BOŞNAK HALK KÜLTÜRÜNDE MEVLÂNÂ VE MEVLEVÎLİK

1.Uluslararası Balkanlarda Tarih ve Kültür Kongresi
BOŞNAK HALK KÜLTÜRÜNDE MEVLÂNÂ VE MEVLEVÎLİK
Fatih İYİYOL1
ÖZET
Bu çalışmada, Türk tekke tasavvuf geleneğinin önemli bir sembolü olan Mevlânâ ve
Mevlevîlik’in Boşnak halk kültüründeki izleri incelenmiştir. Çalışmanın amacı, BosnaHersek’te 450 yıl süren Türk egemenliğinin ve günümüze kadar devam eden edebî-
kültürel ilişkilerin sonucunda; Türk dinî- mistik folklorunun, Boşnak halk kültürüne
yansımalarını ortaya koymaktır. Çalışma, fonksiyonel bakışla ele alınmıştır. Bu
bildiride, kaynaklardan yararlanmanın yanında, folkloristik biliminin saha
araştırması (derleme) metodu da kullanılmıştır. Çalışmada, Bosna-Hersek’teki
Boşnaklar incelenmiştir. Yaptığımız araştırma, Türk kültürünün ve dilinin BosnaHersek’te canlı ve fonksiyonel olduğunu ortaya koymaktadır. Geçmişten gelen
etkinin izleriyle birlikte, günümüzde de etkileşimin devam ettiği açıkça
görülmektedir. Bosna- Hersek’teki Mevlevîlik, Türk tasavvuf geleneğinin
Balkanlar’daki devamıdır.
Anahtar kelimeler: Bosna- Hersek, Mevlânâ ve Mevlevîlik, Tasavvuf
1. GİRİŞ
Bosna-Hersek, Balkanların batı bölgesinde yer almaktadır. Ülke; doğuda Sırbistan,
kuzeyde ve batıda Hırvatistan, güneyde ise Karadağ ile komşudur. Bosna- Hersek
coğrafi açıdan iki bölümden oluşmaktadır. Bosna, ülkenin başkenti Saraybosna’yı da
içine alan orta ve doğu bölgeler için kullanılmakta; Hersek ise, Adriyatik’e yakın
olan tarihi Mostar şehrini de içine alan bölge için kullanılmaktadır.
Bosna- Hersek, din ve mezheplerin ayırdığı üç ayrı etnik kimliğe sahiptir.2 1991
yılında yapılan nüfus sayımına göre Bosna- Hersek'in nüfusu; 4.364.649’dur.
Nüfusun etnik dağılımı: Boşnaklar % 43.7, Sırplar %31.4, Hırvatlar ise, %17.3’tür
(Bringa, 1995: 26).
1 Arş.Gör., Eğitim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı, International Burch University
2 Bosna-Hersek’te yaşayan Sırplar, Hırvatlar ve Boşnaklar Güney Slavca’nın varyantlarını
konuşan akraba topluluklardır. Bu üç topluluğu farklı üç etnisiteye ayıran unsur ise Hırvatların
Katolik, Sırpların Ortodoks, Boşnakların ise Müslüman olmasıdır.
1
Fatih İYİYOL
Bosna-Hersek, 3 Mart 1992’de yapılan referandum ile bağımsızlığını kazanmıştır.
Kanlı bir iç savaşın ardından 21 Kasım 1995’te Dayton Antlaşmasıyla yeniden
şekillenmiştir. Paris Antlaşması’yla resmen ilan edilen Bosna-Hersek Cumhuriyeti;
Boşnak-Hırvat Fedarasyonu ve Sırp Cumhuriyeti’nden meydana gelen bir devlettir.
Dayton Antlaşması ile Bosna-Hersek’in %51’i Boşnak-Hırvat Federasyonuna, %49’u
ise Sırp Cumhuriyetine verilmiştir (Eker, 2006: 72).
2. BOSNA-HERSEK’TE MEVLÂNÂ VE MEVLEVÎLİK
2.1. İslamiyet’in Kabulü ve Osmanlı Fethi Öncesi Bosna ve Boşnaklar
Boşnakların menşei konusu, çok tartışılan ve farklı görüşlerin ifade edildiği bir
konudur. Boşnakların atalarının İliryalı, Got, İran menşeili olduğunu iddia
edilmektedir.3
Ancak; Dil ve kültür göz önüne alındığında ve bin yılı aşan tarih birikimi nedeniyle
günümüz Bosna-Hersek’i oluşturan nüfusun, Slav’ların Balkanlara gelişi, Bosna
tarihi için önemli bir noktadır (Malcolm, 2002:2–12).
Bunun yanında; Balkanlara yerleşen Avarlar, Peçenekler, Kumanlar, Kırpçaklar gibi
Türk boylarının Bosna- Hersek ve Balkan etnisitesine katkı sağladığı muhakkaktır.
Bu Türk boyları; hızla Balkanlara yerleşmiş arkalarında aile isimleri, yer isimleri ve
birçok kültürel unsur bırakmışlardır (Öztuna, 1990:15).
Bosna-Hersek’te etnik kimliklerin tanımlanması orijin ve menşei üzerinden değil din
ve mezhep üzerinden yapılmaktadır. Boşnakların Müslüman olması ve İslam’ı
Türkler vasıtasıyla kabul etmesi bölgedeki diğer toplulukların onlara,
Turceje(Türkleşmek) tabirini kullanmalarına sebep olmuştur (Albayrak, 2005: 237).
