ÖZBEK ŞAİRİ HALVETİ, ESERLERİ VE MEVLİD’İNDEN “YAHYA NEBİ ALEYHİ’S-SELAM’IN ŞEHİD BOLGANLARININ BEYANI” İSİMLİ MESNEVİSİ

Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/7 Fall 2009
ÖZET
Halveti çağdaş Özbek şairidir. 2 divanı, 3
mesnevisi vardır. Özellikle mesnevileri halk arasında
sevilerek okunmuştur. Özbek edebi dünyasında ilk defa
Halveti, Mevlidi nazm etmiştir. Bu eser de defalarca
basılmıştır. Başka mevlidlerde bulunmayan Yahya
Peygamber kıssasına, Halveti, Mevlid’inde yer verir. 100
beyit uzunluğunda olan bu mesnevide Yahya Peygamber
kıssası çok kısa tutulur. Yahya Peygamber kıssası ile Hz
Peygamberin annesine ve babasına bir geçiş yapılır. Bu,
İslam dünyasında peygamberler arasındaki birlikteliğin
Özbek inanç ve düşünce dünyasına da yansımasıdır.
Anahtar Kelimeler: Halveti, Mevlid, Yahya
Peygamber, Özbek Edebiyatı.
THE PERSONALITY AND WORKS OF UZBEK POET
HALVETI AND HIS MATHNAVI “THE DECLARATIONOF
YAHYA PROPHET’S -PEACE BE UPON HIMMARTYRDOM”
FROM HIS MEVLID
ABSTRACT
Halveti is contemporary Uzbek poet. There are
two divans and three mathnawis. Especially the
mathnawis was read among the people the like. Mevlid
was Uzbek’s literary world was poem the first time was
written by Halveti. This work was also repeatedly
pressed. Another tale of Prophet Yahya without Mevlid,
gives Halveti’s Mevlid. Long as 100 couplets in this
mathnawi Prophet Yahya is kept very short parables.
Parable of Yahya is with the mother of the Hz Muhammed


Prof. Dr., Selçuk Üniversitesi, Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi, Türkçe
Eğitimi Bölüm Başkanı, gayan@selcuk.edu.tr
134 Gönül AYAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/7 Fall 2009
and his father is a transition. This is among the prophets
in the Muslim world unity to the world that is a reflection
of the Uzbek beliefs and thoughts.
Key Words: Halveti, Mevlid, Yahya prophet,
Uzbek Literature.
Özbek şairi Halveti‟nin asıl ismi Molla Yoldaş Turabay
oğlu‟dur. 1858 yılında Namengan vilayeti Uyçı tümeni Ciydakapa
kışlağında doğmuştur. !921 yılında da vefat etmiş olan Halveti,
Namengan şehrinde Aziz Hoca medresesinde müderris ve
başmüderrisliklerde bulunur. Eserlerini, Özbek Türkçesi ve farsça
kaleme almıştır. Şiirlerinde Bîdil, Camii, Nevayi, Fuzuli etkisindedir.
Onların şiirlerini tanzir, tahmis ve tetebbu etmiştir. Halveti şiirlerini 2
divanda toplar. 1nci Divan‟da; tamamı 6886 beyit Özbek Türkçesiyle
yazdığı şiirlerinden başka 53 tane tarih, toplam 770 beyit olan Farsça
şiirler mevcuttur. Halveti‟nin kendisi tarafından tertip edilmiş Divan-ı
Halveti elyazması Özbekistan Şark-şinaslık Enstitüsü Fondundadır.
2 nci Divan‟daki beyit sayısı 4540 „tır. Bu şiirlerin de bir
kısmi Özbek Türkçesiyle, bir kısmı Farsça kaleme alınmıştır. Ayrıca
Özbek ve Fars şairlerinin şiirlerinden tamamı 239 beyit olan şiirler yer
alır. Halveti‟nin şiirlerinin konusu aşk ve muhabbettir. Ayrıca
sergüzeşt konulu şiirleri de önemli bir yer tutar. Bu Divan, Halveti
ciyanının oğlu Abdullah Yoldaşev elindedir.1
Çağdaş Özbek şairi Halveti‟nin Divanlarından başka, halk
arasnda yaygın olan basılı üç eseri vardır.
1. Çerag-ı Mektep; Şiir risalesidir. Birkaç kere basılmıştır.
Ahlakî, dinî-terbiyevî manzum bir eserdir. İtikadlar hakkında yazılmış
ve ilk mektep çocuklarına armağan edilmiştir. Allahın sıfatları,
yaratıcılığı, mutlaklığı, Kuran-ı Kerim‟de sayılan 25 peygamberin
isimleri, Son peygamber Hz. Muhammet‟in sıfatları ve Miraç hadisesi
anlatılmaktadır.
2. Seyrü‟l-Cibal min Seyri‟l-Rical (Erkekler Gezintisinden
Dağ Gezintisi); 1328 beyit uzunluğunda yazılmış mesnevidir. Paçça
ata havası, manzaraları, yosunluk dünyası, ve suları hakkında yapılan
tasvirler dikkat çekicidir.

1 Abdulkayum Ferdayev, Özbekistan Millet Ansiklopedyası, No 9, Devlet
İlmî Neşriyatı, Taşkent 2005, s.422.
