Fars Dili

Fars Dili Fars Dili ve Edebiyatı Akademik

XV-XIX. ASIR BEYAZLARINDA XIX. ASIR BEYAZLARINDA XIX. ASIR BEYAZLARINDA TAŞKENT V TAŞKENT V TAŞKENT VE PARİS E PARİS KÜTÜPHANELERİNDE TESPİT EDİLEN KÜ

A.Ü.Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 45, ERZURUM 2011, 295-320
Research o Research o Research on Alisir Nevai's Poems Found n Alisir Nevai's Poems Found n Alisir Nevai's Poems Found Between Between BetweenXV-XIX Beyaz XIX Beyaz
Collections in Taskent and Paris Libraries Collections in Taskent and Paris Libraries n Taskent and Paris Libraries

(Aktaran: (Aktaran:Dr. Recai KIZILTUNÇ Dr. Recai KIZILTUNÇ**)

ÖZ
Beyazlar, klasik edebiyat tarihinde önemli
bir yer tutmaktadır. Beyazlarda, klasik şairlerin
seçme şiirlerine ve onlara yapılan nazirelere yer
verilmektedir. Hindistan, İran ve Orta Asya
beyazcılık geleneğinde asıl yeri Farsça şiirler
tutmaktadır. Beyazlar Orta Asya’da XVIII. yüzyıla
kadar çoğunlukla Farsça şiirlerden teşkil
edilmekteydi. Alişir Nevayi’nin XV. asır beyazına
alınan ilk şiiri de Farsçadır. XVIII. asrın ikinci
yarısından itibaren Nevayi’nin Çağatayca şiirleri de
beyazlarda yer almaya başlar. XIX. asır Orta Asya

BİNBİR GECE* [MASALLARI]

Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, sayı: 27, Erzurum, 2007
R. A. NICHOLSON**


*
Bu yazı, R. A. Nicholson’ın A Literary History of the Arabs (Cambridge University Press, Cambridge
1969) adlı eserindeki (s. 456-459) Binbir Gece’yle ilgili bölümün çevirisidir. Yazıya, konunun daha iyi
anlaşılması için, tarafımızdan bazı notlar ilâve edilmiş; ayrıca, sonuna, okuyucuya yararlı olacağı
mülâhazasıyla, bir “Seçilmiş Kaynakça” eklenmiştir. Binbir Gece Masalları hakkında geniş bilgi ve
bibliyografya için bk. Süleyman Tülücü, “Binbir Gece Masalları Üzerine (Seçilmiş Bir Bibliyografya
İle)”, Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, sy. 22 (2004), s. 1-53. Tercüme ettiğimiz
makalelerde, gerek özetlerdeki gerekse çevirilerdeki bazı cümlelerin kontrol edilmesinde yardımlarını
gördüğüm, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim
elemanlarından Kubilay Geçikli’ye teşekkür ederim.

YUNUS EMRE DİVANINDA CAN KELİMESİ ÜZERİNE

“UPON THE WORD “CAN” IN YUNUS EMRE’S DIVAN”
Öz
Dil, bir milletin yaşayışını yansıtan ve kültürünü taşıyan en önemli unsurudur.
Bir kültür hakkında bilgi edinilmek isteniyorsa o milletin dilini ne şekilde kullandığını
incelemek, söz konusu edilen kültür hakkında önemli bilgiler sunacaktır. Bir kelimenin
hangi anlamlarda kullanıldığı ve neyi ifade ettiği hakkında inceleme yapmak,
araştırılan kültür konusunda aydınlanmayı sağlayacak bir yöntemdir. Zira
anlamlandırmalar, inceleme konusu edinilen milletin kültür kodlarını bize yansıtır. Bir
şeyi nasıl anlamlandırdığımız bizim o şey hakkında düşüncelerimizi ve hislerimizi
vermekle beraber geçmişten günümüze kadar gelen nesillerin o konu hakkında ne gibi
düşünceler ve hisler taşıdığının çok mühim bir ispatıdır. Bir meyveyle alakalı deyimler
ve atasözleri ait olduğu milletin o meyve hakkındaki düşünceleri ile ilgili bize ipucu
sunar. O meyve hakkındaki atasözleri ve deyimleri incelemek de, o milletin kültür

