EBUBEKİR NUSRET’İN SÂİB-İ TEBRİZÎ ŞERHLERİ

Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/6 Fall 2009
EBUBEKİR NUSRET’İN SÂİB-İ TEBRİZÎ ŞERHLERİ
Osman ÜNLÜ
ÖZET
Sebk-i Hindî’nin en önemli temsilcilerinden biri
olan Sâîb-i Tebrizî’nin Türk Edebiyatı üzerinde büyük bir
etkisi vardır. Bu yazıda Sâib-i Tebrizî’nin divânına
yapılan en önemli şerhler olmasına rağmen şimdiye
kadar tam olarak ele alınmayan Ebubekir Nusret’in
şerhleri hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sâib-i Tebrizî, şerh,
Ebubekir Nusret.
NUSRAT ABU BAKR’S COMMENTARIES
OF SAIB-I TABRIZÎ
ABSTRACT
Sâib-i Tabrizî, who is one of the most important
represantatives of Indian Style, has a great effect on the
Turkish Literature. In this article, the aim is to give
information regarding Nusrat Abu Bakr’s commentaries
which are the most important commentaries of Diwan of
Saib-i Tabrizi even though they are not fully examined
until now.
Key Words: Sâib-i Tabrizî, commentary, Nusrat
Abu Bakr.
Klâsik Türk Edebiyatında İran şâirlerinin eserleri üzerine
yapılan şerh ve tercümeler büyük yer tutmaktadır. Fakat nedense bu
tür eserlerin üzerinde yeteri kadar durulmamış ve gerektiği kadar
inceleme yapılmamıştır. Hâlbuki bu eserler hem medreselerde birer
ders kitabı olarak okutulmuş, hem de Türk edebî geleneğinin içinde
önemli yer sahibi olmuşlardır. Bu şerhlerin hem sayı hem de değer
bakımından en önemlileri Hâfız Divânı ve Sâdî’nin eserlerine
yapılanlardır. Mesnevî’ye yapılan şerhler de göz ardı edilmemelidir.

 Dr. Celal Bayar Üniversitesi Eski Türk Edebiyatı ABD,
osm.unlu@hotmail.com
Ebubekir Nusret’in… 443
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/6 Fall 2009
İşaret edilen metinlerle ilgili o kadar çok şerh yapılmıştır ki, bunların
sadece listesi belki sayfalar tutar. Malzemenin bolluğundan dolayı
araştırmacılar dikkatlerini daha çok bu şerhler üzerine toplamışlar,
diğer şerhleri ise ikinci plâna atmışlardır. İşte bu ikinci kısım
şerhlerden biri de Sâib-i Tebrizî Divânı’na yapılan şerhlerdir. Gerek
Sâdî’nin eserlerine, gerekse Hâfız Divânı’na yapılan şerhler kadar
olmasa bile Sâib-i Tebrizî şerhleri, Türk şerh geleneğinde dikkate
değer bir malzeme olarak karşımızda durmaktadır. Bu şerhler arasında
Ebubekir Nusret’in yaptığı şerhler ayrı bir önem taşımaktadır. Bu
şerhler, edebiyatımızda Sâib-i Tebrizî’nin şiirlerine ciddiyetle
yaklaşan ilk şerh çalışmaları olarak görülmelidir.
Sâib-i Tebrizî, Tebriz veya Isfahan civarında Abbasâbâd
köyünde 1011/1603’te doğar. Şah I. Abbas, 1015/1607’de Tebriz’i
Osmanlılardan alır ve Ermenilerle Azerîleri İran’a götürür. Sâib de
bunların arasındadır. Gençliğinde hacca gider. Dönüşünde Osmanlı
şehirlerinde bir müddet kalır. Daha sonra Herat, Kâbil ve Lâhor’a da
gider ve bir ara Keşmir’de bulunur. 1041/1632’de İran’a döner.
Isfahan, Meşhed, Kum, Kazvin, Erdebil ve Tebriz’de hayatını devam
ettirir. Şah II. Abbas’ın 1077/1666’da ölümüne kadar yanında kalır ve
“Melîkü’ş-şuarâ” lakabıyla anılmaya başlar. Aynı yıl Konya’ya gelir.
Mevlânâ’nın türbesini ziyaret edip bir müddet burada kalır. Sâib,
Tebriz’e döndükten sonra bir Mevlevî dergâhı kurar ve 1079/1669’da
öldüğü zaman bu dergâhın hazîresine gömülür.1
Sâib-i Tebrizî’nin
şiirlerinin büyük çoğunluğu, diğer şâirlere nazîre olarak kaleme
alınmıştır. Fakat buna rağmen şiirleriyle “Sebk-i Hindî”nin2
en önemli
temsilcilerinden biri olmuş, Türk Edebiyatında da derin etkiler
meydana getirmiştir. Sâib-i Tebrizî’nin en önemli eseri, Divânı’dır.
Ayrıca Mahmûd u Ayâz, Kandehar-nâme ve Makâle-i Tenbeku adlı
eserleri de bulunmaktadır. Sâib-i Tebrizî’nin az sayıda da olsa, Türkçe
şiirleri bulunmaktadır.3

