ÖMER FERİT KAM’IN FARSÇA ŞİİRLERİ VE TÜRKÇE ÇEVİRİSİ

A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 29 Erzurum 2006 169
Prof. Dr. Zeki Başar Özel Sayısı
TAED 29, 2006, 169-181
*

ÖZET
Bu makale, Ömer Ferit Kam‟ın Farsça Ģiirleri ve Türkçe çevirisinden
ibarettir. Ferit Kam‟ın Farsça Ģiirleri, Afgan kralına yazdığı
49 beyitlik mesnevi, Fars edebiyatının ünlü Ģairi Hâkânî-yi
ġirvânî‟nin meĢhur kasidesi Eyvân-ı Medâyin‟e nazire olarak ilk
mısraını da tazmin ettiği 16 beyitlik kaside, 12 ve 9 beyitlik iki gazel,
8 beyitlik Mevlânâ „ÂĢır Efendi adına bir baĢka gazel, 11 kıta
ve 2 rubaiden oluĢmaktadır.
Türk dili ve edebiyatının, Türk düĢünce tarihinin büyük ustalarından
olan ve Arapça, Farsça ve Fransızca bilen Ferit Kam, çalıĢmalarını
din, tasavvuf, felsefe, edebiyat ve kısmen tarih alanlarında
yoğunlaĢtırmıĢ, araĢtırmacı, düĢünür, öğretim üyesi, yazar ve aynı
zamanda Türkçe ve Farsça Ģiirler de kaleme almıĢ bir Ģairdir.
Anahtar Kelimeler: Ömer Ferit Kam, Afgan Kralı
Emânullah Han, Hâkânî-yi ġirvânî, Mevlânâ „ÂĢır Efendi, Farsça
ġiirler.
ABSTRACT
This study is on Ömer Ferit Kam‟s Persian Poems and their
Turkish translations. Ferit Kam‟s Persian poems consist of a 9 couplet
Mathnawi in which the Afghan king was praised; a 16 couplet
qasida, Kam‟s pastiche to Khāqānî of Shirwān‟s; 12 and 9 couplet
two lyric poems; another 8 couplet lyric poem dedicated to Mawlānā
ĀĢır Efendi; 11 quatrain and 2 rubai.
Ömer Ferit Kam, one of the big masters of Turkish language
and literature and fluent in Turkish, Arabic, Persian and French,
focused his studies on religion, Sufism, philosophy, literature and
partially on history. He was a researcher, thinker teacher and a
writer. He was also a poet who wrote in both Turkish and Persian.
Keywords: Ömer Ferit Kam, King of Afghan Amānullah
Khan, Khāqānî of Shirwān, Mawlānā ĀĢır Efendi, Persian Poems.

* Atatürk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fak. Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü, Fars Dili ve
Edb. Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.
170 V.DEĞİRMENÇAY: Ömer Ferid Kam’ın Farsça Şiirleri ve Türkçe Çevirisi
TAED 29, 2006, 169-181
Giriş
anzimat‟tan sonra hem Batı, hem de Doğu kültürünü benimseyen
ve her iki kültürü birbirini tamamlayıcı birer erk olarak kullanan
yeni bir zümre ortaya çıkmıĢ ve bunlar, yalnız ilimle değil, dil, edebiyat ve
felsefeyle de yakından ilgilenmiĢlerdir. Bu ilgi bazılarında, sadece geçici bir
Ģiir ilgisinden ibaret kalmamıĢ, özel bir çalıĢmanın ürünü olarak, sağlam bir
zevke dayanan devamlı bir iĢ edinmenin verebileceği olgunlukla bir dereceye
kadar yükselmiĢtir. Bunlar, öğrendikleri Arapça ve Farsça ile, ilmî ve
edebî eserleri asıl metinlerinden okuyarak Doğu edebiyatının bütün kavramlarıyla
mazmunlarına nüfuz ettikleri gibi, öğrendikleri yabancı dille de Batı
edebiyatını ve felsefesini yakından incelemek fırsatını bulmuĢlardır.F
1
ĠĢte Ferit Kam, hem ilim, hem felsefe ve hem de dil ve edebiyat alanında
ülkemizin yetiĢtirdiği bu seçkin kiĢilerden biridir.
Ömer Ferit Kam
1 ġaban 1280‟de (11 Ocak 1864) Ġstanbul Beylerbeyi‟nde dünyaya
geldi. Babası, Çankırılı Deli Kurtoğulları‟ndan Sadık Efendi‟nin oğlu, ilk
doktorlardan Gazi Ahmed Muhtar PaĢa‟dır. Annesi, yine Çankırılı Molla
Kuzu ailesinden Emin Efendi‟nin kızı Fatma Fıtnat Hanım‟dır.F
2
Ferit Kam, ilkokuldan sonra Beylerbeyi RüĢdiyesi‟ni bitirince babası-
nın isteğiyle Mekteb-i Mülkiyye-yi ġâhâne‟ye kaydoldu; fakat bir yıl sonra
ayrılarak Hukuk Mektebi‟ne girdi. Babasının ölümü üzerine ikinci sınıfta öğ-
renimini yarıda bıraktı. Özel hocalardan Arapça, Farsça ve Fransızca dersleri
aldı.
1890‟da Fahri Bey‟in kızı Fatma Rukiye hanımla evlendi. Ġki kız bir
oğlan üç çocuğu oldu.
1887‟de Bâbıâli Tercüme Odası‟nda mütercim olarak göreve baĢladı.
