Farsçada Kelime Oluşumu-II (45. Ders)
درس چهل و پنچم (Ders-i Çihil u Pençom)
***Dil Bilgisi***
* Kelime Oluşumu-II
1- Kimi isimlere ستان (-istân/stân) son ekiyle ...yeri, vatanı anlamına gelen isimler oluşturulur.
هندو + ستان = هندوستان (hindustân) Hindûların yurdu (Hindistan)
فرنگ + ستان = فرنگستان (frengistân) Frenk vatanı (Avrupa)
گل + ستان = گلستان (gulistân) gül bahçesi
بو + ستان = بوستان (bûstân) Kokulu yer (Bahçe)
2 Bazı isimlere لاخ/سار/زار/بار/شن (-lâh, -sâr, -zâr, -bâr, -şen), son ekleri gelerek birşeyin bolca bulunduğu yer anlamında isim türetilebilir.
+ لاخ = سنگلاخ سنگ (senglâh) taşlı yer
آتش + لاخ = آتشلاخ (âteşlâh) ateşlik
سنگ + سار = سنگسار ( sengsâr ) taşlık
+ سار = کوهسار کوه (kûhsâr) dağlık
گل + زار = گلزار (gulzâr) gül bahçesi
چمن + زار = چمنزار (çemenzâr) çayır, çimen
گل + شن = گلشن (gulşen) gül bahçesi
نمک + سار = نمکسار (nemeksâr) tuzla (tuzun bol olduğu ve çıkarıldığı yer)
3- آباد (-âbâd) eki de ...in ikâmet yeri anlamında isimlere eklenerek yeni isim türetmeye yarar.
خرم + آباد =خرمآباد (hurremâbâd) mutluluk yurdu
اسد + آباد = اسدآباد (esedâbâd) aslan yuvası
4- Bazı fiillerin geniş zaman gövdelerine ا eklenerek sıfat-isim oluşturulur.
دان + ا = دانا < دانستان (dânâ) bilen, bilge, âlim
توان + ا = توانا < توانستان (tevânâ) güçlü, muktedir
زیب + ا= زیبا < زیبیدن (zîbâ) hoş, güzel, yakışıklı
4) ناک/یر/یار/اور/ور/وار/مان/ومند/مند (-mend/-ûmend/-mân/-vâr/-ver/-yâr/yer/nâk) son ekleriyle de Türkçedeki -li eklenmiş isimler türetilir.
خرد + مند = خردمند (hıredmend) akıllı
دانش + مند = دانشمند (dânişmend) bilgili
ثروت + مند = ثروتمند (servetmend) servetli, zengin
بر+ ومند = برومند (berûmend) semereli/meyveli
تن + ومند = تنومند (tenûmend) cüsseli, vücutlu (kalıplı)
شاد + مان = شادمان (şâdmân) neşeli, mutlu
دل + یر = دلیر (dilîr) yürekli, cesur
دل + اور = دلاور (dilâver) yürekli, cesur
امید +وار= امیدوار (ümidvâr) ümitli
نام+ ور = نامور (namver) namlı, ünlü
بخت+ یار = بختیار (bahtyâr) bahtlı, kısmetli
هوش + یار = هوشیار(hûşyâr) akıllı
خشم + ناک = خشمناک (hışmnâk) öfkeli
درد + ناک = دردناک (derdnâk) ümitli
فرح+ ناک = فرحناک (ferahnâk) sevinçli
غم+ گین = غمگین (ğamgîn) gamlı, üzüntülü
شرم + گین = شرمگین (şermgîn) hicaplı, utatanan
5) فام/سان/وار/آسا/وش (-veş/-âsâ/-vâr/-sân/-fâm) son ekleriyle de benzerlik, layık olma anlamı ifade eden sıfatlar türetilir.
