İran ve Türkistan’da İngiliz-Rus Mücadelesi (1856–1869)

SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Aralık 2009, Sayı:20, ss.53-68.
İran ve Türkistan’da İngiliz-Rus Mücadelesi (1856–1869)
Yılmaz KARADENİZ*
ÖZET
İran ve Türkistan coğrafyası ondokuzuncu asrın son yarısında İngiltere ve Rusya’nın
nüfuz mücadelesi sahasına dönüşmüştür. Kırım Savaşında Rusya’nın yenilmesi ve İran’ın aynı
tarihte Herat’ı muhasara etmesi bu mücadeleyi hızlandırmıştır. Rusya, bu mücadelede
İngiltere’yi doğrudan karşısına almamıştır. İngiltere ise hem Rusya’nın Kırım’da yenilmesi ve
hem de topraklarını güneyde işgal ettiği İran’ın Herat’tan çekilmesiyle rahatlamıştır. Bu
rahatlama fazla uzun sürmemiş, Rusya’nın Türkistan ve İran’da işgallere başlamasıyla
bozulmuştur. Türkistan’daki Rus işgallerinin Hindistan’a yakın olması İngiltere’nin endişelerini
arttırmıştır.
Anahtar Kelimeler: Türkistan, İran, Herat, Kırım, İngiltere, Rusya, Gortchakov, Rawlinson,
Afganistan
England and Russian Conflicts over Persian and Turkhestan (1856–1869)
ABSTRACT
In nineteenth century, Iran and Turkhestan had become an area of population struggle
of England and Russia. Being defeeted of Russia in the Crimea war in 1856, surrounding Herat
of Iran had accelerated the struggle. Russia hadn’t apposed to England directly on the other
side England had become more comfortable with not only being defeated of Iran in the
Crimea but also occupying Iran from the South side which forced Iran to come back from
Herat. Later, these two states had attempted to political and economical rival in Iran and
Turkhestan.
Key Word: Turkhestan, England, Iran, Herat, Crimea, Russia, Gortchakov, Rawlinson,
Afghanıstan
Giriş
XVI. asrın ikinci yarısında Safevi Devleti’nin siyasî, iktisadî ve askeri (position
strategigue) olarak zayıflaması ve bölgede etkili bir güç olmaktan çıkması, İngiltere ve
Rusya’nın İran, Kafkasya ve Türkistan üzerindeki rekabetini arttırmıştır. İngiltere, bu
coğrafyanın tamamıyla Rus nüfuzuna girmesini engellemek için bütün imkânlarını
kullanmıştır. Kendi menfaatleri uğruna ikili oynama esası üzerine kurulu siyasetini
devreye sokarak ekonomik, siyasi ve askeri açıdan zayıflamış olan Osmanlı Devleti ve
İran’ın toprakları üzerinde hesaplar yapmaya başlamıştır. Bu coğrafyanın
sömürgeleştirilmesi için girişilen harekette merkez rolünü üstlenmiştir. Aynı amacın
peşinde olan Rusya ve Fransa’yı kendi siyaset çemberi içinde döndürmek suretiyle

* Muş Alparslan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Eğitimi ABD yilmazkaradeniz44@hotmail.com
54 İran ve Türkistan’da İngiliz-Rus Mücadelesi (1856–1869)
oyalamış ve etkisiz hale getirmiştir. İngiltere, daha 1563’te tüccar kisvesiyle
Moskova’da faaliyette bulunan Anthony Jenkinson’u İran’a göndermiş, siyasi ve
ekonomik imtiyazlar almak istemiştir. Kraliçe Elizabet’in İngiliz tüccarlarına imtiyaz
verilmesini içeren mektubu Şah Tahmasb’a sunulmuştur.1 Şah Abbas döneminde
(1587–1629) siyasi girişimlerin arttırılması ve 1598’de Shirley başkanlığında başka bir
heyetin İran’a gönderilmesi de aynı hedefler doğrultusunda olmuştur.2

Rusya, İngiltere’nin siyasi manevralarına sessiz kalmayarak doğu ve güney
yönünde yayılmak istemiştir. Bir yandan Türkistan güzergâhından Çin, Afganistan ve
Hindistan’a ulaşmak isterken diğer yandan Gürcistan ve Dağıstan üzerinden İstanbul
Boğazı ve Basra Körfezi’ne ulaşmayı hedeflemiştir. Rusya, bu hedeflerinde iktisadi,
siyasi ve beşeri olmak üzere başlıca üç yolu denemiştir. Ticari olarak İngiltere’nin
doğuda elinde tuttuğu pazarlara girmek, siyasi olarak güneydeki denizlere inmek ve
beşeri olarak da Türkistan’da etnik ve dini yayılmayı tamamlamak istemiştir. Ancak bu
siyasetinde karşısında sürekli İngiltere’yi bulmuştur.3

İngiltere, hem Hindistan güzergâhının emniyeti ve hem de Rusya’nın güneye
sarkmasını önlemek için 1600’de “Doğu Hind Kumpanyası (Company of Merchants of London
trading into the East Indies)” şirketini kurmuştur.4 Şirketin kurulmasından sonra İngiliz
tüccar ve görevliler Basra Körfezi’ne gönderilmek suretiyle Portekiz, Hollanda ve
Fransız tüccarların bölgeyi terk etmeleri sağlanmıştır. 1617’de bir heyet ile İran’a gelen
Connock ve İran ordusunda görev alan Robert Shirley, İngiliz nüfuzunun artması için
çalışmışlardır. Bu siyasi girişimleri askeri işgaller takip etmiş, 1622’de Hürmüz Boğazı
İngiliz donanması tarafından işgal edilmiştir.5
1652’de Hollandalılar ile İngilizler
arasında meydana gelen savaş, Hollandalı tüccar ve askerlerin bölgeyi terk etmesiyle
neticelenmiştir. 1665’te Colbert başkanlığında İran’a gelen Fransız heyeti, İngiltere’nin
müdahelesi yüzünden bir netice almadan geri dönmek zorunda kalmıştır.
6
Bundan
sonra İngiltere’nin karşısında Rusya rakip olarak kalmıştır. İngitere, Fransa tehlikesini
bertaraf ettikten sonra Hindistan güzergâhındaki İran, Afganistan ve Türkistan
toprakları üzerinde Rusya ile olan mücadeleyi hızlandırmıştır.7

İran’ın Afgan işgaline uğraması (1722–1736) ile meydana gelen iç karışıklık ve
taht mücadeleleri, İngiltere’nin işine yaramış, bu süre içerisinde bölgede ciddi bir
mukavemet ile karşılaşmamıştır.
8
1736’da Afganlıların İran’dan atılmasından sonra
tahta geçen Nadir Şah’ın, Afganistan ve Hindistan’da başlattığı fütuhat ve Hindistan’ın
fethi, İngiltere’nin bölgedeki siyasetine bir darbe vurmuştur. İran’ın Afgan istilasına