İRAN ŞİİRİNDE ÜSLUP VE EKOLLER

Özet: Şehriyâr son asırda İran’da yetişen dünyanın en büyük şairlerindendir. Farsça ve Türkçe olmak üzere iki dilde divanı vardır. Onun en büyük özel­liği; klasik ve moderni başarılı bir biçimde birleştirebilmesidir. Bu şekilde kendine has bir tarz ortaya koymuştur. Ortak kültür değerlerimiz bakımından bu denli üstün bir şairin görüş ve değerlendirmeleri Türk Edebiyatı açısından da büyük önem taşımaktadır. Şehriyâr’ın dünya edebiyatına olan vukûfiyeti şiirlerinde ve az sayıdaki yazılarında görülmektedir. Onun burada çevirisi ve­rilen “İran Şiirinde Üslup ve Ekoller” başlıklı yazısı şiire ve sanata dair önemli bilgiler içermektedir.

Anahtar Kelimeler: Şehriyâr, İran Edebiyatı, Üslup ve Ekoller.

Methods and Schools of Iran Poetry

DERLEME SÖZLÜĞÜ’NDE “KURU YEMİŞ, ÇEREZ” ANLAMINDA KULLANILAN KELİMELER

DERLEME SÖZLÜĞÜ’NDE “KURU YEMİŞ, ÇEREZ” ANLAMINDA KULLANILAN KELİMELER –
Yrd. Doç. Dr. Zahide PARLAR
21
DERLEME SÖZLÜĞÜ’NDE “KURU YEMİŞ, ÇEREZ” ANLAMINDA KULLANILAN
KELİMELER
Yrd. Doç. Dr. Zahide PARLAR*
Özet: Anadolu’da eğlencelik yiyecek olarak tüketilmesi yanında misafirlere ikram edilen kuru
yemiş/çerez; doğum, düğün, nişan, kına gibi özel zamanlarda sevinçleri paylaşma, bereket, muhabbet
vb. göstergesi olarak kullanılmaktadır. Özel günlerde dağıtılması, baştan aşağı saçılması veya hediye
olarak gönderilmesi yanında çocuklara eğlenmeleri için verilmesi de söz konusudur. İkramlık ve
hediye olarak sunulan çerezler içerdiği çerez türlerine göre sosyal statü simgesi bile olabilmektedir.
Tüm bunlar dikkate alındığında çerezin Anadolu insanın sosyal hayatında bir kültür öğesi olduğu
söylenebilir. Bu bakımdan çerez ile ilgili kelimeler üzerine yapılacak çalışmalar sayesinde özel günlerle

KUR'AN'IN FARSÇA'YA TERCÜMESİ VE İLK FARSÇA TEFSİRLER

ÖZET
Kur'an-ı Kerim, tüm insanlığa gönderilmiş ilahi mesajclır. Bu mesaj, yalnız onun indiği
dilin sahiplerini değil tüm insanlığı ilgilenclirmektedir. Öyleyse bu mesajı farklı
kültürlerden insaniann anlamalan için o dillere çevirmek zorunluluk arzeanektedir.
Ancak Kur'an'ın eliğer dillere çevrilip çevril.meyeceği tarih boyu tarnşılmış, konu
hakkında olumlu olumsuz görüşler ileri sürülmüştür. Biz, bu makalede Kur'an'ın
Farsça'ya çevirisinin tarihi sürecini ele aldıktan sonra Farsça olarak yazılan ilk tefsiı:ler
hakkında bilgi verelik Burada işlenen tefsirlerin özelliği ise günümüze ulaşmalan ve
matbu olmalaoclır. Çalışmamızda sırasıyla Tabeô tefsirinin tercümesi, İsferayini ve
Sudbacli tefsirlerini tarııtarak birer örnekle okuyucuya bilgi vermeyi amaçladık. Bu
nedenle çalışmarnızı, V. Hicri asır sonuna kadar olan zamanla sınırlamayı uygun gördük.
Hicri VI. Asır başlı başına ayn bir makalede ele alınacaktır.
Anahtar Kelimeler: Çeviri, Kur'in, Farsça, Tefsir, Müfessir.

