EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ
PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
ÖZ
2013-2014 yıllarında, şiir zevkimi tatmin etmek için Mevlânâ’nın Mesnevî’si
ile dîvânından gazeller okurken, dîvândan seçkiler yapıp Türk-
çe’ye çevirmeyi de düşünüyordum. Bu gazellerin çevirisini yaparken,
Mevlânâ’nın gazellerinde şaraptan söz ettiği yerlerde, değişik renkli şaraplardan
bahsettiğini görünce, bunları bir kenara kaydettim. Bu tespiti
yaptıktan sonra, başka şairlerin de şarap için hangi renkleri kullandıklarını
araştırmayı düşündüm. Önce Nizâmî’nin, tarafından yapılan Leylâ
İle Mecnun çevirisinde, Nizâmî’nin kullandığı şarap renklerini tespit ettim.
Ardından da Değerli bilim adamı ve dostum Prof. Dr. A. Atilla Şentürk
tarafından oluşturulan Eski Türk Edebiyatı şiir bankasına başvurarak,
Türk şairlerinin eserlerinin yer aldığı bu çalışmayı tarayarak, şairlerimizin
şarap için hangi renkleri kullandıklarını tespit ederek bu makaleyi
hazırladım.
Anahtar Kelimeler: Edebiyatta Şarap Renkleri, Divan Şiiri, Şarap
Renkleri.
ABSTRACT
To satisfy my pleasure of poetry i try to read Mevlana’s Mesnevi and
Diwan in the 2013 – 2014, then i was thinking to translate some selected
poems of Diwan. In the time that i was translating this ghazals where the
PROF. DR. ABDURRAHMAN NACİ TOKMAK, Yeditepe Üniversitesi, FenEdebiyat
Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Fars Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’ndan (1998), Kocaeli
Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden (2002) Emekli. Email: antokmak@yeditepe.edu.tr
ve nacitokmak@gmail.com
2 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
wines mentioned in Mevlana's ghazals and the different colored wine
used in the ghazals, I save them aside. After making this determination, i
research the thought of another poet and what colors they use for wine.
First of all in translation of Leyli and Mecnun by Nezami I've found that
the wine color Nizâmî's use. Then, referring to the Old Turkish poetry
banks by Prof. Dr. A. Atilla Şentürk and scaning the turkish poet poems
and determining what colors they use wine for our poet. By collecting all
og them i have prepared this article
Keywords: Wine colores in Literature, Poem of Diwan, Wine colores.
چکیده
در سالهای 2013-2014 در جهت ذوق شعری خویش غزلیاتی از مثنوی و دیوان
مولوی می خواندم و در فکر ترجمه اشعار گزیده از دیوان نیز بودم. در حین ترجمه
غزلیات در مقاطعی که مولوی از شراب بحث کرده، توضیحاتی در مورد شراب هایی به
رنگهای مختلف می داد این ها را در گوشه ای یادداشت می کردم. در اثنا این تثبیت
تحقیقاتی در این زمینه انجام دادم که شاعران دیگر چه رنگ شراب هایی را استفاده
نموده اند. ابتدا در ترجمه لیلی و مجنون نظامی، رنگ شرابهایی که وی استفاده کرده
است را تثبیت نمودم. بعد از آن نیز با مراجعه به بانک شعر ادبیات قدیم ترک که توسط
پروفسور دکتر آتال شنترک تهیه شده است رنگ شرابهایی را که شاعران ترک در
اشعارشان استفاده کرده اند را مورد بررسی قرار داده و این مقاله را نوشتم .
کلید واژه ها: رنگ شراب در ادبیات، شعر دیوانی، رنگ شراب
2013-2014 yıllarında, şiir zevkimi tatmin etmek için Mevlânâ’nın Mesnevî’si
ile dîvânından gazeller okurken, dîvândan seçkiler yapıp Türk-
çe’ye çevirmeyi de düşünüyordum.
Gerek Mesnevî, gerekse Dîvân-ı Kebîr başucu kitaplarımdan bazıları-
dır. Dîvân-ı Kebîr’i okurken dikkatimi çeken hususlardan biri,
Mevlânâ’nın gazellerinde sık sık, “gitme”, “yapma”, “etme”, “okuma”,
“uyuma”, “çıkarma”, “kırma”, “bakma”, “boğuşma”, “öğretme”,
“korkma” gibi olumsuz emirleri, “olmuyorsun”, “gelmiyorsun”,
“oturmuyorsun”, “etmediniz”, “değilsiniz”, “oturmuyorum”, “bıkma-
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 3
dı”, “gitmiyor”, “sunmadı” gibi olumsuz çekimli fiillerle, “yok”, “de-
ğil”, “ne bileyim” gibi olumsuzluk bildiren kelimeleri şiirlerinde kâfiye
veya redif olarak kullanmasıydı.
Ancak Mevlânâ’nın beyânı olumsuz olmakla beraber, merâmı olumluydu.
Buradan hareketle O’nun bu tür gazellerini seçip, çevirisini yaptıktan
sonra “Olumsuz Söz, Olumlu Öz” adını vermeyi düşündüğüm
bir seçki/çeviri hazırlamayı düşünmüştüm.
Bu türden seksen dört gazel seçip çevirdim. Ancak bu kadar gazel, en
fazla yüz sayfalık bir kitap olacağı için, Dîvân-ı Kebîr’i tekrar tarayıp, dört
yüz civarında gazel seçerek onları da çevirmeye başladım. Bunlar arasından
da iki yüz on dokuz gazeli çevirip, çalışmamı noktaladım.
Üç yüz üç gazelin çevirisinin yer aldığı ve “Mevlânâ Celâleddîn
Muhammed-i Rûmî’den Bir Demet Gül (Dîvân-ı Kebîr’den Seçme 303
Gazel)” adını verdiğim bu kitabı iki bölüme ayırdım. Her iki bölümde
de gazellerin sıralamasını, Dîvân-ı Kebîr’deki elifbâ sırasına göre yaptım.
Birinci bölüme “Hikmet Pınarı”, ikinci bölüme ise “Olumsuz Söz,
Olumlu Öz” başlıklarını uygun olacağını düşündüm ve bu adları verdim.
“Hikmet Pınarı” başlığı altında yer alan gazeller iki yüz on dokuz,
“Olumsuz Söz, Olumlu Öz” başlığı altında yer alan gazeller seksen dört
tanedir.
Bu gazellerin çevirisini yaparken, Mevlânâ’nın gazellerinde şaraptan
söz ettiği yerlerde, değişik renkli şaraplardan bahsettiğini görünce, bunları
bir kenara kaydettim.
Mevlânâ şaraplar için altın rengi, kırmızı, la‘l, gül, nar çiçeği, akik,
erguvan ve kamış rengi gibi renkler kullanmıştı. Kırmızı, la‘l, gül, akik
ve erguvan renkleri hemen hemen her şair tarafından kullanılırken,
Mevlânâ’nın şarabı tavsif ederken altın rengi, nar çiçeği ve kamış rengi
gibi renkleri kullanması dikkat çekiciydi.
Bu tespiti yaptıktan sonra, başka şairlerin de şarap için hangi renkleri
kullandıklarını araştırmak farz oldu. Önce Nizâmî’nin, tarafından yapı-
lan Leylâ İle Mecnun çevirisinde1
, Nizâmî’nin kullandığı şarap renklerini
tespit ettim.
1 Nizâmî-yi Gencevî, Leylâ İle Mecnun, Farsça’dan Çeviren: Prof. Dr. A.
Naci Tokmak, Say Yayınları, İstanbul 2013.
4 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Daha sonra tarafımdan yayına hazırlanan Dîvân-ı Nebâtî’deki şarap
renkleriyle ilgili beyitleri tespit ettim.2
Ardından da Değerli bilim adamı ve dostum Prof. Dr. A. Atilla Şentürk
tarafından oluşturulan Eski Türk Edebiyatı şiir bankasına başvurarak,
Türk şairlerinin eserlerinin yer aldığı bu çalışmayı tarayarak, şairlerimizin
şarap için hangi renkleri kullandıklarını tespit ederek bu makaleyi
ortaya koyma imkânı buldum.
Prof. Dr. A. Atilla Şentürk’ün şiir bankasında yer alan eserler şunlardır:
Baki ve Ahi Divanları’ndan notlar
Fişler dosyasından aktarılanlar
Fatih Divanı, Kemal Edip Kürkçüoglu
Hayâlî Bey Divanı, A.N. Tarlan, Halil Çeltik3
Necati Bey Divanı, A.N. Tarlan
Revânî Divanı
Âhî Divanı, Mustafa Kaçalin
Ahmedî Divanı, Yaşar Akdogan4
Emrî Divanı, Yekta Saraç
Nazire Mec Selçuk
Nazire Mec Berrin-Bilal
Sehabî Divanı, Cemal Bayak
Sunî Divanı, Halil İbrahim
Yakinî Divanı, Ömer Zülfe
Cafer Çelebi Divanı, Fatma5
2 Bu çalışmam henüz basılmadığı için Dîvân’ın İran’da basılmış olan
nüshasını kaynak gösterdim. Dîvân-ı Türkî-yi Seyyid Ebu’l-Kâsım Nebâtî,
Tedvîn Eden: Hüseyin Muhammed-zâde Sadîk, Tebrîz 1372 h.ş./1993 m.
3 Hâyâlî Bey’den alınan beyitlerin altında verilen rakamlardan birincisi
gazel numarasını, ikinci rakam ise beyit numarasını göstermektedir.
4 Beyitlerin altında Ahmedî’den alınan beyitlerde romen rakamı (bazen
birinci arabik rakam) gazel numarasını, sonraki rakam ise beyit numarasını
göstermektedir.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 5
Fuzûlî Divanı, Sibel Özer
Nef‛î Divanı, Metin Akkuş
Hayretî Divanı, Mehmet Çavuşoğlu
Mesîhî Divanı, Mine Mengi
Mecmû’atü’n-nezâir, Ömer b. Mezîd6
Bâkî Divanı, Sabahattin Küçük
Nailî-i Kadîm, Haluk İpekten
Nedim Divanı, Abdülbaki Gölpınarlı
Seyyid Nesimi Divanı
Nevî Divanı, Mertol Tulum, Ali Tanyeri
Şeyh Galib Divanı
Şeyhî Divanı
Usûlî Divanı, Mustafa İsen
Zâtî Divanı, II. cilt ögrenci tezi
Adnî Divanı, Osman Kufacı
Aşkî Divanı, Nurcan Boşdurmaz
Künhülahbâr, Mustafa İsen
Vahyî Divanı, Hakan Taş
Nevres Divanı
Ferhad-nâme
Lamii Çelebi, Nisabül Belagat, H. Ali Esir
Siham-ı Kazâ
İsmail Hakkı Bursevî, Ruhü’l-Mesnevî
Amrî Divanı
Ferâhu’r-rûh, Murat Karavelioglu
Pervane Bey Mecmuası, Ömer Zülfeden gelenler
5 Beyitlerin altında bu eser CÇD rumuzuyla gösterilmiş, örneğin: CÇD, g
139/6 kısaltması 139. Gazelin 6. Beytini göstermektedir.
6 Bu eser kaynak olarak (MNÖM) rumuzuyla gösterilmiştir.
6 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Naşid Divanı
Şeyhülislâm Yahyâ
Zâtî Divanı beyitler, Vildan Şuşman Serdaroğlu
Taşlıcalı Yahyâ Divanı
Karamanlı Nizami Divanı
Mealî Divanı, Esma Şahin
Ahmed Paşa Divanı 2. kısım tamamlanmamış metin7
Bu taramalar ve tespitler sonucunda şairlerin, bazıları birbirinin aynı-
sı olmakla beraber kimi şairler o sıfatın Arapçasını, kimisi Farsçasını
kimisi de Türkçesini kullanmıştır. Bunlar renklerine göre tasnif edildiği
zaman şarap için kullanılmış kelimelerin sayısı daha aza inecektir.
Örneklemek gerekirse;
Ahmer, al, hamrâ, kırmızı, surh ve surhâb sıfatlarının hepsi kırmızı
şarap için kullanılırken; altın rengi, asfar, kamış rengi beyaz şarap için;
gülçehre, gülfâm, gülgûn, gülreng gibi kelimeler hemen hemen aynı
renk için; gülnâr, nar kırmızı, nar çiçeği de aynı renk için; la‘l, la‘l-fâm,
la‘l-gûn la‘l renkli şarap için; lâlegûn ve lâlereng ise yine aynı renk, muhtemelen
kırmızı şarap için kullanılmıştır. Dolayısıyla birleştirme yapıldı-
ğı takdirde bu 28 rengi 13 olarak da tespit etmek mümkündür.
Ancak şairler değişik ifâdelerle anlatımlarını güçlendirmek ve renklendirmek
için değişik sıfatlar kullanmışlardır. “Fâm”, “gûn”, “çün” gibi
benzetme edatları kullanarak aynı rengi başka bir ifâdeyle beyân edip,
dil zenginliğinden yararlanmışlardır.
Şarap için kullanılan kelimeler ise; şarap, mey, bâde, ve hamr kelimeleridir.
Ancak yer yer, câm, kadeh, gibi bazı kelimeler, ifâde-i küll, irâdei
cüz mantığıyla şarap anlamına kullanılmıştır. Bütün bu hususları göz
önünde bulundurarak, biz de onlara saygı için şarap renklerini 28 başlık
altında tasnif ettik.
Tespit edebildiğimiz bu 28 ayrı şarap rengi şunlardır:
7 Bu listeyi Prof. Dr. Atilla Şentürk’ün oluşturduğu Eski Türk Edebiyatı
Şiir Bankası’nın başında kaydedildiği şekliyle aynen naklediyorum.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 7
1) Ahmer(A) Kırmızı, 2) Akik(A) renkli, 3) Al(T), 4) Altın(T) rengi, 5)
Asfar(A) Sarı, 6) Benefşe(F) Menekşe, 7) Erguvan(F) renkli, 8) Gülçehre(F),
9) Gülfâm(F), 10) Gülgûn(F), 11) Gülnâr(F) Nar çiçeği renkli, 12) Gülrengi(F),
13) Hamrâ(A) Kırmızı, 14) Hınâ(A) Kına rengi, 15) Kamış(T) rengi,
16) Kırmızı(T), 17) La‘l(A) renkli, 18) La‘1(A)-fâm(F) 19) La‘l(A)-gûn(F),
20) Lâlegûn(F) ) 21) Lâlereng(F), 22) Nar(F) kırmızısı, 23) Nar(F)çiçeği(T)
renkli, 24) Reyhanî(A), 25) Sefîd(F) Beyaz, 26) Surh(F) Kırmızı, 27)
Sürhâb(F) Kırmızı, 28) Yâkût(A)-reng(F).8
Şarap için bu renkleri kullanan şairlerin örnek beyitleri:
1) Ahmer:
Bûstânda gül gül olmuş lâlelerden çihresi,
Nûş ider rindâna beñzer kim mey-i ahmer çemen.
Revânî, 3. Kasîde, 9. Beyit.
Zâhidâ el elüŋe verme meyi
Ki mey-i ahmerüŋ agı yüzi yok
Kemal, MN. 517. Nazîre, 4. Beyit.
Saldı sahn-ı bûstâna bir zümürrüd-gûn bisât
Sebzede nûş itmege câm-ı mey-i ahmer çemen
Üsküplü İshak Çelebi, 13. Kasîde, 3. Beyit.
Dil ki her dem nûş ider hûn-âbe-i derd ü gamı
Rind-i dürd-âşâma beŋzer kim mey-i ahmer çeker
Sehâbî, 118. Gazel, 2. Beyit.
‘Arz ider hûn-âbe-i dil dîde gûyâ mey-fürûş
8 Renklerin yanında parantez içinde gösterilen harflerden (A), o kelimenin
Arapça, (F) Farsça, (T) ise Türkçe olduğunu göstermektedir.
8 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Halka şîşeyle şarâb-ı sâf-ı ahmer gösterür
Sehâbî, 124. Gazel, 4. Beyit.
Hezârân rû-siyehlik itdüm âhir
Yüz aklıgın mey-i ahmerde buldum
Mesîhî, 155. Gazel, 7. Beyit.
Bezm-i hüsn içinde dâ’im mest-i nâz olmag içün
Lebleri her lahzada câm-ı mey-i ahmer sunar
Necatî Beg Divanı, 184. Gazel, 2. Beyit.
Eyleyüp cayş-i hayâl-i leb-i dil-ber hâtem
Câm-ı zerrîn ile çeksün mey-i ahmer hâtem
Bâkî Dîvânı, 19. Kasîde, 39. Beyit.
Cemâlün ravzasındandur ki hâsıl oldı Rızvâna
Tudagundan mey-i ahmer yanagundan gül-i sûrî
Nazîre-i Nâmûsî, MNÖM, LXXVIII. Nazîre, 6. Beyit.
Leblerün şevkında Hassân mey-perest ü mestdür
Meyli anun-çün müdâm anun mey-i ahmerdedür
Nazire-i Hassân, MNÖM, CCCXXIV. Nazire, 8. Beyit.
Tâ la‘l-i lebüŋ ‘aksi dil-i sagara düşdi
‘Uşşâk-ı cihân cümle mey-ı ahmere düşdi
Adnî, 89. Gazel, Matla‘ beyti.
Toludur çeşm-i terüm hûn ile sâgar yirine
Dil ciger kanın içer bâde-i ahmer yirine
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 9
Sehâbî, 356. Gazel, matla‘ beyti.
2) Akik renkli:
باده بنوش مات شو جمله تن حیات شو
باده چون عقیق بین یاد عقیق کان مکن
İç şarabı, geç kendinden, baştan ayağa hayat kesil,
Akik renkli şarâbı gör, akik madenini akla getirme.
Bir Demet Gül, (2/50)
Dem-i seherde görür Nâ’ilî akîk-i meyin
Kemine cur’asını ahter-i Yemen mahmur
Nâilî-i Kadîm, 47. Gazel, 5. Beyit.
3) Al:
Emrî kan ağladuğum bu ki cefâ taşı dilüŋ
Şîşe-i bâdesin ufatdı dökildi mey-i âl
Emrî, 303. Gazel, 5. Beyit.
Çihre-i zerd ile meclisde mey-i al içmek
Bir marazdur bu ki ‘ışk ehline olur sârî
Nev‘î, 509. Gazel 3. Beyit.
Dil-i zârumuz mest nezzâresinden
Mey-i al-i pür-câm-ı Cemdür ‘izâruŋ
Vahyî, 164. Gazel, 3. Beyit.
Her gül mey-i âl ile pür-peymânedür Yahyâ bu gün
Gül devri kendin itmesün mey-hâre gönlüm neylesün
10 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Dîvân-ı Yahyâ (Şeyhülislâm), s.239/2. Beyit.
Geldi gül gibi mey-i al ile sâkî gülerek
Şöyle gösterdi ki irişdi bahâr eyyâmı
Dîvân-ı Yahyâ (Şeyhülislâm), s.307/6. Beyit.
Öldürürse beni gam kılmag içün def'-i melâl
Elüme almayayın and içeyin bâde-i âl
Çalayın yire safâ sâgarını cür'a-misâl
Kanı ol gülbün-i gülzâr-ı letâfet Memi şâh
Hayretî, 23. Mersiye, 7. Bend.
Habbezâ Sâkî-nâme-i rengin
Neşve-cûyân-ı nazma bâde-i âl
Nedîm Dîvânı, 61 nolu kıt‘a’nın 4. Beyti.
4) Altın rengi:
چون وقف کردستم پدر بر بادههای همچو زر
در غیر ساقی ننگرم وز امر ساقی نگذرم
Babam altın renkli şaraba vakfettiğinden beri beni,
Sâkîden başkasına bakmam, ne buyursa itaat ederim.