1888‟de Beylerbeyi RüĢtiyesi‟nde Fransızca muallimliği yaptı. Ayrıca cami
derslerine de katılarak 1905‟te Mustafa Âsım Efendi‟den icazet aldı. Aynı yıl
Ġran‟ın Ġstanbul elçisi Rızâ DâniĢ Han‟ın Lahey BarıĢ Konferansı hakkında

1 Levend, Agâh Sırrı, Profesör Ferit Kam, Hayatı ve Eserleri, Ġstanbul 1946, s. 9-10.
2 Ömer Ferit Kam‟ın hayatı, edebî kiĢiliği, düĢüncesi ve eserleri hakkında geniĢ bilgi için bkz.
Levend, a.g.e., s. 13-107; Ġbnülemin Mahmut Kemal Ġnal, Son Asır Türk Şairleri, Dergâh yayınları,
Ġstanbul 1988, I, 399-402; Bolay, Süleyman Hayri, Ferîd Kam, Ankara 1988, s. 7-185;
a.mlf., “KAM, Ömer Ferit”, DĠA, Ġstanbul 2001, XXIV, 271-273; Özalp, M. Nazmi, Ömer
Ferid Kam, Ġstanbul 2000, s. 11-147; Çeltik, Halil, Ömer Ferit Kam ve Âsâr-ı Edebiye Tetkikatı,
Ankara 1998, s. 1-44; Ömer Ferit Kam, Dinî Felsefî Sohbetler (sad. Süleyman Hayri
Bolay), Ankara 2003, s. 7-14.
T
A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 29 Erzurum 2006 171
Prof. Dr. Zeki Başar Özel Sayısı
TAED 29, 2006, 169-181
yazdığı Ģiiri Türkçe‟ye çevirdiği için Ġran hükümeti tarafından kendisine Şîr-i
Hurşîd niĢanı verildi. 1914‟te Dârülfünun‟da Türk edebiyatı müderrisliğine,
1917‟de Süleymaniye Medresesi‟nde Felsefe-i umumiye tarihi müderrisliğine,
1919‟da Dârü‟l-hikmeti‟l-Ġslâmiyye üyeliğine atandı. Bir yıl sonra Ġstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi metinler Ģerhi müderrisi oldu. Bir ara açıkta
kaldı. Sonra 1924‟te Dârülfünun Ġran edebiyatı müderrisliğine atandı ve
1933‟te bu görevden uzaklaĢtırıldı. 1936-1941 yıllarında Maarif Vekaleti Kü-
tüphaneleri Tasnif Komisyonu üyesi olarak çalıĢtı. 1943‟te Ankara Dil ve Tarih
Coğrafya Fakültesi Ġran edebiyatı öğretim üyeliğine tayin edildi. 22 Mayıs
1944‟de vefat etti. Ankara‟da Cebeci Asrî Mezarlığı‟na defnedildi.
Küçük yaĢtan itibaren eski divanları okuyan, klâsik kaynakları inceleyen;
eski simya ve kimyadan astroloji ve astronomiye, mitolojiden tarihe, kelâmdan
tasavvufa kadar birçok alanda bilgi sahibi olan Ferit Kam, çalıĢmaları-
nı din, tasavvuf, felsefe, edebiyat ve kısmen tarih alanlarında yoğunlaĢtırdı.
Türk ve Fars edebiyatları alanındaki çalıĢmaları ve birikimi yanında Fransız
edebiyatını ve Ģiirini de yakından tanıdı. O, Türk, Arap, Fars ve Fransız dillerini,
edebiyatlarını ve felsefelerini bilen usta bir araĢtırmacı, düĢünür, öğretim
üyesi, yazar ve aynı zamanda Türkçe ve Farsça Ģiirler de yazan bir Ģairdir.
Ferit Kam‟ın ilgilenmediği konu, dalmadığı problem yok gibidir. O,
devrinin birçok aydını ve düĢünürü gibi çeĢitli felsefî meseleler üzerine eğildi.
Ateizm, nihilizm ve panteizmin, vahdet-i vücudun ve materyalizmin kaynakları,
doğurduğu problemler, karamsarlık, kadercilik ve determinizmin ahlâki
yönden olumsuz tesirleri, ölüm, ruh ve imanla ilgili meseleler; aklın gü-
cü; milliyet Ģuurunun fert ve toplum üzerindeki etkileri, inkarın psikolojisi,
insan hürriyeti ve daha birçok konularla meĢgul oldu.
ġiirlerinde Ferîd mahlasını kullanan Kam, Türkçe Ģiirlerinden baĢka
Farsça Ģiirler de kaleme aldı.
Eserleri: Türrehat (Ġlk Ģiirleri), ġiir Defteri, Âsâr-ı Edebiyye Tetkîkatı
Dersleri, ġerh-i Mütûn Ders Notları, Ġran Edebiyatı Tarihi, Afgan ġairleri,
Felsefe Lugatçesi, Dinî Felsefî Musahabeler, Vahdet-i Vücûd, Eski Ġran‟da
Felsefe, Hall-i Mesele-i Tabiat ve Emile Boirac‟tan çevirileri (Mebâdi-i Felsefeden
Ġlm-i Ahlak ve Ġlm-i Mâ Ba„de‟t-tabîa).