Özbek Şairi Halveti, Eserleri… 135
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/7 Fall 2009
3. Mevlüd-i Şerif-i Türkî; Özbek edebiyatında yazılan ilk
mevlittir. Özbek şairi Halveti tarafından yazılır. Mevlidü‟n-Nebi
ismiyle de şöhret bulan bu mevlit 1908 den itibaren Gulam Hasan Arif
Hanov basımevinde defalarca basılmıştır. Eser 2000 yılında
Namengan neşriyatından (düzeltilmiş metin ) A. Kurbanov ve İ.
Abdullayev tarafından neşredilir.2001 yılında Fergana/Margilan
Şehir Basmahanesinde basılmıştır. 63 sahifeden ibarettir. Halveti,
eserine mensur bir mukaddime ile başlar. Mevlid 982 beyit
uzunluğundadır. Bu beyitler 28 başlık halinde sıralanır. Başlıklardan
sadece 1 tanesi Farsça, diğerlerinin hepsi Türkçe(Özbekçe)dir.
Halveti‟nin Mevlid‟inde de Süleyman Çelebi‟nin
Mevlid‟inde olduğu gibi hikayeler vardır. Bu hikayeler “Hikayet”
başlığı altında , ”Bağdadlı Bir Erin Hikayesi”51 beyit, “Yaşlı Komşu
Kadının Hikayesi” 81 beyit, “Yahya Nebi a.s. ın Şehid Bolganlarının
Beyanı” 100beyit olarak, mevlit dışında dikkati çeken orijinal
hikayelerdir. Ayrıca 11 beyitlik”hoş geldiniz” redifli bir gazel de
mevcuttur. Halveti Süleyman Çelebi‟nin Vesiletü‟n-Necat isimli
mevlidinden haberdardır ve onu tanzir etmiştir.
Halveti, Mevlid‟ine “ Yahya Nebi a.s. nın Şehid
Bolganlarının Beyanı” adı altında başka mevlitlerde bulunmayan
Yahya Peygamberin şehid edilmesini eklemiştir.2 Bu hikaye,
Halveti‟nin Mevlid‟ine orijinallik katmıştır. Zira bu konu, başka
mevlitl erde ele alınmamaktadır.
Mesnevi, Halveti‟nin Mevlid‟i ve diğer hikayeleri gibi 3
Failatün 1 Failün kalıbıyla yazılmıştır. 100 beyit uzunluğunda olan bu
mesnevinin ancak ilk 10 beyti hikayenin başlığına uygunluk gösterir.
Kuran-ı Kerimde, Al-i İmran suresi 39.ayette, Enam suresi
85.ayette, Meryem suresi 7. ,12-15. ayetlerde3
kıssası bildirilen
peygamberlerden Yahya; Hristiyanların ve Sabii‟lerin de üzerinde
önemle durdukları bir peygamberdir. İbranice Yuhanna isminin
karşılığı olan Yahya‟nın ingilizce karşılığı “Saint John the Babtist”,
Fransızca karşılığı;”Saint Jean Baptiste”, olarak Vaftizci Aziz
Yahya‟dır. Yahya Peygamber; Hristiyanların kendisi gibi mucize bir
bebek olan Hz. İsa‟dan önce dünyaya gelmesi, Hz. İsa‟nın
peygamberliğini haber vermesi ve onu Ürdün nehrinde vaftiz
etmesinden dolayı Hristiyanların üzerinde önemle durdukları bir
peygamberdir. Yine İsrailoğulları ile Hristiyanları birbirine bağlayan

2 Hüseyin Ayan, Süleyman Çelebi‟nin Vesiletü‟n-Necat‟ı ile Halveti‟nin
Mevludü‟n-Nebi‟sine kısa bir bakış, kazakistan ve Türkiye‟nin Ortak Kültürel
değerleri Uluslar Arası Sempozyumu 21-23 mayıs 2007, Almatı, s.41.
3
Kuran-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, haz. Prof.Dr. Ali Özek, Prof. Dr.
Hayrettin Karaman vd., İslam Ansiklopedisi, Ankara 1993,s.26.
136 Gönül AYAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/7 Fall 2009
bir peygamber olması da Hristiyanlar açısından önemlidir. İncil‟in ilk
ayetlerinden itibaren Yahya‟nın hayatından kesitler aktarılır.
Hristiyanlığın İkonlarında; saçı sakalı karışık, kemerli, tüylü
kıyafetiyle zayıf, sıska, kuru birisi olarak tasvir edilmektedir.
Yahya‟nın kemiklerinin Topkapı sarayında, kafatasının da Fransa‟nın
Amiens şehrindeki bir katedralde olduğu rivayet edilir. Tarihi
kaynaklara göre ise, Hz Yahya‟nın kafatası 4ncü Haçlı seferleri
sırasında katolikler tarafından Ayasofya yağmalanarak Fransa‟nın
Amiens şehrine götürülmüş ve altınla kaplatılarak saklanmıştır.
Saklandığı yere bir katedral inşa edilmiştir. İslami kaynaklarda, “Hz.