مه + وش = مهوش (ay) (mehveş) ay gibi
پری + وش = پریوش (perîveş) peri gibi
فیل + آسا = فیلاسا (filâsâ) fil gibi
دیو + آسا = دیواسا (dev) (dîvâsâ) dev gibi
پری + سان = پریسان (perîsân) peri gibi
گرگ + سان = گرگسان (gorgsân) kurt gibi
یک + سان = یکسان (yeksân) benzer, eşit, denk
گل + فام = گلفام (gulfâm) gül gib/renginde
سیاه + فام = سیاه فام (siyahfâm) siyah renkli
6) ینه/ین (-în/-îne) son ekleri kimi isimlere eklenerek genellikle malzemenin/eşyanın üretildiği maddeyi gösteren sıfat oluştururken ikinci ek (-îne) de zaman ifadelerine gelerek onları sıfat yapar.
زر+ ین = زرین (altın) (zerrîn) altından, altın...
پشم+ ینه = پشمینه (yün) (peşmîne)* yünden, yün...
آهن+ ین = آهنین (demir) (âhenîn) demirden, demir...
شیر+ ین = شیرین (süt) (şîrîn) (tatlı) sütten yapılmış, sütlü...
سیم+ ین = سیمین (gümüş) (sîmîn) gümüşten, gümüş
دیر+ ینه = دیرین (geç) (dirîne) antik, kadim
شب+ ینه = شبینه (gece) (şebîne) geceye ait
دوش+ ینه = دوشینه (dün gece) (dûşîne) dün geceki
* Daha yaygın olarak پشمی (peşmî) kelimesi kullanılır.
7) ین (-în) eki aynı zamanda belli sayı sıfatlarının veya edatların sonuna eklenerek zaman veya yer bildiren sıfat elde edilir.
بر+ ین = برین (ber - üstünde) (berîn) üstteki
پس+ ین = پسین (pes - sonra) (pesîn) sonradan meydana gelen
اول+ ین = اولین (ilk) (evvelîn) ilk
نخست+ ین = نخستین (ilk) (nehostîn) ilk
آخر + ین = آخرین (son) (âhırîn) son
8 ) Geçenki derste gördüğümüz ی (-î) eki masdar yapmada kullanılan yâ-yı masdariyyet (masdar yâsı) idi. Bu ek aynı zamanda kimi isimlere eklenerek mensubiyet bildirir. O zaman da yâ-yı nisbet (mensubiyet bildiren yâ) diye adlandırılır. Ya-yı nisbet eğer çiçek isimlerine bitişirse renk manasına gelir.
دهات + ی = دهاتی (köyler) (dihâtî) köylü
شهر + ی = شهری (şehrî) şehirli
شیراز+ ی = شیرازی(Şîrâzî) Şirazlı
ایران + ی = ایرانی(Îrânî) İranlı
قاجار + ی = قاجاری (Kâcârî) Kacar hanedanına mensub
زردشت + ی = زردشتی (Zerdüştî) Zerdüşt dinine bağlı
سنبل + ی = سنبلی (sünbülî) Sümbül renginde
بنفشه + ی = بنفشۀ (benefşeî) menekşe renginde (mor)
Eğer bu ekin birleştiği kelime ه ile bitiyorsa (ه) (گ)ye dönüşür. خانه > خانگی (hâne-hânegî eve ait) gibi.
9) انه (-âne) ekini alan sözcükler hem sıfat hem zarf olarak kullanılır.
دوست+ انه = دوستانه (dostâne) dostça
پدر+ انه = پدرانه (pederâne) babacan bir şekilde, babaya layık
مرد+ انه = مردانه (merdâne) erkekçe
بدبخت+ انه = بدبختانه (bedbahtâne) talihsizce
خردمند + انه = خردمندانه (hıredmendâne) akıllıca
10) گان (-gân) eki kimi sözcüklere birleşerek onlarla ilgili yeni kelimeler meydana getirir.