1 İngiltere, bu dönemde Basra Körfezi, Harg Adası ve Rig Adası’ında devam eden Portekiz ve Hollanda
ticari egemenliğini kırmak istiyordu. Bkz. John Malcom, Tarih-i İran (terc. Mirza İsmail Hayret), Tahran
1362, s. 271
2 Abdurrıza Huşeng Mehdevi, Tarih-i Revabıt-ı Harici-i İran, Tahran 1379, s. 39–40; Percy Sykes, Tarih-i İran
(terc. Muhammed Taki Fahrdai Gilani), Tahran 1330, s. 252
3 Pıo-Carlo Terenzıo, Rekabetha-yı Rus ve İngiliz Der İran ve Afganistan (terc. Abbas Azerin), Tahran 1363, s.
25
4 Ahmed Eşref, Mevani-i Tarihi Rüşd-ü Sermayedari Der İran: Devre-i Kacariye, Tahran 1359, s. 54 5 P. Sykes, a. g. e, s. 273–274
6 P. Sykes, a. g. e, s. 277; Pıo-C. Terenzıo, a. g. e, s. 20 7 Laurance Lockhart, İnkıraz-ı Silsile-i Safevi (terc. Mustafa Kuli İmad), Tahran 1368, s. 205 8 J. Malcom, a. g. e, s. 325
Yılmaz KARADENİZ 55
uğraması sırasında İran toprakları içerisinde bulunan Derbend,9
Dağıstan ve Şirvan’ı
işgal eden Rusya, Hindistan ve Afganistan’daki İran fetihlerinin İngiltere aleyhinde
gelişmesine sevinmiştir.10 Ancak 1800’den itibaren Napolyon’un Avrupa’da bir güç
olarak ortaya çıkması dengelerin değişmesini sağlamıştır. Bu tarihten sonra İngiltere ve
Rusya, sömürgecilik siyasetlerinde değişikliğe gitmek zorunda kalmışlardır.11
Napolyon, İran’ı siyasi ve askeri olarak kendi tarafına çekmek ve Hindistan
güzergâhında İngiltere ile etkili mücadele etmek için 1800’de Feth Ali Şah ile
diplomatik girişimleri başlatmış, İran’a gönderdiği Olivier vasıtasıyla müttefiklik
teklifinde bulunmuştur. Fransa’nın bu girişimi İngiltere tarafından gözden
kaçırılmamış, 1801’de Hindistan hükümetinde görevli John Malcom’u İran’a
göndererek Fransa’nın girişimlerini engellemek istemiştir. Feth Ali Şah, her ne kadar
Fransa ile görüşmeleri başlatmışsa da İngiltere’yi de kafasında bitirmemiş ve teklifleri
yabana atmamıştır.12
Napolyon, 1806’da başlayan Fransa-Rusya savaşı sırasında İran’ın Gürcistan’ı
ilhak etmesini teşvik ederek durumdan faydalanmak istemiştir. Bir yandan da İran ile
görüşmeleri devam ettirerek şahın İngiltere ile ittifaka sıcak bakmasını engellemeye
çalışmıştır.
13 Neticede Hindistan’a askeri sefer düzenlemeyi esas alan İran-Fransa
Anlaşması 1807’de Finkenstein’da imzalanmıştır. Anlaşmadan sonra Fransız General
Gardanne’yi İran’a gönderen Napolyon, İngiltere’nin İran’daki menfaatlerine darbe
vurmayı ve Hindistan’a ulaşmayı amaçlamıştır. Napolyon, İran ile olan siyasetinde
hasımı gibi sabırlı ve tecrübeli davranmamış, anlaşmanın mürekkebi kurumadan aynı
yıl Rus çarı ile Tilsit’te İran ve Osmanlı Devleti topraklarının paylaşılmasını içeren
anlaşmayı imzalamıştır.
14
Tilsit Anlaşmasının ortaya çıkması üzerine endişeye kapılan İngiltere, Malcom
idaresinde Basra Körfezine savaş donanması göndererek İran’a gözdağı vermiştir.
Bununla yetinmeyerek 1809’da Harford Jones’i İran’a göndermiş ve İngiliz subayların
İran ordusunda görev almalarını sağlamıştır.
15 Böylece Fransa’nın İran üzerinden olası
Hindistan seferi engellendiği gibi kuzeyden gelebilecek Rus yayılmasına karşı tedbir
alınmıştır. Jones’in gayretleriyle 1809’da İran ile İngiltere arasında imzalanan anlaşma
bütün bunları resmileştirmiştir.16 1810’da Monteith ve Lindsay gibi İngiliz subayları

9 Küçük Çelebizade İsmail Asım, Tarih, İstanbul 1282, s. 20 10 Jones Hanway, Hücum-u Afgan ve Zeval-ı Devlet-i Safevi (terc. İsmail Devletşahi, Tahran 1367, s. 291; J.
Malcom, a. g. e, s. 355; Bekir Kütükoğlu, Osmanlı-İran Siyasi Münasebetleri (1578–1590), İstanbul 1962, s. 27 11 Said Nefisi, Tarih-i İçtimai ve Siyasi-i İran Der Devre-i Muasır I, Tahran 1376, s. 145 12 İngiliz görevli John Malcom, İran’daki görüşmelerinde Hacı İbrahim Han’ı elde etmeye ve İngiliz
amaçlarına uygun hareket ettirmeye çalışmıştır. Fakat Hacı Halil Han’ın İngilizlere daha yakın olmasıyla
İbrahim Han’ı gözden düşürmüştür. Bu şekilde yerli idarecilerin elde edilmesi ve bunların İngiliz
menfaatleri için yarışması, devletin siyasi manevra alanını daraltarak yabancı nüfuzuna açık hale getirmiştir.
Bkz. P. Sykes, a.g.e, s. 439–440 13 John Malcom, Feth Ali Şah’ı İngiltere ile müttefik yapmaya çalışıyordu. Bunu sağlamak için askeri
yardım adı altında bol miktarda vaadlerde bulunuyordu. Bkz. P. C. Terenzıo, a.g. e, s. 21 14 Ali Ekber Bina, Tarih-i Siyasi ve Diplomasi-i İran, Tahran 1337, s. 116; Said Nefisi, Tarih-i İçtimai ve Siyasi-i
İran Der Devre-i Muasır I, Tahran 1376, s. 145; P. Sykes, a. g. e, s. 441 15 Seyid Taki Nasır, İran Der Berhured-i Ba İstimârgiran, Tahran 1363, s. 192; P. Sykes, a.g e, s. 445. Ayrıca
bkz. Harford Jones, Aherin Ruzha-yı Lütf Ali HanZend (terc. Hama Natık), Tahran 1352 16 Nasır Necemi, İran Dermeyan-ı Tufan ya Şerh-i Zendegani-i Abbas Mirza, Tahran 1336, s. 163
56 İran ve Türkistan’da İngiliz-Rus Mücadelesi (1856–1869)
İran’a getiren Malcom, bunların İran-Rus savaşlarında yer almalarını sağlamıştır.
17
1811’de İran’a gönderilen Gore Ouseley ise 1814 tarihli İran-İngiltere Anlaşmasını
sağlayarak Hindistan ve Afganistan yönündeki tehlikeye bertaraf etmiştir.18 İngiltere,
bu anlaşma ile İran’dan aldığı tavizlere karşılık, verdiği taahhütlerin hiçbirini yerine
getirmemiş, ikiyüzlü bir siyasetle oyalamaya çalışmıştır. Anlaşma ile İran’a vaad ettiği
200.000 tümeni ödemediği gibi İran ile Afganistan arasındaki savaşta tarafsız kalacağını
söylemesi de pratikte gerçekleşmemiştir.19
İran’ın dış müdahelelere maruz kaldığı bu dönemde maliyede çalışmış olan
Amerikalı Morgan Shuster, “iki güçlü devletten İngiltere ve Rusya, kendi hayatlarının devamını
İran halkına zulmetmeye ve onların hayatî kaynaklarını sömürmeye bağlamışlardı” demekten
kendini alamamıştır.
20 İki devlet aynı siyaseti Kafkasya ve Türkistan için de uygulayarak
kıyasıya bir mücadeleye girmişlerdir. Kırım Savaşı sonrası imzalanan Paris Anlaşması
ile Balkanlar ve Anadolu’ya doğru olan Rus yayılmacılığını engelleyen İngiltere, İran ve
Afganistan yönünde rahat hareket etmiştir. Rusya, ise Kırım Savaşı ile kaybettiklerini
Türkistan’da telafi etmeye çalışmıştır.21 Bu çalışmamızda, Kaçar idaresinin İngiltere ve
Rusya müdahalesine açık hale geldiği bir dönemde menfaat bölgeleri üzerinde çarpışan
iki devletin İran ve Türkistan’da izledikleri siyaseti vemeye çalışacağız.
İran ve Türkistan’da İngiliz-Rus Mücadelesi (1856–1869)
İran ve Türkistan coğrafyasının XIX. asrın ikinci yarısından itibaren yoğun olarak
İngiltere ve Rusya’nın rekabetlerine sahne olması, her iki devletin menfaat bölgelerini
paylaşma mücadelelerinden ileri gelmekteydi. Zira İran, Osmanlı, Kafkasya ve
Türkistan toprakları Rusya’nın yayılmak istediği alanları oluşturmaktaydı. İngiltere ise
Rusya’nın bu bölgelere taşacağı ve menfaatlerine halel getireceği korkusuyla yeni nüfuz
bölgeleri kurma amacı taşıyordu. Ayrıca I. Petro’nun vasiyetindeki hedefleri de
unutmuyordu.22 Görüldüğü gibi İngiltere ve Rusya’nın hedefleri aynı istikamette İran
ve Türkistan’da müstemlekecilik ve buna dayalı nüfuz mücadelesi halinde olmuştur.
İran, Rusların sıcak denizlere inme siyasetinde Hindistan güzergâhında bulunduğu için
işgal ve sömürüye maruz kalmış,
23 Türkistan ise Rusya’nın yayılarak İngiliz
menfaatlerine yaklaşmak istediği bir alan olmuştur. Bu iki sömürgeci devletin İran ve

