. 3.
31 Minovî, Muctebâ, “Hidâyetü’l-Müteallimîn Der Tıbb”, Yağmâ, sy: 34, s.
502.
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
136
gibi kitabını oğlunun öğrenimi amacıyla yazmış olması, bu yüzden de
daha yararlı olması amacıyla özet ve sade bir dil kullanmış olmaya
özen göstermiş olmasıdır. Eserin değişik yerlerinde kısa ve öz bilgilere
yer verdiğini kendisi söyler.32
Bazı bölümlerde ise yazarın dili tıp öğrenimine yeni başlayanların
anlayabileceği kadar sade ve özdür.33 Öte yandan yazarın yaşadığı
çağların nesir tarzı gerçekte yeni oluşum dönemindeki Farsçanın daha
sonraki dönemlere oranla sade olması bu eserin dilinde etkili olmuş-
tur. Yazarın seçkin bilimsel bir Farsça kullanma yetisi de bu esere özgün
nitelik kazandırmıştır. Kullandığı nesir dili bazen şiir dilinden ayrılamayacak
kadar sanatlı, ince ve akıcı; özellikle bölüm girişlerinde
daha belirginleşmektedir.34 Yazarın yaşadığı dönemin genel tarzı olan
sadelik ve öz bilgi verme, onun seçkin söz sanatıyla da birleşince bu
eser özgün bir tarz kazanmıştır. Eserin özellikle bölüm girişlerinde
kullandığı dil zaman zaman şiirsel bir akış kazanmakta ve şiir tadı vermektedir.
35
Eserde yazarın kullandığı bilimsel bazı kelimeler, kavramlar ve
tamlamalar bu hekim tarafından ilk olarak kullanılmıştır. Eserin ve yazarının
bir diğer önemli ve tarihsel değerlilik açısından dikkat çekici
özelliği de; Ebû Reyhan-i Birunî ya da Ebû Ali Sinâ’nın ilk olarak kullandıkları
varsayılan bazı Farsça tıp teknik terimleri ve kavramlarının,
onların eserlerinden önce kaleme alınmış olan Hidaye’de yaygın olarak
kullanılmış olduğudur. Bu bağlamda bu eserde Farsça terim ve kavramların
yoğunluğu nedeniyle üzerinde yapılacak ayrıntılı çalışmaların
genel Farsça kadar Farsça tıp terimlerinin zenginleştirilmesi açısından
da yararlı olacağı kanısındayız. Elbette ki bu eserde kullanılan ve
günümüzde çoğu Latince olan çok sayıda tıp terimi, ve tıpla ilgili öz-
32 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), s. 35, 38, 39, 41, 140.
33 A.g.e., s. 159,197.
34 Efşâr, Îrec vdğr., Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb, s. 9.
35 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), s. 53, 73.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
137
gün kavramlar Arapçadan ve bir kısmı da Yunancadan Farsçaya geç-
miş kelimelerdir. Yazarın bu konudaki tarzı söz konusu terimlerin
Farsça olanlarını ya da kendisinin ilk kez kullanmaya başladığı Farsça
terimleri ya Farsça-Arapça veya Farsça-Latince olarak birlikte kullanmış
olmasıdır. 36
Genel olarak değerlendirildiğinde Hidâyetü’l-Müteallimîn’in yazım
tarzı ve imla özellikleri IV./X. yüzyıl mensur eserleriyle hemen hemen
benzerdir. Ancak aynı çağlarda yazılmış diğer metinlerden en önemli
farklarından biri, bu eserin bilimsel bir metin olması nedeniyle kelimelerin
sadece bilimsel birtakım anlamlar karşılığında kullanılmış, herhangi
bir sanatsal ya da edebi özelliğin göz önünde bulundurulmamış
olmasıdır. Yazar bu konuya son derece özen göstermiş, eserini IV./X.