+ گان = بازرگان/بازارگان /بازربازار (= بازارpazar)(bâzergân/bâzârgân) tacir
گرو+ گان = گروگان (= گروrehin alma) (gerûgân) rehine
ده+ گان = دهگان (=ده köy) (dihgân) köy ağası
*** گوهرهای گزیده ( Govherhâ-yı Gozîde ) Seçkin İnciler
Keykâvus b. İskender b. Kâbûsun oğluna hitaben yazdığı öğütler kitabı Kâbûsnâmeden parlak bir inci:
در پیری و جوانی
ای پسر هر چند جوانی پیرعقل باش نگویم که جوانی مکن لیکن جوان خویشتن دار باش
و از جوانان پزمرده مباش که جوان شاطر نیکو بود چنانکه ارسطاطالیس گوید "الشباب شعبة من الجنون" و نیز از جوانان جاهل مباش که از شاطری بلا نخیزد و از جاهلی بلا خیزد
و بهرۀ خویش بقدر طاقت از روزگار جوانی بردار که چون پیر شدی خود را نتوانی گرد آورد چنانکه آن پیر گفت که "چندین سال حسرت و غم خوردم که چون پیر شوم خوبرویان مرا نخواهند اکنون که پیر شدم من خود ایشانرا نمیخواهم و اگر خود خواهم نزیبد"
و هر چند که جوان باشی خدای عز و جل را فراموش مکن و از مرگ ایمن مباش که مرگ نه جوان داند و نه پیر.
...
اما ای پسر هشیار باش و بجوانی غره مشو و در طاعت و معصیت در هر حال که باشی خدای عز و جل را یاد کن و عفو میخواه و از مرگ می ترس...
و همه نشست و خاست با جوانان مکن با پیران نیز مجالست دار.
Der Pîrî ve Cevânî
Ey Piser her çend cevânî pîr-akl bâş ne-gûyem ki cevânî mekon lîken cevân-ı hîşten-dâr bâş.
Ve ez cevânân-ı pejmurde mebâş ki cevân-ı şâtır nîkû buved çonânki Aristotales gûyed : Eş-şebâb şubetun minel-cunûn. Ve nîz ez cevânân-ı câhil mebâş ki ez şâtırî belâ ne-hîzed ve ez câhilî belâ hîzed.
Ve behre-i hîş bi-kader-i tâkat ez rûzgâr-ı cevânî ber-dâr ki çon pîr şodî hod-râ ne-tevânî gird âverd çonânki ân pîr goft ki Çendîn sâl hasret ve ğam hordem çon pîr şevem hob-rûyân merâ ne-hâhend eknûn ki pîr şodem men hod îşânrâ ne-mîhâhem ve eger hod hâhem ne-zîbed.
Ve her çend ki cevân bâşî Hodâ azze ve celle râ ferâmuş mekon ve ez merg eymen mebâş ki merg ne cevân dâned ve ne pîr.
Emmâ ey piser huşyâr bâş ve bi-cevânî ğırre meşev ve der taât ve masiyet der her hâl ki bâşî Hodâ azze ve celle râ yâd kon ve afv mî-hâh ve ez merg mî-ters...
Ve heme nişest u hâst bâ cevânân mekon, bâ pîrân nîz mucâleset dâr.
İhtiyarlık ve Gençliğe Dair
Ey oğul! Her ne kadar bir gençsen de ihtiyar akıllı (olgun bir akla sahip) ol! Sana demiyorum ki bir genç olma (genç gibi yaşama) lakin kendine sahip olan (kötülüklerden kaçınan) ol!
Ve üzgün-solgun gençlerden olma ki akıllı-kurnaz genç iyi olur. Nitekim Aristotales şöyle der: Gençlik deliliğin bir şubesidir..
Ve de cahil gençlerden olma ki akıllılıktan bela ortaya çıkmaz ama cahillikten bela ortaya çıkar.
Ve tâkatin ölçüsünde gençlik zamanından kendi payını al! Zira ihtiyarladığında kendini toparlamaya (birşey yapmaya) gücün yetmez. Nitekim şu ihtiyar demiş ki Nice/pekçok seneler üzüldüm, gamlandım çünkü ihtiyar olunca güzelyüzlüler beni istemez diye. Şimdi yaşlandım ki ben kendim onları istemiyorum. Ve eğer kendim istesem şık olmaz/yakışık almaz.