17 Robert Grant Watson, Tarih-i İran Der Devre-i Kacariye (terc. Vahid Mazenderani), Tahran 1354, s. 161.
Lindsay, İran-Rus savaşlarında İran askerlerinin başına komutan olarak geçmiştir. Bkz. Mahmud
Mahmud, Tarih-i Revabıt-ı Siyasi-i İran ve İngiliz I, Tahran 1328, s. 134 18 Ebul Kasım Tahiri, Tarih-i Revabıt-ı Bazargani ve Siyasi-i İran ve İngiliz II, Tahran 1356, s. 7; P. Sykes, a.g .e.,
s. 448
19 Abdurrezzak Meftun Dınbıli, Muasır-ı Sultaniye (tash. Hüseyin Sadri Afşar), Tahran 1351, s. 326 20 Morgan Shuster, Mission in İran and The Persian Constitutional Revolution, Miniapolice 1974, s. 8; Seyyid
Taki Nasır, İran Der Berhûred-i Ba İsti’margirân, Tahran 1363, s. 293–294 21 Akdes Nimet Kurat, Rusya Tarihi, Ankara 1987, s. 346–349 22 Said Nefisi, Tarih-i İçtimaî ve Siyasî-yi İran Der Devre-i Muasır I, Tehran 1376, s. 264. I. Petro, Rusya’nın
kendisinden sonra komşuları üzerinde siyaset uygularken stratejik ve hassas bölgelere dikkat etmesini
söyledikten sonra Hindistan’ın anahtarı olarak Türkistan’ı göstermiştir. Kırgızistan, Buhara ve Hive’ye
kadar gidilmesini istemiş, Hindistan’ın büyük ve ticaret için önemli olduğunu, bunu için sürekli olarak elde
tutulması gerektiğini de vasiyet etmiştir. Bkz. P. C. Terenzıo, a.g.e., s. 223-228 23 S. T. Nasır, a. g. e, s. 295
Yılmaz KARADENİZ 57
Türkistan üzerindeki mücadeleleri aynı zamanda iki bölgenin siyasi ve ekonomik
bağımsızlıklarını da ortadan kaldırmıştır.
24
Rusya, I. Petro zamanında(1672-1725) Afgan işgaline uğrayan İran’da yayılmaya
başlamış, yukarıda izah edildiği gibi 1722’den itibaren Şirvan, Dağıstan alınarak Bakü
tehdit altına girmiştir. I. Petro’nun 1725’te ölümünden sonra yerine geçen I. Katerina
(1725–1727) döneminde bir yumuşama belirtisi gibi görülebilecek olan İran ile siyaset
değişikliğine gitmiştir. Afgan hâkimiyetinin devam ettiği ve Nadir’in tarih sahnesine
çıktığı sırada 1732’deki Reşt Anlaşmasıyla Hazar kıyılarının bir kısmını İran’a
bırakmıştır. Gürcistan’ın 1783’te Rus nüfuzunu ve himayesini kabul etmesi dengeleri
tekrar değiştirmiştir 1795’te İran tahtına oturan Ağa Muhammed Han Gürcistan’ı
alınca İran ile Rusya karşı karşıya gelmiştir.25 Rusya, 1796’da karşı saldırıya geçerek
Bakü, Derbend, Dağıstan, Şirvan ve Gürcistan’ı ele geçirmişlerdir.26
Rusya’nın iktisadi yayılma için yeni yollar ve topraklar ile doğuda büyük ticari
merkezler elde etmek istediğini daha önce söylemiştik. Ancak, doğuda Afganistan ve
Hindistan yönündeki yayılmada İngiliz siyasetinin hemen devreye girerek Rusya’nın
dikkatini başka taraflara çektirdiği görülmüştür. 1812’de başlayan İran-Rus Savaşı
öncesinde aynı durum sözkonusu olmuş, Rusya’nın Kafkasya’dan İran’a sarkmasına
ses çıkarılmamıştır. Bu durum Rusya’nın da işine gelmiştir. Çünkü bu topraklar I.
Petro’nun vasiyetinde merhaleler halinde mutlaka alınması gereken yerlerden
sayılmıştır. İngiltere’nin Rusların dikkatini Türkistan’dan İran’a çevirmeyi başarmasıyla
işgaller başlamıştır. Birinci merhalede başlayan İran-Rus Savaşları sonunda İran
yenilmiş, 1813’te imzalanan Gülistan Antlaşmasıyla Kafkaslardaki İran toprakları işgale
uğramıştır.
27 Böylece güneye inme siyasetinin birinci merhalesi gerçekleşmiştir. İkinci
merhalede ise II. İran-Rus savaşları sonucunda İngiltere’nin arabuluculuğunda
(İngiltere, Avrupa’da Napolyon ile mücadele ederken Rusya’nın sadece kuzey İran ile
iktifa etmesini ve güneye daha fazla sarkmamasını istemiştir.) 1828’de Türkmençay
Antlaşması imzalanmış, İran topraklarındaki Rus işgalleri resmen kabul ettirilmiştir.28
Bu şekilde Rusya’nın 1828’den 1857’ye kadar oyalanması sağlanarak Hindistan
üzerindeki tehdit ortadan kaldırılmıştır.
29
İngiltere, Feth Ali Şah Dönemi (1797–1834)’nin başlarında Napolyon’un
Avrupa’daki askeri yayılmasıyla uğraşmıştır. I. Koalisyon Savaşlarıyla dikkatler

24 I. Petro, vasiyetinin bir yerinde; “…Bu zamanda size her şeyden önce lazım olan, İran Devletini zayıf ve güçsüz
düşürdükten sonra Basra Körfezi’ne ulaşmanızdır. Doğu ticaretini ki, daha önce Şam kıyıları revaçta idi, tekrar buraya
döndürmeniz ve Hindistan’a yakın olmanızdır” demek suretiyle Rusya’nın izleyeceği politikanın yönünü tayin
etmiştir. Bkz. S. T. Nasır, a. g. e, s. 297 25 Clement Robert Markham, Tarih-i İran Der Devre-i Kacariye (terc. Mirza Rahim Ferzane), Tahran 1364, s.
21; P. C. Terenzıo, a. g. e, s. 32. Ağa Muhammed Han döneminde İran ve Türkistan’ın durumu için bkz.
J. Malcom, a. g. e, s. 449
26 R. G. Watson, a. g. e, s. 76; Muhammed Cevad Meşkûr, Tarih-i İran-ı Zemin, Tahran 1366, s. 324; P. C.
Terenzıo, a. g. e, s. 33 27 R. G. Watson, a. g. e, s. 162–164
28 S. Nefisi, a. g. e, s. 35; R. G. Watson, a. g. e, s. 224–229; Abdullah Razi, “Feth Ali Şah”, Lugatname-i
Dehuda XXXVII, Tahran 1341, s. 53 29 Abdullah Mustevfi, Şerh-i Zendegani-i Men ya Tarih-i İçtimai ve İdari-i Devre-i Kacariye, Tahran 1371, s. 247 P.
C. Terenzıo, a. g. e, s. 26–28. 1834’te Rawlinson’un Rusya aleyhinde İran’dan imtiyaz alma çabası içine
girmesi bunun içindi. Bkz. P. Sykes, a. g. e, s. 476–477
58 İran ve Türkistan’da İngiliz-Rus Mücadelesi (1856–1869)
Avrupa’ya yönelmiş,
30 bu dönemde Fransız Saint Genie, Rus çariçesi II. Katerina’yı
Hindistan için teşvik etmiştir. Fransa’nın teşviki İran için de sözkonusu olmuş,
Napolyon’un İran ile imzaladığı Finkenstein Anlaşması, İngiltere’ye karşı ittifakı
gerçekleştirmiştir.31 Rusya’nın aynı dönemde İngiltere’ye karşı İran’ı Afganistan ve
Hindistan için sürekli teşvik etmesi, Muhammed Şah Döneminde (1834–1848)
Herat’ın İran tarafından 1836’da muhasarası ile devam etmiştir.32 Muhasara sırasında
İngiltere’nin İran’da iç karışıklık çıkarttırmasıyla İran ordusu Herat’tan geri çekilmek
zorunda kalmıştır.
33
Rusya, Kırım Savaşı öncesinde İran ile 1854’te anlaşma imzalayarak İran’ın bu
savaşta tarafsız kalmasını sağlamıştır.
34 Aynı zamanda Osmanlı Devleti ile gireceği
savaşta İngiltere’yi meşgul etmek için İran’ı Herat’ı almaya sürekli teşvik etmiştir.35
Rusya’nın teşviki ve İngiltere’nin Hindistan’daki isyanlarla uğraşması Nasıreddin Şah
(1848–1896)’ın Herat üzerine sefer açmasına sebep olmuştur.36 Ancak bu sefer
sırasında Rusya’dan istenilen askeri ve mali yardım, Rusya’nın tarafsızlık anlaşmasını
bahane göstermesiyle yapılmamıştır. Rusya’nın yeni Dışişleri Bakanı Gortchakov,
oyalayıcı bir taktikle İran’ın yardım isteğini kabul etmediklerini bildirirken,
İngiltere’den yana endişeli olduklarını göstermiştir. İran’a gizlice gönderdiği Dolgoruky
vasıtasıyla durumu bildirmiştir. Rusya’nın 1856’da Kırım Savaşı’nda yenilmesi ve aynı
tarihte İran’ın Herat’tan geri çekilmesi meydanı İngiltere’ye bırakmıştır. İran, Herat’a
sefer düzenlemenin bedelini içte çıkartılan isyanlarla öderken, Rusya ise İngiltere’ye
karşı Kırım yenilgisinin telafisini Türkistan’daki yayılmada bulmuştur. İngiltere, İran’ı
tamamıyla Afganistan’dan kopardıktan sonra Türkistan’da Rusya’nın karşısına
çıkmıştır. Rusya’nın bu coğrafya üzerinden Afganistan ve Hindistan’a ulaşma ihtimali
karşısında mücadeleye girişmiştir.37