1
Sâib-i Tebrizî’nin hayatı hakkında daha geniş bilgi için şu kaynaklara
bakılabilir: Tahsin Yazıcı, “Sâib”, İslâm Ansiklopedisi, C.X, İstanbul 1966, s.75-76;
Abdülbâki Gölpınarlı, Mevlanâ’dan Sonra Mevlevîlik, İstanbul 1983, s. 445; Ali
Genceli, “Tebrizli Sâib”, Türk Amacı, S.I, Ankara 1942, s.33-36; Meserret Diriöz,
“Sâib’in Türkçe Şiirleri”, Türk Kültürü Araştırmaları, Y: XVI/1-2, 1977-1978,
Ankara 1978, s. 277-278;
2
Sebk-i Hindî hakkında daha fazla bilgi için şu kaynaklara bakılabilir: Haluk
İpekten, Nâilî, Ankara 1986, s. 12-15; Ömer Okumuş, “Hind Üslûbu (Sebk-i Hindî),”
Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Edebiyat Bilimleri Araştırma
Dergisi, S.17, Erzurum 1989, s. 107-117; Fahir İz, Eski Türk Edebiyatında Nazım,
C.II, İstanbul 1967, s. XLVII-LIII.
3 Bu şiirlerin metinleri için şu kaynaklara bakılabilir: Ali Canib Yöntem,
“Sâib’in Türkçe Gazelleri”, Hayat Mecmuası C.III, Sene, 1927-28, İstanbul, 1928,
s.4; Meserret Diriöz, “Sâib’in Türkçe Şiirleri”, Türk Kültürü Araştırmaları, Y:
XVI/1-2, 1977-1978, Ankara 1978, s. 277-301; Ali Genceli, “Tebrizli Sâib”, Türk
444 Osman ÜNLÜ
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/6 Fall 2009
Sâib-i Tebrizî’nin şiirlerini şerh eden ilk ve en önemli şârih
konumunda bulunan Ebubekir Nusret, XVIII. yüzyıl şâirlerindendir.
Hayatı hakkında pek fazla bir bilgimiz yoktur. Kaynaklarda onun
hakkında verilen bilgiler bazı küçük farklarla birbirinin tekrarı
şeklindedir. Harputlu olduğu ve İstanbul’da Nuruosmaniye Câmii
Kütüphanesi’nde hâfız-ı kütüblük yaptığı bütün kaynaklarda verilen
bilgilerdir4
. Nusret, bu kütüphanede görev yapan üçüncü hâfız-ı
kütübdür5
. Resmî ilimleri Dağıstanî Ali Efendi’den, tasavvufî ilimleri
de Mustafa el-Bekrî-i Kuddusî’den tahsil etmiştir6
. Farsçaya ve İran
edebiyatına hâkim olduğu,7
burada iken talep edenlere farsça öğrettiği
bilinmektedir8
. Mâhazar adlı eserinin mukaddemesinden onun 30
yıldan fazla bir süre İstanbul’da bulunduğu anlaşılmaktadır9
. Ebubekir
Nusret, 1208/1793’te İstanbul’da vefat etmiştir. Mezarı Eyüp
civarında Kaşgarî dergâhındadır10
.
Ebubekir Nusret’in Divânının bilinen üç nüshası vardır. Bu
nüshalar İstanbul Üniversitesi Türkçe Yazmalar No:515, Topkapı
Sarayı Müzesi Kütüphanesi Hazine No:879 ve Tire Necip Paşa
Kütüphanesi Diğer Vakıflar No: 808’de bulunmaktadır11
.
Ebubekir Nusret’in tıpla ilgili olan eseri, “Mücerrebât-ı
Nusret, Nusret Efendi Mecmuası, Mâhazar fi’t-tıb, Nusret Efendi
Risâlesi” gibi isimlerle anılmaktadır. Kütüphanelerde yüzden fazla
yazma nüshasının bulunması, bu eserin çok beğenilip okunduğunun
bir işaretidir. Ayrıca bu eser, “Mâhazar fi’t-tıbbu’r-rûhânî ve’lcismânî”
adıyla İstanbul’da ilki 1245/1829’da, ikincisi de 1301/1883
yılında olmak üzere iki defa basılmıştır.