Bosna-Hersek’te bir devlet olarak ilk hakimiyet kuran Romalılardır. Roma
İmparatorluğu’nun yıkılması üzerine bölge Ostrogot ve Vizigot’ların, daha sonra da
Bizanslıların eline geçti. Balkanların dengesini değiştiren güç, Karadeniz’in
kuzeyinden gelen Hun Türkleri oldu. Hunlardan sonra Avarlar, Bulgarlar, Peçenekler
ve Kırpçaklar Karadeniz’in kuzeyinden gelerek Balkanlarda ve Orta Avrupa’da uzun
süre kaldılar. Stratejik bir bölge kabul edilen Bosna- Hersek, Avarlar ve Slavlar
arasında bir rekabet bölgesi oldu (Korkmaz, 2007:11).
3 İliryalılar, Bosna- Hersek ve Balkanlar’da bilinen en eski topluluktur. İliryalılar, bugünkü
Arnavutça’ya yakın bir dil konuşuyorlardı. Boşnakların atalarının İliryalılar olduğu fikri kabul
görmemiştir. Gotlar, bir Germen kavmiydi. Bu iddia, daha çok II. Dünya Savaşı sırasında
bağımsızlık isteyen Hırvatlar ve kendilerine özerklik tanınmasını isteyen Boşnakların iddiasıydı.
Yine birçok araştırmacı Slavların doğudan gelmesi, bazı temel sözcüklerin İran dillerine ait
olması, yöneticilerinin İran topluluklarından olduğu varsayımlarandan hareketle Boşnak, Hırvat
ve Sırpların menşeinin İran kavimlerden olduğu iddia ediyordu (Malcolm, 2002: 29).
2
Boşnak Halk Kültüründe Mevlânâ ve Mevlevîlik
Boşnakların İslam öncesi inanç sistemleriyle alakalı farklı görüşler olsa da en güçlü
ve sağlıklı görüş onların Hristiyanlık’ın heteredoks bir mezhebi olan Bogomil
inancına sahip oldukları fikridir. Bogomillik, özellikle Bulgar kilisesinden Balkanlara
yayılmış ve Bosna’da yaşam alanı bulmuştur. Bogomil inancında, Maniheist ve
düalist motiflerin bulunması, haçı kabul etmemeleri; Bogomillik’in Ortodoks ve
Katolik mezhebine göre farklılıklar göstermesi, papalık tarafından Bogomillerin
“sapkın”lıkla suçlanmalarına sebep olmuştur. Öte yandan, Tanrı ile insan arasında
herhangi bir aracıyı kabul etmemeleri, açık ve kapalı yerlerde heykelcik
bulundurmadan dua etmeleri, günde beş defa dizlerini dua pozisyonunda bükmeleri,
kutsal günlerinin cuma olması, onların İslamiyet’i kabul etmelerini kolaylaştırmıştır
(Albayrak, 2005: 233-270).
2.2. Osmanlı Fethinden Önce Bölgeye Yerleşen Kolonizatör Türk Dervişleri
Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş aşamasında, Osmanlı topraklarına yerleşmiş,
medeni hayatın bir kaynağı olan Türk ve İslam dünyasının her tarafından gelmiş,
her sınıf ve meslekten şahıslarla doluydu. İran, Mısır ve Kırım medreselerinden
hocalar, Orta ve Doğu Anadolu’dan gelmiş Selçuklu ve İlhanlı medreselerine
mensup ilim adamları, muhtelif tasavvuf ekollerinin temsilcileri4 Alpler ya da
Alperenler olarak tanımlanan Türk düşünce dünyasının şahsiyetleri mevcuttu
(Barkan, 1942: 282).
Osmanlı İmparatorluğu, Balkan coğrafyasında fetih hareketine başlamadan önce
değişik tasavvuf ekollerinin mensupları Balkanlara yayılmışlardır. Bu gönüllü
dervişler, hem İslam dinini ve kendi ekollerini halka anlatma hem Osmanlı’nın bu
coğrafyada benimsenmesi ve tanınmasına zemin hazırlamışlardır. Dervişler gittikleri
bölgelerde açtıkları tekke ve zaviyelerle yerli halkla iletişim kurma imkânı
bulmuşlardır. Bu da fethin kabullenilmesinde ve Balkan yerlilerinin Türk ve İslam
medeniyetini kabul etmelerini sağlamıştır. Dervişlerin açtığı tekke ve zaviyeler
Osmanlı’nın bir nevi bilgi toplama merkezi, akıncıların uç bölgelerde selametle
durup dinlenebilecekleri yerler olmuşlardır (Barkan, 1942: 279-304).
Bosna- Hersek’te açılan ilk tekke; İsa Bey Tekkesidir. Bu tekke 1462 yılında
açılmıştır. Tekkenin kitabesinde hangi tarikatın tekkesi olduğu belirtilmemekle
birlikte halkın beyanı, tekke etrafına gelişen menkıbeler ve araştırmacıların ortak
görüşü bu tekkenin bir Mevlevî tekkesi olduğudur (Ćehayić, 1986: 61).
