Pers Mitolojisi Nedir
Pers Mitolojisi Nedir
Pers mitolojisi, İran platosu ve onun sınır bölgeleri ile Karadeniz'den Hoten'e kadar uzanan Orta Asya bölgelerinde yaşamış ve birbirleriyle kültürel ve dilsel olarak ilişkili olan eski halkların inanç ve ibadet uygulamalarının bütününe verilen isimdir.
Konu İçinde Çıkacak Kavramların Anlamları
Zerdüştlük
Faravahar ya da Ferohar, Zerdüştlüğün bilinen semboludur. Fravaşi adlı koruyucu meleği temsil eder.
Zerdüştlük, Zerdüştçülük, Zerdüştilik, Mecusilik, Mazdayasna, dünyanın bilinen en eski tektanrıcı dinidir.
Zerdüştlük dini, ateşin kutsal sayıldığı dinlerden biridir ve ateş, bu inancın tanrısı Ahura Mazda’nın ruhu ve oğludur. Bununla ilişkili olarak ateş, iyi ve kötüyü birbirinden ayıran Tanrısal bir güce sahiptir.
İnsanlık, varolduğu, kendini sorguladığı ilk günle birlikte, iyilik ve kötülük arasındaki çizgiyi kimi zaman tanrısal güçle, kimi zaman bilimle, felsefeyle değerlendirmiş ve bu alanda kendisine sunulan veya geliştirdiği yöntemleri kendisine rehber saymıştır. Şüphesiz her iki yöntemin de insanlık tarihinde belirleyici rolleri vardır. Bununla birlikte tanrısal inanç boyutunda çok çeşitlilik göze çarpmaktadır. Bu inançlardan bazılarının felsefi yönü de olan inanç türlerinin olması ise özellikle dikkat çekicidir (Budizm, Zerdüstlük). Tarihte en eski tek tanrılı inanç olan Farsların İslamiyet’ten önceki inançları olarak kabul edilmektedir. Zerdüştlük, tek tanrı olan Ahura Mazda inanışını öğretir.
Anlam olarak olarak Zerdüşt kelimesi (Zoroaster), Zarathustra 'nın Yunanca karşılığıdır (Zarath: güzel, doğru; üstra: develer demektir). Güzel develere sahip olan anlamını ifade eder. Halk dilinde ise Zerdüşt, yaşayan yıldız olarak nitelendirilir. Zerdüşt dininin yaratıcısı olan üç peygamberden bahsedilir. I. Zerdüşt yaklaşık olarak M.Ö 3000 yıllarında yaşayan Mahabat, II. Zerdüşt yaklaşık olarak M.Ö 2040 yıllarında yaşayan Haşeng (bunun Hz. İbrahim de olduğu söylenir), III. Zerdüşt ise M.Ö 660 yaşayan Zerdüşt'ün kendisidir.
III. Zerdüşt bilge ve ileri bir düşünce adamı ve filozoftur. Zerdüştlük esas olarak III. Zerdüşt tarafından sistemleştirilip yaygınlaştırılır. Zerdüşt'ün kurduğu dinin adına Mazdeizm denilir. Zerdüşt Mazdeizm'le tek tanrılığa yönelirken, egemenlerin gücüyle bütünleşen çok tanrılığı aşar ve tanrıyı egemenlerden alarak, insanlığın özlemleriyle birleştiren bir güce dönüştürür. Soran, sorgulayan tanrının kötülükleri affetmeyeceğine inanır, bu nedenle kötülüklere karşı savaşımını bir tanrı emri olarak öne sürer.