Amacı, S.II, Ankara 1942, s.52-60; Zekiye Sâdıkî, Sâib-i Tebrizî’nin Türkçe
Gazelleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Mezuniyet
Tezi, No: 1551, İstanbul 1948.
4
Şefkat, Tezkire-i Şuarâ-yı Şefkat, Millet Kütüphânesi Ali Emirî No: 770,
y.102b; Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri, C. III, İstanbul 1343, s.340; Muallim
Nâci, Esâmi, İstanbul 1309, s.322; Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmanî, C. IV, İstanbul
1314, s.554; Şemseddin Sâmi, Kâmûsu’l-A’lâm, C. VI, İstanbul 1316, s.4578; Fatin,
Hâtimetü’l- Eş’âr, İstanbul 1271, s. 407.
5 Mehmed Süreyyâ, age, s.554.
6 Mehmed Tâhir, age, s.340;
7 Mehmed Tâhir, age, s.340; Şemseddin Sâmi, age, s.4578
8 Muallim Nâci, age, s.322; Fatin, age, s. 407.
9 Mehmed Tâhir, age, s.340.
10 Mehmed Tâhir, age, s.340.
11 Osman Ünlü, “Türk Edebiyatında Saib-i Tebrizî Şerhleri”, Celal Bayar
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, S.2006/1, Manisa 2006, s.88; Aynur Koçak,
“Hoca Nusret Efendi ve Divânı”, Dünü ve Bugünüyle Harput -TarihEdebiyat-Şiir-Folklor,
Elazığ 1999, s. 471.
Ebubekir Nusret’in… 445
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/6 Fall 2009
Osmanlı Müellifleri’nde, Nusret’in Safevî’nin Hetk-i Esrâr
adlı tefsirini özetlediği (ihtisar eylediği) belirtilmiştir12. Arapça olan
bu eserin adı da Mülahhas min Tefsir Keşfü’l-esrâr’dır13
.
Ebubekir Nusret’in edebî açıdan en önemli eserleri Sâib-i
Tebrizî’nin şiirlerine yaptığı şerhlerdir. Klâsik kaynaklar onun şerhleri
hakkında çok fazla bilgi vermemektedir. Bu şerhler hakkında Osmanlı
Müellifleri’ndeki “Divân-ı Sâibin elif kâfiyesine şerhi vardır”,
Fatin’deki “gazeliyyât-ı Sâibe bir mikdar şerh-i rengîn makâlesi
vardır”, Sicill-i Osmânî’deki “Sâibin ba’zı gazellerini şerh eyledi”
ibarelerinden başka bilgiye rastlanılmamaktadır.
Ebubekir Nusret’in Sâib-i Tebrizî divânını şerh ettiği eseri
üzerinde yapılan katalog taramalarında aynen ya da birbirine çok
yakın adlarla kaydedilen nüshaları olduğu görüldü. Bu nüshalar
üzerinde yapılan incelemede daha önce tek bir eser olduğunu
bildiğimiz ve düşündüğümüz şerhin aslında üç ayrı şerh metni olduğu
anlaşıldı. Bu eserler hepsi de değişik zamanlarda yazılmış ve
birbirinin devam niteliğinde olmayan üç ayrı şerh metni olduğu fark
edildi. Bu eserlerden ilkinde Ebubekir Nusret Sâib-i Tebrizî’nin “elif”
harfli gazellerini, ikinci eserinde de divânın “te” harfli gazellerini şerh
etmiştir. Son eserde ise Ebubekir Nusret, Sâib-i Tebrizî divânında
bulunan her harften birkaç gazel seçip onların şerhini yapmıştır.
Ebubekir Nusret’in ilk eseri Sâib-i Tebrizî Divânı’ndaki elif
kafiyesindeki gazellere yaptığı şerhtir. 1164/1750 tarihinde
tamamlanan eserin önsözünde Ebubekir Nusret birçok fars şâirinin ve
özelllikle Hâfız-ı Şirâzî’nin divânının defalarda şerh edildiğini ve
ondaki anlamların açıklandığını söyler. Buna karşılık Sâîb’in şiirlerini
şerh etmeye şimdiye kadar hiç kimsenin teşebbüs etmediği ifade eder.
Dost ve ahbaba küçük bir hediye olarak Sâib divânının sadece elif
harfli gazellerine, onlardan da elinden geldiği kadarını şerh edeceğini
belirtir: “… devâvîn-i şu’arâ-yı fars gâliben işârât-ı aliyye-i tasavvûfı
hâvi olduğu cihetden erbâb-ı himmetden tâlib-i zikr-i cemîl olanlar ve
sa’y mikdârı Türkçeye şerh edüp bâ-husûs Hâfız-ı Şirâzî hazretlerinüñ
dîvân-ı letâfet-meşhûnuñ mükerreren şerh ve me’ânisi îzâh olunup
Sâib-i sihr-âferînüñ dîvânına erbâb-ı nazmdan kimse tasaddi
etmedüğünden nâşi bu fakîr-i pür-taksîr ahbâb-ı kirâma tuhfe vü
yâdigâr olmak vechi üzre yalñız elif kâfiyesinden tedârik olunduğu
kadar gazeller şerhine şürû’ gencâyiş-pezîr hayta-i fehmüm olan nikât

12 Mehmed Tâhir, age, s.340.
13 Aynur Koçak, agm, s. 470
446 Osman ÜNLÜ
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/6 Fall 2009
ve mezâyâsın takrîr edüp bu muhtasardan müstefîd olanlaruñ zikr-i
hayrına vesîle kılınmışdur…”14
Burada dikkat edilmesi gereken noktalardan ilki Sâib’in
şiirlerini Türk Edebiyatında ilk şerh edenin Ebubekir Nusret
olduğudur. Gerçekten de İsmet Mehmed Efendi ve Pîrî-zâde Osman
Sâhib’in amatörce ve bireysel olarak görülebilecek çalışmalarının
dışında yapılan ilk ciddi şerh çalışması Ebubekir Nusret’inkidir15
.
Bunun bir sebebi Sebk-i Hindî’nin en önemli temsilcilerinden biri
olan Sâib’in şiirlerinin anlaşılmaz bir dille yazıldığı düşüncesinin
yaygın olduğudur. Sâib’in üslûbunun bu özelliğiyle ilgili olarak Ali
Nihad Tarlan şu ifadeleri kullanır: “Mecmâu’l-füsehâ’da Sâib’in tarzı
garîb ve safîle tavsif edilmiştir. Âsârından istihrâc-ı manâ edebilmek
için beyitlerini çok ta’mik etmek icap eder. Her ne kadar kendisi
“eğer söz kulaktan ol gönle vâsıl olmuyorsa bu onun adem-i
kifâyetinden” diyecek mertebede bedâat-âşinâ ise de âsârında
nazariyesine o derece sâdık kalamamıştır. Tekellüf, âsârının şiiriyet
hassâsını fazla hırpalar. Bununla berabe şâir, kelimeleri ve bazı hayâl
parçalarını eserine öyle muvaffakiyetle yerleştirir ki beytin asıl manâ-
yı muğlakına nüfûz etmeden bir ra’şe-i te’sir a’sâbı sarsar.”16
Muallim Nâci de Sâibde Söz adlı eserinde Sâib’in şiirleriyle ilgili
olarak şu değerlendirmelerde bulunur: “Dîvânında pek dil-nîşîn sözler
bulunduğu hâlde âsârının çoğu değersiz şeyler olduğundan mıdır
nedir kendisi beyne’l-üdebâ yâve-serâlıkla şöhret bulmuşdur… İran
üdebâsı beyninde en âdi şâirlerden addolunan Sâib’in Divânı bizde
bilakis mazhar-ı hüsn-i kabûl olmuş ve Divân-ı Hâfız gibi tedrîs
olunan kütüb-i edebîye sırasına girmiştir… Eş’ârı içinde pek
rengînleri bulunduğu gibi pek çirkinleri de bulunur. İyi sözü az, fenâ
sözü çokdur. Mâmafih iyileri intihâb ve cem’ edilecek olsa güzel bir
divânçe meydâna gelir.17