Farsça Şiirleri ve Türkçe Çevirisi
Ferit Kam‟ın Farsça Ģiirleri, dört ayrı eserde yer almaktadır. Bunlar,
Ferit Kam‟ın Afgan kralı hakkında yazıp bizzat kendisinin Evkâf Matbaası‟nda
bastırdığı 49 beyitlik mesnevi, be-Hâkpâ-yi A„lâ Hazret Pâdişâh-i
Afgân Emânullah Hân Hallede‟llâhu Mulkehu (Ġstanbul 1928); dört manzume
(49 beyitlik mesnevi, sekiz ve dokuz beyitlik iki gazel ve bir kıta) hariç bü-
172 V.DEĞİRMENÇAY: Ömer Ferid Kam’ın Farsça Şiirleri ve Türkçe Çevirisi
TAED 29, 2006, 169-181
tün Ģiirlerin bulunduğu, Agah Sırrı Levend tarafından hazırlanan Profesör
Ferit Kam, Hayatı ve Eserleri, (Ġstanbul 1946); Levend‟in çalıĢmasındaki Ģiirlere
ek olarak, ayrıca sekiz ve dokuz beyitlik iki gazelin yer aldığı, M.
Nazmi Özalp tarafından hazırlanan Ömer Ferid Kam (Ġstanbul 2000) ve son
olarak, ilk üç eserde geçmeyen baĢka bir kıtanın bulunduğu, Ġbnülemin
Mahmut Kemal Ġnal‟ın eĢsiz çalıĢması, Son Asır Türk Şairleri (Dergâh yayınları,
Ġstanbul 1988) adlı eserlerdir.
Bu Ģiirler, Afgan kralına yazılan 49 beyitlik mesnevi, Fars edebiyatının
ünlü Ģairi Hâkânî-yi ġirvânî‟nin (520-595/1126-1199) meĢhur kasidesi Eyvân-
ı Medâyin‟e nazire olan ve ilk mısraı da tazmin edilen 16 beyitlik kaside, 12 ve
9 beyitlik iki gazel, 8 beyitlik Mevlânâ „ÂĢır Efendi adına bir baĢka gazel, 11
kıta ve 2 rubaiden oluĢmaktadır.
Kam, Ģiirlerini aruz vezninin mütekarib, hezec (5 manzume 3 ayrı kalıp),
remel (6 manzume 2 ayrı kalıp), hafif, müctes (2) ve muzâri bahirlerinde
kaleme almıĢtır. Bunlar:
Mesnevi: (Mütekarib bahri, feûlün, feûlün, feûlün, feul/feûl)
Bu Ģiir, Afgan Kralı Emânullah Han‟ın (1892-1960) 29 Mayıs 1928‟de
Ġstanbul‟da Dârülfünun‟u ziyareti münasebetiyle yazılmıĢtır.F
3
F Mesnevinin ilk
beyti:
ايب پبزـبٍ هؼبليپٌبٍ اهيي ذسا ّ اهبى الَ
Ey büyüklerin kendisine sığındığı padişah!
Allah‟ın emini, Tanrı (kullarının) sığınağı!
Kaside: (Hezec bahri, mefâîlün, mefâîlün, mefâîlün, mefâîlün)
Bu kaside, Hâkânî-yi ġirvânî‟nin meĢhur kasidesi Eyvân-ı Medâyin‟e
nazire olup 16 beyittir.F
4
F Kasidenin ilk beyti:
"ُبى ای زل ػجطت ثيي اظ زيسٍ ًظط کي ُبى" آثبزئ ػبلن ضا ذْز ػيي ذطاثی زا

3 Ömer Ferit Kam, be-Hâkpâ-yi A„lâ Hazret Pâdişâh-i Afgân Emânullah Hân Hallede‟llâhu
Mulkehu, Evkâf Matbaası, Ġstanbul 1928.
Not: Bu mesnevi ve kaside, Veyis Değirmençay, “Ömer Ferit Kam‟ın Afgan Kralı Emânullah
Han‟a Methiyesi ve Hâkânî-yi Şirvânî‟nin Eyvân-ı Medâyin Adlı Kasidesine Naziresi” adlı
makalede metinleri, çevirileri ve anlatımlarıyla birlikte verilmiĢtir (Nüsha, ġarkiyat AraĢtırmaları
Dergisi, Güz 2005, Ankara, Yıl V, S. 19, s.12-22).
4 Levend, Profesör Ferit Kam, Hayatı ve Eserleri, s. 135-136; Özalp, Ömer Ferid Kam, s. 224-
225.
A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 29 Erzurum 2006 173
Prof. Dr. Zeki Başar Özel Sayısı
TAED 29, 2006, 169-181
Bak, ey ibret alan gönül, gözünle bir bak!
Dünyanın bayındır yerlerini yıkılmış bil.
Gazel 1: (Hezec bahri, mefâîlün, mefâîlün, mefâîlün, mefâîlün) F
5
ًيطظز ًعز ػبلل پ ّط پ ّفَ زّلت زًيب
ثيبثی گط هٌن کبفط ثرْاٍ اظ خبى ّ زل تٌِب
ثيب ثب هب ثکي يبضی ثؽْی ػبلن ثبال
هي اييـبٍ خِبى ذْاُن کَ ترتؿ لطة اَّ اَزًی
اگط زاًؽتٌؿ ذْاُی ثجيي االی اؼتثٌب
يعاض هللا اؼت چفن غفلتت ثگفب
ّ
تدل
ػدت ثرت ّػدت طبلغ کَ ثيٌس ضّی اّ ُطخب
چَ زّلت ػ ّع لطثت ضا کَ هفتبلؿ ُوَ اـيب
زگط چيعی ًوی زاًن ثدع هْلی ّ هْالًب
زال ثگصض زال ثگصض اظيي ؼْزا ّظيي غْ غب
زض ايي ّازی هفْ حبئط کَ ًمؿ پبيِب ظبُط
اال ای خصثَء ثبضی تْئی ُط ش ّضٍ ضا ؼبضی
ًَ الجبل خِبى ذْاُن ًَ احؽبى هِبى ذْاُن
ظُی لطثی ظُی ضاُی ظُی هِطی ظُی هبُی
زلی کْ اّج آى هبُؽت ثَ ضّظاى ـجبًگبُؽت
کٌفت ّ هؽدس خبهغ ُوَ اًسيفَء طبهغ
غٌيوت زاى صحجت ضا زض اّ يبثی تْ زّلت ضا
فطيس فطز هيساًن ؼمبطَ چيي آى ذْاًن
Ey gönül! Ey gönül! Vazgeç, vazgeç bu sevdadan ve bu kavgadan.