Ve her ne kadar genç olsan da Tanrıyı (azze ve celle) unutma ve ölümden emin olma ki ölüm ne genç bilir ne de ihtiyar!
Şimdi ey oğul! Akıllı ol ve gençliğe aldanma. İbadet ederken ve günah işlerkende, içinde bulunduğun her halde Tanrıyı (azze ve celle) hatırla ve sürekli af dile, daima ölümden kork!...
Ve oturup kalkmayı hep gençlerle yapma; ihtiyarlarla da birlikte otur!
***توضیح واژگان پنهان ( ( Vâjegân-ı Pinhân ) Saklı Sözcükler
هر چند (her çend): her ne kadar, ...olsa da
نیز (nîz): de, da; dahi; ... la beraber
پیرعقل (pîr-akl): ihtiyar akıllı (olgun akıllı)
لیکن (lîken): lakin
خویشتن دار (hîşten-dâr): kendine sahip olan, (kötülüklerden) kaçınan
پزمرده (pejmurde): soluk, renksiz; üzgün
شاطر (şâtır): akıllı, kurnaz
چنانکه (çonanki): nitekim
خیزد hîzed): ortaya çıkar, meydana gelir ( [خاستن[خیز (ortaya çıkmak, meydana gelmek) fiilinin 3. tekil şahsı)
بهره (behre): pay, hisse
بقدر طاقت (bi-kader-i tâkat): gücün yettiğince, takatın elverdiğince
بردار (ber-dâr): al, elde et ( [بر داشتن[بر دار (almak, elde etmek) fiilinin emri)
چندین (çendîn): nice, pekçok, ne kadar ...(yıl vs)
خوبرویان (hûb-rûyân): güzel yüzlüler, güzeller
فراموش مکن (ferâmuş mekon): unutma! ( [فرامش کردن[فرامش کن (unutmak) fiilinin nehyi (yasaklaması))
اکنون ( eknûn ): şimdi, şu an
نزیبد (ne-zîbed): şık olmaz, yakışmaz, yakışık almaz ( [زیبیدن[زیب (güzel olmak, yakışmak) fiilinin 3. tekil şahıs olumsuzu)
هشیار (huşyâr): akıllı
غره مشو (ğırre meşev): aldanma! ( [غره شدن[غره شو (aldanmak) fiilinin nehyi (yasaklaması))
عفو میخواه(afv mî-hâh): Sürekli af dile! ( [عفو خواستن[عفو خواه (af dilemek) fiilinin emri; buradaki می eki emredilen fiilin sürekli yapılması içindir.)
می ترس (mî-ters): Sürekli kork! ( [ترسیدن[ترس (korkmak) fiilinin emri; buradaki می eki emredilen fiilin sürekli yapılması içindir.)
یاد کن (yâd kon): hatırla! ( [یاد کردن[یاد کن (hatırlamak) fiilinin emri)
مجالست دار(mucâleset dâr): otur, eğleş! ( مجالست داشتن[مجالست دار] (hatırlamak) fiilinin emri)
***Dil Bilgisi***
* Kelime Oluşumu-II
1- Kimi isimlere ستان (-istân/stân) son ekiyle ...yeri, vatanı anlamına gelen isimler oluşturulur.
هندو + ستان = هندوستان (hindustân) Hindûların yurdu (Hindistan)
فرنگ + ستان = فرنگستان (frengistân) Frenk vatanı (Avrupa)
گل + ستان = گلستان (gulistân) gül bahçesi
بو + ستان = بوستان (bûstân) Kokulu yer (Bahçe)
2 Bazı isimlere لاخ/سار/زار/بار/شن (-lâh, -sâr, -zâr, -bâr, -şen), son ekleri gelerek birşeyin bolca bulunduğu yer anlamında isim türetilebilir.
