AVRUPA ÜLKELERİNDEKİ ARAPÇA, FARSÇA VE TÜRKÇE YAZMA ESERLERİN KATALOKLARI

Özet
Bugün Avrupa kütüphane ve müzelerinde Arap alfabesiyle yazılmış pek
çok Arapça, Farsça ve Türkçe el yazması bulunmaktadır. Bu yazmalar 17. yüzyılın
başından itibaren satın alma, hediye ve diğer yollarla Avrupa'ya götürülmüştür.
Memnuniyetle belirtelimki bu yazmaların büyük çoğunluğunun katalogu
yapılmıştır. Bu yazmaların kataloglanmasmda temel katkı Alman oryatalistlerine
âittir. Bu makalede, G. Flügel, J. Aumer, W. Pertsch ve W. Ahlwardt gibi
oryantalistlerin kataloklarını yakından tanıtıyoruz.
Anahtar Kelimeler: Katalog, Arapça, Farsça, Türkçe, el Yazması,
kütüphane, Avrupa.
Abstract
Today, there are many manuscripts written by the letters of Arab in
Arabic, Persian and Turkish in European Libraries and Museums. Since the
beginning of the 17th century, these manuscripts had been taken to Europe by
buying, gift and the other ways. We can gladly state that majority of the
manuscripts are cataloged. The major contribution to the catalogization ol" the
manuscripts belongs to German orientalists. In this article, detailed information
about catalogs written by orientalists like G. Flügel, J. Aumer, W. Pertsch and W.
Ahlwardt will be introduced.
Key words: Catalog, Arabic, Persian, Turkish, European libraries,
European museums.
Prof. Dr.; Edebiyat Fakültesi, Arap Dili ve Edebiyatı Aııabilim Dalı
10 Ahmet Suphi FURAT
Bugün hemen hemen her ülkede, İslâm kültürüne dâir eserlerle
karşılaşılmaktadır. Eser sözüyle emek sonucu ortaya konan çalışma, ürün ve
yapıt anlaşılır. Bizi ilgilendiren yönüyle kitap, kitapçık (:risâle), mecmua,
gravür, hat, mektup, vesika ve fermandan tutun da cami, medrese, han, hamam
ve benzerleri buna örnek gösterilebilir. Yazma eser ise adını daha çok,
yapılışından yani bizzat elle yazılarak ortaya konuluşundan alır. Elyazması diye
de anılan bu eserler, XV. asırda matbaanın keşfine kadar, ilim ve kültür
dünyasının en geçerli nesneleriydi. Bizi burada işte elle yazılarak vücut bulmuş
kitap, mecmua ve risâle türünden yazma eserler ilgilendiriyor. Bu eserler
Arapça, Farsça ve Türkçe gibi üç farklı dilde olmalarına rağmen o dönemde
Arap harfleriyle yazılmışlardı.
Umumi bir değerlendirme yapılırsa, dünyanın hemen her tarafında
görülebilen bu tür eserlerin, İslâm ülkelerinden sonra en çok bulunduğu yerin
Avrupa olduğu anlaşılacaktır.1
Almanya, Avusturya, İngiltere, Fransa, İspanya
ve İtalya gibi ülkelerdeki Arapça, Farsça ve Türkçe yazma eserler, aşağıda da
görüleceği üzere gerçekten de küçümsenemiyecek miktardadır. Frankfurt'ta
"Institut für Geschichte der İslâm-arabischen Wissenschaften "(İslâm-Arab
İlimleri Târihi Enstitüsü) müdürü hocam Prof. Dr.Fuat Sezgin, "Geschichte des
Arabischen Schrifttums" (Yazılı Arap Edebiyatı Târihi) adlı değerli eserinin ,
1967 yılında çıkan ilk cildinin sonunda (s.706-772), konu ile ilgili
kütüphânelerle, Arapça elyazması eser koleksiyon ve kataloklarınm bir listesini
vermişti. O, burada kütüphâne ve katalokları, Afghanistan, Ägypten, Algerien,
Belgien, Bulgarien, Danekark, Deutschland şeklinde alfabetik olarak USA 'ya
kadar varan ülkeler ile bunların, yine alfabetik şekilde yerleştirilmiş şehirleri
içinde ele almıştı. Böylece ilgili araştırıcı ve okuyucu, aradığı kütüphâne ve
elyazması koleksiyonu hakkında süratle ve güvenilir bir şekilde bilgi sahibi
olabilecekti.
