PEND-NÂME-İ ASKERÎ*

Journal of Turkish Language and Literature
Volume:2, Issue: 3, Summer 2016, (113-128)
Doi Number: 10.20322/lt.91723
PEND-NÂME-İ ASKERÎ*
Gönül DELİCE1
Özet
Klasik Türk edebiyatında pendnameler önemli bir türdür. Pendnameler, insanlara öğüt verme gayesiyle
yazılmış manzum ve mensur eserlerdir. Genel anlamda; insanlara doğruyu, yanlışı, iyiyi, kötüyü göstermek ve
insanları doğru yola sevk etmek amacıyla yazılmıştır. Bunu yaparken de ayet ve hadislerden, atasözlerinden,
halk hikâyelerinden, günlük yaşamdan yararlanılmıştır. Bunlardan birisi de 16. yüzyılda Kanunî devrinde
yaşamış olan Askerî’nin Pend-nâme-i Askerî adlı eseridir. Bu eserde Askerî, eşcinselleri konu almış ve onlara
öğütlerde bulunmuştur.
Çalışmamızda öncelik olarak pend-nameler hakkında bilgiler verip Askerî’nin hayatı, eserleri ve edebî
kişiliğine değindik. Pend-nâme-i Askerî’nin yazmalarını tavsif edip şekil ve muhteva özellikleri hakkında bilgi
verdik. Daha sonra nüsha farklarını dipnotlarla belirttik.
Anahtar Kavramlar: Pendname, klasik Türk edebiyatı, yazma eser, bent, muhteva.
PEND-NÂME-İ ASKERÎ
Abstract
Pendnames very important literary genre in Classical Turkish Literature. They are poetical and prosaic Works
written for giving advice to people. Generally they were written for showing rihgt, wrong, good and bad to
people and putting them to the right way. While doing it, the verses of the Koran and hadiths, proverbs,
folktales and daily life were used. They are also called nasihatname. Lived in 16th century during the era of
Suleiman the Magnificient, Askerî’s Pend-nâme-i Askerî is one of these books.
In the introduction of our study, we primarily mentioned about Askerî’s life, works and literary personality.
We tired to give information about Pendnameler. We gave information about shape and content features on
manuscripts of Pend-nâme-i Askerî. Later we pointed out copy differences with footnotes.
Keywords: Pendname, The Classical Turkish Literature, manuscript, the content.

*
“Pend-nâme-i Askerî” adlı Yüksek Lisans Seminerinden üretilmiştir.
1 Giresun Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Turk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi,
gonul_dlce@hotmail.com.
-114- Gönül DELİCE, Pend-Nâme-i Askerî
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:2, Issue: 3, Summer 2016, (113-128)
Doi Number: 10.20322/lt.91723
GİRİŞ
Türk edebiyatında pendname2
türünde yazılmış eserlerin sayısı oldukça fazladır. Pendnameler, genel anlamda
insanlara nasihat etmek, insanları doğru yola sevk etmek ve bilgilendirmek maksadıyla yazılmıştır. Farsça bir
kelime olan “pend”in sözlük manası “öğüt”tür. Öğüt ise doğru yolu göstermek amacıyla bir kimsenin yapması ya
da yapmaması gereken davranış ve eylemler hakkında söylenen sözlerdir. Pendnamelere “nasihatname” de
denilmektedir. Arapça “nasaha” kökünden türeyip öğüt manasına gelmektedir. Farsça mektup, kitap, ferman
anlamlarına gelen “name” ile birleşmesi sonucu ortaya çıkan nasihatname; insanları iyiye, doğruya, güzele
yönlendirerek onları ahlâkî ve sosyal açıdan olgunluğa ulaştırmayı amaç edinen didaktik eserlerin genel adıdır.
Türk edebiyatında nasihat verir şekilde eserlerin yazımının ilk örneklerini Göktürk Kitabelerinde görmekteyiz.
Göktürk Devleti hükümdarı Bilge Kağan, Türk boylarının birlik içinde yaşamaları, büyüğün ve küçüğün atalarını
sayması, düşman devletlere karşı dikkatli olmanın gerekliliği gibi birçok hususta Türk milletine öğütler
vermektedir. İslamiyet’in kabul edilmesinin ardından, İslamî Türk edebiyatının ilk örneklerinden sayılan Yusuf
Has Hacip’in Kutadgu Bilig adlı eseri de toplum hayatındaki bozuklukları düzeltecek, insanları mutlu edecek
yolların neler olduğu belirtilmiştir. Edip Ahmet Yükneki’nin Atabetü’l-Hakayık adlı eseri ise ahlaklı insan olmanın
yollarını, ahlak ilkelerini açıklamış ve çeşitli ahlakî öğütlerde bulunmuştur. Anadolu sahasında kaleme alınan ilk
Türkçe nasihatname olarak Ahmed Fakih’in Çarh-name ve Yunus Emre’nin Risaletü’n-Nushiyye adlı eserleri de
pendname tarzında kaleme alınmıştır. Bunların yanında Hacı Bektaş-ı Veli, Âşık Paşa, Mevlana ve Ahmet Yesevî
gibi birçok şairimiz pendname gibi didaktik şiirler kaleme almışlardır.
Nasihat verir tarzdaki eserlerin pendname olarak adlandırılması geleneği İslamiyet’in kabulünden sonraki
döneme rastlar. Bu tür eserlerin yazımında Feridüddin-i Attar’ın Pend-name isimli eserin adından esinlenilmiştir.
Bu eser, yüzyıllardan bu yana doğu kültürlerinde geniş ve derin bir ilgi ile okunmuş, tasavvufî görüş ile İslam
ahlakını geniş kitlelere ulaştırıp yayma konusunda büyük rol oynamıştır. Daha sonra bu yolda verilen eserlere
örneklik etmiştir (Kutlu 1990: 241-242). Bununla birlikte konusu ve kendisi yerli olan ve Attar’ın Pendname’sinden
tamamıyla ayrı özellikleri bulunan pendnameler de yazılmıştır. İşte bunların içinde en önemlisi
Güvâhi’nin Pend-nâme’sidir. Attar’ın Pend-name’sinde ahlakî konular tasavvuf açısından işlenmiştir. Güvâhî ise
daha çok çevresinde gördüğü, duyduğu ve kendi başından geçen olayları gerçekçi bir açıdan ele almış, bunları
kısa hikâye, latife ve fıkralar biçiminde anlatarak, sonunda atasözleriyle öğütler vermiştir. Oysa Attar’ın Pendname’sinde
bunlara benzer hikâye, fıkra biçiminde anlatımlar yoktur. Öğütler doğrudan doğruya konuyu
ilgilendiren başlıklar altında verilmiştir (Hengirmen 1983: 16-17).
Mahmut Kaplan nasihat-nameleri konularına, nazım şekillerine, te’lif veya tercüme oluşlarına göre aşağıdaki
şekilde sınıflandırmıştır:

2 Pendname ve nasihatname kavramı ile ilgili bilgiler, (Ekinci 2012: 423-441) ve (Güven 2009: 182-197)’den yararlanılarak
verilmiştir.
Gönül DELİCE, Pend-Nâme-i Askerî -115-
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:2, Issue: 3, Summer 2016, (113-128)
Doi Number: 10.20322/lt.91723
1) Konularına Göre Nasihat-nameler:
a. Dini-tasavvufi nasihat-nameler
b. Sosyal muhtevalı nasihat-nameler
c. Çeşitli ilimlerle ilgili nasihat-nameler
2) Nazım Şekillerine Göre Nasihat-nameler
a. Mesnevi şekliyle yazılan nasihat-nameler
b. Kaside şekliyle yazılan nasihat-nameler
c. Gazel şekliyle yazılan nasihat-nameler
d. Terci-i bend şekliyle yazılan nasihat-nameler
3) Te’lif veya Tercüme Oluşlarına Göre Nasihat-nameler (Kaplan 2008: 2-3).
Pendnameler, manzum ve mensur olarak gazel, mesnevi, terci-i bent ve kaside nazım şekilleriyle kaleme alınmış
eserlerdir. İnsanları iyiye, güzele ve doğruya yöneltmek, topluma yararlı, iyi ahlaklı bireyler yetiştirmek amacıyla
yazılmışlardır. Pendname yazmanın amacı aslında İslamiyet’in “iyiliği emretme, kötülükten sakındırma” ilkesine
uymaktır. Bu noktadan hareketle pendnamelerin kaynağını ayetler ve hadisler oluşturur diyebiliriz. Ayrıca
pendname hakkındaki kaynakları incelediğimiz zaman pendnamelerin kaynağını sadece ayet ve hadislerin
oluşturmadığını; günlük hayatın, tarihî olay ve hikâyelerin en önemlisi de atasözlerinin pendnamelere kaynaklık
ettiğini görmekteyiz.
Üzerinde durulması gereken pendnamelerden birisi de Pend-nâme-i Askerî’dir. Askerî’nin asıl adı Mehmed olup
Edirne’de doğmuştur. Doğum tarihi bilinmemektedir. Bağdat’ta İmam Hasan Askerî’nin maiyetine girmiş ve uzun
bir süre onun dergâhında kaldığı için şiirlerinde Askerî mahlasını kullanmıştır. Kanunî Sultan Süleyman devri
şairlerindendir ve onun bazı şiirlerini tahmis etmiştir. Yeniçeri ve tımar sahibi olmuştur. Kaynaklarda Edirne veya
Vardar Yenice’sinden olduğu da söylenmektedir (Kaplan 2008: 17). Uzun süre Kerbela’da İmam Hüseyin’in
türbesinde bulunmuş ve Seyyid Gazi dergâhına Horasan sultanının selamını getirmiş derviş tabiatlı biridir. Daha
sonra zeamet alarak Selanik’e yerleşmiş ve orada İshak Paşa’nın oğlunun hanımı ile evlenmiş, büyük bir servete
sahip olmuştur. Askerî hacca gitmiş; fakat Râfizî olduğu öne sürülmüş ve bir türlü dinsizlik ithamlarından
kurtulamamıştır. Ölümü 1000/1591-92 tarihidir (Kaplan: 2014).
Kaynaklar, Askerî’ye ait herhangi bir eserin varlığından bahsetmez. Ancak çeşitli şiir mecmualarında terci-i bent,
muhammes, müseddes gibi nazım şekilleriyle kaleme almış olduğu birçok şiire rastlanmaktadır. Derviş tabiatlı
bir kişi olduğu için şiirleri de rindane ve tasavvufî özellikler taşımaktadır. Ayrıca Âşık Çelebi, Askerî’nin şiirlerini
-116- Gönül DELİCE, Pend-Nâme-i Askerî
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:2, Issue: 3, Summer 2016, (113-128)
Doi Number: 10.20322/lt.91723
sade bulurken (Kılıç 2010: 1080) Hasan Çelebi ise bunları beğenmemiştir (Kutluk 1989: 632). Askerî’nin söz
konusu şiirlerinden biri de Pend-nâme-i Askerî adlı manzumedir.
Pend-nâme-i Askerî’nin yazmalarının tavsifi şu şekildedir:
1.Mecmû’a-i Eş’âr (M), Millî Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu, 06 Mil Yz A 799/de kayıtlıdır. 100 yaprak olup
satır sayısı değişiktir. Pend-nâme-i Askerî yazmanın 84b-89b yaprakları arasındadır. Mecmuanın istinsah tarihi ve
derleyeni / müstensihi belli değildir.
2.Mecmû’a (T), Topkapı Sarayı Müzesi Türkçe Yazmaları Koleksiyonu R. 1207’de kayıtlıdır. 134 yaprak olup satır
sayısı değişiktir. Pend-nâme-i Askerî yazmanın 3b-8a yaprakları arasındadır. Mecmuanın istinsah tarihi ve
derleyeni / müstensihi belli değildir.
Pend-nâme’nin Biçim ve İçeriği
Ayrıca terci-i bent şeklinde ve aruzun “fe’ilâtün mefâ’ilün fe’ilün” vezniyle yazılmış olan Pend-nâme-i Askerî 14
bentten ibarettir. VII, VIII, X, XI ve XII. bentler on, diğerleri ise on bir beyitten oluşur. Toplamda ise 149 beyittir.
Pend-nâme-i Askerî’nin konusu, genel anlamda oğlanlardan3 uzak durma hakkında verilen öğütler etrafında
şekillenmiştir. Her toplumda olduğu gibi Osmanlı döneminde de eşcinsel eğilimler olmuş ve bu eğilimler
edebiyata belli şekillerde yansımıştır. Bu bağlamda Askerî’nin pendnamesi de eşcinsel eğilimler üzerinedir.
I. bentte şair söze; güzel yüzlülerle birlikte olunmamasından, onlara fazla meyledilmemesinden bahsederek
başlar. Oğlanların sohbetinden, onlarla birlikte olma düşüncesinden uzak durulmalıdır. Onların sevgi sözlerine
aldanılmamalıdır. İnsan, nefsine uyup kendine kötülük etmemelidir. Oğlanların ömrü kahpelik ve oğlanlık etmek
ile geçmektedir. Terbiyeden anlamazlar, insanın başına ne gelirse onlardan gelir. Dolayısıyla onlara
güvenilmemelidir.
II. bentte baştan ayağa gümüş paraya boğulsalar da oğlanların asla yâr olamayacağı, yüze gülüp başkalarına
yöneleceği, hilede usta oldukları, şeytanın bile hileyi onlardan öğrendiği, yüzlerini görmemenin mutluluk
kaynağı olduğu anlatılmaktadır.
III. bentte oğlanlara meyledenlerin köpekten aşağı olacağı, gönül verenlerin büyük bir yük altına gireceği,
oğlanların inatçı olup insanları bıktırdıkları, kendini gerçekten sevenlere ayda bir kere yüz gösterdikleri,
kendilerine yapılan iyiliği inkâr ettikleri yani nankör oldukları, namussuzlukları ile arsızlıkları dile getirildikten
sonra şair, onlara düşkün olmamak için Allah’a yalvarmaktadır.
IV. bentte şair, oğlanların kendilerini seçkin gördüklerini, yüz buldukça eziyeti çok vefayı az gösterdiklerini dile
getirir. İnsanı ağlatıp kendilerinin de başkalarıyla dostluk kurduğunu ve ar ile namusu terk ettiklerini, elden