Bir Demet Gül, (164)
5) Asfar:
Topraga dökdi ne kim nakdi var-ısa zer ü sîm
Çünki nûş itdi çemende mey-i asfer nergis
Ahmedî, XLV/2.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 11
Gözleme sud u ziyânı saglıgun ser-mâyedür
Zer ver ü la’l al ki hayrun bâde-i asfardadur
Kıssa-hân-ı ‘ışk, Nazire-i CCCXXXI, 4. Beyit.
6) Benefşe:
Tîr-i gam cânuma geçmişdi geçenden geçelüm
Dâs-ı sâgarla bu dem ‘işret ekinin biçelüm
Serv ayagında güle karşu benefşe içelüm
Mest-i lâ-ya‘kil olalum yakalar çâk idelüm
CÇD, g. 139/6
7) Erguvan renkli:
چون سر عشق نیستت عقل مبر ز عاشقان
چشم خمار کم گشا روی به ارغوان مکن
Aşkla işin yoksa eğer, âşıkların aklını alma başından,
Mahmur gözle bakma, erguvan rengi şaraba yönelme.
Bir Demet Gül, (2/51)
یاری ده، زندگانیم ده
ساقی، میِ ارغوانیم ده
Sâkî, erguvan renkli şaraptan ver bana,
Bana yardım et, yeniden hayat ver bana.
Leylâ İle Mecnun, s.75. 7. Beyit.
Bihişt itdi sabâ çün gülsitânı
Sebük-rûh ol çeküp rıtl-ı girânı
Ki nûş itmek şarâb-ı ergavânı
Kadîmî câdetidür Rûm İlinün
CÇD, g. 105/4
12 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Bezm ol durur ki yâr içe mey sâkî cân ola
Cismimde kanım ana mey-i ergavân ola
Hayâlî, 101, 9. Gazel.
Bir tab vardur anda ki kân bagrını ezip
Döndürdi la'l-i nabı mey-i erguvâna tîğ
Necâtî Bey, 11. Kasîde, s.74, 7. Beyit.
Çün nev-bahâr-ı devlet-i Şâh-ı cihân ola
Hôrşîd-i bî-zevâl mey-i ergavân ola
Necatî Beg Divanı, 21. Gazel, 1. Beyit.
Gonca yatıkların yine alup kenârına
İçer güzeller ile mey-i ergavan gül
Revânî, 13. Kasîde, 5. Beyit.
Beni mihnet bucaklarında öldürür idi serbâ,
Eger olmasa ortada şarâb-ı erguvan âteş.
Revânî, 14. Kasîde, 29. Beyit.
Bezm-i çemende la‘l-i lebüŋ şevkına şehâ
Lâle elinde câm-ı mey-i ergavân tutar
Âhî, 18. Gazel, 4. Beyit.
Çün nev-bahâr-ı devlet-i Şâh-ı cihan ola
Hûrşîd-i bî-zevâl mey-i erguvân ola
Necatî Bey Divanı, 21. Gazel, 1. Beyit.
Şol rinde kim müdâm mey-i erguvân gerek
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 13
Dâyim mücâvir-i ser-i kûy-ı mugân gerek
Bir tâyir-i huceste-kademdür hayâl-i yâr
Ârâm-gâh-ı dîde aŋa âşiyân gerek
Sâkî münevver olmaga zulmet-serây-ı dil
Mey sun ki anda şem‘-i mey-i erguvân gerek
Sehâbî, 199. Gazel 1-3. Beyitler.
Firâk bezmine âhumla kanlu yaşlarumı
Sadâ-yı nâya mey-i ergavâna beŋzetdüm
Yakînî, 132. Gazel 3. Beyit.
Ukbâda kevser istemesin rind-i mey-gede
Dünyâda bes degil mi mey-i ergavân içer
Fuzûlî, 77. Gazel, 3. Beyit.
Gamdan halâs ister iseñ gel Necâtîye
Dil cür’asını câm-ı mey-i ergavâna at
Necatî Beg Divanı, 33. Gazel, makta‘ beyti.
Kanuma bir kez acır iseñ hûn-bahâ yeter
Nûş eyle tatlu tatlu mey-i ergavân gibi
Necatî Beg Divanı, 577. Gazel, 4. Beyit.
Mey-i dûşîneden Bâkî yine mahmura beŋzersin
Elüŋde turmayup câm-ı şarâb-ı erğavân ditrer
Bâkî Dîvânı, 139. Gazel, 5. Beyit.
Bâkî gamuŋda hûn-ı ciger yutsa gûyiyâ
Bezm-i safâda câm-ı mey-i erğavân çeker
14 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Bâkî Dîvânı, 154. Gazel, makta‘ beyti.
Ey sâkinân-ı mey-gede tutman göŋülde gam
Bezm-i safâda câm-ı mey-i ergavân tutuŋ
Bâkî Dîvânı, 281. Gazel, 2. Beyit.
Bilmez cefâ-yı dehr ile kan yutdugum benüm
La’l-i lebüŋ ki câm-ı mey-i ergavân çeker
Nev‘î, 94. Gazel, 6. Beyit.
Vasf-ı cemîli öyle müferrih ki söylesem
Te'sîr eder dimâga mey-i erguvân gibi
Ş.Gâlib, 13. Kasîde, 30. Beyit.
Hayâl-i la’lüŋ ile câm-ı hûn-i dil çekenüŋ
Sirişki reşk-i mey-i ergavân-ı ‘âlemdür
Vahyî, 7. Kasîde, 21. Beyit.
Ol dem kanı terâne-i bezmüm figân idi
Kanlu yaşum kadehde mey-i ergavân idi
Amrî, 136. Gazel, matla‘ beyti.
Gözüm kan dökmege oldı o la‘l-i dil-sitân bâ‘iŝ
Olur kan olmaga ekŝer şarâb-ı erguvân bâ‘iŝ
Mânî, 6. Gazel, matla‘ beyti.
Câm-ı hayâtın eyledi dest-i kazâ şikest
Kan saçıldı hâke mey-i ergavân gibi
Mânî, Terkîb-i bend, 4. Bend, 4. Beyit.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 15
8) Gülçehre:
Mey-i gülçehre içmişsin yine ey gonca-leb benzer
Güzellenmişsin ey âfet kızarmış gül gül olmuşsun
Hayâlî, 302. Gazel, 8. Gazel.
Lebüñe inmek içün düşer ayaklara şarâb
Bir denîdir mey-i gül-çihre neden nâzlanur
Necatî Beg Divanı, 109. Gazel, 7. Beyit.
Ey bâde-i gül-çihre müdâm al geyersin
Bu şîve nedür şâhid-i kâşâne degülseñ
Necatî Beg Divanı, 293. Gazel, 5. Beyit.
9) Gülfâm:
Kanlu yaşum bem-i hecruŋde mey-i gülfâm olur
Ana bu göŋlüm sürâhî çeşm-i pürhûn câm olur
Revânî, 57. Gazel, Matla‘ beyti.
Râzıyüz gerçi oruçdan içmişüz çok şerbeti
Kanı sôfî ‘îd kim anda mey-i gülfâm olur.
Revânî, 79. Gazel, 2. Beyit.
Ruhuŋ ‘aksi ile yaşum mey-i gül-fâma dönmişdür
İzüŋ tozı ile çeşmüm mücevher câma dönmişdür
Emrî, 164. Gazel, matla‘ beyti.
Her kişi kim göresin lâle-ruh u gonce lebi
Komaz elden mey-i gül-fâm ile ‘ıyş u tarabı
Şevkî, Nazîre-i Şevkî, matla‘ beyti.
16 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Devr-i güldür sun bize sâkî mey-i gül-fâmdan
Hâne-i târîk-i dil bulsun ziyâ ol câmdan
Sehâbî, 164. Gazel, matla‘ beyti.
Ferah bir vech ile kalbe mey-i gül-fâmdan geldi
Ki mahv oldı ne gam kim hâtıra eyyâmdan geldi
Sehâbî, 385. Gazel, matla‘ beyti.
Gül gül olsa ruhın öpsek lebi câmın emsek
Gele gül mevsimi ‘îş-ı mey-i gül-fâm olsa
Yakînî, 175. Gazel, 5. Beyit.
Ey Fuzûlî bulmadım reng-i riyâdan bir safâ
N'ola ger meylim bu reng ile mey-i gül-fâmedir
Fuzûlî, 98. Gazel, makta‘ beyti.
Cihânda bulmadum yâr-ı muvâfık gamdan artuk ben
Gönül eglencesi bilmem mey-i gülfâmdan gayrı
Hayretî, 431. Gazel, 4. Beyit.
Künc-i mey-hâne ile gûşe-i gül-şen birdür
Sâkî-i lâle-،izâr u mey-i gül-fâm olsa
Bâkî Dîvânı, 435. Gazel, 4. Beyit.
Bâkıyâ ،ayş-ı bahâr eyler idük meclisde
Sâkî-i lâle-‘izâr u mey-i gül-fâm olsa
Bâkî Dîvânı, 460. Gazel, 5. Beyit.
La’lin ki hayâl-i mey-i gülfâm ederiz biz
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 17
Âyîne-i hûrşîdi alıp cam ederiz biz
Nâilî-i Kadîm, 163. Beyit, matla‘ beyti.
Açar bir nesne yok gönlüm mey-i gül-fâmdan gayrı
Dil-i gamgînüme mahrem bulunmaz camdan gayrı
Nev‘î, 515. Gazel, Matla‘ beyti.
Selsebîlüŋ ‘aynıdur şôfî mey-i gül-fâmumuz
Yiyidür kandîl-i ‘Arş olursa şâfî cânumuz
Zâtî, 566. Gazel, matla‘ beyti.
Dûrî-i la’l-i yâr ile dil künc-i ‘ışkda
Bir bâde-h
vârdur mey-i gül-fâmdan cüdâ
Vahyî, 3. Gazel, 2. Beyit.
O meh kim çihre-i hûy-kerdesin evreng göstermiş
Mey-i gül-fâm ile ruhsârını yek-reng göstermiş
Vahyî, 135. Gazel, matla‘ beyti.
Çekildim bezm-i ‘işretden usandım câmdan gayrı
Ferâgat eyledim sâkî mey-i gül-fâmdan gayrı
Nevres, 140. Gazel, matla‘ beyti.
Hat-ı anber-sirişt-i yâr virsün özge keyfiyyet
Mey-i gülfâmı la`l-i nâbı miskiyyü'l-hitâm olsun
Dîvân-ı Yahyâ (Şeyhülislâm),s.226, 3. Beyit.
Seherî bâde-i gül-renge bulaşmış yârân
Sâkiyâ gel görelüm biz de mey-i gülfâmı
18 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Dîvân-ı Yahyâ (Şeyhülislâm), s.308, 1. Beyit.
Ne hâletdür bu ki olur yir ü bergi
Mey-i gül-fâmı ferruh câmı ferruh
Hüdâyî, 26. Gazel, 2. Beyit.
Eylerdi ‘aks-i rûy-i dil-ârâm seyrini
Zâhid ger itse bâde-i gül-fâm seyrini
Sehâbî, 378. Gazel, matla‘ beyti.
Ser-mestem ü destümde tolu câm henûz
Başda heves-i bâde-i gül-fâm henûz
Sâkî baŋa rez duhterini ‘akd ideli
Dûşîze idi mâder-i eyyâm henûz
Sehâbî, 17 nolu rubâî.
Gam degül dâyim sifâl-i hâk olursa câmumuz
Tek müdâm olmasun eksük bâde-i gül-fâmumuz
Hayretî, 133. Gazel, matla‘ beyti.
Bâde-i la‘lüne hemşîre şarâb-ı gül-fâm
Zülf-i müşgîn-i semen-sâŋa birâder sünbül
Bâkî Dîvânı, s.65, 24. Kasîde, 34. Beyit.
10) Gülgûn:
به پیش آر سغراقِ گلگونِ من
ندانم که باده است یا خونِ من
Gül renkli şarap testisini getir yanıma benim,
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 19
Bilmiyorum şarap mı yoksa kanım mı o benim?
Bir Demet Gül, (172)
Hemîşé bâdé-yé gülgûn heyât-é tâzédir rûha,
Xusûsen indi kim vaqt-é gül ü fasl-é behâr olmuş.
Dîvân-ı Nebâtî, s.35, beyt: 17.
Getir sâqî méy-é gülgûn, bu bezmi bir bahâr éyle.
O câm-é lac
lfâm ile bu xâmi bir xumâr éyle.
Dîvân-ı Nebâtî, s. 135, beyt 1.
Kâse kâse nice zehrin içelim gerdûnun
Bize tiryâkini sun sâkî mey-i gül-gûnun
Hayâlî 241, 8. Gazel.
Çün kadeh urdı gümişden na‘l gülgûn-ı meye
Sâkiyâ meydan senüñ sensin bu gün çâbuk-süvâr
Revânî, 33. Kasîde, 11. Beyit.
Bugün ki fursatı var nûş it mey-i gül-gûn
Ki yarına komaya işini her ki câkildür
Ahmedî, XLIII/12.
Görgil ki ne demdür ey nedim iç mey-i gül-gûn
Kim bir dem anı içmeyenüŋ işi nedemdür
Ahmedî, 264/5.
Mey-i gülgûn elüŋe al ki güller
Müzeyyen eyleyüpdür sebze-zârı
20 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Cem Sultan, Nazîre-i Cem, 3. Beyit.
Nazar kılaŋ ruh-ı dilberde la‘l-i meygûna
Tahassür itmese olmaz şarâb-ı gülgûna
Üsküplü İshak Çelebi, 269. Gazel, matla‘ beyti.
Sâkıyâ la‘l-i lebüŋden diledümse bûse
Baŋa incinme ki oldı mey-i gül-gûn bâ‘is
Sehâbî, 41. Gazel, 3. Beyit.
Hûn-i dilden gâh pürdür gâh hâlî çeşmümüz
Şöhret-i câm-ı mey-i gül-gûne bâ’is Cem’lerüz
Sehâbî, 155. Gazel 2. Beyit.
Hecrüŋde gözüm lâle-sıfat hûn ile toldı
Sâkî yine câmum mey-i gül-gûn ile toldı
Sehâbî, 391. Gazel, matla‘ beyti.
Terk ide mi hîç ayagını mey-i gülgûnuŋ
Yandum ol pençe-i hurşîdüŋ elinden yandum
Sun‘î, 87. Gazel, 2. Beyit.
Ey Husrev-i hûbân seni arayı arayı
Kan derleyüben çıkdı ayakdan mey-i gülgûn
Sun‘î, 131. Gazel 2. Beyit.
Döne döne devr idüp ey sâki ayakdan çıkar
Bu mey-i gülgûn yine huşyâr ayagın almaga
Sun‘î, 169. Gazel, 9. Beyit.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 21
‘Aklını ugrılayub râzın kişiye söyledür
Görmedüm ‘âlemde bir kimse mey-i gül-gûn gibi
Cafer Çelebi, 239. Gazel, 2. Beyit.
Kıldı benden ref’ teklif-i namâzı mestlik
Saldı Hak bir neş'e-i câm-i mey-i gül-gûn baŋa
Fuzûlî, 13. Gazel, 2. Beyit.
Mey-i gül-gûnda degil nergis-i mestiŋ aksi
Kadeh olmuş göz açıp âşık-i dîdâr saŋa
Fuzûlî, 20. Gazel, 3. Beyit.
Ârızıŋ gül gül ediptir mey-i gül-gûn tâbı
Veh ki bir gülden açılmış nice gül-zâr saŋa
Fuzûlî, 20. Gazel, 4. Beyit.
Mey-i gül-gûnu dediŋ akla ziyandır zâhid
Bu mudur akl ki terk-i mey-i gül-gûn ettiŋ
Fuzûlî, 167. Gazel, 2. Beyit.
Dahı Cemşîdi yâd eyler gözinden kan döker meclis
Mey-i gül-gûn sirişki câm çeşm-i hûn-feşânıdur
Bâkî Dîvânı, 54. Gazel, 2. Beyit.
Seyr-i bâg-ı bezme gel câm-ı mey-i gül-gûna bak
Gül-şen-i cennetde açılmış gül-i bî-hârı gör
Bâkî Dîvânı, 71. Gazer, 4. Beyit.
Sâcid-i sâkî ile câm-ı mey-i gül-gûna bak
22 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Bir gül-i sîr-âbdur gûyâ nihâl üstindedür
Bâkî Dîvânı, 124. Gazel, 3. Beyit.
Eşk-i hasret yüzümüz âl ider aŋdukça lebin
Mey-i gül-gûn içerüz beŋzümüze kan getürür
Bâkî Dîvânı, 131. Gazel, 4. Beyit.
Mey-i gül-gûn içelüm bârî hakîmâne biraz
Behre-mend eyler idi bûs-ı lebüŋden cânı
Bâkî Dîvânı, 205. Gazel, 3. Beyit.
O la‘l-i nâb içün hün-âb akıtma
Mey-i gül-gûnı hôş gördüm bu demdür
Bâkî Dîvânı, 147. Gazel, 3. Beyit.
Sanma şeb-dîz ile bir âh-ı seher-gâhların
Mey-i gül-gûn olur olursa ayakdaşları
Bâkî Dîvânı, 383. Gazel, 4. Beyit.
Gel ey sîmîn-beden sâkî bana sun câm-ı sahbâyı
K’açıldı revnakı geldi mey-i gül-gûn-ı hûmmârın
Nesîmî, 221. Gazel, 7. Beyit.
Nev’iyâ la’l-i lebinden utanup derledi kan
Degül âvâreler üstinde mey-i gül-gûnuŋ
Nev‘î, 233. Gazel, 5. Beyit.
Bagrumı hûn idüp eşküm mey-i gül-gûn itdüŋ
Yeter itdüŋ bize bu rengi be hey kan idici
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 23
Nev‘î, 486. Gazel, 2. Beyit.
Zâtî'yâ 'ârızı gâyetde güzeldür yâruŋ
Mey-i gül-gûn ile ger gül gül ola dahi güzel
Zâtî, 851. Gazel, 5. Beyit.
Rehne çekdüŋ mey-i gül-gûne yine destârı
Rindler içre Riyâzî baş açuk fâsıksuŋ
Riyâzî, Künhü’l-ahbâr, Tezkire kısmı, Riyâzî maddesi.
Vakt-i gül sâkî-i gül-ruh gül gibi tab‘-ı latîf
Senden ey Yahyâ mey-i gül-gûna istignâ `aceb
Dîvân-ı Yahyâ (Şeyhülislâm), s.96, 6. Beyit.
Gel iy serv-i semen-ber sun elüme bâde-i gül-gûn
Bugün kim lâle vü nergis biri birinedür tev’em
Ahmedî, LXII/9
Gel ki gül-gûn bâdeden bir kaç kadeh nûş idelüm
Kim benefşe kohusından hoş mucattardur meşâm
Ahmedî, 447/5.
Bâdenüŋ gül-gûn kümeytin sâkıyâ meydâna sal
Kim sipâh-ı hecr ile göŋlüm mesâf ister mesâf
Sehâbî, 193. Gazel, 3. Beyit.
Meydân içinde bâde-i gül-gûna göz diküp
Baş koşmasun hevâya igen baş açup habâb
Yakînî, 11. Gazel, 6. Beyit.
24 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Hevesim bâde-i gül-gûna bu ümmîd iledir
Kim olam mest tutam dâmen-i dil-ber güstâh
Fuzûlî, 59. Gazel, 6. Beyit.
El safâ câmını aldıkca ele reşk ile ben
Hûn-ı dil nûş ederim bâde-i gülgûna bedel
Nefî, 53. Kasîde, 5. Beyit.
Çâre bulmaga meded olmadı çün derd ü gama
Tâlib-i bâde-i gülgûn u şifâsâz olduk
Hayreti, 190. Gazel, 4. Beyit.