Yahya‟nın kesilen kafası Şam‟da Umeyyed camii‟nde
bulunmaktadır.” rivayeti yer alır. Bazı Hristiyan mezhepleri tarafından
Yahya‟nın ölüm yıldönümleri bayramlaştırılmıştır. Ortodoks
mezhebine bağlı Rumlar, Hz. Yahya‟nın başının kesildiği gün olarak
kabul ettikleri 29 ağustos tarihlerinde perhiz yaparak onu anarlar. Bu
günlerde karpuz, domates gibi kırmızı renkli hiçbir şey yemez ve
kesmezler. Hristiyan mezheplerinin bir kısmında da 24 Haziran
”AzizYahya Günü“ olarak kutlanır.4
Yahya Peygamber kıssası, Hz.Yusuf, Hz Eyyup kıssaları
kadar yaygın olmasa da, zaman zaman, bazan mazmun halinde bazan
teşbih olarak edebiyata yansımıştır. Yahya Peygamber Kıssasının
yaygın hikayesi;5
Hz. Zekeriya, İbrahim soyundan gelen bir peygamberdir. Hz.
Musa‟ya indirilen Tevrat‟ın Kudüs ve çevresinde tebliğ görevini
yürütür. İbadet için gelenlere Tevrat‟ın hükümlerini okuyarak onları
eğitmektedir6 Hz Zekeriya ve eşi çokyaşlıdırlar. Fakat çocukları
yoktur. Hz Zekeriya her mescide uğrayışında Hz Meryemin yanında
kış ise yaz meyvası, yaz ise kış meyvası bulur. Bunun sebebini Hz.
Meryem Allahın ihsanı olarak izah edince Zekeriya da ümitlenir.
Kendisine bir oğul ihsan buyurması için Yüce Allah‟a dua eder.7

Yahya isminde bir oğlu olur.
Hz Yahya Hz. İsa ile aynı yılları paylaşmıştır. Rivayete göre
Hz Yahya 30 yaşlarında iken Hz. İsa ile Ürdün Irmağında buluşur.
İsrailoğullarına en son gönderilen peygamberler Hz. Davut
hanedanından Hz Yahya ve Hz İsa‟dır.

4 Cengiz Duman, http://islam hukukusayfasi.tr.99/ Hz. Yahya ve Şehadeti.
5
Mustafa Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yay.
,Ankara 2004,s292
6Mustafa Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yay.
,Ankara 2004,s293
7 Mustafa Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yay.
,Ankara 2004,s292.
Özbek Şairi Halveti, Eserleri… 137
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/7 Fall 2009
İsrailoğulları Babil esaretinden, Beytü‟l-makdis‟e döndükten
sonra orayı imar edip işlerini düzeltirler. Fakat bir takım kötülükler
yapmaktan da geri durmazlar. Allah onların üzerlerinden rahmetini
esirgemiyerek peygamberler gönderir. İsrailoğulları, gönderilen
peygamberlerin bir kısmını yalanlar, bir kısmını da öldürürler.
İsrailoğullarına en son gönderilen peygamberler Hz. Davud
hanedanından Zekeriya, Yahya ve İsa‟dır. İsrailoğulları bu üç
peygamberi de şehit ederler. Hz.Yahya „nın şehit edilişi, Hz İsa‟nın 33
yaşında semaya kaldırılışından 1,5 yıl önce olduğuna ve Hz
Yahya‟nın Hz. İsa‟dan 6 ay büyük olduğuna göre Hz. Yahya 32
yaşında şehid edilmiştir.8
Müfessirlere göre, Hz Zekeriya‟nın öldürülmesi
Hz.Meryem‟i hamile bırakma suçlamasından dolayıdır. Hz.Yahya‟nın
ise dinen yasak olan bir evliliğe ve ilişkiye rıza göstermemesi
sebebiyledir.
Hz Zekeriya‟nın ve Hz. Yahya‟nın şehit edilme olayları
Kısasü‟l-Enbiya‟da9
değişik motifler ilavesiyle tefsir olunur. Hz.
İsa‟nın derecesinin üstünlüğü ana rahminde iken Yahya‟nın annesi
tarafından anlaşılmaktadır. Yahya‟nın annesi ile İsa‟nın annesi
kardeştirler. İkisi de hamiledirler. Hz İsa ile Hz Yahya ana karnında
iken birbirleriyle konuşurlar. Yahya‟nın annesi karnındaki çocuğun
kardeşinin karnındaki çocuğa secde ettiğini fark edince, onun kendi
çocuğundan üstün olduğunu belirtip kardeşine sevinmesi gerektiğini
söyler.
Yahya günahtan sakınan bir zahittir. Oyun oynama yerine
dağlarda ibadet etmeyi tercih eder. Zekeriya‟nın vaazından çok
etkilenir. Allahtan çok korkar. Yahya‟nın zamanında bir melik vardır.
Melik bir kızı olan dul bir kadınla evlenir. Üvey kız zamanla büyüyüp
güzelleşir. Annesi peygamberler hürmetine kızını melike layık görür.
Melik ile kız da birbirlerine ilgi duyup nikâhlanmak isterler. Fakat
fetva alamazlar. Kızın annesi Yahya‟yı çağırtır. Yahya, bu evliliğe
fetva vermez. Fakat diğer bilginler, melikin korkusundan nikâhı
onaylarlar. Kız, melik ile evlilik için, Zekeriya ile Yahya‟nın
öldürülmelerini şart koşar. Melik Yahya‟nın öldürülmesine emir verir.
Çevredekiler Yahya‟nın kanının damladığı yerde ot bitmeyeceğini
söylemeleri üzerine Melik, Yahya‟yı bir leğen içerisinde boğazlatır.
