Farsçada Geniş Zaman (16. Ders)

درس شانزدهم (Ders-i Şânzdehom)

***Dil Bilgisi***

*Geniş Zaman

Fiilin geniş zaman gövdesinin sonuna şahıs çekim ekleri (ند,يد ,يم ,د ,ی ,م- em, î, ed, îm, îd, end) getirilerek elde edilen bu zaman Klasik Farsça’da yaygın olarak kullanılır. Modern Farsça’da sadece şiirde kullanım alanı bulur. Günümüz Farsçasında ise bu zamanı ifade etmek için şimdiki zaman sigası kullanılır.

Örnek: ديدن (dîden- görmek) fiilinin geniş zaman kökü بين (bîn) dir ve buna göre bu fiilin çekimi şöyle olur:

بينم (bînem) görürüm
بينی (bînî) görürsün
بيند (bîned) görür هنر آموزچه هنرمندهر جا رود قدر بيند (Hüner âmuz çi hünermend her câ reved gadr bîned- Sanat öğren, zira sanatkâr gittiği her yerde takdir görür.)
بينيم (bînîm) görürüz
بينيد (bînîd) görürsünüz
بينند (bînend) görürler


Bu siganın olumsuz çekimi, olumsuzluk bildiren ن (ne) harfinin olumlu fiilinin başına ekleyerek elde edilir.

Örneğin geniş zaman kökü دان (dân) olan دانستن (dânisten- bilmek) fiilinin bu sigadaki olumsuz çekimini yapalım:

ندانم (nedânem) bilmem
ندانى (nedânî) bilmezsin
نداند (nedâned) bilmez
ندانيم (nedânîm) bilmeyiz
ندانيد (nedânîd) bilmezsiniz
ندانند (nedânend) bilmezler

* Şimdiki Zaman

Şimdiki zaman, çekilmesi gereken fiilin geniş zaman gövdesinin başına مى (mî)* ve sonuna şahıs çekim ekleri getirilerek elde edilir. Olumsuzluk eki olan ن (ne) daima (mî) 'nin başında bulunur. Yukarıda işaret edildiği üzere şimdiki zaman günümüzde geniş zaman işlevi görür.

Örnek: Geniş zaman gövdesi رو (rev) olan رفتن (reften- gitmek) fiilinin şimdiki zamanda çekimini görelim:

می روم (mî revem) gidiyorum/giderim
می روی (mî revî) gidiyorsun/gidersin
می رود (mî reved) gidiyor/gider
می رويم (mî revîm) gidiyoruz/gideriz
می رويد (mî revîd) gidiyorsunuz/gidersiniz
می روند (mî revend) gidiyorlar/giderler

Şimdiki zamanın olumsuzuna örnek olarak da خواندن (hânden- okumak) fiilini çekelim

نمى خوانم(nemî hânem) okumuyorum
نمى خوانی (nemî hânî) okumuyorsun
نمى خواند (nemî hâned) okumuyor
نمى خوانيم (nemî hânîm) okumuyoruz
نمى خوانيد (nemî hânîd) okumuyorsunuz
نمى خوانند (nemî hânend) okumuyorlar

Şimdiki zamanın ma'nen binasından (anlam çerçevesinden) bahsedecek olursak, şunları söylemeliyiz:

1) O an için yapılmakta olan eylemi ifade etmek için:

Örnek: نشسته ام روزنامه مى خوانم (Neşiste em rûznâme mî hânem- Oturmuş(um), gazete okuyorum.)

2) Alışkanlık/hobi olan, günlük ya da genellikle yapılan bir fiili ifade etmek için:

هر روز به كتابخانه مى رود(Her rûz be kitâbhâne mî reved- Her gün kütüphaneye gider (gidiyor).)

3) Genel kaide veya gerçek olan bir hususu söylerken:

كتاب خواندن اگر بى دقت باشدبه كارى نمى خورد (Kitâb hânden eger bî-diggat bâşed be kârî nemî hûred- Kitap okumak eğer dikkatsiz bir şekilde olursa bir işe yaramaz.)

زمين به گرد خورشيد مى گردد (Zemîn be gird-i Hûrşîd mî girded- Yer (Dünya), Güneş'in çevresinde dönüyor.)

4) Anlamdan anlaşıldığı takdirde, yani bir karîne olunca gelecek zaman anlamında kullanılır:

تابستان به كجا مى روى (Tabistân be kocâ mî revî- (Bu) yaz nereye gidiyorsun (gideceksin)?)

در مدت تعطيل به تهران مى روم (Der muddet-i ta'tîl be Tehrân mî revem- Tatil sürecinde Tahran'a gideceğim.)

فردا مى روم (Ferdâ mî revem- Yarın gidiyorum.)


***Kelime Hazinesi***

درگاه (dergâh) eşik, giriş
پناه (penâh) sığınma, koruma
سود (sûd) fayda
سودمند (sûdmend) yararlı
درون (derûn) iç, içeri
بيرون (bîrûn) dış, dışarı
ارتباطات (irtibâtât) iletişim (ilim dalı)
خبرنگاری (haber nigârî) gazetecilik
روان (revân) ruh, can
روان شناسی (revân şinâsî) psikoloji (ilim dalı)
نمك شناسي (nemek şinâsî) kadir bilmek, minnettar olmak Yalın olarak 'tuz tanırlık' (Osmanlıca söylersek 'nemek-şinas' olmak) demektir.Bizdeki 'ekmek tuz hakkı' deyimini çağrıştırıyor.*
نگاه (nigâh) bakma, bakış
كم (kem) ufak, küçük; aciz, zayıf
كمتر (kemter) daha küçük, daha zayıf
گنگ (geng), لا ل (lâl) dilsiz, konuşamayan
كر (ker) sağır
كور (kûr) kör, a'mâ
ماست (mâst) yoğurt
بستنی (bestenî) dondurma
سرشیر (serşîr) kaymak
کره (keri) tereyağı
مارمولك (mârmûlek) kertenkele
قورباغه (gurbaga) kurbağa
لا ك پشت (lâk puşt) kaplumbağa
لبخند (lebhand) tebessüm


***Hikmet Damlaları***

1- آب شيرين نزايد از گل شور

(Âb-ı şîrîn ne-zâyed ez gil-i şor.)

Tatlı su, tuzlu topraktan kaynamaz/çıkmaz.

2- چشم بينا بهتر از سيصد عصا

(Çeşm-i bîna bihter ez sî-sad asa.)

Gören göz üç yüz asadan daha iyidir/yeğdir.

3- دزد هميشه گرسنه است

(Dozd hemîşe gorosne est.)

Hırsız, her zaman açtır.