yüzyıl bilimsel metinlerinin ortak özelliği olan son derece kısa, sade ve
bilimsel eserlere özgü bir dilde kaleme almıştır.37 Ehaveyn, anlatı-
mında yer yer eş anlamlı kelimeler kullanmış, bazı yerlerde hastalık,
ilaç veya bir organın adını aynı anlamlı Farsça ve Arapça sözcükle,
bazı bölümlerde Yunancayı da ekleyerek üç dilde vermiştir. 38
Kelimelerin çoğullarını kullandığında yaşadığı yüzyılın yaygın tarzına
uyarak, örneğin çoğul kelime kullanma konusunda bazen Arapça
çoğullar kuralıyla, bazen Farsça çoğul ekleriyle çoğul yapmıştır.39
Eserde yine çağın yazım özelliklerini gösteren genel tarz önemli öl-
çüde görülür.40 Belirli, belirsiz isimler, edatlar, bağlaçlar, zamirler, ön
ekler, orta ekler, sonekler, kelime türetme ekleri, sıfatlar, sayılar, fiil
zamanları… ve diğer klasik Farsça dil kuralları aynı çağın diğer Farsça
metinleriyle yakın benzerlikler göstermektedir. 41
36 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (Metinî), s. şanzdeh;
37 A.g.e., s. şanzdeh
38 A.g.e., s. 457, 528.
39 A.g.e., s. 189, 374, 626.
40 A.g.e., s. 13, 19.
41 A.g.e., s. hifdeh-çihil u çahar.
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
138
Hidâyetü’l-Müteallimîn’de birçok konu başlığı ve bölüm adlarında
Arapça kelimeler yoğun görülür. Eserin metninde yine yoğun olarak
Arapça kelimeler, tamlamalar, kavramlar ve Arapça ifadeler yer alır.
Tıp terimleri, hastalık ve ilaç adlarının önemli bir kısmı yine öncelikli
Arapça olarak verilmiş bazen Farsçaları da yazılmıştır. Eser boyunca
yer yer Kur’ân ayetleri, bazen tam ayet, bazen ayetlerden iktibaslar şeklinde,
bazen de Arapça cümle ve tamlamalar orijinal metinleriyle, yer
yer Arapça önemli kaynaklardan alıntılanan pasajlar hem Arapça aslı
ve hem de Farsça çevirisiyle birlikte verilmiştir.42
Kaynakları:
Ehaveyn-i Buharî, eserinin değişik yerlerinde gerekli gördüğü durumlarda
yararlandığı kaynakların adını anarak, bir kısmına göndermelerde
bulunmakta, bazı bölümlerde örneğin ilaçlar kısmında başka
doktor ve tıp uzmanlarının görüşlerini aktarmasının yanı sıra onların
görüşlerini neden kabul ettiğini ya da reddettiğini gerekçeleriyle ortaya
koyar. Bu tarzıyla ve bu bölümlerde kullandığı dille Razî’nin, elHavî
eserindeki dile ve tarza çok yaklaşmaktadır. 43
İbn Sarabiyyûn’un el-Konnaşu’s-sağîr adlı önemli tıp konulu eseri,
Razî’nin eserlerinden sonra Ehaveyn-i Buharî’nin en önemli kaynaklarından
biridir. 44
Özellikleri:
Eser her şeyden öte; bundan bin yıl önce Farsçanın bu kapsamda,
derin dil özellikleriyle bir tıp kitabının yazılmasına ne denli uygun ve
elverişli olduğunu göstermesi açısından da dikkate değerdir.
42 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (Metinî), s. çihil u çahar- çihil u
penc.
43 Efşâr, Îrec vdğr. Hidâyetü’l-Müteallimîn fi’t-tıb, s. 8.
44 Kerametî, Yunus, “Berresî-yi Menâbî-i Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’ttıbb”,
Makâlât ve Berresîhâ, Tahran 1380 hş., sy: 69, s. 178.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
139
Bunun yanı sıra başka açılardan da: örneğin Tıp tarihi, yazım tarzı
özellikleri, Farsça tıp bilimleri teknik terimleri, özgün yazım tarzı, kuralları
ve bazı kelime ve kavramların özgün okunuşları gibi konularda
da alabildiğine önemlidir. 45
Bu eser birçok açıdan çok önemli bir metindir:
1. Hidâyetü’l-Müteallimîn İslâm öncesi ve İslâm sonrası çağlardan
günümüze gelen tıpla ilgili en eski Farsça metindir.