30 Rifat Uçarol, Siyasi Tarih, İstanbul 1995, s. 20 31 Ann Kathrine Swyn Lamston, İran Asr-ı Kacar (terc. Simin Fasihi), Meşhed 1375, s. 33 32 Abdurrıza Huşeng Mehdevî, Tarih-i Revabıt-ı Harici-i İran, Tahran 1379, s. 270. İran-İngiltere Savaşı,
Nasıreddin Şah’ın 1856’da Herat’ı feth etmesi sonucu çıkmıştı. Bkz. Muhammed Taki Sipihr, Nasihü’ttevarih
III-IV, Tahran 1353, s. 355; Ali Asgar Şemim, İran Der Devre-i Saltanat-ı Kacar, Tahran 1379, s. 183;
Percy Sykes, Tarih-i İran (terc. Muhammed Taki Fahrdâî Gilanî), Tahran 1330, s. 502; A. H. Mehdevî, a. g.
e, s. 270
33 Firuz Kazımzade, Russıa and Brıtaın ın Persia 1864–1914, London 1968, s. 5 34 A. H. Mehdevî, a. g. e, s. 271
35 Rusya, Kırım Savaşı öncesinde İran-Osmanlı ihtilafını kendi yararına çözmek için Doulgoruky’yi
Nasıreddin Şah’a göndermiş ve Osmanlı Devletine saldırmayı önermişti. Ancak Sadrazam Mirza Ağa Han
Nuri’nin şahı ikaz etmesi böyle bir teşebbüsü önlemiştir. Rusya’ya verilen cevapta, tarafsızlık anlaşması
imzalanabileceği bildirilmiştir. 1854’te Rusya adına Nicolai Anitchkov, İran adına ise Ağa Han Nuri İranRusya
tarafsızlık anlaşmasını imzalamışlardır. Buna göre İran, Kırım savaşı boyunca tarafsız kalacaktı.
Rusya ise 1828 tarihli Türkmençay Antlaşmasıyla İran’a yükletilen tazminatın son taksidini istemeyecekti.
İngiltere, böyle bir anlaşmaya karşı çıkınca sadrazam Ağa Han Nuri Rusya ile yaptıkları anlaşmayı iptal
edebileceklerini ve İngiltere ile anlaşma yapabileceklerini söylemiştir. Bkz. Abdurrıza Huşeng Mehdevî,
Tarih-i Revabıt-ı Harici-i İran, Tahran 1379, s. 271 36 A. H. Mehdevi, a. g. e, s. 282
37 S. T. Nasır, a. g. e, s. 287–293. İngiliz siyasetçi ve tarihçi Rawlinson, İngiltere ve Rusya’nın doğu yani
İran ve Asya siyasetini şöyle kaydetmiştir: “…Biz, Rusları Avrupa’da yendik ve onların Avrupa’daki nüfuzlarını
kırdık. Fakat Asya’da şöhret ve iktidarlarını azaltamadık. Asya’da bizden bir darbe yemesi gerekir. Kırım Savaşı’nda
Maveraükafkas’ın üzerindeki Rus nüfuzu ortadan kalktı…” Bkz. Mahmud Mahmud, Tarih-i Revabıt-ı Siyasî-i
İran ve İngiliz III, Tahran 1328, s. 842–844
Yılmaz KARADENİZ 59
Rusya Dışişleri Bakanı Gortchakov, İngiltere’nin merkezi Asya’daki siyasî ve
iktisadî etkisini önlemek için Petersburg’un bütün diplomatik ve askerî imkânlarını
kullanarak harekete geçmiştir.38 Rusya, bölgedeki siyasî ve iktisadî rekabetin kendi
aleyhinde gelişmemesi ve Asya pazarının kaybedilmemesi için Türkistan’ın işgali
sürecini başlatmıştır.
39 Gortchakov, İngiltere ile mücadele için şarkiyatçı diplomat
Gloukhovsky’yi Asya ile ilgili çalışmaların başına getirmiştir. Gloukhovsky, Rus
sermayesi ve iktisadî nüfuzunu Asya’da yaymak için askeri, siyasî ve ticarî heyetler
oluşturarak İran, Çin, Kaşgar ve Türkistan’daki hanlıklara göndermiştir.40 Bir yandan
da İran ve Afganistan’a şarkiyatçı diplomat ve Tebriz eski konsolosu Anitchkov
başkanlığında bir heyet göndermiştirr. Anitchkov’dan Horasan ve Afganistan’daki
iktisadî ve siyasî durumunu incelemesini, buralardaki üretim malı ve kaynaklarının Rus
menfaatlerine dönüştürülmesini istemiştir. Diğer bir amaç ise İran ve Afganistan’ın
siyasî ve askerî durumu ile ilgili bilgi toplamak ve Rus nüfuzunun buralarda nasıl tesis
edileceğini öğrenmek olmuştur.41
Rusya, Herat Meselesi sebebiyle başlayan İran-İngiltere savaşının önüne
geçmeye çalışarak İngiltere’nin kendisinden önce davranıp İran’ı sömürmesine fırsat
vermek istemiyordu. İran’ın yenilmesi halinde bölgedeki Rus gücünün sarsılacağını iyi
biliyordu. İran sadrazamı Mirza Ağa Han Nuri’ye elçi olarak gönderilen Anitchkov
vasıtasıyla durumu yumuşatmaya, Londra’da yapılan temaslarda ise İran’daki Rus ve
İngiliz elçiler arasında başlayan gerginlik giderilmeye çalışılıyordu. Bu hususta,
Gortchakov’un Borunov’a yazdığı mektupta; “Rusya’nın İran ile görüşmeleri başlatmayı
düşündüğünü ve İngiltere’nin de anlaşma imzalamak istidadında olduğunu” söylemiş,
İngiltere’nin İran’a saldırması halinde büyük bir hata işleyeceğini belirtmiştir.42
Rusya’nın gayretleri sonuç vermemiş, Herat’ın alınması sebebiyle başlayan İran-
İngiltere savaşı Rus menfaatlerini tehdit etmiştir. Rus diplomatlar 1856’da Paris’te
İran-İngiltere sulh görüşmelerini başlattıkları zaman Rus elçi Kieselev, İran heyeti
başkanı Ferah Han ile sürekli temas halinde olmuş, İngiltere’nin İran’ın kuzey
bölgelerinde konsolosluk açma istekleri Rusya tarafından şiddetle red edilmiştir.
1857’de Tahran’daki Rus elçiye mektup gönderen Gortchakov, Hazar Denizi
kıyılarında İngiliz konsolosluklarının açılmasının kabul edilemez olduğunu
bildirmiştir.43
İngiltere’nin Hazar kıyılarındaki şehirlerde konsolosluk açmaya çalışması,
Rusya’nın ise Türkmenistan üzerinde hâkimiyet kurmak istemesi, iki rakip sömürgeci
devletin aralarında en önemli meseleyi oluşturmuştur. Konsoloslukların açılması
meselesi Rusya’yı iyice endişelendirmiş olacak ki Gortchakov, İngiltere’nin bundan
vazgeçmemesi halinde İran’ın Paris’te İngiltere ile imzaladığı anlaşmayı yürürlüğe
koymaması için ikna edilebileceğini söylemiştir. Ayrıca İngiltere’nin Hazar’ın
güneyinde yani İran’ın kuzeyinde ticarî faaliyetlerinin olmadığı ve konsolosluk