Zerdüşt'ün güçlü bir filozof ve düşünce adamı olduğunu, doğa, toplum ve insan gerçeğine ilişkin bilimsel perspektiflerinde görmek mümkündür. Örneğin Antikçağ Yunan filozoflarının hareket noktası, Zerdüşt inanışının geliştirdiği kavramlara dayanır. M.Ö 538 dönemlerinde yaşayan Theopampos, Ahura Mazda ve Ehriman arasındaki mücadeleyi tabiatın kendi içindeki kanunu olarak algılar. Bu noktada yeri gelmişken doğru anlaşılabilmesi açısından hemen açıklama gereği duyuyorum ki, Zerdüştlük inancında Tanrı kabul edilen Ahura Mazda “Aklın Efendisi” ile sembolize edilir, Ehriman ise kötülüğün güçlerini temsil eder. Ve iyilik-kötülük mücadelesi bu noktada başlar. Yunan felsefesinin Zerdüşlük’ten etkilenme yönündeki diğer bir örneğini ise Heraklitos’da görebiliriz. Heraklitos (Anadolu'da Efes'de yaşayan Sokrat öncesi filozoftur. Heraklitos doğadaki her şeyin sürekli değişim içinde olduğunu öne sürmüştür) hareket kuramında Zerdüşt'ün karşıtlar mücadelesi çizgisinden etkilenir. Bundan yola çıkarak, Zerdüşt'ün gök, ışık, güneş ve diğer göksel varlıkların çözümlenmesini yorumlar, bununla fiziksel evrenin öz devinimlerini formüle eder. Zerdüşt'ün felsefi inancının dünyanın beş temel elementten oluştuğunu belirtir. Bunlar toprak, su, ateş, hava ve bitkidir. Bu tespitler kuşkusuz yerindedir. Zerdüşt inancının yaşandığı Mezopotamya bölgesinin coğrafi konumu ve yaşam koşulları bu tespitlerin kaynağını oluşturur. Mezopotamya’nın elverişli topraklarını da düşünecek olursak, Kürtlerin yaşamında doğa koşulları ve tarımın dini inançlarını dahi şekillendirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Zerdüşt inancı, dünyanın dört evreden oluştuğuna inanır. Birinci dönemde iyilik ve kötülük ortaya çıkar. İkinci evrede dünya karanlığa, felakete ve kötülüklere gömülür. Üçüncü evrede iyilik ve kötülük mücadelesinde iyilik kazanır Zerdüşt halklara doğruyu, adaleti göstererek karanlığı ve aydınlığı birbirinden ayrıştırır. Dördüncü evrede ise her tür kötülük ve karanlık kaybolacak, dünyaya barış ve kardeşlik hakim olacaktır. Zerdüşt burada dünyayı aşamalara ayırırken, ilk dönem insanın yaradılış dönemini konu alır. İkinci dönemde, tufanla insanoğlunun uğradığı felaket vurgulanır. Üçüncü dönemde, Zerdüştlük ve sonrasında gelişen uygarlığa vurgu yapılır. Dördüncü aşama da ise insanoğlunun geleceğe dair taşıdığı umuda, özgürlük düşlerine çağrışım yaparak, geleceği tasavvur eder.
Tarihte Zerdüştlük, ilk defa insan iradesine özgürlük tanıyan ve iradeye önem atfeden bir düşünüş olur. Burada özgür irade, felsefenin başlangıcı ve dinin kul anlayışının reddi olmaktadır. İlk felsefenin (Hint, Çin, Batı felsefesi) Zerdüşt'ten dünyaya yayıldığını belirtmek abartı olmaz. Bu yönüyle gerek felsefede gerekse inanç boyutunda çok özel bir yere sahiptir.
Zerdüşlükte Ateş
Zerdüştlük dini, ateşin kutsal sayıldığı dinlerden biridir ve ateş, bu inancın tanrısı Ahura Mazda’nın ruhu ve oğludur. Bununla ilişkili olarak ateş, iyi ve kötüyü birbirinden ayıran Tanrısal bir güce sahiptir. Bu inanca göre, ateş bütün varlıklarda bulunur ve canlı ve cansızlarda farklı biçimlerde var olur. İnsanda, hayvanda, bitkilerde, gökte ve yerde bu ateşi değişik zaman ve durumlarda görmek mümkündür. En kutsal olan ateş ise, Tanrı Ahura Mazda ile insan arasındaki ateştir.