Akıllının nezdinde bir sivrisinek kanadı bile etmez dünya devleti.
Bu vadide şaşkın olma; çünkü ayakların izini apaçık
Bulursun; eğer bensem kafir, can ve gönülden uzaklaş.
Ey Allah‟ın cezbesi! Sensin her zerreye nüfuz eden;
Gel, yukarıdaki âleme (gidişte) bize yardım et.
Ne dünyanın ikbalini isterim, ne de büyüklerin ihsanını.
Ben bu dünya şahını isterim ki tahtı ev ednâ‟dır. F
6
F
Ne güzel yakınlık, ne güzel yol, ne güzel güneş, ne güzel ay!
Eğer onu bilmek istersen illâF
7
F istisnasına bak.
Zirvesi ay olan gönül (için) gündüzleri, akşam vaktidir.
Allah‟ın tecelli ettiği yerdir, gaflet gözünü aç.
Kilise ve cuma mescidi, hepsi tamahkar düşüncedir.
Ne güzel talih ve ne güzel baht! Kim görür her yerde onun yüzünü?
Ganimet bil sohbeti, onda bulursun sen devleti;
Ne devleti, bütün varlığın arzuladığı izz-i kurbeti.F
8
F

5 Özalp, a.g.e., s. 368.
6 Ev ednâ: belki daha yakın: “Ġki yayın beraberliği gibi, belki ondan da yakındı”, Kur‟an-ı Kerim,
53 Necm 9. ayetten iktibastır. Bu âyet, Hz. Peygamber‟in Miraç gecesinde Allah‟a
olan yakınlığının iki yay aralığından daha az oluĢunu anlatır (Pala, Ġskender, Ansiklopedik
Divan Şiiri Sözlüğü, Ġstanbul 2000, s. 130).
7
İllâ: Lâ ve illâ/Lâ-Ġllâ: Lâ Ġlâhe Ġllallah (Allah‟tan baĢka ilâh yoktur) kelime-i tevhidindeki
lâ nefy (olumsuzluk edatı), illâ ispat içindir. “Yoktur ilâh, Allah vardır ancak” gibi. Lâ ile
mâsivanın ve ağyarın yokluğuna, illâ ile de Allah‟ın varlığına hükmedilir. Lâ ve illâ, fenâyı
ve bekâyı simgeler (Uludağ, Süleyman, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, Ġstanbul 2001, s. 224).
8
İzz-i kurbet: Allah‟a yakın olma Ģerefi.
174 V.DEĞİRMENÇAY: Ömer Ferid Kam’ın Farsça Şiirleri ve Türkçe Çevirisi
TAED 29, 2006, 169-181
Meydanın eşsiz Ferit‟iyim; o sofranın döküntülerini topluyorum;
Gayri bir şey bilmiyorum Mevlâ‟dan ve Mevlânâ‟danF
9
F başka.
Gazel 2: (Remel bahri, fâilâtün, feilâtün, feilâtün, fa„lün)
Mevlânâ ÂĢır Efendi -Allah‟ın selâmı üzerine olsun- için söylenmiĢ-
tir.F
10
11 گبُن اظ هطحلَ ثبًگ خطؼی هی آيس F
F
ذْز ًساًن ظ کدب ايي ُْؼی هی آيس
خبی ز ّض ّ گِطؾ ذبض ّ ذؽی هی آيس
گفت ُبتف کَ تطا زازضؼی هی آيس
ثوي اظ ؼْی يوي ثْی کؽی هی آيس
هْؼئ طْض اظ آى ثب لجؽی هی آيس
اظ پػ پطزٍ ّ زيْاض کؽی هی آيس
صجط کي کع ػمجؿ ذيط ثؽی هی آيس
ثربکپبی هْالًب ػبـط افٌسی ؼلوَ هللا
گبٍ ثط ذبطط هي هلتؽوی هی آيس
فبضؽ اظ هفغلَ ء ؼْز ّ ظيبى ثبيس ـس
گط ثسضيب ثعًن زؼت طلت ضا ُط ثبض
ًبلَ اظ خْض فلک ای زل ثيچبضٍ هکي
ًفؽؿ ًفرَء ثْی ًفؽی ضحوبًی
ضّ ثکي ظّز زال ًْض اًباللِی ضا
ُبى ُبى ای زل ـْضيسٍ زض ضاظ ثجٌس
خفتَ ای گط ثرْضی اظ ذط ًبزاى فطيس
Mevlânâ ÂĢır Efendi‟nin -Allah‟ın selâmı üzerine olsun- Ayağının
Tozu Ġçin:
Bazen bana bir tebessüm geliyor,
Bazen de menzilden bir zil sesi geliyor.
