KERBELA OLAYI’NI KONU ALAN MÜSTAKİL ESERLER ÜZERİNE BİR İNCELEME

TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2016 / 78 219
KERBELA OLAYI’NI KONU ALAN MÜSTAKİL ESERLER ÜZERİNE
BİR İNCELEME
Hulisi GÜRBÜZ*
Öz
Kerbela Olayı, siyasi olarak ortaya çıkmasının yanında her muharrem hatırlanması gereken
elzem bir hadise olarak kabul görmüştür. İslam coğrafyasının farklı bölgelerinde değişik zihniyetlerce
de bu olayın her an hatırlanmasıyla bazı özel uygulamalar ortaya çıkmıştır. Bu uygulamaların
varoluşu insan duygusunun temeli olan sanat mefhumu etrafındaki edebi eserleri
de şekillendirmiştir. Bu sebeple Kerbela Olayı, kimi zaman edebi metinlerde telmihte
bulunulan kimi zaman da müstakil olarak ele alınan bir hadise haline gelmiştir. Bu çalışma
ile Kerbela Olayı ve bu olay etrafında oluşturulmuş edebi eserler ortaya konmuştur. Alevi
Bektaşi geleneği içerisinde oluşturulan ve edebi değer taşıyan her eserde Kerbela Olayı’nın
ele alındığı görülmektedir. Bu durum eserlerde bazen telmihlerle bazen de doğrudan doğ-
ruya Kerbela Olayı’nı anlatma şeklinde olmuştur. Bu bağlamda “kerbela-nâme”, “vak’â-i kerbela”,
“maktel-i Hüseyin” “muharrem-nâme”, “dâstân-ı kerbela” gibi müstakil eserler oluşturulmuştur.
Bu eserlerde “Ehl-i Beyte övgü”, “Yezid’e lanet” ve “matem” asıl konu çerçevesini
çizmiştir. Elektronik ortam arşivlerindeki tespitler ve fişlemeler doğrultusunda yaptığımız bu
çalışma, katalog araştırması niteliği taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: Hüseyin, Kerbela, İslam, Ehl-i Beyt, Yezid
THE KARBALA PILGRIM EVENT REVIEWS ON THE DETACHED
WORKS
Abstract
The Karbala incident, alongside the emergence of political Muharrem, has been recognized as
an essential remembrance in the Islamic geography with different applications in some regions
of the Islamic World to remember every moment of this special event with a special dedication.
This dedication is as a foundation of the human emotions, a notion of a sense of art literature
works that describe the Karbala Incident. As claimed in Telmih literature texts, 'Karbala' is
sometimes described as a separate phenomenon. In the Karbala incident and the events around
this work created literature works. Every Alevi-Bektashi tradition literature work discusses
the values of the Karbala Incident which gave the direct image of the Karbala. In this context,
"Karbala-name" "Incident Karbala", "maktel Hussein" "Muharrem-name", and "Dastan Karbala"
were formed as independent pieces. These works called "Ahl al-Bayt commendable", "Yazid curse"
and "mourning" have drawn the frame of the basic issues. This study, which was done with
detection in electronic archives and profiling, has the characteristics of catalog search.
Keywords: Hussein, Karbala, Islam, Ahl al-Bayt, Yazid
* Doktora Öğrencisi, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Halk Bilimi Anabilim Dalı, İstanbul/
Türkiye, hulusi.grbz@gmail.com
DOI: 10.12973/hbvd.78.200
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2016 / 78
Hulisi GÜRBÜZ
220
Giriş
Ehl-i Beyt sevgisi içinde gelişen edebi zevk, İslam coğrafyasında gelişen farklı
uygulamalarla zenginlik kazanmıştır. Hz. Ali ve Ehl-i Beyt’e duyulan sevgi ve hürmet,
edebi eserlerde vebu coğrafyanın yarattığı gerek siyasi gerek kültürel farkındalık
zenginliğiyle halk nazarında baki kalmıştır. Böylelikle bu konuları ele alan müstakil
türler oluşturulmuştur.
Türklerin İslamlaşma sürecinde Türk coğrafyasındaki birçok İslami unsur
İran, Arap coğrafyasından Semerkant ve Buharamerkezli coğrafyalara intikal etmiş-
tir (Köprülü, 2007: 51). Bu süreç dil ve kültür yönüyle de etkileşim içine girmiştir.