Zerdüştlük inancında esas olarak ateşe üç anlam veriliyor. Ya da bu üç anlamda ateş kutsaldır diyebiliriz. Bunlardan ilki, ateşin başlangıcı ev ateşi yani ocak ateşi kabul ediliyor. İkincisi kurbat ateşi (sürekli yanıp kötülükleri uzaklaştıran ateş). Üçüncüsü halk topluluklarınca meydanlarda yakılan ve etrafında eğlenilen ve aynı zamanda ateşle temasa geçerek veya içinden geçerek suç ve günah işlemiş olanlar kime karşı suç veya günah işlemişse onun yakacağı ateşten geçerek kendini temize çıkarması ve suçunu affettirmesine yönelik yakılan ateş ki bunun en güzel örneği de Newroz ateşidir. Ayrıca yine bu inanca göre ateşin kirletilmesi (kutsallığını bozacak şekilde kullanılması), ateşe su dökülmesi hoş görülmez. Ayrıca ateş sadece suç ve günahlardan arındırıp temizleyen özelliğinin dışında ilahi güç, kuvvet ve kudret veren bir kaynak olarak görülür. Çünkü ateşin Tanrı Ahura Mazda’nın oğlu olarak inanılmasının yanında insanların ruhlarının da ateşten geldiği ve ölümden sonra da ruhların yapılmış olduğu ateşin çekileceği ve onunla birleşeceğine inanılmaktadır.
Kutsal Kitap
Zerdüşt Dini 3 kutsal şarkı
AHUNA-VAIRYA (Yasna 27.13)
Ölümlü efendiler gerçekleştirirken iradelerini dünya üzerinde,
Böyle onların Aşa Hocalarının bilgeliğiyle;
Vohu Menah'ın armağanları gelir ödül olarak
Yaşamın efendisi sevgiyle yapılmış eylemlere;
Tabii ki Ahura'nın Kşatriya'sı aşağıya gelir
Hizmet edenlere gayretle alçak gönüllü kardeşlerine.
AŞEM VOHU (Yasna 27.14)
İyi olanların en iyisidir doğruluk,
Işıltılı amacıdır dünya üzerindeki yaşamın;
Bu Işık'a ulaşır biri doğrulukla yaşarken
Yalnızca en yüce doğruluk adına.
YENGHE HATAM (Yasna 27.15)
Taparız bu erkeklere ve kadınlara,
Her ibadetleri
Aşa, yaşamın sonsuz yasası ile dolu olan;
Onlar Mazda Ahura'nın gözünde
En iyi ve en ölümlülerdir;
Bunlar en gerçek liderleridir insan oğlunun.
Avesta ya da Zend Avesta
Ana madde: Avesta
Zerdüştçülüğün kutsal metinlerinin derlendiği Avesta genellikle iki bölüme ayrılır. Birinci bölüm Vendidad, Visperad ve Yasna'yı içerir. Vendidad, çeşitli dini yasalar ve efsanevi hikâyelerden oluşur. Visperad, kurban edilirken okunan duaları içerir. Yasna ise benzer dualar ve Avesta'da kullanılan genel dilden farklı bir lehçeyle yazılı beş gata içerir. Avesta'nın ikinci bölümüne Khorda Avesta (Küçük Avesta) adı verilir ve tüm inananlar tarafından farklı elementlerin varolduğu belirli günlerde okunabilen kısa dualar içerir. Bu duaların 5'ine Gah, 30'una Sirozah, 3'üne Afrigan ve 6 tanesi de Nyayish denir.
Pers mitolojisi, İran platosu ve onun sınır bölgeleri ile Karadeniz'den Hoten'e kadar uzanan Orta Asya bölgelerinde yaşamış ve birbirleriyle kültürel ve dilsel olarak ilişkili olan eski halkların inanç ve ibadet uygulamalarının bütününe verilen isimdir.
Konu İçinde Çıkacak Kavramların Anlamları
Zerdüştlük
Faravahar ya da Ferohar, Zerdüştlüğün bilinen semboludur. Fravaşi adlı koruyucu meleği temsil eder.
Zerdüştlük, Zerdüştçülük, Zerdüştilik, Mecusilik, Mazdayasna, dünyanın bilinen en eski tektanrıcı dinidir.
Zerdüştlük dini, ateşin kutsal sayıldığı dinlerden biridir ve ateş, bu inancın tanrısı Ahura Mazda’nın ruhu ve oğludur. Bununla ilişkili olarak ateş, iyi ve kötüyü birbirinden ayıran Tanrısal bir güce sahiptir.
İnsanlık, varolduğu, kendini sorguladığı ilk günle birlikte, iyilik ve kötülük arasındaki çizgiyi kimi zaman tanrısal güçle, kimi zaman bilimle, felsefeyle değerlendirmiş ve bu alanda kendisine sunulan veya geliştirdiği yöntemleri kendisine rehber saymıştır. Şüphesiz her iki yöntemin de insanlık tarihinde belirleyici rolleri vardır. Bununla birlikte tanrısal inanç boyutunda çok çeşitlilik göze çarpmaktadır. Bu inançlardan bazılarının felsefi yönü de olan inanç türlerinin olması ise özellikle dikkat çekicidir (Budizm, Zerdüstlük). Tarihte en eski tek tanrılı inanç olan Farsların İslamiyet’ten önceki inançları olarak kabul edilmektedir. Zerdüştlük, tek tanrı olan Ahura Mazda inanışını öğretir.