Kâr ve zarar meşgalesinden uzak olmak gerek;
Bilmiyorum ben, bu heves nereden geliyor.
Eğer elimi denize vursam, her defasında
İnci ve cevher yerine çerçöp geliyor.
Ey çaresiz gönül! Feleğin cevrinden feryat etme;
(Çünkü) melek dedi, senin için hâkim geliyor.
Nefesi, Rahman‟ın nefesinin kokusundan bir koku;
O kimsenin kokusu bana Yemen tarafından geliyor.
Ey gönül! Çabuk “Ben Allah‟ım”F
12
F ışığına doğru yüzünü çevir;

9 Büyük mutasavvıf, Mevlevî tarikatının öncüsü, Ģâir ve fakih Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
(604/ 1207 Belh; 672/1273 Konya).
10 Özalp, Ömer Ferid Kam, s. 361.
11 Metinde bu mısra ikinci beytin ikinci mısraı, ikinci beytin ikinci mısraı da ilk beytin ikinci
mısraıdır (Özalp, a.g.e., s. 361); ancak tarafımızdan anlam bakımından her iki mısraın yerleri
değiĢtirilmiĢtir.
12 Ben Allah‟ım: “(Ey Mûsâ!) Hiç kuĢkulanma ki ben Allah‟ım. Ġlah yoktur benden baĢka...”,
Kur‟ân-ı Kerim, 20 Tâhâ 14 ve “Ey Mûsâ! KuĢkun olmasın ki ben, Allah‟ım...” Kur‟ân-ı Kerim,
27 Neml 9. ayetlerinden iktibastır. Beyitte, Hz. Mûsâ‟nın Allah ile konuĢmasına iĢaret
edilmektedir. Hz. Mûsâ, ailesiyle birlikte Mısır‟a giderken, Tûr-i Sînâ‟ya yaklaĢtığında Ģiddetli
bir rüzgar ve yağmurla karĢılaĢır ve yolunu ĢaĢırır. Uzakta bir ateĢ görür. AteĢe yaklaĢınca
A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 29 Erzurum 2006 175
Prof. Dr. Zeki Başar Özel Sayısı
TAED 29, 2006, 169-181
(Çünkü) Tûr‟(a giden) Mûsâ ondan (elinde) bir ateşle geliyor.
Dikkat et ey perişan gönül, sır kapısını kapat;
Perde ve duvar arkasından bir kişi geliyor.
Eğer cahil eşekten bir çifte yersen (ey) Ferit!
Sabret; çünkü arkasından birçok hayır geliyor.
Gazel 3: (Hezec bahri, mefûlü, mefâîlü, mefâîlü, mefâîl) F
13
آى ُن ًَ يکی ثلکَ ـجرًْؽت ّ فًٌْؽت
ظُطی ثسل ّ زـوي آضام ّ ؼکًْؽت
ثيچبضٍ زل اًسض زّ ثال ظاض ّ ظثًْؽت
تؼْيص هطا ثبػث تفْيؿ زضًّؽت
اظ حْصلَء ػبهئ کدفِن ثطًّؽت
14 يب ضة چَ تمبظبی ثس ًفػ حطّ ًؽت F
F
کبيي ػبلن هب ػبلن تمليت ـئًْؽت
حبل هي ثيچبضٍ فؽبًؽت ّ فؽًْؽت
ّدَء ذًْؽت
ُ
ظيي ططفَ ضّؾ ذبطط هب ل
ثبکی ًَ کَ تْفيك ذسا ضاٌُوًْؽت
آظازٍء تأثيط غن ضيت هًٌْؽت
بت ّ ػيًْؽت
ػبلن ثوي اهطّظ چْ خٌّ
ُط ُبخَء کبيس ثسلن هحط خًٌْؽت
ايي زغسغَء ذبطط ّايي ؼلطَء ّؼْا غ
کبفط ًتْاًن ـس ّ ُن هؤهي هْلي
F ثِورْاى 15 گط ذْاًن يک ؼْضٍ ثل ثيؽت F
ايي کفوکؿ هسضکَ ؼْظ زل ـيسا
ثگصـت چٌيي ػوط گطاًوبيَ زضيغب
ًْهيس ًين اظ هسز ايعز يکتب
آى هطز کدب تب کَ ـْز ّالف حبلن
زل هؤهي ّ ؼط کبفط ثسحبل ّ ثساًسيؿ
ُطچٌس زضيي تيَ ـسم حبئط ّ ُبئن
ُطکػ کَ کٌس تطک تسثّط ثسضايت
هي تطک تسثّط کٌن ای ػبضف کبهل
Kalbime gelen her sarsıntı delilik nedenidir;
O da bir değil, belki gece baskınları ve aldatmalardır.
Bu gönül dağdağası ve bu vesvese sultası,
Gönülde sakin ve yerleşik bir zehir ve düşmandır.
Ne kafir olabilirim, ne de kesin inanan bir mümin.
Zavallı gönül, iki bela içinde çaresiz ve âcizdir.
Bir sûre değil, yirmi (sûre) de okusam peş peşe, yine de
Benim muskam, içimde sıkıntıya neden olmaktadır.
Âşık gönlün algılamayı mahveden bu keşmekeşi,
Kıt anlayışlı körün havsalasından uzaktır.
Ne yazık ki, bu değerli ömür geçti.
Ey Rabbim! Ne ahlaksızca ve kötü bir istek!