Fakat Yahya‟nın kanı durmaz. Çevre kan ile dolup taşar. Çaresiz
kalınır. Bilginler, kanının durması için kızın öldürülmesi gerektiğini
söylerler. Hilelerle de kan durdurulamaz. Çaresiz kalan melik, kızı

8 Age s.298.
9
Aysu Ata, Nasırü‟d-din Bin Burhanü‟d-din Rabguzi, Kısasü‟l-Enbiya,
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yay. Ankara 1997,s
138 Gönül AYAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/7 Fall 2009
getirtip leğen içerisinde boğazlatır. Yahya‟nın kanı durur. Fakat leğen
içerisindeki kesilen baş yüksek sesle “anasını alana kızı
değmez”sözlerini haykırmaktadır.
Yahya‟nın katledilmesi üzerine Zekeriya kaçar. Bir ağaca
rastlar. Ağaçtan kendisini gizlemesini ister. Ağaç ikiye ayrılır.
Zekeriya‟yı içine alıp birleşir. Zekeriya‟yı arayanlar ağacın yanına
gelip iblis‟e Zekeriya‟yı sorarlar. O da “ağaçta” der. Fakat onlar
iblis‟e inanmazlar.
Hristiyan dini kültüründe Yahya ile ilgili rivayetler hayli
yoğundur. Mesela;Yahya Kral Herodes Antipas‟ın karısı ve onun üvey
kızının iftiralarına uğrar. Kralın karısı Yahya‟ya aşık olur. Yahya
namus ve şerefinden ödün vermez. Fakat Kralın karısı ve kızının
komplolarından da kendisini, başı kesilerek şehid olma akıbetinden
koruyamaz.
Kuran-ı Kerim‟de söz konusu bile edilmeyen vaftiz olayı
İncil‟de Hz. Yahya‟nın kimlik özelliği olarak tezahür eder. İncil‟lere
göre Hz. Yahya Hz. İsa‟nın gelişinin hazırlayıcısı olarak gösterilir.
Hz.Yahya‟ya Hz. İsa‟dan sonra yer verilir. Kuran-ı Kerim‟de Hz. İsa
ve Hz. Yahya arasında fark gözetilmez. Zekeriya, Yahya ve İsa
kıssaları birbirinin tamamlayıcısı ve açıklayıcısı olarak belli bir düzen
içerisinde anlatılırlar.
Özbek şairi Halveti de Kuran-ı Kerim‟deki peygamberler
düzenine riayet etmektedir.
Hz. Yahya‟nın şehid edilme kıssasını, Hz Peygamberin
doğumuna vesile olan Abdullah ve Amine Hatun‟un nikah olayına
bağlıyarak, bir bakıma, Mevlid‟in girişini daha önceki peygamberlerle
bütünleştirerek hikaye ediyor.
Halveti, “Yahya Peygamberin Şehit Olunmalarının Beyanı”
isimli 100 beyit uzunluğundaki mesnevisinin ilk 10 beytinde, Yahya
Peygamberin şehid edilmesiyle toplumun kirlendiğini ve bu
kirlenmenin Hz peygamberin Atası Abdullah‟ın doğumuyla
temizlenmesini, ak ipekten Tanrı tarafından dikilmiş bir cübbe
sembolüyle izah etmektedir. Çünki, Yahya Peygamberin kanının
dökülmesi ile Allah tarafından hazırlanmış ak ipekten cübbe kana
batmıştır. İşte o ak, gönüllleri açan cübbeden, Tanrı‟nın takdiri ile
şehit kanından bir damla kanın kalmaması Abdullahın doğumu ile
gerçekleşir. O kötü yaradılışlı topluluk her an cübbeye bakmaktadırlar.
Bir gün ondan kanın gittiğini ve eski haline döndüğünü görünce
toplumun bir bakıma temizlendiğini, Abdullah‟ın doğumuyla anlamış
olurlar. Bu olay aynı zamanda cihan ışığı, cümle aleme baş olacak,
yüce adı Muhammet olan, Hristiyanlıkta ve Yahudilikte, sapık dinde
Özbek Şairi Halveti, Eserleri… 139
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/7 Fall 2009
inad edenlere, kafir illerinde olanlara şeriatın nuru, sünnet ve diniyle
yol gösterecek olan oğulun doğacağının da işaretidir. Fakat sapık işler
yapanlar, kötü işleri adet edinenler, kötü ahlaklılar bu doğuştan
korkarlar. O soğuk çehreliler gönüllere düşmanlık tohumu ekerler.
Abdullah‟ı ortadan kaldırmak için çeşitli hileler hazırlarlar. 70 kişi
birleşir. Abdullah‟ı öldürmek için Mekke yönüne yürürler. Abdullah
ava çıktığında öldürmek isterler. Her yönden kılıç sallayıp saldırırlar.
O sırada Menaf oğlu Veheb kavga yerindedir. Bu hali görüp üzülür.
Arkadaşlarıyla atlanıp Nur düşmanlarını öldürmek isteyenlere karşı
hücum ederler. Bu sırada gökten bölük bölük, dalgalar halinde bir
topluluk görünür. Bu topluluktakiler insana benzemeyen, ayakları
şehvet ve nefis tuzağına bağlı olmayanlardır. Abdullah‟ın
düşmanlarını gök gürültüsünü andıran yıldırım gibi yok ederler.