Ebubekir Nusret, şerhe başlamadan önce kendisine bir hedef
koyar: Sâib-i Tebrizî divânındaki elif harfli gazelleri şerh etmek…
Tasarladığı şerhi yazarken de de bu harfteki gazellerin tamamını değil,
tedârik olunduğu kadar olanını ele alır. Nusret’in bunu yapmasının
sebebi, Sâib’in yazdığı gazellerin çokluğudur. Sâib o kadar çok şiir
yazmıştır ki divânın büyüklüğünün tam olarak ne kadar olduğu hâlâ
belli değildir. Ebubekir Nusret’in bu şerhinde Sâib-i Tebrizî’nin

14 Osman Ünlü, Şerh-i Divân-ı Sâib-i Tebrizî’den Elif Harfli Gazeller,
Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Manisa 2001,
s. 28.
15 Bu konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgi için bkz. Osman Ünlü, agm, s.85-93.
16 Ali Nihad Tarlan, “Sâib-i Tebrizî”, Servet-i Fünûn, C. 4-III, S. 43, İstanbul
1925, s.296.
17
Muallim Nâci, Sâib’de Söz, İstanbul 1304, s. 9-11
Ebubekir Nusret’in… 447
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/6 Fall 2009
sadece elif harfli 167 gazelinin şerhi bulunmaktadır. Fakat bu gazeller
Sâib-i Tebrizî’nin elif harfli gazellerinin de küçük bir kısmıdır. Şârih
de şâirin gazellerinin çokluğuyla ilgili olarak bir divân nüshasında
sadece elif harfli gazellerin 400 adet olduğunu ifade eder: “Ammâ bu
kadar eş’âruñ kesret-i nazmı ile ki dîvân-ı müntehabında elif
kâfiyesinde dörtyüz gazel add etdüm.”18 Modern dönemde İran’da
Muhammed Kahraman’ın yayınladığı19 ve “Divân-ı Sâib-i Tebrizî”nin
[ خ [ harfine kadar olan kısmı bulunan ilk iki cildinde toplam gazel
sayısı 2312’dir. Divanın birinci cildindeki elif harfli gazel sayısı da
858’dir. Divanın küçük bir kısmını oluşturan bu sayı, divânın tamamı
dikkate alındığında Sâib’in ne kadar verimli bir şâir olduğu
anlaşılabilir.
Eserin ulaşılabilen nüshalarının isimleri aşağıda verilmiştir:
1. Süleymaniye Kütüphanesi Hamidiye Bl. No. 1139
Nüsha, Ebubekir Nusret’in ilk ve ikinci şerhlerinin
bulunduğu tek bir cilttir. Nüshanın ilk 163 yaprağında elif harfli
gazellerin şerh edildiği eser bulunmaktadır. Birkaç yapraklık
boşluktan sonra ikinci eseri başlamaktadır. Nüshanın sonundaki
kayıttan bizzat Ebubekir Nusret’in bu nüshayı tashih ettiği
anlaşılmaktadır. Mukavvadan, oyma zencirekli cildi olan nüshanın
278x180 mm sayfa ebadı ve 130x70 mm yazı ebadı bulunmaktadır. ilk
eser 163 yaprak, ikinci eser de 344 yapraktan oluşmaktadır. İkinci
eserin sonundaki kayıtta nüshanın hâcegândan Nuri adındaki biri
tarafından 12 Şaban 1179/24 Ocak 1766 tarihinde tamamlandığı
belirtilmektedir. İlk eserin istinsah tarihi ise 1164/1750’dir. Ayrıca
nüshanın en sonunda bizzat Ebubekir Nusret tarafından 1180 /1766
tarihinde tashih edildiği ifade edilmiştir.
2. Manisa İl Halk Kütüphanesi Yazma Eserler No: 2693
Bu kütüphanedeki nüshanın 290x153 mm sayfa boyutu,
203x101 mm yazı boyutu bulunmaktadır. 101 yapraklı olan nüshanın
her sayfası 31 satırdan oluşmaktadır.
3. Süleymaniye Kütüphanesi Lala İsmail Bl. No. 528
Vişne çürüğü renginde mukavva ciltli olan nüshanın
serlevhaları tezhiplidir. Ta’lik hatlı, sayfa boyutları 215x135 mm olan
nüsha 131 yaprak olup her sayfada 27 satır bulunmaktadır.