Bir olan Allah‟ın yardımından ümitsiz değilim;
Çünkü bizim dünyamız, işleri altüst olmuş bir dünyadır.

onun bir ağaç tepesinden olduğunu anlar. Korkarak geri dönmek ister. O zaman ağaçtan, “Ey
Mûsâ! Ben âlemlerin Rabbi olan Allah‟ım” diye bir nida gelir… (Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri
Sözlüğü, s. 295).
13 Levend, Profesör Ferit Kam, Hayatı ve Eserleri, s. 137-138; Özalp, Ömer Ferid Kam, s. 225-
226.
14 ؽتًّحط : Levend, a.g.e., s. 137 ; ؽتًّحؽط : Özalp, a.g.e., s. 225.
15 ثيؽت ثل : Aslında ثلجيؽت : Levend, a.g.e., s. 137; Özalp, a.g.e., s. 225.
176 V.DEĞİRMENÇAY: Ömer Ferid Kam’ın Farsça Şiirleri ve Türkçe Çevirisi
TAED 29, 2006, 169-181
O adam nerede ki hâlimi anlasın;
Ben çaresizin hâli efsane ve efsundur.
Gönül mümin, baş ise mutsuz ve kötü düşünceli bir kâfir.
Bu acayip durumdan dolayı bizim gönlümüz kan denizidir.
Her ne kadar bu çölde şaşırıp kalmışsam da,
Korkum yok; Allah‟ın tevfiki rehberdir bana.
Kim bilerek tedbir almayı terk ederse,
Ölüm şüphesi üzüntüsünün tesirinden kurtulmuştur.
Ey kâmil ârif! Ben tedbir almayı terk ederim! (Çünkü)
Bugün dünya bana bahçeler ve pınarlarF
16
F gibidir.
Kıta 1: (Remel bahri, fâilâtün, fâilâtün, fâilâtün, fâilât)F
17
ثطق ط ثؼن گط کٌس زض الهکبى خْالًگطی
ـْضؾ افتس زض خِبى هبًٌس ُْل هحفطی
تب ثکی ايي کْضی ّ تب چٌس يب ضة ايي کطی
فکط اًسض هدلػ تبض ظاللت ؼطؼطی
ُطکؽی زض ّازئ ُّن ّ ذيبل زيگطی
خؽن تطثيؼی هثلث ُؽت زض ـکل گطی
آٍ اظيي ذْاة گطاى ّ ظيي ظالل هؼفطی
تب ثجيٌی ػبلن اظ ترليط ا ُبهت ثطی َّ
صس ًفبى آضز ظ اًحبی ذجبيبی ـِْز
پطزٍ ثط زاضم اگط اظ چِطٍء ح ّك اليميي
ای حميمت تْ ُويي پيسا ّ هطزم کْض ّ کط
ػمل اًسض زام تعّيط ذيبالت تِی
کطز ضؼْا ػمل ضا ثب ژاژذبيئ زگط
ُفت خفت ّ ُفت طبق اًسض ـوبض ايي ذيبل
آًکَ ثيساضی کٌس زػْی تْ ذْاة آلْزٍ گيط
ای کَ هی ذؽجی زضاى ذْاة گطاى ثيساض ـْ
ŞuhûdF
18
F sırlarından yüz nişan getirir,
Şimşek gibi mizacım ulûhiyet âleminde gezip dolaşsa.
Eğer hakka‟l-yakîninF
19
F yüzünden perdeyi kaldırırsam,
Dünyada mahşer telaşı gibi bir kargaşa çıkar.
Ey hakikat! Sen apaçıksın, fakat insanlar kör ve sağır.
Ey Rabbim! Ne zamana kadar bu körlük, ne vakte dek bu sağırlık!
Akıl, boş hayallerin yalan tuzağındadır;
Düşünce, baştanbaşa sapıklığın karanlık meclisindedir.
Başka bir gevezelikle aklı rüsva etti.
Herkes başka bir hayal ve kuruntu peşindedir.
Bu hayalin sayısında yedi çift ve sekiz tekdir;
Geometrideki dörtgen şekli üçgendir.

16 “Bahçelerin ve pınarların içinde”: Kur‟ân-ı Kerîm, 26 ġu„ara 147. ayetten iktibas.
17 Levend, Profesör Ferit Kam, Hayatı ve Eserleri, s. 138-139; Özalp, Ömer Ferid Kam, s.
368.
18 Hakk‟ı Hak ile görmektir. Ġlahî tecellileri temaĢa etmek, mâna âlemini seyretmek, kesreti
ahadiyette görmektir (Uludağ, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, s. 332).
19 Bir Ģeyi tadarak veya yaĢayarak öğrenmek. Kesin ve apaçık bilgi. Sâlikin hem ilim yönünden,
hem de hal ve müĢahede yönünden Hak‟ta fani ve Hak ile baki olmasıdır (Uludağ,
a.g.e., s. 153-154).
A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 29 Erzurum 2006 177
Prof. Dr. Zeki Başar Özel Sayısı
TAED 29, 2006, 169-181
Uyanıklık iddiasında bulunanı sen uyuyor say.
Ah bu ağır uykuya ve cemaat saplantısına!
Ey sürekli o ağır uykuda uyuyan! Uyan, kalk da
Dünyayı yalan kuruntularından uzak gör.