Doğal olarak bu etkileşimeedebi metinler de dâhil olmuştur. 15. Yüzyıldan sonra
Osmanlı sahası edebi eserlerinde Farsçanın hâkimiyetini görmek mümkündür. Coğ-
rafyalar arası din, dil ve kültür aktarımının, edebi eserlerde tema ve konu unsurları-
nın ortak zemine doğru gidişatını hızlandırması kaçınılmazdır. Farsçanın Osmanlı
edebiyatındaki yoğunluğunun İran edebiyatındaki estetik algısı taşıyan birçok edebi
konuların ve türlerin Osmanlı coğrafyasına geçiş sürecini hızlandırdığı aşikârdır. Kı-
sacası yabancı bir dille ve bununla birlikte gelen yabancı bir kültürle yapılan aktarım
beraberinde o dilin ve kültürün kutsal olarak atfettiği edebi anlamdaki konuların kabul
görmesine zemin hazırlamıştır. Bu sebeple Türk edebiyatında Kerbela konulu
müstakil eserleri bu yüzyıldan sonra yoğun olarak görmek mümkündür.
Belli dini cemaat, tarikat ve zihniyet dünyaları etrafında gelişen eserlerin İslam
coğrafyasındaki tam teşekkülü 11. yüzyıldan sonra oluşmaya başlamıştır (Ocak,
2007: 51). Bu eserler daha çok psikolojik bir yapıyı uyandırmak için oluşturulan yapılardır.
Bu yapıyı menâkıbnâmelerden velayetnâmelere oradan da Ehl-i Beyti konu
edinmiş birçok esere kadar hissetmek mümkündür.
Ruha coşku ve heyecan getiren temalar aslında ortak bir bilinçaltından olu-
şur. Bu bilinç ortak inanıştan gelen bir düsturdur. Belli bir sosyal grubun manevi
beklentileri ancak o topluma ait olan değerlerle eser mahiyeti kazanır. Çoğu zaman
moral kaynağı olan bu dini eserler, daima yeniliğini korur (Ocak, 2005: 202).
Destan ve efsane üsluplarının taşıdığı hamasi duyguları ve motifleri Ehl-i Beyt
konulu türlerde görmek mümkündür. Çünkü bu eserlerin beslediği sosyal yapı, dö-
neminde bu eserlere edebi bir ihtiyaç gözüyle bakmıştır. İslamiyet’ten önceki çoğu
anlayış ve inanışlar terk edildiği için bu boşluk İslami ve edebi bir zevkle kapatılmak
istenmiştir. İşte tam bu noktada yukarıda zikrettiğimiz dini türler ortaya çıkmıştır.
Özellikle Kerbela Olayı’nı anlatan türler mesnevi nazım şekli ile mersiye
olarak oluşturulmuştur. Kerbela Olayı’na paralel olarak oluşturulan edebi metinde
hüzün ve matem atmosferi tercih edilmiştir. Kerbela mersiyeleri konu ve bölüm itibari
ile feleğe sitem, hüzün, matem, beddua, olay tasviri ve dua gibi bölümlerden
KERBELA OLAYI’NI KONU ALAN MÜSTAKİL ESERLER ÜZERİNE BİR İNCELEME
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2016 / 78 221
oluşur. Kerbela mersiyelerindeki çoğu savaş sahnesinde sanki bir cazgır aracılığıyla
kahramanlar sahneye çıkartılır. Bundan sonra artık mersiyenin anlatıcısı üçüncü tekil
şahıstan çıkarak karşılıklı birinci ve ikinci tekil veya birinci ve ikinci çoğul şahsa
döner. Müellif, okuyucunun gözünde o cenk sahnelerini canlandırır.
Kullanılan hüzün, matem, yas konulu şiirlerin yoğun olduğu bölümlerde genel
hissiyat Kerbela faciasını hatırlatır cinsten soğuk bir rüzgâra döner. Bu düşünceler
içerisinde olumsuz ve duygusal bir hava, yerini savaş sahnelerindeki ceng atmosferine
bırakınca birçok destan motifini kolaylıkla tespit etmek mümkündür. Kerbela
faciasını ve o hüzünlü hissiyatı Fuzûlî şu şekilde dile getirmiştir:
Sorsalar kim kangımenzildürmesâ’ibmema’ı
Ün verürkasr-ı felek kim Kerbelâ’durKerbelâ” (Güngör, 1987: 303).