4 Ömer Lütfi Barkan, İstila Devirleri’nin Kolonizatör Türk Dervişleri ve Zaviyeler, adlı
makalesinde o dönemin tasavvuf ekollerinin mensuplarını Türk- İslam dünyasının şövalye ve
misyonerleri olarak tanımlamaktadır.
3
Fatih İYİYOL
Türk dervişlerinin fetihten önce bir Mevlevî tekkesi açması, onların Bosna- Hersek’te
ne kadar aktif olduklarının işaretidir.
2.3. Osmanlı İmparatorluğu’nun Bosna’yı Fethi ve Boşnaklar’ın İslamiyet’i
Kabulü
Bugünkü Bosna- Hersek Cumhuriyeti topraklarının büyük birkısmı, Fatih Sultan
Mehmet’in bölgeye gelip Bosna Krallığı’na son vermesiyle Osmanlı egemenliğine
girmiştir. 1463 yılının yaz aylarında başlayan fetih hareketi, büyük bir hızla ilerlemiş
ve sonbahar aylarında fetih tamamen gerçekleşmiştir (Malcolm, 2002: 43).
Osmanlı İmparatorluğu’nun bölgeyi fethetmesi, dervişlerin bölgeye akın akın
gelmesini sağladı. Fetihten önce zaten tekkelerini kuran dervişler, Bogomil
Boşnaklar’a, İslam dinini, Türk tarz-ı telakkisiyle anlatmaya başladılar.
Boşnaklar’ın müslüman oluşunda Türk dervişlerinin çok büyük rolü olduğu hemen
hemen tüm araştırmacıların ortak görüşüdür.
Bogomil Boşnakların İslamlaşması, uzun bir süreç içinde gerçekleşmiştir. Bu konuda
en sağlıklı bilgiler Osmanlı İmparatorluğu’nun tahrir defterlerinden yararlanılarak
söylenebilir. 1468-69 tahrir defterine göre toplam Hıristiyan hane, 37.125;
Müslüman hane, 332 idi. 1485 yılına ait tahrir defterlerinde; 30.552 Hıristiyan
hane; 4134 Müslüman hane; 1520 yılına ait tahrir defterinde; 98.095 Hıristiyan
hane, 84. 675 Müslüman hane, olarak tespit edilmiş bu rakamlar daha sonraki
yıllara Boşnak Müslüman nufusun mutlak üstünlüğüyle sonuçlanmıştı5 (Malcolm,
2002:53-56).
Osmanlı İmparatorluğu, İslamlaşma sürecinde, Balkan yerlilerine herhangi bir baskı
yapmamış, çok hukukluluğu referans almış, gayrimüslimlerin etnik kimliklerini
koruma ve inançlarını yaşama noktasında özgür bırakmıştır (Valjećić,1968:11-13).
2. 4. Bosna’da Mevlevî Tekkeleri ve Ahi Âdetleri
Osmanlı İmparatorluğu, Bosna- Hersek’i fethetmeden önce Bosna topraklarında İsa
Bey tekkesinin açıldığını ve bu tekkenin bir Mevlevî tekkesi olduğunu bilinmektedir.
İsa Bey Tekkesi’nde Türk tasavvuf geleneğinde Ahilik teşkilatının izlerini görmek
mümkündür. Günümüze kadar ulaşamayan Ahi geleneklerinden “Kuşanma” âdeti,
5 Osmanlı İmparatorluğu, Balkanlarda fethettiği birçok bölgeye Türk aşiretlerini yerleştirirken;
Bosna- Hersek için böyle bir planlama yapmamıştır. Bu yönüyle bölgedeki Müslüman nufus
artışı, göçlerden değil tamamen Balkan yerlilerinin gönüllü olarak Müslümanlığı kabul etmesiden
kaynaklanmaktadır. Francine Friedman, 1879 yılında Türk nufusunun Bosna- Hersek’te toplam
nufusun yaklaşık 0.5 oluşturmakta olduğunu, bunların ise çoğunluka memurlardan oluştuğunu
ifade etmekte buna rağmen Türk kültürünün bu coğrafyada nüfuzunun çok derin olmasına
dikkat çekmiştir(Friedman,1996:41).
4
Boşnak Halk Kültüründe Mevlânâ ve Mevlevîlik
İsa Bey tekkesinde görülmüş ve bu Ahi âdeti, ikinci dünya savaşına kadar devam
etmiştir (K4), (K7), (K8), (K9), (K10).
Kuşanma kelimesi; kuşanmak fiilinden ve beline, kuşak, kılıç, kemer gibi şeyler
bağlamak anlamında kullanıldığı gibi giyinmek anlamında da kullanılır (Akalın vd.,
2005: 1269).
Bir Ahi âdeti olarak kuşanma; çırağı kalfa, kalfaya da usta ünvanı vermek için
düzenlenen tören anlamına gelir(Ćehayić, 1986: 29).