Kıta 2: (Remel bahri, fâilâtün, fâilâtün, fâilâtün, fâilât)F
20
زم ظًی ای ـيد ػبضف ُط گَ اظ ؼ ّط ّخْز ت ّطُبت ثی هآلت کی ـْز ُبزی هطا
ذْؾ کٌی گط ثگصضی ظيي زػْی ثی فبئسٍ ّحست ّ کثطت تطا ّظ ُط زّ آظازی هطا
Ey ârif şeyh! Her an varlık sırrından söz edersin.
Neticesiz, boş sözler nasıl rehber olur bana?
Bu faydasız davadan vazgeçersen iyi edersin.
Birlik ve çokluk sana, her ikisinden azat olmak bana.
Kıta 3: (Hezec bahri, mefûlü, mefâilün, feûlün) F
21
عهطی اگطت ثجبيس ای زّؼت ثی زغسغَ زض خِبى فبًی
زض ذْاؼت کي اظ ذسای ثيچْى کْضی ّ کطی ّ ثی ظثبًی
Ey dost! Eğer sana bir ömür gerekiyorsa
Dağdağasız, fani dünyada.
Eşi ve benzeri olmayan Allah‟tan iste,
Körlük, sağırlık ve dilsizlik.
Kıta 4: (Hafîf bahri, fâilâtün, mefâilün, fâ„lün/fa„lât)F
22
زّؼتبى ضا گِی ظيبضت کي تب ـْز ثيت زّؼتی هؼوْض
ذْؾ ًجبـس ظ زيسٍ زّض ـسى ُط کَ اظ زيسٍ زّض اظ زل زّض
Ara sıra dostları ziyaret et de
Dostluk evi mâmur olsun.
Gözden uzak olmak hoş olmaz;
Gözden uzak olan gönülden (de) uzaktır.
Kıta 5: (Müctes bahri, mefâilün, feilâtün, mefâilün, feilün/fa„lât) F
23

20 Levend, Profesör Ferit Kam, Hayatı ve Eserleri, s. 140; Özalp, Ömer Ferid Kam, s. 228.
21 Levend, a.g.e., s. 141; Özalp, a.g.e., s. 228.
22 Levend, Profesör Ferit Kam, Hayatı ve Eserleri, s. 142; Özalp, Ömer Ferid Kam, s. 228.
178 V.DEĞİRMENÇAY: Ömer Ferid Kam’ın Farsça Şiirleri ve Türkçe Çevirisi
TAED 29, 2006, 169-181
ظ ثػ کَ ّلف ًظط کطزٍ ام ثؼبضض تْ ـسؼت زض ًظطم ُط چَ ُؽت آى تبضيک
کؽی کَ زض ًگطز آفتبة ضا پيْؼت ظ ف ّط اّ ـْزؾ زض ًظط خِبى تبضيک
Senin yüzüne o kadar çok bakmışım ki,
Var olan her şey gözüme görünmez oldu.
Sürekli güneşe bakan kişinin gözünde,
Onun ışığından dolayı dünya karanlık olur.
Kıta 6: (Remel bahri, fâilâtün, fâilâtün, fâilün/fâilât)F
24
کبهلی گط ذسهت ًبزاى کٌس ايي ًَ اظ پؽتئ لسض ّ گُْطاؼت
اظ گطاًجبضی زضيي ضاٍ حيبت آزهی ُط گبٍ هحتبج ذطاؼت
Eğer kâmil bir kişi cahillere hizmet ederse
Bu, değerinin ve cevherinin düşüklüğünden değildir.
Bu hayat yolundaki ağırlıktan dolayı,
İnsan her zaman eşeğe muhtaçtır.
Kıta 7: (Remel bahri, fâilâtün, fâilâtün, fâilâtün, fâilât/fâilün) F
25
حس ـٌبؼی ثطتطيي اّصبف هطز کبهلؽت زض هحبفل ُطکَ زاًس لسض ذْز هکطم ـْز
ؼؽتئ ثبظّ ثجيي اظ پِلْاًی زض گصض گطثَ گط ـيطی فطّـس ؼرطٍء ػبلن ـْز
Haddini bilmek, olgun insanın en güzel vasfıdır.
Mahfillerde kendi kıymetini bilene saygı duyulur.
Pazılarının zayıflığına bak; pehlivanlıktan vazgeç.
Kedi eğer aslanlık taslarsa âlemin maskarası olur.
Kıta 8: (Müctes bahri, mefâilün, feilâtün, mefâilün, feilât)F
26
خِبلتؽت ُويفَ کليس گٌح هطاز ًصيت هطزم زاًب ثليَّء حطهبى
ثِل ُْای ضٍ م ػطفت کَ آذط کبض ثکْی کسيَ ضؼبًس تطا ضٍ ػطفبى

23 Levend, a.g.e., s. 143; Özalp, a.g.e., s. 228.
24 Levend, a.g.e., s. 144; Özalp, a.g.e., s. 228.
25 Levend, a.g.e., s. 145; Özalp, a.g.e., s. 228.
26 Levend, Profesör Ferit Kam, Hayatı ve Eserleri, s. 146; Özalp, Ömer Ferid Kam, s. 229.
A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 29 Erzurum 2006 179
Prof. Dr. Zeki Başar Özel Sayısı
TAED 29, 2006, 169-181
İstek hazinesinin anahtarı her zaman cehalettir.
Bilge insanların nasibi mahrumiyet belasıdır.
Marifet yoluna heveslenmeyi bırak; sonunda
İrfan yolu seni dilencilik sokağına ulaştıracak.