38 Firuz Kazımzade, Russia and Britain in Persia 1864–1914, New Haven and London 1968, s. 7; P. Sykes, a.
g. e, s. 509
39 Mikhael Velodarsky, “İran ve Kudretha-yı Buzûrg” (terc. Shahin Ahmedî), Tarih-i Muasır-ı İran V, Tahran
1372, s. 44
40 M. Mahmud, a. g. e III, s. 846
41 A. H. Mehdevî, a. g. e, s. 274
42 M. Velodarsky, a. g. mak., s.44; F. Kazımzade, a. g. e., s. 8 43 A. H. Mehdevî, a. g. e, s. 275-276; P. Sykes, a. g. e., s. 504
60 İran ve Türkistan’da İngiliz-Rus Mücadelesi (1856–1869)
açmasına gerek kalmadığı İngiliz elçisine söylenmiştir. İngiltere, Rusya’nın tehditlerine
rağmen İran’ın kuzeyindeki şehirlerde konsolosluklar açmaya başlamış, böylece Hazar
havzasının güney sahilleri İngiltere’nin kontrolüne girmiştir.44
Rusya, İngiltere’nin kuzey İran’da konsolosluklar açmasını tehlikeli bir hareket
olarak görüp hemen Kafkaslardaki karakolları takviye etmeye başlamıştır.
45 Bir yandan
da İran ile diplomatik ilişkileri hızlandırmış, Kırım Savaşı sırasındaki olayları
unuttuğunu ve İran’a yakın olmak istediğini göstermeye çalışmıştır. Nasıreddin Şah ve
sadrazama verilen arzda; Rus temsilcilerinin Londra, Paris ve İstanbul’da yürüttükleri
görüşmelerde İran’ı sürekli himaye ettikleri söylenmiştir. Akabinde gönderilen başka
bir yazıda ise İran-İngiltere savaşında İran’a askeri destek verileceği ve Türkmençay
Anlaşmasıyla İran’ın ödemesi gereken tazminattan vazgeçileceği bildirilmiştir.46
1857’de Rusya-İran yakınlaşması iyice hissedilince İngiliz basını bunu
kabullenmeyerek şahı Rusya’nın kölesi olarak göstermiştir. Aynı yıl İran ve
Afganistan’a gönderilen Rus heyetinin çalışmalarında, İngiltere’ye temayülü olan Afgan
aşiret reislerinin elde edilebileceği düşünülmüş, bu sırada Hindistan’da İngilizlere karşı
başlayan yerli isyanlari Rusları bir hayli umutlandırmıştır. Hatta Hindistan’ın Müslüman
bölgelerindeki isyancıların desteklenerek İngiltere’ye karşı kışkırtılması
kararlaştırılmıştır. Ancak Rusya’nın durumdan istifade etmekten çok Türkistan işgalini
hızlandırdığı görülmüştür.47
Kırım Savaşı’nın sonlarına doğru Rusya’nın merkezi Asya ve özellikle
Türkmenistan üzerindeki nüfuzu artmaya başlamış, İran’ın kuzey kesimleri tehlikeye
girmiştir.48 Tahran’a gönderilen Simonovitch, İran sınırının Türkmenistan tarafını
tartışmaya başlamışsa da İran’ın cevabı çok net olmuştur. Türkmenlerin kendilerini
şahın teb’asından saydıkları söylenmiştir. Başbakan Nesselrode, Simonovitch’e
gönderdiği mektupta; Rusya’nın Türkmen bölgesindeki İran hâkimiyetini tanımaya
hazır olduğunu bildirmiştir. İran her fırsatta buradaki hâkimiyetini dile getirmiştir.
1857’de Mavera-yı Hazar’da İran’ın ticarî faaliyetlerde bulunması Rusya tarafından
ibraz edilmişse de İran’ın tereddütleri artmaya başlamıştır.
49
Rusya’nın İran’ın tereddütlerini gidermeye çalışması, Londra ve Tahran’da
olumlu bir hava oluşturmaya gayret etmesi, Türkistan’daki yayılmasını kolaylaştırmak
için yapılmıştır. Gortchakov böyle bir yayılmayı mümkün görmediğini, iktisadî
durumun buna imkân vermeyeceğini söylemiş, 1857’de başlamak üzere Hazar’dan Aral

44 M. Velodarsky, a. g. mak., s.44-45
45 Percy Sykes, Sefername (terc. Hüseyin Saadet Nuri), Tahran 1336, s. 207 46 Hamid Algar, Religion and State in Iran. 1785–1906; The Role of The Ulama in The Qajar Period, Los Angeles
1969, s. 153. II. Devre İran-Rus Savaşları’nda İran’ın yenilmesiyle devreye giren İngiltere, 1828’de
Türkmençay Antlaşması imzalanmasını sağlayarak İran’ı zor duruma düşürmüştür. Bu antlaşmanın bir
maddesinde, İran’ın Rusya’ya toplam 5.000.000 tümen savaş tazminatı ödemesini kabul ettirmiştir. Bkz. A.
H. Mehdevî, a. g. e, s. 236
47 V. K. Chavda, India, Britain anda Russia: A Study in British Opinion (1858–1878), New Dehli 1967, s. 20.
İngiltere’nin 1842’de Afganistan’da yenilmesinden sonra İngiliz askerlerinin çoğunun öldürülmesi,
buradaki nüfuzunu da sarsmıştı. 1857’de başlayan Hindistan isyanlarının fikrî temelinde bu Afgan
zaferinin büyük etkisi olmuştur. Hindistan halkı Afganlıların İngilizlere karşı kazandığı zaferden etkilenmiş
ve Afganlılar kadar başarılı olabileceklerini kendilerine sormaya başlamışlardır. Bkz. M. Mahmud, a. g. e
III, s. 855–856
48 M. Mahmud, a. g. e III, s. 856
49 A. H. Mehdevî, a. g. e, s. 281; P. Sykes, a. g. e, s. 515
Yılmaz KARADENİZ 61
Denizi’ne kadar uzanacak bir demiryolu hattının doğudaki İngiliz iktisadî ve siyasî
nüfuzunu kısmen azaltacağına inanmıştır. Bir yandan da Çin ile yaşanılan problemlerin
Rusya’yı zor duruma düşürmesinden endişe etmiştir.50
1858’de Türkistan komutanlığına tayin edilen General İgnatiev, Rus-Çin
gerginliğinin sona ermesinde önemli rol oynamış, Balkanlarda Osmanlıya karşı
kendisini ispatlamıştı. Panslavistlerin en mühim şahsiyetlerinden olan Nikolai Pavloviç
İgnatiev, aynı tarihte Buhara emirine gönderilerek baskı yapmaya başladı.
51 İgnatiev,
bir yandan Rus nüfuzunun Türkistan’da yayılmasına ve Afganistan pazarının ele
geçirilmesine çalışırken, diğer yandan da İran’ı Rus ekonomisinin ek gelir kaynağı
olarak görüyordu. İgnatiev, aynı yıl ilmî bir heyet oluşturarak Herat’a gönderdi.52
Khanikov ise İran’ın doğu coğrafyasını incelemeye ve bilgi toplamaya başlayarak her
bölgenin savaşçı nüfusunu tespit etmeye çalıştı. Bu sırada Hindistan’da meydana gelen
iç isyanlar işleri biraz daha kolaylaştırdı.
53
Hindistan’da başlayan İngiliz karşıtı isyanlar Gortchakov’un siyasetini
değiştirmeye başlamış, 1858’de hükümete yazdığı mektupta, Rusya’nın mevcut
durumunu muhafaza etmeye ve İngiltere lehine değişmemesine dikkat edilmesini
istemiştir. Rus elçinin aynı tarihte Londra’dan İran’daki İngiliz elçiliğine gönderdiği bir
yazışmada, Rusya’nın durumunu izah ettikten sonra İran’a her türlü yardımı
yapacaklarını ve İngiltere’ye karşı yalnız bırakmayacaklarını söylemiştir.54
Rusya’nın İran’ı İngiltere aleyhinde teşvik eden bu sözlerinin gerçekle hiçbir
ilgisinin olmadığı daha sonra anlaşılacaktır. İngiltere’ye karşı Hindistan’da başlayan
isyanların sonucu beklenecektir. İran, bu siyasi manevranın farkına zamanında
varamamıştır. İngiltere hükümeti ise, Rusya’nın merkezî Asya’daki iştahının
durulmasını beklemeye koyulmuştur. Nasıreddin Şah ve devlet adamları, Rusya’nın
içinde bulunduğu durumun İran için bir fırsat olduğunu ve Rus tahakkümünden bir
kurtuluş olabileceğini İngiliz görevlilere söylemişlerse de bu durum İngiltere’nin işine
geldiğinden destek bulamamıştır.
55
Bu dönemde İran hariciyesinden Londra’ya gönderilen gizli bir raporda;
Rusya’nın güçsüzleştiği, Lehistan’ın ayrıldığı, Finlandiya’nın bağımsız olduğu
hatırlatılarak Müslüman ülkelerin (Orta Asya devletleri) özgürleştiğinden
bahsedilmiştir. İngiltere’nin niçin harekete geçmediği sorularak İran’ın hâlâ