Ahilikte ustalık, peştemal kuşanma denilen ve bir çeşit gayret ve iffet kemeri olan
peştemalın, zaviye şeyhi tarafından yeni usta namzedinin beline dolaması şeklinde
cerayan eden bir merasimle verilirdi. Merasim başlarken, usta olacak kalfanın
yaptığı işler, esnaf heyetine arz olunur; heyet, esereleri tedkik eder ve atlas bir
torbaya koyup, ağzını bağlayarak mühürlerdi. Sonra usta, merasim mahaline doğru
yürürdü. Bir rehber ile beraber ilk önce: “Es- selâmu aleykum yâ ehl-i şerîa” daha
sonra “Es- selâmu aleykum yâ ehl-i tarika” ve “Es-selâmu aleykum yâ ehl-i hakîka”
ve son olarak “Es- selâmu aleykum yâ ehl-i ma’rife” diyerek dört kapı selamlanır ve
usta namzeti tanılıtılırdı. Usta namzeti, yaş ve kıdemlerine göre ustaların ellerini
öper, hayır dualarını alır, sonra ölünceye kadar mesleğine şeref ve namusuyla
çalışacağına dair Kur’an-ı Kerim üzerine yemin ederlerdi. Daha sonra, bir torbaya
konulan usta namzetinin yaptığı işler, torbadan çıkarılarak orada bulunanlara
gösterilmeye başlanır ve bir yandan “Huu pîrimiz ustâdımız... Nebi aşkına ve gelip
geçen san’at ve erbanı ervahına aşk ile huu” diye gülbank çekilirdi. Kahya, elini
öpen usta namzetinin sağ omzuna elini koyarak: “Sabûr ol, hamûl ol, mütevekkil ol,
harâm yeme, harâm içme, el ve eteğini temiz tut, koymadığın mala el uzatma,
gördüğün iyiliği unutma, sana fenalık edeni affet, yürü Allah desteğin ola!” derdi.
Daha sonra genç ustanın kulağına mesleğin sırları, sanatın esrârı fısıldanır ve beline
şet bağlanırdı. Bu arada: “İlk siftah uğruna aşk ola!” diye bağırılarak yeni ustanın
yapmış olduğu eserler mezat usûlü satılır ve toplanan paralar yeni açılacak
dükkanın ilk sermayesi olurdu (İzzeti, 2004: 128-129).
Kanaatimizce, kuşanma âdetinin birçok fonksiyonu vardır. Öncelikle bu törenle
meslek sahibi olacak kişi topluma duyurulmuş ve bu uygulamayla sanatı
meşrulaştırılmıştır. İkinci olarak yaptığı iş kutsanarak usta ya da kalfaya manevi
destek verilmiştir. Yine bu törenle tekkenin fonksiyonelliği sağlanmış ve tekke
hayata nufûz etmesi sağlanmıştır. Bu törenlerle Müslüman esnaf -özellikle tasavvuf
erbâbı- arasında dayanışma pekişmiştir. Kuşanma töreni vesilesiyle bir araya
toplanan halkın Türk- İslam geleneklerini benimsemesi sağlanmıştır.
5
Fatih İYİYOL
Bosna- Hersek’te İsa Bey tekkesinin dışında Bentbaşı Mevlevî tekkesi, 1924 yılına
kadar mevcudiyetini sürdürmüştür. Behiye Zlatar,6 İsa Bey tekkesinin daha sonra
Bentbaşı’na taşındığını dolayısıyla Bentbaşı tekkesinin İsa Bey tekkesinin devamı
olduğunu öne sürmektedir (Kurt, 2008: 8).
Saraybosna dışında; Mostar’da, Konjic’te de Mevlevî tekkeleri mevcuttu. Ancak
1878 yılında Avusturya- Macaristan İmparatorluğu’nun Bosna’yı işgalinden sonra
Mevlevî tekkeleri kapatılmış. Birkaç yıl sonra ise yeniden açılmıştır. 1924 yılına
kadar Bentbaşı Mevlevî tekkesi canlılığını korumuş ve bu tarihte sonra Mevlevî
tekkesi kapatılmıştır. Tekrar açılan Mevlevî tekkesi 1952’de Bosna-Hersek’te tüm
tekkelerin kapatılmasından nasibini almıştır. Tekkenin kapatılmasına rağmen
Mesnevihan Hacı Mujaga Merhemiç Mesnevi derslerini kesmemiştir. Mevlevîlik
evlere ve camilere taşınmıştır.
Bosna-Hersek’te, Şeyh Fejzulah Efendi Hadžibayrić uzun yıllar Saraybosna’da
Mevlevi Şeyhi ve Mesnevihan olarak bu ekolün canlılığını devam etmiştir. Özellikle,
Yugoslavya döneminin Bosna-Hersek’inde Hacı Mugaja Merhemiç ve Şeyh Fejzulah
Efendi Hadžibayrić’in Mevlevilik’in canlı kalmasındaki katkıları büyüktür (Beglerović,
2008:1-40). Şeyh Fejzulah Efendi Hadžibayrić’in 1978’de ölümüyle birlikte Mevlevi
şeyhi olarak Bosna-Hersek’te bir boşluk yaşanmıştır. Daha sonra, Visoko’nun Moştre
Köyü’de tekkesi bulunan Şeyh Sirri Hadžmejlić teberrüken Mevlevi şeyhi olarak bu
ekolün Bosna- Hersek’te yaşamasını sağlamaya devam etmiştir.7
2.5. Şiirlerini Türkçe Yazan Boşnak Mevlevî Halk Şairleri
Mevlevîlik’in Boşnak kültüründe derin izler bıraktığının bir kanıtıda Türkçe şiir yazan
Mevlevî Boşnak halk şairleri ve onların oluşturduğu Alhamiyado Edebiyatı’dır.8
Mevlevi Boşnak şairler Türkçe’nin yanında Mesnevi’nin Farsça olmasından dolayı
Farsça da yazmışlardır. Türkçe ve Farsça şiirler yazan Boşnak Mevlevî şairler
şunlardır: Habibi Dede( ölüm1643), Katibi Mustafa Boşnak( 1667-68), Mezaki
olarak tanınan Derviş Süleyman Boşnak(1676-77), Nevesinye’den Mehmet
6 Bosna- Hersek Cumhuriyeti, Şarkiyat Enstitüsü müdürü olarak görev yapan Behiye Zlatar,
tarih profösörüdür.
