SELÇUKLULAR DEVRİNDE TÜRK SARAYLARINDA FARS ŞÂİRLERİ

Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 6/1 Winter 2011, p. 1433-1441, TURKEY
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 6/1 Winter 2011
SELÇUKLULAR DEVRİNDE TÜRK SARAYLARINDA FARS ŞÂİRLERİ
Hüseyin KAYHAN
ÖZET
Selçuklular Farsçayı edebiyat dili haline getirince Farsça altın çağını
yaşamağa başladı. Fars dili ve edebiyatının bu dönemde büyük gelişme ve
yayılma göstermesi ile İran dışında, özellikle Irak ve Azerbaycan’da güçlü
yazarlar ve şâirler yetişti. Selçuklu sultanları Fars şiirine büyük ilgi gösterip,
bu dil ile eser veren şâir ve yazarları himâye ederek, teşvik ettiler. Selçuklu
devlet adamları ve komutanlarının da aynı çabayı göstermeleri Fars şiirini
ulaşabileceği en yüksek noktaya çıkardı. Türk hükümdarları her türlü
medeni gelişmede yaptıkları önderlik görevini burada da ortaya koyarak, Fars
kültürünün gelişip büyümesine yardım etmişlerdir.
Anahtar Kelimeler: Selçuklular, Fars Şâirleri, Atabegler, Azerbaycan,
İran.
PERSIAN POETS IN TURKISH PALACES DURING THE SELJUK
PERIOD
ABSTRACT
When the Seljuks made Persian a language of literature, Persian
entered its golden era. With the development and spreading of Persian
language and literature during this period strong writers and poets emerged
outside of Iran and especially in Iraq and Azerbaijan. The Seljuk sultans
showed an interest in Persian poetry and protected and encouraged the poets
and writers writing in this language. With the same effort coming from the
Seljuk leaders and commanders, Persian poetry reached its pinnacle. Turkish
rulers carried out the same leadership that they displayed in every civil
advancement and helped in the development of Persian culture.
Keywords: Seljuks, Persian Poets, Atabeg, Azerbaijan, Iran.
Ġran’da hâkimiyet kuran Selçuklular, Farsçayı devlet dili yaparak, Fars kültürünün geliĢmesine
önemli katkılarda bulundular. Gazneliler zamanında Fars dili himâye edilip, resmi dil haline getirilmeğe
çalıĢılmıĢ ise de, bu faaliyet baĢarısızlığa uğramıĢtı. Selçuklulardan önce Buveyh Oğulları devleti
Farsçayı ihmal ederek geliĢmesini önlemiĢ ve Ġran’ın doğu bölgelerine sıkıĢıp kalmasını sağlamıĢ, batıda
kalan Ģâir ve yazarlar eserlerini Arapça yazmak durumunda kalmıĢlardı. Selçuklular bu durumu tersine
çevirerek Farsçayı edebiyat dili haline getirince, Arapça sadece dinî eserlerin yazımında kullanılır oldu.

 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, elmek: hukaturk@hotmail.com
1434 Hüseyin KAYHAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 6/1 Winter 2011
Böylece Farsça bu dönemde altın çağını yaĢamağa baĢladı. Fars dili ve edebiyatının büyük geliĢme ve
yayılma göstermesiyle, Ġran dıĢında da, özellikle Irak ve Azerbaycan’da güçlü yazarlar ve Ģâirler yetiĢti.
Selçuklu sultanları Fars Ģiirine büyük ilgi göstererek, bu dil ile eser veren Ģâir ve yazarları himâye edip,
teĢvik ettiler. Selçuklu devlet adamları ve komutanlarının da aynı çabayı göstermeleri, Fars Ģiirini
ulaĢabileceği en yüksek noktaya çıkardı. Bu devirde yazılmıĢ olan mensur eserlerde anlaĢılması zor
kelimeler ve deyimler kullanılırken, aralara birtakım ayet, hadis, vecize ve atasözleri serpiĢtirilmiĢ,
Arapça ve Farsça Ģiirlerle süslenmiĢti. Ebû’l-Meâlî’nin Kelile ve Dimne’si, Nizâmi-i Arûzî’nin Çahar
Makale’si ile Ġbn Funduk’un Târih-i Beyhak’ını buna misal verebiliriz. Manzum eserlerde ise çok daha
sade bir anlatım göze çarpmaktadır.1
Fars Ģiiri açısından Selçuklu döneminin en belirgin özelliği, saray Ģâirliğinin Ģâirlerin gözünde
itibar kaybına uğramasıdır. Bu dönemde saray Ģâirliği methiyecilik olarak görülmüĢ ve seviyesiz bir
meslek olarak kabul edilmiĢtir. Bu fikirde olanların baĢında da Nâsır-ı Husrev ve Senâî gelmektedir.