Kıta 9: (Hezec bahri, mefâîlün, mefâîlün, mefâîlün, mefâîlün)F
27
ثلی ػيسؼت ّ ايّبم صفبی ذبطط يبضاى ّلی ثٌگط ثَ اهؼبى ًظط احْال زًيب ضا
ذطاهبى هی ضّی ثب خبهَ ُبی فبذط ای ًبزاى ثپطغ اظ گْؼفٌساى هبخطای ػيس اظحی ضا
Evet bayramdır ve dostlar için safa günleri;
Fakat, dikkatle bak dünyanın haline,
Paha biçilmez elbiselerle salınarak yürüyorsun, ey cahil!
Koyunlara sor kurban bayramı macerasını.
Kıta 10: (Muzâri bahri, mefûlü, fâilâtün)F
28
هب گْی زـت حيطت چْگبى ثسؼت لسضت
ذْاُی ثکي تح ّول ذْاُی ثکي ـکبيت
Biz, şaşkınlık çölünün topu(yuz);
Çevgen kudret (Tanrı) elinde,
İster tahammül et,
İster şikayet et.
Kıta 11: (Remel bahri, fâilâtün, fâilâtün, fâilâtün, fâilün)F
29
ظًسگبًی ُط کَ ضا زـْاض ثبـس هطزٍ ثَ کبزهی ضا آًچٌبى ُؽتی ـْز ثبض ثسى
ؼؽتئ پيطی گطيجبًن گطفتَ اؼت ای فطيس ُطکػ اظ هطزى ثتطؼس ثين هي اظ ظيؽتي
Hayatın kendisine zor geldiği kişinin ölmesi daha iyidir;
Çünkü varlık insanoğluna beden yüküdür.
İhtiyarlık hâlsizliği yakamı tutmuştur, ey Ferit!
Herkes ölümden korkar, benim korkumsa yaşamaktan.
Rubai 1: (mefûlü, mefâilün, mefâîlün, fâ„)F
30

27 Levend, a.g.e., s. 149; Özalp, a.g.e., s. 228.
28 Levend, a.g.e., s. 80; Özalp, a.g.e., s. 228.
29 Ġbnülemin Mahmut Kemal Ġnal, Son Asır Türk Şairleri, I, 402.
180 V.DEĞİRMENÇAY: Ömer Ferid Kam’ın Farsça Şiirleri ve Türkçe Çevirisi
TAED 29, 2006, 169-181
ضًديسٍ زلن ظ خْض چطخ ثيساز ٍ ض لحظَ کٌن ظ زؼت لِطؾ فطيبز
ثيسای ػسم ُعاض ثبضم ذْـتط ظيي ػبلن ثی ّفبی ضًدؿ هؼتبز
Zalim feleğin zulmünden gönlüm kırgın.
Her an onun kahreden elinden feryat ederim.
Yokluk çölü binlerce defa daha hoştur bana,
Eziyeti adet edinen bu vefasız âlemden.
Rubai 2: (mefûlü, mefâilün (mefâîlü), mefâîlün, fâ„) F
31
ای زل تْ ًَ ای ظ ضاظ ُؽتی آگبٍ ثٌفيي ّ هکي ُطظٍ زضآيی ُطگبٍ
ُط خب کَ ضؼی اّل هٌعل آًؽت ضاُيؽت ثؽی زضاظ ّ ػوطی کْتبٍ
Ey gönül! Sen varlık sırrını bilmiyorsun;
Otur ve sürekli saçmalayıp durma.
Vardığın yer, ilk menzil orasıdır;
Çok uzun bir yol; fakat ömür kısa.
KAYNAKLAR
BOLAY, Süleyman Hayri, Ferîd Kam, Ankara 1988.
———, “KAM, Ömer Ferit”, DĠA, Ġstanbul 2001, XXIV, 271-273.
ÇELTĠK, Halil, Ömer Ferit Kam ve Âsâr-ı Edebiye Tetkikatı, Ankara 1998.

30 Levend, Profesör Ferit Kam, Hayatı ve Eserleri, s. 147; Özalp, Ömer Ferid Kam, s. 228.
31 Levend, a.g.e., s. 148; Özalp, a.g.e., s. 228.
A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 29 Erzurum 2006 181
Prof. Dr. Zeki Başar Özel Sayısı
TAED 29, 2006, 169-181
DEĞĠRMENÇAY, Veyis, “Ömer Ferit Kam‟ın Afgan Kralı Emânullah Han‟a
Methiyesi ve Hâkânî-yi Şirvânî‟nin Eyvân-ı Medâyin Adlı Kasidesine Naziresi”,
Nüsha ġarkiyat AraĢtırmaları Dergisi, Güz 2005, Ankara, Yıl V,
S. 19, s.7-22.
Ġbnülemin Mahmut Kemal Ġnal, Son Asır Türk Şairleri I-IV, Dergâh yayınları,
Ġstanbul 1988.
LEVEND, Agâh Sırrı, Profesör Ferit Kam, Hayatı ve Eserleri, Ġstanbul
1946.
Ömer Ferit Kam, be-Hâkpâ-yi A„lâ Hazret Pâdişâh-i Afgân Emânullah Hân
Hallede‟llâhu Mulkehu, Evkâf Matbaası, Ġstanbul 1928.
———, Dinî Felsefî Sohbetler (sad. Süleyman Hayri Bolay), Ankara 2003.
ÖZALP, M. Nazmi, Ömer Ferid Kam, Ġstanbul 2000.
PALA, Ġskender, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Ġstanbul 2000.
ULUDAĞ, Süleyman, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, Ġstanbul 2001.

Konular