+ لاخ = سنگلاخ سنگ (senglâh) taşlı yer
آتش + لاخ = آتشلاخ (âteşlâh) ateşlik
سنگ + سار = سنگسار ( sengsâr ) taşlık
+ سار = کوهسار کوه (kûhsâr) dağlık
گل + زار = گلزار (gulzâr) gül bahçesi
چمن + زار = چمنزار (çemenzâr) çayır, çimen
گل + شن = گلشن (gulşen) gül bahçesi
نمک + سار = نمکسار (nemeksâr) tuzla (tuzun bol olduğu ve çıkarıldığı yer)
3- آباد (-âbâd) eki de ...in ikâmet yeri anlamında isimlere eklenerek yeni isim türetmeye yarar.
خرم + آباد =خرمآباد (hurremâbâd) mutluluk yurdu
اسد + آباد = اسدآباد (esedâbâd) aslan yuvası
4- Bazı fiillerin geniş zaman gövdelerine ا eklenerek sıfat-isim oluşturulur.
دان + ا = دانا < دانستان (dânâ) bilen, bilge, âlim
توان + ا = توانا < توانستان (tevânâ) güçlü, muktedir
زیب + ا= زیبا < زیبیدن (zîbâ) hoş, güzel, yakışıklı
4) ناک/یر/یار/اور/ور/وار/مان/ومند/مند (-mend/-ûmend/-mân/-vâr/-ver/-yâr/yer/nâk) son ekleriyle de Türkçedeki -li eklenmiş isimler türetilir.
خرد + مند = خردمند (hıredmend) akıllı
دانش + مند = دانشمند (dânişmend) bilgili
ثروت + مند = ثروتمند (servetmend) servetli, zengin
بر+ ومند = برومند (berûmend) semereli/meyveli
تن + ومند = تنومند (tenûmend) cüsseli, vücutlu (kalıplı)
شاد + مان = شادمان (şâdmân) neşeli, mutlu
دل + یر = دلیر (dilîr) yürekli, cesur
دل + اور = دلاور (dilâver) yürekli, cesur
امید +وار= امیدوار (ümidvâr) ümitli
نام+ ور = نامور (namver) namlı, ünlü
بخت+ یار = بختیار (bahtyâr) bahtlı, kısmetli
هوش + یار = هوشیار(hûşyâr) akıllı
خشم + ناک = خشمناک (hışmnâk) öfkeli
درد + ناک = دردناک (derdnâk) ümitli
فرح+ ناک = فرحناک (ferahnâk) sevinçli
غم+ گین = غمگین (ğamgîn) gamlı, üzüntülü
شرم + گین = شرمگین (şermgîn) hicaplı, utatanan
5) فام/سان/وار/آسا/وش (-veş/-âsâ/-vâr/-sân/-fâm) son ekleriyle de benzerlik, layık olma anlamı ifade eden sıfatlar türetilir.
مه + وش = مهوش (ay) (mehveş) ay gibi
پری + وش = پریوش (perîveş) peri gibi
فیل + آسا = فیلاسا (filâsâ) fil gibi
دیو + آسا = دیواسا (dev) (dîvâsâ) dev gibi
پری + سان = پریسان (perîsân) peri gibi
گرگ + سان = گرگسان (gorgsân) kurt gibi
یک + سان = یکسان (yeksân) benzer, eşit, denk
گل + فام = گلفام (gulfâm) gül gib/renginde
سیاه + فام = سیاه فام (siyahfâm) siyah renkli
6) ینه/ین (-în/-îne) son ekleri kimi isimlere eklenerek genellikle malzemenin/eşyanın üretildiği maddeyi gösteren sıfat oluştururken ikinci ek (-îne) de zaman ifadelerine gelerek onları sıfat yapar.
زر+ ین = زرین (altın) (zerrîn) altından, altın...
پشم+ ینه = پشمینه (yün) (peşmîne)* yünden, yün...
آهن+ ین = آهنین (demir) (âhenîn) demirden, demir...
شیر+ ین = شیرین (süt) (şîrîn) (tatlı) sütten yapılmış, sütlü...
سیم+ ین = سیمین (gümüş) (sîmîn) gümüşten, gümüş
دیر+ ینه = دیرین (geç) (dirîne) antik, kadim
شب+ ینه = شبینه (gece) (şebîne) geceye ait
دوش+ ینه = دوشینه (dün gece) (dûşîne) dün geceki
* Daha yaygın olarak پشمی (peşmî) kelimesi kullanılır.