18 Osman Ünlü, agt, s. 137.
19 Muhammed Kahramân, Divân-ı Sâib-i Tebrizî, Çâp-hâne-i Şirket-i
İntişârât-ı İlmî ve Ferhengî, C.I 1364, C.II, 1365.
448 Osman ÜNLÜ
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/6 Fall 2009
4. Topkapı Sarayı Kütüphanesi Hazine Bl. 83920
Aharlı ince kağıttan, 235x135 mm boyutlarında 160
yapraktan oluşan nüshanın 80 mm satır uzunluğu vardır. Her sayfada
25 satır bulunmakta olup, ta’lik hatlı bir yazıyla yazılmıştır. Serlevha
ince müzehheb, cetveller yaldızlı, cildi mıklepli ve kırmızı renkli
deridir.
5. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Ty. 3008
6. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Ty. 3014
7. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Ty. 6409
8. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Ty. 9300
9. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Ty. 9700
Ebubekir Nusret’in Sâib-i Tebrizî’nin şiirlerini şerh ettiği
ikinci eserini divanda bulunan “te” harfli gazellere ayırmıştır. Nusret
ilk eserinin sonundaki hâtimede, Sâib’in şiirlerini ilk defa kendisinin
şerh etmiş olması hasebiyle bir kapı açtığını ve bu kapıdan geçecek
“erbab-ı himemden birisi”nin “bâ” harfli gazelleri şerh etmesi
temennisiniyle bitirmiştir21. Ancak ikinci eserin önsözünde uzun uzun
ilk eseriyle ilgili olayları anlatır. İlk eserin müsveddelerini temize
çekmesi için öğrencilerinden birine verir. Fakat o öğrenci eserin
birçok yerini bozup değiştirince üzülür. Eser etrafta okunup yayılınca
çevredekiler takdir etmeye başlarlar. Şevke gelen Nusret, divanın “te”
harfli gazellerinin tercümesini yapar ve bizzat kendi kalemiyle temize
çeker. Okuyucuya da eseri bir defa okuduklarında “anladım”
dememelerini tenbih eder. İlk gazel olarak da “nakşibendî-meşreb ve
şii-mezheb” gördüğü Sâib’in Mevlânâ’dan yardım isteyen ney
hakkındaki bir gazelini eserinin başına koyar22
.
Yazılış tarihi belli olmayan eserde Sâib-i Tebrizî’nin 192
gazeli şerh edilmiştir. Eserin sonunda yer alan ve Sâib-i Tebrizî’nin
şiirlerinin konularıyla ilgili olarak şârih tarafından yapılan
sınıflandırma dikkat çekicidir. Burada Ebubekir Nusret şâirin
şiirlerinin dört kısma ayırır: “ma’lûm ola ki Sâib merhumuñ eş’ârı
dört kısımdur. İkisi âyât ve ehadisüñ meâni-i lâtifeleridür ki şiddet-i
zekâsından levâzım-ı karîbe vü baîdeleriyle nazm etmişdür ve dakîk
olabildiğümüzüñ ekseri sarâhaten muharrer eyledük ve bir kısım dahı

20 Fehmi Edhem Karatay, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Türkçe
Yazmalar Katalogu C.II, İstanbul 1961, s. 84
21 Osman Ünlü, agt, s. 330.
22 Süleymaniye Kütüphanesi Hamidiye Bl. 1139, yk. 168a
Ebubekir Nusret’in… 449
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/6 Fall 2009
hikemiyâtdur ki erbâb-ı zevk u irfânı mest etmede hamr-ı behiştî
ta’âmına kâim olur ve bir kısmı dahı pend ü nushuñ kesretinden
tabi’ate melâl gelmesün deyü evsâf-ı hûbân dâhilât-ı mestân ve
vâkı’ât-ı zamân ve hâdisât-ı devrândan ibâret bir manâdur ve bir
amelüñ ekseri hayr olınca cümlesi hayra istihâle edeceği aslında
mezhebündendür.23

Eserin ulaşılabilen nüshaları şunlardır:
1. Süleymaniye Kütüphanesi Halet Efendi Bl. No. 714
225x120 mm sayfa ebadı ve 165x65 mm yazı ebadı
bulunmaktadır. Toplam 306 yaprak olan her sayfada 25 satır vardır.
Nüsha şârih nüshasından Ahmed Hamdi tarafından 1185/1771 yılında
istinsah edilmiştir.
2. Süleymaniye Kütüphanesi Lala İsmail Bl. No. 161
Nüshanın 210x155 mm sayfa ebadı ve 140x85 mm yazı
ebadı bulunmaktadır. Toplam 348 yaprak olan her sayfada 25 satır
vardır. Nüsha Mehmed Sâdık bin el-Hâc Yûsuf tarafından 1181/1767
tarihinde istinsah edilmiştir.
3. Topkapı Sarayı Kütüphanesi Hazine Bl. 68524
Aharlı kâğıt, 220x140 mm, 292 yaprak. Sahifede nesihle 75
mm uzunluk ve 25 satır. Müellif tarafından 1191/1777’de mukabele
ve tashih edilmiştir. Serlevha müzehheb, cetveller yaldız ve kırmızı
mürekkeple yazılmıştır. Cildi miklepli, cildi de vişne çürüğü renkli
deridir.
4. Berlin Şehir Kütüphanesi Ms. or. fol. 408025
Nüshanın 265x150 mm sayfa ebadı ve 190x95 mm yazı
ebadı bulunmaktadır. Toplam 259 yaprak olan her sayfada 23-25 satır
vardır. Nüsha 9 Zilhicce 1178/30 Mayıs 1765 tarihinde istinsah
edilmiştir.
5. Bratislava Üniversitesi Kütüphanesi TD 1926
Nüshanın 240x155 mm sayfa ebadı ve 175x90 mm yazı
ebadı bulunmaktadır. Toplam 273 yaprak olan her sayfada 23 satır