Menaf oğlu Veheb gaybdan gelen bu yardımı görünce Abdullah‟a
sevgisi ve bağlılığı artar. Evine döner dönmez çok sevdiği Berre adlı
eşini Abdulmuttalib‟in evine gönderir. Sonsuz selam ve iyi
dilekleriyle “gökyüzünün ayı” olarak nitelendirdiği kızını Abdullah‟a
eş olarak teklif ettirir. Abdulmuttalib Berre‟yi çok iyi karşılar. “Sende
kız, bizde oğlan vardır, Kızın oğluma münasiptir. Sizin isteğiniz bizim
de isteğimizdir”der. Veheb çok sevinir. Düğün ve gerekleri yerine
getirilir. Sevgili kız Amine‟yi Abdullah‟a nikâhlarlar. Böylece Allah
Habibinin nuru bir araya gelir. Halvet, hikâyeyi Hz. Peygambere selat
ve selam ile bitirir.
YAHYA NEBİ ALEYHİ’S-SELAM’IN YAHYÂ NEBÎ ALEYHİ'S-SELÂMIN
ŞEHİD BOLGANLARININ BEYANI ŞEHÎD OLMALARININ BEYÂNI
Nakldür kim, niçe ahbâr-ı Yahûd Diri ve dost olan güçlü Allahın
Düşmen-i Hayy ü tüvânâ -yı vedûd düşmanı Yahudilerin haberlerindendir:
Şâm şehride idiler ber-karâr Şam şehrinde bâtıl dinde otururlar idi.
Dîn-i bâtılda idiler pây-dâr
Var idi bir cübbe ki Hayy ü kadîr Diri ve güçlü olan Allâh sâyesinde Kudreti
birle idi hem ak harîr ak bir ipek cübbe vardı.
Lîk ol vakti ki Yahyâ Nebî Eşkıyalar topluluğunca Yahya Peygamberin
Kanını tökti şekâvet mecma‟ı kanının döküldüğü zaman,

Ya‟ni küffâr ehli Yahyâ-yı Rasûl Yani kâfirler, Yahyâ Nebîyi öldürüp
Öldürüp Hak vaslığa buldı vusûl Hakka kavuşturdukları zaman
Ol harîr ol kân ara batmış idi O ak ipek cübbe kanlara batmıştı.
Halkı ahbârı ara yatmış idi Halk arasında söylenir olmuştu ki:
Ol siyeh-rû cümlesi Tevrât ara Tevrât arasında o kara yüzlülerin
Şuncalık bolgan idi râm azıma Cümlesi, bir büyük işarete bağlanmışlardı
140 Gönül AYAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/7 Fall 2009
Her kaçan kim Haknın takdîri bilen Hakkın takdiri ile o gönül açan cübbeden
Ol harîr-i dil-küşâdın ketse kan kan yok olup,

Kolsa öz reng-i kadîmi açılıp Yani Hazret-i Yahyânın kanı gidip
Ya‟ni hûn-ı Hazret-i Yahyâ ketip kendi eski rengi açılıp
İlgeri dek (ol) harîr bolsa sefîd Yani Hazret-i Yahyânın kanı gidip şehidin
Kalmasa bir katre-i hûn-ı şehîd kanından bir damla kan kalmasa
Ol zamân mevlûd-ı Abdullâh irür Abdullahın doğuşu gerçekleşir.
Vakt-ı zelle cümle-i güm-râh irür Böylece yolunu kaybedenlerin
hatası anlaşılır.

Ol toğulsa toğulur andın hemân O doğunca da ondan hemen, cihanın
oğul kim zâtıdur şem‟-i cihân ışığı olan bir oğul doğar.
Nâm-ı vâlâsı Muhammed bolgusu Yüce adı: Muhammed olacak!
Cümle âlemge ser-âmed bolgusu Cümle âleme baş olacak!
Dîn-i âyîn dîn-i Nasâra Yahûd Hristiyanlıkta ve Yahudilikte sapık dinde
Millet-i cümle mudıllîn-i anûd inat edenlerden, kâfir illerinde olanlara,
15 Bar hem andın tapkusu köp hâr-ı hem Ondan kafirlerin bulacağı ve alacağı
Bolgusu küffâr eli efkârı hem çok düşünceler de var.
Kimge anı nûr-ışer‟i aynıdur Onun şeriatının nuru, sünneti ve dini
Bolsa râh-rev sünnet ile dinidür rehber olacak.
Pîşuvâ-yı özge ümmet bolgusu Başka bir milletin önderi olacak.
Ân civar-ı bahr-ı rahmet bolgusu Rahmet denizinin komşusu olacak.
Bu haberden ol dalâlet–pîşeler O sapık işler yapanlar, kötü işleri adet
Hulk-ı bed-fercâm-ı bed-endîşeler edinenler, kötü ahlaklılar bu haberden
korktular.
Mezra‟-ı dilge adâvetdin uruğ O soğuk çehreliler gönüllere düşmanSeptiler
ol cümle-i çehre sovuğ lık tohumları serptiler.
20 Kasd kıldılar ki Abdullah eğer Eğer Abdullah insanlığın hayırlısı
Kıble-gâh-ı Ahmed-i Hayru‟l-beşer Ahmed‟in(babası ise) onun
kıblegahına hücum ettiler.