7 Yaptığımız saha araştırmasında görüştüğümüz Şeyh Sırri Hacımeyliç, Mevlevi şeyhi olduğunu
ifade etmektedir. Şeyh Sırri’nin tekkesinde hem Nakşi hem Mevlevi ayinleri yaptığını müşahade
ettik. Şeyh Sırri Hacımeyliç, aynı zamanda Şeyh Mesut Efendi’nin ölümüyle Bosna- Hersek’teki
tasavvuf ekollerinin manevi önderi konumundadır.
8 Alhamiyado Edebiyatı, Osmanlı fetihlerinden sonra özellikle Tasavvuf akımlarının etkisiyle
Boşnak, Arnavut ve diğer Balkan yerlilerinde kendi dillerinin yanı sıra Türkçe, Arapça ve
Farsça’yla ve Osmanlıca alfabesiyle oluşturulan edebiyata denir.
6
Boşnak Halk Kültüründe Mevlânâ ve Mevlevîlik
Muhteşim Velegoviç Şabanoviç(1692), Nazmi Dede Hasan(1713) Husam Boşnak,
Mostarlı Fevzi(1747) ve Adil – Paşa(1882 ) Şerifoviç,... (Ćehayić, 1986: 32 ).
2.6. Boşnak Halk Şiirinde Mevlânâ ve Mevlevîlik
Günümüzde, tüm Boşnak tekkelerinde aşağıdaki ilahi okunmaktadır (K2), (K3),
(K4), (K5), (K6), (K6), (K7), (K8) (K9), (K10).
Boşnakça Metin Türkçe Tercümesi
Dođi Gel
Svijetla Konyo, slavna li si Ey şerefli Konya namın yücedir.
Zbog imena Mevlanina, Mevlana’dan dolayı,
Riječ njegova poziv srca Sözü(Mevlananın) kalbinin çağrısı
Na svim tvojim je vratima. Tüm kapılarındadır senin
Dođi, dođi! Dođi, dođi! Gel, gel! Gel, gel.
Ma ko da si, ma gdje da si, Kim olursan ol, nerede olursan ol
Makar da si i sto puta Tövbeni yüz defa
Obećanje prekršio, Bozmuş olsan da
Opet dođi, Yine gel
Samo dođi. Sadece gel
Prekrio te nur Mavlane, Sarmış seni Mevlana’nın nuru
I bejtovi Mesnevije, Ve Mesnevinin beyitleri,
Ko god dođe, jecaj naja Kim gelirse oraya ney inlemeleri
Srce će mu da otkrije. Kalbini açacak.
Tvoje kuće ko bejtovi Evlerin beyitler gibi
Svaka tajnu svoju ima, Her biri kendi sırrını saklar.
Postala si sama srce Sen bir gönül oldun
Uplakano rastancima. Ayrılıklara ağlayan
Dođi, dođi! Gel, gel!
Sarajevo dušu dade, Saraybosna sana ruhunu vermiş
Kad je čulo poziv sveti, Aziz çağrını duyduğunda
Na Benbašu bijelih golubova, Beyaz güvercinler Bentbaşı’na indi
Cijelo jato uz zvuk naja sleti. Ney sesini duyduklarında.
7
Fatih İYİYOL
Sjaj dersova srce pamti, Derslerin parıltısını kalp sezer
I čežnjivo traži pića Ve özlemle şarap ister.
Što u šeher točilo ga Ki şehri (nurla) doldurdu,
Čisto srce Merhemića. Merhemiçin9 temiz kalbi.
Sjaj dersova srce pamti, Derslerin parıltısını kalp sezer
I čežnjivo traži pića Ve özlemle şarap ister.
Što u šeher točilo ga Ki şehri (nurla) doldurdu,
Čisto srce Merhemića. Merhemiçin10 temiz kalbi.
Dođi, dođi! Gel, ge!l
Kud odeše dobri ljudi, Nereye gitmişler iyi insanlar?
Gdje li sa sakriše? Nerede saklanmışlar?
Ko ih traži, zna kakav je, Onları bulmaya çalışan biliyor,
Plač rastanka , naja – duše. Ayrılığın, neyin ve ruhunun inlemesinin
nasıl olduğunu
Od njih nama ostala je Onlardan bize kalmıştır
Mudra riječ k'o utjeha. Hikmetli sözler, teselli olarak
Ne tražite nas po grebljima, Bizleri mezarlıklarda değil de
Već kod ljudi u srcima. İnsanların kalplerinde bulmaya çalışın.
Dođi, dođi! Gel, gel
Mesneviju ko da shvati, Mesneviyi kim anlayabilir ki!
Koje srce tu moć ima? Hangi kalbin böyle bir gücü var.
Svaki bejt je jecaj naja, Her beyit neyin inlemesidir.
Svi džiltovi jedan sema'. Tüm ciltleri semadır.
