Farsçada Yeterlilik Kipi (29. Ders)

درس بيست و نهم (Ders-i Bîst u Nohom)



***Dil Bilgisi***

*Yeterlilik Kipi (فعل اقتداری)


Bu kiple bir eyleme gücü yetme, başarma, olasılık ve becerme anlamları katılır. Farsça’da yeterlilik kipi توانستن (tevânisten , gücü yetmek, -abilmek) yardımcı fiilininin istenilen zamanda çekimiyle asıl fiilin muzari-i iltizamî (istek kipi-şimdiki zaman) çekiminin biraraya getirilmesiyle elde edilir.Klasik Farsça'da asıl fiil her zaman geçmiş zaman gövdesi (mesela رفتن , رفت fiili için) ile kullanılır ve her şahıs için aynı kalır, şahsa göre çekimi yapılmaz. Ancak Modern Farsça'da denildiği gibi asıl fiilin (şahsa göre değişen) istek kipi-şimdiki zaman çekimi yapılır.

Bu kipin formülü şöyledir: توانستن yardımcı fiilinin kullanılan zamandaki çekimi + asıl fiilin muzari-i iltizamî çekimi. Olumsuz çekimde ise yardımcı fiilin çekiminin başına ن (ne ) edatı getirilir ama sadece gelecek zaman çekiminde bu edatı (خاستن fiilinden) خواه ile başlayan yardımcı fiilin başına getiririz. نخواهم توانست بیایم (nehâhem tevânist beyâyem- gelemeyeceğim) gibi.

Şimdi olumlu çekim örneklerini görelim:

Modern Farsça'da: توانستم بگویم (tevânistem begûyem - söyleyebildim) * (-di'li) Geçmiş Zaman
Klasik Farsça'da: توانستم گفت (tevânestim goft - söyleyebildim)

Modern Farsça'da: توانسته است جواب بدهد (tevâniste'est cevâb bedehed - cevap verebilmişti) * -miş'li Geçmiş Zaman
Klasik Farsça'da: توانسته است جواب داد (tevâniste'est cevâb dâd - cevap verebilmişti)

Modern Farsça'da: توانسته بودید بنویسید (tevâniste bûdîd benivîsîd - yazabilmiştiniz) * -miş'li Geçmiş Zamanın Hikayesi
Klasik Farsça'da: توانسته بودید نوشت (tevâniste bûdîd nivişt- yazabilmiştiniz)

Modern Farsça'da: توانسته بوده اند بپزند (tevâniste bûde end bepezend - pişirebilmişlermiş) * -miş'li Geçmiş Zamanın Rivayeti
Klasik Farsça'da: توانسته بوده اند پخت (tevâniste bûde end poht - pişirebilmişlermiş)

Modern Farsça'da: توانم شنا کنم (tevânem şinâ konem - yüzebilirim) * Geniş Zaman
Klasik Farsça'da: توانم شنا کرد (tevânem şinâ kerd - yüzebilirim)

Modern Farsça'da: می توانی بخوری (mî tevânî behorî - yiyebiliyorsun) * Şimdiki Zaman
Klasik Farsça'da: می توانی خود (mî tevânî hord - yiyebiliyorsun)

Modern Farsça'da: می توانستی بروی (mî tevânistî berevî - gidebiliyordun) * Şimdiki Zamanın Hikayesi
Klasik Farsça'da: می توانستی رفت (mî tevânistî reft - gidebiliyordun)

Modern Farsça'da: می توانسته ایم بخوانیم (mî tevâniste'îm behânîm - okuyabiliyormuşuz) * Şimdiki Zamanın Rivayeti
Klasik Farsça'da: می توانسته ایم خواند (mî tevâniste'îm hând - okuyabiliyormuşuz)

Modern Farsça'da: خواهد توانست بدود (hâhed tevânist bedeved - kaçabilecek) * Gelecek Zaman
Klasik Farsça'da: خواهد توانست دوید (hâhed tevânist devîd - kaçabilecek)