50 M. Velodarsky, a. g. mak., s. 46
51 A. N. Kurat, a. g. e, s. 350
52 General İgnatiev, 1864’te İstanbul elçisi olarak buradaki diplomatik faaliyetler ile birlikte 1877–1878
Rus Harbi arifesinde entrikaları yürütecektir. Nihayetinde Ayastefanos Barışı’nın baş tertipçisi olacaktır.
1856’da Londra’da Militaire Attache olan İgnatiev, Çin, Hindistan ve İran ile yakından meşgul olmuş,
buralardaki siyasetlerin yürütülmesinde bizzat etkili olmuştur. 1857’de Balkanlar ve Yakın Şark’ta bir gezi
yaptıktan sonra 1858’de diplomatik bir misyonla Hive ve Buhara’ya gönderilmiştir. İgnatiev, bu iki
hanlığın Rusya’ya ilhakı için gerekli bilgileri elde etmiştir. Zaten bu sıralarda Rusya Türkistan’ı işgal etmek
için harekete geçmiştir. İgnatiev’in elde ettiği bilgiler fazlasıyla işe yaramıştır. Çok kurnaz bir diplomat olan
İgnatiev, daha sonraları yalancılığı ile ün kazanmış “Mentehur Paşa” (Yalancı Paşa) ismiyle anılmıştır Bkz.
Akdes Nimet Kurat, Türkiye ve Rusya, Ankara 1990, s. 75–77 53 M. Mahmud, a. g. e III, s. 845
54 A. H. Mehdevî, a. g. e, s. 282
55 F. Kazımzade, a. g. e, s. 9–10
62 İran ve Türkistan’da İngiliz-Rus Mücadelesi (1856–1869)
İngiltere’den ümitli olduğu anlatılmak istenmiştir. Ancak Rusya’nın göründüğü gibi
olmadığı kısa zamanda anlaşılacaktır.
56
Rusya, İngiltere’nin Hindistan’daki isyanlarla uğraşmasını fırsat bilerek İran
üzerindeki dikkatini Asya’ya yönlendirip Türkistan’da şiddete başvurup ve işgalleri
başlatmıştır. Rus saldırısı karşısında buradaki hükümetler gözünü İran’a dikerek yardım
beklemişlerdir. 1858 ve 1859’da İran ile Buhara ve Hive arasında mektuplaşmalar
olmuş, karşılıklı heyetler gidip gelmiştir. İngiliz hariciyesi Tahran’a gelen heyetler ve
mektuplaşmalardan haberdar olup Kalküta ve Londra’ya bilgi vermiştir. Ayrıca
Rusya’nın Hazar’ın güneyine olan saldırıları şikâyet edilmiştir. İran’daki İngiliz heyeti
her fırsatı değerlendirerek Rusya’nın İran’daki yayılışını kanun dışı göstermeye
çalışmıştır. Anitchkov’un Petersburg’a gönderdiği yazıda, İngiltere’nin İran’da Rusya’ya
karşı propaganda yaptığı ve bunun etkili olduğunu söylenmiştir.57
Rusya’nın 1859’da Hive’ye saldırması ve Türkmenistan’daki yayılmacı siyaseti,
İngiltere ile olan ilişkilerini gerginleştirmiştir. Aynı tarihte Şiraz makamları İngilizlerin
teşvikiyle Rus tüccarlara karşı tavır alarak mallarını müsadere etmişlerdir.58
İngiltere, bu sırada İran’daki işler için Charles Murray’ı tayin etmişse de bu
diplomatın olumsuz davranışları, kendisine karşı bir tepkinin oluşmasına sebep
olmuştur. İran-Afganistan ve İran-Sistan Sınırları Meselesindeki menfi davranışları da
eklenince durum daha da ciddileşmiştir. Sistan’ın İran’a ilhak isteğini, İran’ın bütün
Afganistan’a hâkim olmak istediği şeklinde yorumlanmıştır. 1859’da görevden alınarak
yerine elçi olarak Rawlinson tayin edilmiştir. Rawlinson, İngiltere’nin bölgeyi
sömürgeleştirmesinde önemli rol oynayan birisi olmuş, Rusya’ya karşı yapılan
savaşlarda İran’a askeri ve mali yardım yapılmasından yana hareket etmiştir. İran devlet
adamlarının büyük bir kısmı Rawlinson’un İran-İngiltere ilişkilerinde yeni bir sayfa
açacağını ümit etmişlerdir. 1859’da İran Dışişleri Bakanı Mirza Said Han, Tahran’da
bulunan Rus heyetine, “Rawlinson’un gelişi tesadüfî değildir” diyerek dikkatlerini çekmiş ve
İngiltere’nin uzun projeler peşinde olduğunu ima etmiştir. İngiltere hariciyesi daha
sonra Rawlinson’un İngiliz nüfuzunu arttırmak için gönderildiğini itiraf etmiştir.
Rawlinson, oluşturduğu heyetler ile Asya’daki İngiliz ticaretini geliştirmeye
çalışmıştır.
59
1859’da İran’a ulaşan Rawlinson’un güven mektubunu şaha takdim etmesi, saray
görevlileri ile görüşmesi ve şah üzerinde olumlu bir etki bırakması Rus heyetini iyice
telaşlandırmıştır. İran’daki İngiliz görevli ve konsoloslar Rawlinson’un gelişini İran-
İngiltere ilişkilerinde yeni bir ümit olarak görmeye başlamışlardır. Esterabad konsolosu
Mc Kenzi, 1859’da İran’ın kuzey bölgelerini dolaşarak Ruslara ait Aşurade Adası’nda
incelemelerde bulunmuş, Türkmenler arasında dolaşarak Ruslara karşı mücadeleye
teşvik etmiştir. Mc Kenzi, şehzade Lütfullah Han ile ilişkilerini sıklaştırarak Ruslara
karşı karakolların tamir edilmesini istemiş ve askerlerin takviyesinde yardımcı olacağını
söylemiştir. Ancak bu vaadler oyalama amaçlı olup İngiliz siyasetinin bölgede sürekli

56 A. H. Mehdevî, a. g. e, s. 283
57 Meryem Mir Ahmedî, “Rusya Der Sahne-i Siyasî-i İran,” Mecelle-i Danişikde-i Edebiyat ve Ulûm-u İnsanî,
Danişgâh-ı Firdevsî IV, Meşhed 1364, s. 45 vd. 58 A. N. Kurat, a. g. e, s. 349–351
59 A. P. Thornton, “British Policy in Persia 1858–1890,” The English Historical Review LXIX/273, London
1954–55, s. 555
Yılmaz KARADENİZ 63
yaptığı ikiyüzlülük tekrarlanmış, verilen bu sözler yerine getirilmemiştir. Şehzadenin bu
sözleri dikkate aldığı ve şaha bu hususta öneride bulunduğu görülmüştür. Mc
Kenzi’nin görüşmeleri verilen sözleri gibi olmuş, İran’ın oyalanması dışında bir şey
yapmamıştır.
60
Lütfullah Han ile Mc Kenzi görüştüğü sırada Ruslar Aşurade Adası’na askeri
yığınak yaparak 12.000 kişilik kuvveti buradaki karakollara yerleştirmiştir. Ayrıca
Celgan Adası’na da asker yerleştirildiği İran’a bildirilmiştir. İran Dışişleri Bakanı Mirza
Said Han, Tahran’daki Rus elçi Anitchkov’u çağırarak bütün Türkmenlerin şaha sadık
olduklarını ve Türkmen topraklarına yapılan saldırıların kanun dışı olduğunu
söylemiştir. Rusya karşısında zor duruma düşen İran Rawlinson’dan yardım
beklemiştir.61
Rawlinson, mevcut siyasî otoritenin zayıflığının farkında olarak bunu en iyi
şekilde kullanmak için dışişleri bakanı Mirza Said Han’dan durum ile ilgili bilgi
istemiştir. İran dışişleri bakanının bu meselede İngiltere tavrının hayati önem taşıdığını
söylemesi, hem Rawlinson’u sevindirmiş ve hem de içinde bulunulan acizliği ortaya
çıkarmıştır. Tahran’daki Rus heyeti de boş durmamış, Rawlinson’un vaadlerinin boş
olduğunu yaymaya çalışmıştır.
62
Rawlinson’un Tahran’da sıcak karşılanması, Rus temsilci Anitchkov’u rahatsız
etmiştir. Elçinin Petersburg’a gönderdiği raporda; İran-Rus ilişkilerinin artık kesilmeye
yüz tuttuğunu söylemiştir. Ayrıca şahın Hazar Denizi ve Hive’nin alınmasını şikâyet
ettiği de bildirilmiştir. Ancak Rawlinson İran’da iken İngiltere’de iktidar değişikliği
olmuş, yeni iktidar Rusya ve Hindistan’a yakın sınırlarda ihtilafları bitirmek istemiştir.63
İngiltere’deki hükümet değişikliği ve dışişleri bakanlığına Palmerston’un yerine
Rassel (1865–1868)’in getirilmesi doğu siyasetini etkilemiştir. Rassel’in İran’daki
Rawlinson’a gönderdiği mektupta; İran’ın kayıtsız şartsız desteklenmeyeceği, İngiltere
menfaatlerinin öncelikli tutulacağı vurgulanmıştır. Ayrıca Rawlinson’un faaliyetlerinin
Rusya’yı tahrik edeceği söylenerek siyaset değişikliğinin sinyalleri verilmiştir. Rusya ise
İngiltere’nin bu ani siyaset değişikliğine şaşırmış, bunu Asya’daki yayılma için bir fırsat
olarak görmüştür. 1861’de Rus sarayına bir rapor gönderen Gortchakov, İngiltere’nin
karışıklık içerisinde bulunduğunu ve İran’daki Rus faaliyetlerine müdahale edemediğini
söylemiştir. “İngiltere’nin, sakin bir İran’ı Afganistan’da sulhun kefili olarak gördüğünü”
vurgulamıştır. Başka bir raporda ise daha açık bir şekilde niyetler ortaya konulmuş,
İngiltere ile müşterek menfaatlerde birleştiklerini yazmıştır.
64
Rawlinson, kendi hükümetinde meydana gelen bu görüş değişikliği sebebiyle
1860’da İran’ı terketmiş, yerine meşhur diplomat Stanford Redclif’in yardımcılığını
yapmış olan Alison getirilmiştir. Dışişleri Bakanı Rassel, yeni atanan bu diplomatın
Rusya’ya karşı ihtiyatlı davranması için emir vermiştir. Ancak çok geçmeden
İngiltere’nin beklentileri tersine harekete geçen Rusya, Taşkent’i işgal etmiştir. Buhara,
Hive ve Hokend önlerine kadar gelen Rus birlikleri, Palmerston’un ölüm tarihi olan