Ancak uzun süre gücünü devam ettirmiĢ ve ileri düzeyde Ģiirler söyleyen Ģâirler de ortaya çıkmıĢtır. Bu
Ģâirlerin en tanınmıĢı Enverî’dir. Hikmetli Ģiirler yazan Senâî de zaman zaman saraya yönelmek zorunda
kalmıĢtır. Saray Ģâirliğinin itibar kaybına uğramasındaki temel etken ise, cismânî âleme sırtını dönerek
halka yönelen tasavvuftur. Senâî, Ġslâm’ın Ġran’a özgü yorumlanıĢı olarak kabul edilebilecek Ģâirâne
felsefenin Ģiirdeki ilk temsilcisi olmuĢ ve bunu diğerleri devam ettirmiĢtir. Ġslâm öncesi Ġran kültürüne ait
izler silinmemiĢ, bilakis çok canlı bir Ģekilde Ģiirde yerini korumuĢtur. Hakânî ve Nizâmî bu yönde mili
Ġran geleneklerini devam ettiren en tanınmıĢ Ģâirlerdir.2
Selçuklular dönemindeki bu geliĢmeyle birlikte Ģiirde maddî hislerin, beĢerî zevklerin ve dıĢ
dünyaya yönelik gözlemlerin yerini dinî, ahlâkî ve tasavvufî diye nitelendirilen bir bakıĢ ve algılayıĢ
almıĢtır.3
Selçuklu sultan ve idarecilerinin ilim adamlarıyla, sufîlere gösterdiği ilgi ve himâye bu
geliĢmelerde önemli bir yere sahiptir.
Büyük Selçuklular Devri
Selçuklu Devleti kurulduğu andan itibaren kendisinden önce Ġran’da kurulmuĢ diğer devletler gibi
Fars kültürünü koruyan ve kollayan bir kültür siyâseti uygulamağa baĢlar. Bu cümleden olarak, Sultan
Tuğrul Bey, devletin fiilen kurulduğu 1038 yılından itibaren, Fars kültürünün önde gelen temsilcileri olan
Ģâir ve ediplerle, ilim adamlarını çevresinde toplamayı ve onlara kol kanat germeyi ilke edinir. Fars
edebiyatının önde gelen Ģâirlerinden olan Fahreddîn-i Gurgânî, yukarıda belirtilen tarihten 1050’lerin
baĢlarına kadar Tuğrul Bey’in himâyesinde kalır ve onun yanından ayrılmaz. Eseri Veys u Râmîn’de bile
Tuğrul Bey’in faaliyetleri hakkında bilgi vermekten kaçınmaz.
4
Yine Sultan Alp Arslan Ģâirleri seven ve koruyan, onlara büyük paralar bahĢeden bir devlet
adamıdır. Emîru’Ģ-ġua’râ Burhânî, onun yanında bulunmuĢ, yazdığı Ģiirlerle onun iltifatını ve zengin
hediyelerini kazanmıĢtır.
5
Sultan MelikĢah devrinin en önemli Ģâiri ise, Meliku’Ģ-ġua’râlığa tayin olunan Ebû Abdullah elMu’izzî
en-NiĢâbûrî’dir. Sultan MelikĢah onu himâyesine almıĢ ve ihsanlara boğmuĢ, kendisini Bizans’a
elçi olarak göndermiĢtir.
6 Cemâleddîn Fahru’Ģ-ġua’râ Muhammed b. Ali es-Sirâcî ve el-Kâfî Zafer elHemedânî
de MelikĢah’ı öven Ģiirler yazmıĢlardı.
7 Ebû Muhammed b. Muhammed el-ReĢîdî es-

1 Bedîullâh Debîrî Nejâd, 341.
2 H. Kırlangıç, 100 vd.
3 Zebîhullah-i Safâ, Târîh-i Edebiyât, II, 356–357; A. Karaismailoğlu, 4.
4 Zebîhullah-i Safâ, Târîh-i Edebiyât, II, 372 vd.; ayn. mlf., İran Edebiyatı, I, 184.
5 Nizâmî el-Arûzî, 42 vd.
6 DevletĢah Semerkandî, I, 100-101; Muhammed Avfî, II, 69 vd.; Nizâmî el-Arûzî, 43; Zebîhullah-i Safâ, Târîh-i
Edebiyât, II, 508; ayn. mlf., İran Edebiyatı, I, 201.
7 Muhammed Avfî, II, 210 vdd., 324 vdd.
Selçuklular Devrinde Türk Saraylarında Fars Şâirleri 1435
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 6/1 Winter 2011
Semerkandî yine MelikĢah için Ģiir yazan Ģâirlerden birisiydi.8 Yine Emîru’Ģ-ġua’râ Burhânî de,
MelikĢah’ın himâyesinde ve hizmetinde bulunmuĢ, onun için Ģiirler yazmıĢtır.
9
Alparslan’ın oğullarından Horasan valisi olan Ebû’l-Fevâris ToganĢah’ın en yakınında olan
kiĢilerden birisi de devrin önde gelen Ģâirlerinden Ezrakî’dir. Selçuklu meliki bu Ģâire o kadar yakındır ki,
Herat’ta olmadığı zamanlarda mektuplaĢmak suretiyle kendisinden haberler almaya çalıĢmıĢtır.10
Meliku’Ģ-ġua’râ Mu’izzî ise, Sultan MelikĢah’ın ölümünden sonra oğlu Sultan Berkiyaruk’un
himâyesine girmiĢtir. Bu yönde onu öven birçok Ģiirler yazmıĢtır.