(Musibetlerin toplandığı yer neresidir? Diye sorsalar, feleğin
köşkünden“Kerbela’dır, Kerbela!” sesi gelir.)
1. Hz. Hüseyin’in Kerbela’da Şehit Edilişi
Hz. Peygamber (s.a.v.)’in 632’de vefatından sonra ilk önce Hz. Ebû Bekir ve
daha sonra Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali halife olmuştur. Hz. Osman’ın asiler
tarafından şehit edilmesinden sonra İslamiyet’in liderlik problemi ortaya çıkmıştır.
Bu acı olaydan sonra Hz. Osman’ın katilleri bulunana kadar Hz. Ali’nin halifeliğini
kabul etmeyeceğini söyleyen bir grup meydana geldi. Böylece Müslüman topluluk
Hz. Ali ve Muaviye önderliğinde ikiye ayrıldı.
Muaviye öldükten sonra emirlik makamına oturan Yezid, bütün Şam halkını
bey’at ettirmiştir. Babasına bağlı bütün beyliklere kendisinin halife olarak tanınmasını
ve buna itiraz edenleri hapis ve zorba tavırlarla kendisine bey’at ettirilmesini istedi.
Yezid, Velid b. Ukbe’ye bir mektup yazarak Hz. Ali’nin, Hz. Ömer’in, Hz. Ebu
Bekir’in ve Hz. Zübeyir’in oğullarının kendisine bey’at etmeleri gerektiğini söyler.
Yanına iki kişi alan Hz. Hüseyin, Ukbe’nin huzuruna çıkar ve diğer üç kişinin de
çağrılmasını ister. Tam oradan ayrılmak üzereyken Mervan, Ukbe’ye Hz. Hüseyni
öldürmesini söyler. Fakat Ukbe bunu yapamaz.
Kufeliler, kendisine bağlı olduklarını yazan bir mektubu Hz. Hüseyin’e ulaş-
tırırlar. Bunun üzerine Hz. Abbas oğlu Abdullah Hz. Hüseyin’i bu mektuba temkinli
yaklaşması gerektiğini dile getirse de Hz. Hüseyin Müslim b. Ukeyl’i Kûfe’ye
gönderip buradaki halkı gönderilen mektubun gerçekliğini ölçmek ister. Müslim,
Kûfe’ye varıp bütün halktan el yazıları ile bey’at ettiklerini tasdik etti. Birçok kûfe
beyinden de mektupları Hz. Hüseyin’e ulaştırdı. Bunun üzerine Peygamber torunu
mutlu oldu ve Basra’ya da kendi azadlısı olan Selman’ı gönderdi. Bu olaylardan haberdar
olan ve Yezid taraftarı olan Abdullah b. Müslim hemen Kufe Emiri Numan b.
Abbas’ın yanına gederek bu olaylara müdahale etmek istediğini dile getirse de bek-
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2016 / 78
Hulisi GÜRBÜZ
222
lediği cevabı alamaz. Direk olarak Yezid’e mektup yazan Abdullah b. Müslim bütün
olanları anlatır.
Yezid bütün bu olanlardan rahatsız olarak Ubeydullah b. Ziyad’a mektup gönderir.
Basra’ya giden Selman’ı getirtir ve öldürtür. Daha sonra Kûfe’ye geçerek Müslim
b. Ukeyl’i ve ona evini açan Hani b. Urve’yi yakalatıp halkın isyanına rağmen
öldürür. Bütün bu olanlardan habersiz olan Hz. Hüseyin, Kûfe yolunu tuttu. Abbas
oğlu Abdullah’ın bütün çabalarına rağmen Hz. Hüseyin onu dinlemeyip bütün
ailesini yanına aldı. Kırk atlı ve yüz yaya ile Mekke’den hareket etti. Bunu duyan
Ubeydullah b. Ziyad, Ömer b. Sa’d İbni Ebi Vakkas’ı yanına çağırarak Rey şehrinin
yönetimini verdi. Karşılığında ize Hz. Hüseyin’i yakalamasını ister. Ömer, dört bin
askerle yola çıktı. Yolda Hürr b. Yezid ile karşılaşan Hz. Hüseyin, bu olanları öğrenince
tavsiye üzerine yolunu değiştirir ve Fırat kıyısındaki Kerbela denilen yere gelir.
