İran Ekonomisinin Genel Özellikleri

İnceleme
86
Nisan 2012 - Cilt: 4 - Sayı: 40
İran Ekonomisinin Genel Özellikleri
General Characteristics of Iranian Economy
Doç. Dr. Harun ÖZTÜRKLER
Afyon Kocatepe Üniversitesi Ekonomi Bölümü
ORSAM Ortadoğu Ekonomileri Danışmanı
ozturkler@alum.american.edu
Abstract
The purpose of this study is to evaluate the general characteristics of Iranian economy. Main characteristics
of the economy, specifically the knowledge of energy reserves, production, and consumption will help to asses
Iran’s nuclear energy program accurately. Such knowledge will also be very valuable in assessing the results
of a military conflict between Iran and the United States, Israel, and other western powers. Iran has an intensively energy dependent economy. Major problems are unemployment, specifically among women and youth, and inflation. On the other hand, Iran has very natural resources and national savings levels. However,
Iran has not been transferred such advantages into economic development and welfare for its people. If Iran
can construct a peaceful international setting and reform its economy to create a competitive framework,
it is very highly likely that it can reach double digit economic growth rates, which will raise gross domestic
product and per capita income rapidly.
İran ile ilgili güncel tartışmaların merkezinde İran’ın nükleer enerji programı yer almaktadır.
İnceleme
Nisan 2012 - Cilt: 4 - Sayı: 40 87
İran’ın benzeri başka ülkelere nazaran, sahip olduğu enerji kaynakları
ve bu yolla sağlanan finansal kaynaklar göz önüne alındığında, neden
gelişmiş ülkeler grubunda yer almadığı sorgulanabilir.
Giriş
Bu çalışmanın amacı İran ekonomisinin genel
özelliklerini kısaca değerlendirmektir. İran’ın
ekonomik özelliklerini temel makro ekonomik
değişkenlerden yola çıkarak değerlendireceğiz.
Ekonominin yapısal özellikleri, enerji rezervi,
üretimi ve tüketimine ilişkin bilgiler, İran’ın nükleer enerji programının doğru bir biçimde de-
ğerlendirilmesini, Ortadoğu’daki rolünü ve İran’a
yönelik olası bir Amerika Birleşik Devletleri
(ABD), İsrail ve diğer batı ülkeleri müdahalesinin
sonuçlarını analiz etmeyi kolaylaştıracaktır. İran
ekonomisinin genel özelliklerini doğru değerlendirebilmek için, çalışmada karşılaştırmalı bir
yaklaşım izlemekte ve İran’a ait makroekonomik
büyüklükleri, veri seti elverdiği ölçüde Ortadoğu
ve Kuzey Afrika ülkeleri grubu ve Türkiye’ye ait
makroekonomik büyüklükler ile karşılaştırmaktayız.