9 İlahide bahsedilen Merhemiç, bir mesnevihandır. O, Bosna- Hersek’te mesnevi dersleri vermiş,
onun ölümü üzerine ise Şeyh Fejzulah Efendi Hadžibayrić, Mesnevi derslerini devam ettirmiştir.
10 İlahide bahsedilen Merhemiç, bir mesnevihandır. O, Bosna- Hersek’te mesnevi dersleri
vermiş, onun ölümü üzerine ise Şeyh Fejzulah Efendi Hadžibayrić, Mesnevi derslerini devam
ettirmiştir.
8
Boşnak Halk Kültüründe Mevlânâ ve Mevlevîlik
Gdje je srce što će čuti, Sezecek olan kalp nerede
Ispod bejta što se zbori? Beyitlerdeki hikmetleri
Gdje je srce što na pragu, Aşkla yanan kalp nerde
Mevlaninu aškom gori. Mevlananın kapısında
Dođi, dođi! Gel, gel
Hej, ašici, sretni li ste, Ey aşıklar ne mutlu size
Gaflet perdu kad skinuste. Gaflet perdesini üstünüzden attınız
Dunjaluče, čekr ti si, Ey günyaya gönül bağlayan!
Što okreće želje puste. (Nefsin)arzulari çeviren değirmenin
dişlileri gibisin
Hajde srce, baci brige, Haydi kalbim sıkıntıları at
Za dunjaluk kojeg nije, Bu sahte dünyanın
Stavi uho na bejt naja, Ney beyitine kulak ver,
Da čujemo tajnu koju krije. Hangi sırrı sakladığını duymak için.
Dođi, dođi! Gel, gel!
Yukarıdaki ilahide de görüldüğü gibi Boşnak halk kültüründe, Mevlanâ ve
Mevlevîlik’in yoğun bir etkisi söz konusudur. Bu etki, fonsiyonel açıdan
değerlendirildiğinde çeşitli kanaatlere varmak mümkündür. Mevlevîlik’in diğer
tasavvuf ekolleri içinde şiire ve sanata önem vermesi, Doğu Avrupa’nın bir parçası
olan Bosna- Hersek’te etkili olmasını sağlamıştır. Yine, Mevlevîlik’te
ötekileştirmeme, herkese “gel” deme felsefesi, özellikle dinlerin ve mezheplerin
kimlik olarak öne çıktığı bu coğrafyada Mevlevîlik’e sempatiyle bakılmasını
sağlamıştır. Üçüncü olarak, Mevlevîlik’in Bosna- Hersek’te tekkesini ilk açan Türk
tasavvuf ekolü olması, yüzyıllarca etkileşimin sürmesi, halk kültüründe Mevlânâ
sevgisinin pekişmesini sağlamıştır.
Türkiye’de Mevlanâ ile ilgili okunan tüm popüler ilahileri Bosna’da görmek
mümkündür. Bu ilahiler, Boşnaklar tarafından okunmakta ve radyo11 ve televizyon
11 Özellikle Boşnak Müslümanların din işlerini düzenleyen Bosna Riyaseti’nin radyo kanalı
tasavvufi parçalar çalmaktadır. Bu ilahilerin önemli bir kısmı da Türkçe ilahilerden
oluşturmaktadır.
9
Fatih İYİYOL
kanallarında özellikle Ramazan ayında söylenmektedir. Bunun yanında BosnaHersek’te okunagelen Mevlana ile ilgili birçok Türkçe ilahiyi günümüzde de
görülmektedir. Hemen hemen her Boşnak tekkesinde aşağıdaki Türkçe ilahi
okunmaktadır.
Ya Hazreti Mevlana (K2), (K4), (K5), (K6), (K6), (K7), (K8), (K10).
Dilmur dejim ihja kil.
Ja Hazreti Mevlana
Lutfunla mudava kil
Ja Hazreti Mevlana
Sen Hüsrevi dervişan
Ben hakki derisan
Lutf ejle koma girjan
Ja Hazreti Mevlana
Dir mulkune šahimsin
Her hale guvahimsim
Alemde penahimsin
Ja Hazreti Mevlana
Bir name sijahim
Ben gum kerde i rahim
Ben jekpare gunahim
Ja Hazreti Mevlana
Dil aklimi almištir
Sevdalara salmištir.
Karim sana kalmištir.
Ja Hazreti Mevlana
Balkan Türkçesiyle okunan yukarıdaki bu ilahi Boşnak halk kültüründe, Türk
Tasavvuf geleneğinin izlerinin ne kadar derin olduğunun bir kanıtıdır.
10
Boşnak Halk Kültüründe Mevlânâ ve Mevlevîlik
2.7. Şeb-i Arus Etkinlikleri ve Mesnevi Dersleri
Modern zamanların bir anma programı olan Şeb-i arus etkinlikleri, Boşnak
Mevlevîler tarafından kısa bir süre içerisinde duyulmuş ve Bosna-Hersek’te de bu
etkinlikler yapılmaya başlanmıştır. UNESCO’nun 1957 yılını Mevlanâ Celaleddin-i
Rumî yılı ilan etmesi ve Konya’da Şeb-i arus programlarının yapılmasından iki yıl
sonra 17 Aralık 1957’de Hacı Mujaga Merhemiç’in mesnevihanesinde şeb-i arus
programı yapılmıştır. Bu tarihten itibaren Bosna-Hersek’te Şeb-i arus programları
camilerde, tekkelerde ve mesnevihanelerde yapılmıştır (Halilagić, 2008:2).