Anlam olarak olarak Zerdüşt kelimesi (Zoroaster), Zarathustra 'nın Yunanca karşılığıdır (Zarath: güzel, doğru; üstra: develer demektir). Güzel develere sahip olan anlamını ifade eder. Halk dilinde ise Zerdüşt, yaşayan yıldız olarak nitelendirilir. Zerdüşt dininin yaratıcısı olan üç peygamberden bahsedilir. I. Zerdüşt yaklaşık olarak M.Ö 3000 yıllarında yaşayan Mahabat, II. Zerdüşt yaklaşık olarak M.Ö 2040 yıllarında yaşayan Haşeng (bunun Hz. İbrahim de olduğu söylenir), III. Zerdüşt ise M.Ö 660 yaşayan Zerdüşt'ün kendisidir.
III. Zerdüşt bilge ve ileri bir düşünce adamı ve filozoftur. Zerdüştlük esas olarak III. Zerdüşt tarafından sistemleştirilip yaygınlaştırılır. Zerdüşt'ün kurduğu dinin adına Mazdeizm denilir. Zerdüşt Mazdeizm'le tek tanrılığa yönelirken, egemenlerin gücüyle bütünleşen çok tanrılığı aşar ve tanrıyı egemenlerden alarak, insanlığın özlemleriyle birleştiren bir güce dönüştürür. Soran, sorgulayan tanrının kötülükleri affetmeyeceğine inanır, bu nedenle kötülüklere karşı savaşımını bir tanrı emri olarak öne sürer.
Zerdüşt'ün güçlü bir filozof ve düşünce adamı olduğunu, doğa, toplum ve insan gerçeğine ilişkin bilimsel perspektiflerinde görmek mümkündür. Örneğin Antikçağ Yunan filozoflarının hareket noktası, Zerdüşt inanışının geliştirdiği kavramlara dayanır. M.Ö 538 dönemlerinde yaşayan Theopampos, Ahura Mazda ve Ehriman arasındaki mücadeleyi tabiatın kendi içindeki kanunu olarak algılar. Bu noktada yeri gelmişken doğru anlaşılabilmesi açısından hemen açıklama gereği duyuyorum ki, Zerdüştlük inancında Tanrı kabul edilen Ahura Mazda “Aklın Efendisi” ile sembolize edilir, Ehriman ise kötülüğün güçlerini temsil eder. Ve iyilik-kötülük mücadelesi bu noktada başlar. Yunan felsefesinin Zerdüşlük’ten etkilenme yönündeki diğer bir örneğini ise Heraklitos’da görebiliriz. Heraklitos (Anadolu'da Efes'de yaşayan Sokrat öncesi filozoftur. Heraklitos doğadaki her şeyin sürekli değişim içinde olduğunu öne sürmüştür) hareket kuramında Zerdüşt'ün karşıtlar mücadelesi çizgisinden etkilenir. Bundan yola çıkarak, Zerdüşt'ün gök, ışık, güneş ve diğer göksel varlıkların çözümlenmesini yorumlar, bununla fiziksel evrenin öz devinimlerini formüle eder. Zerdüşt'ün felsefi inancının dünyanın beş temel elementten oluştuğunu belirtir. Bunlar toprak, su, ateş, hava ve bitkidir. Bu tespitler kuşkusuz yerindedir. Zerdüşt inancının yaşandığı Mezopotamya bölgesinin coğrafi konumu ve yaşam koşulları bu tespitlerin kaynağını oluşturur. Mezopotamya’nın elverişli topraklarını da düşünecek olursak, Kürtlerin yaşamında doğa koşulları ve tarımın dini inançlarını dahi şekillendirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Zerdüşt inancı, dünyanın dört evreden oluştuğuna inanır. Birinci dönemde iyilik ve kötülük ortaya çıkar. İkinci evrede dünya karanlığa, felakete ve kötülüklere gömülür. Üçüncü evrede iyilik ve kötülük mücadelesinde iyilik kazanır Zerdüşt halklara doğruyu, adaleti göstererek karanlığı ve aydınlığı birbirinden ayrıştırır. Dördüncü evrede ise her tür kötülük ve karanlık kaybolacak, dünyaya barış ve kardeşlik hakim olacaktır. Zerdüşt burada dünyayı aşamalara ayırırken, ilk dönem insanın yaradılış dönemini konu alır. İkinci dönemde, tufanla insanoğlunun uğradığı felaket vurgulanır. Üçüncü dönemde, Zerdüştlük ve sonrasında gelişen uygarlığa vurgu yapılır. Dördüncü aşama da ise insanoğlunun geleceğe dair taşıdığı umuda, özgürlük düşlerine çağrışım yaparak, geleceği tasavvur eder.