İran Ekonomisinin Genel Özellikleri
İran, Dünya Bankası’nın kişi başına gelir düzeyi
tabanlı ülke gruplandırmasına göre, Türkiye’nin
de yer aldığı ve 3,976$ ile 12,275$ kişi başına gelire sahip ülkeleri içeren yüksek orta gelirli ülkeler
grubunda yer almaktadır1. Birçok bölge ülkesi ile
kıyaslandığında, bu durum bir ekonomik geliş-
mişlik göstergesi olarak alınabilir. Ancak geçen
yüzyılın ortasından beri İran’ın sahip olduğu ve
benzer ekonomik ve sosyal yapıya sahip birçok
ülkenin sahip olmadığı enerji kaynakları ve bu
yolla sağlanan finansal kaynaklar göz önüne alındığında, İran’ın neden gelişmiş ülkeler grubunda
yer almadığı sorgulanabilir2. Bu çerçevede, çalışmanın bu bölümü İran ekonomisinin yapısal
özelliklerini analiz etmektedir. Bir ülke ekonomisinin temel yapısal özelliğinin en çok kullanı-
lan göstergesi, o ülke gayrisafi yurtiçi hâsılasının
üretiminde ve ülkedeki toplam istihdamın yaratılmasında ana sektörler olarak adlandırdığımız
tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerinin katkılarıdır. Tablo 1, İran, Ortadoğu ve Kuzey Afrika
ülkeleri grubu ve Türkiye’de 2001-2010 dönemi
için ana sektörlerin GSYH içerisindeki payları-
nı yansıtmaktadır. Bugünün gelişmiş ülkelerinde tarım sektörünün payı %5’in önemli ölçüde
altındadır. Oysa Tablo 1’den de görülebileceği
gibi, İran’da tarım sektörünün GSYH içindeki
payı 2001 yılından beri önemli ölçüde azalmasına karşın hala Türkiye ve Ortadoğu ve Kuzey
Afrika ülke gruplarına göre belirgin bir biçimde
yüksektir. Öte yandan İran’da sanayi sektörünün
payı bu dönemde ortalama olarak yaklaşık %42
olup, bir artış eğilimi göstermiştir. Ancak sanayi
sektörünün payı Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülke
grubu payının gerisindedir. Türkiye’de ise bu pay
%30’un altındadır. Bir türev sektör olan hizmet
sektörünün payı bir diğer gelişmişlik göstergesi
olarak alınmaktadır. Bu pay Türkiye’de %60’ın
üzerinde iken, İran ve Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde sırasıyla ortalama olarak %46,8
ve 43,5’tir. Üstelik hem İran’da hem de Ortado-
ğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde hizmetler sektö-
rünün payı incelenen dönemde azalma eğilimi
göstermiştir. Ana sektörlerin GSYH içerisindeki
payı çerçevesinde değerlendirildiğinde İran’ın
ekonomik yapısının henüz bugünün gelişmiş ülkelerinin ekonomik yapılarına benzemediği gö-
rülmektedir. Bu durumun temel nedeninin İran
ekonomisinin bir doğal kaynak temelli ekonomi
olduğu ileri sürülebilinir.
İnceleme
88
Nisan 2012 - Cilt: 4 - Sayı: 40
Tablo 1: Ana Sektörlerin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla İçindeki Payları (%)
Gösterge Ülke/
Ülke Grubu 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010
Tarımın GSYH İçindeki
Payı (%) İran 12.8 12.0 12.0 11.2 10.2 10.4 10.2 VY* VY VY
Tarımın GSYH İçindeki
Payı (%)
Ortadoğu ve
Kuzey Afrika 9.1 8.8 8.7 8.4 7.7 7.6 7.3 VY VY VY
Tarımın GSYH İçindeki
Payı (%) Türkiye 9.9 11.7 11.4 10.9 10.8 9.5 8.7 8.6 9.3 9.6
Sanayinin GSYH İçindeki
Payı (%) İran 35.4 41.4 41.0 42.7 44.7 43.6 44.5 VY VY VY
Sanayinin GSYH İçindeki
Payı (%)
Ortadoğu ve
Kuzey Afrika 45.5 46.5 47.6 47.2 49.9 50.9 50.5 VY VY VY
Sanayinin GSYH İçindeki
Payı (%) Türkiye 30.2 28.7 28.6 28.5 28.5 28.7 28.3 27.7 25.9 26.7
Hizmetlerin GSYH
İçindeki Payı (%) İran 51.8 46.6 47.1 46.0 45.1 46.0 45.3 VY VY VY
Hizmetlerin GSYH
İçindeki Payı (%)
Ortadoğu ve
Kuzey Afrika 45.4 44.8 43.8 44.5 42.4 41.6 42.3 VY VY VY
Hizmetlerin GSYH
İçindeki Payı (%) Türkiye 59.8 59.6 60.0 60.6 60.7 61.8 63.1 63.7 64.7 63.8
Kaynak: Dünya Bankası Veri Tabanından derlenmiştir: http://databank.worldbank.org.