Yâd-ı lebünle gitse gam-ı Hayretî ne tan
Dâfi' durur çü bâde-i gülgûn melâlini
Hayretî, 459. Gazel, 5. Beyit.
Bu gam eyyâmında sâkî bizi hôş-hâl eyledüñ
Rûzigâra bâde-i gül-gûn ile âl eyledüñ
Necatî Beg Divanı, 294. Gazel, matla‘ beyti.
Ne hengâm-ı safâ-yı c
işret-i mül gibi bir dem var
Ne sâz-ı mutrıb-âsâ cân-fezâ-yı mürde-i gam var
Ne mânend-i hayâl-i yâr bezm-i dilde mahrem var
Ne câm-ı bâde-i gül-gûna beŋzer yâr-ı hem-dem var
Ne sadr-ı gûşe-i mey-hâne gibi cây-ı hurrem var
Bâkî Dîvânı, s.100. Muhammes, 1. Bend.
Sâkıyâ gül-güne-veş gel bâde-i gül-gûnı sür
Lâle-reng olsun kızarsun ol iki ruhsâreler
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 25
Bâkî Dîvânı, 59. Gazel, 5. Beyit.
Meylüm cihanda bâde-i gül-günâdur benüm
Ma‘cûn olursa bârî leb-i dil-ber isterin
Bâkî Dîvânı, 386. Gazel, 6. Beyit.
Tutsa câm-ı bâde-i gül-gûnı verd-i ter gibi
Sa’id-i sâkî olur şâh-ı gül-i ahmer gibi
Bâkî Dîvânı, 499. Gezel, Matla‘ beyti.
Sâkıyâ kalmaz imiş çünki bu sohbet bâkî
Mey-i gül-gûn içelüm bâde-i cennet bâkî
Bâkî Dîvânı, 525. Gazel, matla‘ beyti.
Bâde-i gülgûn gerek destinde çün la’l-i müzâb
Yohsa sâkînin ayagında hınâ lâzım degil
Ş. Gâlib, 193. Gazel, 10. Beyit.
Şeker-hand-i nigâra lü’lü-yi meknûn reşk eyler
O la’l-i can-fezâya bâde-i gül-gûn reşk eyler
Vahyî, 60 gazel, matla‘ beyti.
Düşerse bûs-ı leb-i lutfı fikri ‘uşşâka
Kesâd-gîr ola bâzâr-ı bâde-i gül-gun
Vahyî, 211. Gazal, 4. Beyit.
11) Gülnâr renkli:
Sen gét öz kârına éy zâhid-é bed kîş ké men,
Tâlib-é câm-é Cem ü bâdé-yé gülnâr olubam.
26 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Dîvân-ı Nebâtî, s. 108, beyt 5.
12) Gülreng:
Dolduysa sâkiyâ mey-i gül-reng ile kabak
Seyr edelim diyâr-ı neşâtı ayak ayak
Hayâlî, 231, 10. Gazel.
Şafak u mâhın işârâtı budur kim demidir
Elüne sâgar-ı zerrinle mey-i gül-reng al
Necatî Beg Divanı, 16. Kaside, 10, beyit.
Bir al tûtîdür mey-i gül-reng-i pür-safâ
Olmış durur Revâni aña âşiyan kadeh
Revânî, 37. Gazel, 7. Beyit.
Hevâ müşg-i Hıtâ oldı eger sen
Mey-i gül-rengi itseŋ hatâdur
Ahmedî, XXX/10
Bilür misin bu bî-hâsıl cihândan ne-durur hâsıl
Mey-i gül-rengi nûş idüp oturmah yâr-ıla bir dem
Ahmedî, LXII/12.
Mey-i gül-rengi nûş eyle anı yâd itme ki itmişdür
Çemende sebzenüŋ rengin hazân yili zac
ferânî
Ahmedî, LXXI, 9.
Lebleri ‘aksi gözümden gitmesün ey lâle-ruh
Hûb olur tolsa mey-i gül-reng ile câm-ı zücâc
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 27
Şehdî, Nazîre-i Şehdî, 2. Beyit.
İntizâr-i mey-i gül-reng ile bayram ayına
Baka baka inecektir gözümüze kara su
Fuzûlî, 239. Gazel, 8. Beyit.
Tutarken câmı nâşî gelse tâc ü günbed altında
Mey-i gül-rengi pinhân eyle ey sofî habâb-âsâ
Bâkî Dîvânı, 2. Gazel, 7. Beyit.
Sâgar-ı la’l-i leb-i cân-bahş-ı dil-ber devridür
Döndi ey câm-ı mey-i gül-reng devrânuŋ senüŋ
Bâkî Dîvânı, 267. Gazel, 4. Beyit.
Aks-i gül-i renginin düşdi mey-i gül-renge
Sâgar dedi ene’l-hak mey şûr u şere düşdi
Nesîmî, 410. Gazel, 9. Beyit.
Mey-i gül-rengi nüş eyle anı anma ki etmişdür
Çemende sebzenün rengin hazân yeli za’ferânî
Ahmedî, 1. Kasîde, 20. Beyit.
O1 gözi nergis elinden al mey-i gül-rengi kim
Cân dimâgını mu’attar ede reyhâniyyeti
Ahmedî, 630. Gazel, 4. Mısra‘.
Te’sîr-i serd-i mihrî-i sâkîyle meclisin
Oldu akîk-i yah mey-i gül-rengi hod-be-hod
Ş. Gâlib, 37. Gazel, 7. Beyit.
28 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Camdır kandîl-i gülreng-i şebistân-ı visâl
Bûsenin yâkût mey-i gülreng-i şeftâlûsudur
Ş. Gâlib, 52. Gazel, 3. Beyit.
Leb-i la’li bana nukl oldugunu nakl etsem
Mey-i gül-reng ile câm-ı Cemin agzı sulanır
Ş. Gâlib, 73. Gazel, 2. Beyit.
Niçün ma’nâ-yı rengîn lafzı âteşlendirir bilmem
Surâhîyi mey-i gül-reng ser-keşlendirir bilmem
Ş. Gâlib, 2209. Gazel, Matla‘ beyti.
Seherî bâde-i gül-renge bulaşmış yârân
Sâkiyâ gel görelüm biz de mey-i gülfâmı
Dîvân-ı Yahyâ (Şeyhülislâm), s.308, 1. Beyit.
Kurulmuş idi felek hargehinde sohbet-i hâs
Nücûm nukl ü şafak anda bâde-i gül-reng
Hayâlî, 7. Kasîde, 5. Beyit.
Her nefes ney hemdem-i feryâd ü zârımdır benim
Bâde-i gül rengi anma eski yârımdır benim
Hayâlî, 39. Gazel, matla‘ beyti.
Ey Hayâlî eşk-i hûnînimle hemdemdir müdâm
Anun içün bâde-i gül-renge meyyâlem bu gün
Hayâlî, 65. Gazel, 5. Beyit.
Yine nergis gibi gülşende gözüŋ fikriyle
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 29
İçelüm bâde-i gül-reng olalum mest ü harâb
Âhî, 12. Gazel, 2. Beyit.
Gerçi şimdi ramazân korhusı komaz bizi kim
İçevüz bâde-i gül-rengi ne ekser ne ekal
Ahmedî, LIV/11.
cÖmr bâgın bâde-i gül-reng-ile âbâd kıl
Kim gül-istânı kılıp-durur bihişt-âbâd bâd
Ahmedî, 123/2.
Sâkiyâ bâde-i gül-reng içelüm didügüŋe
Ehl-i diller be ne rengîn bu ma‘nâ didiler
Nazmî, 347. Nazîre-yi Nazmî, 4. Beyit.
İdelüm ‘iyş ü çemen serv-i dilârâlar ile
İçelüm bâde-i gül reng-i semen-sâlar ile
Hıfzî, Nazîre-yi Hıfzî, 5. Beyit.
Hoşdur çemende bâde-i gül-reng dem-be-dem
Zerrîn kadehde büt-i sîmîn-’izâr ile
Mâtemî, Nazîre-yi Mâtemî, 3. Beyit.
Hükm-i feyzin eder ol mertebe cârî ki döner
Şîşe-i bâde-i gül-renge habâb-ı tesnîm
Nef‘î, 7. Kasîde, 52. Beyit.
Câm-ı zerrîni tolu bâde-i gül-reng itmiş
Gül-i ra‘nâ seheri kılmag içün def‘-i humâr
30 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Bâkî Dîvânı, 18. Kasîde, 21. Beyit.
Metâ‘-ı bâde-i gül-reng şimdi ayakda
Kumâş-ı zühd ü riyâ turmayup satılmakda
Bâkî Dîvânı, 444. Gazel, matla‘ beyti.
Şeh-levend-i feyz çıkmaz seyre tâ kim sâkiyâ
Bâde-i gül-rengi rahş-ı câme zin-pûş eylemez
Nedîm Dîvânı, 48. Gazel, 6. Beyit.
Köylüce la’lün anıcak bâde-i gül-reng içer
Câm içinde bilmezem mey mi ya kanı çeşmümün
Köylüce, Nazîre, MNÖM, CCXXXIV/8. Beyit.
Ey sâkî-i husrev-sıfat sun bâde-i gül-rengi sen
V'ey mutrib-i şîrîn-nefes tek durma debret çengi sen
Şeyhî, 138. Gazel, 1. Beyit.
Şeyhî'yi her bir kûr-dil bî-zevk ü hod bilir diril
Sâkî peyâpey muttasıl sun bâde-i gül-rengi sen
Şeyhî, 138. Gazel, 9. Beyit.
Def’eyle ‘adûmı güzelüm kanını nûş it
Tut kim mey-i gül-reng içüp def’-i gam itdüŋ
Mânî, 49. Gazel, 3. Beyit.
13) Hamrâ:
Xızr’a qısmet oldi olsun, çéşmé-yé âb-é beqâ,
Men de zovq-é bâdé-yé hamrâni gözler gözlerim.
Dîvân-ı Nebâtî, s.35, beyt: 27.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 31
Yâr ile huld-ı berîn oldı çü sahrâ bu gice
Aksun ırmag oluben bâde-i hamrâ bu gice
CÇD, g. 202/1
İç kanımı kim cân ola maksuduna vâsıl
Sayd etmege yârı mey-i hamrâya çekerler
Hayâlî, 126, 9.Gazel.
Degül ol zülf ü pîşâni vü ol ruh-sâr u leb misli
Şeb-i tire meh-i tâbân gül-i sûrî mey-i hamra
Ahmedî, 8/4.
Şerâb ile dem ü lahm olduk Emrî şöyle kim ölsek
Ten-i hâkî olur dürd ü dem-i sâfî mey-i hamrâ
Emrî, 26. Gazel, 5.beyit.
Bezm-i ‘uşşâkuŋ mey-i hamrâ iken hurmetlüsi
Emdük anı olduğıyçün la‘lüŋüŋ nisbetlüsi
Emrî, 478. Mukatta‘, 1. Beyit.
Gonca-i lâ‘lüŋ safâsına senüŋ pür-şevk olup
Bülbül olur Nazmî sâgar-ı mey-i hamrâyile
Nazmî, MNÖM, 824. Nazîre, makta‘ beyti.
Rûz-ı hicrân u şeb-i fürkatde la‘lün yâdına
Komaduk elden mey-i hamrâyı bir gün bir gice
Üsküplü İshak Çelebi
Oldı câm-ı mey gibi sâfî-dil ü rûşen-zamîr
32 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Kim ki tuşdı pîr-i deyrüŋ bâde-i hamrâsına
Sehâbî, 334. Gazel, 3. Beyit.
Bir iki gün bu fenâ ‘âlemi kılduŋ çü makâm
Eyleme kendüŋe ‘îş-i mey-i hamrâyı harâm
Yakînî, 50. Gazel, 5. Beyit.
Rindüz ki geçmezüz mey-i hamrâdan el çeküp
Tâ almayınca sâkî-i devrân ayâgumuz
Yakînî, 69. Gazel, 3. Beyit.
Hayretî'yi yine bir cür'a ile mest itdi
Leb mi bu yâ mey-i hamrâ mı Memi Bâlîcigüm
Hayretî, 315. Gazel, 7. Beyit.
Toptolu iken sâgar-ı lâle mey-i hamrâ
Dürd içmeyenüŋ derd ola yüregine mâ
Mesîhî, 16. Kasîde, 10. Beyit.
Bezm içre sürâhi gibi kan ağladuğum bu
Sâkî lebüŋe kan yağı oldı mey-i hamrâ
Bâkî Dîvânı, 5. Gazel, 5. Beyit.
Mürde-i derd ü gama cânlar bagışlar cürcası
Sâkıyâ bi’llâh mey-i hamrâ dem-i c
Îsâ mıdur
Bâkî Dîvânı, 120. Gazel, 3. Beyit.
Bir nefes hem-dem olup def-‘i melâl eyleyecek
Bulmadum dünyede câm-ı mey-i hamrâdan yig
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 33
Bâkî Dîvânı, 261. Gazel 4. Beyit.
Halka-i zülfüŋde dil pâ-beste-i sevdâ geçer
Sâgar-ı la’lüŋle cân mest-i mey-i hamrâ geçer
Nev‘î, 143. Gazel, Matla‘ beyti.
Nice kan yutmayayın tîrün ucından cânâ
Sîne gırbâle dönüpdür mey-i hamrâ tutmaz
Nev‘î, 173. Gazel, 2. Beyit.
Kana döndürdi emüp la’l-i lebin cânânuŋ
Sora sora kızılı cıkdı mey-i hamrânuŋ
Nev‘î, 272. Gazel. Matla‘ beyti.
Hezâr nâz ile geldi oturdı yanumda
Elinde sâgar-ı zerrîn tolu mey-i hamrâ
Amrî, V. Gazel 3. Beyit.
Subha dek sûz-ile yanar şem‘-i bezm-ârâ baŋa
Kanlar aglar dem-be-dem câm-ı mey-i hamrâ baŋa
Riyâzî, 301. Gazel, matla‘ beyti.
İç kanımı kim cân ola maksuduna vâsıl
Sayd etmege yârı mey-i hamrâya çekerler
Hayâlî, 9. Gazel,3. Beyit.
Derd ü gamdır yedigim ni'met-i dünyâ yerine
Hûn-ı dil nûş ederin bâde-i hamrâ yerine
Hayâlî, 57. Gazel, Matla‘ beyti.
34 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Şerâb ile dem ü lahm olduk Emrî şöyle kim ölsek
Ten-i hâkî olur dürd ü dem-i sâfî mey-i hamrâ
Emrî, 26. Gazel, 5. Beyit.
Gûşe-i meyhânelerde câm-ı lâ‘lüŋ şevkine
Bâde-i hamrâya düşmişdür nice âvâreler
Şem‘î, Nazîre-yi Şem‘î, 3. Beyit.
Câmiyâ hayrân olursun lebleri esrârına
Mest iden her dem seni ol bâde-i hamrâ gibi
Câmî, Nazîre-yi Câmî, 5. Beyit.
Hattuŋla lebüŋ ikisini Kâtibî her dem
Şevk ile çemen içre içer bâde-i hamrâ
Kâtibî, Nazîre-yi Kâtibî, 7. Beyit.
Rûz-ı hicrân u şeb-i fürkatde la‘lün yâdına
Komaduk elden mey-i hamrâyı bir gün bir gice
İshak, 241. Gazel, 4. Beyit.
Bir iki gün bu fenâ ‘âlemi kılduŋ çü makâm
Eyleme kendüŋe ‘îş-i mey-i hamrâyı harâm
Yakînî, 3 nolu musammatın 3. Bendinin, 3. Beyti.
Sâ‘id-i sâkîde câm-ı bâde-i hamrâya bak
Gülşen-i şâdî vü ‘işretde açılmış gül budur
Yakînî, 54. Gazel, 3. Beyit.
Sensüzin mey sohbeti bana harâm olsun müdâm
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 35
Zehr-i hicrünle sararmak hamr-ı hamrâdan lezîz
Enverî, 34. Gazel, 2. Beyit.
Derd ü gamdır yedigim ni'met-i dünyâ yerine
Hûn-ı dil nûş ederin bâde-i hamrâ yerine
Hayâlî, 371/57. Gazel, matla beyti.
Bâde-i hamrâ ile çeng ü neye virdi 'amel
Tevbe-vü-zühd ü salahı eyledi bi-kâr gül
Necatî Beg Divanı, 15. Kasîde, 9. Beyit.
Görne bâd-ı nazarda bâde-i hamrâyı destüŋde
Sanur gül deste içinde sâkiyâ rengîn şakâyıkdur
Nazmî 1523. Gazel 4. Beyit.
Ki varup kûşe-i meyhânede me’vâ tutalum
Gül gibi elde gehî bâde-i hamrâ tutalım
Remzî, Nazîre-yi Remzî, 5. Beyit.
Fasl-ı güldür varalum bâde-i hamrâ içelüm
Seyr-i bustân kılalum câm-ı musaffâ içelüm
Ayânî, Nazîre-yi Eyânî, 5. Beyit.
Câmiyâ hayrân olursun lebleri esrârına
Mest iden her dem seni ol bâde-i hamrâ gibi
Câmî, Nazîre-yi Câmî, 5. Beyit.
Kadehde bâde-i hamrâyı seyr iden ‘ârif
Habâb-ı kemterini sanma nüh kıbâba virür
36 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Sehâbî, 69. Gazel, 4. Beyit.
Hattuŋla lebüŋ ikisini Kâtibî her dem
Şevk ile çemen içre içer bâde-i hamrâ
Kâtibî, Nazîre-yi Kâtibî. 7. Beyit.
Şafak içre göricek ke’s-i hilâli kıldum
Hırka-i ezrakumı bâde-i hamrâya girev
Sehâbî, 320. Gazel, 3. Beyit.
Oldı câm-ı mey gibi sâfî-dil ü rûşen-zamîr
Kim ki tuşdı pîr-i deyrüŋ bâde-i hamrâsına
Sehâbî, 334. Gazel 3. Beyit.
Yâr ile huld-ı berîn oldı çü sahrâ bu gice
Aksun ırmag oluben bâde-i hamrâ bu gice
CÇD, 202. Gazel, Matla‘ beyti.
Niçe bir âyine-i câm ile hod-bîn olalum
Niçe bir bâde-i hamrâ gibi rengîn olalum
Hayretî, 13. Terci‘-i bend, 6. Bend.
Sâki bize bu subh sabûhı sunıvir kim
Biz yüz yumazuz olmayıcak bâde-i hamrâ
Mesîhî, 16. Kasîde, 15. Beyit.
Meyhânelere küp düşer iken yine sôfî
Mescidde varub bâde-i hamrâyi kınarlar
Necatî Beg Divanı, 155. Gazel, 7. Beyit.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 37
Hâlet-i ‘aşk iledür âdeme nürâniyyet
Reng-i rûy-ı kadehi bâde-i hamrâdan bil
Bâkî Dîvânı, 299. Gazel, 2. Beyit.
Sâkıyâ cür’a-i câm-i leb-i cân-bahşuŋı sun
Çekmesün ehl-i safa bâde-i hamrâ gammı
Bâkî Dîvânı, 506. Gazel, 2. Beyit.
Hamdü li’llâh leb-i mey-gûn ile sâkîlerümüz
Bize çekdürmediler bâde-i hamrâ gamını
Nevî, 530. Gazel, 3. Beyit.
Ayakda kalıpdır işi hergiz başa varmaz
Asrında senin tevbe elinden mey-i hamrâ
Necâtî Beg Dîvânı, s.50, 6. Beyit.
14) Hınâ rengi:
Revgan-ı gülle degil nûr-ı çerâg-ı yâkût
Bâde-i reng-i hınâ tutmaz ayag-ı yâkut
Gâlib, 24. Gazel, atla‘ beyti.
