AYIN DOSYASI: KAİNATIN KALBİNE YÜRÜYENLER

Mart kapıdan baktırsa da Nihayet dergi kainatın kalbine yürüyenlerle birlikte adım atmaya çağırıyor bizi. Yürümeyi unutan ayaklarımıza, küçük bir hatırlatma yapıyor.

Güzide Ertürk dervişler gibi, çağdaş protestocular gibi, kendisini yollara vurup hakikati arayanlarla birlikte yürümeye çağırıyor: “Yürümek derviş işiymiş!” demeyin. Yolda sadece dervişler yok. Yollar da seyyahlar da parmak izi gibi farklılık gösteriyor. Kimsenin hikâyesi diğerininkine benzemiyor. Yürüyüş protestocuları da, Hakk’a boyun eğmek için yürüyenler de aynı kulvarda.

Yolumuz bir çağdaş dervişin tekke misali evine düşüyor. Budapeşte’de hem de… Köşedeki kütüphane İslam’a dair Türkçe, Arapça, Macarca ve İngilizce kitaplarla dolu. Büyük bir beyaz tahta var duvarın birinde ve bizi şaşırtan bir başka manzara ise kitaplarla aynı salonda bir kaç jimnastik aleti ve koşu bandı. Yazı tahtası, kitaplar ve jimnastik aletleri, Halime hanımın okDSC_1119umak, öğretmek ve yürümek üzere şekillenen hayatının özeti gibi.

Müslüman olduktan sonra ibadet aşkıyla çalışma azmini birleştiren, okuyan, okutan ve kainat kitabını okumak için yürüyen Halima Zsuzsanna Kiss, her yaştan Macar Müslümanın Halime Ablası. Çünkü bir gece yarısı, kendisinden başka ailenin tek Müslüman ferdi olan annesinin cansız bedenini kül olmaktan kurtarmak için çırpınan bir Macar Müslümanın müracaat edebileceği tek adres o.

Yolu Budapeşte’ye düşen hemen herkesin ‘Halime Abla’sıyla, yolda olmak, okumak ve yürümek üzerine sohbet ettik. Söyleşimizi Müslüman olduktan sonra Arapçanın yanı sıra dilleri arasına kattığı Türkçe gerçekleştirdik.

Eva de Vitray-Meyerovitch’in Paris’ten Konya’ya uzanan kalbinin adımlarını izledi Saliha Şişman. “Hiç insan Hz. Mevlana’yı okuduktan sonra Müslüman olmaz olur mu?” diyen, elli yaşından sonra Farsça öğrenip Hz. Mevlana’nın külliyatını Fransızca’ya tercüme eden Eva de Vitray-Meyerovitch’in kalbinin ardından cansız bedeninin de Paris’ten Konya’ya uzanan adımları…B9PbvgzCUAArENu

Halime Hanım’dan, Eva/Havva Hanım’dan öğreneceğimiz, ibret alacağımız çok şey var. Ama Nazife Şişman bir başka hususa dikkat çekiyor: Batılı beyaz kadının hidayeti, “eski” Müslümanları neden mutlu eder? Son yıllarda, İslam coğrafyasında yaşanan olumsuzlukların İslam’a yaklaşmaya engel olarak görüldüğü sosyo-politik ortamda, İslam’a geçişler nasıl yorumlanabilir? Hidayeti sosyolojik açıklamalarla sınırlamaya kalktığımızda göremediklerimize işaret eden sorgulama, bizi kendimizle yüzleştiriyor.

Kainata ve kalbe doğru yürüyüşlerinizde yolunuz açık olsun…

Konular