A.J.W. Huisman, Leiden'da yayınladığı "Les Manuscrits Arabes dans
Ie Monde" (Dünyadaki Arapça Elyazmaları) adlı 99 sayfalık çalışmasında, bu
sahadaki katalokların bibliyografyasını vermişti. O da katalokları, alfabetik
Nitekim W. Voigt, Almanya'da Şark elyazmalarının kataloklanması ile ilgili makalesinde, henüz
kataloklara geçmemiş olan yazma eserlerin kaleme alındıkları dillerini ve sayılarını kaydettiği listesinde
halen 3547 Arapça, 2153 Türkçe ve 1314 Farsça yazma eserin bulunduğunu kaydediyordu
(Katalogisierung der orientalischen Handschriften in Deutschland, Marburg. 1957, s.6). Burada ele
alacağımız kataloklarda, çok daha kabarık sayıda Arapça, Farsça ve Türkçe elyazmalarının tanıtıldığını
görecegiz.
Geschichte des Arabischen Schrifttums adlı bu eserin bugüne kadar oniiç cildi yayınlanmış bulunuyor.
AVRUP A ÜLKELERİNDEK İ ARAPÇA , FARSÇ A V E TÜRKÇ E . 11
olarak dizdiği ülkelerin adları altında, yine alfabetik olarak sıraladığı şehirlere
göre kaydetmişti. Huisman, önsözünün altına koyduğu bir notta "Yazılarımın
matbaaya tesliminden sonra M. F. Sezgin'in, benimkine benzer bir fihrist ihtiva
eden "Geschichte des Arabischen Schrifttums" adlı eserini yeni" öğrendim.
Onu benimki ile karşılaştıramadım" diyordu.
Fuat Sezgin hocam, mezkûr eserinin diğer bazı ciltlerinde de, ilgili
kütüphanelerin ve elyazması eser koleksiyonlarının listesini verir. Nitekim tıp,
eczacılık, zooloji ve veterinerlik konularını işleyen III. cildin 391-410.cu,
matematiği konu edinen V. cildin 441-458. ci, lügatçiliği ele alan VIII. cildin
296-312. ci sayfaları bunlara ayrılmıştır. Bir bütün olarak ele alındığında, bu
listenin en tam şeklini, Geschichte des Arabischen Schrifttums'un, astronomiyi
konu edinen VI. cildinin sonunda görürüz. Burada 311 - 466. cı sayfalar
arasında yer alan listedeki kütüphâneler ve elyazması koleksiyonları, daha
öncekileri de biraraya getiren toplu bir fihrist ihtiyacından doğmuş görülüyor.
Buraya ayrıca hristiyan Arap edebiyatına âit diğer koleksiyonlar, papirüs ve
vesika koleksiyonları ile içlerinde elyazması eser ve mecmuaların tavsif edildiği
makaleler de katılmıştır. Ama Doğu İslâm ülkelerindekiler hariç kalmak
şartıyla, küçük ve ehemmiyetsiz olan kütüphâneler, teferruatıyla ele alınmamış,
bunlar için A.J.W. Huisman'ın zikredilen çalışması ile J.D.Pearson'un Oriental
manuscripts'i tavsiye edilmiştir. Bütün bu yönleriyle fihrist, sahasının en
güvenilir ve mükemmel müracaat kitabı olduğu gibi gördüğü geniş ilgi üzerine
Arapça olarak ta neşredilmiştir: :Târih et-turâş el-Arab! , Tere. Mahmüd Fehmi
HicäzT, 1402/1982, Riyad.
Üzerinde durduğumuz bu iki çalışma, bilhassa Prof. Dr. Sezgin hocanın
ki bize şunu da gösteriyor: Bu fihristlerde kaydedilen kütüphânelerde Arapça
elyazması eserlerin yannda Türkçe ve Farsça elyazması eserler de
bulunmaktadır. Bunlar her nekadar İslâm ülkelerindeki kütüphânelerde sayıca
daha fazla iseler de üzerlerinde araştırma, katalok yapımı gibi çalışmalar
bakımından, Avrupa ülkelerindekiler ağır basmaktadır.
Burada dolayısıyla akla gelebilecek bir soru da, İslâm kültürüne âit bu
yazma eserlerin oralara nasıl gittiğidir. Asıl konumuz olmayan ve fakat hayli
ilginç bir durum olarak karşımızda duran bu meseleye, aşağıda bazı katalokları
gözden geçirirken cevaplar bulabileceğimizi söyleyeyim. Hemen belirtelim ki
3
J.D.Pearson, Oriental manuscripts in Europe and North America.A survey. Zug : Inter Documentation
Company 1971 ( Bibliotheca Asiatica 7 ).