15) Kamış rengi:
هست سماع چنگ نی هست شراب رنگ نی
صد قدح است بر قدح آنک قدح چشید نی
Semâ‘ var, çeng var, ney var, kamış rengi şarap da var,
Yüzlerce kadeh şarap varken, tadan var mı? Belli değil.
Bir Demet Gül, (2/83)
38 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
16) Kırmızı:
در دل صفت کوثر جویی ز می احمر
دل پر شده از دلبر یا رب که چه جوی است این
Gönül deresinde kevser gibi revan kırmızı şarap,
Gönül dilberle doldu, bu nasıl bir dere Tanrım?
Bir Demet Gül, (145)
17) La‘l renkli:
خنک آن دم که بیاری سوی من باده لعل
بدرخشد ز شرارش رخ همچون زر من
La‘l renkli şarap sunduğun zaman, bana en mutlu andır,
Gönlüme attığı kıvılcımla parlar altın sarısı yüzüm benim.
Bir Demet Gül, 160)
ساقی، به من آور آن میِ لعل
کافکند سخن در آتشم نعل
Sâkî, o lâl renkli şarabımdan getir bana,
Çünkü söz ateşe nal attı, büyü yaptı bana
Leylâ İle Mecnun, s.67. 1. Beyit.
Göŋül kim hûn olubdur bir herîf-i bâde-peymâdan
Surâhîdür ki tolmışdur mey-i lac
l-i musaffâdan
CÇD, k. 22/29
Şehüŋ yâdına nûş eyle mey-i lac
li k’anuŋ yâdı
Ki ide gül bigi handân cânuŋı, göŋlüŋi hurrem
Ahmedî, LXII/13
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 39
Gûş it nagam-ı cûdı vü nûş it mey-i lac
li
Takdîr çü ayruhsı olamaz bu ne gamdur
Ahmedî, 264/6.
Mey-i la‘lîn tolu zerrîn kadehi sâkînüŋ
Emriyâ bâg-ı safânuŋ gül ü nesrîni-durur
Emrî, 136. Gazel, 5. Beyit.
İy civân pîr-i mugândan yine himmet alalum.
Mey-i l’al adına iksîr-i saadet alalum
‘Ömrî, Nazîryi ‘Ömrî, 3. Beyit.
Mest olup müftî-i çeşmüŋ mey-i la’lüŋle geçer
Sadr-ı mihrâba imâm olmaga bilmez edebi
Fasîhî, Nazîre-yi Fasîhî, 7. Beyit.
Hatt-ı lebi kazınsa müveccehdür ol mehüŋ
Komaz Gubârî cânda mey-i la’l-i Sun’iyâ
Sun‘î, 1. Gazel, makta‘ beyti.
Câna safâ tabî’ata her dem cilâ virür
Cevher degül mi câm-ı mey-i la’l Nazmîyâ
Nazmî, 536 Gazel, 5. Beyit.
Göŋül kim hûn olubdur bir harîf-i bâde-peymâdan
Surâhîdür ki tolmışdur mey-i la‘l-i musaffâdan
CÇD. 22. Kasîde, 29. Beyit.
Mey-i lac
l âdeme ziyân itmez
40 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Belki ser-mâye-i sacâdet olur
Bâkî Dîvânı, 93. Gazel, 6. Beyit.
Şeker hâdâm u bûrekler öninde her sipâhînün
Tenakkul edüp içerler mey-i la‘lîni sâgardan
MNÖM, Nazîre-yi Ömer, XCV, 17. Beyit.
Baŋa zehrâb-ı hicrânın virür gayra mey-i la‘lin
O kâfir beççeden ben çekdigim bir müslimân çekmez
Nevres, 49. Gazel, 4. Beyit.
Câna safâ tabî‘ata her dem cilâ virür
Cevher degül mi câm-ı mey-i la‘l Nazmiyâ
Nazmî, 61. Gazel, 5. Beyit.
Kıbkızıl kandur dem-â-dem bâde-i la’lüŋ gibi
Leblerüŋ ‘aksiyle çeşmüm şöyle itdi imtizâc
Selman, Nazîre-yi Selman 4. Beyit.
Şafakdan itdi meh-i nev çün âşikâr kadeh
Sun imdi bâde-i la’l ile zer-nigâr kadeh
Cafer, Nazîre-yi Ca‘fer, matla‘ beyti.
Ne dem ki bâde-i la’linle dil leb-â-lebdir
Habâb neş’e-i sahbâya teng-meşrebdir
Nevî, 88. Gazel, matla‘ beyti.
Bâde-i la’lin gören sahbâya çekmez ihtiyâc
Seyr iden rûyın meh-i garrâya çekmez ihtiyâc
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 41
Vahyî, 25. Gazel, matla‘ beyti.
18) Lâ‘lfâm:
Getir sâqî méy-é gülgûn, bu bezmi bir bahâr éyle.
O câm-é lac
lfâm ile bu xâmi bir xumâr éyle.
Dîvân-ı Nebâtî, s. 135, beyt 1.
Yek-reng yâr var ise ‘âlemde ey göŋül
Sâkî-i gül-’izâr ü mey-i lâl-fâm ola
Necatî Beg Divanı, 22. Gazel, 5. Beyit.
19) Lâ ‘l-gûn:
Olmadı bâzgûn kadeh-i sernigûnumuz
Hûnâb-ı hasret oldu mey-i la'1-gûnumuz
Nâilî-i Kadîm, 1. Müseddes, 1. Bend, 1. beyit.
20) Lâlegûn:
Felek işretgehim mey sâgarımdır ey şafak sen hem
Dökülmüş şâm-ı ayşımda şarâb-ı lâle gûnumsun
Hayâlî, 312, 29. Gazel.
Her geh dökülse câm-ı meye lâle-gûn şarâb
Virür fenâ nişânesini anda her habâb
Sehâbî, 32. Gazel, matla‘ beyti.
Destümde lâle-gûn mey ile vakt-i subh-dem
Geçdüm sabûhî eyleyürek lâle-zârdan
Sun‘î, 1. Kasîde, 12. Beyit.
42 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Bâde-peymâ ‘âşıkam ser-menzilüm mey-hânedür
Kanlu yaşum lâle-gûn mey gözlerüm peymânedür
Sehâbî, 116. Gazel, matla‘ beyti.
Lâle-gûn mey sensüz iy gül-ruh kızıl kandur baŋa
Bezm-gâh-ı kasr-ı ‘ışret Beytü’l-ahzân’dur baŋa
Celîlî, Nazîre-yi Celîlî, matla‘ beyti.
21) Lâlereng:
نصفی به نوای چنگ بر گیر
ساقی ، میِ الله رنگ بر گیر
Sâkî kalk, lâle renkli şarap getir bana,
Çeng nağmesi eşliğinde kadeh ver bana.
Leylâ İle Mecnun, s.70. 8. Beyit.
Yâr-ıla lâle-reng mey it nûş gül bigi
Virme yile bu cömri ki olur bekâsı az
Ahmedî, 297/7.
Mey-i lâle-reng elde meclis müheyyâ
Ne hâcet zamân-ı gül ü gül-sitâne
Bâkî Dîvânı, 406. Gazel 3. Beyit.
22) Nar kırmızısı:
ساقی ز خمِ شرابخانه
پیش آر میِ چو ناردانه
Ey sâkî, mahzendeki şarap küpünden,
Nar kırmızı şarap getir kavdaki küpten.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 43
Leylâ İle Mecnun, s.68. 6. Beyit.
23) Narçiçeği renkli:
ساقیء فرّخ رخِ من جام چو گلنار بده
بـهـرِ مـن ار میندهی، بهرِ دلِ یار بده
Ey kutsal yüzlü sâkî, narçiçeği renkli şaraptan ver,
Bana vermek istemiyorsan, yârimin hatırı için ver.
Bir Demet Gül, (187)
24) Reyhanî:
Bâg-ıla gül-zârı çünkim eyledi âbâd bâd
Bâde-i reyhânı eyle nûş her-çi bâde bâd
Ahmedî, II/6.
Sâkiyâ ol rengi sungıl kim gül-istân devridür
Bâde-i reyhânî yü nesrîn ü reyhân devridür
Ahmedî, 192/1.
25) Sefîd:
Yâruŋ lebinde sanmaŋ olupdur ‘arak bedîd
Nûş itmege yaşumdan alupdur mey-i sefîd
Emrî, 49 nolu mukatta‘
Bir kâse nûş eder sanasın pür mey-i sefîd
Gâhî ki yâd eder dil-i ayyâş gerdenin
Nâilî-i Kadîm, 212. Gazel, 3. Beyit.
26) Surh:
44 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
‘İzzet dilerseŋ iç mey-i surhı Mesîhî kim
Kan yutmayınca bulmadı hîç i‘tibâr la‘l
Mesîhî, 143. Gazel, 8. Beyit.
Mey-i sürh ile pür kılmış kabâgın şehr-i şa'bânda
Anuŋçün çeşmümi habs eyledüm devletlu sultânum
Zâtî, 916. Gazel, 2. Beyit.
Gonca mıdır sebz-gûn berk içre yâ almış ele
Bâde-i surh ile pür bir sâgar-ı pîrûze gül
Nefî, 72. Gazel, 3. Beyit.
27) Sürhâb:
Bâdeden zâl-i hıred düşse ‘aceb mi ayaga
Rüstem-i Zâl’i ayakdan düşürür sürh-âb-ı mey
Sehâbî, 418. Gazel, 2. Beyit.
28) Yâkûtreng:
Korkusuz başdur ki tutar sâgar-ı yâkût-ı nâb
Oluban mey-gûn lebüŋ yâdına ‘işret-sâz gül
CÇD, k. 32/17
Şol mey-i yâkût-renge müşterîdür ehl-i zevk,
Cevhere sarrâf olan elbette eyler i‘tibâr.
Revânî, 33. Kasîde, 12. Beyit.
Ne-durur lac
l ü yâkût-ı revân mey
Ne-durur kuvvet ü kût-ı revân mey
Ahmedî, 706/1.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 45
Şevk-i lâ‘lüŋle kıyar cânına cânâ
Mey-i yâkût-ı revân Ademi bî-bâk eyler
Nazmî, 2177. Nazîre, 5. Beyit.
Mey-i yâkût ile gel cânı ferah-nâk idelüm
Bezmümüz bir meh ile gayret-i eflâk idelüm
Mesîhî NM, 703, matla‘ beyti.
Mey-i yâkûtı kend'özüŋe kuvvet
Bilürsin hod cihânuŋ yok karârı
Sultan Cem, Nazîre-yi Cem, 3. Beyit.
Merhabâ ey câm-ı mînâ-yı mey-i yâkût-reng
Devri gelsin senden ögrensin sipihr-i bî-direng
Nef‘î, Sâkî-nâme, 1. Bend, matla‘ beyti.
Câm-ı zerrîn ü mey-i yâkût-rengi neylesün
Şol gedâlar kim şafak bâde güneş peymânedür
Necatî Beg Divanı, 118. Gazel, 4. Beyit.
Nûş kıl zerrîn-kadehden bâde-i yâkût-reng
Kim bulıtdur gûher-efşân u hevâdur müşg-bâr
Ahmedî, (XXV/59)
La‘l-i lebler bâde-i yâkûtı ister gördiler
Rindler la‘l-i şirişk-i çeşmi harca sürdiler
Emrî, 99 nolu mukatta‘
46 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Tarama sırasında tespit edebildiğimiz iki altmış yedi beyitte kullanı-
lan renklerin istatistiği:
1) Ahmer sıfatı 12 kez 2) Akik rengi 2 kez
3) Al sıfatı 7 kez 4) Altın rengi sıfatı 1 kez
5) Asfar sıfatı 3 kez 6) Benefşe rengi 1 kez
7) Erguvan rengi 25 kez 8) Gülçehre 3 kez
9) Gülfâm 24 kez 10) Gülgûn 49 kez
11) Gülnâr rengi 1 kez 12) Gülrengi 36 kez
13) Hamrâ sıfatı 50 kez 14) Hınâ rengi 1 kez
15) Kamış rengi 1 kez 16) Kırmızı 1 kez
17) La‘l rengi 20 kez 18) La‘1-fâm 2 kez
19) La‘l-gûn 1 kez 17) La‘l rengi 20 kez
18) La‘l-fâm 2 kez 19) La‘l-gûn 1 kez
20) lâlegûn 4 kez 21) Lâlerengi 4 kez
22) Nar kırmızısı 1 kez 23) Narçiçeği rengi 1 kez
24) Reyhanî 2 kez 25) Sefîd 2 kez
26) Surh üç kez 27) Sürhâb 1 kez
28) Yâkût rengi 10 kez.
KAYNAKÇA
Adnî Dîvânı, Osman Kufacı, İstanbul 2006.
Âhî Dîvânı, Hazırlayan: Prof. Dr. Mustafa Kaçalin, Kültür Bakanlığı Yay.,
Ank. 1994.
Ahmed Paşa Divanı (nşr. A. Nihat Tarlan), İstanbul 1966.
Ahmedî Dîvânı, Akdogan, Yaşar. “Ahmedi Dîvânı ve dil hususiyetleri:
gramer, sentaks, sözlük.” Doktora Tezi. İstanbul Üniversitesi, 1979.
Amrî, Divan, Hazırlayan: Mehmed Çavuşoğlu, İstanbul 1979.
Aşkî Divanı inceleme-metin, Nurcan Boşdurmaz, İstanbul 2000.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 47
Avnî [1432-1481], Dîvân-ı Sultân Muhammed rahimehullâh, Millet
Ktp. Ali Emiri Edebiyat Kit. 305. Süleymaniye Ktp. Mikrofilm Arşivi
1654. Hazırlayan: Mustafa S. Kaçalin.
Bâkî Dîvânı, Dr. Sabahattin Küçük, Türk Dil Kurumu yayınları: 601, Ankara
1994.
Behiştî Dîvânı, Dr. Yaşar Aydemir, Ankara 2000.
Dîvân-ı Yahyâ (Şeyhülislâm), Hazırlayanlar: Süleyman Nazîf, Cenâb
Şahâbeddîn, İsmâil Hakkı, Mahmud Kemal, Osman Kemal, İstanbul
1334.
Emrî Dîvânı, M. A. Yektâ Saraç, 2003.
Fuzûlî, Dîvân, Hazırlayan, Sadeleştiren, Manzum Çeviren: Mehmet Kanar,
İstanbul 2015.
Gelibolulu Sun‘î Dîvânı, Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Yakar,
Gaziantep 2009
Halûk İpekten, Büyük Türk Klâsikleri, İstanbul 1986.
Hayâlî Bey Divanı, Ali Nihat Tarlan, İstanbul Üniversitesi Yayını, İstanbul
1945.
Hayretî, Dîvan, Tenkidli Basım, Hazırlayanlar: Dr. Mehmed Çavuşoğlu,
M. Ali Tanyeri, İstanbul 1981.
Hüdâyî, Dîvân-ı İlâhiyyât, Kemaleddin Şenocak ve Ziver Tezeren, (İstanbul
1970, 1986).
Karamanlı Nizâmî, Haluk İpekten, Hayatı, Edebî Kişiliği ve Divanı, Ankara
1974.
Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı, Gelibolulu ‘Âlî, Hazırlayan: Mustafa İsen,
Ankara 1994.
Mânî, Dîvânı ve Şehrengîzi, Doç. Dr. Şener Demirel, 2011.
Mecmü-atü'n-nezâir, Ömer b. Mezîd, Haz. Mustafa Canpolat, Ankara
1982.
Mesihi Divanı, Mine Mengi, Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, Ankara
1995.
48 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Mevlânâ Celâleddîn Muhammed-i Rûmî’den Bir Demet Gül (Dîvân-ı Kebîr’den
seçme 303 gazel), Seçen ve Çeviren: Prof. Dr. A. Naci Tokmak, İstanbul
2015.
Nâilî-i Kadîm Divânı: Edisyon Kritik (haz. Halûk İpekten), İstanbul 1970.
Nâşid Divanı, Lütfü Alıcı (doktora tezi, 1998.
Necâtî Beg Dîvânı, Hazırlayan: Prof Dr. Ali Nihat Tarlan, Ankara 1992.
Nedim Divanı (haz. Abdülbaki Gölpınarlı), İstanbul 1951.
Nef’î ve Sihâm-ı Kazâ’sı (haz. Saffet Sıtkı), İstanbul 1943.
Nesîmî, Hayatı, Edebî Kişiliği, Eserleri ve Türkçe Divanının Tenkitli Metni,
Hüseyin Ayan, Ankara 2002.
Nev’î, Divan (haz. Mertol Tulum - M. Ali Tanyeri), İstanbul 1977.
Nevres-i Kadim Divanı ve İndeks, Şerife Yağcı, (yüksek lisans tezi, 1993).
Nizâmî-yi Gencevî, Leylâ İle Mecnun, Farsça’dan Çeviren: Prof. Dr. A.
Naci Tokmak, İstanbul 2013.
Revânî Dîvânı, Hazırlayan: Ziya Avşar, T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü,
Rûhu’l-Mesnevî (Şerhu’l-Mesnevî). Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin
Meŝnevî’sinin ilk 738 beytinin şerhidir (I-II, İstanbul 1285, 1287).
Sehâbî Dîvânı, Metn-Çeviriyazılı Metn, Cemal Bayak, Turuz-Tebriz 2013.
Şeyh Galib Dîvânı (haz. M. Muhsin Kalkışım), Ankara 1994.
Şeyhî Divanı: İnceleme-Metin-Dizin (haz. Halit Biltekin, doktora tezi, 2003).
Usûlî Divanı (haz. Mustafa İsen), Ankara 1990.
Vahyî Divanı ve İncelenmesi (doktora tezi, 2004).
Yahyâ Bey, Dîvan, Tenkidli Basım, Hazırlayan: Dr. Mehmed Çavuşoğlu,
İstanbul 1977.
Yakînî Dîvânı, İnceleme-Metin ve Çeviri-Açıklamalar-Sözlük, Ömer Zülfe, T.
C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Mü-
dürlüğü, Ankara 2009.
Zatî Divanı (haz. Ali Nihad Tarlan), İstanbul 1967. II. Cilt: 1970, III. Cilt:
Mehmed Çavuşoğlu, M. Ali Tanyeri, İstanbul 1987
PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
ÖZ
2013-2014 yıllarında, şiir zevkimi tatmin etmek için Mevlânâ’nın Mesnevî’si
ile dîvânından gazeller okurken, dîvândan seçkiler yapıp Türk-
çe’ye çevirmeyi de düşünüyordum. Bu gazellerin çevirisini yaparken,
Mevlânâ’nın gazellerinde şaraptan söz ettiği yerlerde, değişik renkli şaraplardan
bahsettiğini görünce, bunları bir kenara kaydettim. Bu tespiti
yaptıktan sonra, başka şairlerin de şarap için hangi renkleri kullandıklarını
araştırmayı düşündüm. Önce Nizâmî’nin, tarafından yapılan Leylâ
İle Mecnun çevirisinde, Nizâmî’nin kullandığı şarap renklerini tespit ettim.
Ardından da Değerli bilim adamı ve dostum Prof. Dr. A. Atilla Şentürk
tarafından oluşturulan Eski Türk Edebiyatı şiir bankasına başvurarak,
Türk şairlerinin eserlerinin yer aldığı bu çalışmayı tarayarak, şairlerimizin
şarap için hangi renkleri kullandıklarını tespit ederek bu makaleyi
hazırladım.
Anahtar Kelimeler: Edebiyatta Şarap Renkleri, Divan Şiiri, Şarap
Renkleri.