11
Sultan Muhammed Tapar da bu anlayıĢı devam ettirmiĢti. Onun zamanında Farsça Ģiir yazan ve
himâyesine aldığı Ģâirler Ģunlardır: Mu’izzî, Ebû’l-Meâli Nehhas, Ebû’l-Mefâhir-i Râzi, Mencîk ve
ġiblu’d-Devle.12 Özellikle Ebû’l-Mefâhir-i Râzî, Muhammed Tapar’ın teveccühüne mazhar olmuĢ,
13
Emîru’l-A’mîd el-A’lem Fahreddîn Tâcu’l-Efâzil Hâlid b. er-Rebîu’l-Mekkî et-Tûlânî de Muhammed
Tapar’ı öven Ģiir yazmıĢtır.14
Sultan Sancar da, uzun süren parlak saltanat döneminde birçok Ģâiri sarayına ve himâyesine alıp,
onları her açıdan teĢvik etmiĢti. Çünkü kendisi de Ģiirden çok iyi anlamaktadır.
15 Onun himâyesinde
bulunmuĢ baĢlıca Ģâirler Ģunlardır: Edîb-i Sâbir, ReĢid-i Vatvat, Abdulvâsi-i Cebelî, Enver-i Hâverânî,
Ferd-i Kâtip Melik Ġmâd-ı Zevzenî, Seyyid Hasen-i Gaznevî, Mihistî ve Perî Perî.16 Buna Seyyid EĢref’i
de dâhil edebiliriz.
17 ġihâbî Gazâl Hocendî de, Ģiirlerinde Sancar’ı övmüĢtür.18 Hakîm ġemsî el-A’rec enNeccârî19
ve ġemseddîn MubârekĢah Ġbnu’l-Ġzz el-Sancarî yine onun yanında bulunmuĢ ve onu öven
Ģiirler yazmıĢtır.20 ġerefu’Ģ-ġu’arâ KûĢekî el-Kâînî de Sancar’ın çevresinde bulunan Ģâirlerdendi ve onun
için Ģiirler yazmıĢtı.21 Ebû Hanîfe Askâf da onun devrinde Merv’de yaĢamıĢ Ģâirlerden idi ve onun
çevresinde bulunmuĢtu.22 Evhadeddîn Muhammed b. Muhammed el-Enverî ve Emîru’Ģ-ġua’râ Mu’izzî de
onun yanında bulunmuĢ ve iltifatlarına ve himâyesine mazhar olmuĢtur.
23
Irak Selçukluları Devri
Büyük Selçukluların devamı olarak batıda kurulan Irak Selçukluları, iç meselelerle uğraĢan ve
istikrarsızlık görüntüsü veren bir devlet konumunda olmasına rağmen, hükümdarları ilim, sanat ve
edebiyata gerekli önemi vermiĢler, bunlarla uğraĢanları ise koruyup, teĢvik etmiĢlerdir. Bu durum Türk-
Ġslâm devletlerinde öteden beri olagelen geleneksel anlayıĢın tabii bir uzantısıydı. Türk hanedanları ve
hükümdarları en zor anlarında bile ilim, sanat ve edebiyata gereken önemi vermiĢler ve koruyucu,
geliĢtirici vasıflarını sürdürmüĢlerdir.
Ġmâdî Dîvânı’nda Sultan I. Tuğrul’a övgü dolu Ģiirler yer almaktadır.
24 Bu da onun Tuğrul’un
himâyesi altında olduğunu göstermektedir.

8 Muhammed Avfî, II, 176.
9 Nizâmî el-Arûzî, 41.
10 Zebîhullah-i Safâ, Târîh-i Edebiyât, II, 432 vd.; ayn. mlf., İran Edebiyatı, I, 192.
11 Zebîhullah-i Safâ, Târîh-i Edebiyât, II, 509; ayn. mlf., İran Edebiyatı, I, 201.
12 DevletĢah, I, 134; Zebîhullah-i Safâ, Târîh-i Edebiyât, II, 509; ayn. mlf., İran Edebiyatı, I, 201.
13 DevletĢah, I, 133.
14 Muhammed Avfî, II, 138 vdd.
15 DevletĢah, I, 144.
16 DevletĢah, I, 114.
17 Râvendî, I, 183-189.
18 Muhammed Avfî, II, 393 vd.
19 Muhammed Avfî, II, 385 vd.
20 Muhammed Avfî, II, 349.
21 Muhammed Avfî, II, 174 vd.
22 Muhammed Avfî, II, 175 vd.
23 Muhammed Avfî, II, 126, 134; Nizâmî el-Arûzî, 41.
24 Râvendî, I, 204-205.
1436 Hüseyin KAYHAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 6/1 Winter 2011
Irak Selçukluları hükümdarı Sultan Mesud, Ģâirlere önem verirdi. Melîku'l-Efdâl Ebû'l-Mefâhîr-i
Râzî, kendi zamanında yaĢamıĢ ve iltifatlarına mazhar olmuĢ meĢhur bir Ģâir idi.25 Seyyîd Hasan Gaznevî,
Sultan Mesud'un adına Ģiirler yazmıĢtır.