2. İslâm sonrası dönemde Arapçadan da çok sayıda kelime alarak
farklı özelliklerle yeniden oluşan Farsî-yi Derî: Yeni
Farsça ile kaleme alınmış ilk eserlerden biridir.
3. Farsça dil kuralları, yazım tarzı, dilbilim ve edebiyat açısından
çok önemli incelikler içermektedir.
4. Tıp bilimi ve bilimsel açıdan klasik tıp kapsamında oldukça
değerli içeriği kitaba iki kat daha değer kazandırmaktadır.
5. Çok sayıda ilaç, klasik dönem tıp bilimlerine ait kelime, kavram,
terim ve bileşiğe yer vermektedir.
6. Klasik tıp alanında ün yapmış önemli kişiliklerin biyografileri
hakkında bilgiler içerir.
Ehaveyn-i Buharî’nin, Hidâyetü’l-Müteallimîn’i yazdığı dönemlerde
tıp dalındaki tercüme hareketleri artık iyice azalmış belli ölçülerde tamamlanmış
ve Yunan tıp bilgileri o dönem tıp bilimlerinde artık yerleşmiş
ve önemli çevrelerce kabul görmüş bulunuyordu. Bütün bunlar
o çağların tıpla ilgili metinlerinde, özellikle de Razî’nin eserlerinde gö-
rülmektedir. Bu yüzden olsa gerek son birkaç onlu yılda, özellikle
Celâl Metinî’nin, Hidâyetü’l-Müteallimîn’i yayınlamasından sonra klasik
tıp bilimleri alanında araştırma yapan bilim adamları ve Fars dili
ve edebiyatı araştırmacıları eskisinden daha çok bu eser üzerinde yo-
ğunlaşmaktadırlar. 46
45 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (Metinî), s. yek-do.
46 Hudadûst, Kâzım vdğr., “Goftarî Der Bâre-yi Zindegî ve Âsâr-i Ebû Bekr
Ahaveynî-yi Buharî”, Journal of Medical Ethics and History of Medicine, s. 3.
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
140
Hidâyetü’l-Müteallimîn “Üç Bölüm”de toplam “yüz seksen iki
bab”dan oluşur. Birinci bölüm: elli bir bab. İkinci bölüm: yüz otuz bab.
Üçüncü bölüm: on dokuz bab.
Eserde en çok yer verilen konular şöyle sıralanabilir:
1. Sinir sistemi
2. Kaslar
3. Kalp ve damarlar
4. Kan dolaşımı
5. Spor
6. Sinirsel ve psikolojik hastalıklar
7. Göz hastalıkları
8. Sindirim sistemi ve karaciğer hastalıkları
9. Böbrek hastalıkları
10. Kadın hastalıkları
11. Yaralanmalar
12. Ameliyatlar
13. Nabız.
Ehaveyn-i Buharî, sinir ve ruh hastalıklarının muayenesi ve tedavisinde
deneyimli bir uzman olduğu ve daha önce de belirtildiği gibi
“delilerin doktoru” nitelenmesiyle anıldığı için eserde özellikle sinir ve
ruh konuları ve bunlarla ilgili hastalıkların tedavi yöntemleriyle ilgili
ayrıntılar daha fazla yer almaktadır. Örneğin sayıklama hastalığı konusundaki
önemli ayrıntıları, günümüz tıbbında menenjit hastalığının
belirtileriyle çok yakınlık göstermektedir. Bunun yanında yazarın ya-
şadığı dönemlerde göz hastalıkları önemsenen ve dikkat çeken boyutta
olmasına rağmen Ehaveyn-i Buharî bu hastalıklarla ilgili bölümleri
kısa ve özet olarak ele almış ve göz ameliyatlarına yer vermemiştir.