ABSTRACT
To satisfy my pleasure of poetry i try to read Mevlana’s Mesnevi and
Diwan in the 2013 – 2014, then i was thinking to translate some selected
poems of Diwan. In the time that i was translating this ghazals where the
PROF. DR. ABDURRAHMAN NACİ TOKMAK, Yeditepe Üniversitesi, FenEdebiyat
Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Fars Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’ndan (1998), Kocaeli
Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden (2002) Emekli. Email: antokmak@yeditepe.edu.tr
ve nacitokmak@gmail.com
2 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
wines mentioned in Mevlana's ghazals and the different colored wine
used in the ghazals, I save them aside. After making this determination, i
research the thought of another poet and what colors they use for wine.
First of all in translation of Leyli and Mecnun by Nezami I've found that
the wine color Nizâmî's use. Then, referring to the Old Turkish poetry
banks by Prof. Dr. A. Atilla Şentürk and scaning the turkish poet poems
and determining what colors they use wine for our poet. By collecting all
og them i have prepared this article
Keywords: Wine colores in Literature, Poem of Diwan, Wine colores.
چکیده
در سالهای 2013-2014 در جهت ذوق شعری خویش غزلیاتی از مثنوی و دیوان
مولوی می خواندم و در فکر ترجمه اشعار گزیده از دیوان نیز بودم. در حین ترجمه
غزلیات در مقاطعی که مولوی از شراب بحث کرده، توضیحاتی در مورد شراب هایی به
رنگهای مختلف می داد این ها را در گوشه ای یادداشت می کردم. در اثنا این تثبیت
تحقیقاتی در این زمینه انجام دادم که شاعران دیگر چه رنگ شراب هایی را استفاده
نموده اند. ابتدا در ترجمه لیلی و مجنون نظامی، رنگ شرابهایی که وی استفاده کرده
است را تثبیت نمودم. بعد از آن نیز با مراجعه به بانک شعر ادبیات قدیم ترک که توسط
پروفسور دکتر آتال شنترک تهیه شده است رنگ شرابهایی را که شاعران ترک در
اشعارشان استفاده کرده اند را مورد بررسی قرار داده و این مقاله را نوشتم .
کلید واژه ها: رنگ شراب در ادبیات، شعر دیوانی، رنگ شراب
2013-2014 yıllarında, şiir zevkimi tatmin etmek için Mevlânâ’nın Mesnevî’si
ile dîvânından gazeller okurken, dîvândan seçkiler yapıp Türk-
çe’ye çevirmeyi de düşünüyordum.
Gerek Mesnevî, gerekse Dîvân-ı Kebîr başucu kitaplarımdan bazıları-
dır. Dîvân-ı Kebîr’i okurken dikkatimi çeken hususlardan biri,
Mevlânâ’nın gazellerinde sık sık, “gitme”, “yapma”, “etme”, “okuma”,
“uyuma”, “çıkarma”, “kırma”, “bakma”, “boğuşma”, “öğretme”,
“korkma” gibi olumsuz emirleri, “olmuyorsun”, “gelmiyorsun”,
“oturmuyorsun”, “etmediniz”, “değilsiniz”, “oturmuyorum”, “bıkma-
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 3
dı”, “gitmiyor”, “sunmadı” gibi olumsuz çekimli fiillerle, “yok”, “de-
ğil”, “ne bileyim” gibi olumsuzluk bildiren kelimeleri şiirlerinde kâfiye
veya redif olarak kullanmasıydı.
Ancak Mevlânâ’nın beyânı olumsuz olmakla beraber, merâmı olumluydu.
Buradan hareketle O’nun bu tür gazellerini seçip, çevirisini yaptıktan
sonra “Olumsuz Söz, Olumlu Öz” adını vermeyi düşündüğüm
bir seçki/çeviri hazırlamayı düşünmüştüm.
Bu türden seksen dört gazel seçip çevirdim. Ancak bu kadar gazel, en
fazla yüz sayfalık bir kitap olacağı için, Dîvân-ı Kebîr’i tekrar tarayıp, dört
yüz civarında gazel seçerek onları da çevirmeye başladım. Bunlar arasından
da iki yüz on dokuz gazeli çevirip, çalışmamı noktaladım.
Üç yüz üç gazelin çevirisinin yer aldığı ve “Mevlânâ Celâleddîn
Muhammed-i Rûmî’den Bir Demet Gül (Dîvân-ı Kebîr’den Seçme 303
Gazel)” adını verdiğim bu kitabı iki bölüme ayırdım. Her iki bölümde
de gazellerin sıralamasını, Dîvân-ı Kebîr’deki elifbâ sırasına göre yaptım.
Birinci bölüme “Hikmet Pınarı”, ikinci bölüme ise “Olumsuz Söz,
Olumlu Öz” başlıklarını uygun olacağını düşündüm ve bu adları verdim.
“Hikmet Pınarı” başlığı altında yer alan gazeller iki yüz on dokuz,
“Olumsuz Söz, Olumlu Öz” başlığı altında yer alan gazeller seksen dört
tanedir.
Bu gazellerin çevirisini yaparken, Mevlânâ’nın gazellerinde şaraptan
söz ettiği yerlerde, değişik renkli şaraplardan bahsettiğini görünce, bunları
bir kenara kaydettim.
Mevlânâ şaraplar için altın rengi, kırmızı, la‘l, gül, nar çiçeği, akik,
erguvan ve kamış rengi gibi renkler kullanmıştı. Kırmızı, la‘l, gül, akik
ve erguvan renkleri hemen hemen her şair tarafından kullanılırken,
Mevlânâ’nın şarabı tavsif ederken altın rengi, nar çiçeği ve kamış rengi
gibi renkleri kullanması dikkat çekiciydi.
Bu tespiti yaptıktan sonra, başka şairlerin de şarap için hangi renkleri
kullandıklarını araştırmak farz oldu. Önce Nizâmî’nin, tarafından yapı-
lan Leylâ İle Mecnun çevirisinde1
, Nizâmî’nin kullandığı şarap renklerini
tespit ettim.
1 Nizâmî-yi Gencevî, Leylâ İle Mecnun, Farsça’dan Çeviren: Prof. Dr. A.
Naci Tokmak, Say Yayınları, İstanbul 2013.
4 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Daha sonra tarafımdan yayına hazırlanan Dîvân-ı Nebâtî’deki şarap
renkleriyle ilgili beyitleri tespit ettim.2
Ardından da Değerli bilim adamı ve dostum Prof. Dr. A. Atilla Şentürk
tarafından oluşturulan Eski Türk Edebiyatı şiir bankasına başvurarak,
Türk şairlerinin eserlerinin yer aldığı bu çalışmayı tarayarak, şairlerimizin
şarap için hangi renkleri kullandıklarını tespit ederek bu makaleyi
ortaya koyma imkânı buldum.
Prof. Dr. A. Atilla Şentürk’ün şiir bankasında yer alan eserler şunlardır:
Baki ve Ahi Divanları’ndan notlar
Fişler dosyasından aktarılanlar
Fatih Divanı, Kemal Edip Kürkçüoglu
Hayâlî Bey Divanı, A.N. Tarlan, Halil Çeltik3
Necati Bey Divanı, A.N. Tarlan
Revânî Divanı
Âhî Divanı, Mustafa Kaçalin
Ahmedî Divanı, Yaşar Akdogan4
Emrî Divanı, Yekta Saraç
Nazire Mec Selçuk
Nazire Mec Berrin-Bilal
Sehabî Divanı, Cemal Bayak
Sunî Divanı, Halil İbrahim
Yakinî Divanı, Ömer Zülfe
Cafer Çelebi Divanı, Fatma5
2 Bu çalışmam henüz basılmadığı için Dîvân’ın İran’da basılmış olan
nüshasını kaynak gösterdim. Dîvân-ı Türkî-yi Seyyid Ebu’l-Kâsım Nebâtî,
Tedvîn Eden: Hüseyin Muhammed-zâde Sadîk, Tebrîz 1372 h.ş./1993 m.
3 Hâyâlî Bey’den alınan beyitlerin altında verilen rakamlardan birincisi
gazel numarasını, ikinci rakam ise beyit numarasını göstermektedir.
4 Beyitlerin altında Ahmedî’den alınan beyitlerde romen rakamı (bazen
birinci arabik rakam) gazel numarasını, sonraki rakam ise beyit numarasını
göstermektedir.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 5
Fuzûlî Divanı, Sibel Özer
Nef‛î Divanı, Metin Akkuş
Hayretî Divanı, Mehmet Çavuşoğlu
Mesîhî Divanı, Mine Mengi
Mecmû’atü’n-nezâir, Ömer b. Mezîd6
Bâkî Divanı, Sabahattin Küçük
Nailî-i Kadîm, Haluk İpekten
Nedim Divanı, Abdülbaki Gölpınarlı
Seyyid Nesimi Divanı
Nevî Divanı, Mertol Tulum, Ali Tanyeri
Şeyh Galib Divanı
Şeyhî Divanı
Usûlî Divanı, Mustafa İsen
Zâtî Divanı, II. cilt ögrenci tezi
Adnî Divanı, Osman Kufacı
Aşkî Divanı, Nurcan Boşdurmaz
Künhülahbâr, Mustafa İsen
Vahyî Divanı, Hakan Taş
Nevres Divanı
Ferhad-nâme
Lamii Çelebi, Nisabül Belagat, H. Ali Esir
Siham-ı Kazâ
İsmail Hakkı Bursevî, Ruhü’l-Mesnevî
Amrî Divanı
Ferâhu’r-rûh, Murat Karavelioglu
Pervane Bey Mecmuası, Ömer Zülfeden gelenler
5 Beyitlerin altında bu eser CÇD rumuzuyla gösterilmiş, örneğin: CÇD, g
139/6 kısaltması 139. Gazelin 6. Beytini göstermektedir.
6 Bu eser kaynak olarak (MNÖM) rumuzuyla gösterilmiştir.
6 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Naşid Divanı
Şeyhülislâm Yahyâ
Zâtî Divanı beyitler, Vildan Şuşman Serdaroğlu
Taşlıcalı Yahyâ Divanı
Karamanlı Nizami Divanı
Mealî Divanı, Esma Şahin
Ahmed Paşa Divanı 2. kısım tamamlanmamış metin7
Bu taramalar ve tespitler sonucunda şairlerin, bazıları birbirinin aynı-
sı olmakla beraber kimi şairler o sıfatın Arapçasını, kimisi Farsçasını
kimisi de Türkçesini kullanmıştır. Bunlar renklerine göre tasnif edildiği
zaman şarap için kullanılmış kelimelerin sayısı daha aza inecektir.
Örneklemek gerekirse;
Ahmer, al, hamrâ, kırmızı, surh ve surhâb sıfatlarının hepsi kırmızı
şarap için kullanılırken; altın rengi, asfar, kamış rengi beyaz şarap için;
gülçehre, gülfâm, gülgûn, gülreng gibi kelimeler hemen hemen aynı
renk için; gülnâr, nar kırmızı, nar çiçeği de aynı renk için; la‘l, la‘l-fâm,
la‘l-gûn la‘l renkli şarap için; lâlegûn ve lâlereng ise yine aynı renk, muhtemelen
kırmızı şarap için kullanılmıştır. Dolayısıyla birleştirme yapıldı-
ğı takdirde bu 28 rengi 13 olarak da tespit etmek mümkündür.
Ancak şairler değişik ifâdelerle anlatımlarını güçlendirmek ve renklendirmek
için değişik sıfatlar kullanmışlardır. “Fâm”, “gûn”, “çün” gibi
benzetme edatları kullanarak aynı rengi başka bir ifâdeyle beyân edip,
dil zenginliğinden yararlanmışlardır.
Şarap için kullanılan kelimeler ise; şarap, mey, bâde, ve hamr kelimeleridir.
Ancak yer yer, câm, kadeh, gibi bazı kelimeler, ifâde-i küll, irâdei
cüz mantığıyla şarap anlamına kullanılmıştır. Bütün bu hususları göz
önünde bulundurarak, biz de onlara saygı için şarap renklerini 28 başlık
altında tasnif ettik.
Tespit edebildiğimiz bu 28 ayrı şarap rengi şunlardır:
7 Bu listeyi Prof. Dr. Atilla Şentürk’ün oluşturduğu Eski Türk Edebiyatı
Şiir Bankası’nın başında kaydedildiği şekliyle aynen naklediyorum.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 7
1) Ahmer(A) Kırmızı, 2) Akik(A) renkli, 3) Al(T), 4) Altın(T) rengi, 5)
Asfar(A) Sarı, 6) Benefşe(F) Menekşe, 7) Erguvan(F) renkli, 8) Gülçehre(F),
9) Gülfâm(F), 10) Gülgûn(F), 11) Gülnâr(F) Nar çiçeği renkli, 12) Gülrengi(F),
13) Hamrâ(A) Kırmızı, 14) Hınâ(A) Kına rengi, 15) Kamış(T) rengi,
16) Kırmızı(T), 17) La‘l(A) renkli, 18) La‘1(A)-fâm(F) 19) La‘l(A)-gûn(F),
20) Lâlegûn(F) ) 21) Lâlereng(F), 22) Nar(F) kırmızısı, 23) Nar(F)çiçeği(T)
renkli, 24) Reyhanî(A), 25) Sefîd(F) Beyaz, 26) Surh(F) Kırmızı, 27)
Sürhâb(F) Kırmızı, 28) Yâkût(A)-reng(F).8
Şarap için bu renkleri kullanan şairlerin örnek beyitleri:
1) Ahmer:
Bûstânda gül gül olmuş lâlelerden çihresi,
Nûş ider rindâna beñzer kim mey-i ahmer çemen.
Revânî, 3. Kasîde, 9. Beyit.
Zâhidâ el elüŋe verme meyi
Ki mey-i ahmerüŋ agı yüzi yok
Kemal, MN. 517. Nazîre, 4. Beyit.
Saldı sahn-ı bûstâna bir zümürrüd-gûn bisât
Sebzede nûş itmege câm-ı mey-i ahmer çemen
Üsküplü İshak Çelebi, 13. Kasîde, 3. Beyit.
Dil ki her dem nûş ider hûn-âbe-i derd ü gamı
Rind-i dürd-âşâma beŋzer kim mey-i ahmer çeker
Sehâbî, 118. Gazel, 2. Beyit.
‘Arz ider hûn-âbe-i dil dîde gûyâ mey-fürûş
8 Renklerin yanında parantez içinde gösterilen harflerden (A), o kelimenin
Arapça, (F) Farsça, (T) ise Türkçe olduğunu göstermektedir.
8 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Halka şîşeyle şarâb-ı sâf-ı ahmer gösterür
Sehâbî, 124. Gazel, 4. Beyit.
Hezârân rû-siyehlik itdüm âhir
Yüz aklıgın mey-i ahmerde buldum
Mesîhî, 155. Gazel, 7. Beyit.
Bezm-i hüsn içinde dâ’im mest-i nâz olmag içün
Lebleri her lahzada câm-ı mey-i ahmer sunar
Necatî Beg Divanı, 184. Gazel, 2. Beyit.
Eyleyüp cayş-i hayâl-i leb-i dil-ber hâtem
Câm-ı zerrîn ile çeksün mey-i ahmer hâtem
Bâkî Dîvânı, 19. Kasîde, 39. Beyit.
Cemâlün ravzasındandur ki hâsıl oldı Rızvâna
Tudagundan mey-i ahmer yanagundan gül-i sûrî
Nazîre-i Nâmûsî, MNÖM, LXXVIII. Nazîre, 6. Beyit.
Leblerün şevkında Hassân mey-perest ü mestdür
Meyli anun-çün müdâm anun mey-i ahmerdedür
Nazire-i Hassân, MNÖM, CCCXXIV. Nazire, 8. Beyit.
Tâ la‘l-i lebüŋ ‘aksi dil-i sagara düşdi
‘Uşşâk-ı cihân cümle mey-ı ahmere düşdi
Adnî, 89. Gazel, Matla‘ beyti.
Toludur çeşm-i terüm hûn ile sâgar yirine
Dil ciger kanın içer bâde-i ahmer yirine
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 9
Sehâbî, 356. Gazel, matla‘ beyti.
2) Akik renkli:
باده بنوش مات شو جمله تن حیات شو
باده چون عقیق بین یاد عقیق کان مکن
İç şarabı, geç kendinden, baştan ayağa hayat kesil,
Akik renkli şarâbı gör, akik madenini akla getirme.
Bir Demet Gül, (2/50)
Dem-i seherde görür Nâ’ilî akîk-i meyin
Kemine cur’asını ahter-i Yemen mahmur
Nâilî-i Kadîm, 47. Gazel, 5. Beyit.
3) Al:
Emrî kan ağladuğum bu ki cefâ taşı dilüŋ
Şîşe-i bâdesin ufatdı dökildi mey-i âl
Emrî, 303. Gazel, 5. Beyit.
Çihre-i zerd ile meclisde mey-i al içmek
Bir marazdur bu ki ‘ışk ehline olur sârî
Nev‘î, 509. Gazel 3. Beyit.
Dil-i zârumuz mest nezzâresinden
Mey-i al-i pür-câm-ı Cemdür ‘izâruŋ
Vahyî, 164. Gazel, 3. Beyit.
Her gül mey-i âl ile pür-peymânedür Yahyâ bu gün
Gül devri kendin itmesün mey-hâre gönlüm neylesün
10 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Dîvân-ı Yahyâ (Şeyhülislâm), s.239/2. Beyit.
Geldi gül gibi mey-i al ile sâkî gülerek
Şöyle gösterdi ki irişdi bahâr eyyâmı
Dîvân-ı Yahyâ (Şeyhülislâm), s.307/6. Beyit.
Öldürürse beni gam kılmag içün def'-i melâl
Elüme almayayın and içeyin bâde-i âl
Çalayın yire safâ sâgarını cür'a-misâl
Kanı ol gülbün-i gülzâr-ı letâfet Memi şâh
Hayretî, 23. Mersiye, 7. Bend.
Habbezâ Sâkî-nâme-i rengin
Neşve-cûyân-ı nazma bâde-i âl
Nedîm Dîvânı, 61 nolu kıt‘a’nın 4. Beyti.
4) Altın rengi:
چون وقف کردستم پدر بر بادههای همچو زر
در غیر ساقی ننگرم وز امر ساقی نگذرم
Babam altın renkli şaraba vakfettiğinden beri beni,
Sâkîden başkasına bakmam, ne buyursa itaat ederim.
Bir Demet Gül, (164)
5) Asfar:
Topraga dökdi ne kim nakdi var-ısa zer ü sîm
Çünki nûş itdi çemende mey-i asfer nergis
Ahmedî, XLV/2.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 11
Gözleme sud u ziyânı saglıgun ser-mâyedür
Zer ver ü la’l al ki hayrun bâde-i asfardadur
Kıssa-hân-ı ‘ışk, Nazire-i CCCXXXI, 4. Beyit.
6) Benefşe:
Tîr-i gam cânuma geçmişdi geçenden geçelüm
Dâs-ı sâgarla bu dem ‘işret ekinin biçelüm
Serv ayagında güle karşu benefşe içelüm
Mest-i lâ-ya‘kil olalum yakalar çâk idelüm
CÇD, g. 139/6
7) Erguvan renkli:
چون سر عشق نیستت عقل مبر ز عاشقان
چشم خمار کم گشا روی به ارغوان مکن
Aşkla işin yoksa eğer, âşıkların aklını alma başından,
Mahmur gözle bakma, erguvan rengi şaraba yönelme.
Bir Demet Gül, (2/51)
یاری ده، زندگانیم ده
ساقی، میِ ارغوانیم ده
Sâkî, erguvan renkli şaraptan ver bana,
Bana yardım et, yeniden hayat ver bana.
Leylâ İle Mecnun, s.75. 7. Beyit.
Bihişt itdi sabâ çün gülsitânı
Sebük-rûh ol çeküp rıtl-ı girânı
Ki nûş itmek şarâb-ı ergavânı
Kadîmî câdetidür Rûm İlinün
CÇD, g. 105/4
12 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Bezm ol durur ki yâr içe mey sâkî cân ola
Cismimde kanım ana mey-i ergavân ola
Hayâlî, 101, 9. Gazel.