23 Ebubekir Nusret, Şerh-i Tâiyât-ı Sâib-i Tebrizî, Lala İsmail No. 161,
yk.348b
24 Fehmi Edhem Karatay, age, s. 84
25 Hanna Sohrweide, Verzeichnis der Orientalischen Handschriften in
Deutschland, Band XIII, Türkische Handschriften Teil, 5 Wiesbaden 1981, s. 246-
247
26 Josef Blaskovic, Arabische, Türkische und Persische Handscriften der
Universıtatsbibliothek in Bratislava, Bratislava 1961, s. 366
450 Osman ÜNLÜ
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/6 Fall 2009
vardır. Nüsha Abdullah b. İbrahim es-Serâyî tarafından 1266/1850
yılında istinsah edilmiştir.
6. Kâhire Hidiv Kütüphanesi No. 864327
Nüsha 249 yaprak ve her sayfada 21 satırdan oluşmaktadır.
1190/1786 yılında Mehmed Abdüllatif tarafından istinsah edilmiştir.
7. Süleymaniye Kütüphanesi Hamidiye Bl. No. 113928
8. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Ty. 4223
9. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Ty. 1227
Ebubekir Nusret, Sâib-i Tebrizî divânına yaptığı üçüncü
şerhinde divânın bütün harflerinden seçtiği gazellere yer vermiştir. Bu
eserinin başında Nusret, daha önce Sâib’in “elif” ve “tâ” harfli
gazellerine şerh yazdığını ve bu ikiliyi üçlü yapmak için eserini
kaleme aldığını ifade eder: “Ma’lûm ola ki bundan akdem Sâib
merhûmuñ divân-ı ma’ârif-meşhûnundan elif ve tâ kâfiyelerinüñ
müntehâblarından vâfir gazeller terceme olınmış idi. Hâlâ o
müsennâyı müselles etmek kasdıyla her kâfiyeden bulınmak üzre
mevcûd olan divânçesine nazar-ı terceme ile tekmîli müyesser olmagın
mu sakâta-i irfâna tenezzül buyuran ihvân içün tebyîzine himmet
olınmuşdur29
.” Eserin yazım tarihi belli değildir. Ancak eserin bir
yerinde 1184/1170 yılından bahsedildiğine göre bu tarihten once
yazılmış olmamalıdır30
.
1. Süleymaniye Kütüphanesi Hacı Mahmud Bl. No.
3377
188x116 mm sayfa ebadı ve 137x62 mm yazı ebadı
bulunmaktadır. Toplam 368 yaprak olan her sayfada 15 satır vardır.
Nüsha Mehmed el-Lâtif tarafından 1188/1774 tarihinde istinsah
edilmiştir.
2. Süleymaniye Kütüphanesi Hafid Ef. Bl. No. 368

27 Ali Hilmi el-Dağıstanî, Fihristü’l-kütübi’l- Türkiyya el-mevcudehu fi’lkütübhaneti’l-Hidiviyye,
Kahire 1306, s. 134.
28 Bu nüshada hem ilk hem de ikinci eser bulunmaktadır. Aynı müstesihin
kaleminden çıkmış olan nüshalar sonradan birleştirilip ciltlenmişlerdir.
29 Hüseyin Gönel, Şeh-i Ba’zı Gazeliyat-ı Sa’ib-i Tebrizî ve Şerh Metodu,
Fatih Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2004, s.
116.
30 Hüseyin Gönel, agt, s. 133; Emrullah Yakut, Sâib-i Tebrizî Divânı
Şerhi’nin İncelenmesi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek
Lisans Tezi, İstanbul 2007.
Ebubekir Nusret’in… 451
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/6 Fall 2009
Nüshanın 210x140 mm sayfa ebadı ve 150x70 mm yazı
ebadı bulunmaktadır. Nesih hatla kaleme alınmış olan nüsha 244
yapraktan oluşmaktadır.
Modern dönemde Ebubekir Nusret’in bu şerhlerine çok fazla
değinilmemiş, çoğunlukla diğer nesir türleri ve şerh örnekleri gibi
kenarda kalmıştır. Yakın bir zamana kadar bu şerhler üzerinde
herhangi bir akademik yazı veya tez çalışması yapılmamıştı. Fakat son
on yıl içinde bu şerhler üzerinde birbiri ardına üç farklı yüksek lisans
tezi çalışması yapılmış ve bu zengin miras ortaya çıkarılmaya gayreti
gösterilmiştir. Ancak bu tez çalışmalarının gözle görülür eksiklikleri
de yok değildir.
Ebubekir Nusret’in şerhleriyle ilgili ilk çalışma tarafımızdan
yapılan yüksek lisans tez çalışmasıdır. Bu çalışmada Süleymaniye
Kütüphanesi Hamidiye 1139 nüshası esas nüsha olarak kullanılmış,
Lala İsmail 528 ile Manisa İl Halk Kütüphanesi 2693 nüshaları tenkitli
metin oluşturmak için kullanılmıştır. Ancak diğer eserler ve nüshaları
konusunda kataloglar taranarak ve nüshalar görülerek hazırlanan
bilgiler zamanın yetersiz olduğundan dolayı tez çalışması içinde
değerlendirilememiştir. Bu eksiklik, Türk Edebiyatındaki Sâib-i
Tebrizî şerhlerine genel bir yaklaşımda bulunduğumuz yazıda bir
ölçüde giderilmiş ve Ebubekir Nusret’le ilgili bölümde kısa da olsa
onun şerhleri ve nüshaları hakkında bilgiler verilmiştir31
.
Ebubekir Nusret’in şerhleriyle ilgili ikinci tez çalışması
Hüseyin Gönel tarafından yapılmıştır. Bu tezde Nusret’in üçüncü
eserinin Süleymaniye Kütüphanesi Hafid Efendi 368 nüshası
kullanılmıştır. Ancak eser ve nüshanın tamamına tez metninde yer
verilmemiştir. Gönel, çalışmasında 244 yaprak büyüklüğündeki
nüshanın ilk 75 yaprağında bulunan 38 gazelin transkripsiyonunu
yapmış, eserin geri kalan kısmını teze almamıştır. Nusret’in diğer
şerhleriyle ilgili olarak da elif ve te kafiyeli gazellerine yaptığı şerh
olarak kısaca bahsetmiş, daha fazla detaya yer vermemiştir.
Üçüncü ve son çalışma ise Emrullah Yakut tarafından
tamamlanmıştır32. Yakut tezinde tıpkı Hüseyin Gönel gibi Nusret’in
üçüncü şerhini ele almıştır. Eserin Süleymaniye Kütüphanesi Hacı
Mahmud Bl. 3377 nüshası esas alınmış, Hafid Ef. 368 nüshasından da
yararlanılmıştır. Yakut, toplamda 368 yaprak olan nüshanın
tamamının çeviriyazısını vermemiştir. Eserin ilk 171 yaprağında
bulunan 47 gazelin metni verilerek çalışma sonlandırılmış ve bu
durum çalışma içinde belirtilmemiştir. Üstelik nüshanın başındaki