Tay kılıp deşt-i beyâbân-ı adem Yokluk çölünü geçip, varlık mülküne
Kolsalar mülk-i vücûd içre kadem ayak bassalar,
Ya‟ni ol bustân-ı devlet ar‟arı Yani o saadet bahçesinin ardıcı,
Bâğ-ı nahlistân-i izzet nev-beri yücelik bahçesinin yeni meyvesi,
Köp tarâvet zâhir eylep çekse baş Çok tazeliklerle, yeniliklerle baş
Kılgalı berk-i gül-i rahmetni fâş çekse, rahmet gülünün yaprağını
açıklayacak.
Özbek Şairi Halveti, Eserleri… 141
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/7 Fall 2009
Muhkem itmey munda bîh rîşesin Burada kök salmasın, sağlamlaş-
Çapamız anga helâket tîşesin tırmasın diye, onu helak etmek için
kazmayı vurmalıyız.
Tâ ki dîn ü mezheb-i dîrînimiz Böylece eski dinimiz, mezhebimiz,
Râh u resm ü sünnet-i pîşînimiz yolumuz, töremiz, önceki sünnetimiz

Bâz öz câyıda kalgay ber-karâr tekrar, kıyamete kadar yerinde kalacak
Tâ ki bolugunca kıyâmet âşikâr
Bol sebebdin ol gürûh-ı bed-güher Bundan dolayı, o kötü cevherli
Cübbege her dem kılur irdi nazar kalabalığın bakışı cübbe üzerinde idi.
Gördiler bir gün ki hûn andın ketip Bir gün kanın gittiğini, cübbenin eski renKalmış
öz asl-ı kadîmiğa yetip gine döndüğünü gördüler.
Bildiler andın ki Abdullahı ol Bundan, herşeyin başı ve kıblesi olan
Kıble-gâh-ı server-i her cüz ü kül Abdullah‟ın doğduğunu anladılar.
30 Keldi didiler ademdin der-vücûd Ademden beklenen vücuda geldi dediler.
Boldılar gamnâk ol cümle Yahûd Bütün Yahudiler kederlendiler.

Şol arada ötti eyyâmı neçe Bu arada pek çok gün, ay, yıl, sabah ve
Sâl u mâh u subhile şâm u neçe akşam geçti.
Her küni şâm içre ol küffârlar Kara yüzlü günahkar tacirler, her günü
Rû-siyâh u kîne-cû füccârlar karanlık olan kafirler.
Tilleride zikr-i Abdullâh idi Dillerinde Abdullah söylenirdi.
Ol siyeh şeblerde fikr-i mâh idi O karanlık gecelerinde ayı düşünürlerdi.
Bir neçe sevdâ ehl-i Kureyş Kureyş halkından bir kısım tüccar, o sı-
Şol ara koydu kadem ez bahr-ı ayş rada, yemek için oraya geldiler.
35 Ol siyeh didar u bed-fercâmlar O kara yüzlüler, o kötü bahtlılar,
Sâcidü'l-evsânı ve'l-esnâmlar putlara tapan putperestler,
Geldiler ehl-i Kureyş içre bu hâl Kureyşliler arasına gelip, Abdullah‟tan
Hâli Abdullâhdan etgeyler sü'âl haber almak istediler.
Dedi:Ey ehl-i Kureyş âdemleri Ey Kureyşliler, Ey Mekke‟de şerefli,
Mekkede izz ü şeref mahremleri yüce kimseler, dediler.
Bizge Abdülmuttalibdin den haber Bize Abdülmuttalib‟den haberler
Gördü mü şol gece gündüzde püser söyleyin. Bu sıralarda bir çocuk gördü mü?
Didiler:Erî toğuldu bir püser Evet ! Güzelliğinden ay ve güneşin utan.
Hüsniden şermendedür şems ü kamer dığı bir çocuk doğdu, dediler.
40 Atı Abdullah suret uşbu hil Bu çocuk Abdullah adındadır. Bütün in-
Barça âdemdin cemâlidür cemîl. sanlığın güzelliğinden de güzeldir.
142 Gönül AYAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/7 Fall 2009
Yüzide bir nûru bolmış âşikâr Yüzünde görünen nurun özleminden
Barça anı hasretide dil-figâr herkesin gönlü yaralı.
Didiler ahbârı, ey tüccârlar “Ey tüccarlar ! bizden şaşırtıcı haberler
İşitin bizden aceb ahbârlar! İşitin.” dediler.
Ol görüngen nûr-ı Abdullâh imes Bu görünen nur Abdullah‟ın nuru değilHer
kişi bu remzden âgâh imes. dir. Her kişi bu işaretten anlamaz.
Ol görüngen nûr nûr-ı Mustafa O görünen nur, Allahın sevgilisi olan
Gevher-i nâyib-i mahbûb-ı Hudâ! Mustafa‟nın nurudur.
45 Kim togulgay andın ol maksûd-ı Hû Allahın istediği ondan doğacaktır.
Tapkay andın iki âlem âb-rû İki cihan ondan yüz suyu bulacaktır.
İşitip sevdâger ehli ol zaman Bu haberi tüccarlar işitince, hepsi yeBarçası
sevkend içip açtı zebân min ederek ağızlarını açtılar.
Kim kasem Beytü'l-Harâm Rabbıga kim Beytü‟l-Haram Rabbına yemin olsun.
Her ne söz kim didiler ehl-i cahîm Ne derlerse cehennemliktir.
Râstdur elbette bi-şekk ü gümân Elbette şüphesiz doğrudur. Cihan şahı
Toğkay Abdullahdın şâh-ı cihân Abdullah‟dan doğacaktır.