Modern Farsça'da: توانسته باشیم ببینیم (tevâniste bâşîm bebînîm - görebilmiş olalım) * İstek kipi-Geçmiş Zaman
Klasik Farsça'da: توانسته باشیم دید (tevâniste bâşîm dîd - görebilmiş olalım)

Örnek cümleler:

نمی توانسته است حرف بزند (Nemî tevâniste'est harf bezened - Konuşamıyormuş.)
می دانستم که حد اقل تا ساعتی نمی توانم او را ببینم (Mî dânistem ki hadd-i ekall tâ sâatî nemî tevânem û-râ bebînem - Biliyordum ki en azından bir saate kadar onu göremem.)
من با شما نمی توانم کار کنم دکتر (Men bâ-şomâ nemî tevânem kâr konem, doktor - Ben sizinle çalışamam, doktor.)


** Mutlak Yeterlilik (اقتداری مطلق)

توانستن yardımcı fiilinin geniş zaman gövdesi توان (tevân) ‘ın sonuna istenilen fiilin geçmiş zaman gövdesi getirilerek elde edilir.
توان گفت (tevân goft - söylenebilir) gibi. Ayrıca می توان (mî tevân) de kullanılmaktadır.

Modern Farsça’da توان ve می توا ن yanında (شدن şoden-olmak fiilinden türetilen) می شو د (mîşeved) fiili de kullanılır. می شود خواند (mîşeved hând - okunabilir) gibi.

Olumsuzluk eki ن (ne) daima yardımcı fiilin başına gelir. Örneğin نتوان دید (ne-tevân dîd - görülemez)

Mutlak yeterliliğin hikayesi ise شدن yardımcı fiilinin şimdiki zamanının hikayesinden yararlanılarak yapılmaktadır. می شد فرستاد (mî şod firistâd - gönderilebilirdi) ve نمی شد خورد (ne-mî şod hord - yenilemezdi) gibi.


Örnek cümleler:

البته همه چیز را نمی شود نوشت و گفت (Elbette heme çîz-ra nemî şeved nivişt ve goft - Elbette herşey yazılamaz, söylenemez.)
بهار را چگونه می توان احساس کرد (Bihâr-ra çegûne mî tevân ihsas kerd? - Bahar nasıl hissedilir?)


***Kelime Hazinesi***

جوینده (cûyende) arayan, tâlib
يابنده (yâbende) bulan, bulmuş
پی (pey) arka; iz
پیرو (peyro) takip eden, peşinden giden, müteakip
پیروی (peyrevî) tabi olma, izinden gitme
بها (behâ) paha, fiyat
پیش (pîş) ön, ileri
پیش بها (pîş-behâ) kapora
پیشرو (pîşro) önce, önden/ileriden giden
پیشروی (pîş-revî) terakki, ilerleme
پیشکش (pîşkeş) takdim, ikram, hediye
پيچک (pîçek) sarmaşık
پيراهن (pîrâhen) gömlek
پیاله (piyâle) kadeh
پس (pes) sonra, son, geri
پس نشستن (pes nişesten) geri çekilmek; caymak
پس مانده (pes mânde) yemekten geriye kalan, yemek artığı
پس فردا (pes ferdâ) yarından sonraki gün
همتا (hemtâ) eş, benzer
بی همتا (bî-hemtâ) eşsiz, benzersiz
بیمه (bîme) sigorta
بهشت (beheşt) Cennet
دوزخ (dozah) Cehennem


***Hikmet Damlaları***


1- گر صبر کنی ز غوره حلوا سازی

(Ger sabr konî ze ğure halvâ sâzî..)

Eğer sabredersen ekşi üzümden tatlı yaparsın.

2- کارِ قلم را شمشیر نکند

(Kâr-i kalem-râ şemşîr nekoned.)

Kalemin işini kılıç yapmaz.

3- شفای علیل دیدار خلیل است

(Şifâ-yı alîl, dîdâr-ı halîl est.)

Hastanın şifası, dostun yüzüdür (dostunu görmesidir).