Farsça'da Birleşik İsimler

Farsça'da birleşik isimler aşağıdaki şekillerde olmaktadır :

و (-u,-ü) bağlacı (atıf bağlacı) ile yapılanlar.
Yakın anlamlı kelimeler ile yapılanlar. Örneğin كفت و كو (gift ve gû : dedikodu) , كير و دار (gîr ü dâr : savaş ve çarpışma)
Zıt anlamlı kelimeler ile yapılanlar. Örneğin داد و ستد (dâd ü sited : alıi-veriş)
Kelimenin tekrarı ile yapılanlar. İkinci kelimedeki ilk harf م (m) ile değiştirilmektedir. Örnek : تار و مان (târ ü mâr : darma dağınık)
İzâfet kesresi (-ı,-i) ile yapılanlar
İzâfet kesresinin düşmeci sonucu olan birleşik isimler. Örneğin سركاتب (ser-kâtip:baş katip)
Tamlamanın ters çevrilmesiyle oluşan birleşik isimler. Örneğin كتبخانه (kütüphane) ifadesi hâne-i kütüb kelimesinden oluşmuştur

وگرايی درهنر ايران

وگرايی درهنر ايران
HAJAR BABAZADEH 
ÖZ
İran’da modernizasyon, batı kültür ve uygarlığına yöneliş XIX.
yüzyıl başlarında Abbas Mirza’nın reformlarıyla başladı. İran’ın Rusya
ile yaptığı iki savaşta uğradığı ağır yenilgilerden sonra Kaçar Veliahtı
Abbas Mirza ile üst düzey İranlı kesimler, İran’ın teknik ve bilimsel
geri kalmışlığı ile zayıflığının telafi yolunun uygar batının ba-
şarılarını örnek almaktan geçtiğini anladılar. Onun bu yolda ordu
kurma, yurtdışına öğrenci gönderme, üniversite kurma, Avrupalı
öğretmen ve uzmanlar istihdam etme; gazete çıkarma ve kitap basma,
hatta Nasıruddin Şah’ı Avrupalıların yaşam tarzlarını gözlemlemek
için Avrupa’ya yolculuğa teşvik etme gibi birçok çabası oldu.
İran modernizasyonu Rıza Şah zamanında merkezi bir devlet kurulmasıyla
daha geniş boyutlar kazandı. Müttefik orduların İran’a
saldırısı sırasında, 1320 hş. yılında İran halkı ilk defa yabancılarla
yakın temasta bulundu. Bu modernizasyon Muhammed Rıza Şah

YAŞAR KEMAL’İN İNCE MEMED ROMANI İLE SADIK ÇUBEK’İN TENGSİR ADLI ROMANININ KARŞILAŞTIRMASI

YAŞAR KEMAL’İN İNCE MEMED ROMANI İLE
SADIK ÇUBEK’İN TENGSİR ADLI ROMANININ
KARŞILAŞTIRMASI
SERAP ŞENGÜL 
ÖZET
Sosyal yaşamın her koşulda insanların günlük hayatını şekillendirmede
büyük rol oynayan, önemli bir konu olduğunu söylemek mümkündür.
Bir sosyal grubun içinde yaşayan insanlar ve onların davranışları,
o toplumsal gruptaki diğer bireyleri etkilediği gibi diğer bireylerin
davranışlarından da etkilenir. Belirli bir toplumun içinde yaşayan
yazarlar, o toplumun problemlerini eserlerinde işler. Bu nedenle toplumsal
yaşam şartları her zaman edebiyata yansımıştır. Bu çalışmada
başkarakterleri sosyal adaletsizlikle mücadele eden İnce Memed ve
Tengsir adlı eserlerde, adaletsizliğin altında yatan sebepler üzerinde
durulmuştur. Romanların konusu ‘haksızlıkla mücadele eden fakir insanların
öyküsü’ olarak özetlenebilir. Çalışmada iki romanın benzerlikleri
üzerinde durulmuştur. Özetle söylemek gerekirse; çalışmanın