Yine eserde yüz sayfadan fazla bir bölüm sindirim ve sindirim yolu
hastalıkları, karaciğer ve ilgili hastalıklara ayrılmış, karaciğer ve sarılık
hastalıkları ayrıntılı olarak mercek altına alınmıştır. Bütün bunlar da
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
141
yazarın bu dallardaki derin uzmanlığı bilgi ve tecrübe birikimini göstermektedir.
47
Eser cerrahi konuları çok özet olarak anlatılmakta, ancak yaralar ve
yaralanmalar konusunda ayrıntılı ve önemli bilgiler vermektedir.
Özellikle cilt hastalıkları ve cilt yaraları ile bunların ilaçları ve tedavi
yöntemleri konusunda değerli bilgiler verilir.
Nabız konusundan da söz edilen bu son bölümdeki bilgilerden de,
Ehaveyn-i Buharî’nin nabız konusunda da bir eseri olduğu anlaşılmaktadır.
Hidâyetü’l-Müteallimîn’in nüshaları
1. Oxford Bodleian Kütüphanesi48 nüshası
478/1085 tarihli bu nüsha, Celâl-i Metinî’nin yayınladığı çalışmada
esas aldığı yazmadır. Yazım tarihi açısından 447/1055 tarihli el-Ebniye
an Hakâyıki’l-edviye’den sonra kaleme alınmış ikinci kitaptır. Bu eser,
Kaçar dönemi siyaset adamlarından Şahzade Abbas Mirza’nın oğlu
şair, edebiyatçı ve siyasetçi Ferhad Mirza’nın (ö. 1305 hk./1888) kütüphanesindeki
kitapları arasında bulunmuştur. 661 sayfa olan bu nüsha
onun emriyle onarılmış, bazı bölümlerine birtakım eklemeler ve
açıklamalar yapılmıştır. “İki yüz bölüm”den oluşan bu nüsha,
VII./XIII. yüzyıl sonları ve VIII./XIV. yüzyıl başlarında Ebû Talib Abdullah
b. Muhammed tarafından başka bir nüshayla karşılaştırılıp yeniden
yazılmıştır. 49
47 Hudadûst, Kâzım vdğr., “Goftarî Der Bâre-yi Zindegî ve Âsâr-i Ebû Bekr
Ahaveynî-yi Buharî”, Journal of Medical Ethics and History of Medicine, (Tahran
2012), sy: 1, s. 5.
48 Bodleian Library University of Oxford.
49 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), s. çihil u pencpencâhu
heşt; Minovî, Muctebâ, “Hidâyetü’l-Müteallimîn Der Tıbb”, Yağmâ,
sy: 34, s. 499.
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
142
2. İstanbul Fatih kütüphanesi nüshası
Paul Horn tarafından, İstanbul’da bulunan Farsça yazmalar konulu
bir çalışmada sözü edilen ve daha sonra da Alman Oryantalizm Birliği
yayın organı ZDMG’de50 de tanıtılan Fatih kütüphanesi nüshası51
eserin en önemli yazmalarından biridir. “İki yüz bölüm”dür. 52
Tahran Melik Kütüphanesi Nüshası
Bu nüsha önceki iki nüshadan daha kısa, özet ancak “iki yüz yedi
bölüm”den oluşmaktadır.
Eserin Baskıları:
Hidâyetü’l-Müteallimîn, şimdiye dek üç kez basılmıştır:
1. Ehaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (yay. Celâl Metinî),
Meşhed 1344 hş./1966.
2. Ehaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (yay. Îrec-i EfşârMahmûd-i
Umidsalâr), Tahran 1386 hş./2008
3. Ehaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn (yay. Celâl Metinî),
Meşhed 1371 hş./1993
KAYNAKÇA
Ammarî, Meryem, “Ehaveynî-yi Buharî”, DMBİ, VII, 286.
50 Zeitschriften der Deutschen Morgenländischen Gesellschaft, Leipzig 1900,
sayı: 54.