Tarihte Zerdüştlük, ilk defa insan iradesine özgürlük tanıyan ve iradeye önem atfeden bir düşünüş olur. Burada özgür irade, felsefenin başlangıcı ve dinin kul anlayışının reddi olmaktadır. İlk felsefenin (Hint, Çin, Batı felsefesi) Zerdüşt'ten dünyaya yayıldığını belirtmek abartı olmaz. Bu yönüyle gerek felsefede gerekse inanç boyutunda çok özel bir yere sahiptir.
Zerdüşlükte Ateş
Zerdüştlük dini, ateşin kutsal sayıldığı dinlerden biridir ve ateş, bu inancın tanrısı Ahura Mazda’nın ruhu ve oğludur. Bununla ilişkili olarak ateş, iyi ve kötüyü birbirinden ayıran Tanrısal bir güce sahiptir. Bu inanca göre, ateş bütün varlıklarda bulunur ve canlı ve cansızlarda farklı biçimlerde var olur. İnsanda, hayvanda, bitkilerde, gökte ve yerde bu ateşi değişik zaman ve durumlarda görmek mümkündür. En kutsal olan ateş ise, Tanrı Ahura Mazda ile insan arasındaki ateştir.
Zerdüştlük inancında esas olarak ateşe üç anlam veriliyor. Ya da bu üç anlamda ateş kutsaldır diyebiliriz. Bunlardan ilki, ateşin başlangıcı ev ateşi yani ocak ateşi kabul ediliyor. İkincisi kurbat ateşi (sürekli yanıp kötülükleri uzaklaştıran ateş). Üçüncüsü halk topluluklarınca meydanlarda yakılan ve etrafında eğlenilen ve aynı zamanda ateşle temasa geçerek veya içinden geçerek suç ve günah işlemiş olanlar kime karşı suç veya günah işlemişse onun yakacağı ateşten geçerek kendini temize çıkarması ve suçunu affettirmesine yönelik yakılan ateş ki bunun en güzel örneği de Newroz ateşidir. Ayrıca yine bu inanca göre ateşin kirletilmesi (kutsallığını bozacak şekilde kullanılması), ateşe su dökülmesi hoş görülmez. Ayrıca ateş sadece suç ve günahlardan arındırıp temizleyen özelliğinin dışında ilahi güç, kuvvet ve kudret veren bir kaynak olarak görülür. Çünkü ateşin Tanrı Ahura Mazda’nın oğlu olarak inanılmasının yanında insanların ruhlarının da ateşten geldiği ve ölümden sonra da ruhların yapılmış olduğu ateşin çekileceği ve onunla birleşeceğine inanılmaktadır.
Kutsal Kitap
Zerdüşt Dini 3 kutsal şarkı
AHUNA-VAIRYA (Yasna 27.13)
Ölümlü efendiler gerçekleştirirken iradelerini dünya üzerinde,
Böyle onların Aşa Hocalarının bilgeliğiyle;
Vohu Menah'ın armağanları gelir ödül olarak
Yaşamın efendisi sevgiyle yapılmış eylemlere;
Tabii ki Ahura'nın Kşatriya'sı aşağıya gelir
Hizmet edenlere gayretle alçak gönüllü kardeşlerine.
AŞEM VOHU (Yasna 27.14)
İyi olanların en iyisidir doğruluk,
Işıltılı amacıdır dünya üzerindeki yaşamın;
Bu Işık'a ulaşır biri doğrulukla yaşarken
Yalnızca en yüce doğruluk adına.