Bir tab vardur anda ki kân bagrını ezip
Döndürdi la'l-i nabı mey-i erguvâna tîğ
Necâtî Bey, 11. Kasîde, s.74, 7. Beyit.
Çün nev-bahâr-ı devlet-i Şâh-ı cihân ola
Hôrşîd-i bî-zevâl mey-i ergavân ola
Necatî Beg Divanı, 21. Gazel, 1. Beyit.
Gonca yatıkların yine alup kenârına
İçer güzeller ile mey-i ergavan gül
Revânî, 13. Kasîde, 5. Beyit.
Beni mihnet bucaklarında öldürür idi serbâ,
Eger olmasa ortada şarâb-ı erguvan âteş.
Revânî, 14. Kasîde, 29. Beyit.
Bezm-i çemende la‘l-i lebüŋ şevkına şehâ
Lâle elinde câm-ı mey-i ergavân tutar
Âhî, 18. Gazel, 4. Beyit.
Çün nev-bahâr-ı devlet-i Şâh-ı cihan ola
Hûrşîd-i bî-zevâl mey-i erguvân ola
Necatî Bey Divanı, 21. Gazel, 1. Beyit.
Şol rinde kim müdâm mey-i erguvân gerek
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 13
Dâyim mücâvir-i ser-i kûy-ı mugân gerek
Bir tâyir-i huceste-kademdür hayâl-i yâr
Ârâm-gâh-ı dîde aŋa âşiyân gerek
Sâkî münevver olmaga zulmet-serây-ı dil
Mey sun ki anda şem‘-i mey-i erguvân gerek
Sehâbî, 199. Gazel 1-3. Beyitler.
Firâk bezmine âhumla kanlu yaşlarumı
Sadâ-yı nâya mey-i ergavâna beŋzetdüm
Yakînî, 132. Gazel 3. Beyit.
Ukbâda kevser istemesin rind-i mey-gede
Dünyâda bes degil mi mey-i ergavân içer
Fuzûlî, 77. Gazel, 3. Beyit.
Gamdan halâs ister iseñ gel Necâtîye
Dil cür’asını câm-ı mey-i ergavâna at
Necatî Beg Divanı, 33. Gazel, makta‘ beyti.
Kanuma bir kez acır iseñ hûn-bahâ yeter
Nûş eyle tatlu tatlu mey-i ergavân gibi
Necatî Beg Divanı, 577. Gazel, 4. Beyit.
Mey-i dûşîneden Bâkî yine mahmura beŋzersin
Elüŋde turmayup câm-ı şarâb-ı erğavân ditrer
Bâkî Dîvânı, 139. Gazel, 5. Beyit.
Bâkî gamuŋda hûn-ı ciger yutsa gûyiyâ
Bezm-i safâda câm-ı mey-i erğavân çeker
14 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Bâkî Dîvânı, 154. Gazel, makta‘ beyti.
Ey sâkinân-ı mey-gede tutman göŋülde gam
Bezm-i safâda câm-ı mey-i ergavân tutuŋ
Bâkî Dîvânı, 281. Gazel, 2. Beyit.
Bilmez cefâ-yı dehr ile kan yutdugum benüm
La’l-i lebüŋ ki câm-ı mey-i ergavân çeker
Nev‘î, 94. Gazel, 6. Beyit.
Vasf-ı cemîli öyle müferrih ki söylesem
Te'sîr eder dimâga mey-i erguvân gibi
Ş.Gâlib, 13. Kasîde, 30. Beyit.
Hayâl-i la’lüŋ ile câm-ı hûn-i dil çekenüŋ
Sirişki reşk-i mey-i ergavân-ı ‘âlemdür
Vahyî, 7. Kasîde, 21. Beyit.
Ol dem kanı terâne-i bezmüm figân idi
Kanlu yaşum kadehde mey-i ergavân idi
Amrî, 136. Gazel, matla‘ beyti.
Gözüm kan dökmege oldı o la‘l-i dil-sitân bâ‘iŝ
Olur kan olmaga ekŝer şarâb-ı erguvân bâ‘iŝ
Mânî, 6. Gazel, matla‘ beyti.
Câm-ı hayâtın eyledi dest-i kazâ şikest
Kan saçıldı hâke mey-i ergavân gibi
Mânî, Terkîb-i bend, 4. Bend, 4. Beyit.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 15
8) Gülçehre:
Mey-i gülçehre içmişsin yine ey gonca-leb benzer
Güzellenmişsin ey âfet kızarmış gül gül olmuşsun
Hayâlî, 302. Gazel, 8. Gazel.
Lebüñe inmek içün düşer ayaklara şarâb
Bir denîdir mey-i gül-çihre neden nâzlanur
Necatî Beg Divanı, 109. Gazel, 7. Beyit.
Ey bâde-i gül-çihre müdâm al geyersin
Bu şîve nedür şâhid-i kâşâne degülseñ
Necatî Beg Divanı, 293. Gazel, 5. Beyit.
9) Gülfâm:
Kanlu yaşum bem-i hecruŋde mey-i gülfâm olur
Ana bu göŋlüm sürâhî çeşm-i pürhûn câm olur
Revânî, 57. Gazel, Matla‘ beyti.
Râzıyüz gerçi oruçdan içmişüz çok şerbeti
Kanı sôfî ‘îd kim anda mey-i gülfâm olur.
Revânî, 79. Gazel, 2. Beyit.
Ruhuŋ ‘aksi ile yaşum mey-i gül-fâma dönmişdür
İzüŋ tozı ile çeşmüm mücevher câma dönmişdür
Emrî, 164. Gazel, matla‘ beyti.
Her kişi kim göresin lâle-ruh u gonce lebi
Komaz elden mey-i gül-fâm ile ‘ıyş u tarabı
Şevkî, Nazîre-i Şevkî, matla‘ beyti.
16 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Devr-i güldür sun bize sâkî mey-i gül-fâmdan
Hâne-i târîk-i dil bulsun ziyâ ol câmdan
Sehâbî, 164. Gazel, matla‘ beyti.
Ferah bir vech ile kalbe mey-i gül-fâmdan geldi
Ki mahv oldı ne gam kim hâtıra eyyâmdan geldi
Sehâbî, 385. Gazel, matla‘ beyti.
Gül gül olsa ruhın öpsek lebi câmın emsek
Gele gül mevsimi ‘îş-ı mey-i gül-fâm olsa
Yakînî, 175. Gazel, 5. Beyit.
Ey Fuzûlî bulmadım reng-i riyâdan bir safâ
N'ola ger meylim bu reng ile mey-i gül-fâmedir
Fuzûlî, 98. Gazel, makta‘ beyti.
Cihânda bulmadum yâr-ı muvâfık gamdan artuk ben
Gönül eglencesi bilmem mey-i gülfâmdan gayrı
Hayretî, 431. Gazel, 4. Beyit.
Künc-i mey-hâne ile gûşe-i gül-şen birdür
Sâkî-i lâle-،izâr u mey-i gül-fâm olsa
Bâkî Dîvânı, 435. Gazel, 4. Beyit.
Bâkıyâ ،ayş-ı bahâr eyler idük meclisde
Sâkî-i lâle-‘izâr u mey-i gül-fâm olsa
Bâkî Dîvânı, 460. Gazel, 5. Beyit.
La’lin ki hayâl-i mey-i gülfâm ederiz biz
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 17
Âyîne-i hûrşîdi alıp cam ederiz biz
Nâilî-i Kadîm, 163. Beyit, matla‘ beyti.
Açar bir nesne yok gönlüm mey-i gül-fâmdan gayrı
Dil-i gamgînüme mahrem bulunmaz camdan gayrı
Nev‘î, 515. Gazel, Matla‘ beyti.
Selsebîlüŋ ‘aynıdur şôfî mey-i gül-fâmumuz
Yiyidür kandîl-i ‘Arş olursa şâfî cânumuz
Zâtî, 566. Gazel, matla‘ beyti.
Dûrî-i la’l-i yâr ile dil künc-i ‘ışkda
Bir bâde-h
vârdur mey-i gül-fâmdan cüdâ
Vahyî, 3. Gazel, 2. Beyit.
O meh kim çihre-i hûy-kerdesin evreng göstermiş
Mey-i gül-fâm ile ruhsârını yek-reng göstermiş
Vahyî, 135. Gazel, matla‘ beyti.
Çekildim bezm-i ‘işretden usandım câmdan gayrı
Ferâgat eyledim sâkî mey-i gül-fâmdan gayrı
Nevres, 140. Gazel, matla‘ beyti.
Hat-ı anber-sirişt-i yâr virsün özge keyfiyyet
Mey-i gülfâmı la`l-i nâbı miskiyyü'l-hitâm olsun
Dîvân-ı Yahyâ (Şeyhülislâm),s.226, 3. Beyit.
Seherî bâde-i gül-renge bulaşmış yârân
Sâkiyâ gel görelüm biz de mey-i gülfâmı
18 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Dîvân-ı Yahyâ (Şeyhülislâm), s.308, 1. Beyit.
Ne hâletdür bu ki olur yir ü bergi
Mey-i gül-fâmı ferruh câmı ferruh
Hüdâyî, 26. Gazel, 2. Beyit.
Eylerdi ‘aks-i rûy-i dil-ârâm seyrini
Zâhid ger itse bâde-i gül-fâm seyrini
Sehâbî, 378. Gazel, matla‘ beyti.
Ser-mestem ü destümde tolu câm henûz
Başda heves-i bâde-i gül-fâm henûz
Sâkî baŋa rez duhterini ‘akd ideli
Dûşîze idi mâder-i eyyâm henûz
Sehâbî, 17 nolu rubâî.
Gam degül dâyim sifâl-i hâk olursa câmumuz
Tek müdâm olmasun eksük bâde-i gül-fâmumuz
Hayretî, 133. Gazel, matla‘ beyti.
Bâde-i la‘lüne hemşîre şarâb-ı gül-fâm
Zülf-i müşgîn-i semen-sâŋa birâder sünbül
Bâkî Dîvânı, s.65, 24. Kasîde, 34. Beyit.
10) Gülgûn:
به پیش آر سغراقِ گلگونِ من
ندانم که باده است یا خونِ من
Gül renkli şarap testisini getir yanıma benim,
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 19
Bilmiyorum şarap mı yoksa kanım mı o benim?
Bir Demet Gül, (172)
Hemîşé bâdé-yé gülgûn heyât-é tâzédir rûha,
Xusûsen indi kim vaqt-é gül ü fasl-é behâr olmuş.
Dîvân-ı Nebâtî, s.35, beyt: 17.
Getir sâqî méy-é gülgûn, bu bezmi bir bahâr éyle.
O câm-é lac
lfâm ile bu xâmi bir xumâr éyle.
Dîvân-ı Nebâtî, s. 135, beyt 1.
Kâse kâse nice zehrin içelim gerdûnun
Bize tiryâkini sun sâkî mey-i gül-gûnun
Hayâlî 241, 8. Gazel.
Çün kadeh urdı gümişden na‘l gülgûn-ı meye
Sâkiyâ meydan senüñ sensin bu gün çâbuk-süvâr
Revânî, 33. Kasîde, 11. Beyit.
Bugün ki fursatı var nûş it mey-i gül-gûn
Ki yarına komaya işini her ki câkildür
Ahmedî, XLIII/12.
Görgil ki ne demdür ey nedim iç mey-i gül-gûn
Kim bir dem anı içmeyenüŋ işi nedemdür
Ahmedî, 264/5.
Mey-i gülgûn elüŋe al ki güller
Müzeyyen eyleyüpdür sebze-zârı
20 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Cem Sultan, Nazîre-i Cem, 3. Beyit.
Nazar kılaŋ ruh-ı dilberde la‘l-i meygûna
Tahassür itmese olmaz şarâb-ı gülgûna
Üsküplü İshak Çelebi, 269. Gazel, matla‘ beyti.
Sâkıyâ la‘l-i lebüŋden diledümse bûse
Baŋa incinme ki oldı mey-i gül-gûn bâ‘is
Sehâbî, 41. Gazel, 3. Beyit.
Hûn-i dilden gâh pürdür gâh hâlî çeşmümüz
Şöhret-i câm-ı mey-i gül-gûne bâ’is Cem’lerüz
Sehâbî, 155. Gazel 2. Beyit.
Hecrüŋde gözüm lâle-sıfat hûn ile toldı
Sâkî yine câmum mey-i gül-gûn ile toldı
Sehâbî, 391. Gazel, matla‘ beyti.
Terk ide mi hîç ayagını mey-i gülgûnuŋ
Yandum ol pençe-i hurşîdüŋ elinden yandum
Sun‘î, 87. Gazel, 2. Beyit.
Ey Husrev-i hûbân seni arayı arayı
Kan derleyüben çıkdı ayakdan mey-i gülgûn
Sun‘î, 131. Gazel 2. Beyit.
Döne döne devr idüp ey sâki ayakdan çıkar
Bu mey-i gülgûn yine huşyâr ayagın almaga
Sun‘î, 169. Gazel, 9. Beyit.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 21
‘Aklını ugrılayub râzın kişiye söyledür
Görmedüm ‘âlemde bir kimse mey-i gül-gûn gibi
Cafer Çelebi, 239. Gazel, 2. Beyit.
Kıldı benden ref’ teklif-i namâzı mestlik
Saldı Hak bir neş'e-i câm-i mey-i gül-gûn baŋa
Fuzûlî, 13. Gazel, 2. Beyit.
Mey-i gül-gûnda degil nergis-i mestiŋ aksi
Kadeh olmuş göz açıp âşık-i dîdâr saŋa
Fuzûlî, 20. Gazel, 3. Beyit.
Ârızıŋ gül gül ediptir mey-i gül-gûn tâbı
Veh ki bir gülden açılmış nice gül-zâr saŋa
Fuzûlî, 20. Gazel, 4. Beyit.
Mey-i gül-gûnu dediŋ akla ziyandır zâhid
Bu mudur akl ki terk-i mey-i gül-gûn ettiŋ
Fuzûlî, 167. Gazel, 2. Beyit.
Dahı Cemşîdi yâd eyler gözinden kan döker meclis
Mey-i gül-gûn sirişki câm çeşm-i hûn-feşânıdur
Bâkî Dîvânı, 54. Gazel, 2. Beyit.
Seyr-i bâg-ı bezme gel câm-ı mey-i gül-gûna bak
Gül-şen-i cennetde açılmış gül-i bî-hârı gör
Bâkî Dîvânı, 71. Gazer, 4. Beyit.
Sâcid-i sâkî ile câm-ı mey-i gül-gûna bak
22 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Bir gül-i sîr-âbdur gûyâ nihâl üstindedür
Bâkî Dîvânı, 124. Gazel, 3. Beyit.
Eşk-i hasret yüzümüz âl ider aŋdukça lebin
Mey-i gül-gûn içerüz beŋzümüze kan getürür
Bâkî Dîvânı, 131. Gazel, 4. Beyit.
Mey-i gül-gûn içelüm bârî hakîmâne biraz
Behre-mend eyler idi bûs-ı lebüŋden cânı
Bâkî Dîvânı, 205. Gazel, 3. Beyit.
O la‘l-i nâb içün hün-âb akıtma
Mey-i gül-gûnı hôş gördüm bu demdür
Bâkî Dîvânı, 147. Gazel, 3. Beyit.
Sanma şeb-dîz ile bir âh-ı seher-gâhların
Mey-i gül-gûn olur olursa ayakdaşları
Bâkî Dîvânı, 383. Gazel, 4. Beyit.
Gel ey sîmîn-beden sâkî bana sun câm-ı sahbâyı
K’açıldı revnakı geldi mey-i gül-gûn-ı hûmmârın
Nesîmî, 221. Gazel, 7. Beyit.
Nev’iyâ la’l-i lebinden utanup derledi kan
Degül âvâreler üstinde mey-i gül-gûnuŋ
Nev‘î, 233. Gazel, 5. Beyit.
Bagrumı hûn idüp eşküm mey-i gül-gûn itdüŋ
Yeter itdüŋ bize bu rengi be hey kan idici
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 23
Nev‘î, 486. Gazel, 2. Beyit.
Zâtî'yâ 'ârızı gâyetde güzeldür yâruŋ
Mey-i gül-gûn ile ger gül gül ola dahi güzel
Zâtî, 851. Gazel, 5. Beyit.
Rehne çekdüŋ mey-i gül-gûne yine destârı
Rindler içre Riyâzî baş açuk fâsıksuŋ
Riyâzî, Künhü’l-ahbâr, Tezkire kısmı, Riyâzî maddesi.
Vakt-i gül sâkî-i gül-ruh gül gibi tab‘-ı latîf
Senden ey Yahyâ mey-i gül-gûna istignâ `aceb
Dîvân-ı Yahyâ (Şeyhülislâm), s.96, 6. Beyit.
Gel iy serv-i semen-ber sun elüme bâde-i gül-gûn
Bugün kim lâle vü nergis biri birinedür tev’em
Ahmedî, LXII/9
Gel ki gül-gûn bâdeden bir kaç kadeh nûş idelüm
Kim benefşe kohusından hoş mucattardur meşâm
Ahmedî, 447/5.
Bâdenüŋ gül-gûn kümeytin sâkıyâ meydâna sal
Kim sipâh-ı hecr ile göŋlüm mesâf ister mesâf
Sehâbî, 193. Gazel, 3. Beyit.
Meydân içinde bâde-i gül-gûna göz diküp
Baş koşmasun hevâya igen baş açup habâb
Yakînî, 11. Gazel, 6. Beyit.
24 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Hevesim bâde-i gül-gûna bu ümmîd iledir
Kim olam mest tutam dâmen-i dil-ber güstâh
Fuzûlî, 59. Gazel, 6. Beyit.
El safâ câmını aldıkca ele reşk ile ben
Hûn-ı dil nûş ederim bâde-i gülgûna bedel
Nefî, 53. Kasîde, 5. Beyit.
Çâre bulmaga meded olmadı çün derd ü gama
Tâlib-i bâde-i gülgûn u şifâsâz olduk
Hayreti, 190. Gazel, 4. Beyit.
Yâd-ı lebünle gitse gam-ı Hayretî ne tan
Dâfi' durur çü bâde-i gülgûn melâlini
Hayretî, 459. Gazel, 5. Beyit.
Bu gam eyyâmında sâkî bizi hôş-hâl eyledüñ
Rûzigâra bâde-i gül-gûn ile âl eyledüñ
Necatî Beg Divanı, 294. Gazel, matla‘ beyti.
Ne hengâm-ı safâ-yı c
işret-i mül gibi bir dem var
Ne sâz-ı mutrıb-âsâ cân-fezâ-yı mürde-i gam var
Ne mânend-i hayâl-i yâr bezm-i dilde mahrem var
Ne câm-ı bâde-i gül-gûna beŋzer yâr-ı hem-dem var
Ne sadr-ı gûşe-i mey-hâne gibi cây-ı hurrem var
Bâkî Dîvânı, s.100. Muhammes, 1. Bend.
Sâkıyâ gül-güne-veş gel bâde-i gül-gûnı sür
Lâle-reng olsun kızarsun ol iki ruhsâreler
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 25
Bâkî Dîvânı, 59. Gazel, 5. Beyit.
Meylüm cihanda bâde-i gül-günâdur benüm
Ma‘cûn olursa bârî leb-i dil-ber isterin
Bâkî Dîvânı, 386. Gazel, 6. Beyit.
Tutsa câm-ı bâde-i gül-gûnı verd-i ter gibi
Sa’id-i sâkî olur şâh-ı gül-i ahmer gibi
Bâkî Dîvânı, 499. Gezel, Matla‘ beyti.