12 Ahmet Suphi FURAT
bu yazmaların bilhassa Avrupa'daki ülkelere gidişi yeni değildir. Almanya,
Avusturya, Fransa ve İngiltere'deki bazı kütüphane kataloklarını ele alırken de
göreceğimiz gibi bunlar, daha XVII. asırdan itibaren hediye, satış ve bazı
yollarla alnmışlardı.
Nitekim Berlin Kraliyet Kütüphanesinin katalogunu yapan W.
Ahlwardt, ilk cildin başına koyduğu önsözde şöyle der: Berlin Kraliyet
Kütüphnesinin eski stokunun büyük kısmı ( ki bu 400 cilt kadardır) bir tarafa
bırakılırsa, şahıslara âit diğer koleksiyonların tümü, son elli yıl içinde Şark'tan
alındı. Bu yıllar, iyi korunmuş, tam ve eski yazmalara sahip olmanın çoktan
geride kaldığı bir devredir. Fransızlar, İngilizler, hatta diğer topluluklar,
Almanlara nasip olmayan böyle bir fırsatı iyi değerlendirdiler. Şimdi biri yazma
almak istese, eski ve güzel olan eser artık yok, ya da acınacak halde. Birkaç cilt
halindeki eserleri elde etmek hemen hemen mümkün değil. Çok defa dağınık ve
şüpheli ciltlerle karşılaşıyoruz. Satın alınabilir yazmalar, çoğunlukla yeni
kopyalar; ücretli müstensihlerin güzel (ama) yanlış hazırladıkları şeyler. Daha
eski yazmalarsa adsız; ayrıca bilhassa baş sondan eksik halde..
W. Ahlwardt, ilerde ele alacağımız bu katalogunu (s. 14), yirmi yılı aşan
bir müddet içinde, ölümünden on yıl önce tamamlamıştı. Ancak o, daha önce de
Arap şiiri ve İslâm târihi ile ciddi bir şekilde ilgilenmiş, ele aldığı şâir ve
târihçilerin yazma halindeki eserleri üzerinde çalışmış bir araştırıcıydı. Bu
bakımdan yukardaki ifâdeleri üzerinde biraz durmalıyız. Söz konusu önsöz,
katalogun 1887 yılında neşredilen ilk cildinde yer aldığına göre, Ahlwardt'ın
hatırlattığı son elli yılın başlangıcı 1837 dir. Bu devre içinde birçok İngiliz,
Alman ve Fransız şarkiyatçının, çalıştıkları kütüphânelerin kataloklarını
neşrettiğini biliyoruz. Bu kataloklar, âit oldukları kütüphanelerde bulunan
yazma eserleri tanıttıkları gibi onların veya koleksiyonların ne zaman, nasıl
temin edildikleri hakkında da bilgiler verirler Konumuz için çok mühim olan bu
bilgilerle en çok Viyana, Gotha ve Berlin kütüphanelerinin kataloklarında
karşılaşıyoruz. Bir seri halinde ele almayı düşündüğümüz bu konuyu burada
zikredilen üç kütüphâne ile başlatmamızın sebebi de budur.
Alman şarkiyatçısı G. Flügel (1802-1870), 1851 târihinde Viyana Saray
Kütüphanesi Müdürlüğü tarafından, bu kütüphânedeki Arapça, Farsça ve
Türkçe yazmaları düzenleyip tavsif etmekle görevlendirilir. 1851,1852 ve 1854
yıllarının yaz aylarında sıkı ve tempolu bir çalışma ile bu işin üstesinden gelir
Verzeihnis arabischer Handschriftten der königlichen Bibliothek zu Berlin, Berlin,!887,c.l, s.XI
AVRUP A ÜLKELERİNDEK İ ARAPÇA , FARSÇ A V E TÜRKÇ E . 13
ve böylece ortaya çıkan çalışmasını, kütüphanenin daha önce yapılmış
fihristleriyle de karşılaştırır.
Bunlar arasında Schwachheim koleksiyonunun fihristi, eksikliklerine ve
ilmi usulle kaleme alınmamış olmasına rağmen, koleksiyonun şark yazmalarının
güvenilir bir dökümü idi. Krafft'ın başlangıçta el yazısıyla Latince olarak
kaleme aldığı fihrist, erken ölümü yüzünden tamamlanmamıştı. Ancak buna
rağmen Flügel'e faydalı olmuştu; zira Krafft bu fihristinde, yazmaların nereden
geldiklerine dâir bilgiler de kaydetmişti. Flügel, onun bir kütüphâne memuru
olarak kaydettiği bu bilgileri kataloguna aldığı gibi bazı târihi notlarına ilâveler
de yaptı. Anıanuensis Julius Wachter'in 1850 yılında tamamladığı katalok,
farklı kaynaklardan gelen hemen hemen bütün yazmaları topluca değerlendirme
açısından Flügel'e pek faydalı olmuştu. Hammer -Purgstall'ın katalogu pek
fazla yarar sağlamamıştı ama, onun vasiyetle bıraktığı elli küsur eserden oluşan
şark yazmaları koleksiyonu Saray Kütüphânesi'ne devredildi. SchlechtaWssehrd'
in 9 Kasım 1856 da kütüphaneye bıraktığı yirmibeş cilt yazma,
Osmanlı târihi reyonunu zenginleştirmişti5
.