3
“Oğlan”, Güncel Türkçe Sözlük’te “Cinsel bakımdan erkeklerin zevkine hizmet eden sapık erkek” olarak tanımlanmaktadır.
Gönül DELİCE, Pend-Nâme-i Askerî -117-
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:2, Issue: 3, Summer 2016, (113-128)
Doi Number: 10.20322/lt.91723
utanmadıklarını söyler. “Leşe kargalar talip olur, hiç doğan leşe talip olur mu?” diyerek oğlanların ne kadar kötü
olduklarını dile getirir.
V. bent, oğlanların oldukça ahlâksız oldukları ve âşıkların bunlara meyletmemesi dileğiyle başlar. Her bir alçak,
masumiyet perdesini ayaklar altına almıştır. Bir bölük ateşperestlerle gece gündüz sefa sürerler. Onlarla birlikte
olmak insanlara mutsuzluk getirir. Bunların meyli nefsine düşkün olanlardır. Hiçbirinde vefa yoktur, her önüne
gelene karşılık verirler. Dünyanın başlangıcından beri âşığa acımazlar. İnsanda zerre kadar idrak varsa bunlardan
uzak durmalıdır.
VI. bentte söze, âşıkların herkese gönül verenlerden incindiği söylenerek başlanmıştır. İnsan, oğlanlardan
korkmalı ve uzak durmalıdır, onlara gönül vermemelidir. Bunlar gerçek âşığa meyletmezler; yanlarında ikiyüzlü
dostları vardır. Birini gördüklerinde hemen âşığını terk ederler, diğerine yönelirler. Gerçek âşığına hep eziyet
ederler. Kendilerini namuslu gösterip tenhalarda arsızca davranırlar. Âşıkları birbirine düşürürler. Bunlardan uzak
duranlar, yoksulluğa ve felâkete uğramazlar. İnsan, bunlarla yiyip içip Allah’a asi olmamalıdır.
VII. bent, delikanlıların melek gibi masum oluşlarına aldanıp onlar için çaba sarf etmeme öğüdü ile başlar.
Oğlanların gece gündüz yaptıkları, âşıkları aldatmaktır. Hiçbirisi yapılan iyiliği görmez, hepsi nankördür. Onların
yolunda can verilse de umursamazlar. Güzelliğe düşkündürler. İnsanlara vefasızlığı bunlar öğretirler. Daha iyisini
görürlerse hemen diğerini terk ederler. Bunlardan uzak durmak gerekir.
VIII. bentte oğlanların hilekâr ve düzenbaz oldukları anlatılmaktadır. Kendisine bağlananları aldatırlar,
utanmazdırlar, bilgiden uzak ve mal mülk düşkünü kimsedirler, iyilikten anlamazlar, âşıklarını bırakıp başkaları ile
gönül eğlendirirler, meyilleri hep başkasınadır, her ne kadar yalın yüzlü olsalar da hepsi kötü işlerle
uğraşmaktadır.
IX. bentte Askerî, oğlanların aklının, gece gündüz içki meclislerinde olduğu üzerinde durur. Ona göre oğlanların
gözü paradadır, para yoksa âşığına ilgi göstermezler ve arkasından gıybet ederler; yeryüzündeki bütün taşlar,
altın ve gümüş olsa da kahpe ve oğlana yetmez.
X. bentte yine oğlanların benzer özellikleri üzerinde durulur. Gönlünü kıranların sözüne kötülükle karşılık verirler.
Bazen gülerek bazen söverek nazlanırlar ve eziyet ederler. Âşığının yerine her soysuza meylederler. Şarap
kadehiyle gece gündüz, köşe bucak dolaşırlar. Yaptıkları ayıp hesaba gelmez. Gösterişe meyillidirler ve
namuslusu pek nadirdir.
XI. bentte Askerî, oğlanlardan uzak durma ve her güzele kapılmama konusu üzerinde durur. Oğlanlar, her gün
müşterinin çok olmasını ister, kendisini süsleyip satar. Birlikte oldukları kimselerin başına bela getirirler. Âşık, ne
kadar canını onun yoluna koysa da o vefa göstermez. Âşığının parasını yiyip başkasına yüz gösterir.
-118- Gönül DELİCE, Pend-Nâme-i Askerî
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:2, Issue: 3, Summer 2016, (113-128)
Doi Number: 10.20322/lt.91723
XII. bentte de oğlanlardan uzak durma konusu işlenmiştir: Oğlanlar, başkalarına güler yüz gösterirken âşığını
kahrederler. Kendilerini on iki yaşında bir genç olarak görürler. Bunlar zina yapmaya alışmışlardır. Utanmadan,
gece gündüz zina ederler. Bunlar, şeytan ile dindaştırlar. Bunların ahlâksızlığını anlatmaya kelimeler yetmez.
XIII. bentte güzellerin çeşitli özellikleri üzerinde durulur: Güzeller insafsızdırlar, âşığa cefa ederler. Temiz kalbi
olanlar, oğlanlara meyletmez. Çünkü onların her biri, bir alçakla etrafı seyreder. Bunlara aldanmamak lâzım.
Kötülük ve ahlâksızlık bunların fıtratında vardır.
XIV. bentte şu hususlardan bahsedilmektedir. Güzellerden uzak durmak gerekir. Kişi ne çekerse kendi yaptığını
çeker. Âşıkların aklını başından alarak kendilerine bağladıkları için oğlanlardan uzak durulmalıdır. Sözlerinde
doğruluk yoktur, işleri güçleri hep yalandır. Bu olumsuz hâlleri ile annelerini ve babalarını üzmektedirler. Bunlar
kötü soyludurlar ve asla bunlardan hayır gelmez. Zâtî, Keştî ve Kandî gibi şairler bunların ahlâksızlıklarını
yazmışlardır.
Pend-nāme-i Askerį
FeǾilātün MefāǾilün FeǾilün
I
4