Sâkıyâ kalmaz imiş çünki bu sohbet bâkî
Mey-i gül-gûn içelüm bâde-i cennet bâkî
Bâkî Dîvânı, 525. Gazel, matla‘ beyti.
Bâde-i gülgûn gerek destinde çün la’l-i müzâb
Yohsa sâkînin ayagında hınâ lâzım degil
Ş. Gâlib, 193. Gazel, 10. Beyit.
Şeker-hand-i nigâra lü’lü-yi meknûn reşk eyler
O la’l-i can-fezâya bâde-i gül-gûn reşk eyler
Vahyî, 60 gazel, matla‘ beyti.
Düşerse bûs-ı leb-i lutfı fikri ‘uşşâka
Kesâd-gîr ola bâzâr-ı bâde-i gül-gun
Vahyî, 211. Gazal, 4. Beyit.
11) Gülnâr renkli:
Sen gét öz kârına éy zâhid-é bed kîş ké men,
Tâlib-é câm-é Cem ü bâdé-yé gülnâr olubam.
26 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Dîvân-ı Nebâtî, s. 108, beyt 5.
12) Gülreng:
Dolduysa sâkiyâ mey-i gül-reng ile kabak
Seyr edelim diyâr-ı neşâtı ayak ayak
Hayâlî, 231, 10. Gazel.
Şafak u mâhın işârâtı budur kim demidir
Elüne sâgar-ı zerrinle mey-i gül-reng al
Necatî Beg Divanı, 16. Kaside, 10, beyit.
Bir al tûtîdür mey-i gül-reng-i pür-safâ
Olmış durur Revâni aña âşiyan kadeh
Revânî, 37. Gazel, 7. Beyit.
Hevâ müşg-i Hıtâ oldı eger sen
Mey-i gül-rengi itseŋ hatâdur
Ahmedî, XXX/10
Bilür misin bu bî-hâsıl cihândan ne-durur hâsıl
Mey-i gül-rengi nûş idüp oturmah yâr-ıla bir dem
Ahmedî, LXII/12.
Mey-i gül-rengi nûş eyle anı yâd itme ki itmişdür
Çemende sebzenüŋ rengin hazân yili zac
ferânî
Ahmedî, LXXI, 9.
Lebleri ‘aksi gözümden gitmesün ey lâle-ruh
Hûb olur tolsa mey-i gül-reng ile câm-ı zücâc
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 27
Şehdî, Nazîre-i Şehdî, 2. Beyit.
İntizâr-i mey-i gül-reng ile bayram ayına
Baka baka inecektir gözümüze kara su
Fuzûlî, 239. Gazel, 8. Beyit.
Tutarken câmı nâşî gelse tâc ü günbed altında
Mey-i gül-rengi pinhân eyle ey sofî habâb-âsâ
Bâkî Dîvânı, 2. Gazel, 7. Beyit.
Sâgar-ı la’l-i leb-i cân-bahş-ı dil-ber devridür
Döndi ey câm-ı mey-i gül-reng devrânuŋ senüŋ
Bâkî Dîvânı, 267. Gazel, 4. Beyit.
Aks-i gül-i renginin düşdi mey-i gül-renge
Sâgar dedi ene’l-hak mey şûr u şere düşdi
Nesîmî, 410. Gazel, 9. Beyit.
Mey-i gül-rengi nüş eyle anı anma ki etmişdür
Çemende sebzenün rengin hazân yeli za’ferânî
Ahmedî, 1. Kasîde, 20. Beyit.
O1 gözi nergis elinden al mey-i gül-rengi kim
Cân dimâgını mu’attar ede reyhâniyyeti
Ahmedî, 630. Gazel, 4. Mısra‘.
Te’sîr-i serd-i mihrî-i sâkîyle meclisin
Oldu akîk-i yah mey-i gül-rengi hod-be-hod
Ş. Gâlib, 37. Gazel, 7. Beyit.
28 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Camdır kandîl-i gülreng-i şebistân-ı visâl
Bûsenin yâkût mey-i gülreng-i şeftâlûsudur
Ş. Gâlib, 52. Gazel, 3. Beyit.
Leb-i la’li bana nukl oldugunu nakl etsem
Mey-i gül-reng ile câm-ı Cemin agzı sulanır
Ş. Gâlib, 73. Gazel, 2. Beyit.
Niçün ma’nâ-yı rengîn lafzı âteşlendirir bilmem
Surâhîyi mey-i gül-reng ser-keşlendirir bilmem
Ş. Gâlib, 2209. Gazel, Matla‘ beyti.
Seherî bâde-i gül-renge bulaşmış yârân
Sâkiyâ gel görelüm biz de mey-i gülfâmı
Dîvân-ı Yahyâ (Şeyhülislâm), s.308, 1. Beyit.
Kurulmuş idi felek hargehinde sohbet-i hâs
Nücûm nukl ü şafak anda bâde-i gül-reng
Hayâlî, 7. Kasîde, 5. Beyit.
Her nefes ney hemdem-i feryâd ü zârımdır benim
Bâde-i gül rengi anma eski yârımdır benim
Hayâlî, 39. Gazel, matla‘ beyti.
Ey Hayâlî eşk-i hûnînimle hemdemdir müdâm
Anun içün bâde-i gül-renge meyyâlem bu gün
Hayâlî, 65. Gazel, 5. Beyit.
Yine nergis gibi gülşende gözüŋ fikriyle
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 29
İçelüm bâde-i gül-reng olalum mest ü harâb
Âhî, 12. Gazel, 2. Beyit.
Gerçi şimdi ramazân korhusı komaz bizi kim
İçevüz bâde-i gül-rengi ne ekser ne ekal
Ahmedî, LIV/11.
cÖmr bâgın bâde-i gül-reng-ile âbâd kıl
Kim gül-istânı kılıp-durur bihişt-âbâd bâd
Ahmedî, 123/2.
Sâkiyâ bâde-i gül-reng içelüm didügüŋe
Ehl-i diller be ne rengîn bu ma‘nâ didiler
Nazmî, 347. Nazîre-yi Nazmî, 4. Beyit.
İdelüm ‘iyş ü çemen serv-i dilârâlar ile
İçelüm bâde-i gül reng-i semen-sâlar ile
Hıfzî, Nazîre-yi Hıfzî, 5. Beyit.
Hoşdur çemende bâde-i gül-reng dem-be-dem
Zerrîn kadehde büt-i sîmîn-’izâr ile
Mâtemî, Nazîre-yi Mâtemî, 3. Beyit.
Hükm-i feyzin eder ol mertebe cârî ki döner
Şîşe-i bâde-i gül-renge habâb-ı tesnîm
Nef‘î, 7. Kasîde, 52. Beyit.
Câm-ı zerrîni tolu bâde-i gül-reng itmiş
Gül-i ra‘nâ seheri kılmag içün def‘-i humâr
30 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Bâkî Dîvânı, 18. Kasîde, 21. Beyit.
Metâ‘-ı bâde-i gül-reng şimdi ayakda
Kumâş-ı zühd ü riyâ turmayup satılmakda
Bâkî Dîvânı, 444. Gazel, matla‘ beyti.
Şeh-levend-i feyz çıkmaz seyre tâ kim sâkiyâ
Bâde-i gül-rengi rahş-ı câme zin-pûş eylemez
Nedîm Dîvânı, 48. Gazel, 6. Beyit.
Köylüce la’lün anıcak bâde-i gül-reng içer
Câm içinde bilmezem mey mi ya kanı çeşmümün
Köylüce, Nazîre, MNÖM, CCXXXIV/8. Beyit.
Ey sâkî-i husrev-sıfat sun bâde-i gül-rengi sen
V'ey mutrib-i şîrîn-nefes tek durma debret çengi sen
Şeyhî, 138. Gazel, 1. Beyit.
Şeyhî'yi her bir kûr-dil bî-zevk ü hod bilir diril
Sâkî peyâpey muttasıl sun bâde-i gül-rengi sen
Şeyhî, 138. Gazel, 9. Beyit.
Def’eyle ‘adûmı güzelüm kanını nûş it
Tut kim mey-i gül-reng içüp def’-i gam itdüŋ
Mânî, 49. Gazel, 3. Beyit.
13) Hamrâ:
Xızr’a qısmet oldi olsun, çéşmé-yé âb-é beqâ,
Men de zovq-é bâdé-yé hamrâni gözler gözlerim.
Dîvân-ı Nebâtî, s.35, beyt: 27.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 31
Yâr ile huld-ı berîn oldı çü sahrâ bu gice
Aksun ırmag oluben bâde-i hamrâ bu gice
CÇD, g. 202/1
İç kanımı kim cân ola maksuduna vâsıl
Sayd etmege yârı mey-i hamrâya çekerler
Hayâlî, 126, 9.Gazel.
Degül ol zülf ü pîşâni vü ol ruh-sâr u leb misli
Şeb-i tire meh-i tâbân gül-i sûrî mey-i hamra
Ahmedî, 8/4.
Şerâb ile dem ü lahm olduk Emrî şöyle kim ölsek
Ten-i hâkî olur dürd ü dem-i sâfî mey-i hamrâ
Emrî, 26. Gazel, 5.beyit.
Bezm-i ‘uşşâkuŋ mey-i hamrâ iken hurmetlüsi
Emdük anı olduğıyçün la‘lüŋüŋ nisbetlüsi
Emrî, 478. Mukatta‘, 1. Beyit.
Gonca-i lâ‘lüŋ safâsına senüŋ pür-şevk olup
Bülbül olur Nazmî sâgar-ı mey-i hamrâyile
Nazmî, MNÖM, 824. Nazîre, makta‘ beyti.
Rûz-ı hicrân u şeb-i fürkatde la‘lün yâdına
Komaduk elden mey-i hamrâyı bir gün bir gice
Üsküplü İshak Çelebi
Oldı câm-ı mey gibi sâfî-dil ü rûşen-zamîr
32 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Kim ki tuşdı pîr-i deyrüŋ bâde-i hamrâsına
Sehâbî, 334. Gazel, 3. Beyit.
Bir iki gün bu fenâ ‘âlemi kılduŋ çü makâm
Eyleme kendüŋe ‘îş-i mey-i hamrâyı harâm
Yakînî, 50. Gazel, 5. Beyit.
Rindüz ki geçmezüz mey-i hamrâdan el çeküp
Tâ almayınca sâkî-i devrân ayâgumuz
Yakînî, 69. Gazel, 3. Beyit.
Hayretî'yi yine bir cür'a ile mest itdi
Leb mi bu yâ mey-i hamrâ mı Memi Bâlîcigüm
Hayretî, 315. Gazel, 7. Beyit.
Toptolu iken sâgar-ı lâle mey-i hamrâ
Dürd içmeyenüŋ derd ola yüregine mâ
Mesîhî, 16. Kasîde, 10. Beyit.
Bezm içre sürâhi gibi kan ağladuğum bu
Sâkî lebüŋe kan yağı oldı mey-i hamrâ
Bâkî Dîvânı, 5. Gazel, 5. Beyit.
Mürde-i derd ü gama cânlar bagışlar cürcası
Sâkıyâ bi’llâh mey-i hamrâ dem-i c
Îsâ mıdur
Bâkî Dîvânı, 120. Gazel, 3. Beyit.
Bir nefes hem-dem olup def-‘i melâl eyleyecek
Bulmadum dünyede câm-ı mey-i hamrâdan yig
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 33
Bâkî Dîvânı, 261. Gazel 4. Beyit.
Halka-i zülfüŋde dil pâ-beste-i sevdâ geçer
Sâgar-ı la’lüŋle cân mest-i mey-i hamrâ geçer
Nev‘î, 143. Gazel, Matla‘ beyti.
Nice kan yutmayayın tîrün ucından cânâ
Sîne gırbâle dönüpdür mey-i hamrâ tutmaz
Nev‘î, 173. Gazel, 2. Beyit.
Kana döndürdi emüp la’l-i lebin cânânuŋ
Sora sora kızılı cıkdı mey-i hamrânuŋ
Nev‘î, 272. Gazel. Matla‘ beyti.
Hezâr nâz ile geldi oturdı yanumda
Elinde sâgar-ı zerrîn tolu mey-i hamrâ
Amrî, V. Gazel 3. Beyit.
Subha dek sûz-ile yanar şem‘-i bezm-ârâ baŋa
Kanlar aglar dem-be-dem câm-ı mey-i hamrâ baŋa
Riyâzî, 301. Gazel, matla‘ beyti.
İç kanımı kim cân ola maksuduna vâsıl
Sayd etmege yârı mey-i hamrâya çekerler
Hayâlî, 9. Gazel,3. Beyit.
Derd ü gamdır yedigim ni'met-i dünyâ yerine
Hûn-ı dil nûş ederin bâde-i hamrâ yerine
Hayâlî, 57. Gazel, Matla‘ beyti.
34 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Şerâb ile dem ü lahm olduk Emrî şöyle kim ölsek
Ten-i hâkî olur dürd ü dem-i sâfî mey-i hamrâ
Emrî, 26. Gazel, 5. Beyit.
Gûşe-i meyhânelerde câm-ı lâ‘lüŋ şevkine
Bâde-i hamrâya düşmişdür nice âvâreler
Şem‘î, Nazîre-yi Şem‘î, 3. Beyit.
Câmiyâ hayrân olursun lebleri esrârına
Mest iden her dem seni ol bâde-i hamrâ gibi
Câmî, Nazîre-yi Câmî, 5. Beyit.
Hattuŋla lebüŋ ikisini Kâtibî her dem
Şevk ile çemen içre içer bâde-i hamrâ
Kâtibî, Nazîre-yi Kâtibî, 7. Beyit.
Rûz-ı hicrân u şeb-i fürkatde la‘lün yâdına
Komaduk elden mey-i hamrâyı bir gün bir gice
İshak, 241. Gazel, 4. Beyit.
Bir iki gün bu fenâ ‘âlemi kılduŋ çü makâm
Eyleme kendüŋe ‘îş-i mey-i hamrâyı harâm
Yakînî, 3 nolu musammatın 3. Bendinin, 3. Beyti.
Sâ‘id-i sâkîde câm-ı bâde-i hamrâya bak
Gülşen-i şâdî vü ‘işretde açılmış gül budur
Yakînî, 54. Gazel, 3. Beyit.
Sensüzin mey sohbeti bana harâm olsun müdâm
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 35
Zehr-i hicrünle sararmak hamr-ı hamrâdan lezîz
Enverî, 34. Gazel, 2. Beyit.
Derd ü gamdır yedigim ni'met-i dünyâ yerine
Hûn-ı dil nûş ederin bâde-i hamrâ yerine
Hayâlî, 371/57. Gazel, matla beyti.
Bâde-i hamrâ ile çeng ü neye virdi 'amel
Tevbe-vü-zühd ü salahı eyledi bi-kâr gül
Necatî Beg Divanı, 15. Kasîde, 9. Beyit.
Görne bâd-ı nazarda bâde-i hamrâyı destüŋde
Sanur gül deste içinde sâkiyâ rengîn şakâyıkdur
Nazmî 1523. Gazel 4. Beyit.
Ki varup kûşe-i meyhânede me’vâ tutalum
Gül gibi elde gehî bâde-i hamrâ tutalım
Remzî, Nazîre-yi Remzî, 5. Beyit.
Fasl-ı güldür varalum bâde-i hamrâ içelüm
Seyr-i bustân kılalum câm-ı musaffâ içelüm
Ayânî, Nazîre-yi Eyânî, 5. Beyit.
Câmiyâ hayrân olursun lebleri esrârına
Mest iden her dem seni ol bâde-i hamrâ gibi
Câmî, Nazîre-yi Câmî, 5. Beyit.
Kadehde bâde-i hamrâyı seyr iden ‘ârif
Habâb-ı kemterini sanma nüh kıbâba virür
36 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Sehâbî, 69. Gazel, 4. Beyit.
Hattuŋla lebüŋ ikisini Kâtibî her dem
Şevk ile çemen içre içer bâde-i hamrâ
Kâtibî, Nazîre-yi Kâtibî. 7. Beyit.
Şafak içre göricek ke’s-i hilâli kıldum
Hırka-i ezrakumı bâde-i hamrâya girev
Sehâbî, 320. Gazel, 3. Beyit.
Oldı câm-ı mey gibi sâfî-dil ü rûşen-zamîr
Kim ki tuşdı pîr-i deyrüŋ bâde-i hamrâsına
Sehâbî, 334. Gazel 3. Beyit.
Yâr ile huld-ı berîn oldı çü sahrâ bu gice
Aksun ırmag oluben bâde-i hamrâ bu gice
CÇD, 202. Gazel, Matla‘ beyti.
Niçe bir âyine-i câm ile hod-bîn olalum
Niçe bir bâde-i hamrâ gibi rengîn olalum
Hayretî, 13. Terci‘-i bend, 6. Bend.
Sâki bize bu subh sabûhı sunıvir kim
Biz yüz yumazuz olmayıcak bâde-i hamrâ
Mesîhî, 16. Kasîde, 15. Beyit.
Meyhânelere küp düşer iken yine sôfî
Mescidde varub bâde-i hamrâyi kınarlar
Necatî Beg Divanı, 155. Gazel, 7. Beyit.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 37
Hâlet-i ‘aşk iledür âdeme nürâniyyet
Reng-i rûy-ı kadehi bâde-i hamrâdan bil
Bâkî Dîvânı, 299. Gazel, 2. Beyit.
Sâkıyâ cür’a-i câm-i leb-i cân-bahşuŋı sun
Çekmesün ehl-i safa bâde-i hamrâ gammı
Bâkî Dîvânı, 506. Gazel, 2. Beyit.
Hamdü li’llâh leb-i mey-gûn ile sâkîlerümüz
Bize çekdürmediler bâde-i hamrâ gamını
Nevî, 530. Gazel, 3. Beyit.
Ayakda kalıpdır işi hergiz başa varmaz
Asrında senin tevbe elinden mey-i hamrâ
Necâtî Beg Dîvânı, s.50, 6. Beyit.
14) Hınâ rengi:
Revgan-ı gülle degil nûr-ı çerâg-ı yâkût
Bâde-i reng-i hınâ tutmaz ayag-ı yâkut
Gâlib, 24. Gazel, atla‘ beyti.
15) Kamış rengi:
هست سماع چنگ نی هست شراب رنگ نی
صد قدح است بر قدح آنک قدح چشید نی
Semâ‘ var, çeng var, ney var, kamış rengi şarap da var,
Yüzlerce kadeh şarap varken, tadan var mı? Belli değil.
Bir Demet Gül, (2/83)
38 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
16) Kırmızı:
در دل صفت کوثر جویی ز می احمر
دل پر شده از دلبر یا رب که چه جوی است این
Gönül deresinde kevser gibi revan kırmızı şarap,
Gönül dilberle doldu, bu nasıl bir dere Tanrım?
Bir Demet Gül, (145)
17) La‘l renkli:
خنک آن دم که بیاری سوی من باده لعل
بدرخشد ز شرارش رخ همچون زر من
La‘l renkli şarap sunduğun zaman, bana en mutlu andır,
Gönlüme attığı kıvılcımla parlar altın sarısı yüzüm benim.
Bir Demet Gül, 160)
ساقی، به من آور آن میِ لعل
کافکند سخن در آتشم نعل
Sâkî, o lâl renkli şarabımdan getir bana,
Çünkü söz ateşe nal attı, büyü yaptı bana
Leylâ İle Mecnun, s.67. 1. Beyit.
Göŋül kim hûn olubdur bir herîf-i bâde-peymâdan
Surâhîdür ki tolmışdur mey-i lac
l-i musaffâdan
CÇD, k. 22/29
Şehüŋ yâdına nûş eyle mey-i lac
li k’anuŋ yâdı
Ki ide gül bigi handân cânuŋı, göŋlüŋi hurrem
Ahmedî, LXII/13
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 39
Gûş it nagam-ı cûdı vü nûş it mey-i lac
li
Takdîr çü ayruhsı olamaz bu ne gamdur
Ahmedî, 264/6.