*VY: Veri Yok
Ana sektörlerin toplam istihdam içerisindeki
payı bir ülke ekonomisinin yapısının bir diğer
önemli göstergesidir. Tablo 2, verinin mevcut
olduğu 2006-2008 dönemi için İran, Ortadoğu
ve Kuzey Afrika ve Türkiye için istihdamın ana
sektörlere dağılımını yansıtmaktadır. Bu yönü
ile bakıldığında İran ekonomisinin Ortadoğu
ve Kuzey Afrika ve Türkiye’den farklı bir yapı
gösterdiği görülmektedir. Üç yıl birlikte değerlendirildiğinde İran, Ortadoğu ve Kuzey Afrika
ülkeleri grubu ve Türkiye için ana sektörlerin
istihdam içerisindeki payları ortalama olarak ve
sırasıyla şöyledir: tarımın payı %22,4, %24,5 ve
%24,8; sanayinin payı %32, %25 ve %26,3 ve hizmetlerin payı %45,6, %50,5 ve %48,9’dur. İran’da
tarımsal istihdamın ve hizmetler sektörü istihdamının payı Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri
grubu ve Türkiye’den daha az, sanayi sektörünün
istihdamı ise belirgin biçimde daha çoktur. Tablo
1 ve Tablo 2 birlikte değerlendirildiğinde İran’da
sanayi sektörünün öncelikli yerini koruduğu söylenebilir.
Tablo 2: Ana Sektörlerin İstihdam İçindeki Payları (%)
Ülke/Ülke Grubu Gösterge 2006 2007 2008
İran Tarım Sektörü İstihdamı 23.2 22.8 21.2
İran Sanayi Sektörü İstihdamı 31.7 32.0 32.2
İran Hizmetler Sektörü İstihdamı 45.1 45.1 46.5
Ortadoğu ve Kuzey Afrika Tarım Sektörü İstihdamı 25.5 23.9 23.4
Ortadoğu ve Kuzey Afrika Sanayi Sektörü İstihdamı 24.6 25.5 24.8
Ortadoğu ve Kuzey Afrika Hizmetler Sektörü İstihdamı 49.7 50.2 51.6
Türkiye Tarım Sektörü İstihdamı 27.3 23.5 23.7
Türkiye Sanayi Sektörü İstihdamı 25.4 26.7 26.8
Türkiye Hizmetler Sektörü İstihdamı 47.3 49.8 49.5
Kaynak: Dünya Bankası Veri Tabanından derlenmiştir: http://databank.worldbank.org.
İnceleme
Nisan 2012 - Cilt: 4 - Sayı: 40 89
Ana sektörler bağlamında tanımlanan ekonomik yapının ortaya çıkardığı ekonomik faaliyet
hacmini ve ekonomik refah düzeyini GSYH ve
kişi başına GSYH ile değerlendirebiliriz. 2009
yılı itibariyle İran’ın nüfusunun (73,1 milyon)
Türkiye’nin nüfusundan (71,8 milyon) daha fazla
olmasına ve İran’ın enerji kaynakları bakımından
dünyanın en zengin ülkelerinden biri olmasına
karşın, İran’ın GSYH’ sı Türkiye’nin GSYH’ sının
yarısından biraz fazladır3. Bunun sonucu olarak
da İran’da kişi başına GSYH Türkiye’nin GSYH’
sının yaklaşık olarak yarısı kadardır. Bu durum
İran’ın zengin enerji kaynaklarını ekonomik kalkınmaya ve dolayısıyla İran halkının refahına dö-
nüştüremediğini yansıtmaktadır.
Tablo 3: GSYH’ya İlişkin Büyüklükler
Ülke Gösterge 2006 2007 2008 2009
İran GSYH (Milyar $) 222.8 286.1 338.2 331.1
İran GSYH Büyüme Hızı (%) 5.9 7.8 2.3 1.8
İran Kişi Başına GSYH (Bin $) 3158.0 4004.0 4678.2 4525.9
Türkiye GSYH (Milyar $) 530.9 647.2 730.3 614.6
Türkiye GSYH Büyüme Hızı (%) 6.9 4.7 0.7 -4.8
Türkiye Kişi Başına GSYH (Bin $) 7687.1 9246.0 10297.5 8553.7
Kaynak: Dünya Bankası Veri Tabanından derlenmiştir: http://databank.worldbank.org.