1 Ħūb-rūlarla ittiĥād itme
Meylüñi anlara ziyād itme
2 Ķuluñam diyü her çepel-ĥįzüñ
Dāim emrine inķıyād itme
3 Ger melek-rū olursa oġlanı
Severin diyü śaķın ad itme
4 Furśat el virse sür śafālarını
Yanuña almaġı murād itme5
5 Vuślat ümmįdin eyleyüp her ān
Nefs-i şūma uyup fesād itme
6 Ġam-ı hicrān ķafāda ĥāżırdur
Göñlüñi vaśl-ı berle şād itme
7 Kaĥbe vü ĥįz ile geçer ömri
Śayma śaķın ĥisāba6 bād itme
8 Terbiye taśśı eylemez ĥįze
Ehl-i dil sözlerin kesād itme
9 Pend7 bed-aśla fāyide itmez

4 M84b, T3b.
5
“itme” M’de mükerrer yazılmıştır.
6
“ĥisāba” T’de “ĥisāb” şeklindedir.
Gönül DELİCE, Pend-Nâme-i Askerî -119-
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:2, Issue: 3, Summer 2016, (113-128)
Doi Number: 10.20322/lt.91723
Hergiz oġlana iǾtimād itme
10 Her8 ne gelse saña gelir andan
Benüm ebedį diyü yād itme9
11 Ey göñül pend işit Ǿinād itme
Ķaĥbe vü ĥįze iǾtimād itme
II10

