Fars Dili

Fars Dili Fars Dili ve Edebiyatı Akademik

ÜÇ HALVETÎ ŞÂİRİN DÎVÂNLARINDA ANÂSIR-I ERBAA (ATEŞ, HAVA, SU VE TOPRAK) UNSURLARININ KULLANIMI ÜZERİNE BİR İNCELEME

Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 11/5 Winter 2016, p. 351-382
DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.9158
ISSN: 1308-2140, ANKARA-TURKEY
Article Info/Makale Bilgisi
 Received/Geliş: 19.01.2016 Accepted/Kabul:05.03.2016
Referees/Hakemler: Doç. Dr. Ali ÖZTÜRK –
Doç. Dr. Nurettin GEMİCİ - Yrd. Doç. Dr. Bünyamin AYÇİÇEĞİ
This article was checked by iThenticate.
ÜÇ HALVETÎ ŞÂİRİN DÎVÂNLARINDA ANÂSIR-I ERBAA (ATEŞ,
HAVA, SU VE TOPRAK) UNSURLARININ KULLANIMI ÜZERİNE
BİR İNCELEME
Nesibe KABLANDER*
ÖZET
Klâsik edebiyat geleneğine bağlı şâirler, kelimelerin değişik anlam
çağrışımlarını, mazmunları kullanarak eserlerini örgülemişlerdir.
Tasavvufî anlayışa bağlı Dîvân şâirlerinin şiirleri değerlendirilirken
onların dinî bakış açılarının eserlerine yansıma şekli, dünya görüşleri ve
varlık algıları ihmal edilmemelidir. Böylece eserlerin anlam derinlikleri

Sadi Şirazi

Sadi Şirazi; (1193 – 1292) İran’ın olduğu kadar bütün Doğu dünyasının en büyük filozof şairlerinden biridir. Güneybatı İran’ın büyük sanat ve kültür merkezlerinden biri olan Şiraz’da doğduğu için «Şirazi» (Şirazlı) diye anılır. Babası Sâdi Muslihiddin Fars atabeylerinden Saadeddin Zengi’nin hizmetindeydi. Efendisinin hâtırasına çok bağlı bulunduğundan, asıl adı Müşerefeddin olan oğluna «Sâdi» mahlasını verdi.

İRAN TÜRKLERİ VE İRAN TÜRK EDEBİYATl

.-.aA..;.ıIJ.."J•...JTUül[lrkli.LjYY.laLLt.dıA.ı:ırau.stwlrı:ıımllllaIlllJaLLrıuE~n~stjw·tJ.liüsllliju.Dts;e.ı..ırg;.ııjsILi"",S!lI;aYı:.ı'..r<24:L",1;E.ı..rzr..ıluwruıı.ıwIL.i&l20Iıı014 --=-.99­
İRAN TÜRKLERİ VE İRAN TÜRK EDEBİYATl
Dr. Ali KAFKASYALI·
ÖZET
Bu makalede, İran Türkleri'nin yerleşim yerleri, nüfusları,
edebi ve kültürel gelişimleri, Türkiye ve diğer Türk toplulukları
ile sosyal, edebi ve kültürel etkileşimleri, başlangıcından
günümüze kadar bu bölgede yaşamış ve yazmış edebi şahsiyetler
ve onların eserleri değerlendirilmiştir. Ayrıca kurulan edebi ve
kültürel topluluklar onların yayımladığı Türkçe dergi ve gazeteler
ele alınmıştır.
ya'nın sinesinde hayat bulan Türk milleti, zaman içinde dünyanın dört
ir yanına yayılmış, birçok coğrafyada vatan tutmuştur. Kimi yerlerde
obalar, oymaklar, kimi yerlerde devletler, imparatorluklar oluşturmuştur. Gittiği her
yere Türk soyunun kültür ve medeniyetini götürmüş, büyük hizmetler sunmuştur.

MODERN GAZEL ŞAİRİ: Sîmîn-i Behbehânî (1306/1927-.)