26 Seyyid EĢref de Sultan Mesud’un himâyesindedir ve öldüğü
zaman onun için bir mersiye yazmıĢtır.
27
Sultan SüleymanĢah da, diğer hükümdarlar gibi Ģâirleri korumuĢtur. Bunlardan birisi de devrin
önemli Ģâirlerinden Cevherî-i Zerger’dir. Bu Ģâir onun hakkında çok güzel kasîdeler yazmıĢtır.
28 Ayrıca
Hasen-i Gaznevî’nin de onun için methiyeleri vardır.
29
Sultan MelikĢah’ın da Ģâirleri himâye ettiği görülmektedir. Bunlardan Hasen Gaznevî, diğer
sultanlara yaptığı gibi ona da methiyeler yazmıĢtır.
30
Sultan ArslanĢah zarif tabiatli bir hükümdardır ve Ģâirleri çok sevdiğinden meclisinde Ģâirler hiç
eksik olmazdı. Onun zamanında yaĢamıĢ ve himâyesine girmiĢ Ģâirler Ģunlardır: Efdaleddîn Hakanî,
Zahîreddîn-i Fâryâbî, Esîreddîn-i Ahsiketî, Mucîr-i Beylekânî, Kemâleddîn-i Nahcivânî, ġahfûr-i
NiĢâburî, Zulfikâr-i ġirvânî ve Seyyid Ġzzeddîn-i Alevî.31
Sultan II. Tuğrul ise, Ģâirleri korur ve onlara ihsanlarda bulunurdu. Bunlardan ġerefeddîn ġefreve-i
Ġsfahânî onu öven Ģiirler yazmıĢtır.
32 Yine nedimi Kemâleddîn Ġsmâil’in de onu öven Ģiirleri vardır.
33 Bu
Ģâirlere Ġmâdeddîn Gaznevî ve Zahîreddîn Faryabî'yi de eklememiz mümkündür.34 Muhammed b. Ahmed
Tûsî, "Acâibu'l-Mahlûkat" adlı eserini bizzat Sultan Tuğrul'a ithaf etmiĢti. Oldukça iyi bir Ģâirdir ve güzel
Ģiir okumasıyla ünlenmiĢtir.
35
Türkiye Selçukluları Devri
Anadolu’da yerleĢerek orayı yurt yapan Türkiye Selçukluları’nın da yoğun bir Ģekilde Fars
kültürünün etkisinde kaldıkları görülmektedir. Özellikle yönetim kademesinde bu etki kendini tam olarak
hissettirmekteydi. Diğer Selçuklu sultanları gibi Anadolu’dakiler de bu kültürün özellikle edebiyat
alanında yayılmasını teĢvik ettiler.
II. Kılıç Arslan Kemâleddîn Hubeys b. Ġbrahim-i Tiflisî’yi korumasına almıĢtır.36
I. Gıyâseddîn Keyhüsrev de Ģâirlere büyük desteklerde bulunmuĢtur. Râvendî, ona ithaf ettiği
eserinde büyük övgülerde bulunmuĢtur.37
Sultan II. SüleymanĢah, Farsça Ģiir yazan Ģâir leri korumuĢ ve desteklemiĢtir. Onlar da bu Türk
hükümdarına methiyeler yazmıĢlardır. Nitekim Zahîreddîn-i Faryâbî Ģiirlerinde onu övmektedir.38
Sultan I. Ġzzeddîn Keykâvus da Ģâirleri desteklemiĢtir. Mûsul’dan Hüsâmeddîn Salâr’ın kızı onu
öven Ģiir yazmıĢtır.39
Büyük sultanlardan I. Alâeddîn Keykûbad, her alanda olduğu gibi ilim, sanat ve edebiyat alanında
da her türlü geliĢmeyi teĢvik etmiĢtir. Moğol iĢgâli sırasında anavatanı Ġran’ı terk ederek Anadolu’ya
gelip yerleĢen Tuslu Bahaeddîn-i Ahmed Kanî, onun tarafından himâye altına alınmıĢ, saygı ve hürmet

25 DevletĢah, I, 131-132.
26 DevletĢah, I, 148-152.
27 Râvendî, I, 236-237.
28 DevletĢah, I, 199.
29 Râvendî, II, 263-264.
30 Râvendî, II, 242-244.
31 DevletĢah, I, 141, 142; Râvendî, II, 287-305.
32 DevletĢah, I, 249-251.
33 Cuveynî, II, 269.
34 Muhammed Avfî, II, 257 vdd.; M.A.Köymen, 232.
35 H. Kayhan, 320.
36 A. Kartal, 258.
37 Râvendî, I, 28.
Selçuklular Devrinde Türk Saraylarında Fars Şâirleri 1437
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 6/1 Winter 2011
görmüĢtü. Kelile ve Dimne ile bir Selçuk-nâme de yazan bu Ģâir, Alâeddîn Keykûbad’ı öven Farsça Ģiirler
de kaleme almıĢtır.