1 Hüsn ile olsa Yūsuf-ı ŝānį
Alma śaķın yanuña oġlanı11
2 Baştan ayaġa sįme ġarķ itseñ
Saña yār ola śanmaġıl anı
3 Sana iżhār idüp12 maĥabbet-i tām
Kul ider ġayrılarla pinhānı
4 Gelse bir kişi aķçe gösterse
Seni ķor aña meyl ider anı
5 Baña n’itdüñ diyü Ǿitāb eyler
Eyleseñ dürlü dürlü iĥsānı
6 VaǾdesine ħaźer ķıl ald
Bunlaruñ olmaz ahd ü peymānı
7 Ĥįle fenninde her biri māhir
Mekrile aldır ehl-i Ǿirfānı
8 Belki bunlardan13 ögrenür İblįs
Şimdi telbįs birle yalanı
9 Didiler hįzden vefā gelmez
……….. gürūh-ı insānı
10 Yüzlerin görmemek saǾādetdür
Hele ben şöyle itdüm izǾānı
11 Ey göñül pend işit Ǿinād itme
Ķaĥbe vü ĥįze iǾtimād itme
III14

1 Mihrüñi eyleseñ eger iżhār
Yanlarında olursun15 itden ħˇār

7
“pend” M’de “say” şeklindedir.
8
T’de “ Her ne gelse gelür sana senden” şeklindedir.
9
T’de “yād itdü diyü ād itme” şeklindedir.
10 M84b, T3b.
11
T’de “alma yanuña śaķın oġlanı” şeklindedir.
12
“idüp” T’de “ider” şeklindedir.
13
“bunlardan” T’de “bunlar” şeklindedir.
14 M85a, T4a.
-120- Gönül DELİCE, Pend-Nâme-i Askerî
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:2, Issue: 3, Summer 2016, (113-128)
Doi Number: 10.20322/lt.91723
2 Yār żann eyleyüp göñül virsen
Üstüñe ol senün olur bir bār16
3 Sözüne şol ķadar Ǿinād eyler
Kendüsinden ider seni17 bį-zār
4 Śaķın aldanma kim ħilāf eyler18
VaǾde-i vaślın eylese iķrār
5 ǾĀşıķ u śādıķ olana bunlar
Ayda bir kerre gösterür dįdār19
6 Şāh-rāh-ı maĥabbet içre bular20
Oldı ferzįn miŝāl-i kec-reftār
7 Sįm-berler olur zere māǿil
Getür ortaya sen daħı neñ var
8 Ger ġıdāsın hemįşe ķand itseñ
Neñ yedüm diyü cüst ider inkār
9 Az olur bunlar içre ehl-i ĥayā
Ekŝerį bunlaruñ olur bį-Ǿār
10 Ben Ħudā-y-ıla böyle21 Ǿahd itdüm
Bunlara māǿil olmayam Cebbār
11 Ey göñül pend işit Ǿinād itme
Ķaĥbe vü ĥįze iǾtimād itme
IV22

1 Kendüsin bir güzel śanur23 mümtāz
Saña ĥadden ziyāde eyler nāz
2 Mihrüñi gördi çün ziyāde senüñ
Cevrini çoġ ider vefāsını az
3 Meskenet birle sen niyāz itseñ
Saña ādem dimez ider iġmāz
4 Seni ney gibi eyledüp24 nālān
Olur ehl-i hevā ile dem-sāz
5 Nerede isteseñ şikār olunur25

15
“olursun” T’de “olur” şeklindedir.
16
M’de mısra eksik.
17
“ider seni” T’de “seni ider” şeklindedir.
18
“eyler” T’de “ider” şeklindedir.
19
T’de bu mısraın yerine “Oldı ferzįn miŝāl-i kec-reftār” mısraı vardır.
20
T’de bu mısra yoktur.
21
“böyle” T’de “şöyle” şeklindedir.
22
M85b, T4a.
23
“śanur” T’de “śanup” şeklindedir.
24
“eyledüp” M’de “eyleyüp” şeklindedir.
Gönül DELİCE, Pend-Nâme-i Askerî -121-
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:2, Issue: 3, Summer 2016, (113-128)
Doi Number: 10.20322/lt.91723
Günde biñ gūşede ider pervāz
6 ǾĀr nāmus terk idüp26 nā-çār
İlden Ǿārlanmayup olur cān-bāz
7 Vaślına ŧālib iken her muġlem27
Geçinür28 kendi muġlem ü zen-bāz
8 Saña şāhinlenür şikār olmaz
Śayd ider bir gögercine ķuş-bāz
9 Cįfeye zāġlar olur29 ŧālib
Lāşeye meyl ider mi hiç şeh-bāz
10 Gūş ķıl var ise eger Ǿaķluñ
Levĥ-i dilde sözümi30 ĥille-bāz
11 Ey göñül pend işid Ǿinād itme
Ķaĥbe vü ĥįze iǾtimād itme
V31

1 Ħūblar oldılar iñen nā-pāk
Meyl ider mi bulara Ǿāşıķ-ı pāk
2 Perde-i Ǿiśmetini her bir dūn
Dest-i ālāyişile eyler çāk
3 Gece gündüz sürer śafālarını
Ehrimenlerle bir bölük itrāk
4 Söyleşür müddeǾįler ile varup
Şād iken ħāŧıruñ ider ġam-nāk
5 Bunlar ehl-i hevāya meyl eyler
Fi’l-meŝel32 yollarında olsañ ħāk
6 İtme diyü naśįĥat itseñ eger
Ķaśd ider tā ki seni ide helāk
7 Kimse bilmez bunı ne ĥikmetdür
Saña sem gösterür eyler33 tiryāk
8 Yoķ durur gerçi hiç birinde34 vefā
Ķatı hercāyįdür velį dellāk