YENGHE HATAM (Yasna 27.15)
Taparız bu erkeklere ve kadınlara,
Her ibadetleri
Aşa, yaşamın sonsuz yasası ile dolu olan;
Onlar Mazda Ahura'nın gözünde
En iyi ve en ölümlülerdir;
Bunlar en gerçek liderleridir insan oğlunun.
Avesta ya da Zend Avesta
Ana madde: Avesta
Zerdüştçülüğün kutsal metinlerinin derlendiği Avesta genellikle iki bölüme ayrılır. Birinci bölüm Vendidad, Visperad ve Yasna'yı içerir. Vendidad, çeşitli dini yasalar ve efsanevi hikâyelerden oluşur. Visperad, kurban edilirken okunan duaları içerir. Yasna ise benzer dualar ve Avesta'da kullanılan genel dilden farklı bir lehçeyle yazılı beş gata içerir. Avesta'nın ikinci bölümüne Khorda Avesta (Küçük Avesta) adı verilir ve tüm inananlar tarafından farklı elementlerin varolduğu belirli günlerde okunabilen kısa dualar içerir. Bu duaların 5'ine Gah, 30'una Sirozah, 3'üne Afrigan ve 6 tanesi de Nyayish denir.
Konular
- PARS DERGİSİ
- ŞU’ARÂ HOCASI MÂDER-ZÂD BİR ŞÂİR: ZÂTÎ
- KLÂSİK TÜRK EDEBİYATINDA ŞEM’Ü PERVÂNELER VE LÂMİ’Î ÇELEBÎ’NİN ŞEM’Ü PERVÂNE MESNEVİSİ
- FARS EDEBİYATINDA METAFİZİK YOLCULUKLAR
- شاعران فارسی سرای وفارسینويس ارزرومی
- تعلیم وتربیت ازمنظر سعدی
- توازن موسیقايی غزلهای سعدی
- YAŞAR KEMAL’İN İNCE MEMED ROMANI İLE SADIK ÇUBEK’İN TENGSİR ADLI ROMANININ KARŞILAŞTIRMASI
- YAVUZ SULTAN SELİM’İN DÎVÂNINDA OLMAYAN FARSÇA ŞİİRLERİ
- KÜÇÜKASYA’DA İSLAMİYET (DER İSLAM IN KLEIN ASIEN)
- ERKEN DÖNEM FARSÇA MESNEVİLERDE BEZM - IYRD.
- RÛDEKÎ-Yİ SEMERKANDÎ (Ö. 329/940)
- NAZÎRÎZÂDE EMÎN’İN ŞEYHÜLİSLÂM FEYZULLAH EFENDİ’YE FARSÇA METHİYELERİ
- HAYRETÎ DİVANINDA GEÇEN “GAM” KELİMELERİNİN TASARIMLARI
- BÂBÂ TÂHİR-İ HEMEDÂNÎ DİVANININ MEHDÎ-İ HAMÎDÎ NÜSHASINDA GEÇEN DOBEYTÎLERİ VE TÜRKÇE TERCÜMESİ
- EŞREFOĞLU RÛMÎ’NİN GAZELLERİNDE NASİHAT VE NEFİS MUHASEBESİ
- HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ
- شاعران فارسیسرای و فارسینويس ارزرومی*
- مسئلة »مضمون« در شعر کودکان و نوجوانان
- مأخذ اصلی تمثیل خورندگان پیلبچهدرمثنوی
- وگرايی درهنر ايران
- NEF’Î’NİN TUHFETU’L-UŞŞÂK ADLI FARSÇA KASİDESİ
- ERKEN DÖNEM FARSÇA MESNEVİLERDE BEZM - IIYRD.
- DAKİKÎ-Yİ TUSÎ (Ö. 366/976)
- ÂRİF ÇELEBİ’NİN FARSÇA KASİDESİ VE TÜRKÇE ÇEVİRİSİ
- SÂİB-İ TEBRİZÎ’NİN ŞİİRLERİNDE GEÇEN “HÂB-I BAHÂR” TAMLAMASI ÜZERİNE
- ROMEN DİLİNDE KULLANILAN FARSÇA KELİMELER
- سینمای ایران
- آداب حرب مغول درتاریخ جهانگشای جوینی
- بررسی تطبیقی ضرب المثل های ترکی سنقر با ضرب المثل های زبان فارسی