51 Bu çok değerli ve nefis yazmanın bir kopyası, kendisi de değerli bir hekim,
aynı zamanda şair ve araştırmacı saygıdeğer bilim adamlarımızdan üniversitemiz
Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Kadıoğlu tarafından
bana verilmiş ve eser üzerinde çalışma yapmam istenmişti. Doğrusu birçok
açıdan alabildiğine önemli bir metin üzerinde çalışmak beni çok heyecanlandırdı.
Bilim ve edebiyat sevdalısı bu değerli büyüğümüze sonsuz şükranlarımı
sunuyorum.
52 Ahaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn, (Metinî), s. şest.
EBUBEKİR EHAVEYN -İ BUHARÎ
143
Biesterfeldt, H. H., “Aḵawaynī Boḵārī”, Encyclopædia Iranica, www.iranicaonline.org.
Browne, Edward Granville, A Catalogue of The Persian Manuscripts ir The Library
of The University of Cambridge, 1896.
Dânişpejûh, Muhammed, Târîh-i Şınâht-i Destgâh-i Gerdiş-i Hûn ve Bîmârî-
yi Ân”, Mecelle-yi Târîh-i İlm, sy: 4, Tahran 1384 hş.
Efşâr, Îrec, Omidsalâr, Mahmûd, Muttalabî-yi Kaşanî, Nâdir, Hidâyetü’l-Mü-
teallimîn Fi’t-Tıbb, Tahran 1389 hş.
Ehaveyn-i Buharî, Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb (yay. Celâl Metinî), Meşhed
1344 hş./1966.
Encyclopædia Iranica, www.iranicaonline.org
Ensarî, Nuş Aferîn, “Berhî Ez Menabi-i Pizişkî ve Darûşinasî”, İttilaresânî ve
Kitâbdârî, Tahran 1369 hş.
Halidpûr Sirûs, Pâyegozâr-i Nemûdâr-i Teb Der Cihân-i Pizişkî, Ehaveyn-i
Buharî”, Mecelle-yi İrânşinâsî, Tahran 1377 hş./ X/3.
Honer, Ali Muhammed, Teemmulî Der Hidâyetü’l-Müteallimîn Fi’t-Tıbb,
Âyîne-yi Pejûhiş, Tahran 1375 hş., sy: 45.
Hudadûst, Kâzım vdğr., “Goftarî Der Bâre-yi Zindegî ve Âsâr-i Ebû Bekr
Ahaveynî-yi Buharî”, Journal of Medical Ethics and History of Medicine,
(Tahran 2012), sy: 1.
Kerametî, Yunus, “Berresî-yi Menâbî-i Hidâyetü’l-Müteallimîn fi’t-Tıbb,
Makâlât ve Berresîhâ, Tahran 1380 hş.
Lazard, Gilbert, “Do Risale-yi Pizişkî Ez Sede-yi Çaharom-i Hicrî Be Zeban-i
Farsî”, Nâme-yi Bahâristân, Tahran 1368 hş.
Lazard, Jilbert, “Metn-i Pizişkî Ez karn-i Çaharom-i Hicrî (çev. Leyla Askerî)”,
Rûdekî ve Asr-i O, 1958.
Lazard, Jilbert, La Langue Des Plus Anciens Monuments De La Prose Persa-ne,
Paris 1963.
Matini, Jalal, “Hedāyat Al-Motaʿallemın Fı’l-Ṭebb”, Encyclopædia Iranica,
www.iranicaonline.org;
Matini, Jalal, Encyclopædia Iranica, “Aḵawaynī Boḵārī” XII, 112.
Mecelle-yi Dânişkede-yi Edebiyyât ve Ulûm-i İnsânî-yi Dânişgâh-i Meşhed, sy: 1
(Tahran 1344 hş.)
PROF. DR. NİMET YILDIRIM
144
Minovî, Muctebâ, “Hidâyetü’l-Müteallimîn Der Tıbb”, Yağmâ, sy: 34.
Muhammedî, Muhammed, Ferheng-i Îrânî Pîş Ez İslâm, Tahran 1372 hş.
Nizamî-yi Aruzî, Çahar Makâle (yay. Muhammed-i Kazvinî), 1372 hş.