Ubeydullah b. Ziyad’ın kuvvetleri, Ömer komutasında Hz. Hüseyin’i esir alır. Belli
bir süre sonra iki taraflı savaş başlayınca Hz. Hüseyin’in bütün askerleri şehit edilir.
Susuzluktan dili kuruyan Hz. Hüseyin, Bağdat’ın 110 km. güneybatısında yer alan
Kerbela’da 10 Muharrem 680 günü susuz bir şekilde şehit edilerek ailesi Ömer İbni
Sa’d’ın kuvvetleri tarafından esir alınır (Taberî-Gürtunca, 2007: 111).
2. Kerbela Olayı’nı Konu Alan Şiirler
Kerbela ve Hz. Hüseyin, Türk edebiyatında mersiye merkezli ele alınmış
konulardır. 14. 15. ve 16. yüzyıllarda bu mersiyeler yaygınlaşarak devam etmiş. 19.
Asırda Kerbelâ mersiyelerinin sayısı artarak 1930’lu senelere kadar ele alınmaya devam
etmiştir (Çakır, 2012: 705-725). Bu doğrultuda yüzyıllara göre Kerbela mersiyeleri
yazan şairler aşağıda verilmiştir.
15 yy: Yazıcıoğlu Mehmed.
16 yy: Pir Sultan Abdal, Hayretî, Fuzûlî, Ubeydî, Şemsi Paşa, Sâfî, Virânî, Gelibolulu
Âlî, Seyfî, Bağdatlı Rûhî.
17 yy: Dedemoğlu, KafzâdeFaizî, Arşî, Ömer Fuâdî, Fehîm-i Kâdîm, Sabûhî,
Ferîdun, Cem’î, Nâ’ilî-i Kâdîm, Neşâtî, FasîhAhmed Dede.
18 yüzyılda: Kalbî, Noksânî Baba, Edirneli Kâmî Efendi, Yahya Nazîm, Beliğ,
Sezâyi-i Gülşenî, Cemâlî, Behiştî, Sükûtî, Zühdî, Hâşîm, Kânî.
19 yy: Mirâtî, Deli Boran, Neş’et, Zekâyî, Selâmî, Müştak Baba, Ref ’î-i Kâlâyî,
Keçecizâde İzzet Molla, Mehmed Şakir, Mehmet Emin İffet, Leylâ Hanım, Muharrem
Efendi, Şeref Hanım, Zahmî, Iydî Hacı Mehmed, Senih, Lebîb, Türâbî, Edhem,
Kâmil, Leskofçalı Galip, Nevres, Ziya Paşa, Yenişehirli Avnî, Kâmî-i Âmîdî,Ceyhûnî,
Gedâyî, Kazım Paşa, Mebni Baba Bursalı Mustafa Eşref Paşa, Kemterî, Adile Sultan,
KERBELA OLAYI’NI KONU ALAN MÜSTAKİL ESERLER ÜZERİNE BİR İNCELEME
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2016 / 78 223
Molla Murad, Kazım İbrahim Çelebi, İzzetî, Caferi Baba, Zihni’iKilisî, Nazif, Haydar,
Hakkı Beğ, Şirzad, Cudî, Figanî, Dürrî, Kemahî, İbret.
19- 20 yy: Sıdkî, Hersekli Arif Hikmet Beğ, Ali Ferruh, Mehmed Ali Hilmî,
Muallim Feyzî, Üsküdari Osman Şemsi, Edîb Harâbî, Murad Emrî, Mehmed Şevket,
Mehmed Memduh Paşa, Âşık Hıfzî, Sıdkî, , Abdülmâlik Hilmî, Kanbalakzâde
Hazmî.