60 M. Velodarsky, a. g. mak., s. 50
61 M. Velodarsky, a. g. mak., s. 51
62 George Nathaniel Curzon, İran ve Kaziye-i İran (terc. Vahid Mazenderanî), Tahran 1349, s. 323 vd. 63 M. Velodarsky, a. g. mak., s. 51
64 F. Kazımzade, a. g. e, s. 11
64 İran ve Türkistan’da İngiliz-Rus Mücadelesi (1856–1869)
1868’de Asya’daki yayılmacılıklarını iyice arttırmışlardır.
65 Rassel, Palmerston’un
yolunu izlemeye başlamışsa da Rusların Asya’yı işgalini önleyememiştir.66
Hindistanlı tarihçi Menon, Rusya’nın Türkistan’da yayılması ve İngiltere ile olan
ilişkilerini değerlendirirken; “ Rusya’nın merkezi Asya’daki yayılması Kazakistan’ın
alınmasıyla devam etti. Eğer Rus yayılması Hindistan’a yaklaşsaydı tehlike çanları çalacaktı.
İngiltere’deki idarecilerin dikkatsizlikleri bu tehlikeye arttırmış oldu. 1857–1859 tarihleri arasında
Hindistan’da İngiltere’ye karşı başlayan isyanlar, Hokend Hanı’na ve Buhara Emiri’ne yardımı
önledi. Rusya’nın korkusundan Hindistan’ın kuzeybatı meselesinde işbirliği ortamı sağlanmaya
çalışılmıştı” demektedir.67 Menon, Palmerston’un siyasetini eleştirirken, Rusya’ya karşı
bazı zamanlarda toleranslı davranıldığını dile getirmiştir. Rusya’nın Türkistan’ı
işgalinde Palmerston ve dolayısıyla İngiltere’ye meydan okuduğunu, Hindistan’daki
İngiliz askerlerinin yapılacak savaşta yenileceği endişesinin de yersiz olduğunu
vurgulamıştır.
68
İngiliz devlet adamlarının büyük bir kısmı Türkistan’ın Rus nüfuzuna
bırakılmasını bir türlü hazmetmemişlerdir. Çünkü Türkmenistan, Hive ve Buhara siyasî
ve coğrafî bakımdan İran’ın tabiî savunma duvarları olup buraların Rus nüfuzuna
girmesi İran’ı tehlikeye atmıştır. Bu yüzden Türkmenistan’ın alınması, İran’ın kuzey
kesimleri ve Hindistan’ın kuzeybatısının Rus tehlikesi ile karşı karşıya kalması anlamına
gelmiştir. Zaten gerek Palmerston ve gerekse yerine geçen Rassel, Rusya’ya karşı Asya
siyasetinde fazla etkili olamamışlardır. Rusya’nın Hindistan’daki isyanları destekleyeceği
endişesiyle bu devletin yayılmasını engelleyemedikleri gibi aynı zamanda göz
yummuşlardır.
69 1860’da Hindistan’ın millî ve feodal unsurları (Keşmir gibi) Rusya ile
temas halinde olmuş, 1865’te Taşkent’in Ruslar tarafından alınması sırasında
Keşmir’den kuvvetler yardıma gelmiştir. Rusya, Keşmir ile siyasî müzakereleri
başlatmak istemiş, 1861’de görevlendirilen İgnatiev, Petersburg’a verdiği raporda,
Hindistan Müslümanlarının İngiltere’ye karşı kışkırtılmasını istemiştir. İgnatiev,
bununla yetinmeyerek İngiltere’ye karşı Hindistan’da isyan başlatmak için İran ve
Osmanlı ile birlikte çalışma yapılmasını önermiştir. Petersburg, İgnatiev’in önerilerine
olumlu bakmamıştır. Çünkü Rusya’ya göre Hindistan’daki İngiliz varlığını zayıflatmak
pek de kolay bir iş sayılmamıştır.
70
Palmerston, İran’da çalışan İngiliz heyetinin Hindistan’dan yönetilmesinden
ziyade Londra tarafından yönetilmesini istemişti. Ancak Hindistan’daki İngiliz
idarecileri, İran’ın Hindistan için önemli bir kapı olduğunu (Sağlık Kemeri’nin bir
parçası olduğunu) ve dolayısıyla siyasetin buraya yoğunlaştırılması gerektiğini
istemişlerdir. Rawlinson, Palmerston’un düşüncesine katılmamış ve Rusya’ya karşı
mücadelenin gevşetilmemesinden yana olmuştur.71

65 A. N. Kurat, a. g. e, s. 351
66 F. Kazımzade, a. g. e, s. 18; M. Velodarsky, a. g. mak., s. 52 67 K. S. Menon, The Russıan Bogey end British Aggression İn İndia, Calcuta 1957, s. 31 68 Ann Kathrine Swyn Lambton, Asian Frontier: Studies in a Continuing Problem, London 1968, s. 61 69 İsmail Safaî, Merzha-yı Na Aram, Tahran 1351, s. 64; Muhammed Taki Sipihr, Nasihü’t-tevarih III-IV,
Tahran 1353, s. 385
70 M. Velodarsky, a. g. mak., s. 53. Ayrıca bkz. M. A. Terentev, Rossiia Angliia ve Srednei Azii, Petersburg
1875, s. 259
71 M. Velodarsky, a. g. mak., s. 54
Yılmaz KARADENİZ 65
İran, İngiltere’deki siyaset değişikliğinin kendisini dışladığını anlamış,
İngiltere’nin Tahran’dan ziyade Petersburg’a yaklaşmaya çalıştığı konuşulmaya
başlanmıştır. Bu yüzden İngiltere’nin güvenilir bir müttefik olmadığı ve Tahran’daki
elçilerinin sözlerine itibar edilmemesi gerektiği görüşü hâkim olmuştur. İran’ın
gelişmelerden rahatsız olduğunu fark eden Mc Neill, İngiltere’nin İran topraklarının
kefili olduğunu, İran ve Hindistan’ın mutlaka elde tutulması gerektiğini söylemeye
devam etmiştir.72
Rusya, İran’ın bağımsızlığında gözü olmadığını ancak, İran’ın başka ülkelerin
(İngiltere) tesirine girmesini istemediğini ilan ederek Londra’yı tahkir etmiştir. Londra
ise buna karşılık Hocend ve Buhara’nın istilasını kabullenmek zorunda kalmıştır.
1864’te Hazar Denizinin güneydoğu sahilleri Rusya tarafından alınmış, Türkistan’ın
ekonomik sömürüsüne başlanmış ve aynı zamanda İngiltere-İran ilişkilerinin
etkisizleştirilmesine çalışmıştır.
Rusya, 1865’te Celkin Adası, Krasnovodsky ve çevresini almak için harekete
geçerek 1866’da işgalleri tamamlamıştır. Rusya tarafından Hocend, Buhara ve
Türkistan eyaletinin oluşturulması, Türkmenistan meselesini tekrar önemli hale
getirmiştir.73 Rus hariciyesi bu dönemde, İngiltere’nin kendilerini rahat bıraktığını ve
hareketlerine göz yumduğunu itiraf etmiştir. Hindistan hükümeti bu durumdan
oldukça rahatsız olduğu gibi Türkmenlerin İngiltere’den beklentileri sonuçsuz
kalmıştır. 1868’de Tahran’a gelen Teke Türkmenleri, Alison ile görüşerek
Türkmenistan’ın İngiltere himayesine alınmasını teklif etmişlerse de dikkate
alınmamıştır. Alison’a göre Rusya, Ceyhun’u geçmeye cesaret edecek bir durumda
değildi.74
İngiltere, 1869’daki Rus tehlikesine karşı Hindistan’ın kuzeyinde bir ordu
hazırlamak ve İran ordusunda subaylarını görevlendirmek istemiştir. İngiliz siyasetinin
İran’dan yana değişmesinden endişelenen Rusya, İran ile ilişkilerini düzeltmeye
çalışmış ve bu meyanda işgal etmiş olduğu yerleri geri vermek için görüşebileceğini
İran’a bildirmiştir. Kısacası Rusya, İran’ı İngiltere siyasetine kaptırmak istememiştir.75
İran Dışişleri Bakanı Said Han, 1869’da yayınladığı bildiride, Gürgan Nehri
civarında oturan göçebelerin İran’a bağlı olduklarını, Rusya’nın nehir civarında karakol
inşa etmesinin hâkimiyet ihlali olduğunu söylemiştir. Ancak Rus hariciyesi bunu kabul
etmek istememiş ve uluslararası tepkileri göz ardı ederek 1885’te Türkmenistan’ın
ilhakını tamamlamıştır. İngiltere’nin ikiyüzlü siyasetine kurban giden İran, Rusya’nın
bu ilhaklarını kabul etmek zorunda kalmıştır.
76
Sonuç
İran, Safevi iktidarının zayıflaması ve akabinde Afgan istilasının başlamasıyla iç
karışıklığa sürüklenmiştir. Afgan istilası sırasında siyasi otoritenin hâkimiyeti sağlamada
güçlük çekmesi, bölge üzerinde sömürgeci emelleri olan Rusya ve İngiltere’nin işine
yaramıştır. Rusya, güneydeki Basra Körfezine doğru inmeye çalışırken, İngiltere ise