G. Flügel'in, koleksiyonların kaynağı ile ilgili olarak kaydettiği notlar,
Şark yazmalarının Avrupa kütüphânelerine gidişi hakkında çok daha mühim ve
ilginç bilgiler vermektedir:
Dr. Sebastian Tengnagel (1573-1636), yüz yetmiş dokuz adet yazmasını
Saray Kütüphânesine vererek Şark yazmaları koleksiyonunun asıl fonunu
oluşturmuştu. O, Şark'ı, yazmaları satın almada ilk merhamete sokandı?
İbranca, Arapça, Türkçe, Farsça, Süryanca, Ermenice ve Habeşce yazmalarla
kütüphâneyi zenginleştirdi. S. Tengnagel altmış üç yaşında öldüğü zaman dört
bini aşkın elyazması ve basılmış kitabı, vasiyeti üzerine Kraliyet
Kütüphânesi'ne verildi. G. Flügel, onun koleksiyonunda yer alan Arapça,
Farsça ve Türkçe yazmalara, kendi katalogunda S. Tengnagel adıyla işâret
etme fırsatı buldu. Flügel'in bu arada kaydettiği bir diğer not ta mühimdir:
Tengnagel bu yazmalara sâdece sahip olmakla yetinmemiş, ayrıca onları
okumuştu. Her yerde, ilâve ettiği notları bulunuyor; öyle anlaşılıyor ki o bunlar
için bir katalok hazırlamak istemiş olabilir.!
5
Die Arabischen,persischen und türkischen Handschriftten der Kaiserlich-königl. Hofbibliothek zu
Wien, 1867,c.lll, s.lV-VIH.
14 Ahmet Suphi FURAT
Saray kütüphanesinin Şark'tan yazma eserler alımı, daha sonraki yıllarda
da devam eder. İran'da saraydan alınıp farklı târihlerde İstanbul' a getirilen
Farsça yazmalar 1677' de Saray Kütüphânesi'ne alınmıştı. Mühim bir diğer
alım, 1773 yılı sonlarında gerçekleşti. Baron von Schvvaclıheim ın
veresesinden üçyüz şark yazması satın alma yoluyla kazanıldı. Bu yazmaları
Fransız tercüman Legrand, Mısır ve Suriye'deki ikâmeti sırasında toplamış ve
daha sonra onun tarafından İstanbul'da Von Schwachheim'a satılmıştı6
.
XIX. asrın ilk yıllarında (1803-1807) Viyana Saray Kütüphânesi'nin
müdürü Von Jewsch idi. G. Flügel, onun devresinde hemen her yıl, büyük
küçük çapta alımların yapıldığını söyler. Daha 1801-1802 yıllarında Von
Hammer- Purgstall, Mısır'a yaptığı edebi seyahatten, içlerinde Anter'in
romanı7
ve İbn Vahşiye8
'nin Şevk el-mustehâm'ı gibi nâdir eserlerin de yer
aldığı yazmalar getirmişti. Hammer'in, yazma eserlerin alımı konusundaki
çabaları ve elyazmalarla ilgili çalışmaları, daha sonraki yıllarda da sürdü.
Nitekim 1820 de Saray Kütüphanesinin Arapça, Farsça ve Türkçe Yazmalarının
küçük bir katalogu çıktı. 1832 de yine Hammer- Purgstall tarafından toplanan
Türkçe yazmalar ve divanlar kazanıldı. 1842 de yine Hammer'in 412 yazması
yeni fond adıyla kaydedildi. Böylece Viyana Saray Kütüphanesi, Türk edebiyatı
ve târihi alanında çok sayıda değerli el yazmalarından oluşan zengin bir
koleksiyona kavuşmuş oluyordu. G. Flügel, Saray Kütüphanesini bu açıdan
diğerlerine üstün kılan bu koleksiyonun ortaya çıkışındaki gayret ve
zahmetlerinden dolayı Hammer'i şükranla anar .