20. yy: Hüznî, Yesârî, Fahîmi, Şemseddin Mısrî, Remzî, , İsyânî,Tâhir Olgun,
Kemâlî, Lütfî, Tevfik Hâdî, Şemsî, Yesârî, İbrahim Hakkı Kemâhî, Yusuf Fahir
Baba(Çağlayan, 1997: 32).
Türk Edebiyatında ilk klasik Kerbela mersiyesi XV. asırda Yazıcıoğlu Mehmed
tarafından yazılmıştır. Bunun yanında müstakil olarak karşımıza; Fuzûlî (Hadikatü’sSüedâ),
Ali Ferruh (KerbelâKitâb-ı Evvel), Ali Şâdi (Siriş-i Mâtem), Edhem (Vak’ay-ı
Kerbelâ), Şâzî (Dâstân-ı Maktel-i Hüseyin), Yahya b. Bahşî (Maktel-i Hüseyin), Lâmiî
(Kitab-ı Âl-i Resûl) gibi önemli eserler çıkmaktadır (Güzel, 2009: 339).
3. Hz. Hüseyin’in Şehadetini Konu Alan Müstakil Eserler
Hz. Hüseyin’in şehit edildiği Kerbela Olayı, edebiyatımızda hem düz yazı
hem de şiir şeklinde ele alınmıştır. Bu eserlerde büyük bir hüzün tablosunu, Ehl-i
Beyte olan saygı hassasiyetiyle oldukça kudsi bir şekilde görmek mümkündür. Müstakil
olarak KerbelaOlay’ını anlatan “Maktel-i Hüseyin”, “Vak’a-i Kerbelâ”, “Kitâb-ı
Kerbelâ”, “Kerbelâ-nâme” adı altında oluşturulmuş eserler mevcuttur. Bu eserlerde
Hz. Hüseyin’in, ravîlerden aktarılan hayat kesitleri, savaş ve kahramanlık hikâyeleri
bunun yanında suya susamış bir şehit düsturu ile tahayyül ettirilen ağıt tablosu çok
muteber bir şekilde resmedilmiştir. “Mersiye”, “Ağıt”, “Mehdiye”, “Muharremiye” gibi
türlerde de bir motif olarak işlenmiştir. Kerbela Olayı, “Vak’a-i Dîl-Sûz-ı Kerbelâ”,
“Haber-i Kerbelâ” gibi sembollerle ele alınmıştır (Uzun, 2002: 275).
Bunlarla birlikte Kerbela ve Hz. Hüseyin konulu mersiyeler yazan şairler
arasında, Ruhî-i Bağdadî, Kâmî-i Amidî, İzzet Molla, Şeyh Müştak, Osman Nevres,
Lebîb Mehmed, Ziya Paşa, Yenişehirli Avnî, Kazım Paşa, Muallim Feyzî, Osman
Semaî, Üsküdarlı Hakkı, Ali Ferruh gibi isimler yer almaktadır (And, 2012:193).
3. 1. Maktel-i Hüseyin
Hz. Hüseyin’in 10 gün susuz bırakılmasının ardından 680 günü Emevi ordusu
tarafından Kerbela’da katledilmesi İslam coğrafyasında derin izler bırakmıştır.
Halk arasında bu olay çeşitli efsanelerin ve söylentilerin ortaya çıkmasına da sebep
olmuştur. Bu doğrultuda toplumun bilinçaltına yerleşen bu olay önceleri tarih, ahbar,
ensâb gibi kitaplarda ayrı bir bölüm halinde yer alırken daha sonraları “maktel-i
Hüseyin” adı ile müstakil kitaplar haline gelmiştir (Güngör, 2003: 457). Bu tür genel
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2016 / 78
Hulisi GÜRBÜZ
224
olarak 10 ayrı bölümden oluşur. Bu bölümler Hz. Hüseyin’in susuz kaldığı 10 günü
temsil eder.
Bu türün ilk örneği Câbir el- Cu’fi (ö. 746) tarafından Maktelü’l- Hü-
seyn adıyla kaleme alınmış ama günümüze ulaşmamıştır. Ebu Mihnef ’in (ö. 774)
Maktelü’l- Hüseyn’ i günümüze ulaşan ilk eser olarak kabul edilmektedir. Hişâm b.