72 John Mc Neil, Progres et Position Actuelle de la Russie en Orient, Paris 1836, s. 201 73 Ali Asgar Şemim, İran Der Devre-i Saltanat-ı Kacar, Tahran 1379, s. 255 74 F. Kazımzade, a. g. e, s. 12–18 75 A. N. Kurat, a. g. e, s. 351
76 M. Velodarsky, a. g. mak., s. 57-58
66 İran ve Türkistan’da İngiliz-Rus Mücadelesi (1856–1869)
buna engel olmaya ve Hindistan güzergâhını emniyet içinde tutmaya çalışmıştır. Nadir
Şah’ın iktidarı ele geçirmesi ve Afganistan ile Hindistan taraflarına seferler
düzenlemesi, her iki sömürgeci devletin emellerini sekteye uğratmıştır. Ancak Nadir’in
talihsiz bir şekilde öldürülmesi dengeleri değiştirmiş, İran tahtını ele geçiren
Zendlilerin yetersiz oluşu, İngiltere’nin Basra Körfezi, Rusya’nın ise Kafkaslar ve
Türkistan’da hareketlenmelerini sağlamıştır.
Kaçar Hanedanı’nın İran idaresini ele geçirmesinin ilk yıllarında Gürcistan’a
yapılan sefer ve buranın fethi, Rusya’nın güneye sarkma girişimlerini başlatmıştır. Ağa
Muhammed Han’dan sonra tahta geçen Feth Ali Şah döneminde sadece Gürcistan
kaybedilmemiş, İran-Rus Savaşlarından sonra imzalanan Gülistan ve Türkmençay
Anlaşmalarıyla kuzeydeki bir kısım topraklar elden çıkmıştır. Bu dönemde İngiltere’nin
İran topraklarındaki Rus işgalini onaylaması ve hatta aracı olması, Rusya’nın dikkatini
Türkistan’dan Kafkaslara çekmek istemesinden ileri gelmiştir. Napolyon’un
Hindistan’a sefer açmak için İran ile Finkestein Anlaşması yapması karşısında devreye
giren İngiliz siyaseti, Rusya’nın Napolyon ile Tilsit’te görüşüp Osmanlı ve İran üzerine
anlaşmalarına ses çıkarmamıştır. Napolyon’un olası Hindistan ve güzergâhındaki
yerlere saldırmasını bertaraf ettikten sonra Rusya’yı da çok ince siyasetlerle oyalamayı
başarmıştır.
Kırım Savaşı’nda Rusya’nın İstanbul Boğazı ve Akdeniz’e inme ihtimali
karşısında Fransa’yı yanına çekmeyi başaran İngiltere, Rusya’nın bu yöndeki emellerine
büyük bir darbe indirmiştir. Nasıreddin Şah’ın Herat’ı muhasara etmesiyle İran
kuvvetlerini buradan çıkmaya mecbur etmiş ve Paris’te imzalattığı anlaşma ile İran’ı
Afganistan’dan çıkartmıştır. Kırım yenilgisini kabullenmek istemeyen Rusya’nın öç
alma duygusuyla Türkistan’da işgallere başlaması üzerine harekete geçerek Hindistan
ve güzergâhının tehlikeye girmemesi için bütün mesaisini buraya harcamıştır. Ayrıca
Hazar kıyılarına yakın İran şehirlerinde konsolosluklar açmak suretiyle siyasi
manevralara girişmiştir. 1856’daki İran-Rusya yakınlaşmasını bertaraf etmek ve
Rusya’nın Türkistan’daki yayılmasını önlemek için siyasi görevlilerini İran ve
Afganistan’a göndermek suretiyle mukabelede bulunmuştur. Rusya’nın Hindistan’da
başlayan İngiliz karşıtı isyanları Lehistan meselesi gibi olaylar sebebiyle iyi
kullanamaması İngiltere’yi rahatlatmıştır. İran’a gönderilen Rawlinson ve Mc Kenzi’nin
Rusya aleyhindeki çalışmaları da rahatlığın sağlanmasında etkili olmuştur. Ancak
İngiltere’deki hükümet değişikliğinden sonra Rusya’ya karşı yürütülen siyasetin
etkisizleştiği ve buna bağlı olarak Türkistan işgalinin arttığı görülmüştür.
KAYNAKÇA
Algar, Hamid, Religion and State in Iran. 1785–1906; The Role of The Ulama in The Qajar Period, Los
Angeles 1969
Bina, Ali Ekber, Tarih-i Siyasi ve Diplomasi-i İran, Tehran 1337
Chavda, V. K., India, Britain anda Russia: A Study in British Opinion (1858–1878), New Dehli
1967
Curzon, George Nathaniel, İran ve Kaziye-i İran (terc. Vahid Mazenderanî), Tehran 1349
Dınbıli, Abdurrezzak Meftun, Muasır-ı Sultaniye (tash. Hüseyin Sadri Afşar), Tehran 1351
Eşref, Ahmed, Mevani-i Tarihi Rüşd-ü Sermayedari Der İran: Devre-i Kacariye, Tehran 1359
Hanway, Jones, Hücum-u Afgan ve Zeval-ı Devlet-i Safevi (terc. İsmail Devletşahi, Tehran 1367
Yılmaz KARADENİZ 67
Jones, Harford, Aherin Ruzha-yı Lütf Ali HanZend (terc. Hama Natık), Tehran 1352
Kazımzade, Firuz, Russia and Britain in Persia 1864–1914, New Haven and London 1968
Kurat, Akdes Nimet, Rusya Tarihi, Ankara 1987
Kurat, Akdes Nimet, Türkiye ve Rusya, Ankara 1990
Lambton, Ann Kathrine Swyn, Asian Frontier: Studies in a Continuing Problem, London 1968
Lamston, Ann Kathrine Swyn, İran Asr-ı Kacar (terc. Simin Fasihi), Meşhed 1375
Lockhart, Laurance, İnkıraz-ı Silsile-i Safevi (terc. Mustafa Kuli İmad), Tehran 1368
Mahmud, Mahmud, Tarih-i Revabıt-ı Siyasi-i İran ve İngiliz I, Tehran 1328
Mahmud, Mahmud, Tarih-i Revabıt-ı Siyasî-i İran ve İngiliz III, Tehran 1328
Malcom, John, Tarih-i İran (terc. Mirza İsmail Hayret), Tehran 1362
Markham, Clement Robert, Tarih-i İran Der Devre-i Kacariye (terc. Mirza Rahim Ferzane), Tehran
1364
Mehdevî, Abdurrıza Huşeng, Tarih-i Revabıt-ı Harici-i İran, Tehran 1379
Menon, K. S., The Russıan Bogey end British Aggression İn İndia, Calcuta 1957
Meşkûr, Muhammed Cevad, Tarih-i İran-ı Zemin, Tehran 1366
Mir Ahmedî, Meryem, “Rusya Der Sahne-i Siyasî-i İran,” Mecelle-i Danişikde-i Edebiyat ve Ulûmu
İnsanî, Danişgâh-ı Firdevsî IV, Meşhed 1364
Mustevfi, Abdullah, Şerh-i Zendegani-i Men ya Tarih-i İçtimai ve İdari-i Devre-i Kacariye, Tehran 1371
Nasır, Seyyid Taki, İran Der Berhûred-i Ba İsti’margirân, Tehran 1363
Necemi, Nasır, İran Dermeyan-ı Tufan ya Şerh-i Zendegani-i Abbas Mirza, Tehran 1336
Nefisi, Said, Tarih-i İçtimai ve Siyasi-i İran Der Devre-i Muasır I, Tehran 1376
Razi, Abdullah, “Feth Ali Şah,” Lugatname-i Dehuda XXXVII, Tehran 1341
Shuster, Morgan, Mission in İran and The Persian Constitutional Revolution, Miniapolice 1974
Sipihr, Muhammed Taki, Nasihü’t-tevarih III-IV, Tehran 1353
Sykes, Percy, Tarih-i İran (terc. Muhammed Taki Fahrdâî Gilanî), Tehran 1330
Sykes, Percy, Sefername (terc. Hüseyin Saadet Nuri), Tehran 1336
Şemim, Ali Asgar, İran Der Devre-i Saltanat-ı Kacar, Tehran 1379
Tahiri, Ebul Kasım, Tarih-i Revabıt-ı Bazargani ve Siyasi-i İran ve İngiliz II, Tehran 1356
Terentev, M. A., Rossiia Angliia ve Srednei Azii, Petersburg 1875
Terenzıo, Pıo-Carlo, Rekabetha-yı Rus ve İngiliz Der İran ve Afganistan (terc. Abbas Azerin),
Tehran 1363
Thornton, A. P, “British Policy in Persia 1858–1890,” The English Historical Review LXIX/273,
London 1954–55
Uçarol, Rifat, Siyasi Tarih, İstanbul 1995
Velodarsky, Mikhael, “İran ve Kudretha-yı Buzûrg” (terc. Shahin Ahmedî), Tarih-i Muasır-ı İran V,
Tehran 1372
Watson, Robert Grant, Tarih-i İran Der Devre-i Kacariye (terc. Vahid Mazenderani), Tehran 1354
68 İran ve Türkistan’da İngiliz-Rus Mücadelesi (1856–1869)

Konular