Mey-i la‘lîn tolu zerrîn kadehi sâkînüŋ
Emriyâ bâg-ı safânuŋ gül ü nesrîni-durur
Emrî, 136. Gazel, 5. Beyit.
İy civân pîr-i mugândan yine himmet alalum.
Mey-i l’al adına iksîr-i saadet alalum
‘Ömrî, Nazîryi ‘Ömrî, 3. Beyit.
Mest olup müftî-i çeşmüŋ mey-i la’lüŋle geçer
Sadr-ı mihrâba imâm olmaga bilmez edebi
Fasîhî, Nazîre-yi Fasîhî, 7. Beyit.
Hatt-ı lebi kazınsa müveccehdür ol mehüŋ
Komaz Gubârî cânda mey-i la’l-i Sun’iyâ
Sun‘î, 1. Gazel, makta‘ beyti.
Câna safâ tabî’ata her dem cilâ virür
Cevher degül mi câm-ı mey-i la’l Nazmîyâ
Nazmî, 536 Gazel, 5. Beyit.
Göŋül kim hûn olubdur bir harîf-i bâde-peymâdan
Surâhîdür ki tolmışdur mey-i la‘l-i musaffâdan
CÇD. 22. Kasîde, 29. Beyit.
Mey-i lac
l âdeme ziyân itmez
40 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Belki ser-mâye-i sacâdet olur
Bâkî Dîvânı, 93. Gazel, 6. Beyit.
Şeker hâdâm u bûrekler öninde her sipâhînün
Tenakkul edüp içerler mey-i la‘lîni sâgardan
MNÖM, Nazîre-yi Ömer, XCV, 17. Beyit.
Baŋa zehrâb-ı hicrânın virür gayra mey-i la‘lin
O kâfir beççeden ben çekdigim bir müslimân çekmez
Nevres, 49. Gazel, 4. Beyit.
Câna safâ tabî‘ata her dem cilâ virür
Cevher degül mi câm-ı mey-i la‘l Nazmiyâ
Nazmî, 61. Gazel, 5. Beyit.
Kıbkızıl kandur dem-â-dem bâde-i la’lüŋ gibi
Leblerüŋ ‘aksiyle çeşmüm şöyle itdi imtizâc
Selman, Nazîre-yi Selman 4. Beyit.
Şafakdan itdi meh-i nev çün âşikâr kadeh
Sun imdi bâde-i la’l ile zer-nigâr kadeh
Cafer, Nazîre-yi Ca‘fer, matla‘ beyti.
Ne dem ki bâde-i la’linle dil leb-â-lebdir
Habâb neş’e-i sahbâya teng-meşrebdir
Nevî, 88. Gazel, matla‘ beyti.
Bâde-i la’lin gören sahbâya çekmez ihtiyâc
Seyr iden rûyın meh-i garrâya çekmez ihtiyâc
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 41
Vahyî, 25. Gazel, matla‘ beyti.
18) Lâ‘lfâm:
Getir sâqî méy-é gülgûn, bu bezmi bir bahâr éyle.
O câm-é lac
lfâm ile bu xâmi bir xumâr éyle.
Dîvân-ı Nebâtî, s. 135, beyt 1.
Yek-reng yâr var ise ‘âlemde ey göŋül
Sâkî-i gül-’izâr ü mey-i lâl-fâm ola
Necatî Beg Divanı, 22. Gazel, 5. Beyit.
19) Lâ ‘l-gûn:
Olmadı bâzgûn kadeh-i sernigûnumuz
Hûnâb-ı hasret oldu mey-i la'1-gûnumuz
Nâilî-i Kadîm, 1. Müseddes, 1. Bend, 1. beyit.
20) Lâlegûn:
Felek işretgehim mey sâgarımdır ey şafak sen hem
Dökülmüş şâm-ı ayşımda şarâb-ı lâle gûnumsun
Hayâlî, 312, 29. Gazel.
Her geh dökülse câm-ı meye lâle-gûn şarâb
Virür fenâ nişânesini anda her habâb
Sehâbî, 32. Gazel, matla‘ beyti.
Destümde lâle-gûn mey ile vakt-i subh-dem
Geçdüm sabûhî eyleyürek lâle-zârdan
Sun‘î, 1. Kasîde, 12. Beyit.
42 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Bâde-peymâ ‘âşıkam ser-menzilüm mey-hânedür
Kanlu yaşum lâle-gûn mey gözlerüm peymânedür
Sehâbî, 116. Gazel, matla‘ beyti.
Lâle-gûn mey sensüz iy gül-ruh kızıl kandur baŋa
Bezm-gâh-ı kasr-ı ‘ışret Beytü’l-ahzân’dur baŋa
Celîlî, Nazîre-yi Celîlî, matla‘ beyti.
21) Lâlereng:
نصفی به نوای چنگ بر گیر
ساقی ، میِ الله رنگ بر گیر
Sâkî kalk, lâle renkli şarap getir bana,
Çeng nağmesi eşliğinde kadeh ver bana.
Leylâ İle Mecnun, s.70. 8. Beyit.
Yâr-ıla lâle-reng mey it nûş gül bigi
Virme yile bu cömri ki olur bekâsı az
Ahmedî, 297/7.
Mey-i lâle-reng elde meclis müheyyâ
Ne hâcet zamân-ı gül ü gül-sitâne
Bâkî Dîvânı, 406. Gazel 3. Beyit.
22) Nar kırmızısı:
ساقی ز خمِ شرابخانه
پیش آر میِ چو ناردانه
Ey sâkî, mahzendeki şarap küpünden,
Nar kırmızı şarap getir kavdaki küpten.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 43
Leylâ İle Mecnun, s.68. 6. Beyit.
23) Narçiçeği renkli:
ساقیء فرّخ رخِ من جام چو گلنار بده
بـهـرِ مـن ار میندهی، بهرِ دلِ یار بده
Ey kutsal yüzlü sâkî, narçiçeği renkli şaraptan ver,
Bana vermek istemiyorsan, yârimin hatırı için ver.
Bir Demet Gül, (187)
24) Reyhanî:
Bâg-ıla gül-zârı çünkim eyledi âbâd bâd
Bâde-i reyhânı eyle nûş her-çi bâde bâd
Ahmedî, II/6.
Sâkiyâ ol rengi sungıl kim gül-istân devridür
Bâde-i reyhânî yü nesrîn ü reyhân devridür
Ahmedî, 192/1.
25) Sefîd:
Yâruŋ lebinde sanmaŋ olupdur ‘arak bedîd
Nûş itmege yaşumdan alupdur mey-i sefîd
Emrî, 49 nolu mukatta‘
Bir kâse nûş eder sanasın pür mey-i sefîd
Gâhî ki yâd eder dil-i ayyâş gerdenin
Nâilî-i Kadîm, 212. Gazel, 3. Beyit.
26) Surh:
44 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
‘İzzet dilerseŋ iç mey-i surhı Mesîhî kim
Kan yutmayınca bulmadı hîç i‘tibâr la‘l
Mesîhî, 143. Gazel, 8. Beyit.
Mey-i sürh ile pür kılmış kabâgın şehr-i şa'bânda
Anuŋçün çeşmümi habs eyledüm devletlu sultânum
Zâtî, 916. Gazel, 2. Beyit.
Gonca mıdır sebz-gûn berk içre yâ almış ele
Bâde-i surh ile pür bir sâgar-ı pîrûze gül
Nefî, 72. Gazel, 3. Beyit.
27) Sürhâb:
Bâdeden zâl-i hıred düşse ‘aceb mi ayaga
Rüstem-i Zâl’i ayakdan düşürür sürh-âb-ı mey
Sehâbî, 418. Gazel, 2. Beyit.
28) Yâkûtreng:
Korkusuz başdur ki tutar sâgar-ı yâkût-ı nâb
Oluban mey-gûn lebüŋ yâdına ‘işret-sâz gül
CÇD, k. 32/17
Şol mey-i yâkût-renge müşterîdür ehl-i zevk,
Cevhere sarrâf olan elbette eyler i‘tibâr.
Revânî, 33. Kasîde, 12. Beyit.
Ne-durur lac
l ü yâkût-ı revân mey
Ne-durur kuvvet ü kût-ı revân mey
Ahmedî, 706/1.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 45
Şevk-i lâ‘lüŋle kıyar cânına cânâ
Mey-i yâkût-ı revân Ademi bî-bâk eyler
Nazmî, 2177. Nazîre, 5. Beyit.
Mey-i yâkût ile gel cânı ferah-nâk idelüm
Bezmümüz bir meh ile gayret-i eflâk idelüm
Mesîhî NM, 703, matla‘ beyti.
Mey-i yâkûtı kend'özüŋe kuvvet
Bilürsin hod cihânuŋ yok karârı
Sultan Cem, Nazîre-yi Cem, 3. Beyit.
Merhabâ ey câm-ı mînâ-yı mey-i yâkût-reng
Devri gelsin senden ögrensin sipihr-i bî-direng
Nef‘î, Sâkî-nâme, 1. Bend, matla‘ beyti.
Câm-ı zerrîn ü mey-i yâkût-rengi neylesün
Şol gedâlar kim şafak bâde güneş peymânedür
Necatî Beg Divanı, 118. Gazel, 4. Beyit.
Nûş kıl zerrîn-kadehden bâde-i yâkût-reng
Kim bulıtdur gûher-efşân u hevâdur müşg-bâr
Ahmedî, (XXV/59)
La‘l-i lebler bâde-i yâkûtı ister gördiler
Rindler la‘l-i şirişk-i çeşmi harca sürdiler
Emrî, 99 nolu mukatta‘
46 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Tarama sırasında tespit edebildiğimiz iki altmış yedi beyitte kullanı-
lan renklerin istatistiği:
1) Ahmer sıfatı 12 kez 2) Akik rengi 2 kez
3) Al sıfatı 7 kez 4) Altın rengi sıfatı 1 kez
5) Asfar sıfatı 3 kez 6) Benefşe rengi 1 kez
7) Erguvan rengi 25 kez 8) Gülçehre 3 kez
9) Gülfâm 24 kez 10) Gülgûn 49 kez
11) Gülnâr rengi 1 kez 12) Gülrengi 36 kez
13) Hamrâ sıfatı 50 kez 14) Hınâ rengi 1 kez
15) Kamış rengi 1 kez 16) Kırmızı 1 kez
17) La‘l rengi 20 kez 18) La‘1-fâm 2 kez
19) La‘l-gûn 1 kez 17) La‘l rengi 20 kez
18) La‘l-fâm 2 kez 19) La‘l-gûn 1 kez
20) lâlegûn 4 kez 21) Lâlerengi 4 kez
22) Nar kırmızısı 1 kez 23) Narçiçeği rengi 1 kez
24) Reyhanî 2 kez 25) Sefîd 2 kez
26) Surh üç kez 27) Sürhâb 1 kez
28) Yâkût rengi 10 kez.
KAYNAKÇA
Adnî Dîvânı, Osman Kufacı, İstanbul 2006.
Âhî Dîvânı, Hazırlayan: Prof. Dr. Mustafa Kaçalin, Kültür Bakanlığı Yay.,
Ank. 1994.
Ahmed Paşa Divanı (nşr. A. Nihat Tarlan), İstanbul 1966.
Ahmedî Dîvânı, Akdogan, Yaşar. “Ahmedi Dîvânı ve dil hususiyetleri:
gramer, sentaks, sözlük.” Doktora Tezi. İstanbul Üniversitesi, 1979.
Amrî, Divan, Hazırlayan: Mehmed Çavuşoğlu, İstanbul 1979.
Aşkî Divanı inceleme-metin, Nurcan Boşdurmaz, İstanbul 2000.
EDEBİYATTA ŞARAP RENKLERİ 47
Avnî [1432-1481], Dîvân-ı Sultân Muhammed rahimehullâh,
Ktp. Ali Emiri Edebiyat Kit. 305. Süleymaniye Ktp. Mikrofilm Arşivi
1654. Hazırlayan: Mustafa S. Kaçalin.
Bâkî Dîvânı, Dr. Sabahattin Küçük, Türk Dil Kurumu yayınları: 601, Ankara
1994.
Behiştî Dîvânı, Dr. Yaşar Aydemir, Ankara 2000.
Dîvân-ı Yahyâ (Şeyhülislâm), Hazırlayanlar: Süleyman Nazîf, Cenâb
Şahâbeddîn, İsmâil Hakkı, Mahmud Kemal, Osman Kemal, İstanbul
1334.
Emrî Dîvânı, M. A. Yektâ Saraç, 2003.
Fuzûlî, Dîvân, Hazırlayan, Sadeleştiren, Manzum Çeviren: Mehmet Kanar,
İstanbul 2015.
Gelibolulu Sun‘î Dîvânı, Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Yakar,
Gaziantep 2009
Halûk İpekten, Büyük Türk Klâsikleri, İstanbul 1986.
Hayâlî Bey Divanı, Ali Nihat Tarlan, İstanbul Üniversitesi Yayını, İstanbul
1945.
Hayretî, Dîvan, Tenkidli Basım, Hazırlayanlar: Dr. Mehmed Çavuşoğlu,
M. Ali Tanyeri, İstanbul 1981.
Hüdâyî, Dîvân-ı İlâhiyyât, Kemaleddin Şenocak ve Ziver Tezeren, (İstanbul
1970, 1986).
Karamanlı Nizâmî, Haluk İpekten, Hayatı, Edebî Kişiliği ve Divanı, Ankara
1974.
Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı, Gelibolulu ‘Âlî, Hazırlayan: Mustafa İsen,
Ankara 1994.
Mânî, Dîvânı ve Şehrengîzi, Doç. Dr. Şener Demirel, 2011.
Mecmü-atü'n-nezâir, Ömer b. Mezîd, Haz. Mustafa Canpolat, Ankara
1982.
Mesihi Divanı, Mine Mengi, Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, Ankara
1995.
48 PROF. DR. A. NACİ TOKMAK
Mevlânâ Celâleddîn Muhammed-i Rûmî’den Bir Demet Gül (Dîvân-ı Kebîr’den
seçme 303 gazel), Seçen ve Çeviren: Prof. Dr. A. Naci Tokmak, İstanbul
2015.
Nâilî-i Kadîm Divânı: Edisyon Kritik (haz. Halûk İpekten), İstanbul 1970.
Nâşid Divanı, Lütfü Alıcı (doktora tezi, 1998.
Necâtî Beg Dîvânı, Hazırlayan: Prof Dr. Ali Nihat Tarlan, Ankara 1992.
Nedim Divanı (haz. Abdülbaki Gölpınarlı), İstanbul 1951.
Nef’î ve Sihâm-ı Kazâ’sı (haz. Saffet Sıtkı), İstanbul 1943.
Nesîmî, Hayatı, Edebî Kişiliği, Eserleri ve Türkçe Divanının Tenkitli Metni,
Hüseyin Ayan, Ankara 2002.
Nev’î, Divan (haz. Mertol Tulum - M. Ali Tanyeri), İstanbul 1977.
Nevres-i Kadim Divanı ve İndeks, Şerife Yağcı, (yüksek lisans tezi, 1993).
Nizâmî-yi Gencevî, Leylâ İle Mecnun, Farsça’dan Çeviren: Prof. Dr. A.
Naci Tokmak, İstanbul 2013.
Revânî Dîvânı, Hazırlayan: Ziya Avşar, T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü,
Rûhu’l-Mesnevî (Şerhu’l-Mesnevî). Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin
Meŝnevî’sinin ilk 738 beytinin şerhidir (I-II, İstanbul 1285, 1287).
Sehâbî Dîvânı, Metn-Çeviriyazılı Metn, Cemal Bayak, Turuz-Tebriz 2013.
Şeyh Galib Dîvânı (haz. M. Muhsin Kalkışım), Ankara 1994.
Şeyhî Divanı: İnceleme-Metin-Dizin (haz. Halit Biltekin, doktora tezi, 2003).
Usûlî Divanı (haz. Mustafa İsen), Ankara 1990.
Vahyî Divanı ve İncelenmesi (doktora tezi, 2004).
Yahyâ Bey, Dîvan, Tenkidli Basım, Hazırlayan: Dr. Mehmed Çavuşoğlu,
İstanbul 1977.
Yakînî Dîvânı, İnceleme-Metin ve Çeviri-Açıklamalar-Sözlük, Ömer Zülfe, T.
C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Mü-
dürlüğü, Ankara 2009.
Zatî Divanı (haz. Ali Nihad Tarlan), İstanbul 1967. II. Cilt: 1970, III. Cilt:
Mehmed Çavuşoğlu, M. Ali Tanyeri, İstanbul 1987
Konular
- PARS DERGİSİ
- ŞU’ARÂ HOCASI MÂDER-ZÂD BİR ŞÂİR: ZÂTÎ
- KLÂSİK TÜRK EDEBİYATINDA ŞEM’Ü PERVÂNELER VE LÂMİ’Î ÇELEBÎ’NİN ŞEM’Ü PERVÂNE MESNEVİSİ
- FARS EDEBİYATINDA METAFİZİK YOLCULUKLAR
- شاعران فارسی سرای وفارسینويس ارزرومی
- تعلیم وتربیت ازمنظر سعدی
- توازن موسیقايی غزلهای سعدی
- YAŞAR KEMAL’İN İNCE MEMED ROMANI İLE SADIK ÇUBEK’İN TENGSİR ADLI ROMANININ KARŞILAŞTIRMASI
- YAVUZ SULTAN SELİM’İN DÎVÂNINDA OLMAYAN FARSÇA ŞİİRLERİ
- KÜÇÜKASYA’DA İSLAMİYET (DER İSLAM IN KLEIN ASIEN)
- ERKEN DÖNEM FARSÇA MESNEVİLERDE BEZM - IYRD.
- RÛDEKÎ-Yİ SEMERKANDÎ (Ö. 329/940)
- NAZÎRÎZÂDE EMÎN’İN ŞEYHÜLİSLÂM FEYZULLAH EFENDİ’YE FARSÇA METHİYELERİ
- HAYRETÎ DİVANINDA GEÇEN “GAM” KELİMELERİNİN TASARIMLARI
- BÂBÂ TÂHİR-İ HEMEDÂNÎ DİVANININ MEHDÎ-İ HAMÎDÎ NÜSHASINDA GEÇEN DOBEYTÎLERİ VE TÜRKÇE TERCÜMESİ
- EŞREFOĞLU RÛMÎ’NİN GAZELLERİNDE NASİHAT VE NEFİS MUHASEBESİ
- HÂB-I HAYÂL, AYINTABLI HÜSNÜ
- شاعران فارسیسرای و فارسینويس ارزرومی*
- مسئلة »مضمون« در شعر کودکان و نوجوانان
- مأخذ اصلی تمثیل خورندگان پیلبچهدرمثنوی
- وگرايی درهنر ايران
- NEF’Î’NİN TUHFETU’L-UŞŞÂK ADLI FARSÇA KASİDESİ
- ERKEN DÖNEM FARSÇA MESNEVİLERDE BEZM - IIYRD.
- DAKİKÎ-Yİ TUSÎ (Ö. 366/976)
- ÂRİF ÇELEBİ’NİN FARSÇA KASİDESİ VE TÜRKÇE ÇEVİRİSİ
- SÂİB-İ TEBRİZÎ’NİN ŞİİRLERİNDE GEÇEN “HÂB-I BAHÂR” TAMLAMASI ÜZERİNE
- ROMEN DİLİNDE KULLANILAN FARSÇA KELİMELER
- سینمای ایران
- آداب حرب مغول درتاریخ جهانگشای جوینی
- بررسی تطبیقی ضرب المثل های ترکی سنقر با ضرب المثل های زبان فارسی