ESKİ İRANDA DİNLER VE DİNSEL İNANIŞLAR I

Günümüze kadar yapılmış arkeolojik araştırma verileri, bazı Hint-Avrupa kavimlerinin milattan 3.000 yıl öncelerde dünyanın değişik coğrafyalarına yayılmaya başladıklarını ve Asya’nın geniş topraklarında yerleşik hayata geçtiklerini göstermektedir. Birtakım araştırmacılar bu yayılma ve yerleşim merkezlerinin Kuzey Kafkasya olduğu kanısını taşırlarken bazıları da, bu kavimler için belli bir merkezden söz etmeden, Hint-İran kavimlerinin, Hint-Avrupa ailesinin batı kolundan olduğu tezini ileri sürerler. Buna göre; Batıdaki Hint-Avrupalılar, milattan 3.000 yıl önce Yenisei ırmağının yukarısındaki topraklarda, ormanlık bölgelerin üst kesimlerinde yaşamaktadırlar. Bu halkların medeniyetlerinden günümüze sadece kayalıklarda oymuş oldukları mezarları kalmıştır. Bu mezarların bir kısmı tek tek, bazıları da grup mezarlar halindedir.

BÂBÂ TÂHİR-İ HEMEDÂNÎ DİVANININ MEHDÎ-İ HAMÎDÎ NÜSHASINDA GEÇEN DOBEYTÎLERİ VE TÜRKÇE TERCÜMESİ

BÂBÂ TÂHİR-İ HEMEDÂNÎ DİVANININ MEHDÎ-İ HAMÎDÎ
NÜSHASINDA GEÇEN DOBEYTÎLERİ VE TÜRKÇE TERCÜMESİ
YRD. DOÇ. DR. AHMET FARUK ÇELİK
ÖZ
Baba Tahir-i Hemedani, İran edebiyatının parıltısı sayılan büyük
bir şâiri ve şiirleri Fars edebiyatının parlak bir aynası sayılacak değerli
bir ârifidir. Fakat tercih ettiği zâhidâne ve dervişâne hayatı sebebi
ile çok uzun zamanlar edebiyat araştırmacılarının gözünden uzak
kalmıştır. Bunun sonucu olarak da onun dili ve eserleri üzerine edebi
araştırmalar yoğunlaşamamıştır. O esaslı bir medrese ve edebiyat
tahsiline sahip olmadığı halde, sabit bir vezne bağlı kalarak da olsa
aruzla şiir söylemiş, bütün edebiyatçılardan farklı olarak duygularını
Derî lehçesi dışında, bölgesel bir dil olan Lorî lehçesi ile ifade etmiş-
tir. Bir lehçe şairi olmasına rağmen yalnız yaşadığı bölgeyi değil, hem
şiirleri ve hem irfanı ile bütün İran’ı ve başka ülke insanlarını da etkileyebilmiştir.

ADDENDA FROM PRE-MENINSKI TRANSCRIPTION TEXTS TO STANISŁAW STACHOWSKI’S “OSMANLI TÜRKÇESINDE YENI FARSÇA ALINTILAR SÖZLÜĞÜ”. PART III

Studia Linguistica Universitatis Iagellonicae Cracoviensis 133 (2016): 221–243
doi:10.4467/20834624SL.16.016.5685
LUCIANO ROCCHI
University of Trieste
lrocchi@units.it
ADDENDA FROM PRE-MENINSKI TRANSCRIPTION TEXTS
TO STANISŁAW STACHOWSKI’S “OSMANLI TÜRKÇESINDE
YENI FARSÇA ALINTILAR SÖZLÜĞÜ”. PART III
Keywords: Ottoman-Turkish, New Persian, lexical borrowing, transcription texts
Abstract
Stanisław Stachowski wrote a series of articles devoted to studies on the New Persian
loanwords in Ottoman-Turkish, which were published in Folia Orientalia in the 1970s
and later republished in 1998 as a single volume. Since then, however, a good number of
editions of new Ottoman texts have appeared, especially transcription texts dating from
before Meninski’s Thesaurus (1680), which provide much new lexical material. Within
this material there are many Persianisms – predictably enough where Ottoman-Turkish