A. Hayatı
Sîmîn-i Behbehânî, hicri şemsi 1306, miladi
1927 yılında Tahran’ın Himmetâbâd
mahallesinde doğdu.1
Babası tanınmış yazar ve
İkdâm gazetesi müdürü Abbas-i Halîlî, annesi
dönemin seçkin kadınlarından Fahr-i Adil-i
Hilatberî’dir.2
Behbehânî, ilk ve orta öğrenimini
Tahran’da tamamladıktan sonra Dânişgâh-i
Tehran Dânişkede-i Hukuk ve Ulûm-i
Siyasî/Tahran Üniversitesi Hukuk ve Siyasal
Bilgiler Fakültesi’ne girdi ve hukuk alanında
lisans diplomasını aldı.
3
Aynı zamanda
Dânişserâ-yi Âlî/Yüksek Öğretmen Okulu’nu
bitirdi.4
Bundan sonra Tahran’da çeşitli liselerde
öğretmenlik yaptı.
5
1325/1946 yılında evlendi,
fakat bu evliliği sürdüremeyip boşandı. Bir süre
sonra tekrar evlendi fakat bu ikinci kocası da
öldü. Bugün üç çocuğu ile birlikte Tahran’da
yaşamaya devam etmektedir.6
B. Şairliği ve Şiirleri
I. Şairliği
Sîmîn-i Behbehînî ilk şiirini on dört yaşındayken
(1320/1941) yazmış ve bu şiir Meleküşşüara
Behâr’ın çıkardığı Novbehâr adlı dergide

Sadi Şirazi’nin Hayatı

İran’ın en büyük Şairlerinden Sadi- Şirazi her sene 21 Nisan’da düzenlenen törenler ve uluslararası konferansta anılmaktadır.

Şüphesiz, Ebu Muhammed Muşarrafuddin Muslih ibni Abdullah ibni Muşarraf Sadi-yi Şirazi , Firdevsi’den sonra , İran edebiyatında parlayan en büyük şairdir. Din alimlernden oluşan bir aile ortamında dünyaya gelen Sadi, çocukluğundan beri babasının özel eğitimine tabi tutuldu. İlk öğrenimini bitirdikten sonra Bağdat’a giderek, dönemin büyük alimlerinden ders almaya başladı. 1276 yılında Şiraz’a dönerek, Sad bin Ebubekir bin Sad-i Zengi'nin yakınlığını kazandı. Sad-i Şiraz’ın hayatı, kasideler, gazeller ve bazı risaleler yazarak geçti. 1311-1317 yılları arasında vefat etti.

Film Adı: باد و بید - Söğüt ve Rüzgar

Film Adı: باد و بید - Söğüt ve Rüzgar
Yönetmen:عباس کیارستمی - Abbas Kiarostami
Yıl: 2000
خلاصه داستان
در روستایی دور افتاده، معلم مدرسه پسر بچه‌ای را که شیشه‌ای شکسته از کلاس بیرون می‌کند و به او تأکید می‌کند که تا شیشه‌ای جای آن نگذارد حق آمدن به کلاس را ندارد.. در اين روستا شيشه بری وجود ندارد. پسرك بايد راهی طولانی را برای انداختن شيشه بپيمايد. پسرك كوچك با شيشه ای بزرگ از ميان باد مهيبی كه درختان را خم كرده راه طولانی را می پيمايد تا به مدرسه برسد..
Film Özeti: Uzaktaki bir köyde, okul camını kırmış bir oğlan çocuğunu öğretmeni sınıftan atar ve kırılan camın yerine yeni bir cam takmasını, aksi takdirde derse bir daha giremeyeceğini söyler. Bu köyde camcı yoktur. Küçük çocuğun cam almak için uzun bir yolu katetmesi gerekmektedir. Küçük çocuk, ağaçların bile büküldüğü korkunç bir fırtınanın ortasında elindeki kocaman cam ile okula ulaşmak için uzun bir yola koyulur.

TÜRK-İRAN SİNEMA AFİŞLERİNDEKİ KÜLTÜREL YAKLAŞIMLAR

159
TÜRK-İRAN SİNEMA AFİŞLERİNDEKİ
KÜLTÜREL YAKLAŞIMLAR
CANDEMİR, Tülin-SÜLÜN, Ebru Nalan
ALKANDEMİR, Defne-CANDEMİR, Tülay
TÜRKİYE/ТУРЦИЯ
ÖZET
Bu çalışmanın amacı; Türk ve İran sinema afişlerindeki kültür unsurlarının
anlatımının grafik dilinde irdelemesidir. Bunun nedeni, özellikle kültürel
anlatımı içeren afişlerin tasarımında; senaryoya uygun olarak yaratılan
imgelerin göstergesel değerlerinin filmin konusuna uygunluğu ve estetik
değerlerle grafik tasarım kriterlerine ulaşmasıyla sanatsal-tarihî bir değer
kazanmasıdır.
Kültür, toplumun duyuş ve düşünüş birliği, geleneksel yaşayış biçiminin
getirdikleridir. Bunun çalışmamız açısından önemi, düşünce ve sanat
varlıklarının sonraki kuşaklara iletmesidir. Ürettiği toplumsal yasaklar,
kadınlara ve çocuklara uyguladığı baskı vb. yaşam karmaşasında binlerce yıllık
kültürel geleneğinden yola çıkan İran; yaşadığı sancılı süreçlerden ve
edebiyatından yola çıkarak dikkatleri üzerine çeken bir sinema dili oluşturmayı