31 Osman Ünlü, agm, s. 88.
32 Emrullah Yakut: agt, s. 39.
452 Osman ÜNLÜ
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/6 Fall 2009
önsöz de çeviriyazı metne dahil edilmemiş, çalışma ilk gazelin
metniyle başlatılmıştır33. İnceleme kısmında eserin önsözünde yer alan
bilgilerin kullanılması ve kaynağın dipnotta eserin nüshası olarak
gösterilmesine rağmen tez metnine alınmamıştır34. Yazar, aynı yerde
Nusret’in diğer iki şerhi hakkında kısaca bilgi verirken bu eserlerin
Süleymaniye Kütüphanesinin bünyesinde bulunan ve hacimleri hiç de
küçük olmayan nüshaları için “küçük hacimli şerhler” ifadesini
kullanmıştır35
.
Ebu Bekir Nusret, eserinde beyitlerin şerhi sırasında diğer
şârihlerin yaptığı gibi ayrıntılı gramer ve dil incelemesine girmeden
doğrudan birebir olarak Türkçeye tercüme yoluna girmiştir. Çoğu
zaman beyitlerin sadece Türkçe çevirisi verilmekle yetinilmiş, bazen
de kelimelerin ve mazmunların kısaca açıklanması yoluna gidilmiştir.
Ayrıca şerh esnasında beyitle veya konuyla ilgisi ve benzerliği
bulunan birçok şairden örnekler vermiştir36. Bu örnekler aynı zamanda
Ebu Bekir Nusret’in edebî bilgisi ve birikiminin de göstergesidir. O,
Sâib-i Tebrizî’nin gazellerini şerh ederken ayrıntıya girmeden
kaçınmış, şerhi gerektiği ve lüzûmunu hissettiği zamanlarda uzun
tutmuş, eseri okuyucuyu sıkmadan kısa, anlaşılır bir üslûpla kaleme
almıştır. Nusret bu üslûbuyla klâsik şerh geleneğinden de ayrılır.
Ebubekir Nusret’in şerhlerinde kullandığı bakış açısı
tasavvufîdir. Yorumlarında bu bakış açısı çok açık bir biçimde
görülür. Sâib’i “nakşibendî-meşreb ve şii-mezheb” olarak gören
Nusret onun şiirlerinde kullandığı bazı tabirleri ve mazmunları
beğenmez, onları “mezâmin-i laubâliyâne”
37 bulur. Onun şii
mezhebinden olmasına rağmen divanında bu mezhebe dair olan
mazmunların çok nadir olduğunu, bulunanların da divanındaki tevhid
ve na’atlar hürmetine affedilebileceğini ifade eder38
.
Türk edebiyatında oldukça büyük bir öneme sahip olan ve
çok eski dönemlere dayanan şerh metinlerinin kütüphanelerde kayıtlı
yüzlerce eser ve binlerce nüshası bulunmaktadır. bu eserlerin hem
metin yönünden39 hem de metot yönünden40 ele alınmaları henüz çok