KLASİK TÜRK ŞİİRİ ESTETİĞİNDE SİHİR

Turkish Studies
International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 10/8 Spring 2015, p. 1503-1536
DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.8266
ISSN: 1308-2140, ANKARA-TURKEY
ÖZET
Geçen zamanla birlikte kültür de az ya da çok değişir, gelişir;
edebi eserlerle nesilden nesile taşınır. Böylelikle bir toplumun ortaya
koyduğu edebi eserler, o toplumun geçmişi ile geleceği arasında bir
köprü vazifesi görür. Dolayısıyla, toplumların kültürleri edebi eserler
sayesinde devamlılık gösterir. Klasik Türk edebiyatı, medeniyetimizin
izlerini 13. yy.dan 19. yy.a kadar takip edebileceğimiz çok zengin bir
edebiyat geleneğidir. Daha çok nazım alanında gelişim göstermiş bu
edebiyat geleneğinde farklı anlam katmanlarını içerisinde barındıran
beyit, toplumu başta sosyal, kültürel, dini, siyasi yönleriyle yansıtan
zihniyet unsurlarını son derece estetik bir şekilde okuyucuya sunar. Bu

Çağdaş İran Şiiri

Dünya bizi şiir ve irfanla tanıyor. Ülkemiz uraniyum zenginleştirmeğe yönelik adım atmadan yüzyıllar önce edebi zenginleştirme yönünde adım atmıştır.
Büyük şairimiz Şiraz’lı Sâdi’nin 8 yüz yıl önce yazdığı şiirler, kendisinden önce sınırları aşmıştır. O öyle büyük bir şairdir ki şiiri Birleşmiş Milletlerin giriş kapısının üzerine yazılmıştır :
Adem oğlu tek vucudn azasıdır
Zira tek özdendir yaratılmıştır
Gote ve Shiler gibi büyük şairler, 700 yüz yıl önce yaşamış olan büyük şairimiz Şiraz’lı Hafız’ın şiirlerinden etkilenmişler.
Belkide hiç bir dilde Farsça’da olduğu kadar şiir, çabuk ergenlik çağına ulaşmamıştır. Bugün İngilizce konuşan bir kişi Shekspier’ın yazdığı bütün şiirleri anlamakta zorluk çeker belki ama biz bin yıl geçmesine rağmen hala Firdevsi ve Hayyam’ın şiirlerini konuştuğumuz dilde okuyor ve anlıyoruz.
Farsça şiir alanındaki isimler ve mazmunlar o kadar fazladır ki, bunların tamamını bir kaç cilt kitapta toplamak bile imkansızdır.

ERKEN DÖNEM FARSÇA MESNEVİLERDE BEZM - IIYRD.

ERKEN DÖNEM FARSÇA MESNEVİLERDE BEZM - IIYRD.
DOÇ. DR. SADIK ARMUTLU
ÖZ
Bezm, Arapça bir kelime olan meclisin anlam dünyasıyla eşdeğer
olan bir kelimedir. İçki içilen, eğlenilen ve muhabbet yapılan yemekli,
büyük şenlik ve eğlencedir. Bir toplumun sosyokültürel tarihi içerisinde
önemli bir yeri kapsayan, yazıldıkları devre ait oldukça detaylı bilgiler
ihtiva eden, sosyal hayatla ilgili zengin materyaller sunan eğlence ve
şenlikler, mesnevilere de yansımış, bir takım izler bırakmıştır. Bu izler,
maddî unsurlar olarak toplumun kültürel dünyasını oluşturan sosyal
tarih belgesidir. Mesnevilerde bezm olgusu, geniş bir yelpazeden ele
alınmıştır. Her şeyden önce bezm, düzenlenmesine vesile olan ve olduk-
ça çok boyutlu gerekçeleriyle başlar. Sonra bezmi düzenleyenler öne
çıkar. Katılımcılar da bezmin oluşmasını sağlar. Bezmin işleyişi geniş bir
hizmet ehli tarafından sağlanır. Bezme katılımcıların uyması gereken