Bir ülke ekonomisinin yapısının temel belirleyicilerinden bir diğeri işgücü piyasasıdır. İş gücü
piyasasında ilişkin temel büyüklük işsizlik oranı-
dır. Küresel ekonomideki daralmanın enerji talebini azaltarak, Tablo 3’den de görülebileceği gibi
İran’da büyüme oranının 2008 yılında 2007 yılı-
nın üçte birinin altına inmesine neden olmuştur.
Ekonomik faaliyet hacmindeki daralmanın işgü-
cü piyasasındaki yansımasının işsizlik biçiminde
olması beklenir. Bu durumun İran için geçerli
olup olmadığını test etmek için Tablo 4’de 2005
ve 2008 yıllarına ilişkin işgücü piyasasına ait veriler verilmektedir. İran’da 2005 yılına göre 2008
yılında işsizlik oranı azalmıştır. Bu durumun bir
açıklaması, işsizlik oranının politik bir değişken
olması nedeniyle, verilerin kontrol edilmesi ve
gerçeği yansıtmamasıdır. Bir diğer açıklama ise,
işgücüne katılım oranında ve istihdamda belirli
nedenlerle ve çoğu kez geçici kısa dönemli dalgalanmalardır. Tablo 4’den iki yıl arasında işgücüne
katılım oranının 1,8 puan azaldığı görülmektedir. Bu durum işsizlik oranındaki azalmanın bir
nedenidir. Ancak Tablo 4 İran işgücü piyasası i-
çin bir diğer çok önemli sosyo-ekonomik bir ger-
çeği yansıtmaktadır: Kadınların işgücüne katılım
oranı erkeklerin yarısından azdır. Buna karşın
kadın işsizlik oranı yaklaşık olarak erkek işsizlik
oranının iki katıdır. Bu durum İran’da kadınların
işgücü piyasasında marjinalize edildiği biçiminde değerlendirilebilir. Ayrıca, İran’da genç işsizlik
oranının oldukça yüksek olduğu, bu anlamda da
kadın genç işsizlik oranın erkek genç işsizlik oranının oldukça üstünde olduğu vurgulanmalıdır.
İran’da toplam işgücünün yaklaşık %2’si silahlı
kuvvetlerce istihdam edilmektedir.
İnceleme
90
Nisan 2012 - Cilt: 4 - Sayı: 40
Tablo 4: İşgücü Piyasasında İlişkin Temel Büyüklükler
Göstergeler 2005 2008
Kadın İşsizlik Oranı (Kadın İşgücünün Yüzdesi Olarak) 18.2 16.8
Erkek İşsizlik Oranı (Erkek İşgücünün Yüzdesi Olarak) 10.5 9.1
İşsizlik Oranı (İşgücünün Yüzdesi Olarak) 12.1 10.5
Genç Kadın İşsizlik Oranı (15-24 Yaş Kadın İşgücünün Yüzdesi Olarak) 32.1 33.9
Genç Erkek İşsizlik Oranı (15-24 Yaş Erkek İşgücünün Yüzdesi Olarak) 20.3 20.2
Genç İşsizlik Oranı (15-24 Yaş İşgücünün Yüzdesi Olarak) 23.1 23.0
Kadınların İşgücüne Katılım Oranı (15+ Yaş Kadın Nüfusun Yüzdesi Olarak) 30.8 31.2
Erkeklerin İşgücüne Katılım Oranı (15+ Yaş Erkek Nüfusun Yüzdesi Olarak) 74.2 70.3
İşgücüne Katılım Oranı (15+ Yaş Nüfusun Yüzdesi Olarak) 52.9 51.1
Silahlı Kuvvetler Personel Sayısı (İşgücünün Yüzdesi Olarak) 2.1 2.0
Kaynak: Dünya Bankası Veri Tabanından derlenmiştir: http://databank.worldbank.org.