Flügel, henüz katalogun bütünüyle bitmediği bir sırada neşretmek
mecburiyetinde kaldığı ilk cildin başına, amaca uygun ve yönlendirici bir önsöz
yazmanın güçlüğünü dikkate alarak " Dikkat 1" adlı bir yazı yazmıştı. Burada
sahip olduğu imkanları belirtip, kendisine yardımcı olan arkadaşlarına teşekkür
ettikten sonra özetle şunları söylüyordu: Elyazması eserin iç ve dış özelliklerini
uzaktaki bir okuyucuya tanıtmak, katalok yapan bizlerin en temel görevlerinden
biridir; bu uğurda hiçbir gayret boş yere değildir
6
G. Flügel, anılan katalok, s.VIII_IX.
7
Anter, "Siret Anter" adlı hikayede karşımıza, hayatı örnek alınmaya değer bir halk kahramanı olarak
çıkar. Hk. geniş bilgi için bk. Brockelmanıı, GAL 11,62, M. Hartmann, Anter İA 1,462-463..
8
111/IX. asırda yaşayan Ebû Bekr Ahmed b.Ali b. Cays b. Vahşiye, kimya, astroloji ve tarıma dâir eserler
yazdı. Ancak o daha çok Nabatça'dan yaptığı tercümelerle tanınır. İçlerinde Nabat tarımını ele alan K. elFilâha
en-nabatiyye'nin de bulunduğu bu eserler, btiyük ihtimalle İslâm'dan kısa bir müddet önce kadim
Keldâniler adına yazılmışlardı. Geniş bilgi için bk. F. Sezgin. GAS, IV,282-283,318-329.
9
G.Flügel, anılan katalok, s.XIII
AVRUPA ÜLKELERİNDEKİ ARAPÇA, FARSÇA VE TÜRKÇE . 15
G. Flügel 1865-1867 yılları arasında yayınladığı bu üç ciltlik
katalogunda 2016 adet Arapça, Farsça ve Türkçe yazmayı ele almıştı. Aynı
şekilde konulara göre tasnif ettiği diğer yazmalardan, katalogun ikinci cildinde
778 (nr.782-1540), üçüncü cildinde ise 476 (nr. 1541-2016) tanesini işlemişti.
Pertsch'inkinden farklı olarak, mecmua tarzındaki eserler, burada üçüncü cildin
sonunda (s.507-546) yeralmaktaydı.
Arapça elyazmalarının Avusturya'nın başşehri Viyana'da G. Flügel
tarafından kataloklandığı yıllarda Almanya'da Münih ile Gotha'da da benzeri
çalışmalar yapılmaktaydı. Nitekim J.Aumer, Münih'te, sekreter olarak görevli
bulunduğu Kraliyet Saray ve Devlet Kütüphânesi'nin Arapça elyazmalarını
1866 yılında neşredecektir10
. Daha kuzeyde Gotha şehrinde Dr. W. Pertsch, bu
şehirdeki Dükalık Kütüphânesi'nin evvela Farsça elyazmaları üzerinde çalıştı11
.
Bu çalışmasını bitirdikten sonra onu, aynı kütüphânenin Türkçe
yazmalarına yönelmiş görüyoruz. Ortaya çıkan kataiok12
, W.Pertsch'in, önsözde
belirttiği gibi Gotha'daki Dukalık Kütüphânesi'nde mevcut Farsça elyazmaları
için 1859 yılında yaptığı katalogun devamı mahiyetindeydi. O, bu katalogunda
önce mecmuaları ele aldı; içlerinde Türkçe risâlelerin bulunduğu 31 mecmuayı,
muhtevaları ile tanıttı (s. 1-42). Risâlelerin adlarını, başlangıç ve sonlarını Arap
harfleriyle verdi. Daha sonra yazmaları, konularına göre II. Gramer, lügat, aruz
ve hat (s.42-49: nr.32-44), III. Kelâm (İslâm kelâmı) (s.50-78 : nr.45-84),
hrıstiyan teolojisi (s.78:85-86), IV.Fıkıh (İslâm hukuku)(s.81-84 : nr. 87-92), V.
Ahlak (s.84-86: nr. 93-95), VI. Mantık (s.86-88 : nr.96-99), Vll. Astronomi ve
astroloji (s.8889: nr.100-102), VIII. Matematik, musiki ve oyunlar (s.89), IX.