7) ین (-în) eki aynı zamanda belli sayı sıfatlarının veya edatların sonuna eklenerek zaman veya yer bildiren sıfat elde edilir.
بر+ ین = برین (ber - üstünde) (berîn) üstteki
پس+ ین = پسین (pes - sonra) (pesîn) sonradan meydana gelen
اول+ ین = اولین (ilk) (evvelîn) ilk
نخست+ ین = نخستین (ilk) (nehostîn) ilk
آخر + ین = آخرین (son) (âhırîn) son
8 ) Geçenki derste gördüğümüz ی (-î) eki masdar yapmada kullanılan yâ-yı masdariyyet (masdar yâsı) idi. Bu ek aynı zamanda kimi isimlere eklenerek mensubiyet bildirir. O zaman da yâ-yı nisbet (mensubiyet bildiren yâ) diye adlandırılır. Ya-yı nisbet eğer çiçek isimlerine bitişirse renk manasına gelir.
دهات + ی = دهاتی (köyler) (dihâtî) köylü
شهر + ی = شهری (şehrî) şehirli
شیراز+ ی = شیرازی(Şîrâzî) Şirazlı
ایران + ی = ایرانی(Îrânî) İranlı
قاجار + ی = قاجاری (Kâcârî) Kacar hanedanına mensub
زردشت + ی = زردشتی (Zerdüştî) Zerdüşt dinine bağlı
سنبل + ی = سنبلی (sünbülî) Sümbül renginde
بنفشه + ی = بنفشۀ (benefşeî) menekşe renginde (mor)
Eğer bu ekin birleştiği kelime ه ile bitiyorsa (ه) (گ)ye dönüşür. خانه > خانگی (hâne-hânegî eve ait) gibi.
9) انه (-âne) ekini alan sözcükler hem sıfat hem zarf olarak kullanılır.
دوست+ انه = دوستانه (dostâne) dostça
پدر+ انه = پدرانه (pederâne) babacan bir şekilde, babaya layık
مرد+ انه = مردانه (merdâne) erkekçe
بدبخت+ انه = بدبختانه (bedbahtâne) talihsizce
خردمند + انه = خردمندانه (hıredmendâne) akıllıca
10) گان (-gân) eki kimi sözcüklere birleşerek onlarla ilgili yeni kelimeler meydana getirir.
+ گان = بازرگان/بازارگان /بازربازار (= بازارpazar)(bâzergân/bâzârgân) tacir
گرو+ گان = گروگان (= گروrehin alma) (gerûgân) rehine
ده+ گان = دهگان (=ده köy) (dihgân) köy ağası
*** گوهرهای گزیده ( Govherhâ-yı Gozîde ) Seçkin İnciler
Keykâvus b. İskender b. Kâbûsun oğluna hitaben yazdığı öğütler kitabı Kâbûsnâmeden parlak bir inci:
در پیری و جوانی
ای پسر هر چند جوانی پیرعقل باش نگویم که جوانی مکن لیکن جوان خویشتن دار باش
و از جوانان پزمرده مباش که جوان شاطر نیکو بود چنانکه ارسطاطالیس گوید "الشباب شعبة من الجنون" و نیز از جوانان جاهل مباش که از شاطری بلا نخیزد و از جاهلی بلا خیزد
و بهرۀ خویش بقدر طاقت از روزگار جوانی بردار که چون پیر شدی خود را نتوانی گرد آورد چنانکه آن پیر گفت که "چندین سال حسرت و غم خوردم که چون پیر شوم خوبرویان مرا نخواهند اکنون که پیر شدم من خود ایشانرا نمیخواهم و اگر خود خواهم نزیبد"
و هر چند که جوان باشی خدای عز و جل را فراموش مکن و از مرگ ایمن مباش که مرگ نه جوان داند و نه پیر.
...