Çün be-tahkik ol heme ahbâr-ı şâm O akşam doğru haberleri aldılar.
Taptı Abdullahdın ahbâr-ı tamâm! Abdullah‟dan haberleri tamamladılar.
50 Ahd ü peyman eyledi heftâd ten 70 kişi yemin edip sözleştiler.
Râst eylep kuvveti at pîrehen Güçlerini birleştirdiler.
Barçamız Mekke sarığa yüremiz Hepimiz Mekke yönüne yürüyelim.
Barıp Abdullahnı öldüremiz. Varıp Abdullah‟ı öldürelim.
Bu hayâlât u fesâd-âlûd ile Fesatlığa bulaşmış bu hayaller ile
Uşbu cinsi şiddet-ı bî-sûd ile İşte bu çeşit faydasız şiddet ile,
Râh-ı Beytu'llâha azmi ittiler Beytullah yoluna yöneldiler.
Katl-i Abdullahga cezmi ittiler. Abdullah‟ın öldürülmesine karar verdiler.
Kündüzü ârâm olup amma gice Gündüz dinlenip, gece çöllerde
Yürdiler sahrâ kezip deryâ geçe. yürüdüler. Denizler geçtiler.
55 Tâ nihânî müddeâ ser-menzilin Nihayet iddialarını gerçekleşeceği
Tay kılıp hal eylegeyler müşkilin! yere gelip müşküllerini giderecekler!
.
Uşbu reng ile yürüp şâm u seher Bu hileyle gece gündüz yürüyerek,
Mekke etrafıga kıldılar güzer Mekke etrafına geldiler.
Mekkege kirmey beyâbânî ara Mekke‟ye yabancılar arasına girmek
Kıldılar bir vâdi me'vâsıda câ için bir vadide saklandılar.
Saklaşıp fırsatnı anda turdular Fırsat kollayıp orada durdular.
Kündüzü ârâm alıp, tün yürdüler. Gündüz dinlenip gece yürüdüler.
Özbek Şairi Halveti, Eserleri… 143
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/7 Fall 2009
Tek ü tenhâ saydı maksadnı tutup Avı yalnız avlamak kasdıyla,
Müddeâ hâsıl kılurlar öltürüp. öldürüp maksatlarına erişeler
60 Bu arada öttü neçe tün ü gün, Bu arada nice gün gece geçti.
Turdular tağ içre elden yaşurun Yabancıdan gizlenerek dağ içinde durdular.
Bir gün Abdullah ez-behr-i şikâr Bir gün Abdullah avlanmak maksaBoldu
tenhâ özü atığa süvâr. dıyla yalnızca ata bindi.
Kezdi sahrâ içre köp pest ü bülend Bir av yakalamak için çölde çok dolaştı.
Tâ ki bir saydını kılgay der-kemend.
Âhırı ol vâdiğa ol sayyâdlar Sonunda o vadiye, o avcılar,
Ya'ni ol küffâr u bed-bünyâdlar yani o kafirler ve asaletsizler,
Menzil eylep erdi vü ârâmgâh O yöreyi konak etmişlerdi.
Saldı bu sayyâd ol menzilge râh Bu avcı konağa doğru yol aldı.
65 Ya'ni izlep uşbu vâdîde şikâr Yani bu vadide av izlerken,
Boldılar ahbâr ehliğe dûçâr. haber sahiplerine rastladılar.
Nâgehân kavm-ı fesâd-âgûşlar Ansızın, kötülükle kucak kucağa
Bahtı nâ-fercâmğa hem-dûşlar olanlar, bahtı kötü sonla omuz omuza olanlar,
Körüp Abdullahnı başıdın ayağ Abdullah‟ı baştan ayağa görüp,
Bildiler kim maksad üyiğe çerâğ maksadlarının gerçekleşeceğini anladılar.
Tünd bâd-âsâ tamamı atlanıp Hepsi fırtına gibi atlanıp onu
Ortağa aldılar ol demde kelip ortaya aldılar.
Müddeâ bul kim göçürgeyler anın Onun can kuşunu uçurup hemen
Murg-ı rûhunu uçurgaylar anın. öldürmek düşüncesindeydiler.
70 Tîgı her yandan havâle kıldılar, Her yandan kılıç salladılar.
Öldürürnü kasd edip intildiler. Öldürmek kasdıyla saldırdılar.
Nâgehân ol dem Veheb ibni Menâf O anda Menaf oğlu Veheb,
Hâzır oldu anda hengâm-ı mesâf. kavga yerinde hazır oldu.
Görüp uş bu hâlini accığlanıp Bu hali görüp acıdı.
Bir niçe yârânı birle atlanıp Bir çok arkadaşı ile atlandı.
Kasd-ı katl-i düşman-ı nûr ittiler Nur düşmanını öldürmeğe niyetlendiler.
Güçleri etkençe (.) zûr ittiler. Güçleri yettiği kadar zorladılar.
Uş bu hâlât âsumandan fevc fevc Bu durum karşısında gökten bölük bölük
Geldiler bir zümre-i hem-cûş-ı mevc. dalgalar halinde bir topluluk geldi.