Ekonomik yapının, özellikle potansiyel üretim
ile fiili üretim arasındaki fark olarak tanımlanan
çıktı açığının en önemli göstergelerinden biri
olan ve işsizlik oranı ile yakından ilişkili olan bir
diğer değişken enflasyon oranıdır. Tablo 5, 2006-
2010 dönemindeki tüketici fiyat enflasyonunu
gelişimini yansıtmaktadır. Enflasyon oranı ile
ilgili olarak iki temel tespit; incelenen dönemde
enflasyonun ortalama olarak yaklaşık %16 olduğu (aynı dönem için Türkiye’de tüketici fiyat
enflasyonu ortalaması yaklaşık olarak %8’dir4) ve
enflasyonun oldukça istikrarsız olduğudur. Enflasyon oranının düzeyi kadar gösterdiği değiş-
kenlik de önemlidir. Enflasyon değişkenliği belirsizliği artırarak, ekonomik karar birimlerinin
bekleyişlerini olumsuz etkilemekte ve özellikle
tasarruf ve yatırım kararları çerçevesinde olumsuz sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.
Tablo 5: Enflasyon Oranı
Göstergeler 2006 2007 2008 2009 2010
Tüketici Fiyat Enflasyonu (%) 11.9 17.2 25.5 13.5 10.1
Kaynak: Dünya Bankası Veri Tabanından derlenmiştir: http://databank.worldbank.org
Ekonominin dışa açıklığının, uluslararası nitelikte mal ve hizmet üretme kapasitesinin ve küresel
ekonominin ihtiyaç duyduğu kaynaklar bakı-
mından ülke ekonomisinin zenginliğinin temel
göstergesi dış ticaret hacmidir. İran’ın diş ekonomik ilişkilerine yönelik temek büyüklükler Tablo
6’da verilmektedir. İran’ın diş ticaret hacminin
GSYH’ sına oranı, 2005-2007 döneminde 2.1 puan azalmasına karşın, %50’nin üzerindedir. Ancak bu İran’ın mal ve hizmet ve pazar anlamında
çeşitlendirilmiş bir dış ticarete sahip olmasından
kaynaklanmamaktadır. Aşağıda da tartışıldığı
gibi, dış ticaret hacminin ve özellikle dış ticaret
fazlasının büyüklüğünün gerisinde yatan temel
faktör İran’ın petrol ve doğal gaz ihracatıdır. Bu
çerçeveden bakıldığında İran’ın uluslararası rekabetçi bir ekonomik yapı oluşturabilmesi için,
üretim kapasitesini dönüştürme ihtiyacına işaret
edebiliriz. Böyle bir üretim kapasitesi yaratmak
için ulusal yatırımların bu sektörel dağılımın bu
amaçla yönlendirilmesi gerekmektedir. Dış ticaret fazlası ve doğrudan yabancı yatırım ülkenin
üretken sermaye stokunu genişletmesi açısından
oldukça önemlidir. İran önemli ölçüde dış ticaret
fazlası vermekle birlikte, doğrudan yabancı yatı-
rımların GSYH’ ya oranı giderek azalmaktadır.
Doğrudan yabancı yatırımın, ulusal yatırımların
sağlıklı bir finansman biçimi olması yanında mal
ve hizmetlerin üretimine ilişkin bilgi ve bu bilgideki gelişmeyi tanımlayan teknoloji ve inovasyon
transferi açısından da büyük önemi vardır.