40
Alâeddîn Keykûbad, Dehhânî’ye Firdevsî’nin Şehnâme’sine benzeyen bir eser yazmasını istemiĢ
ve o da 20 bin beyitten oluĢan Farsça bir Selçuklu ġehnâmesi yazmıĢtı.41
II. Gıyâseddîn Keyhüsrev de Ģâir ve edipleri himâye etmiĢtir. Tuslu Bahaeddîn-i Ahmed Kanî,
onun için de Ģiirler yazmıĢ, iltifatına mazhar olmuĢ ve koruması altına girmiĢtir.
42
II. Ġzzeddîn Keykâvus da Tuslu Bahaeddîn-i Ahmed Kanî’i himâye etmiĢ ve iltifatlara
boğmuĢtur.
43
Kirman Selçukluları Devri
Batı Ġran’da Selçukluların bir kolu olarak ortaya çıkan Kirman Selçukluları da akrabaları gibi
yoğun bir Ģekilde Fars kültürünün etkisinde kalmıĢlardır. Bunun tezahürü olarak da Fars dili ile yapılan
ilmî ve edebî çalıĢmalara destek vermiĢ, bu yönde yetiĢmiĢ, isim yapmıĢ ilim ve edebiyat adamlarını
desteklemiĢlerdir. Döneminin ünlü Ģâirlerinden Gazneli Sirâceddîn Osman Muhtârî, himâyesine girdiği
Melik I. ArslanĢah’ı öven Ģiirler yazmıĢtır.
44 Yine aynı dönemin Ģâirlerinden Seyyid Abdulvâsi Garcistânî
de I. ArslanĢah’ın himâyesinde bulunmuĢ ve onu öven Ģiirler yazmıĢtır.
45
Melik Kavurd’un oğullarından EmîrânĢah da, ünlü Ģâir Ezrakî ile iyi iliĢkiler kurmuĢ, bunun
sonucu olarak Ezrakî, birkaç kasîdesinde bu Selçuklu Ģehzadesini övmüĢtür.
46
Harezmşahlar Devri
Selçukluların devamı olan Türk HarezmĢahlar Devleti hükümdarları da saraylarında Fars
Ģâirlerine yer vermiĢler ve onları her yönden desteklemiĢlerdir. HarezmĢah Atsız, ReĢiduddîn-i Vatvât’a
çok saygı göstermiĢ ve ona ihsanlarda bulunmuĢtur. O da Atsız’ı öven güzel kasîdeler yazmıĢtır.47
Ġl Arslan ise, Buhara’dan Harezm’e göç eden Mevlânâ Seyfeddîn’e çok itibar etmiĢ ve
Hâkânî’nin bir kasîdesine cevap yazmasını emretmiĢtir. O da yazdığı cevabî Ģiiriyle büyük baĢarıya
ulaĢmıĢtır.48
Bazı HarezmĢah hükümdarlarının Ģiirle bizzat uğraĢtıkları ve Ģiirler yazdıkları anlaĢılmaktadır:
Sultan TekiĢ, kardeĢi SultanĢah ile yaptığı taht mücadeleleri sırasında kardeĢinin gönderdiği kendisini
yeren ve ülkeyi aralarında taksim etmeyi öneren rubaisine aynı ustalıkla cevap vererek, saltanatın
bölünemeyeceğini ve sonucun savaĢ meydanlarında ortaya çıkacağını hatırlatmıĢtır.49
TekiĢ, aynı zamanda devrin önde gelen Ģâirlerini sarayında bulundurmuĢtur. Onun en tanınmıĢ
Ģâirlerinden birisi Seyfî-i NîĢâbûrî’dir.50

38 Ġbn Bîbî, I, 80-81.
39 Ġbn Bîbî, I, 142-147; O. Turan, 297, 321.
40 B. Firuzanfer, 169.
41 A. Kartal, 258. Bu eser günümüze kadar ulaĢamamıĢtır.
42 B. Firuzanfer, a.g.y.
43 B. Firuzanfer, a.g.y.
44 Nizâmî el-Arûzî, 127 vd.; E. Merçil, Kirmân Selçukluları, 214.
45 Sa’id Nefîsî, I, 82; E. Merçil, a.g.e., 214.
46 Zebîhullah-i Safâ, İran Edebiyatı, I, 192; E. Merçil, a.g.e., 211.
47 DevletĢah, I, 130-132.
48 DevletĢah, I, 172-173.
49 DevletĢah, I, 173-174.
50 DevletĢah, I, 155.
1438 Hüseyin KAYHAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 6/1 Winter 2011
Azerbaycan Atabegleri (İldenizliler)
Irak Selçuklularının enkazı üzerinde kurulan Azerbaycan Atabegleri Ġldenizliler de kendilerinden
öncekiler gibi ilim, sanat ve edebiyata ilgi duyup, bu yolda çalıĢan kiĢileri himâye etmiĢlerdi. Fars Ģiiri
özellikle bu atabegler zamanında çok büyük bir geliĢme gösterdi.