Bosna- Hersek’te, Şeb-i arus programlarının içeriği ise şöyledir: Program, Kur’an-ı
Kerim’den sûreler ile başlar. İkinci olarak, Boşnakça ve Farsça gazeller okunur.
Daha sonra, Mevlevi esaslarını anlatan bir ders yapılır. Bosna’daki tasavvuf
erbablarının özellikle Mevlevî şeyherinin isimleri zikredilir. Son olarak, Türkçe12 ve
Boşnakça ilahiler okunur (Halilagić, 2008:2).
Bosna-Hersek’te Mesnevi dersleri, tekkelerin kapatılmasına rağmen kesintiye
uğramamıştır. Mesnevihane haline getirilen çeşitli meskenlerde Mesnevi dersleri
verilmiştir. Saraybosna’nın yanında Tuzla’da da Mevlevî ekolüne bağlı vekiller ve
dervişler Mesnevi dersleri vermişlerdir. Bu derslere halk ilgi göstermiş ve katılım
yüksek olmuştur (Payeviç, 2008:1–4).
2.8. Boşnak Halk Kültüründe Mevlânâ ve Mevlevîlikle İlgili Maddi Kültür
Unsurları
Bosna-Hersek’te eski mezarlıklarda Mevlevî kabirleri rastlamak mümkündür.
Bu mezar taşları, tıpkı Türkiye’deki Mevlev mezar taşları gibi “Hû, Yâ hû, Yâ
Hazreti Mevlânâ” gibi sözle başlar. Şeyh veya halifenin baştaşında destarlı bir sikke
vardır. Erkek ve kadın muhiplerin mezar taşlarında, taşın ön tarafında kabartma bir
sikke görülür(Gölpınarlı, 2006:147–148).
Bir Mevlevî kıyafeti olan aynı zamanda başka tasavvuf ekollerinin de kıyafeti olarak
giyilen Hayderî ya da Hayderîye Bosna-Hersek’te tüm tekkelerde giyilir.13(K1),
(K2), (K3), (K4), (K5), (K6), (K6), (K7), (K8) (K9), (K10).
12 Türkçe ilahilerin içinde Mevlanâ için yazılmış olan “Serveri Ser Bülendimiz” ilahisine bu
programlarda özel önem verilir. Bu ilahi program boyunca birkaç kez okunur.
13 Bu tekkelerden bazıları şunlardır: Saraybosna Potok Nakşibendi tekkesi, Olovo Nakşibendi
Tekkesi, Saraybosna Sinanova Kadiri tekkesi, Vareş Rifai tekkesi, Jivçiç Nakşibendi tekkesi...
11
Fatih İYİYOL
Hayderî, gömlek üstüne giyilen yakasız, önü açık bele kadar kolsuz, düz bir yelektir.
Omuz başlarında, omuzlardan birkaç parmak aşağı doğru uzanır (Gölpınarlı, 2006:
32).
Mevlânâ’nın temsili resimleri, heykelcilikler ve Konya ile ile ilgili resimleri binlerce
Boşnak evinde görmek mümkündür.
Boşnak evlerini süsleyen bu maddi kültür unsurları, Boşnak halk kültüründe,
Mevlânâ sevgisini göstermek açısından önemli bir belirtidir.
3. SONUÇ
Osmanlı imparatorluğunun bölgeyi fethinden önce kolonizatör Türk dervişleri, bütün
Balkan coğrafyasına olduğu gibi Bosna- Hersek’e de yayıldılar. Fetihten önce ilk
kurulan tekke, Mevlevî İsa Bey tekkesidir. Dolayısıyla Mevlevîlik yaklaşık 550 yıldır
bu bölgeye nufûz etmektedir.
Anadolu’dan Bosna-Hersek’e kendi ekollerini yaymaya gelen Mevlevî dervişler aynı
zamanda, Türk folklorunu ve kültürünü, Boşnak kültürüne taşımışlardır. Türk
folklorunun bir müessesesi olan Ahilik ve onun etrafında gelişen âdetler ve pratikler
Bosna’da da görülmüştür. Bunun yanında; Türk dinî-mistik folkloruna ait semâ,
kılık- kıyafetler, kalıp sözler gibi birçok unsur, Boşnak kültürüne de aktarılmıştır.
Bosna-Hersek’te; Türkçe, ibadet dili olarak görülmektedir. Tekkelerde okunan
ilahilerin büyük çoğunluğu Türkçedir. Halkın günlük hayatta yaptığı dualar,
tortulaşmış kalıp sözlerin büyük bir kısmı Türkçedir Boşnak halk kültürünün Türk
dini ve mistik folklorudan etkileşimi devam etmektedir. Bosna-Hersek’te Şeb-i arus
programları yapılmakta, Mevlânâ ve Konya ile ilgili ilahiler halk tarafından
söylenmekte, radyo ve televizyonlarda okunmaktadır.
Bosna- Hersek’teki Mevlevîlik; meşei, gelenek, adap ve erkân, ilahiler göz önüne
alındığında Türk tekke- tasavvuf geleneğinin devamı niteliğindedir.