Coğrafya (s.9091 : nr. 103-104), X. Tıp, veterinerlik, XI. Botanik (s.108-109 :
nr. 130), XII. Kimya (s.109-110 : nr.. 131), XIII. Harp sanatı (s.110 : nr.132),
XIV. Siyaset, istatistik (s.111-116 : nr..133-144), XV. Târih ve teracim
(biyografi) (s.116-137: nr. 145-166), XVI. Şâirlerin tercüme-i halleri ve
eserlerinden seçmeler (s. 138-148 : nr. 167-168), XVII. Şiir (s. 148-192 : nr.
169-226), XVIII. Hikayeler (s. 192-207 : nr. 227-259) ve XIX. İnşa (s.208-215 :
nr.260-276) başlıkları altında toplayarak tavsiflerini yaptı. Katalogun sonunda
10
C. Brockelmanıı'ın Geschichte der Arabischen Litteratur ( GAL)'da Münch, kısaltmasıyla kullandığı bu
kataiok, Die Arabischen Handschriften der K.Hof-und Staatsbibliothek in München yayınlandı.
" Dr.W.Pertsch'in bu çalışması Die Persischen Handschriften der Herzoglichen Bibliothek zu Gotha
adıyla 1859 yılında Viyana'da neşredildi. C.A.Storey, Persian Literature'nda bunu Gotha kısaltmasıyla
kullanır.
12
Die türkischen Handschriften der herzoglichen Bibliothek zu Gotha,Wien,1864
16 Ahmet Suphi FURAT
Arap harfleriyle verilen eser, müellif, müstensih, temellük ve yer adları
indeksleri, eserden rahatça faydalanmayı sağlamaktadır.
Dr. W. Pertsch daha sonra aynı kütüphanenin bu sefer Arapça
elyazmalarını ele aldı ve bunları Gotha'da 1878-1892 yılları arasında neşretti13
.
Önsözünde, Farsça kataloğundaki yolu izlediğini söyleyen W. Pertsch, Arapça
elyazmalarının, bunları İstanbul, Halep, Şam, Kudüs ve Kahire'de ikâmeti
sırasında toplamış olan U.J. Seetzen'den temin edildiğini kaydeder (s.IX)14
.
W. Pertsch'in bu arada Berlin'deki Kraliyet Kütüphânesi'nin Türkçe
elyazmaları için yaptığı kataloktan15
da bahsedelim. 1889 yılında Berlin'de
neşrettiği bu katalogunda elyazmalarını, esas itibariyle Gotha'daki Dükalık
Kütüphânesi'nin Türkçe yazmaları kataloğundakine benzer bir tasnifle ele
almıştı. Önsözünde W.Schott, Diez ve Rieu'nün katalokları ile Hammer ve
Gibb'in eserlerinden faydalandığını hatırlatan Pertsch, Thorbecke ve
Nöldeke'den gördüğü yardımları da kaydeder.
Çalışmada dikkati çeken bir husus, bu katalogun sonunda da eser adları
indeksinin Arap harfleriyle yeralmasına rağmen, müellif ve diğer şahıs
adlarının Latin harfleriyle ve o sırada yaygın olan transkripriyon alfabesiyle
verilmesiydi. Ancak nisbeleıie yer adları, fihristte yine Arap harfleriyle
kaydedilmişti.
Katalokta tavsifi verilen 514 eserin ilk 55'i mecmuadır ve başta ele
alınmıştır. Bunları sırasıyla II. Ansiklopedi ve kitâbiyat (s.95-97), III.
Gramer,aruz ve lügatçilik (s.97-117), IV. İtikat ve fıkıh (s. 117-158), V.
Tasavvuf (s.158-167), VI. Felsefe ( s.167-173), VII. Atasözleri (s.173-174),
VIII.Gizli ilimler (s.174-182), IX. San'at ve ustalık (s.182-187),
X.Matematik,astronomi ve astroloji(s.l87-197), XI.Kozmoğrafi ve coğrafya
(s. 197-216), XII.Târih ve terâcim (s.216-275), XIII. Siyaset,istatistik (s.275-
292), XIV.Tıp (s.292-304), XV.Botanik (s.304-307), XVI.Şâirler ve seçmeler
(s.307-315), XVII. Şiir (s.315-432), XVIII. Hikayeler (s.433-467), XIX. Belâgat
(s.467-469), XX. Stilistik ve epistolografik (s.467-481), XXI.Hristiyan
13
Die arabischen Handschriften der herzoglichen Bibliothek adıyla beş cilt halinde neşredien bu katalok,
1893 yılında bir ilâve ile yine Gotha'da basıldı : Die orientalischen Handschriften der herzoglichen
Bibliothek zu Gotha C. Brockelman bu katalogu Goth., F. Sezgin ise Gotha kısaltmasıyla kullanıyorlar.