Atabeg ġemseddîn Ġldeniz, Ģâirleri seven, koruyan, destekleyen bir kiĢiydi. Mucîruddîn
Beylekânî, onun yanında itibar ve değer kazanmıĢ bir Ģâirdir.
51 Hakîm Mecdeddîn Fehmî en-Neccârî ona
bir mersiye yazmıĢtır.52 Devrin tanınmıĢ Ģâirlerinden birisi olan Zâhireddîn Faryâbî de, Ġldeniz’in
sarayında ve himâyesinde yaĢamıĢ, Dîvan’ında onu öven Ģiirler yazmıĢtır.53
Atabeg Cihân Pehlivân, ilmin ve sanatın geliĢmesi için çaba sarfetmiĢ, bu amaçla ilim adamları,
sanatçılar, edip ve Ģâirleri bizzat himâyesi altına alarak korumuĢ, onları teĢvik etmiĢtir.
54 Mecdeddîn
Ġftihâr el-Hukemâ Ebû es-Sehrî es-Sandelî onun için Ģiirler yazmıĢtır.55
Atabeg Kızıl Arslan, bilginleri, sanatçıları ve Ģâirleri korur, onları desteklerdi. Fâryab’lı bilgin ve
Ģâir Hâkim Rûhânî Semerkandî onun yanında bulunmuĢ, kendisini öven Ģiirler yazmıĢtır.56 Onun, yeğeni
Ebûbekir’in yanına gitmesinden sonra yerine Ģâir Mucîreddîn-i Beylekânî’yi almıĢ, ona son derece cömert
davranmıĢ, lütuf ve ihsanlarda bulunmuĢtur. DevletĢah’ın anlattığına göre, her hafta ipek ve atlastan
yapılmıĢ elbiseler verir, Mucîruddîn de onları öperek giyerdi. Bu durum diğer Ģâirler tarafından pek hoĢ
karĢılanmamakta, kıskançlık yaratmaktaydı.57 Yine devrinin önemli âlim ve Ģâirlerinden birisi olan
Esîreddîn-i Ahsiketî de Kızıl Arslan’ın himâyesine girmiĢ ve ona övgü dolu Ģiirler yazmıĢtır.
58 ġeyh
Nizâmî-i Gencevî de, onun büyük saygı duyduğu ve hürmet gösterdiği önemli bir Ģâirdi. Bazen Kızıl
Arslan’ı görmeğe gider ve onunla sohbet ederdi.59 Husrev ve Şirin kıssasını Kızıl Arslan’ın isteği üzerine
yazmıĢ ve eseri çok beğenildiği için kendisine bahĢiĢ olarak dört tane mamur köy verilmiĢtir.
60
Zahîreddîn-i Fâryabî de, Ġsfahan’dan Azerbaycan’a gelip Kızıl arslan’ın himâyesine girmiĢ ve on yıl
boyunca onun ihsan ve iltifatlarına boğulmuĢtur.
61 Bütün bunlara karĢılık olarak da, Kızıl Arslan’ı öven
güzel kasîdeler kaleme almıĢtır.62 Hassân el-A’cem Hakîm Hâkânî el-Hakâyikî de onun hizmetinde
bulunmuĢ ve onu metheden Ģiirler yazmıĢtır.
63
Atabeg Ebûbekir de, bilgin, Ģâir ve sanatçıları korur, desteklerdi. Zahîreddîn-i Fâryabî, amcası
Kızıl Arslan’ın sarayında bir müddet bulunduktan sonra onun yanına gelmiĢ ve onun himâyesine
girmiĢtir.
64 Lütuf ve ihsanlarına karĢılık, ona övgü dolu kasîdeler yazmıĢtır.65 Nizâmî-i Gencevî de,
Atabeg Ebûbekir’in devrinde yaĢamıĢ, onun himâyesine ve iltifatlarına mazhar olmuĢtur. Bu yüzden ona
derin bir saygı ve sevgi beslemekteydi. Bunun niĢanesi olarak da, Ģiirlerinin bir kısmını İskender-Nâme
adlı bir eserde toplayarak ona takdim etmiĢtir.66

51 DevletĢah, I, 193; Hüseyin Alyârî, 121.
52 Muhammed Avfî, II, 386-387.
53 Zâhireddîn Faryâbî, 59-60.
54 Cuveynî, II, 307-308; DevletĢah, I, 185-196. Bu son kaynağa göre, Cihan Pehlivan dönemini de içine alan devirde
yaĢayan ve Ġldeniz ile oğulları tarafından himâye gören büyük Ģâirler Ģunlardı: Esîreddîn-i Ahsîketî, Mücîr-i Beylekânî,
Zahîreddîn-i Faryâbî, ġeyh Nizâmî-i Gencevî, Kıvâmî-i Mutarrızî ve Yusûf-i Fuzûlî (bkz. DevletĢah, I, 196).
