Farsçada Mâzi-yi Melmus-i Naklî (Sürmekte olan Şimdiki Zamanın Rivayeti) (22. Ders)

درس بيست و دوم (Ders-i Bîst u Dovvom)


***Dil Bilgisi***

*Mâzi-yi Melmus-i Naklî (Sürmekte olan Şimdiki Zamanın Rivayeti)

Eylemin geçmişte meydana gelmek üzere olduğunu ya da gerçekleşmekte olduğunu aktarma (rivayet) yoluyla ifade eden zamandır.

Klasik Farsça'da bulunmayan mazi-yi melmûs ve mazi-yi melmus-i naklî zamanları, meşrutiyet döneminden bu yana kaleme alınmış metinlerde Batı dillerinin de etkisiyle yer almaya başlamıştır.

Bu zamanın da olumsuz çekimi yoktur.

داشتن (dâşten- sahip olmak) fiilinin mazi-yi naklî (miş'li geçmiş zaman) çekimine çekimi yapılacak olan asıl fiilin mazi-yi naklî müstemir (şimdiki zamanın rivayeti) çekimi* ilave edilerek oluşturulur.

Örnek çekim:

داشته ام مى خوانده ام (dâşte em mî hânde em- okumaktaymışım)
داشته اى مى خوانده اى (dâşte î mî hânde î- okumaktaymışsın)
داشته است مى خوانده است (dâşte est mî hânde est- okumaktaymış)
داشته ايم مى خوانده ايم (dâşte îm mî hânde îm- okumaktaymışız)
داشته ايد مى خوانده ايد (dâşte îd mî hânde îd- okumaktaymışsınız)
داشته اند مى خوانده اند (dâşte end mî hânde end- okumaktalarmış)

Örnek cümleler:

عصر با يكى از معلمها داشته مى رفته (Asr ba-yeki ez muallim-hâ dâşte mî refte.) İkindileyin öğretmenlerden biriyle gitmekteymiş.
داشته مى رفته است كه برادرم او را ديده (Dâşte mî refte est ki berâderem û-ra dîde.) (O) Gitmekteyken, kardeşim onu görmüş.

Bu cümlelerde görüleceği üzere fiilin şahsını bildiren است (est) gibi ekler, cümlede iki kere tekrar edilmeyip bir kere kullanılabilir ya da hiç kullanılmayabilir.


***Kelime Hazinesi***

شهريه (şehriye) aylık, maaş
کارگر (kârger) işçi
کارفرما (kârfermâ) işveren
لوده (lûde) palyaço
خدمتگذار (hıdmetguzâr) hizmetçi; garson
راننده (rânende) şöfor
نانوا (nânvâ) fırıncı, ekmekçi
قو (gû) kuğu
بوقلمون (bûgalemûn) hindi Bizler Hind kelimesinin türevi bir kelimeyle, İngilizler bizim ülkemizin adıyla seslenmişler bu hayvana. İranlılar da bu tuhaf, ilginç hali devam ettirerek Türkçe'de bir sürüngen hayvanın adını vermişler.
آفتاب پرست , سوسمار کوچک veya حرباء (sûsmâr-i kûçek, âfitâb-perest veya - Arapça kökenli olan hırbâ) bukalemun*
سوسمار (sûsmâr) timsah
شتر مرغ (şotor murg) deve kuşu
پرستو (perestû) kırlangıç


***Hikmet Damlaları***

1- از نو کیسه قرض مکن، قرض کردی خرج نکن

(Ez nev-kîse karz me-kon; karz kerdî harac ne-kon!.)

Görgüsüz (sonradan görme) den borç alma; almışsan (da) harcama!

2- فلفل نبین چه ریزه بشکن ببین چه تیزه

(Filfil ne-bîn çi rîze, be'şken be-bîn çi tîze.)

Biberin ne de küçük olduğuna bakma! Kır (onu) da gör ki ne (kadar) acıdır.

3- از سه چیز باید حذر کرد، دیوار شکسته، سگ درنده، زن سلیطه

(Ez se çîz bâyed hazer kerd: dîvâr-ı şikeste, seg-i derende, zen-i selîta.)

(Şu) Üç şeyden sakınmak/uzak durmak gerekir: kırık (çatlak) duvar, yırtıcı (azgın) köpek, şirret (kavgacı) kadın.