25 “olunur” T’de “olur” şeklindedir.
26
T’de “Ǿār u nāmusı terk ider” şeklindedir.
27
T’de “vaslınuñ ŧalibi iken muġlem” şeklindedir.
28 “geçinür” M’de “geçmez” şeklindedir.
29
“olur” T’de “olup” şeklindedir.
30
T’de “sözümü” kelimesi başta yazılmıştır.
31
M85b, T4b.
32
T’de “fi’l-meŝel ger yolında” şeklindedir.
33
“eyler” T’de “aña” şeklindedir.
34
T’de “hiç birinde gerçi vefā” şeklindedir.
-122- Gönül DELİCE, Pend-Nâme-i Askerî
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:2, Issue: 3, Summer 2016, (113-128)
Doi Number: 10.20322/lt.91723
9 Merĥamet ķılmaz Ǿāşıķa bunlar
Devr idelden berü ŧoķuz eflāk
10 Sözümi itme redd ķabūl eyle
Varise sende źerrece idrāk
11 Ey göñül pend işid Ǿinād itme
Ķaĥbe vü ĥįze iǾtimād itme
VI35
1 Ŧoldı hercāyilerle çün āfāķ
Nice rencįde olmasun Ǿuşşāķ
2 Ĥaźer it virme sāde-rūya göñül
Fi’l-meŝel ger olursa ĥüsnile ŧāķ
3 ǾĀşıķ u śādıķa bular baķmaz
Yanlarında muǾazzez ehl-i nifāķ
4 Gelse yanına bir ġulām-pāre
Seni ķor aña geçinür müştāķ
5 Gāh şįveyle śāǾidin śıġayup
ǾArż ider ġāhį aña sįmįn-sāķ
6 İtme diseñ ezā niçün fi’l-ĥāl
Nisbetüñe varur odasına çāk
7 Pāk-dāmen śunar saña kendin
Lįk tenhāda dökdürür şāķ şāķ
8 Olsa bir meclis içre ger ikisi
Çeker elbette birbirine bıçaķ
9 Ķurtılur faķr ile felāketden
Kim ki bunlardan olur ise ıraķ
10 Geç bularuñla Ǿayş u Ǿişretden
Nefse uyup Ħudāya olmaġıl Ǿāķ
11 Ey göñül pend işid Ǿinād itme
Ķaĥbe vü ĥįze iǾtimād itme
VII36

1 Sāde-rūlar olursa nesl-i melek
Çekme żāyiǾ olur anuñ’çün emek
2 ŚanǾat u pįşe bunlara şeb u rūz
Aldayup Ǿāşıķın hemįşe yemek
3 Nān degül belki cān yedirseñ37 eger38

35 M86a, T’de yoktur.
36 M86b, T6b.
Gönül DELİCE, Pend-Nâme-i Askerî -123-
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:2, Issue: 3, Summer 2016, (113-128)
Doi Number: 10.20322/lt.91723
Gözlemez hiç birisi ĥaķķ-ı nemek
4 Şol ķadar ĥüsne ġarrādur bunlar
Ki dimezler felege şimdi kelek
5 Şimdi bunlardan ögrenür şikeste39
Bį-vefālıķ yolını belki40 felek
6 Baña śor tecrįm çoġ olmışdur
Ķalbi farķ eylemez meger ki mehek
7 Ķanda giderler ise ķaçsa miŝāl
Śalınur yanlarınca bile meǾek
8 Terk iderler41 yolına mā-meleki
Girse bir tek eline ger beli pek
9 Sen gerek degerüñ ķabūl eyle
Hele baña düşen budur ki dimek
10 Ey göñül pend işit Ǿinād itme
Ķaĥbe vü ĥįze iǾtimād itme
VIII42

1 Śıdķla sevse ger bir ehl-i kemāl
Aña mekr ü füsūnla ider āl
2 Yüz-be-yüz Ǿārı terk idüp dirler43
MaǾrifet n’eyleriz gerek bize māl
3 Sen anı iller üzre dutar iken
Ol senüñ Ǿarżuñı ider pā-māl44
4 Saña gelse yüzi gözi gülmez
Olur aġyārını göricek ħoş-ĥāl
5 Oŧasından erezlıķ çıķmaz
Saña gelmek yanında emr-i muĥāl
6 Śakınursın sen anı cāndan pek
Gördi ķuçmaz sen eyleyüp ihmāl
7 Saña geldügi vaķtde Ǿārifseñ
Śal koluñ boynına vü būsesin al
8 Ĥįzdür yüz bulur ĥicābı45 gider

37 “yedirseñ” T’de “verirseñ” şeklindedir.
38
“eger” T’de “inan” şeklindedir.
39
“şikeste” T’de “tahkik” şeklindedir.
40
“belki” T’de “şimdi” şeklindedir.
41
“iderler” T’de “idersen” şeklindedir.
42 M86b, T7a.
43
“dirler” T’de “didiler” şeklindedir.
44
Bu mısraı “Olur aġyārını göricek hoş-ħāl” T’de şeklindedir.
45
“ĥicābı” M’de “ĥicāb” şeklindedir.
-124- Gönül DELİCE, Pend-Nâme-i Askerî
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:2, Issue: 3, Summer 2016, (113-128)
Doi Number: 10.20322/lt.91723
Gözin açdırma ħidmet it fi’l-ĥāl
9 Śūretā gerçi kim yalıñ yüzlüler 46
MaǾnāda her birisi bed-efāl
10 Ey göñül pend işit Ǿinād itme
Ķaĥbe vü ĥįze iǾtimād itme
IX
1 Başına üşdi bir nice evbāş
Adını ķoyuben senüñ Ǿayyāş
2 Rūz u şeb anlar gele Ǿişretde
Źikr ü fikrüñ hemįşe gözile ķaş
3 Nuŧķuña her biri olup teslįm
Her ne söz söyleseñ ider sābāş
4 Mey ü maĥbūb olunca ħāneñde
Her biri saña47 cān ile sırdaş
5 Ķalmadı çün yañuñda sįm ü zerüñ
Gördiler seni müflis ü ķallaş
6 Cümle meclisde Ǿaybuñı söyler
Ķanı ol saña yār olan yoldaş
7 Şöyle yüz dönderür ķaçar senden
Ķomadı śanki hiçbir yere baş
8 Çevirüp her birisi senden yüz
Seni her yerde ġıybet eyler fāş
9 Ķahbe vü ĥįze aķçe pul yitmez
Sįm ü zer olsa yeryüzündeki ŧaş
10 Başuma geldi cümle48 ben gördüm
Söz güherdür śaķın śıma ķardaş
11 Ey göñül pend işit Ǿinād itme
Ķaĥbe vü ĥįze iǾtimād itme
X49