İnceleme
Nisan 2012 - Cilt: 4 - Sayı: 40 91
Tablo 6: Dış Ticarete İlişkin Büyüklükler
Göstergeler 2005 2006 2007
İthalat (GSYH’nın Yüzdesi Olarak) 24.7 24.4 21.5
İhracat (GSYH’nın Yüzdesi Olarak) 33.1 32.5 32.2
Dış Ticaret Fazlası (GSYH’nın Yüzdesi Olarak) 8.4 8.1 10.7
Dış Ticaret Hacmi (GSYH’nın Yüzdesi Olarak) 57.8 56.9 55.7
Doğrudan Yabancı Yatırım (GSYH’nın Yüzdesi Olarak) 1.6 0.7 0.6
Kaynak: Dünya Bankası Veri Tabanından derlenmiştir: http://databank.worldbank.org
Yukarıda da belirtildiği gibi, ulusal üretim kapasitesi, sermaye stokuna yapılan ilaveler olarak tanımlanan yatırımlar yoluyla gerçekleştirilir. Ulusal yatırımların temel finansman aracı ulusal tasarruflardır. Türkiye gibi ulusal tasarrufların ulusal yatırımları karşılayamadığı ülkeler önemli dış
açık düzeyleri ve dış ödeme güçlükleri ile karşı
karşıya kalmaktadırlar. Tablo 7, sermaye oluşumuna ve tasarruflara ilişkin büyüklükleri yansıtmaktadır. İran’ın bugünün gelişmiş ve gelişmekte
olan ülkeleri ile kıyaslandığında oldukça yüksek
bir yatırım oranına sahip olmasına karşın, yurtiçi tasarruf fazlasına sahip olduğu görülmektedir. Bu durum İran ekonomisin ulusal tasarrufları ekonomik kalkınmasını gerçekleştirecek
yatırımlara dönüştüremediğini yansıtmaktadır.
Uzun yıllardır süren baskıcı rejim ve ambargo da
bunun temel nedenleri arasındadır.
Tablo 7: Ulusal Yatırımlar ve Tasarruflara İlişkin Büyüklükler
Göstergeler 2005 2006 2007
Gayri Safi Sermaye Oluşumu (GSYH’nın Yüzdesi Olarak) 32.7 32.6 33.2
Gayri Safi Ulusal Tasarruflar (GSYH’nın Yüzdesi Olarak) 41.1 40.6 43.8
Gayri Sabit Sermaye Oluşumu (GSYH’nın Yüzdesi Olarak) 27.0 26.4 25.8
Kaynak: Dünya Bankası Veri Tabanından derlenmiştir: http://databank.worldbank.org
İran ile ilgili güncel tartışmaların merkezinde
İran’ın nükleer enerji programı yer almaktadır.
Ancak bu tartışmalar yalnızca İran’ın bir enerji
ihtiyacını karşılamak için yaptığı bir seçim ile ilgili değildir. Bu tartışmaların temelini uzun yıllara dayanmakla birlikte, 11 Eylül 2001’de Amerika
Birleşik Devletleri’ne (ABD) yapılan saldırılar
sonrasında başka bir boyut kazandı. 11 Eylül
sonrasında ABD’nin dış politikasında “şer ekseni” olarak adlandırdığı ve kendisine tehdit olarak
gördüğü ülkelerin merkezinde İran yer almaktadır. ABD dış politikasında İran 2002 yılından
sonra daha öncelikli hale geldi. Bunun nedeni, bu
yıl içerisinde Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı
(UAEA)’nın, İran’ın nükleer silah yapımında kullanılabilecek uranyum zenginleştirmeye çalış-
tığını gizleyerek Nükleer Silahların Yayılmasını
Önleme Antlaşması (NSYÖA)’nı ihlal ettiğini
duyurmasıydı. UAEA’nın zenginleştirilmiş uranyum bulduğunu açıklaması üzerine İran 2003 yı-
lında NSYÖA’nı imzalamak zorunda kaldı. İran
2006 yılında uranyum zenginleştirmeyi başardıklarını açıklayarak, NSYÖA’dan çekildi.