اما ای پسر هشیار باش و بجوانی غره مشو و در طاعت و معصیت در هر حال که باشی خدای عز و جل را یاد کن و عفو میخواه و از مرگ می ترس...
و همه نشست و خاست با جوانان مکن با پیران نیز مجالست دار.
Der Pîrî ve Cevânî
Ey Piser her çend cevânî pîr-akl bâş ne-gûyem ki cevânî mekon lîken cevân-ı hîşten-dâr bâş.
Ve ez cevânân-ı pejmurde mebâş ki cevân-ı şâtır nîkû buved çonânki Aristotales gûyed : Eş-şebâb şubetun minel-cunûn. Ve nîz ez cevânân-ı câhil mebâş ki ez şâtırî belâ ne-hîzed ve ez câhilî belâ hîzed.
Ve behre-i hîş bi-kader-i tâkat ez rûzgâr-ı cevânî ber-dâr ki çon pîr şodî hod-râ ne-tevânî gird âverd çonânki ân pîr goft ki Çendîn sâl hasret ve ğam hordem çon pîr şevem hob-rûyân merâ ne-hâhend eknûn ki pîr şodem men hod îşânrâ ne-mîhâhem ve eger hod hâhem ne-zîbed.
Ve her çend ki cevân bâşî Hodâ azze ve celle râ ferâmuş mekon ve ez merg eymen mebâş ki merg ne cevân dâned ve ne pîr.
Emmâ ey piser huşyâr bâş ve bi-cevânî ğırre meşev ve der taât ve masiyet der her hâl ki bâşî Hodâ azze ve celle râ yâd kon ve afv mî-hâh ve ez merg mî-ters...
Ve heme nişest u hâst bâ cevânân mekon, bâ pîrân nîz mucâleset dâr.
İhtiyarlık ve Gençliğe Dair
Ey oğul! Her ne kadar bir gençsen de ihtiyar akıllı (olgun bir akla sahip) ol! Sana demiyorum ki bir genç olma (genç gibi yaşama) lakin kendine sahip olan (kötülüklerden kaçınan) ol!
Ve üzgün-solgun gençlerden olma ki akıllı-kurnaz genç iyi olur. Nitekim Aristotales şöyle der: Gençlik deliliğin bir şubesidir..
Ve de cahil gençlerden olma ki akıllılıktan bela ortaya çıkmaz ama cahillikten bela ortaya çıkar.
Ve tâkatin ölçüsünde gençlik zamanından kendi payını al! Zira ihtiyarladığında kendini toparlamaya (birşey yapmaya) gücün yetmez. Nitekim şu ihtiyar demiş ki Nice/pekçok seneler üzüldüm, gamlandım çünkü ihtiyar olunca güzelyüzlüler beni istemez diye. Şimdi yaşlandım ki ben kendim onları istemiyorum. Ve eğer kendim istesem şık olmaz/yakışık almaz.
Ve her ne kadar genç olsan da Tanrıyı (azze ve celle) unutma ve ölümden emin olma ki ölüm ne genç bilir ne de ihtiyar!
Şimdi ey oğul! Akıllı ol ve gençliğe aldanma. İbadet ederken ve günah işlerkende, içinde bulunduğun her halde Tanrıyı (azze ve celle) hatırla ve sürekli af dile, daima ölümden kork!...
Ve oturup kalkmayı hep gençlerle yapma; ihtiyarlarla da birlikte otur!