1 Ħāne-i ķalbüñi idince ħarāb
Virür aġrāzla sözüñe cevāb
2 Ālile aldı50 göñlüñi senden
Cānuña başlar eylemege Ǿaźāb

46
Bu mısra “śūretā hūb yüzlü gerçi” T’de şeklindedir.
47 “saña cān ile” T’de “cānla saña” şeklindedir.
48 “cümle ben gördüm” T’de “ben cümle gördüm” şeklindedir.
49 M87b, T4b.
50 T’de “alla aldı çün gönül senden” şeklindedir.
Gönül DELİCE, Pend-Nâme-i Askerî -125-
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:2, Issue: 3, Summer 2016, (113-128)
Doi Number: 10.20322/lt.91723
3 Geh ķaķır geh söger eyler nāz
Söylemek ķaśd iderseñ eyler Ǿiķāb
4 Sen hevā āteşiyle yanmaķda
Meyl ider her denįye ol çün āb
5 Rūz u şeb cemǾ olup erez ile
Nūş ider gūşe gūşe cām-ı şarāb
6 Śaçınuñ śaġışından artuķdur
Eylesen51 s.k.l.d.g.ñi ĥisāb
7 Bu ķadar Ǿayb ile ol mefǾūli52
FāǾiline geçinür ehl-i ĥicāb
8 Cümle ālāyiş ile ālūde
Pāk-dāmānı bunlaruñ kem-yāb
9 Pāk-bāz ol hümā-şikār eyle
İtme murdāra meyl olma kelāb
10 Ey göñül pend işid Ǿinād itme
Kāĥbe vü ĥįze iǾtimād itme
XI53
1 Çekmeyem diriseñ eger źıllet
Gördügüñ ħūba eyleme raġbet
2 Ki getürmez ĥazer ķıl oġlana
Ķılma ĥadden ziyāde sen ĥürmet
3 Müşterį çoġ ola diyü her gün
Kend’özin zeyn ider śatar şöhret
4 Ħāneñe gelmek eylerse iķrār
VaǾdesine bulur niçe Ǿillet
5 Bir iki gün senüñle cemǾ olsa
Getürür başuña senüñ nekbet
6 Naķd-i cānı yolunda ħarc itseñ
ǾĀşıķa eylemez velį şefķāt
7 Raĥm idüp her erezile müşfiķ
Bulduġı muġlime ider Ǿizzet
8 Pāk-dāmāna yoķ sözüm aśla
Ĥįz-i nā-pāke günde biñ laǾnet
9 Senin aķçeñ puluñ yiyüp her dem
Vaślını ġayrıya ider himmet

51 M ve T’de “ger” kelimesi var.
52 “mefǾūli” T’de “mefǾūl” şeklindedir.
53 M87b, T’de yoktur.
-126- Gönül DELİCE, Pend-Nâme-i Askerî
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:2, Issue: 3, Summer 2016, (113-128)
Doi Number: 10.20322/lt.91723
10 Ey göñül pend işit Ǿinād itme
Ķaĥbe vü ĥįze iǾtimād itme
XII54

1 Ħūblar olmaz Ǿāķıbet-endįş
Rūz u şeb Ǿaşķına çekmegil teşvįş
2 Nūş ider şehd-i laǾlini her dūn
Zehr-i ķahr ile saña śunar nįş
3 Kendüyi on iki yaşında śanur
Pest ü penç55 idüben getürmiş rįş
4 Dadın almış s.k.şmegin bunlar
Didiler birbirine budur iş
5 CemǾ olup rūz u şeb āvānile
Göz göre evde iderler56 s.k.ş
6 Tįrşesine virürken āşık cān
Geçer el śofrasına đarb-ı çiriş
7 ǾArż iderler bu halka Ǿārıż u ķad
Lįk đarb-ı t.ş.kla g.tleri şiş
8 Ŧaşradır yetmiş iki milletden
Bunlar İblįs iledir hem kįş
9 Şerĥ olunmaz ķabāĥati bularuñ
Sözüñi eyle57 muĥtaśar dervįş
10 Ey göñül pend işit Ǿinād itme
Ķaĥbe vü ĥįze iǾtimād itme
XIII58

1 Ħūblar śalup elden inśāfı
ǾĀşıķa oldılar ķatı cāfį
2 ǾĀşıķa ķahr idüp cefālar ider
Bizligin ħās u Ǿāma elŧāfı59
3 Meyl ķılmaz bular ne ĥikmetdür
Śu gibi ķalbi olana śāfį
4 Saña gelmege Ǿādd ider ilden
Seyr ider her denįyle eŧrāfı
5 Aldanup vaǾdesine bun düşme