Son Dönem Osmanlı Aydınlarında Farsçanın Tesiri ve İbnülemin Mahmud Kemal (ö. 1957) Örneği

Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 15, İstanbul 2015, 167-194.
ÖZET
Farsça, Selçuklu ve Gazneliler gibi Türklerin kurduğu
devletlerde yazı dili olarak kullanılmıştır. Hükümdarların
bazı zaferleri Şehname tarzında yazılmış, sünnet ve evlilik
gibi törenler Farsça olarak minyatürlere işlenmiştir. İran
ile yüzyıllarca süren savaş ve düşmanlık bile bazı Osmanlı
padişahlarının Farsça şiirler yazmasına engel olmamıştır.
Osmanlı sarayında İran asıllı pek çok sanatçı bulundurulmuş
ve sanatlarını burada icra imkânı sağlanmıştır. Kültür
ve sanat çalışmalarına paralel olarak, Fars dilinin öğrenimi
için gerekli kitaplardan olan pek çok Farsça gramer ve
sözlük çalışmaları da aralıksız olarak devam ettirilmiştir.
Son dönem Osmanlı ulemasından olan İbnülemin Mahmud
Kemal İnal da Farçanın tesirinde kalan aydınları-
mızdan biridir. İbnülemin Mahmud kemal İnal’ın Osmanlı Devletinde Son Sadrazamlar isimli eserinde yer alan

Farsça Basın Dili Çeviri

کارگران معادن زغال سنگ بغلان تظاهرات کردند
صدها نفر از کارمندان و کارگران معادن زغال سنگ در ولایت بغلان در شمال افغانستان در اعتراض به مسدود(بسته) شدن این معادن دست به اعتراض زدند.
منبع- BBC
Beğlan Kömür Maden Ocağı İşçileri Protestoda Bulundu.
Afganistan'ın kuzeyinde bulunan Beğlan vilayetindeki kömür maden ocağı işçilerinden yüzlerce kişi, bu madenin kapatılmasına itiraz ederek protestoda bulundu.
Kaynak, BBC

PANEL: MODERN İRAN EDEBİYATINDA ÖYKÜ

İran'ın en önemli yazarlarından Mustafa Mestur'un katılımıyla İstanbul Üniversitesi'nde İran Edebiyatında Öykü konulu Panel düzenlenecektir.

FARSÇA-TÜRKÇE MANZUM BİR SÖZLÜK: TUHFETÜ’L-HÂFIZ

Turkish Studies
International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 10/12 Summer 2015, p. 329-370
DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.8586
ISSN: 1308-2140, ANKARA-TURKEY

ÖZET
Osmanlılarda manzum sözlük yazma geleneği, sıbyan
mekteplerindeki öğrencilere Farsça ve Arapça kelimeleri ve dilbilgisi
kurallarını daha kolay ve hızlı bir şekilde öğretmek amacıyla oluşmuştur.
Bu gelenek dâhilinde telif edilen eserlerden biri de Tuhfetü’l-Hâfız’dır.
Tuhfetü’l-Hâfız, Hâfız Abdullah b. Halil tarafından, mensur
mukaddimesinde kendisinin de belirttiği gibi “Farsça öğrenmeye yeni
başlayan çocuklara ve gençlere bir hatıra ümidiyle” (vr.1b) kaleme alınmış
Farsça-Türkçe manzum bir lügattir. Eser, son beyitte yer alan ebced
tarihine (beytin ilk mısraındaki noktasız harfler ve ikinci mısraındaki
noktalı harflere) göre H.1194/95 (M.1780-81) tarihinde tamamlanmıştır.

HİNT VE İRAN MİTOLOJİLERİNE GÖRE “MİTRA”

e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi ISSN: 1308-9633 Sayı:X Kasım 2013 26
Dicle Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi
Özet:
Mitra, antik Arilerin asırlarca inandıkları Güneş ışığı ile ilişkilendirilmiş bir
tanrıdır. Mitra tapımı antik Arilerin göçlerinden sonra ortaya çıkan Hint ve İran Arilerinde
de devam etmiştir. Her iki toplumun kutsal kitaplarında Mitra ile ilgili bölümlere
rastlanmaktadır. Fakat Hindistan’da ilk dönemlerde bu inanç çok güçlü iken sonraları
etkisini kaybetmiştir. Mithra olarak isimlendirildiği İran’da ise Hindistan’dakinin aksine
farklı dönemlerde değişik şekillerde ortaya çıkmıştır. Bu makalede Hint ve İran
toplumlarındaki Mitra inancının tarihsel değişimi ve özellikleri incelenmiştir. Makale
hazırlanırken Rigveda ve Avesta ile bu iki kitap hakkında yapılmış çalışmalardan
faydalanılmıştır.
Anahtar Sözcükler Rigveda, Avesta, Mitra, Mithra, Hint, İran
MITRA ACCORDING TO INDIAN AND IRANIAN MITHOLOGIES
Abstracts:

HİND TİPİNİN KİMLİGİ , DİVAN EDEBİYATINDAKİ YERİ VE RİNDLİK FELSEFESİNİN TASAVVUFLA İLGİSİ

Selçuk Üniversitesi/Seljuk Uniuersity
Fen-Edebiyat Fakiılt si/Faculty of Arts and Sciences
Edebiyat Dergisi/Journa/ of Social Sciences
Yıl/ Year: 2007, Sayı/Number: 18, 243-280
Özet
Selçuk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
nurgulsucu@selcuk.edu.lr
Aslen Farsça bir kelime olan rind; dünya işlerini önemsemeyen, ahiret çıkarı gözetmeyen, aşk
ve zevk yolunda yürümeyi gaye edinen, şekilden ziyade öze önem veren, gösterişsiz, tasasız,
oşgörülü, sevecen ve mütevazı bir şahsiyeti ifade eder. Divan şairi her zaman rindlikten yana
olmuş ve hayatı bir rind gibi yaşamanın gerekliliğine inanmıştır. Bu nedenle rind tipi divan
edebiyatında önemli bir yer tutar. Temel hedefi insanı kötü huylardan arındırarak olgunlaştınnak
olc•n fcı c1vvuf ile rindlik felsefesinin pek çok ortak yanı vardır. Bu makale üç bölümden
oluşmaktadır. Birinci bölümde "Rind kimdir?" sorusuna cevap aranmış, ikinci bölümde rindlik

Nazım Hikmet Ran’ın Farsçaya Çevrilen Eserleri

EFD / JFL
Edebiyat Fakültesi Dergisi/ Journal of Faculty of Letters
Cilt/Volume 32 Sayı/Number 1 (Haziran/June 2015)
Nazım Hikmet Ran’ın Farsçaya Çevrilen Eserleri
Publication of Nazım Hikmet Which are Translated to Persian in Iran.
Yeşim IŞIK*
Öz
Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinin önde gelen isimlerinden Nazım Hikmet, 1940’lı yıllardan sonra dünyadaki
siyasi gelişmelere paralel olarak İran’da da dikkat çeken Türk şair ve yazarlardan biridir. İran Komünist
Partisi’nin kurulduğu dönem sonrasında, Şah Muhammed Rıza Pehlevi’nin küçük ve orta sınıf esnafı sistem dışı
bırakma girişimleri, karşıt görüşleri harekete geçirmiştir. İran’daki bu toplumsal ve siyasi gelişim Türkiye’de
Komünist söylemin tek savunucusu olan Nazım Hikmet’e olan ilgiyi anlaşılır kılmaktadır. Zira şairin eserlerinin
1967 yılından itibaren mensur eserleriyle başlayan çeviri faaliyetleri şiirleriyle devam etmiştir. Günümüzde de

FUZÛLÎ LEYLÂ ve MECNÛN

©
T. C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI
KÜTÜPHANELER VE YAYIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
3130
KÜLTÜR ESERLERİ
413
ISBN 978-975-17-3345-0
www.kulturturizm.gov.tr
e-posta: yayimlar@kulturturizm.gov.tr
Bu kitap internet ortamında ilk kez yayımlanmaktadır.
Fuzulî ve Leylâ vü Mecnûn’u
Gerek edebî tesirinin devamlılığı ve genişliği gerekse şiirinin sanat değeri
bakımından bütün bir Türk edebiyatının en büyük şairi sayılmaya hakkı ile lâyık olan
Fuzulî, Azerî ve Osmanlı edebiyatlarının müşterek bir simasıdır. Klasik Türk edebiyatının
tesirleri hâlâ günümüze kadar uzanan, bu gün dahi okunup sevilen büyük lirik şairi
Fuzulî’nin hayatı hakkındaki bilgiler oldukça sınırlıdır.
Fuzulî’nin doğum yeri ve tarihi hususunda değişik rivayetler ve ihtimaller ileri
sürülmüştür. Bütün bunlar arasında, 1480 yılı civarında Kerbelâ’da doğmuş olabileceği
ihtimali daha güçlü görünmektedir. Babası Süleyman’ın Hile müftülüğünde bulunduğu;