33 Emrullah Yakut, agt, s. 16.
34 Emrullah Yakut, agt, s. 12.
35 Emrullah Yakut, agt, s. 12.
36 Osman Ünlü, agt, s. 19
37 Hüseyin Gönel, agt, s.151; Emrullah Yakut, agt, s. 68.
38 Hüseyin Gönel, agt, s.165; Emrullah Yakut, agt, s. 89.
39 Türk Edebiyatında şerh çalışmalarının derli toplu bir litetarür taraması için
bkz. OzanYılmaz, “Kâsik Şerh Edebiyatı Literatürü”, Türkiye Araştırmaları
Literatür Dergisi, C.V, S.9, İstanbul 2007, s. 271-304.
40 Bu konuda meselenin çözümüne yönelik kuramsal çözüm önerileri için şu
yazılara bakılabilir: Tunca Kortantamer, “Teori Zemininde Metin Şerhi Meselesi”,
Ebubekir Nusret’in… 453
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/6 Fall 2009
yenidir. Her şeyden önce oldukça büyük hacimli olan bu metinlerin
ortaya çıkarılması, üzerlerinde kuramsal ve metodik olarak
çalışılması ve klâsik şerh sisteminin oluşturulmasının aynı zamanda
neredeyse unutulmuş olan belâgat çalışmalarına önemli katkı
sağlayacağı bilinmelidir.
KAYNAKÇA
Ali Hilmi el-Dağıstanî, Fihristü’l-kütübi’l- Türkiyya el-mevcudehu
fi’l-kütübhaneti’l-Hidiviyye, Kahire 1306.
BLASKOVIC, Josef, Arabische, Türkische und Persische
Handscriften der Universıtatsbibliothek in Bratislava,
Bratislava 1961.
DİRİÖZ, Meserret, “Sâib’in Türkçe Şiirleri”, Türk Kültürü
Araştırmaları, Y: XVI/1-2, 1977-1978, Ankara 1978, s.
277-301.
Ebubekir Nusret, Şerh-i Tâiyât-ı Sâib-i Tebrizî, Lala İsmail No. 161.
Fatin, Hâtimetü’l- Eş’âr, İstanbul 1271.
GENCELİ, Ali, “Tebrizli Sâib”, Türk Amacı, S.I, Ankara 1942, s.33-
36.
GENCELİ, Ali, “Tebrizli Sâib”, Türk Amacı, S.II, Ankara 1942,
s.52-60.
GÖLPINARLI, Abdülbâki, Mevlanâ’dan Sonra Mevlevîlik, İstanbul
1983.
GÖNEL, Hüseyin, Şeh-i Ba’zı Gazeliyat-ı Sa’ib-i Tebrizî ve Şerh
Metodu, Fatih Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2004.
İPEKTEN, Haluk, Nâilî, Ankara 1986.
İZ, Fahir, Eski Türk Edebiyatında Nazım, C.II, İstanbul 1967.
KAHRAMÂN, Muhammed, Divân-ı Sâib-i Tebrizî, Çâp-hâne-i
Şirket-i İntişârât-ı İlmî ve Ferhengî, C.I 1364, C.II, 1365.

Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, S.VIII, İzmir 1994,
s.1-10; Mine Mengi, “Metin Şerhi, Tahlili ve Tenkidi Üzerine Düşünceler”, Dergâh,
C.VIII, S.93, İstanbul, 1997, s.8-10; Emine Yeniterzi, “Metin Şerhiyle İlgili
Görüşler”, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, S.5, Konya 1999, s.
59-68; M. A. Yekta Saraç, “Şerhler”, Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara 2006, C.II, S.
121-132
454 Osman ÜNLÜ
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/6 Fall 2009
KARATAY, Fehmi Edhem, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi
Türkçe Yazmalar Katalogu C.II, İstanbul 1961
KOÇAK, Aynur, “Hoca Nusret Efendi ve Divânı”, Dünü ve
Bugünüyle Harput -Tarih-Edebiyat-ŞiirFolklor,
C.I, Elazığ 1999, s. 469-476.
KORTANTAMER, Tunca, “Teori Zemininde Metin Şerhi Meselesi”,
Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları
Dergisi, S.VIII, İzmir 1994, s.1-10.
Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmanî, C. IV, İstanbul 1314.
Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri, C. III, İstanbul 1343.
MENGİ, Mine, “Metin Şerhi, Tahlili ve Tenkidi Üzerine Düşünceler”,
Dergâh, C.VIII, S.93, İstanbul, 1997, s.8-10.
Muallim Nâci, Esâmi, İstanbul 1309.
Muallim Nâci, Sâib’de Söz, İstanbul 1304.
OKUMUŞ, Ömer, “Hind Üslûbu (Sebk-i Hindî),” Atatürk
Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Edebiyat Bilimleri
Araştırma Dergisi, S.17, Erzurum 1989, s. 107-117.
SÂDIKÎ, Zekiye, Sâib-i Tebrizî’nin Türkçe Gazelleri, İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı
Mezuniyet Tezi, No: 1551, İstanbul 1948.
SARAÇ, M. A. Yekta, “Şerhler”, Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara
2006, C.II, S. 121-132.
SOHRWEİDE, Hanna, Verzeichnis der Orientalischen
Handschriften in Deutschland, Band XIII, Türkische
Handschriften Teil, 5 Wiesbaden 1981.
Şefkat, Tezkire-i Şuarâ-yı Şefkat, Millet Kütüphânesi Ali Emirî No:
770.
Şemseddin Sâmi, Kâmûsu’l-A’lâm, C. VI, İstanbul 1316.
TARLAN, Ali Nihad, “Sâib-i Tebrizî”, Servet-i Fünûn, C. 4-III, S.
43, İstanbul 1925, s.296.
ÜNLÜ, Osman, “Türk Edebiyatında Saib-i Tebrizî Şerhleri”, Celal
Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, S.2006/1,
Manisa 2006, s.85-93.
ÜNLÜ, Osman, Şerh-i Divân-ı Sâib-i Tebrizî’den Elif Harfli
Gazeller, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yüksek Lisans Tezi, Manisa 2001.
Ebubekir Nusret’in… 455
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/6 Fall 2009
YAKUT, Emrullah, Sâib-i Tebrizî Divânı Şerhi’nin İncelenmesi,
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek
Lisans Tezi, İstanbul 2007.
YAZICI, Tahsin, “Sâib”, İslâm Ansiklopedisi, C.X, İstanbul 1966,
s.75-76.
YENİTERZİ, Emine, “Metin Şerhiyle İlgili Görüşler”, Selçuk
Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, S.5, Konya
1999, s. 59-68.
YILMAZ, Ozan, “Kâsik Şerh Edebiyatı Literatürü”, Türkiye
Araştırmaları Literatür Dergisi, C.V, S.9, İstanbul 2007,
s. 271-304
YÖNTEM, Ali Canib, “Sâib’in Türkçe Gazelleri”, Hayat Mecmuası
C.III, Sene, 1927-28, İstanbul, 1928.

Konular