Muhammed el-Kelbî, Vâkıdî, Nasr b. Müzâhim, Hüseyin b.Yahyâ el- Kummî, Muhammed
b. Zekeriyyâ b. Dînâr el- Gallabî gibi Abbasîler devrinde yaşamış isimler,
EbûMihnef ’in muharremin ilk 10 günü okunmak üzere yazdığı 10 ayrı bölümden
oluşan eserin taklit ederek ve yer yer yeni eklemeler yaparak bu türde eserler vermiş-
lerdir.
İlk olarak Arap edebiyatında ele alınan Kerbela Olayı,10 yüzyıla gelindiğinde
artık Arap tarihçilerden ziyade Arapça bilen edipler tarafından işlenmeye başlanmış-
tır. Şia görüşünde “ravza” denilen denilen matem ayinlerinde okunan ve şia coğrafyasında
ilk maktel olarak karşımıza çıkan 1502’de Hüseyin Vâiz-i Kâşifî tarafından
yazılan Farsça “Ravztü’ş-Şüheda”adlı eserdir (And, 2012: 35). Yine bu coğrafyada
yazılan makteller şunlardır: Belâ vüİbtilâ, Envâr-ı Hüseynî, Mâtemgede, Dâstân-ı Gâm,
Esrârü’ş-şehâde, Hikmet-i Şehâdet (Güngör, 2003: 457).
Türk edebiyatında en eski maktel Kastamonulu Şâzî’nin Dâstân-ı Maktel-i
Hüseyin’idir. 1361’de tamamlanan eser mesnevi tarzında yazılmıştır. Daha sonra
Yahya b. Bahşi tarafından Maktel-i Hüseyin’i (1499)ve Sâfî’nin Maktel-i Hüseyin’i yazılmıştır.
Kerbela mersiyelerinin popülerlik kazanmasını sağlayan 16yy. şairlerinden
Lâmi’î Çelebi olmuştur. Şöyle ki; Bursa Ulu Cami’ de bir maktel okunur. Bundan rahatsız
olan şehrin vaizi Molla Arab, bu durumu tenkit ederek camide böyle şiirlerin okunmasının
dinen sıkıntılı olduğunu söyler. Bunun üzerine Lâmi’î, en meşhur Kerbela
mersiyelerinden biri olan Maktel-i Hüseyin’i yazar (And, 2012: 193). “www.yazmalar.gov.tr”
internet sitesinde bulunan bazı makteller:
1. Maktel-i Hüseyin, Feyzî (Milli  Kütüphane- Ankara, Arşiv No:
06 Mil Yz A 9186).
2. Maktel-i İmam Hüseyin, Kemterî İbrâhîm (Milli Kütüphane- Ankara, Arşiv
No: 03 Gedik 17179).
3. Maktel-i Hüseyin, Bekâî Katib-zâde Darendevî (Milli Kütüphane- Ankara,
Arşiv No: 06 Hk 494).
4. Maktel-i İmam Hüseyin, Abd el-Ganî Efendî (Milli Kütüphane- Ankara, İstinsah
Tarihi: 1568, Arşiv No: 15 Hk 3557).
5. Maktel-i İmâm Hüseyin, Alî Şîr Nevâî (Amasya Beyazıt İl Halk Kütüphanesi,
Arşiv No: 05 Ba 1322).
KERBELA OLAYI’NI KONU ALAN MÜSTAKİL ESERLER ÜZERİNE BİR İNCELEME
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2016 / 78 225
6. Maktel-i İmâm Hüseyin, Sâfî (Türk Dil Kurumu-Ankara, İstinsah Tarihi:
1747, Arşiv No: Yz. A 84/1).
7. Dâstân-ı Maktel-i Hüseyin, Şeyyad Mevlevî (Milli Kütüphane- Ankara, İstinsah
Tarihi: 1725, Arşiv No: 06 Mil Yz A 8294/1).
8. Maktel-i Hüseyin, Yusuf Meddâh (Milli Kütüphane- Ankara, İstinsah Tarihi:
1716, Arşiv No: 06 Mil Yz A 8082)
9.  Maktel-i Hüseyin, Zaifî (Milli Kütüphane- Ankara, İstinsah Tarihi: 1842,
Arşiv No: 06 Mil Yz A 3040)
10. Maktel-i Hüseyin, Şevkî (Milli Kütüphane- Ankara, İstinsah Tarihi: 1906,
Arşiv No: 06 Mil Yz A 2447
3. 2. Kitâb-ı Kerbela
Hz. Hüseyin’in şehit edilişine telmihte bulunan ve bu olayı kısmi olarak
farklı bir türün bir bölümü halinde konu alan eser çoktur. Müstakil olarak ise Hz.