14
Die Orientalischen Handschriften der herzoglichen Bibliothek zu Gotha,DrittenTheil: Die arabischen
Handschriften. Bu katalogu yeniden neşreden hocam Prof.Dr.Fuat Sezgin, yazdığı girişle "Engeç XVIII.
asırda Gotha'da Şark yazmaları toplanmaya başlamıştı. Fakat Arapça yazmaların değerli bir
koleksiyonunun temini, Alman şarkiyatçı Ulrich Jasper Seetzen'ei 1767-1811) aittir.." der.
15
Verzeichniss der türkischen Handschriften, Berlin, 1889.
AVRUPA ÜLKELERİNDEKİ ARAPÇA, FARSÇA VE TÜRKÇE . 17
ilâhiyatı(s.484-489) konulan tâkip etmektedir. Gerek, mecmua içinde gerekse
müstakil halde bulunan eserlerin adları, başlarından kaydedilmesi gerekli
görülen kısımlar yine Arap harfleri ile verilmiştir. Her eserin altında verilen
maddi tavsiflerle, yazmaların fiziki durumu da tanıtılmaktadır..
XVIII.-XIX. asırlarda Almanya'da romantik edebiyatın tesiriyle Doğu
dünyasına karşı gelişen ilgi, bu edebi ekole sempati besleyen Prusya kralı
Friedrich Wilhelm IV. (1840-1861)'ün şarkiyat araştırmalarını
desteklemesini de sağladı. Nitekim Sir Robert Chambers (ölm. 1803)'in
Hindistan'da topladığı Sanskritçe yazmalardan müteşekkil koleksiyonu satın
almıştı. Bu arada 1852 yılında Heinrich Petermann (1801-1876) Arapça
yazmalar satın almak üzere Ortaşark'a gönderildi. 1857 yılında Sprenger'in
kütüphanesine 1140 Arapça yazma satın alındı. 1848-1862 yılları arasında
Şam'da konsolosluk yapan Johann Gottfried Wetzstein (1815-1905), dört
koleksiyon satın aldı. Bunlardan ikisi Berlin'e, biri Leipzig'e, biri de
Tübingen'e verildi. Böylece Berlin'de yazmaların çoğalması, bunların
kataloklanması meselesini gündeme getirmişti.
W. Ahlwardt (1828-1909), 1863 yılında Berlin'deki yazmalar
üzerinde çalışmaya başladığı zaman, Kraliyet Kütüphânesi'nde 6450 kadar
yazma birikmişti16
. O işe başlarken önce şiir ve edebiyat târihine dâir eserlerin
tavsifi ile görevlendirilmişti. Nitekim katalogunun ilk cildine koyduğu geniş
mukaddimede "Bu tavsiflerde eser adı, müellifin ismi, yaşadığı devir, eserin
başı ve sonu ile iç bölümlerinin yazılması esas alınmıştı" diyordu. Verdiği
bilgilere göre, bunlara ayrıca tam olup olmadığı, değilse olmayan varakları
yahut yanlış ciltlemeler de ilâve edilecekti (s.VII).
Ahlwardt sonra da şöyle diyor: Anlaşmam hernekadar edebi eserleri
ihtiva ediyorduysa da bu kadar fazla sayıda eserle, kaydedilen hususların
dikkate alınarak tavsifi, daha sonraki bir edebiyat târihi için zemin oluşturmaya
namzetti (s.VII). Sonra ben bu işe, küçük bir üniversite şehrinde ve böyle bir iş
için pek te müsâit olmayan bir kütüphânede başladım. Ancak o, bütün bu gayri
müsâit şartlara rağmen, nisbeten kısa bir zamanda Arapça şiir ve edebiyata dâir
16
W. Ahlwaıdt, kataloğonun başına koyduğu geniş önsözde, Kraliyet Kütüphânesi'nin yazma eserlerinin
hangi koleksiyonlardan oluştuğundan da bahseder. Burada verdiği bilgilere göre kütüphânede, altıyüz
yirmi ciltlik eski stokun dışında, Diez'in yüz, Wetzstein'm yüzseksendört (I.), bindokuzyüzotuzdört
(II.),Petermann'ın beşyüzonaltı (I.), altıyüzyedi (II.), Sprenger'in binyüzkırk, Minutoli'nin kırk,
Schömann'ın beş, Hamilton'un on, Landberg'in binotuzbeş, Sachau'm otuz ve Glaser'in ikiyuzkırkbir
ciltlik koleksiyonları bulunmaktaydı (s.V-VI).