54 M88a, T7a.
55 T’de “pest ü pençe idüp” şeklindedir.
56 T’de “Körligüñe iderler evde” şeklindedir.
57 “sözüñi eyle” T’de “sözi ķıl eyle” şeklindedir.
58 M88a, T6b.
59 “elŧāfı” T’de “iĥsānı” şeklindedir.
Gönül DELİCE, Pend-Nâme-i Askerî -127-
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:2, Issue: 3, Summer 2016, (113-128)
Doi Number: 10.20322/lt.91723
Çoġ olur bunlaruñ śaķın lāfı
6 Ĥaķ bilür ķahbeden çoġ artuķdur
Bį-vefālıķda şehrüñ eclāfı
7 Heves ider s.k.şmege bunlar
Ebesi60 kesdügi gibi nāfı
8 Görmedük61 didiler vefādan eŝer
Seyr idenler bu cümle eknāfı62
9 Bulmadum hiç birinde ben de vefā63
Aradum bir bir cümle eśnāfı64
10 Ne diyem kim işitmemiş olasın
Dānişüñ varsa bu ķadar kāfi
11 Ey göñül pend işit Ǿinād itme
Ķaĥbe vü ĥįze iǾtimād itme
XIV65

1 ǾAskerįnüñ budur saña pendi
Ħūb-rūlarla itme peyvendi
2 İlden işütdügi degül yalıñuz
Başına geldi çekdi hep kendi
3 Ĥįzlerden ĥaźer gerek muĥkem
ǾĀşıķa çoķ66 geçer bulur bendi
4 Düşürür vādį-i cünūna bular
ǾĀklın alup niçe ħıred-mendi
5 Ķavlinüñ yoķ ķarārı vaǾde ħilāf
Hep yalandur inanma sevgendi
6 İtmiş atası anasın bį-zār67
Her birine bir zamāna ferzendi
7 Yanlarında Ǿazįz olur bularuñ68
Şehrüñ evbaşı rind ü …
8 Bed-āśıldan vefā gelür śanma69
Didi maħmūre şāha meymendi

60 “ebesi” T’de “anası” şeklindedir.
61 “Görmedük” T’de “Görmedüm” şeklindedir.
62
“eknafı” T’de “esnafı” şeklindedir.
63 Bu beyit T’nin 5. beyti olmuştur.
64
“esnafı” T’de “eknafı” şeklindedir.
65 M88b, T7b.
66
“çok” T’de “çün” şeklindedir.
67 M’de “Eylemiş atasın anasın āzār” şeklindedir.
68 Bu beyit M’de yoktur.
69 Bu beyit M’de yoktur.
-128- Gönül DELİCE, Pend-Nâme-i Askerî
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:2, Issue: 3, Summer 2016, (113-128)
Doi Number: 10.20322/lt.91723
9 Niçe niçe ķabāĥatin bularuñ70
Yazdı Źātį vü Keştį vü Ķandį
10 Gelecekler daħı neler diyeler71
Bunlaruñ ĥaķķına neler dendi
11 Ey göñül pend işit Ǿinād itme72
Ķaĥbe vü ĥįze iǾtimād itme
SONUÇ
İnsanları iyiye, doğruya, güzele sevk eden her şey, pendname olarak adlandırılabilir. Askerî’nin de pendnamesinde
halkı güzel ve doğru olana yönlendirme çabasında olduğu görülmektedir. Eşcinsellik konusunu ele
alan şair, eşcinselliğin doğru olmadığı, bu yolda gidenlerin yanlış yaptığı ve bu yoldan dönülmesi gerektiği gibi
hususlar üzerinde durmuştur. Sözünü etkili kılmak için çarpıcı örnekler vermekten kaçınmamış, yer yer
müstehcenliğe varan sözler sarf etmiştir. Eserin geneline batığımızda müstehcenliğin çokça tercih edilmediği
görülmektedir.
Eser, Osmanlı döneminde her ne kadar görmezden gelinmiş olsa da eşcinselliğin var olduğunu ve edebî
metinlere yansıdığını; fakat bu eğilimlerin toplumun hoş göreceği bir seviyeye çıkmadığını ve de eleştirildiğini
göstermesi bakımından önemlidir.
Kaynakça
EKİNCİ, Ramazan, (2012). “16. Asırda Yazılmış Mensur Bir Nasihat-name Abdulkerim Bin Mehmed’in Nesâyihü’lEbrar’ı”.
Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish
or Turkic 7 (2): 423-441.
GÜVEN, A. Zeki (2009).“Edirneli Nazmi’nin Pendnamesinde Eğitim ve Ahlak Anlayışı”. International Periodical
Forthe Languages, Literature and History of Turkish or Turkic 4 (5) 2009: 182-197.
KAPLAN, Mahmut (2008). Hayriyye-i Nabi. Ankara: AKM Yay.
KAPLAN, Yunus (2014). “Askerî, Mehmed”.
http://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/index.php?sayfa=detay&detay=1478 [erişim tarihi: 19.04.2016].
KILIÇ, Filiz (2010). Âşık Çelebi, Meşâ’irü’ş-Şu’arâ-İnceleme-Metin. C.2.İstanbul: İstanbul Araştırmaları Enstitüsü
Yay.
KUTLU, Mustafa (1990). “Pend-nameler”.Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. C.7.İstanbul: Dergâh Yay.,241-242.
KUTLUK, İbrahim (1989). Kınalı-zade Hasan Çelebi Tezkiretü’ş-Şuarâ. C. II. Ankara: AKM Yay.
PALA, İskender (2002). “Nasihatname”. İslâm Ansiklopedisi. C. 32. İstanbul: TDV Yay. İstanbul: 409-410.

70 Bu beyit M’de yoktur.
71 Bu beyit M’de yoktur.
72 Bu beyit M’de yoktur.

Konular