Hüseyin’in şehit edilişini konu alan eserler daha çok manzum olarak yazılmıştır.
Maktellerde görülen 10 ayrı bölüm bu türde yoktur. Bu türün günümüze ulaşan eseri
Bekâyî Kâtib-zâde Dârendevî’nin Kitab-ı Kerbelası’dır. Bu eserin “www.yazmalar.gov.
tr” internet sitesinde bulunan nüshaları şunlardır:
1. Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu Nr. 06 Mil Yz A 3117
2. Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu Nr. 06 Hk 494
3. Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu Nr. 06 Mil. Yz. A 3891
4. Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu Nr. 06 Mil Yz. A 3547
5. Hacı Bektaşi Veli Araştırma Uygulama Merkezi Kütüphanesi
6.Kahire Milli Kütüphanesi, Arşiv No: Ez-Zekiye-Mahtûtâtu Fârisiye ve Türkiye
12
3. 3. Muharremnâme
Hz. Hüseyin’in şehit edilişini anlatan bu tür, gazel, kaside, murabba, muhammes,
müseddes, terkib-i bend, terci-i bend nazım şekilleri ile yazılmıştır. Kerbela olayının
tasviri yapılan bu eserler Âlevi-Bektâşi geleneğinde olan cem ayinlerinde okunur.
Eserin sonunda Ehl-i Beyt’e ve Hz. Hüseyin’e zulüm çektiren Emevi hükümdarı
Yezîd veŞimr gibi isimlere lanet okunur. Bu türün ilk örneği Yazıcıoğlu Mehmed’in
“Muhammediye” adlı eserindek iVefatü’l- Hasan ve’l- Hüseyin adlı manzumedir.
“Erkân-nâme”den alıntı bir muharrem-nâme örneği:
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2016 / 78
Hulisi GÜRBÜZ
226
Kanlar döküp fıragınla her kişdir sana
Ah vah kanın oldı sevgili canan yā Hüseyin
Gül gibi çehren kana boyandı
Fırgatın çak ile gonca-i giryanyā Hüseyin (Güzel, 2009: 343).
3. 4. Vak’a-i Kerbela
Mesnevi nazım şekli ile yazılan bu eserler manzum olarak ele alınmıştır. Konu
itibari ile Kerbela Olayı ve Ehl-i Beyt üzerinde durulur. Bilinen ilk eser 1533 yılında
Nureddin Efendi’nin yazdığı Vak’a-i Kerbela’dır. “www.yazmalar.gov.tr” sitesinde
bulanan nüshalar:
1. Vak’a-i Kerbela (Konya  Bölge  Yazma  Eserler  Kütüphanesi, Arşiv No:
32 Hk 217, İstinsah Tarihi: 1758), Anonim.
2. Vak’a-i Kerbela (Milli Kütüphane- Ankara, Arşiv No: 06 Hk 1644, İstinsah
Tarihi: Bilinmiyor), Anonim.
3. Vak’a-i Kerbela (Tiflis- Gürcistan Bilimler Akademisi Türkçe Yazmaları,
Arşiv No: AC20/III, İstinsah Tarihi: Bilinmiyor), Anonim.
4. Vak’a-i Kerbela (Princeton  Üniversitesi  Türkçe  Yazmaları, New  JerseyABD,
Arşiv No: Garrett Collection Barudi Series Ottoman Turkish1932Yq, İstinsah
Tarihi: Bilinmiyor), Ethem Bey.
3. 5. Dâstân-ı Kerbela
Bu nazım şekilleri daha çok nesir olarak ele alınmıştır. Hz. Hüseyin’in şehit
edilişi, Ehl-i Beyt konularını ele alır. Diğer Kerbela şiirlerinden en belirgin farkı tarih
kitabına yakın ama sanatlı bir üslupla ele alınmasıdır. Bu tür oldukça az sayıda günü-
müze ulaşmıştır. “www.yazmalar.gov.tr” sitesinde bulanan nüshalar:
1.Dâstân-ı Kerbela (Milli Kütüphane-Ankara, Arşiv No: 06 Mil Yz A 938/6),
Anonim.