75 Âdem ehliğe olar mânend imes Nefis ve şehvet tuzağına ayakları bağlı
Nefs ü şehvet dâmığa pâ-bend imes. olmayan ve adem oğluna benzemeyen
Ol kesâfet ehliğe ol tâife tayife yoğunluk sahiplerine, kendilerini
Urdular özni çü berk-ı sâ'ıka. gök gürültüsü yıldırımı gibi vurdular.
144 Gönül AYAN
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/7 Fall 2009
Barçasın hâşâk-ı cân ile tenin Hepsinin can ile teninin süprüntüsünü,
Kıldılar ahkar vücûdı harmanın. vücutlarının harmanını aşağıladılar.
Çün Veheb gördü bu reng esrârını. Veheb böyle sırları, gaybdan edilen
Gaybdan etgen kârı bârını. işleri görünce,
Düştü Abdullahğa ışkı hemân Abdullahı çok beğendi. Hemen evine
Bî-tevakkuf üyüğe boldu revân. yöneldi.
80 Berre adlı ehl-i beyti bar idi. Berre adlı çok sevdiği, gönlünü kaptırdığı
Anğa bî-had müşfik u dil-dâr idi eşi vardı.
Didi kim:Ey mihribânım,uş bu dem “Ey sevgilim! Hemen bu an, Abdülmuttalib‟
Sûy-ı Abdülmuttalib koygıl kadem! ler tarafına git” dedi.
Menden aygıl bî-hisab arz-ı peyâm Benden hesapsız selam söyle. Sonsuz
Bî-nihâyet arz-ı ihlâs u selâm! selam ve iyi niyetimizi söyle.
Sonra aytgıl: “Ey Kureyş ehlin şâhı Sonra: “ Ey Kureyşlilerin şahı, bizde
Bizde bardur evc-i semânın mâhı! gökyüzünün ayı vardır” de.
Anga Abdullahnı zevc eylegil, O‟na Abdulah‟ı er eyle.
Burcu ikemsi bir evc eylegil! Bu iki güneşi bir burç eyle.
85 Ger kabûl etse bu sözlerni tamâm Bu sözleri kabul ederse, hemen buraya
Bî-tevakkuf aylegil munda hırâm! koş gel.
Çün Veheb sözünü Berre işitip Berre, Veheb‟in sözünü işitince,
Sûy-ı Abdülmuttalib geldi yetip; Abdülmuttalib tarafına ulaştı.
Geldi ve arz-ı Vehebni söyledi Veheb‟in dediklerini söyledi.
Sonra kûy-ı müdde'aya yüzledi Sonra istenenle yüzleştirdi.
Ya'ni her sözü ki dip erdi Veheb Yani Veheb‟in söylediği her sözü, o
Arz kıldı yek-be-yek ol gonca-leb. gonca ağızlı bir bir söyledi.
Didi,Abdülmuttalib ana hoş,(v.k.?) Abdülmuttalib ona:”Hoş geldiniz.”
Yahşı keldin!Kıldın izhâr-ı kerem “Kerem açıkladınız.”dedi
90 Men kabûl ettim kabûl etsen eğer Sen kabul edersen ben de kabul ettim.
Sende bardur duhter ü bizde püser Sende kız, bizde oğlan vardır.
Oğluma yahşı,münâsibdür kızın! Kızın oğluma, yahşı münasibtir.
Sizni maksad müddeâmızdur bizin. Sizin isteğiniz bizim de isteğimizdir.
Uş bu sözlerdin tapıp ayş u tarab Bu sözlerden yeme ve içme ile eğlence
Berre bardı sevinip sûy-ı Veheb. anlayıp, sevinip Veheb tarafına vardı.
Her ne kim Abdülmuttalib dep idi Abdülmuttalib ne dediyse harf,
Harfi harfin câyıda bir bir didi. harf yerinde söyledi.
Bu haberdin şâd olup ol dem Veheb, Bu haberden sevinen Veheb,
Toyunu esbâbını kıldı taleb. düğün ve gereklerini istedi.
Özbek Şairi Halveti, Eserleri… 145
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature
and History of Turkish or Turkic
Volume 4/7 Fall 2009
95 Çünkü şu'le toyudan tabkaç ferag, Toy şulezinden razılık alınca,
Koydular maksad çerâğı içre yağ. niyet, maksad çırasına yağ koydular.
Âmine ya'ni oş ol mahbubeni Amine, yani o sevgiliyi, sevgili kızı,
Duhter ü mahbûbe vü mergûbeni, beğenileni
Ikd-ı Abdullahga kırguzdılar, Abdullah‟a nikahladılar.
Şart-ı ıkd-ı şer'ini bitküzdiler Kanuni nikah şartlarını gördüler.
İmdi nezdîk oldu kim nûr-ı Habîb, Böylece, cihanı nur saçarak aydınlatmak
Eylegey rûşen cihânı nûr saçıp için Allah Habibinin nuru bir araya geldi
İsteseniz her kayu gamdın necât, Her ne zaman gamdan kurtulmak isterseniz
Işk ile,derd ile aytın es-salât! Aşk ile derd ile “Es-salat” deyiniz.
100Es-salâtü ve's-selâmü aleyke yâ Rasûlallâh! Ey Allahın Peygamberi, sana salat ile selam
Es-salâtü ve's-selâmü aleyke yâ Habiballâh! olsun.
Ey Allahın sevgilisi sana salat ile selam
olsun
HALVETÎ, Mevlûdü'n-Nebî, Fergana, Fergana
neşriyatı,2001. 63 s.(29–34. s.)

Konular