55 Muhammed Avfî, II, 334 vdd.
56 DevletĢah, I, 185-193.
57 DevletĢah, I, 191.
58 DevletĢah, I, 202.
59 DevletĢah, I, 212.
60 DevletĢah, I, 213.
61 DevletĢah, I, 190-191; Muhammed Avfî, II, 223 vd.
62 Zâhireddîn Faryâbî, 70-73.
63 Muhammed Avfî, II, 223 vd.
64 DevletĢah, I, 191; Muhammed Avfî, II, 298 vd.
65 Zâhireddîn Faryâbî, 373.
66 Ahmed AteĢ, “Nizâmî”, 324.
Selçuklular Devrinde Türk Saraylarında Fars Şâirleri 1439
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 6/1 Winter 2011
Atabeg Özbek, diğer atabekler gibi bilginleri, Ģâirleri korumuĢ ve desteklemiĢtir. Nasîreddîn
Tûsî’nin öğrencilerinden âlim ve Ģâir Hemedanlı Esîreddîn Emânî, onun için medhiyeler yazmıĢtır.67
Fars Atabegleri (Salgurlular)
Fars bölgesinde Irak Selçukluları’na bağlı bir atabeglik kuran Salgurlular da Fars kültürünün
geliĢip, yaygınlaĢmasında önemli pay sahibi olmuĢlardır. Fars atabegleri de âlim ve edipleri korumuĢ,
Farsça Ģiir yazan Ģâirler onlar tarafından büyük ilgi, alâka görmüĢtü. SalgurĢah gibi birçok atabeg bizzat
Ģiirle uğraĢan, iyi birer Ģâir idiler.68
Atabeg Tekle, Ģâirleri himâye etmiĢti. Ġzzeddîn ReĢîd-i ġirâzî, bu atabegi öven Ģiirler yazmıĢtır.
69
Atabeg Sa’d b. Zengi de Ģâirlerin koruyucusu idi. Ġzzeddîn ReĢîd-i ġirâzî, onun da yanında
bulunmuĢ ve övgü dolu Ģiirler yazmıĢtır.
70
Atabeg Ebûbekir, saltanatı süresince Fars Ģâirlerinin koruyucusu ve destekleyicisi olmuĢtu.
Devrin en büyük Ģâirlerinden Sa’dî-i ġirâzî, onun himâyesine girmiĢ ve Fars edebiyatının Ģaheserlerini
yazmıĢtır. Bu cümleden olarak, 1257 yılında bitirdiği meĢhur eseri “Bustân”ı onun adına ithaf etmiĢtir.71
Atabeg II. Sa’d da babası gibi Ģâirlerin koruyucusu idi. Sa’dî-i ġirâzî, onun da himâyesine mazhar
olmuĢ ve meĢhur eserlerinden “Gülistan” ı 1258 yılında tamamlayarak, ona ithaf etmiĢtir.
72
Mûsul Atabegleri (Zengiler)
Atabeg Ġzzeddîn II. Mesud’un Ģâirleri desteklediği ve koruduğu anlaĢılmaktadır. Bunların baĢında
gelen büyük Ģâir Nizâmî-i Gencevî, İskender-nâme’sinin ikinci kısmını oluĢturan 3700 beyitlik İkbâlnâme’yi
ona ithaf etmiĢtir.73
Doğu Anadolu Türk Beylikleri
Türk kültürünün Anadolu’daki temel taĢları olan Doğu Anadolu’da kurulan Türk
beylikleri mevcut durumdan etkilenerek Farsça Ģiir yazan Ģâirleri desteklemiĢlerdir. Erzincan
Mengücekli hükümdarı Fahreddîn BehramĢah, iltifat ve desteğine mazhar olan Nizâmî-i Gencevî
tarafından övülmektedir. Nizâmî-i Gencevî meĢhur eseri Mahzen-i Esrar’ı çevrede o kadar güçlü
Türk hükümdarları varken özellikle Fahreddîn BehramĢah’a ithaf etmiĢtir.74
Alâeddîn DâvudĢah da ilim, edebiyat ve sanata düĢkün bir hükümdardır. Kendisi Ģiirler
yazmıĢ ve devrinin önde gelen Ģâirlerini sarayına davet edip, himâyesine almıĢtır.75
Aruklular da, Anadolu’daki diğer Türk hanedanları gibi ilim ve kültürün geliĢmesine
çalıĢmıĢlar ve bu konuda da oldukça baĢarılı olmuĢlardır. Hüsâmeddîn TemurtaĢ, Ģiir ve
edebiyatla meĢgul olmuĢtur ve bu konuda oldukça bilgi sahibidir. O, ilim adamlarını ve Ģâirleri
himâye etmiĢ, onlarla ilmî ve edebî sohbetler yapmıĢtır.76
Sonuç olarak, Fars Ģiirinin Selçuklu ailesi ve onun devamı olan Atabegler ve beylikler zamanında
Türk idareleri tarafından büyük kabul gördüğü ve bu anlamda himâye altına alınarak geliĢmesini yüksek
bir hızda devam ettirdiğini söylemek gerekmektedir. Türk hükümdarları her türlü medeni geliĢmede

67 DevletĢah, I, 269-271.
68 Vassâf el-Hazre, 166.
69 Vassâf, 150.
70 Vassâf, a.g.y.
71 E. Merçil, Salgurlular, 141; T. Yazıcı, 36-41.
72 E. Merçil, a.g.y.; T. Yazıcı, a.g.y.
73 Ahmed AteĢ, a.g.y.
74 Nizâmî-i Gencevî, 34-35; Ġbn Bîbî, I, 191-193; N. Sakaoğlu, 70-71.
75 O. Turan, Doğu Anadolu, 74.
76 Ġbnu’l-Ezrak, 96; O. Turan, a.g.e., 219.