İran, Suudi Arabistan, Venezüella ve Kanada’dan
sonra dünyanın en büyük petrol rezervlerine sa-
İnceleme
92
Nisan 2012 - Cilt: 4 - Sayı: 40
hip ülkesidir: İran’ın toplam petrol rezervi 137,0
milyar varil ile dünyanın toplam rezervlerinin
%9,3’üne karşılık gelmektedir.5 İran, Rusya’dan
sonra dünyanın en yüksek ikinci doğalgaz rezervlerine sahip (1,046 trilyon kübik feet, %15,7)
ve Ortadoğu’nun en büyük doğal gaz üreticisi
ülkesidir. Enerji sektörü hiç kuşkusuz İran ekonominin temel sektörüdür. Bu sektöre yönelik
sübvansiyonlar İran GSYH’sının %12’ine ulaş-
maktadır. İran ekonomisinin tümüyle enerji sektörüne bağlı olduğu ileri sürülebilinir. Hükümet
gelirlerinin yaklaşık olarak %70’i bu sektörden elde edilmektedir.6 Bu rakamlar İran’ın enerji süper
gücü olarak tanımlanmasını sağlamaktadır. Bu
durumda İran’ın neden nükleer enerjiye ihtiyaç
duyduğu sorgulanabilir. Bunun iki nedeni var:
İlki uzun dönemde ucuz enerji ihtiyacını karşı-
lamak, ikincisi ise karbon emisyonunu azaltmak.
Ancak, tümüyle barışçıl olsa bile nükleer enerjinin de sorunsuz olmadığı unutulmamalıdır.
Sonuç
İran ekonomisi, enerji sektörü bağımlı, işsizliğin
ve enflasyonun temel sorunlar olduğu bir ekonomidir. İran, benzeri başka ülkelerin sahip olmadığı doğal kaynaklara ve ulusal tasarruf oranları-
na sahiptir. Uluslararası politik sorunlarını çözmüş bir İran, birkaç on yılda dünyanın en büyük
ekonomileri arasına katılabilecek fiziki sermaye,
insan sermayesi ve doğal kaynak olanaklarına
sahiptir. Sahip olduğu kaynakların etkin kullanı-
labilmesi durumunda İran’ın iki dijitli büyüme oranlarına erişebileceğini söylemek abartı olmaz.
İran’ın bugünün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri ile kıyaslandığında oldukça yüksek bir yatırım oranına sahip olmasına karşın, yurtiçi
tasarruf fazlasına sahip olduğu ancak ekonomik kalkınmasını gerçekleştirecek yatırımlara dönüştüremediği görülmekte.
O
1 Dünya Bankası Veri Tabanı, http://data.worldbank.org/about/country-classifications/country-and-lendinggroups, Erişim Tarihi: 21 Mart 2012.
2 Örneğin Bruton (1961), gelişmekte olan ülkeler üzerine yapılan çalışmalar ve politika önermelerinin ulusal sermaye formasyonu ve döviz gelirleri üzerine odaklandığını belirtmekte ve özel koşulların İran’ın olağanüstü yüksek tasarruf oranlarına ve döviz gelirlerine sahip olmasını sağladığına işaret etmektedir. Daha geniş bilgi için
bkz. Bruton, Henry J. (1961), “Notes on Development in Iran”, Economic Development and Cultural Change, Vol.
9, No. 4, s. 625-640.
3 Dünya Bankası Veri Tabanından derlenmiştir: http://databank.worldbank.org, Erişim Tarihi: 21 Mart 2012.
4 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Veri Tabanı, www.tcmb.gov.tr, Erişim Tarihi: 21 Mart 2012.
5 US Energy Information Administration. (2011), International Energy Outlook 2011, www.eia.gov/ieo/
pdf/0484(2011).pdf, Erişim Tarihi: 21 Mart 2012.
6 Ktazman, Kennth. (2012), Iran Sanctions, Congressional Research Service, RS20871www.crs.gov, Erişim Tarihi:
21 Mart 2012.
DİPNOTLAR

Konular