4. Sonuç
Yukarıdaki bilgiler doğrultusunda Kerbela hadisesinin edebi eserlere intikali
15. asırda başlayıp 19. asra kadar oldukça popüler bir durumda iken 20. ve 21. asırda
bu popülerliğini yitirmiştir.
Coğrafya olarak ele aldığımızda başta İran olmak üzere Irak, Anadolu, Rumeli,
Suriye gibi bölgelerde bu eserlerin yoğun olarak ele alındığını söylemek mümkündür.
Fakat arşiv, kataloglama ve elektronik ortama aktarım gibi önemli faktörlerin
KERBELA OLAYI’NI KONU ALAN MÜSTAKİL ESERLER ÜZERİNE BİR İNCELEME
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTAŞ VELÎ ARAŞTIRMA DERGİSİ / 2016 / 78 227
birçok yurt içi ve yurt dışı kütüphanelerdeki eksikliği veya erişim zorluğu sebebiyle
bilinmeyen yeni eserlerin varlığıyla ilgili bilgi vermek güçleşmiştir.
Kerbela hadisesini konu alan“Maktel-i Hüseyin”, “Vak’a-i Kerbelâ”, “Kitâb-ı
Kerbelâ”, “Kerbelâ-nâme” “Dâstân-ı Kerbela, “Muharrem-nâme” isimli eserlerin psikolojik
arka planında Hz. Hüseyin için “kahramanlık ve matem”, ölen Ehl-i Beyt için
“matem, hüzün”, Yezid için ise “beddua” yer alır.
Kaynakça
AND, M. (2012). Ritüelden Drama Kerbela- Muharrem- Taziye. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
ÇAĞLAYAN, B. (1997). Kerbela Mersiyeleri. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ankara: Gazi
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
ÇAKIR, M. (2012). Kadîmî’nin Kerbelâ Mersiyeleri. Turkish Studies Dergisi, S. 7/1, ss. 705 725.
ÇELEBİ, L. (2012). Maktel-i Âl-i Resûl. (haz. Ertuğrul ERTEKİN), İstanbul: Kevser Yayınları
Diyanet İslam Ansiklopedisi (1988-2013). c. 25-27. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı İslam
Araştırmaları Merkezi Yayınları.
Ebu Cafer Muhammed bin Cerirü’t- Taberî. (2007). Tarih-i Taberî. (çev. M. Faruk GÜRTUNCA).
İstanbul: Sağlam Yayınları. Fuzuli. (1987).
Hadikatü’s-Süeda. (haz. Şeyma GÜNGÖR), Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.
GIYNAŞ. K. A. (2013). Bir Hz. Hüseyin Âşığı: Son Asrın Meçhul Şairlerinden Bahreddîn
Ve Dîvânındaki Kerbelâ Mersiyeleri. Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi.
S. 67. ss. 121-148.
GÜZEL. A. (1999). Kaygusuz Abdal Menâkıbnâmesi. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
GÜZEL. A. (2009). Dini- Tasavvufi Türk Edebiyatı El Kitabı. Ankara: Akçağ Yayınları.
KÖPRÜLÜ. M. F. ve BARTHOLD. W. (2004). İslâm Medeniyeti Tarihi. Ankara: Akçağ Yayınları.
KÖPRÜLÜ. M. F. (2007). Türk Edebiyatında ilk Mutasavvıflar. Ankara: Akçağ Yayınları. Kültür
Bakanlığı. (2014).
OCAK. A. Y. (2010). Kültür Tarihi Kaynağı Olarak Menâkıbnâmeler (Metodolojik Bir Yaklaşım).
Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
OCAK. A. Y. (2005). Tarihten Teolojiye İslam İnançlarında Hz. Ali. Ankara: Türk Tarih Kurumu
Yayınları.
UZUN, M. Kerbela. DİA. c. 25.
Kültür Bakanlığı El yazmaları veri tabanı. http://www.yazmalar.gov.tr. Erişim tarihi:
15.10.2014.

Konular