***توضیح واژگان پنهان ( ( Vâjegân-ı Pinhân ) Saklı Sözcükler
هر چند (her çend): her ne kadar, ...olsa da
نیز (nîz): de, da; dahi; ... la beraber
پیرعقل (pîr-akl): ihtiyar akıllı (olgun akıllı)
لیکن (lîken): lakin
خویشتن دار (hîşten-dâr): kendine sahip olan, (kötülüklerden) kaçınan
پزمرده (pejmurde): soluk, renksiz; üzgün
شاطر (şâtır): akıllı, kurnaz
چنانکه (çonanki): nitekim
خیزد hîzed): ortaya çıkar, meydana gelir ( [خاستن[خیز (ortaya çıkmak, meydana gelmek) fiilinin 3. tekil şahsı)
بهره (behre): pay, hisse
بقدر طاقت (bi-kader-i tâkat): gücün yettiğince, takatın elverdiğince
بردار (ber-dâr): al, elde et ( [بر داشتن[بر دار (almak, elde etmek) fiilinin emri)
چندین (çendîn): nice, pekçok, ne kadar ...(yıl vs)
خوبرویان (hûb-rûyân): güzel yüzlüler, güzeller
فراموش مکن (ferâmuş mekon): unutma! ( [فرامش کردن[فرامش کن (unutmak) fiilinin nehyi (yasaklaması))
اکنون ( eknûn ): şimdi, şu an
نزیبد (ne-zîbed): şık olmaz, yakışmaz, yakışık almaz ( [زیبیدن[زیب (güzel olmak, yakışmak) fiilinin 3. tekil şahıs olumsuzu)
هشیار (huşyâr): akıllı
غره مشو (ğırre meşev): aldanma! ( [غره شدن[غره شو (aldanmak) fiilinin nehyi (yasaklaması))
عفو میخواه(afv mî-hâh): Sürekli af dile! ( [عفو خواستن[عفو خواه (af dilemek) fiilinin emri; buradaki می eki emredilen fiilin sürekli yapılması içindir.)
می ترس (mî-ters): Sürekli kork! ( [ترسیدن[ترس (korkmak) fiilinin emri; buradaki می eki emredilen fiilin sürekli yapılması içindir.)
یاد کن (yâd kon): hatırla! ( [یاد کردن[یاد کن (hatırlamak) fiilinin emri)
مجالست دار(mucâleset dâr): otur, eğleş! ( مجالست داشتن[مجالست دار] (hatırlamak) fiilinin emri)
Farsça Dersleri
- Kelime Hazinesi
- Farsça Derslerine Giriş
- Farsçada Alfabe (1. Ders)
- Farsçada Kişi Zamirleri (2. Ders)
- Farsçada İsimlerde marife/nekre (Belirli olma/olmama) hali (3. Ders)
- Farsçada İşaret Sıfatı ve İşaret Zamiri (4. Ders)
- Farsçada İsimlerin çoğul yapılması (5. Ders)
- Farsçada İsmin Halleri (6. Ders)
- Farsçada Tamlama (7. Ders)
- Farsçada Karşılaştırma ve Üstünlük Sıfatları (8. Ders)
- Farsçada Miktar Zarfları (9. Ders)
- Farsçada Sayı Sıfatları (Kısaca Sayılar ) (10. Ders)
- Farsçada Fiil (11. Ders)
- Farsçada Fiil Çekimi (12. Ders)
- Farsçada Ek Fiil (13. Ders)
- Farsçada Geçmiş Zaman (14. Ders)
- Farsçada Geçmiş Zaman (15. Ders)
- Farsçada Geniş Zaman (16. Ders)
- Farsçada Gelecek Zaman (17. Ders)
- Farsçada Hikaye Kipi (18. Ders)
- Farsçada Hikaye Kipi (19. Ders)
- Farsçada Muzâri-i Melmus (Sürmekte olan Şimdiki Zaman) (21. Ders)
- Farsçada Mâzi-yi Melmus (Sürmekte olan Şimdiki Zamanın Hikayesi) (21. Ders)
- Farsçada Mâzi-yi Melmus-i Naklî (Sürmekte olan Şimdiki Zamanın Rivayeti) (22. Ders)
- Farsçada Mâzi-yi Naklî Müstemir (Şimdiki Zamanın Rivayeti) (23. Ders)
- Farsçada Mazi-yi Eb'ad (Miş'li geçmiş zamanın rivayeti) (24. Ders)
- Farsçada Gelecek Zamanın Hikayesi (25. Ders)
- Farsçada İstek Kipi (26. Ders)
- Farsçada Emir Kipi (27. Ders)
- Farsçada Gereklilik Kipi (28. Ders)