Reşnevzâde, Bâbek, “Ehaveyn-i Buharî”, Danişnâme-yi Edeb-i Fârsî, I, 68.
Rızâyî-yi Bağbidî, Hasan, “Çahar Vaje-yi Dahîl-i Soğdî Der Hidâyetü’l-Müteallimîn
Fi’t-Tıbb”, Nâme-yi Ferhengistân, Tahran 1375 hş., sy: 7.
Safâ, Zebihullâh, Tarîh-i Edebiyyât Der Îrân, tahran 1368 hş.
Safâ, Zebihullâh, Târîh-i Ulûm-i Aklî Der Temeddun-i İslâmî, Tahran 1368 hş.
Takîzâde, Seyyid Huseyn, “Teveccuh-i İrâniyân Der Gozeşte Be Tıbb ve
Etebbâ”, Yâdgâr, sy. 46-47 (Tahran 1327 hş.).
Zeitschriften der Deutschen Morgenländischen Gesellschaft, Leipzig 1900, sy: 54.
Konular
- PARS DERGİSİ
- ŞU’ARÂ HOCASI MÂDER-ZÂD BİR ŞÂİR: ZÂTÎ
- KLÂSİK TÜRK EDEBİYATINDA ŞEM’Ü PERVÂNELER VE LÂMİ’Î ÇELEBÎ’NİN ŞEM’Ü PERVÂNE MESNEVİSİ
- FARS EDEBİYATINDA METAFİZİK YOLCULUKLAR
- شاعران فارسی سرای وفارسینويس ارزرومی
- تعلیم وتربیت ازمنظر سعدی
- توازن موسیقايی غزلهای سعدی
- YAŞAR KEMAL’İN İNCE MEMED ROMANI İLE SADIK ÇUBEK’İN TENGSİR ADLI ROMANININ KARŞILAŞTIRMASI
- YAVUZ SULTAN SELİM’İN DÎVÂNINDA OLMAYAN FARSÇA ŞİİRLERİ
- KÜÇÜKASYA’DA İSLAMİYET (DER İSLAM IN KLEIN ASIEN)
- ERKEN DÖNEM FARSÇA MESNEVİLERDE BEZM - IYRD.
- RÛDEKÎ-Yİ SEMERKANDÎ (Ö. 329/940)
- NAZÎRÎZÂDE EMÎN’İN ŞEYHÜLİSLÂM FEYZULLAH EFENDİ’YE FARSÇA METHİYELERİ
- HAYRETÎ DİVANINDA GEÇEN “GAM” KELİMELERİNİN TASARIMLARI
- BÂBÂ TÂHİR-İ HEMEDÂNÎ DİVANININ MEHDÎ-İ HAMÎDÎ NÜSHASINDA GEÇEN DOBEYTÎLERİ VE TÜRKÇE TERCÜMESİ
- EŞREFOĞLU RÛMÎ’NİN GAZELLERİNDE NASİHAT VE NEFİS MUHASEBESİ
- HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ
- شاعران فارسیسرای و فارسینويس ارزرومی*
- مسئلة »مضمون« در شعر کودکان و نوجوانان
- مأخذ اصلی تمثیل خورندگان پیلبچهدرمثنوی
- وگرايی درهنر ايران
- NEF’Î’NİN TUHFETU’L-UŞŞÂK ADLI FARSÇA KASİDESİ
- ERKEN DÖNEM FARSÇA MESNEVİLERDE BEZM - IIYRD.
- DAKİKÎ-Yİ TUSÎ (Ö. 366/976)
- ÂRİF ÇELEBİ’NİN FARSÇA KASİDESİ VE TÜRKÇE ÇEVİRİSİ
- SÂİB-İ TEBRİZÎ’NİN ŞİİRLERİNDE GEÇEN “HÂB-I BAHÂR” TAMLAMASI ÜZERİNE
- ROMEN DİLİNDE KULLANILAN FARSÇA KELİMELER
- سینمای ایران
- آداب حرب مغول درتاریخ جهانگشای جوینی
- بررسی تطبیقی ضرب المثل های ترکی سنقر با ضرب المثل های زبان فارسی