1440 Hüseyin KAYHAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 6/1 Winter 2011
yaptıkları önderlik görevini burada da yaparak, idare ettikleri yerli halklara olan görevlerini hakkıyla
yerine getirmiĢler, Fars kültürünün geliĢip büyümesine yardım etmiĢlerdir.
BİBLİYOGRAFYA
ALYÂRÎ, H., Azerbaycan Atabegleri, İldeniz Oğulları (ĠÜ Ed. Fak. BasılmamıĢ Doktora Tezi),
Ġstanbul, 1966.
ATEġ, A., “Nizâmî”, İA, IX, 324.
Bedîullâh Debîrî Nejâd, “Selçuklular devrinde kültürel durum”, Erdem, III/8, (Mayıs 1987).
Cuveynî , Târîh-i Cihan Guşa, Çev. M. Öztürk, Ankara, 1998.
DevletĢah Semerkandî, Tezkire-i Devletşah, Çev. N. Lugal, Ġstanbul, 1990.
FĠRUZANFER, B., Mevlâna Celâleddîn, Çev. F. N. Uzluk, Ġstanbul, 1990.
Ġbn Bîbî, el-Evamiru’l-Ala’iye fî’l-Umuri’l-Ala’iye, Çev. M. Öztürk, Ankara, 1996.
Ġbnu’l-Ezrak, Târihu Meyyâfârikîn ve Âmid (Artuklular Kısmı), NĢr. ve Çev. A. Savran,
Meyyâfârikîn ve Âmid Tarihi (Artuklular Kısmı), Erzurum, 1992.
KARAĠSMAĠLOĞLU, A., “Selçuklu dönemi Ģiiri ve Mevlâna’nın Ģiirinin özellikleri”, Türk Kültürü,
Edebiyatı ve Sanatında Mevlâna ve Mevlevîlik Ulusal Sempozyumu, Bildirler, Konya,
2007.
KARTAL, A., Şiraz’dan İstanbul’a, Türk-Fars Kültür Coğrafyası Üzerine Araştırmalar, Ġstanbul,
2008.
KAYHAN, H., Irak Selçukluları, Konya, 2001.
KIRLANGIÇ, H., “Ġran Ģiiri için bir sınıflandırma denemesi”, Nüsha, (Bahar 2001).
KÖYMEN, M. A., “Son Irak Selçukluları hükümdarı II. Tuğrul ve zamanı”, AÜFEFAD, XIII, Erzurum,
1985.
MERÇĠL, E., Fars Atabegleri Salgurlular, Ankara, 1975.
MERÇĠL, E., Kirmân Selçukluları, Ankara, 1989.
Muhammed Avfî, Lubâbu’l-Albâb, NĢr. E. G. Browne, London, Leiden, 1903.
Nizâmî-i Gencevî, Mahzen-i Esrar, Çev. M. N. Gençosmanoğlu, Ġstanbul, 1986.
Nizâmî el-Arûzî, Çahâr Makâle, NĢr. M. A. Kazvînî, Leyden, London, 1910.
Râvendî, Râhatu’s-Sudûr ve Âyeti’s-Surûr, Çev. A. AteĢ, Ankara, 1999.
Sa’id Nefîsî, Târîh-i Nazm-ı Nesr der İran ve der Zebân-ı Fârisî, Tahran, 1344 hĢ.
SAKAOĞLU, N., Türk Anadolu’da Mengücekoğulları, Ġstanbul, 2005.
TURAN, O., Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, Ġstanbul, 1980.
TURAN, O., Selçuklular Zamanında Türkiye Tarihi, Ġstanbul, 1984.
Vassâf el-Hazre, Târîh-i Vassâf el-Hazre der Ahvâl-i Selâtîn-i Moğol, NĢr. M. Mehdî, Tahran, 1338
hĢ.
YAZICI, T., “Sa’di”, İA, X, 36-41.
Zâhireddîn Faryâbî, Dîvân-ı Zâhir-i Faryâbî, MeĢhed, 1337Ģ.
Selçuklular Devrinde Türk Saraylarında Fars Şâirleri 1441
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 6/1 Winter 2011
Zebîhullah-i Safâ, Târîh-i Edebiyât der Îrân, Tahran, 1343.
Zebîhullah-i Safâ, İran Edebiyatı Tarihi, Çev. Hasan Almaz, Ġstanbul, 2002.

Konular