18 Ahmet Suphi FURAT
eserlere,şekil bakımından manzum olarak kaleme alınmış diğer sahalardaki
(gramer, hukuk, târih v.b.) eserleri de ilâve etmişti. Ortaya çıkan eser şu adla
neşredildi: Verzeichniss arabischer Handschriften der Königlichen
Bibliothek zu Berlin aus den Gebieteıı der Poesie,schöneıı
Litteraturgeschichte und Biographik, Greiswaldt, 1871.
Ahlvvardt böylece, ilk anlaşmasının şartlarını yerine getirmiş oluyordu.
Ama bundan sonra kendisinden, bütün yazmaları aynı şekilde tavsif etmesi
istenecekti. Onun bu yeni teklif karşısında itirafları ilginçtir: Zorluğunu
gizleyemiyeceğim, ama tevsii çok ehemmiyetli, ancak taze kuvvet, güven ve
cesarete de çok lüzum duyulacak bir işle karşılaşıyordum (s.IX). Bu tarz bir iş
için gerekli çalışmalarım yoktu. Diğer kütüphane kataloklarının da bana faydası
olmazdı. Dr. Pertsch tarafından Gotha Kraliyet Küttiphânesi'nin Arapça
yazmalarına dâir katalok, daha önce çıkmış olsaydı, faydalı olabilirdi. Öyle
görülüyor ki Ahlwardt, bu çalışmalarına devam ederken, zikredilen küçük
koleksiyonlar kütüphaneye katılmış ve o, hepsiyle ilgilenmek zorunda kalmıştı.
Kendi itirafıyla, yirmi yıl süre ile bu işe hergün, en aşağı on saat ayırmıştı.
Şöyle diyor: Kim yukardaki noktaları göz önüne alarak elli eseri araştırır ve
tavsife girişirse, işin zorluğu ve zaman alıcığı konusunda bana hak verecektir.
Bazı yazmaların kötü durumları da dikkate alınmalı.
W. Ahlwardt, uzun yıllar alan bu yorucu çalışma sonunda Berlin Kraliyet
Küttiphânesi'nin Arapça yazma eserlerini on cilt halinde kataloklamış
oluyordu.17
O, yazma eserleri konularına göre tasnif etmişti; dolayısıyla bunlar
anahatlarıyla kataloklarda aşağıda görüldüğü şekilde yeralmaktaydı: I. cilt:
Yazı, bibliyografik eserler, takrizler, ilimler, bilginin değeri, öğrenim-öğretim,
öğrenci-hoca, değişik sorular, Kur'ân, şerhler, tercümeler. 2. cilt: Hadis, kelâm,
dinler târihi,fırkalar, mezhepler 3. cilt: tasavvuf, fıkıh, dualar, hutbeler,
mevizeler, vasiyetler, hac, cihad, gaybi bilgiler, rüyalar, (ilâve olarak) Dürzilere
âit bilgiler. 4.cilt: Usul-ı fıkıh,furu, ferâiz, evkaf, ahkam, fetvalar, Zeydi fıkhı,
hiyel, hikmet, kelâm, mantık, âdâb el-bahs, münazara, psikoloji (ilm en-nefs). 5.
cilt: Ahlak, santranç, mûsiki,av, harp, siyaset, astronomi,astroloji, matematik,
fizik, optik, ölçüler, coğrafya, seyahat tavsifleri, hayvanlar, bitkiler, değerli
taşlar, tıb, tıbb-ı nebevî, münferit hastalıklar, bah (cinsel hayat), koruyucu
hekimlik, ilaçlar, ö.cilt: sarf, nahiv, lügat, aruz, belâgat, şiir, şâirler, 7. cilt:
17
Verzeichniss der arabischen Handschriften, I-X, Berlin, 1887-1899. Bu katalogu C.Brockelmaıın bu
katalogu Beri., F.Sezgin ise Berlin kısaltmasıyla kullanırlar.
AVRUPA ÜLKELERİNDEKİ ARAPÇA, FARSÇA VE TÜRKÇE . 19
Şâirler (VII./VIII. asırdan bu yana) rezec,muvaşşah türünden şiirler, şiir
mecmuaları, edeb, makameler, bilmeceler, mektuplar, atasözleri.. 8. cilt:
Kıssalar, küçük hikayeler, romanlar 9. cilt: Târih, biyografik eserler
(muhaddisler, sûfiler, fakihler, filozoflar (hukema), tabipler, dilciler, münferit
sufi ve mutasavvuflar, farklı sahalardan alimler, Tevrat ve İncil ile ilgili eserler,
daha önceki ciltlere ilâveler 10. cilt : Fihristler (özel ad, kitap adı, konular)!
Berlin Kraliyet Kütüphânesindeki yazmalardan örnekler.

Konular