Türk tekke- tasavvuf ekolü olan Mevlevilik, Bosna-Hersek’te Türkçe şiir yazan
Boşnak halk şairlerini ortaya çıkarmıştır.
Balkanlarda birçok bölgede, tasavvuf ekolleri silinmeye yüz tutmasına rağmen
Mevlevîlik, Bosna-Hersek’te canlılığını korumaya devam etmektedir.
Mevlânâ, Bosna-Hersek’te tanınmakta ve sevilmektedir. Boşnaklar, Mevlânâ’yı kendi
kültürlerinin bir parçası olarak görmektedirler.
12
Boşnak Halk Kültüründe Mevlânâ ve Mevlevîlik
Kaynakça
AKALIN vd.(2005), Türkçe Sözlük, Ankara, Türk Dil Kurumu
ALBAYRAK, Kadir (2005), Bogomilizm ve Bosna Kilisesi, İstanbul, Emre Yayınları
BARKAN, Ömer Lütfi(1942), İstila Devirlerinin Kolonizatör Türk Dervişleri Ve
Zaviyeler, Vakıflar Dergisi, Ankara, s.II, s. 279- 309
BEGLAROVİĆ, S.(2008), Fejzulah Efendija Hadžibajrić Kao Mevlevijski Šejh i
Mesnevihan u Periodu Nakon Rušenja Isa-Begove Tekije, Sarajevo, The
Place And Dervish Orders İn Bosnia Herzegovina On The Year Of Jalaladdin
Rumu 800 Years Since His Birth Symposium, Orijentalni Institut u Sarajevu
Unpublished Symposium Proceedings, s.1-40
ĆEHAJIĆ, Džemal(1986), Derviški Redovi u Jugoslovenskim Zemljama, Sarajevo,
Grafo-art Atelje
EKER, Süer(2006), Bosna’da Etno-Linguistik Yapı ve Türk Dili ve Kültürü Üzerine,
Milli Folklor, Milli Folklor Yayınları, Ankara, y. 18, say. 72, s.72-84.
FRİEDMAN, Francine (1996), The Bosnian Muslims Denial of a Nation, Colarado:
Westview Press.
GÖLPINARLI, Abdülkadir (2006), Mevlevâ Âdâb Ve Erkânı, İstanbul, İnkılâp Yay.
HALİLAGİĆ, Sead (2008), Obiljevanje Arusa u BIH, Sarajevo,The Place And Dervish
Orders İn Bosnia Herzegovina On The Year Of Jalaladdin Rumu 800 Years
Since His Birth Symposium, Orıjentalni Institut u Sarajevu Unpublished
Symposium Proceedings, s. 1-2
İZETİ, Metin (2004), Balkanlarda Tasavvuf, İstanbul, Gelenek Yayınları
KORKMAZ, Hüseyin (2007), Osmanlı’nın Batı Yakası Bosna, İstanbul, 3F Yayınevi
KURT, Yılmaz (2008), Saraybosna Zaviyeleri, Sarajevo,The Place And Dervish
Orders İn Bosnia Herzegovina On The Year Of Jalaladdin Rumu 800 Years
Since His Birth symposium, Orıjentalni Institut u Sarajevu Unpublished
Symposium Proceedings, s.1-12.
MALCOLM, Noel (2002), Bosnia A Short History, London, Pan Boooks
ÖZTUNA, Yılmaz (1990), Rumelini Kaybımız, İstanbul, Ötüken Yayınları
13
Fatih İYİYOL
14
PAYEVİÇ, İzzet Zikri (2008), Psıhoterapıjske Dımenzıje Mevlevıjskog Učenja, The
Place And Dervish Orders İn Bosnia Herzegovina On The Year Of Jalaladdin
Rumu 800 Years Since His Birth symposium, Orıjentalni Institut u Sarajevu
Unpublished Symposium Proceedings, s. 1-4
VELJAČİĆ, Sužezana (1966), Sırp-Hırvat Diline Girmiş Olan Türk Maddî Kültür
Unsurları, İstanbul, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Matbaası.
Sözlü Kaynaklar(Kaynak Kişiler)
(K1) Ćazim Hadžimejlić, 50, Kaçuni, Evli, Kaçuni tekkesinin şeyhi- güzel sanatlar
fakültesi geleneksel islam sanatları profösörü.
(K2) Hamza Berbiç, 43, Kiseljak, Evli, imam, ilahiyat fakültesi mezunu
(K3) Mensur Hacımeyliç, 50, Visoko, esnaf, lise mezunu
(K4) Mükrem Kamber, 40, Olovo, evli, imam, medrese mezunu
(K5)Nejat Biço, 49, Saraybosna, Sinanova tekkesi kütüphane görevlisi, lise mezunu
(K6) Şeyh Asmir, 45, Vareş, evli, Vareş Rifai tekkesi şeyhi, lise mezunu,
(K7) Şeyh Birzina, 60 yaşında, Saraybosna, evli, Mejtaš Nakşi tekkesinin şeyhi
(K8) Şeyh Niyaz, 41, Olovo, evli, Olovo Nakşi tekkesi şeyhi, Lise mezunu
(K9) Şeyh Sirri, 61, Moştre, evli, Moştre Mevlevî- Nakşî tekkesi şeyhi, üniversite
mezunu
(K10) Şeyh Ömer Efendi, 70, Saraybosna, Potok Nakşibendi tekkesinin vekili,
üniversite Mezunu

Konular